DÜNYA - 26 Ocak 2025 Pazar 21:06 | Son Güncelleme : 26 Ocak 2025 Pazar 21:08

Dışişleri Bakanı Fidan, Irak Savunma Bakanı El Abbasi ile görüştü

A
A
A

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Bağdat temasları çerçevesinde Irak Savunma Bakanı Sabit Muhammed Said Rıza El Abbasi ile bir araya geldi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Irak'ta temaslarını sürdürüyor. Fidan, başkent Bağdat’ta Irak Savunma Bakanı Sabit Muhammed Said Rıza El Abbasi ile bir araya geldi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muş Malazgirt’e 24 milyonluk süt toplama merkezi yatırımı Muş Valisi Avni Çakır’ın öncülüğünde Malazgirt ilçesine 24 milyon 480 bin TL’ye mal olacak projeyle Süt Toplama Merkezi kurulacak. Muş Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) ile Malazgirt Ziraat Odası Başkanlığı arasında Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye’nin eş finansman desteğiyle yürütülen IPARD 3 Programı çerçevesinde dev bir proje hayata geçiriliyor. Toplam proje bedeli 24 milyon 480 bin TL olan “Malazgirt Süt Toplama Merkezi” için protokol imzalandı. Merkezin günlük 30 ton süt toplama kapasitesine sahip olacağı açıklandı. Proje, bölgedeki süt üreticilerinin ürünlerini daha verimli bir şekilde değerlendirmesine imkan tanıyacak ve ekonomik kalkınmayı destekleyecek. Malazgirt ilçesi Hanoğlu köyüne kurulması planlanan merkeze taahhütlerin tamamlanması ile 12 milyon 277 bin 331,07 TL hibe ödemesi yapılacak. Hayata geçirilecek proje ile Muş’ta soğutulmuş çiğ süt bilinci oluşturmak, kaliteli çiğ süt üretmek, sokak sütçülüğünü azaltmak, süt üreticilerinin karını artırmak, sokak sütçülüğünün oluşturduğu sağlık sıkıntılarını ortadan kaldırmak ve Malazgirt ilçesinde hayvancılık sektörünü geliştirmek amaçlanıyor. Projeyle ilgili açıklamalarda bulunan Muş Valisi Avni Çakır, “Pazartesi gününe çok hayırlı bir başlangıç yaptık. Sabah Kızılay’ın kan alma merkezine mesai arkadaşlarım ve kolluk personelimiz ile beraber kan bağışında bulunduk. Bugün öğleden sonra da yine hayırlı bir iş için Valilik makamında Malazgirt Ziraat Odası Başkanımız Tahsin Kılıç, Muş İl Genel Meclisi Üyesi Sait Yıldırım ve TKDK Muş Koordinatörü Bünyamin Süne ile birlikte Malazgirt Süt Toplama Merkezi’nin TKDK desteğiyle alakalı IPART III Programı kapsamında protokolünün imzalanması amacıyla bir aradayız. Katıldığımız her türlü ortamda ilimizin tarım ve hayvancılık potansiyeline vurgu yapıyoruz. Gerçekten de Muş ili uçsuz bucaksız ovasıylaü, açık alanlarıyla, çayır ve meraları ile hayvancılık için son derece müsait bir alan. Tabii burada hayvan varlığımızla alakalı da ciddi bir sıkıntımız yok. Özellikle küçükbaşta çok çok iyi konumdayız. Büyükbaşta da Türkiye’deki ilk 15 ilden biriyiz. Ama maalesef sütlerin toplanması noktasında ve vatandaşlarımızın sütlerinin ekonomik anlamda onlara daha fazla katkı sunması anlamında hala yapacak daha çok işimiz var. Bu konuda da hep beraber güzel bir işe inşallah birazdan imza attık. Projemizin ismi ‘Malazgirt Süt Toplama Merkezi.’ Bu IPARD III çağrısı kapsamında destek alan bir proje. Yatırımınızın kapasitesi günlük toplam 30 ton süt işlemeye müsait bir tesis kurulacak bu imzalandığı takdirde. Yatırım yeri de Malazgirt ilçemizdeki Hanoğlu köyü hudutlarında kalan alanda. İnşallah Malazgirt Ziraat Odası, Süt Toplama Merkezi’ni kuracak. Projenin bedeli 24 milyon 480 bin TL, hibe tutarı ise 12 milyon 277 bin TL. Yani yaklaşık yüzde 50 hibe tutarı var. Bu projemizde amacımız hem süt toplama ve soğutma merkezi kurulmuş olacak ve soğutulmuş kaliteli çiğ sütün hem üretilmesi, hem üreticilerin karlılığının artırılması, hem de sağlık anlamında da daha hijyen şartlarda sütün toplanması, işlenmesini gerçekleştirmek. Bu anlamda da sağlanacak ekonomik katkı ile vatandaşlarımızın hayvancılık konusundaki imkanlarının üretimlerinde artmasını sağlamaktır. Sahip oldukları hayvan varlığında da artışa gitmektir. İlimizde hayvan varlığına baktığımız zaman büyükbaş hayvancılık 230 bin, küçükbaş hayvanda da en düşük sezonda 1 milyon 100 binlere ulaşan, yüksek sezonda da 1 milyon 700 binlere ulaşan varlığa sahibiz. Buna ilave olarak sezonda civar illerden gelen hayvan göçüne de maruz kalıyoruz. Dolayısıyla komşu illerden gelen vatandaşlarımızın hayvanlarının sütlerinin bu proje kapsamında da inşallah toplanması, değerlenmesini amaçlıyoruz. Ben Malazgirt Ziraat Odası Başkanı Tahsin Kılıç’a, yönetimine, Malazgirtli hemşehrilerimizi temsilen Sait Bey’e ve bu projeyi başından beri takip eden, destekleyen TKDK il müdürümüze ve bakanlığımıza çok teşekkür ediyorum. İnşallah Valiliğimiz de bu süreçleri takip edecek ve bu proje başarıya ulaşacak. Hayırlı uğurlu olsun diyorum” ifadelerini kullandı.
İstanbul İki genç kızı canice öldüren Semih Çelik’in davasında takipsizlik kararı İstanbul’da 2 genç kızı canice öldürdükten sonra intihar eden Semih Çelik’le ilgili soruşturma tamamlanarak, kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi. Kararda, 2 genç kızın olay sırasında Semih Çelik’e direnç göstermedikleri, Semih Çelik’e yardım eden üçüncü bir kişinin tespit edilemediği ve bu eylemlere yönlendirdiği düşünülen satanizm düşünce yapısına ilişkin herhangi bir delil elde edilemediği aktarıldı. İstanbul’da 4 Ekim 2024’de Eyüpsultan’da 19 yaşındaki Ayşenur Halil’i, Fatih Edirnekapı Surları’nda ise 19 yaşındaki İkbal Uzuner’i canice öldürdükten sonra surlardan atlayarak intihar eden Semih Çelik’e (19) ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma tamamlanarak, kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi. Verilen takipsizlik kararında, Semih Çelik ile İkbal Uzuner’in bir dönem gönül ilişkisi yaşadıkları, ailelerin de araya girmesiyle bu ilişkinin sona erdiği, Semih Çelik’in bu ilişkiden sonra Ayşenur Halil ile gönül ilişkisi yaşadığı, bu ilişkinin olayın yaşandığı güne kadar devam ettiği ancak İkbal Uzuner ile de ilişkisini de sonlandırmadığı anlatıldı. Bir genci evinde, diğerini surlarda vahşice katletti Olay günü Semih Çelik’in evine gelen Ayşenur Halil’i yatağında boğazını keserek vahşice öldürdüğü belirtilen kararda, Semih Çelik’in evde 3 saat kaldıktan sonra üzerini değiştirerek surlara gittiği, bu sırada İkbal Uzuner’in surların önüne giderek bir süre Semih’i