HABERİN VİDEOSU İÇİN TIKLAYINIZ
Salih Yılmazsoy - Sinan Yeniçeri
Kasap Mehmet Günbey, sığırlarının özel veterinerler kontrolünde özel programlarla mısır ve arpayla beslendiğini ve elde edilen etlerin sadece sırt ve bel kısmına ait olduğunu söyledi. Günbey, “Bunun en büyük özelliği de etin içinde mermer olarak tabir ettiğimiz ince yağ dokularının olmasıdır. Bu etin yağı elinizin sıcaklığıyla bile eriyebiliyor. Etlerimizin yağ oranı çok yüksek. 500 kilogramlık bir sığır kestiğimiz zaman bunun içinden yaklaşık 40-50 kilogram bir et alabiliyoruz” diye konuştu.
“40-60 gün dinlendiriliyor, 40 çeşit baharatla birlikte ‘altın suyu’na bandırılıyor”
Türkiye’de bu eti sadece kendilerinin ürettiğini ve Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde bir çiftliğinin bulunduğunu belirten Günbey, “Bu et kesilir kesilmez direkt olarak dolaba konmuyor. Önce 40 ila 60 gün arasında kaya tuzlarının arasında dinlendiriyoruz. Daha sonra vitrine çıkararak satışa sunuyoruz. Dinlenmiş etin üstü siyahımsıdır ama içi de pespembedir. Buna ‘Dry Aged’, yani kuru dinlendirme deniyor. Daha sonra da 40 çeşit baharat ve altın suyu olarak tabir ettiğimiz karışımımıza bandırarak müşterilerimize ikram ediyoruz” dedi.
“Eti bilenler çok pahalı olduğunu söylemiyor”
Günbey, müşterilerinin özellikle Katar, Kuveyt ve Irak gibi ülkelerden geldiğini belirterek, “Hem tüketmek için ve hem de toplu olarak restoranları için satın alanlar var. Hatta Japonya’nın Kobe bölgesinden gelen müşterimiz bile var. Bazı müşterilerimiz pahalı bulabiliyor ama bu eti bilenler çok pahalı olduğunu söylemiyor. Bizde 58 TL’den başlayıp bin 200 dolara kadar satılan et var. Türkiye’de hem en ucuz eti hem de en pahalı eti biz satıyoruz. En ucuz et dediğimiz ise bu hayvanların kaburga ve döş kısmından elde edilen ettir” ifadelerini kullandı.