GÜNDEM - 08 Nisan 2025 Salı 10:18

Mesleğine olan aşkıyla 87 yaşında tahtaya şekil veriyor

A
A
A
Mesleğine olan aşkıyla 87 yaşında tahtaya şekil veriyor

Gaziantep’te yaşayan 87 yaşındaki marangoz ustası Abdullah Toprakçı, mesleğine olan aşkıyla 78 yıldır tahtaya şekil vermeye devam ediyor. Teknolojiye rağmen geleneksel el işçiliğini sürdürerek mesleğini yaşatan Toprakçı, mesleğine olan aşkını şiirle dile getirdi.


Gaziantep’te 78 yıldır marangozluk yapan 87 yaşındaki Abdullah Toprakçı, mesleğine olan bağlılığını ve sevgisini yazdığı şiirle ifade etti. Toprakçı, bir ömür verdiği marangozluğa duyduğu aşkı anlatan bir şiir kaleme aldı. Küçük yaşta çırak olarak adım attığı marangozluk mesleğini hala aynı heyecanla sürdüren Abdullah usta, teknolojik makinelerin gölgesinde unutulmaya yüz tutmuş el emeğini yaşatıyor. Her gün saatlerce atölyesinde çalışan usta, mesleğine olan aşkıyla biliniyor.



"Bu mesleğe çocukken başladım"


Mesleğe başlama hikayesini anlatan usta Toprakçı, "Ben bu mesleğe çocukken başladım. Mesleğimi severek yapıyorum. Ben Antep’in en iyi marangoz ustasıyım. Bu meslek asla ölmez. Ben burada hiç yorulmadan çalışıyorum. Sandalye, kıyma tahtası, ekmek tahtası, yuvarlak ekmek tahtaları ve tahta kaşıklar yapıyorum. Günde 10 tane sipariş yapabilirim. Benim yaptığım ürünler hemen alıcı bulur. Yaptığım ürünlerin fiyatı 500 TL ile 50 TL arasında değişir. Tüm ürünlerim el emeği olduğu için talep yoğun oluyor" dedi.



"Ben mesleğime olan aşkımı anlatmak için şiir yazdım"


Mesleği için şiir yazdığını söyleyen usta Toprakçı, "Ben mesleğime olan aşkımı anlatmak için şiir yazdım. Soğuk sıcak demez çalışır dururum. Acaba kaç kuruşa kaç kekik bulurum. 10 saat çalışır 5 saat uyurum. Çalışmazsa hasta olur bu usta. Birçok eskilere haber aynadır. Kötüyü kurtarır, kendi yıpranır. Çalışır çabalar, çalışır usta" diye konuştu.