beklediği, Semih’in olayı gerçekleştirdiği surlara çıktığı, İkbal’in surların üzerine çıkan Semih’i görerek el salladığı ve Semih ile telefonda görüştüğü, ardından Semih’in yanına giderek surların üzerine çıktığı, surların üzerinde buluştukları ve Semih’in burada İkbal’i vücudunun uzuvlarını nizami bir şekilde keserek vahşice katlettiği kaydedildi. Semih’e direnç göstermedikleri belirtildi Verilen kararda, evde yapılan incelemede herhangi bir dağınıklığa rastlanılamadığı, 2 genç kızın tırnaklarında Semih Çelik’e ait DNA tespit edilemediği, İkbal Uzuner’in surların üzerindeyken herhangi bir bağrışmasını duyan bir kişiye rastlanılamadığı ve bu sebeplerle 2 gencin Semih Çelik’e direnç gösterdiklerine dair herhangi bir delil elde edilemediği kaydedildi. Öte yandan kararda, elde edilen dijital materyallere göre İkbal Uzuner’in daha önceden kendisini ip ile boğmaya çalıştığı, bu görüntüleri Semih Çelik’e gönderdiği, göğsünde ve vücudunun diğer bölgelerinde kesikler olan fotoğraflar ile müstehcen görüntülerini gönderdiği, Semih Çelik’in ise bu görüntülere benzer kadın figürlerine kafa ve bacak kısımları kesik olacak şekilde kara kalem çizimler yaparak İkbal’e gönderdiği belirtildi. Babasına "Reis seni nasıl kesmemi istersin?" demiş Semih Çelik’in kendisini ve İkbal Uzuner’i öldürmek istediğine ilişkin kayıtların olduğu belirtilen kararda, Semih Çelik’in babası ile bir gün önce yaptığı görüşmede "Reis seni nasıl kesmemi istersin?" dediği, olay günü Ayşenur’u katletmeden hemen önce ise annesine "Akşama kadar yaşayacak mıyız?" dediği aktarıldı. Verilen kararda, Semih Çelik’e yardım eden üçüncü bir kişinin tespit edilemediği, bu eylemlere yönlendirdiği düşünülen satanizm düşünce yapısı ile Discord (inceller) veya Telegram isimli uygulamalara yönelik herhangi bir delil elde edilemediği de kaydedildi. İkbal Uzuner’in evden kaçarak Semih Çelik’in yanına gittiği belirtildi İkbal Uzuner’in babasının ifadesine de yer verilen kararda, kızının aynı okulda okuyan Semih ile arkadaş olduklarını, Semih’in kızına platonik yani karşılıksız bir şekilde duygu beslediğini, buna ilişkin kızına çok sayıda görüntü ve video gönderdiğini, bu video ve görüntülerin satanistçe söylemler içerdiğini, bunun üzerine kızının okulunu değiştirdiğini, bu kişinin kızını tehdit etmesiyle alakalı pandemi dönemi olması sebebiyle herhangi bir yere başvuru yapmadığını, bir süre sonra Semih’in kızının aklını çeldiğini, 6 Şubat depreminde kızının evden kaçarak çocuğun yanına gittiğini, bu durum ile alakalı kayıp başvurusunda bulunmadıklarını, kızının evden kaçması sebebiyle telefonunu elinden aldıklarını, 6 Şubat depreminden yaklaşık 6 ay sonra kızının tekrardan evden kaçtığını, bu konuyla alakalı kayıp başvurusunda bulunduklarını, kızının Edirnekapı Şehitlik Köprüsü üzerinde oturur vaziyette bulunduğunu, kızını psikoloğa götürdüklerini, bir süre sonra kızına kedi aldıklarını, kedinin kızının psikolojisini düzelttiğini söylediği belirtildi. Müşteki babanın ifadesinin devamında ise olay günü İkbal’i aradığında bir erkek şahsın açtığını, "Merak etmeyin İkbal emin ellerde" dediğini, ısrarla