ASAYİŞ - 08 Nisan 2025 Salı 11:39

İl Jandarma Komutanlığı’ndan şehit ve gazi ailelerine ziyaret

A
A
A
İl Jandarma Komutanlığı’ndan şehit ve gazi ailelerine ziyaret

Eskişehir’de jandarma personeli tarafından 18 Mart Çanakkale Şehitleri Günü ve Ramazan Bayramı münasebetiyle 53 şehit ve 39 gazi ailesine ev ziyaretleri gerçekleştirildi.


Eskişehir İl Jandarma Komutanlığı tarafından yapılan çalışmalar kapsamında, şehit ve gazi aileleri ziyaret edildi. Bu kapsamda 18 Mart Şehitler Günü ve Ramazan Bayramı münasebetiyle; 10 Mart- 1 Nisan 2025 tarihleri arasında İl Jandarma Komutanlığı’nda görevli 196 personel tarafından, Eskişehir’de bulunan 80 şehit ailesinden 53’ü ve 57 gazi ailesinden 39’u evlerinde ziyaret edildi. Müsait olmadıkları için ziyaret edilemeyen 27 şehit ailesi ile 18 gazi ailesi ise jandarma personeli tarafından telefon ile aranarak görüşme sağlandı.



İl Jandarma Komutanlığı’ndan şehit ve gazi ailelerine ziyaret

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Başkan Burkay Mudanya Üniversitesi’nde Gençlerle Buluştu Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Mudanya Üniversitesi tarafından düzenlenen "Tecrübe Konuşuyor" etkinliğinin konuğu oldu. Ekonomide her dönemin bir yükselen anka kuşu olduğunu belirten Başkan Burkay, başarılı insanların bunu zamanında fark ederek zirveye ulaştığını vurguladı. Dünyadaki dönüşümü iyi okumanın önemine dikkat çeken Burkay, girişimcilik ekosistemini geliştirmek amacıyla şehir fonu kuracaklarını açıkladı. Mudanya Üniversitesi Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinliğe Mudanya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Gıyasettin Bingöl, Rektör Prof. Dr. Emin Karip, akademisyenler, BTSO Yönetim Kurulu ve Meclis Üyeleri ile öğrenciler katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Mudanya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Gıyasettin Bingöl, öğrencilerin gelişimi için başlattıkları etkinlikte önemli konukları ağırladıklarını belirterek, İbrahim Burkay’a katılımı için teşekkür etti. Mudanya Üniversitesi’nin kuruluş sürecini de anlatan Bingöl, "Üçüncü yılımızda üniversitemizin Bursa için ne kadar önemli olduğunu gördük. Bunun için çok mutluyuz. Öğrencilerimizi okudukları bölümlerle ilgili sektörlere hazırlamak için teorik eğitimlerin yanı sıra uygulamalı eğitimlere de çok önem veriyoruz. Bu kapsamda iş birlikleri yapıyoruz. En önemli partnerimiz de Bursa Ticaret ve Sanayi Odası. Bizlere gösterdiği ilgi için Sayın Burkay’a ve BTSO yönetimine teşekkür ediyorum. "Mudanya Üniversitesi Çok Önemli Bir Yatırım" Mudanya Üniversitesi Genel Sekreteri Ali Mollasalih’in moderasyonunda gerçekleşen söyleşide konuşan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Mudanya Üniversitesi’ni üçüncü kez ziyaret ettiğini ve her gelişinde çok etkilendiğini ifade etti. Burkay, "Mudanya Üniversitesi Bursa ve ülkemize eğitim alanında yapılmış çok büyük bir yatırım. Bu yatırımlar ancak vizyon sahibi, eğitime gönül vermiş insanların adanmışlığıyla ortaya çıkıyor. Böyle güzel bir eseri ülkemize ve gençlerimize kazandırdığı için Gıyasettin Bey’e teşekkür ediyorum." dedi. İbrahim Burkay etkinlikte iş hayatındaki tecrübelerini gençlerle paylaşırken, kariyer planlarıyla ilgili de tavsiyelerde bulundu. Burkay, eğitim hayatından sonra aile şirketlerinde görev yapmaya başladığını; dış ticaret, ekonomi ve finans alanında uzmanlaştığını kaydetti. Sivil toplum hayatına girişinin ise 2005 