SAĞLIK - 30 Mart 2025 Pazar 09:38

30 Mart Dünya Bipolar Günü: "Farkındalıkla tanı, destekle tedavi, umutla yaşam"

A
A
A
30 Mart Dünya Bipolar Günü: "Farkındalıkla tanı, destekle tedavi, umutla yaşam"

Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Sümeyye Yasemin Çallı, 30 Mart Dünya Bipolar Günü’nde hastalığın tanınması ve toplumsal farkındalığın artırılmasının önemine dikkat çekti. "Bipolar bozukluk, yalnızca ruh hali değişimleriyle sınırlı değildir, doğru tanı ve destekle yönetilebilir" diyen Dr. Çallı, bu yılın temasının "Farkındalıkla tanı, destekle tedavi ve umutla yaşam" olduğunu vurguladı.


30 Mart Bipolar Günü ile ilgili konuşan Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Sümeyye Yasemin Çallı, "Hastalarımızın, toplumsal farkındalığını arttırmak için 30 Mart’ı Bipolar Günü olarak anıyoruz, aynı zamanda 30 Mart ünlü ressam Van Gogh’unda doğum günü kendisi de ömrü boyunca bipolar bozuklukla mücadele etmiş bir ressam" dedi



"İki uçlu duygu durum bozukluğu şeklinde tanımlanır"


Bipolar bozukluğun halk arasında depresif bozukluk olarak bilinen bir hastalık olduğunu söyleyen Dr. Çallı, "Bipolar bozukluk, halk arasında uzun yıllardır "manik depresif bozukluk" olarak bilinen bir hastalıktır. Ancak güncel olarak, "iki uçlu duygu durum bozukluğu" şeklinde tanımlanır. Peki, bu iki uçlu duygu durum bozukluğu ne anlama gelir? Bu hastalığın bir ucunda manik atak dediğimiz dönem yer alır. Bu süreçte kişi çok hareketli, enerjik, neşeli ya da tam tersine çok öfkeli olabilir. Uyku ihtiyacı azalır, çok konuşur, aşırı harcamalar yapabilir ve zaman zaman gerçekliği değerlendirmede bozulmalar yaşayabilir. Ancak bu durum, gün içinde anlık değişimler gösteren bir dalgalanma hali değildir. Günün büyük bir bölümünde devam eden ve günlerce, hatta haftalarca sürebilen bir dönemdir. Diğer uçta ise depresif dönem bulunur. Bu dönem, ruh sağlığı konusunda daha iyi tanıdığımız bir süreçtir. Kişi evden pek çıkmaz, öz bakımı ihmal eder, kendini mutsuz ve umutsuz hisseder. Tıpkı manik atakta olduğu gibi, depresif dönem de sadece birkaç saat süren bir ruh hali değişimi değil; günlerce, hatta haftalarca devam eden bir süreçtir" ifadelerini kullandı.



"Bu yılın teması, Bipolar bozukluk: Farkındalıkla tanı, destekle tedavi ve umutla yaşam"


Dünya Bipolar Günü’nün önemine dikkat çeken Dr. Çallı, "Bugün biz ruh sağlığı çalışanları ve hastalarımız için çok önemli bir gün. Neden? Çünkü bu süreçte hastalarımız çok fazla toplumsal yargılamaya maruz kalıyor. Hastalık kendi içinde bazı zorluklar taşırken, buna ek olarak toplumsal yargılamalar da tanı ve tedavi sürecini ciddi anlamda sekteye uğratıyor. Çünkü bu tür yargılamalar ve damgalamalar, kişinin tedaviye başvurmasını geciktirebiliyor, onu korkutabiliyor ve tedaviden soğutabiliyor. Aynı şekilde, toplumda ilaçlarımızla ilgili farkındalık eksikliği olduğunda, yanlış bilgiler yayılabiliyor ve hastalarımız bundan çok çabuk etkilenebiliyor. İşte tam da bu nedenle, bipolar bozukluk tanısı alan bireylerin yaşadığı zorluklara dikkat çekmek ve toplumsal farkındalığı artırmak amacıyla bugünümüz var: 30 Mart Dünya Bipolar Günü. Ayrıca, bu tarih ünlü ressam Van Gogh’un doğum günüdür. Kendisi de ömrü boyunca bipolar bozuklukla mücadele etmiş bir sanatçıdır. Ancak bugün, onun yaşadığı döneme kıyasla tedaviye erişim çok daha kolay. Merkezlerimiz daha fazla ve imkânlarımız daha gelişmiş. Umarım, günümüzdeki hastalar onun yaşadığı zorlukları yaşamaz ve tedaviye çok daha kolay ulaşabilirler.


