EKONOMİ - 20 Ocak 2025 Pazartesi 17:15

GZO Başkanı Nurittin Karan: “FİSKOBİRLİK 15 yılda 4 milyar TL zarar etti"

A
A
A
GZO Başkanı Nurittin Karan: “FİSKOBİRLİK 15 yılda 4 milyar TL zarar etti"

Giresun Ziraat Odası Başkanı Nurittin Karan, geçtiğimiz hafta mali genel kurulunu gerçekleştiren FİSKOBİRLİK’in son yıllarda ciddi zarara uğradığını iddia etti. Karan, FİSKOBİRLİK yönetiminin kötü bir performans sergilediğini ve kurumun kaynaklarının israf edildiğini söyledi.


FİSKOBİRLİK’in 2007 yılından bu yana yaşadığı mali sıkıntıları açıklayan Karan, "2007-2022 yılları arasında, FİSKOBİRLİK’in üretimden kazandığı gelir ve gayrimenkul satışları hariç, Lütfi Bayraktar başkanlığında kurum başarılı bir yönetim sergileyememiştir" dedi. Karan, Bayraktar’ın 2007 yılında devraldığı FİSKOBİRLİK’e 108 milyon 571 bin 429 dolar (2007 yılı dolar kuru ile yaklaşık 152 milyon TL) borçla başladığını belirtti.


Karan, 2007-2022 yılları arasında hükümetin FİSKOBİRLİK’e sağladığı 67 milyon 321 bin 250 dolar (226 milyon TL) desteğe ve 121 milyon 118 bin 570 dolar (yaklaşık 222 milyon 100 bin TL) değerinde gayrimenkul satışına rağmen kurumun ciddi bir mali kayba uğradığını ileri sürdü. "Bu süreçte FİSKOBİRLİK, 4 milyarı aşkın zarar ederek kaynaklarını yok etti" diyen Karan, kurumun borcunun bu dönemde 114 milyon 368 bin dolara (yaklaşık 185 milyon TL) yükseldiğini söyledi.