yılında Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği Başkanlığına seçilmesi ile başladığını söyleyen Burkay, "O zamana kadar en büyük önceliğim şirketimdi. Yılın büyük genelini yurt dışında geçirirdim. Ancak sivil toplum kuruluşlarında görev aldığınızda kendi meseleniz öncelik olmaktan çıkıyor. Temsil ettiğiniz kesimlerin konularına çözüm üretmek zorundasınız. Dolayısıyla ihracat ailesinin dertleri benim temel önceliğim oldu. Bu durum hem vizyon ve proje geliştirme hem de karar verme yeteneğimi geliştirdi." dedi. "Çağın En Büyük Hastalığı Aksiyona Geçmemek" Geçmişte bilginin kıymetli olduğunu, sadece nitelikli üniversite ve eğitim kurumlarından bilgiye ulaşılabildiğini belirten Burkay, günümüzde ise bilgiye ulaşmanın çok daha kolay hale geldiğini dile getirdi. Gençlerin aksiyon becerilerini geliştirmeleri ve kendilerine amaç edinmelerinin önemine vurgu yapan Burkay, "Tercihleriniz sizin hayatınızı şekillendiriyor. Bugün yaptığınız tercihleriniz geleceğinizi şekillendirecektir. Henüz erken, sonra bakarız dediğiniz her şeyde aslında geç kalmışsınız demektir. Bugün Türkiye’de 2 milyon işletme var. Girişimci oranımız ise yüzde 5. Yani buradan mezun olduğunuzda 95’iniz iş bulup çalışacak, aranızdan sadece 5 kişi girişimci olacak. Bunu sizin tercihleriniz belirleyecek. Rahatınıza düşkünseniz bu iş gerçekten çok zor." dedi. Teknolojideki hızlı değişimin gençler için aslında büyük bir şans olduğunu kaydeden Burkay, "Teknolojide sıfır noktası denilen bir kavram var. Geçmişte burayı yakalamak 8-10 yıldı. Bir şirket bir teknoloji geliştirdiğinde bunun 8-10 yıl boyunca ekmeğini yiyordu. Bütün katma değeri, getirisini aldıktan sonra siz oyuna dahil olabiliyordunuz. O şirket ise bir sonraki teknolojiyi hazırlamaya başlıyordu. Bugün öyle değil. Aynı yıl içinde 3 farklı ürün birbirini öldürüyor. İşte yıkıcı inovasyon dedikleri olay bu. Artık geliştirme değil yok etme var. Bu yüzden gençlerin sıfır noktasında başlama potansiyeli bulunuyor. Bu ekosistemin içinde olabilmek önemli. Burada en büyük handikap bazen tecrübe olabiliyor. Tecrübe aslında büyük bir prangadır. Geçmiş ekosistemden beslenenler sizin sunduğunuz her şeye itiraz ederler. Bugün ise baktığımızda olmaz denilenleri hayata geçirenler Fortune 500’de yer alıyorlar. Tecrübe istiyorsanız geçmişten çalışmayı alacaksınız. Çalışmak hiçbir zaman değişmez. Dürüst olun, ahlaklı olun ve çalışın. Ekosisteminizi doğru inşa edin. Bugün start-up’ların birçoğu farklı disiplinlerden gençlerin bir araya gelmesi ile ortaya çıkıyor. Şunu da unutmayın ki vizyonunuz, projeniz mükemmel olabilir ama işin yüzde 70’i ilişki yönetimidir." şeklinde konuştu. "Yükselen Anka Kuşlarını Zamanında Fark Etmelisiniz" Ekonomide her dönemin yükselen anka kuşları olduğunu ifade eden Başkan Burkay, bütün başarılı insanların en doğru yaptığı şeyin bu yükselen anka kuşlarını zamanında fark etmek olduğunu söyledi. "Onu fark ettiğiniz, yoldaş edindiğinizde siz de yükselirsiniz." diyen Başkan Burkay, "Ancak bu sonsuza dek sürmez. O anda dönemin farklı bir yükseleni vardır ve sizin artık onu bulmanız gerekir. Günümüzün anka kuşu ise yapay zeka ve veri yönetimi. Bu anlamda analitik düşünme çok önemli. Farklı düşünen, olaylara farklı bakan ve bunu aksiyonla bütünleştiren girişimciler, toplumun geri kalanının daha huzurlu ve müreffeh bir yaşam sürmesini sağlayabiliyor." dedi. "Ölçülü Rekabet Gelişimin Bir Numaralı Silahıdır" Bursa’yı tarih boyunca özel kılan en önemli unsurların başında yerel