Bu yılın teması ise şu şekilde belirlendi ve biz de bunu çok önemsiyoruz: "Bipolar bozukluk: Farkındalıkla tanı, destekle tedavi ve umutla yaşam." Bu nedenle, ruh sağlığını koruma, toplumsal farkındalığı artırma ve damgalanmayla mücadele sürecine herkesi katkı sunmaya davet ediyorum" şeklinde konuştu.



30 Mart Dünya Bipolar Günü: "Farkındalıkla tanı, destekle tedavi, umutla yaşam"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kars Kars’ta çiftçiler tarlalarını sürmeye başladı Kars’ta havalarının ısınmasıyla birlikte çiftçiler, tarlalarını sürmeye başladı. Uzun süren kışın ardından mesaiye başladı. Kars’ın Arpaçay ilçesine bağlı Akçalar köyünde çiftçiler, baharın gelmesiyle birlikte tarla ekimine başladı. Karlı dağlar arasında yer alan tarlalarına arpa, buğday, korunga ve fiğ ekimi yapan çiftçiler, bereketli bir sezon geçirmeyi umut ediyor. Türkiye’nin yüksek rakımlı bölgelerinden biri olan Kars’ta, uzun süren kış mevsiminin ardından çiftçiler traktörleriyle tarlalarına gelerek ekim çalışmalarına başladı. Tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan bölge çiftçiler, bin 675 rakımlı ekim alanlarında toprakla buluştu. Tarlasına arpa ve buğday ektiğini belirten Akçalar köyü çiftçilerinden Gökhan Balcı, "Her yıl nisan ayının başında ekim yapmaya başlıyoruz. Yedinci ayda biçim işine giriyoruz. Hayvanlarımızın yemi için saman ve ot üretimi yapıyoruz. Tüm çiftçilerimize hayırlı ve bereketli bir sezon diliyorum" dedi. Arpaçay’ın Söğütlü köyünde çiftçilik yapan Muharrem Aldırmaz ise, "Sezonumuzu açtık, inşallah bereketli ve hayırlı mahsuller alırız. Şu an kuraklık olsa da Nisan ayında yağmur yağarsa bol verim elde ederiz. Yeğenimle birlikte ekim yapıyoruz, şimdi arpa ekeceğiz" ifadelerini kullandı. Çiftçiler, zorlu kış şartlarının ardından umutla başladıkları ekim sezonunda bereketli bir yıl geçirmeyi temenni ediyor. Kars’ta Nisan ayı ile birlikte başlayan çiftçilerin mesaisi, hasat döneminde ektikleri mahsulleri alınca son buluyor.
Gaziantep Ramazan Bayramı’nda Gaziantep’in tarihi mekanları turist akınına uğradı Türkiye’nin önemli tarih ve turizm merkezleri arasında yer alan Gaziantep, Ramazan Bayramı boyunca turist akınına uğradı. Ramazan Bayramı’nın ilk günlerinde yerli ve yabancı turistler, Gaziantep’in tarihi, turistik ve kültürel mekanlarına akın etti. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin inanç, kültür ve gastronomi merkezi haline gelen, tarihi dokusu ve yapıların yanı sıra müzeleriyle turistlerin uğrak mekanı haline gelen Gaziantep’te Ramazan Bayramı’nın 3 günü turist rekoru kırıldı. Dünyanın en eski 10 şehri arasında bulunan ve Osmanlı döneminden kalma tarihi cami, han, hamam, bedesten ve çarşıların yanı sıra geleneksel konakların bulunduğu Gaziantep’i Ramazan Bayramı’nda