Mesleğine olan aşkıyla 87 yaşında tahtaya şekil veriyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis "Nemrut’un develeri" tahrip oluyor Bitlis’in Tatvan ilçesinde bulunan ve halk arasında "Nemrut’un develeri" olarak bilinen kaya blokları, her geçen gün tahrip oluyor. Volkanik Nemrut Dağı’nın patlaması sonucu oluşan lav taşları zamanla deve ve insan figürlerine benzer şekiller almış ve bölge halkının efsaneleri arasında yer edinmişti. Ancak bölge, yeterli korunma sağlanamadığı için yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. 2010 yılında birinci derece doğal sit alanı ilan edilen "Nemrut’un develeri"nin korunması için alınan kararlar, uygulamada yeterli sonuç vermedi. Hem doğal şartlar hem de insan etkisi nedeniyle taşların bir kısmı tahrip edilirken, bazıları yol tahkimat çalışmalarında kullanıldı. Konuya ilişkin açıklama yapan Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Demirtaş, sit alanı ilan edilmesinin yeterli olmadığını belirterek, "Halk arasında Nemrut’un develeri olarak bilinen taşların sayısı çok daha fazlayken son yıllarda sayılarında ciddi bir azalma var. Zaman içinde bu taşların bazıları kırıldı, tahrip edildi ve yol çalışmalarında kullanıldı. Taşların yer aldığı bu bölgenin sit alanı ilan edilmesi, korunması için yeterli değil, pratikte de koruma önlemleri alınması gerekiyor. Tatvan-Ahlat yolu üzerinde, Tatvan şehir merkezine dönerken kavşağın hemen üst kısmında ’Nemrut’un develeri’ olarak bilinen dikili taşlar yer almaktadır. Efsaneye göre bu taşlar, Nemrut’un, zulmünden dolayı taşlaşan develerini temsil etmektedir. Hayvan ve insan figürlerini andıran bu oluşumlar, zamanla bu ismi almıştır. Eskiden bu taşların sayısı çok daha fazlaydı. Ancak zaman içinde hem doğal nedenler hem de insan eliyle oluşan tahribatlar sonucunda büyük oranda azalmıştır. Şu anda sayıları azalmış olmakla birlikte, bulundukları alan sit alanı ilan edilmiştir. Ne yazık ki, sit alanı statüsü bu bölgenin tam anlamıyla korunması için yeterli olmamıştır. Bir yerin korunması için sadece sit alanı ilan edilmesi yeterli değildir; bu nedenle ek tedbirler alınması şarttır. Nemrut’un develeri, turizm açısından son derece önemli bir oluşumdur. Bu taşlar, Bitlis ve Tatvan turizmine ciddi katkılar sunabilecek potansiyele sahiptir. Ancak mevcut koruma tedbirlerinin yetersizliği, bölge için büyük bir handikap oluşturmaktadır. Yetkililere buradan çağrıda bulunuyoruz, Nemrut’un develerinin ve diğer tüm tarihi alanların korunması ve geleceğe aktarılması için gerekli adımlar atılmalıdır. Eğer gereken önlemler alınırsa, bu eşsiz mirası gelecek nesillere de aktarabiliriz" diye konuştu.
Ağrı Ağrı’da kayıp vatandaş jandarma ekiplerince bulundu Ağrı’nın Eleşkirt ilçesinde kaybolan Abdülkadir Kahraman, gece boyunca süren arama çalışmalarının ardından sabaha karşı sağ olarak bulundu. Ağrı’nın Eleşkirt ilçesi Süzgeçli köyünde ikamet eden Abdülkadir Kahraman’dan 26 Nisan günü saat 12.00’den itibaren haber alınamaması üzerine arama çalışması başlatıldı. Eleşkirt İlçe Jandarma Komutanlığından yapılan ihbarda, Kahraman’ın daha önce psikolojik sorunlar nedeniyle iki kez evinden kaçtığı, ilkinde İstanbul, ikincisinde ise Van ilinde bulunduğu bilgisi paylaşıldı. İhbar üzerine, Ağrı AFAD Müdürlüğü tarafından bir müdür, dört arama kurtarma teknisyeni, bir araç, bir amfibik araç ve bir drone ekibi olay bölgesine sevk edildi. Ekibimiz Aydoğdu köyüne ulaştığında, Eleşkirt İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerinin Süzgeçli ve Aydoğdu köylerinde yaptığı aramalar sonucunda, Kahraman’ın Tutak ilçesi Dibelek köyü civarında görüldüğü bilgisine ulaşıldı. Bu bilgi üzerine arama çalışmaları Eleşkirt ve Tutak İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleriyle birlikte Dibelek ve Mızrak köyleri çevresinde yoğunlaştırıldı. Ancak olumsuz hava ve arazi şartları ile vatandaşın tam olarak nerede olduğunun bilinmemesi nedeniyle saat 02.29’da arama çalışmalarına ara verildi. Sabaha karşı ise devriye gezen Jandarma ekipleri tarafından kayıp vatandaş, Tutak ilçesi Dibelek köyü civarında sağ olarak bulundu. Kahraman’ın sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi.
Erzurum OSBÜK Başkanı Memiş Kütükcü: "Erzurum’da OSB’ler büyüyor, sanayi güçleniyor" Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) Başkanı Memiş Kütükcü, Erzurum’un sanayi sektöründe önemli atılımlar yaptığını kaydederek, bölge ekonomisi hakkında değerlendirmelerde bulundu. Kütükcü, Erzurum’da 3 organize sanayi bölgesi bulunduğunu belirterek, bu bölgelerin hem şehir ekonomisine hem de istihdama önemli katkılar sağladığını vurguladı. Erzurum’daki OSB’lerin üretim, yatırım ve istihdam anlamında her geçen yıl büyüdüğüne dikkat çeken Kütükcü, Erzurum’daki OSB’lerde 130’dan fazla fabrikada, yaklaşık 10 bin kişiye istihdam sağlandığını belirtti. Kütükcü, "Erzurum girişimcilik azmi, stratejik konumu, tarımı, hayvancılığı ve turizmi ile önemli bir cazibe merkezi oldu" dedi. Erzurum’da düzenlenen Palandöken Ekonomi Forumu’na da değinen Kütükcü, zirvenin Erzurum’un gelişmesinde kaldıraç etkisi gösterecek uluslararası bir organizasyon olduğunu kaydetti. "Lokomotif olmaya devam edeceğiz" Türkiye genelindeki OSB’lerle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Kütükcü, toplam 410 OSB’deki 68 binden fazla fabrikamızda 2,7 milyon istihdama sahip OSB’lerin, Türk sanayisinin lokomotifi olduğunun altını çizdi. Türkiye’nin sanayi üretiminin yüzde 45’inin OSB’ler tarafından gerçekleştirildiğini kaydeden Kütükcü, "Ülkemiz girişimciliği, üretim kararlılığı, yatırım iştahı sayesinde kırılgan küresel ekonomiye rağmen OSB’lerimizin liderliğinde İtalya ile Çin arasındaki en güçlü sanayi ülkesi haline gelmeyi başardı. Zorlu ekonomik şartlara rağmen Türk sanayicisi üretime, yatırıma ve ihracata yönelmeyi sürdürüyor. Katma değeri yüksek üretim ve gelişmiş sanayi altyapısı ile OSB’ler olarak Türk sanayisinin lokomotifi olmayı sürdüreceğiz" dedi.