kabiliyetlerin yani girişimcilerin geldiğini söyleyen Burkay, kentin tarihi ve kültürel mirası ile coğrafi zenginliğinin bu sayede ekonomik zenginliğe dönüştüğünü söyledi. Kentin çok büyük bir hazineye sahip olduğunu ancak aksiyon alınması gerektiğini belirten Burkay, "Gençler üniversiteyi bitiriyor ancak gerçek hayata atılmak istemiyor. Gerçek hayata girmeniz şart. Bunu biraz da oyun gibi düşünmek lazım. Checkpoint’e geldiğinizde yeni evrene girmeden önce hangi silaha sahip olursanız avantajlı olursunuz, rakiplerinizin önüne geçersiniz, neye ihtiyacınız var hesap etmelisiniz. Bana göre ölçülü olduğu takdirde rekabet gelişimin bir numaralı silahıdır. Şu anda müthiş fırsatlar var. Gençlerin şansı çok yüksek ama önemli olan isteğiniz." şeklinde konuştu. "Girişimciler İçin Şehir Fonu Kuruluyor" Bursa’da girişimcilik ekosistemini geliştirmek amacıyla yapmış oldukları çalışmaları paylaşan Başkan Burkay, girişim sermayesi yatırım fonları ve risk sermayesi konusuna değindi. Bir yerde girişimcilik ekosistemi oluşturmak için en fazla ihtiyaç duyulan şeyin sermaye olduğunu belirten Burkay, bu kapsamda girişimcileri destekleyecek bir şehir fonu kurmayı amaçladıklarını söyledi. BTSO’nun Türkiye’de GSYF kuran ilk Oda olduğunu hatırlatan Burkay, TEKNOSAB Lojistik Teknopark GSYF’nin 700’ü aşkın ortağı ve 210 milyon dolarlık yatırımı ile Türkiye’nin en büyük fonu haline geldiğinin bilgisini verdi. "Fikrin değeri 1 dolardır ancak bu fikri ürüne dönüştürmek milyon dolara, kitleler ile buluşturmak ise milyar dolarlara ulaştırır." diyen Burkay, gençlere şu tavsiyelerde bulundu: "Dünyadaki değişimi iyi okumanız lazım. Yargılamayı bırakın. Önyargılar insanları üretken olmaktan çıkarıyor. Mutlaka farklı kültürlerle iç içe olun. Bu size zenginlik katacaktır. Çağımızın en büyük cehaleti önyargılardır. İlişki yönetimi çok önemli. Biz her türlü konuda sizlerin yanında olmayı sürdüreceğiz."
Bursa ’Baktığın Yerde’ sergisi izlemine açıldı ’Baktığın Yerde’ isimli sergi, Nazım Hikmet Kültürevi’nde sanatseverlerle buluştu. Manzara anlayışının, nasıl dönüştüğünü araştıran sergi, toplumsal, kültürel ve bireysel deneyimlerin doğal ve kurgulanmış çevreyle bütünleşmesini inceliyor. Nazım Hikmet Kültürevi, manzara temasını ele alan ’Baktığın Yerde’ isimli sergiye ev sahipliği yapıyor. Melodi Gülbaba ve Yasemin Ülgen’in küratörlüğünü üstlendiği serginin açılışı, Nilüfer Belediye Meclis Üyesi Tuğçe Savaş, sergide eserleri bulunan sanatçılar ve sanatseverlerin yoğun katılımıyla gerçekleştirildi. Açılışın ardından küratörler, katılımcılara sergiyi gezdirerek, eserler hakkında ayrıntılı bilgi verdi. Sergide, sanatçılar Murat Akagündüz, Naile Akıncı, Ahu Akgün, Fikret Atay, Eda Gecikmez, Semiha Güler, Sibel Horada, Ekin Kano, Can Küçük, İhsan Oturmak, Huo Rf & Begüm Çalımlı, Barış Can Solak, Cengiz Tekin, Nalan Yırtmaç’ın resim, fotoğraf, video, yerleştirme gibi farklı mecralarda ürettikleri çalışmaları yer alıyor. Sergide, manzara, görsel bir yansıma olmaktan öte; sosyal ve fikri yapıları aktardıkları öznel bir bakış açısıyla ele alınıyor. İzleyiciyi "seyreden" konumuna yerleştiren sergi, sanatçıların kendi bakış açılarını yansıttıkları işleri ise "seyredilen" manzaralar olarak sunuyor. Sergi, toplumsal, kültürel ve bireysel deneyimlerin doğal ve kurgulanmış çevreyle nasıl bütünleştiğini ele alıyor. İzleyiciyi mekanı ve zamanı yeniden yorumlamaya davet eden sergi, 27 Temmuz’a kadar Nazım Hikmet Kültürevi’nde ziyaret edilebilecek.
