HABERİN VİDEOSU İÇİN TIKLAYINIZ
Murat Kanber - Huriye Ferah Vanlı
“Bu tarlaya parke döşeyerek başladık”
Okulun tarlasında severek çalıştığını söyleyen 8. sınıf öğrencisi Mehmet Ali Han, “Bu tarlaya parke döşeyerek başladık. Sonra gübre taşıdık, sürdük, çapaladık, daha sonra ektik. Biber, domates, fasulye, çilek gibi ürünler yetiştiriyoruz. Bahçede sebzelerin arasında otlar olunca onları söküyoruz. Okula geliyorum, okul çıkışında da bahçede çalışanlara yardım ediyorum” dedi.
“Çiftçilerimizden bilgi alarak, tohumlarımızı ektik”
Bahçede çalışmanın derslerinde kendilerine motivasyon sağladığını söyleyen 5. sınıf öğrencisi Ayşe Uçar, “İlk başta bahçemizi yaptık. Daha sonra köyleri gezdik. Çiftçilerimizden bilgi alarak, tohumlarımızı ektik. Bu ürünlerimiz çıkana kadar etkinlikler yaptık. Afişler tasarladık. Mesela sınavdan önce bahçeye bakınca motivasyonumuz tamamlanıyor” diye konuştu.
“Burada olmak beni mutlu ediyor”
Bahçede çalışarak yetiştirdikleri ürünleri insanlara ulaştırmanın gurur verdiğini belirten 8. sınıf öğrencisi Ayşegül Keskin ise, “Bahçemizdeki kıvırcık marulları toplayıp kargoladıktan sonra Hatay Sevgi Evi`ne göndermiştik. Onlar da memnun kaldı. Çok mutluyum ve gururluyum. Burada olmak beni mutlu ediyor. Nuri ağabeyimiz var. O bizim okulumuzda görevli birisi. Bahçeyle çok ilgileniyor. Biz de sürekli ona yardım ediyoruz” şeklinde konuştu.
"Bulunduğumuz ortamı değiştirmemiz gerektiğine inanıyorum"
Okulun yanındaki boş bahçeyi tarım arazisine dönüştürme hikayesini anlatan Okul Müdürü Kerim Öz, “2019 yılında bu okulda görevlendirildim. 25 yıllık eğitimciyim. Okulum 8 köyden öğrencilerin taşımalı olarak eğitim gördüğü bir okuldu. Öğrenciler, saat 15.00`de dersler bittiği zaman tekrar köylerine dönüyorlardı. 8 sınıftan oluştuğu için etkinlik yapabileceğimiz başka sınıf yoktu. Bu nedenle okulumuzun bahçesinde bulunan alanı, Okul Aile Birliği Başkanı Mehmet Bey`den talepte bulundum, istedim. Önce 500 metreyle başladık, daha sonra 1 dönüme, şimdi de 1 buçuk dönüm alana yayıldık. Bulunduğumuz ortamı değiştirmemiz gerektiğine inanıyorum. Sadece eğitim ve öğretimle olmuyor. Çocuklara yaşam alanı sunmamız gerektiğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.
“Suyu dere yatağından alıyoruz”
Tasarruf sağlamak için bahçede kullandıkları suyu okula yakın dereden aldıklarını ifade eden Öz, “Aşağıda bulunan dere yatağından buraya elektrik ve su sistemi döşedik. Suyu dere yatağından alıyoruz. Hem kamu zararı oluşturmamak adına, hem de dere suyu mineral açısından zengin olduğu için bahçe suyumuzu dereden kullanıyoruz” dedi.
“Yetiştirdiğimiz bitkilerin daha doğal olabilmesi için organik gübreler kullanıyoruz”
Tarımsal bilgileri arttıkça bahçeyi geliştirdiklerini söyleyen Kerim Öz, “Bu bölgenin iklimi farklı. Kırağı yağdığı için ektiğimiz ürünlerin verimini tam anlamıyla alamayınca sera sistemine ve damlama sulama sistemine geçmeyi tercih ettik. Yetiştirdiğimiz bitkilerin daha doğal olabilmesi için organik gübreler kullanıyoruz. Aynı zamanda Kocaeli İl Tarım Müdürlüğünün katkılarıyla buraya belli sürelerle gönderilen ziraat mühendislerinden bilgiler alıyoruz.
p> Ben amatör olarak yaptığımızı sanıyordum ama ziraat mühendisleri bize profesyonel bilgiler verdi. Bu çalışmalarımızın önce yerelde, sonra ulusalda duyulmaya başladığını fark ettik. Bizi yalnız bırakmayan Kocaeli İl Milli Eğitim Müdürlüğümüze, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne, ziraat mühendislerine teşekkür ederiz” diye konuştu.“Misafirlere, öğrencilere ikram ediyoruz”
“Öğrencilerimiz her sebzenin dikilişinden budaması ve hasadına kadar işin içindeler” diyen Kerim Öz, “O yüzden bol ürün ekmeye çalışıyoruz. Biz her üründen azar azar ektiğimiz için gelen misafirlere, öğrencilere ikram ediyoruz. Eğer fazla mahsul olursa Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmet İl Müdürlüğü`ne bağlı yurtlardaki öğrencilere gönderiyoruz.
Teneffüslerde çocukların bahçeye koştuğunu, ders sonrası da bahçeye koştuğunu gözlemledik. Burada Etwinning, ERASMUS üzerine bazı projeler de yaptık. Yeni bir projenin içerisindeyiz ve alt yapısını kurduğumuzu düşünüyorum” şeklinde konuştu.
“Aldığımız güzel tepkiler de bunu başardığımızı gösteriyor”
Çocukların doğa ile iç içe olmalarını sağlamak için çeşitli projeleri hayata geçirdiklerini kaydeden Öz, “Doğa okulu olarak yola çıktık ve spor kulübünü davet ettik. Çocuklarımıza ormanda kamp eğitimi veriyorlar. Okul binaları hep birbirine benziyor. Beton yapılar, özellikle şehirde ise bahçesi olmayan okullar var. Biz böyle bir ortamda bu fırsatı yakalamışken bunu değerlendirmek ve fark oluşturmak istedik. Aldığımız güzel tepkiler de bunu başardığımızı gösteriyor” ifadelerini kullandı.