Karan, FİSKOBİRLİK’in mevcut yönetiminin sorumluluğunu üstlenmesi gerektiğini vurguladı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa İnegöl Bakkallar Odası Başkanı İnkaya’dan ’dijital kooperatif’ çağrısı İnegöl Bakkallar Odası Başkanı Hakan İnkaya, “Fahiş fiyat kavramını sık sık duyduğumuz bu günlerde dijital kooperatif rekabeti sağlayacaktır. Günlük olarak bütün fiyatların takibi mümkün olacaktır. Bu hem ülkemiz için hem halkımız için hayırlı bir şey olacaktır” dedi. Perakende sıkıntılarının sadece bakkalların sorunu olmadığının altını çizen İnegöl Bakkallar Odası Başkanı Hakan İnkaya, “Ülkemizde bugün perakendede sıkıntılar yaşıyoruz. Bu sorun sadece Bakkallar Odası’nın değil, aynı zamanda Ticaret Odası ve Ziraat Odaları’nın da sorunu. Bu sorunu hep beraber çözüme ulaştırmak lazım. Gelişen dünyada geleneksel perakendenin yerini e-ticaret siteleri aldı ve orada da pazar yerleri kurulmaya başlandı. Bu pazar yerlerinde esnafımız çok fazla yer bulamıyor. Orada da ciddi bir rekabet var. Bu rekabetin önüne nasıl geçilebildiğinin adını koymak lazım. Çünkü bugüne kadar esnafımız bireysel anlamda kendi sitelerini kursa da, kendi uygulamalarını yapsa da pazar yerlerinde, burada yer alması çok çok çok büyük bir maliyet. Aynı zamanda bu yerlerin çok fazla maliyeti olmaya başladı. Bunun için çözüm arayışına hep beraber girmemiz lazım. Burada dijitalde bir kooperatif kurmak lazım farklı sektörlerin olduğu. Çünkü e-ticaret siteleri orada iki bölüm var. Bir alıcı, bir satıcı. Satıcı bölümündeki tüm grupları sormuyor. ’Sen bakkallar odasında mısın, ticaret odasında mısın, sen ziraat odasında mısın’ diye sormuyor. Tek bir sıkıntımız var. Hepimiz satıcıyız. Buradaki bu rekabetin önüne geçmek için hepimizin ortak bir çözüm noktasında buluşması lazım. Bir dijital platformumuzun olması lazım. Bütün esnafın olduğu, rahatlıkla alışveriş yapabileceği, kendini ifade edebileceği, çok fazla maliyetin olmayacağı siteleri kurmamız lazım ve bu site ortak bir site olmalı. Bunun için kamu kurum ve kuruluşlarından, herkesten bir çalışma olması hepimize fayda verecektir. E-ticaret siteleri 7/24 faaliyette olduğu için biz kapalı olduğumuz zamanlar onlar hala ticaretlerine devam ediyorlar ve birçok site de direkt kendi üretip direkt müşteriye ulaşıyor. Bu bize ulaşmadan satılıyor. Burada da rekabetimiz ortadan kalkıyor. Tabii bunu destekleyecek diğer unsur da şu anda perakendede zincir mağazaların çok fazla aktif olduğunu görüyoruz ve bunlar kendi işlerinde kendine özel markalar ve ürünler üretiyorlar. Bu ürünleri hiçbir zaman alma şansımız yok. Yani yeni markalar var, kendine özel markalar var. Bu rekabetsiz sattıkları markaların fiyatlandırmalarını neye göre, nasıl fiyat verdiklerini bilmiyoruz. Ama bu ürünler bizim raflarımızda yok. Dolayısıyla piyasaya yeni ürün girmesi lazım. Bizim de ucuza satabileceğimiz ürünlerin girmesi lazım. 25 sene önce bizim 15 tane üretici firmamız varken, bugün de 15 tane üretici var. Yani yeni bir oyuncu girmiyor. Bunun için ekstra üretim yapılması lazım. Bir nokta da şu var; mesela butik üretim diyebiliriz bunun adına. Ufak ufak üreticilerin çıkması lazım. Lokal olarak üretilecek ürünlerin olması lazım. Fahiş fiyat kavramını sık sık duyduğumuz bu günlerde bu dijital kooperatif rekabeti sağlayacaktır. Günlük olarak bütün fiyatların takibi mümkün olacaktır. Bu hem ülkemiz için hem halkımız için hayırlı bir şey olacaktır” dedi. Devletten destek beklediklerini belirten İnkaya, “Biz 2006’da bir kooperatif kurmuştuk. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da 2010 yılında tüm Türkiye’ye bunu örnek gösterdi. Şu anda İnegöl’de kapanan bir bakkal yok diyebiliriz. Her şeyimiz güzel ama bu saatten sonra fiziki bir kooperatif kurmak yerine herkesin içine rahatça girebileceği, üye olabileceği, kendini temsil edebileceği, ifade edeceği ortak bir dijital kooperatifin herkes için daha az maliyetin olacağı, herkes için işletmesinin daha kolay olabileceği bir süreçtir. Kooperatifle alakalı biz bir çalışma yaptık ama bunun boyutu çok büyük. İşletmesi ve yazılımı bizim bütçelerimizi aşan şeyler. Bu süreçte kamunun bu noktada destek olması gerekiyor diye düşünüyorum. Çünkü çok fazla hacimli bir iş, bizim kaldıramayacağımız bir iş. Örneğin bugün PTT’mizin AVM’si var, internette satış sitesi var. Onu yapabilir. TRT’nin kendi satış sitesi var, o yapılabilir. Belki Tarım Kredi bunu bize yapabilir. Bir tarafında kamunun olduğu, hepimizin içinde olduğu bir site olmalı. Aynı zamanda bu site eskiden PTT’mizin sarı siteleri vardı, yani bir insan girdiğinde nerede, hangi lokasyonda, hangi ticaret erbabını bulabilirse bunu siteden de bulabilir. Onun için bu çalışmanın bir tarafında kamu olmalı diyorum. İnşallah iyi bir şeyler olur” dedi.