Muğla Selahattin Polat: "Hakem ve VAR kararlarının etkisi büyük olmuştur" Bodrum FK Asbaşkanı Selahattin Polat, Samsunspor maçında hakem ve VAR kararlarının müsabaka sonucuna doğrudan etki ettiğini belirterek, adil bir yönetim sergilenmediğini vurguladı. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Samsunspor’u ağırlayan Bodrum FK, 2-1’lik mağlubiyetin ardından hakem kararlarına tepki gösterdi. Bodrum FK Asbaşkanı Selahattin Polat, konuyla ilgili sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Samsunspor ile oynadığımız karşılaşmada sahadan 2-1 mağlup ayrıldık. Ancak üzülerek belirtmeliyiz ki, müsabakanın sonucu üzerinde hakem ve VAR kararlarının etkisi büyük olmuştur. Sahada gösterdiğimiz mücadele ve futbol adına sergilediğimiz emek, ne yazık ki adil bir yönetimle taçlanamamıştır" ifadelerini kullandı. "İlgili kurumları daha hassas davranmaya davet ediyoruz" Bodrum FK olarak sahada alın teriyle kazanılan galibiyetlere ve futbolun adaletine inandıklarını belirten Polat, "Bugün yaşananlar, hem camiamızı hem de taraftarlarımızı derinden üzmüştür. Bu vesileyle, Türk futbolunun daha şeffaf ve adaletli bir yapıya kavuşması adına ilgili kurumları daha hassas davranmaya davet ediyoruz" diye konuştu. Takıma ve teknik ekibe de teşekkür eden Selahattin Polat, "Her şeye rağmen yolumuza inançla devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz" dedi. Bodrum FK: "Bu kapkara gecenin takipçisi olacağız" Bodrum FK’nın resmi sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımda ise, "Takımımızın bugün oynadığı müsabakada hakem ve VAR hakeminin ortaklaşa kararlarıyla adeta katledildik. Rakip takım teknik direktörü Thomas Reis’ın maç sonu kullandığı ’Dirty Win - Kirli Galibiyet’ ifadesi, bu yönetim anlayışının en kısa ve net özetidir. Türk futbolunda düşük bütçelerle düzgün işler yapan Bodrum FK’nın kirli operasyonlara yem edilmesini hazmedemiyor, bu kapkara gecenin takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz" denildi. Öte yandan Bodrum FK’nın resmi hesabından paylaştıkları fotoğraf ise tartışma konusu oldu. Sahada yerde duran hakem düdüğünden akan kan şeklindeki görsel dikkat çekti.
Ankara Ölümlü trafik kazasından tutuklu şahsın eşinden ’iftira’ iddiası Ankara’da, Haziran 2023’te meydana gelen ve 3 kişinin öldüğü, 4 kişinin yaralandığı trafik kazasının sorumlusu olarak tutuklanıp 16 yıl hapis cezasına çarptırılan sürücünün eşi, aracı kullanan kişinin eşi olmadığını, onun kaza anında yolcu koltuğunda oturduğunu ve iftiraya uğradığını iddia etti. Kaza, 4 Haziran 2023 günü Kızılcahamam’da yer alan Çerkeş Tüneli’nin çıkışında meydana geldi. Alınan bilgilere göre, Hakan Canpolat (34) ve kuzeni E.İ.’nin (23) içinde bulunduğu otomobil kontrolden çıkarak karşı yönde seyreden araçla çarpıştı. Kaza sonucu diğer otomobilde bulunan M.A. (30), F.A. (32) ve 8 yaşındaki kız çocuğu I.A. hayatını kaybederken, H.E., H.E. ve F.V. ile kazaya neden olan araçtaki E.İ. yaralandı. Olayın ardından yapılan incelemelerde alkolün etkisinde olduğu değerlendirilen ve gözaltına alınan Hakan Canpolat’a aracı kullanan kişi olduğu gerekçesiyle 16 yıl hapis cezası verildi. Canpolat’ın kendisi gibi alkollü kuzeni E.