Döşemealtı ilçesinde kışın buğday ekilen tarlalar, yaz aylarında hasadın yapılmasıyla halı işletmelerine açılıyor. Arazi sahipleri ya da işletmeler, aralarında yüz yıllık tarihi olanların da bulunduğu halı ve kilimleri önce tamir ediyor, ardından mikroplardan arındırmak için steril havuzlara sokuyor. Suat Metin - Faik Güven Yılmaz
HABERİN VİDEOSUNU İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ
Daha sonra güneşe serilen halı ve kilimlerin renkleri soldurulup pastele dönüşmesi sağlanıyor. Tarlada görsel şölen oluşturan 20 bini aşkın halı ve kilim, güneşin altında belirli aralıklarla çevrilerek nemi ve sıcağı iyi şekilde alması, renklerin tonlamasının sağlamlaşması sağlanıyor.
Serildikleri alanı "halı tarlasına" çeviren el dokuması halı ve kilimler, güneşin altında mikroplardan arınıp, renk tonları oturduktan sonra başta ABD olmak üzere Avrupa'daki bazı noktalardaki müşterilerine veriliyor.
Halı işletmeciliği yapan Hasan Topkara, bu yıl 15 bine yakın halı sereceklerini belirterek, yaptıkları işlemlerden bahsetti. Topkara, “Tarlalarımız boş kalmıyor. Yazın halı, kışın buğdayda kullanıyoruz. İlk önce güveler temizleniyor ve sırtları yakılıyor. Ardından dezenfekte edilip güneşte renklerini pastelleştiriyoruz. Yağmur yapmadan önce ürünlerimizi topluyoruz. Sürekli meteorolojiyi takip ediyoruz” dedi.
Halıların hepsinin Türkiye'nin dört bir yanından toplanan el işi ürünler olduğunu kaydeden Topkara, “İşlem yapıldıktan sonra İstanbul'a gönderiliyor. Yüzde 99'u yurt dışına satılıyor. Genelde Amerika'ya satılıyor, Avrupa'dan da alanlar var” diye konuştu.
50 yıldır halıcılıkla uğraşan Halil Börekçi ise şunları kaydetti:
“Sıcağın etkisiyle yabancı maddeler yumuşuyor. Sabah yağan çiğ halıyı yumuşatıyor ve tekrar öğle saatlerindeki sıcaklıkla o çiğ buharlaşarak mikropları temizliyor.
Kök boya, yün halı ve kilimler. İçlerinde sentetik olan yok. Genelde ABD'ye satıyoruz. Avrupa'ya az miktarda gidiyor. Müşteriler bu işlemleri istiyorlar. ABD ve Avrupa'daki müşteriler, güneşlenmiş halıların dekorasyona iyi uyduğunu ve daha hızlı satıldığını söylüyor.”