aradıklarını, bu sefer farklı bir erkek şahsın telefonu açtığını, "Ben surların yanında bayrağın altındayım. Telefon yukarıdan önüme düştü, gel vereyim" dediğini, Edirnekapı Surları’na doğru gittiklerini, telefonu açan şahsın evsiz bir şahıs olduğunu, bu şahsa telefonu nereden bulduğunu sorduğunda yukarıdan aşağıya düştüğünü söylediğini, kalabalığın surlara doğru baktıklarını gördüklerini, o yöne doğru ilerlediklerini, çok geçmeden kızlarının başını gördüklerini söylediği kaydedildi. Kasap dükkanında çalışırken uyuşturucu da kullanıyormuş Verilen kararda, Semih Çelik’in babasının ifadesine göre Semih’in 16 yaşına gelene kadar inançlı birisi olduğunu, namaz kıldığını, pandemi döneminden sonra deist olduğunu söylediğini, lisede okurken okumayacağını söylemesi üzerine okuldan aldıklarını, açık liseyi bitirdiğini, yaklaşık üç yıl önce Semih’e psikolojik ilaçlar yazıldığını ancak bu ilaçları kullanmadığını, oğlunun kasap olmak istediğini, kasap dükkanında işe başladığını, iki yıl önce uyuşturucu madde kullanmaya başladığını, yaklaşık 3 aydır uyuşturucu alacak parasının olmaması sebebiyle uyuşturucu madde kullanmadığını, ara ara eve şarap, bira gibi alkoller aldığını, yaklaşık bir yıl önce oğlunun odasına girdiğinde insan psikolojisini korkutan şeytana benzer kara kalem resimler gördüğünü, oğluna bu durumu sorduğunu ve "Düşünce yapılarımız farklı" dediğini, başka açıklama yapmadığını söylediği belirtildi.
Kastamonu Taşköprü sarımsağı toprakla buluştu Kastamonu’nun Taşköprü ilçesinde bölge halkının "beyaz altın" olarak nitelendirdiği Taşköprü sarımsağının dikim sezonu başladı. Taşköprü ilçesinde hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi ve kar yağışının yaşanmamasından dolayı sarımsak dikimi erken başladı. Çetmi köyünde 30 yılı aşkın süredir sarımsak üreticiliği yapan Şahin Akdağ, “Taşköprü’ye bağlı Çetmi köyünde sarımsak üreticisiyiz. Sarımsaklarımızın bu mevsimde hava şartlarına, iklim şartlarına uygun olarak dikimini yapmak üzereyiz. Allah nasip ederse hemmuz ayının 10-15’i arası da hasat dönemiıs tamamlayacağız. Bu önümüzdeki dönem sulama işlemleri ve çapa işlemleri gerçekleştireceğiz. Sarımsakları işçilerimizle beraber el dikimi yaparak daha yüksek verim almayı hedefliyoruz. 2025 yılı sarımsak dikim sezonu tüm üreticilerimize hayırlı olsun” dedi. 30 yıldır ilçede günlükçü başkanlığı yapan Aliye Güllü, ”2025 yılı sarımsak sezonu bugün itibarıyla başladı. Hava şartlarından dolayı sarımsak dikim sezonu biraz erken başladı. En kaliteli dikim el ile olan dikim. Makine ile dikim yapan üreticilerimiz de var ama genel itibarıyla verimli olduğunu düşündükleri için üreticilerimiz el ile dikim yapmayı daha çok tercih ediyor. Tüm üreticilerimize bereketli bir sezon diliyorum” dedi. Taşköprü Tarım ve Orman İlçe Müdürü Mehmet İpek, “Kastamonu Taşköprü’de 2025 yılı sarımsak üretimi rekolte beklentisinin 25 bin dönüm arazide 30 bin ton olmasını hedefleniyoruz. Taşköprülü üreticilerin sarımsak üretimi Türkiye’nin sarımsak ihtiyacının yüzde 20’sini tek başına karşılıyor. Taşköprü’de 4 bin aile geçimini sarımsak üretimi yaparak karşılıyor” dedi.