DÜNYA - 07 Ocak 2025 Salı 20:10 | Son Güncelleme : 07 Ocak 2025 Salı 20:13

Trump’ın oğlu Trump Jr. Grönland’de: "Bu sadece uzun zamandır planladığım kişisel bir gezi"

A
A
A

ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump’ın oğlu Donald Trump Jr., Danimarka’ya bağlı özerk bölge olan Grönland’e geldi. Trump Jr., tepki çeken ziyareti hakkında, "Bu sadece uzun zamandır planladığım kişisel bir gezi" dedi.

ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump’ın "Grönland’ın ABD’nin kontrolünde olması gerektiğine" dair tepki çeken açıklamasının ardından oğlu Donald Trump Jr., Danimarka’ya bağlı özerk bölge olan Grönland’e geldi. Adanın başkenti Nuuk’a Trump Force One” adlı özel uçağıyla inen Trump Jr.’ın ziyaret kapsamında hükümet yetkilileri ile görüşmesi beklenmiyor.
Yerel yetkililer, ziyaretin 4-5 saat süreceğini ve resmi bir görüşme planlanmadığını açıkladı. Trump Jr., bir podcast yayınında babasının Grönland’a yönelik yorumlarına atıfta bulunarak, “Hayır, Grönland’ı satın almıyorum. Bu sadece uzun zamandır planladığım kişisel bir gezi” dedi.

Trump’ın Grönland’a yönelik iddialı açıklamaları

Donald Trump, sosyal medya platformu Truth Social’da Grönland hakkında övgü dolu paylaşımlarda bulundu. Trump, "Grönland’ı yeniden büyük yapma” sloganıyla yaptığı açıklamada, adanın ABD’nin bir parçası olması durumunda “muazzam faydalar” sağlanacağını ifade etti. Trump, oğlunun ziyaretinin, Grönland’ın “en muhteşem bölgelerinden ve manzaralarından bazılarını” görmek için olduğunu belirtti. Trump, Grönland’ın ABD için “mutlak bir gereklilik” olduğunu savunarak, diplomatik geleneklerden bağımsız bir dış politika izleyeceğinin sinyallerini verdi. 2019 yılında Trump, Danimarka’nın Grönland’ı satmayı reddetmesi üzerine bu ülkeye planladığı ziyareti ertelemişti.

Grönland ve Danimarka’dan tepki

Grönland Başbakanı Mute Egede, adanın satılık olmadığını net bir şekilde dile getirirken, Danimarka’dan bağımsızlık talebini hızlandıracaklarını belirtti. Egede, yeni yıl konuşmasında Grönland halkının bağımsız bir geleceğe hazırlandığını vurguladı.

Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen ise ABD ile işbirliğinin önemine dikkat çekti. Frederiksen, “ABD’lilerle çok yakın işbirliğine ihtiyacımız var” ifadelerini kullanarak, "Öte yandan, herkesi Grönlandlilerin bir halk olduğunu, onların ülkesi olduğunu, yalnızca Grönland'ın geleceğini belirleyebileceğini ve tanımlayabileceğini kabul etmeye davet ediyorum" dedi.