binlerce kişi ziyaret etti. Kentin tarihi yerlerinde ziyaretçi yoğunluğu Özellikle şehrin simgelerinden biri olan tarihi Gaziantep Kalesi civarı, Almacı Pazarı, Bakırcılar Çarşısı, Kaleoğlu Mağarası ve Kültür Yolu üzerindeki hanlar, binlerce turistin akınına uğradı. Ziyaretçiler, tarihi çarşılarda gezip fotoğraf çekerken, esnaftan da alışveriş yaptı. Gaziantep’in tarihi dokusunu ve çarşılarını keşfetmek isteyen turistler, aynı zamanda Hamam Müzesi, Zeugma Mozaik Müzesi, 25 Aralık Panorama Müzesi ve tarihi Tahmis Kahvesi gibi önemli mekânları da gezme fırsatı da buldu. Bayram tatilini fırsat bilen ziyaretçiler, kentin zengin mirasını yakından görme şansı elde etti. Gaziantep’teki turist yoğunluğu en çok esnafı mutlu etti Her yıl milyonlarca turistin geldiği Gaziantep, doğal güzellikleri, tarihi alanları ve zengin mutfağıyla da bu bayramda ziyaretçilerin hayranlıkla gezdiği şehir oldu. Tarihi, doğal güzellikleri, gastronomideki ünü, inanç ve kültür turizmi sayesinde de ziyaretçilerin en gözde merkezlerinden biri olan Gaziantep’teki turist yoğunluğu en çok esnafı mutlu etti. "Gaziantep turist akınına uğradı" Ramazan Bayramı tatili nedeniyle Gaziantep’e akın eden yerli ve yabancı turistlerin kentin tarihi ve turistik cazibe merkezlerini ziyaret ettiğini belirten Kaleoğlu Mağarası işletmecisi Mehmet Kaleoğlu, "Ramazan Bayramı dolayısıyla Gaziantep turist akınına uğradı. Ramazan’ın bereketi üzerimize doldu. Kaleoğlu Mağarasına turistler akın akın geliyorlar. Yerli ve yabancı turistlerimiz mağaramızı ziyarete geliyorlar. Mağaramız her zaman dolu oldu. Ziyaretçilerimiz canlı müzik eşliğinde çay ve kahvesini içiyorlar. Türkiye’nin hemen hemen tüm bölgelerinden gelen ziyaretçilerimiz buradan mutlu olarak ayrılıyorlar" dedi. "Gaziantep’e tekrar gelmeyi düşünüyoruz" Gaziantep’e gelen ziyaretçilerden Kaan Ertük, İstanbul’dan geldiğini ve Gaziantep’i çok beğendiğini belirterek, "Bayram tatilinde GAP turu sayesinde Gaziantep’e geldik. Birçok ilçemizi ve ilimizi gezmiş olduk. En önemli kaldığımız yer Gaziantep oldu. Yemekleri, tarihi dokusu, sokakları ve insanları olsun, bizler Gaziantep’ten çok memnun kaldık. Gaziantep’e tekrar gelmeyi düşünüyoruz" diye konuştu. "Gaziantep’i çok beğendik" Ziyaretçilerden Yaren Ertürk ise, "Bayram tatilinde, tatilimizi GAP turu ile değerlendirmeye karar verdik. Turla birlikte ilk önce Gaziantep’e inerek sonrasında Şanlıurfa’ya geçtik. Şanlıurfa’dan da Mardin’e, Mardin’den Adıyaman’a ve Adıyaman’dan Halfeti’ye geçtik. En son tekrar Gaziantep’te konakladık. Mardin’i çok beğendik, tarihi dokusuyla bizi çok etkiledi. Gaziantep’i de aynı şekilde çok beğendik. Lezzetli yemeklerine hayran kaldık. Yoğunluğun daha az olduğu bir dönemde tekrardan Gaziantep’e gelmeyi düşünüyoruz" şeklinde konuştu.