İ. ise sorumluluğundaki şirket aracını başkasına kullandırmaktan dolayı 8 yıl hapse çarptırıldı. Cezaevindeki E.İ. daha sonra serbest bırakılırken tutuklanan Canpolat ise Sincan Cezaevine gönderildi. Aracı kullananın Canpolat olmadığı iddiası Tutuklanan Hakan Canpolat’ın eşi Sinem Canpolat, olay günü otomobili kullanan kişinin eşi olmadığını ve sürücü koltuğunda E.İ.’nin bulunduğunu iddia etti. Kazanın ardından eşinin aracın arka kapısından çıktığını, E.İ.’nin ise yolcu koltuğuna geçtiğini ileri süren Canpolat, topladıkları tüm delillerde sürücünün E.İ. olduğunun anlaşıldığını söyledi. Kamera kayıtlarında, kaza raporlarında ve DNA incelemelerinde eşinin aracı kullanan kişi olmadığının ispatlandığını belirten Canpolat, hapisteki kişinin E.İ. olması gerektiğini ifade etti. Olayın ardından E.İ. ve ailesinin kendileriyle irtibatı kestiklerini ileri süren Canpolat, iki çocuğuyla birlikte zor zamanlar geçirdiğini dile getirdi. Kocasının haksız yere ceza aldığını savunan Canpolat, adalete sığındığını söyleyerek yardım istedi. "Kuzeni yolcu konumuna geçiyor" Kaza günü yaşananları dile getiren Sinem Canpolat, "Eşimle kuzeni beraber Kızılcamam’da bir hamama gidiyorlar. Hamam çıkışında eşim yolcu konumundayken kuzeniyle birlikte bir trafik kazasına karışıyorlar. Maalesef karşı taraftan üç kişi vefat ediyor. Eşim telaşla arka sağ kapıdan iniyor. Kuzeni yolcu konumuna geçiyor. Ardından jandarmalar eşimi dışarıda bulduğu için gözaltına alıyor. Diğerini yolcu konumunda görüyorlar. Eşim bir ay Kızılcamam’da tutuklu kaldı maalesef" ifadelerini kullandı. Toplamda 6 duruşmaya katıldıklarını belirten Sinem Canpolat, "Son celsede farklı bir hakim katıldı ve bize 16 yıl hapis cezası verdi. Hiçbir suçumuz olmadığı halde, bütün deliller elimizde sabit olduğu halde, bunları gözetmeksizin bütün suçu bize verdiler. Biz adalet istiyoruz. Geç gelen adaletin de adalet olduğunu düşünmüyoruz" şeklinde konuştu. "Kuzeninin sürücü olduğu net bir şekilde belli" Eşinin suçsuz yere cezaevinde kalmasını istemediğini ifade eden Sinem Canpolat, "Kuzeni 8 sene ceza aldı fakat sürücü olarak kabul edilmedi. Sadece bir firmanın aracı kendi zimmetinde olduğu ve anahtarı başkasına teslim edildiği için ceza verildi. Ama sürücü olduğu net bir şekilde belli zaten" açıklamasında bulundu. "Bu vebalin nasıl bir vebal olduğunu düşünmüyorlar" Sinem Canpolat konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kayıtlarda ve DNA örneklerinde kesin net bir şekilde her şey sabit. Hiçbir savunmaları yok. Maalesef bu vebalin nasıl bir vebal olduğunu düşünmüyorlar. Hepsi de biliyorlar. Haksız yere bir kişinin içeride yatmasına açıkça tahammül edemiyorum. Suçlu olan kişi dışarıda. Bu durumun adalete kavuşmasını istiyorum. Dava şu anda İstinaf aşamasında. İstinaf bir günde onayladı bu dosyayı. Bir günde bir dosyanın nasıl onaylandığını açıkçası biz de anlamadık. Nasıl bir şey bu. İnsanlar senelerce bekletiliyor. Bizim dosyamız ise bir günde onaylanıyor. Adaletin yerini bulmasını istiyorum. Bizi duysunlar. Adalet tecelli etsin. Gerçekten suçlu olan içeride yatsın. Suçsuz, masum bir insan içeride kalmasın." Canpolat ve ailesi sürecin sonuna kadar takipçisi olacaklarını ve hak arayışlarından vazgeçmeyeceklerini ifade etti.