Donald Trump’ın göreve başlayacağı 20 Ocak tarihine kadar Grönland konusundaki söylemlerinin devam etmesi bekleniyor. Trump’ın Grönland’a olan ilgisi, Panama Kanalı’nın kontrolünü ele geçirme tehdidi ve diğer iddialı dış politika açıklamalarıyla birlikte, ABD’nin uluslararası ilişkilerinde yeni bir dönemin habercisi olarak görülüyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Jandarma aracını çalan şüpheli yakalandı: 90 suç kaydı olduğu ortaya çıktı İstanbul Silivri’de yapılan çalıntı araç ihbarı üzerine adrese jandarma ekipleri tarafından yakalanan ve ardından jandarma aracını da çalarak kaçan hırsız yakalandı. 90 suç kaydı olduğu belirlenen şahsın yakalandığında, başkasına ait kimlik bilgilerini verdiği ortaya çıktı. Silivri’de 6 Ocak 2025 tarihinde gece saat 02.15 sıralarında yaşanan olayda, bir kişinin kuzeni Mustafa S.’ye ait aracın çalındığı ve Silivri’de bulunan bir at çiftliğine götürüldüğü ihbarı üzerine Silivri İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri harekete geçmişti. Jandarma ekipleri, adrese intikal ederek, çalıntı araçla orada bulunan şüpheli Süleyman Eyüp B.’yi yakaladı. Jandarma ekiplerinin delil toplama ve arama çalışmaları sırasında, gözaltına alınan şüpheli, bulunduğu jandarma aracını çalarak çiftlikten kaçmıştı. Şahıs daha sonra Şişli OK Meydanında jandarma aracını terk ederek kayıplara karışmıştı. Şüpheli, yapılan takip sonucu Silivri İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından Pendik mevkiinde yakalandı. Yapılan sorgulamada şüpheli Süleyman Eyüp B’nin hırsızlık, nitelikli dolandırıcılık gibi 90 ayrı suç kaydının bulunduğu belirlendi. Şüpheli, Silivri Devlet Hastanesi’nde sağlık kontrolünden geçirildikten sonra Silivri Adliyesi’ne sevk edildi. Öte yandan şüphelinin 6 Ocak 2025’te çiftlikte yakalandığı sırada, jandarma ekiplerine başkasına ait kimlik bilgilerini verdiği ve kendisini Tayyip F. diye tanıttığı ortaya çıktı.
Antalya Cinayetle biten kız kaçırma kavgasıyla ilgili 1 kişi tutuklandı Antalya’da kız kaçırma meselesi nedeniyle çıkan ve 1 kişinin pompalı tüfekle vuralarak öldüğü olayla ilgili adliyeye sevk edilen 2 kişiden 1’i tutuklandı. Olay sonrası kaçan bir kişiyi arama çalışmaları ise devam ediyor. Dün akşam saat 16.30 sıralarında Antalya’nın Kepez ilçesi Habipler Mahallesi 5924 Sokak üzerinde meydana gelen olayda, kız kaçırma meselesi yüzünden husumetli olan Sefil Ünder (46) ile Serkan D. (18), Dursun A. (17) ve Beran Ç. (18) arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine Serkan D. (19), araçta bulunan av tüfeğini alarak Sefil Ünder’e ateş açtı. Sefil Ünder ve o sırada olay yerinde bulunan Sultan Ünder (24) av tüfeğinden çıkan saçmalarla yaralanırken, şüpheliler Serkan D., Dursun A. ve Beran Ç. ise olay yerinden kaçtı. Sefil Ünder, doktorların tüm müdahalelerine rağmen hastanede hayatını kaybederken vücudunun çeşitli yerlerinden yaralanan Sultan Ünder’in ise tedavisi devam ediyor. 1 kişi tutuklandı Olaya karışan şüphelilerden Serkan D. ve Dursun A. ekipler tarafından kısa sürede yakalanırken, Beran Ç.’nin ise yakalanması için Cinayet Büro Amirliği ekiplerinin çalışması sürüyor. Emniyetteki işlemlerinin ardından 28 yaşından küçük olan Dursun A. Çocuk Şube Müdürlüğü, Serkan D. ise Antalya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri tarafından adliyeye sevk edildi. Savcılık işlemlerinin ardından hakim karşısına çıkan Serkan D. adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, Dursun A. ise tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Antalya Kız kaçırma kavgası cinayetine 1’i tutuklama 1 adli kontrol Antalya’da kız kaçırma meselesi nedeniyle çıkan tartışmada pompalı tüfekle yaralanarak hastanede hayatını kaybeden Sefil Ünder’in ölümüne ilişkin adliyeye sevk edilen 2 kişiden 1’i tutuklanırken, 1 kişi adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. Olay sonrası kaçan bir kişiyi arama çalışmaları ise devam ediyor. Dün akşam saat 16.30 sıralarında Antalya’nın Kepez ilçesi Habipler Mahallesi 5924 Sokak üzerinde meydana gelen olayda, kız kaçırma meselesi yüzünden husumetli olan Sefil Ünder (46) ile Serkan D. (18), Dursun A. (17) ve Beran Ç. (18) arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine Serkan D. (19), araçta bulunan av tüfeğini alarak Sefil Ünder’e ateş açtı. Sefil Ünder ve o sırada olay yerinde bulunan Sultan Ünder (24) av tüfeğinden çıkan saçmalarla yaralanırken, şüpheliler Serkan D., Dursun A. ve Beran Ç. ise olay yerinden kaçtı. Sefil Ünder, doktorların tüm müdahalelerine rağmen hastanede hayatını kaybederken vücudunun çeşitli yerlerinden yaralanan Sultan Ünder’in ise tedavisi devam ediyor. 1 kişi tutuklandı Olaya karışan şüphelilerden Serkan D. ve Dursun A. ekipler tarafından kısa sürede yakalanırken, Beran Ç.’nin ise yakalanması için Cinayet Büro Amirliği ekiplerinin çalışması sürüyor. Emniyetteki işlemlerinin ardından 28 yaşından küçük olan Dursun A. Çocuk Şube Müdürlüğü, Serkan D. ise Antalya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri tarafından adliyeye sevk edildi. Savcılık işlemlerinin ardından hakim karşısına çıkan Serkan D. adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, Dursun A. ise tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Ankara Adalet Komisyonu Başkanı Yüksel: "BMGK vakit kaybeden İsrail’in, Gazze, Lübnan ve Suriye’deki silahlı saldırılarını engelleyen kararlar almalı" Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel, "Birleşik Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) vakit kaybetmeksizin İsrail’in, Gazze, Lübnan ve Suriye’deki silahlı saldırılarını engelleyen ve bir daha tekrarlanmamasını sağlayacak kararlar alması gerekmektedir" dedi. Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, TBMM’de basın toplantısı basın toplantısı düzenleyerek, Suriye’deki durumu değerlendirdi. Yüksel, Esad rejiminin düşmesiyle bölgede dengelerin değiştiğine dikkat çekerek, “Tüm planlarını bu kanlı ve zalim rejimin devamı üzerine kuran devletler Suriye halkının yapmış olduğu devrimi kabullenememektedir. Bu devletlerin başında ise İsrail gelmektedir. 7 Ekim 2023 tarihinden beri Gazze’de vahşi bir soykırım uygulayan İsrail, 2024 yılında savaşı Lübnan topraklarına da taşımıştır. 8 Aralık’tan beri ise Suriye’ye yönelik saldırılarını da yoğunlaştırmıştır. Bölgeden gelen bilgilere göre İsrail Suriye’ye ait Golan Tepeleri’ndeki işgalini geliştiriyor. Fakat İsrail aksine 1974’te İsrail ile Suriye arasında imzalanan kuvvetlerin ayrıştırılması anlaşmasıyla oluşturulmuş olan tampon bölge ve silahtan arındırılmış bölgeye de ilerleyerek işgalini genişletmeye çalışıyor. Bu durum asla kabul edilemez. İsrail ayrıca başkent Şam dahil olmak üzere çok sayıda yere son bir ayda hava saldırısı gerçekleştirdi. Tüm bu saldırılar Birleşik Milletler şartının ikiye dördüncü maddesindeki kuvvet kullanma yasağının ihlalini teşkil ediyor” ifadelerini kullandı. Yüksel, saldırıların uluslararası barış ve güvenliğe yönelikte ciddi tehdit oluşturduğunu söyleyerek, “Birleşik Milletler Güvenlik Konseyi’nin vakit kaybetmeksizin İsrail’in, Gazze, Lübnan ve Suriye’deki silahlı saldırılarını engelleyen ve bir daha tekrarlanmamasını sağlayacak kararlar alması gerekmektedir. Gazze’de yaşanan soykırım, savaş suçları ve insandan karşı suçlar uluslararası toplumun derin endişelerini arttıran ciddi bir durumdur. İsrail’in Gazze’deki savaşı Lübnan ve Suriye’ye taşıma çabaları ise bölgedeki gerilimi daha da tırmandırmakta ve büyük bir bölgesel felakete yol açma riski taşımaktadır. Filistin’deki gelişmeleri dikkatle takip etmeye devam ediyoruz hukuk ekibi olarak. En son İrlanda Cumhuriyeti’nin dün yapmış olduğu soykırım davasına müdahillik başvurusunu da memnuniyetle karşıladığımızı ifade etmek isteriz. Tıpkı Gazze’de olduğu gibi Suriye’deki insan hakları ihlalleri ve savaş suçları da büyük bir önem taşımaktadır. Bu suçların tekrarlanmaması ve sorumluların adalet önüne çıkarılması için uluslararası toplumun etkili adımlar atması gerekmektedir. Suriye halkının yaşadığı zulmün sona erdirilmesi ve adaletin sağlanması sadece bölge için değil, küresel barış ve insan hakları için de hayati bir önem arz etmektedir. Malumunuz olduğu üzere 27 Kasım’da Suriye’de rejim karşıtı muhalif güçlerin Halep’in Batık kırsalında başlattığı geniş çaplı operasyonlar bölgemizde çoğu kişinin tahayyül edemeyeceği değişimlere neden oldu. 30 Kasım’a gelindiğinde muhalifler İdlib ve Halep’i temizledi. 5 Aralık’ta Hama’da, 7 Aralık’ta ise Humus’ta kontrolü ele geçirdiler. Nihayet 8 Aralık’a gelindiğinde Şam muhaliflerin eline geçti. Tüm bu gelişmelerin sonucunda Suriye’de 61 yıldır iktidarda olan eli kanlı Baas rejimi tamamen sona erdi. Suriye halkı büyük bir devrim gerçekleştirdi” dedi.