GÜNDEM - 08 Nisan 2025 Salı 12:34

"Yükseköğretimde stratejik mükemmellik" çalıştayında Atatürk Üniversitesi de yerini aldı

A
A
A
"Yükseköğretimde stratejik mükemmellik" çalıştayında Atatürk Üniversitesi de yerini aldı

Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, Hitit Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen ve Avrupa Birliği destekli IMAP4U (Integrated Model of Action and Performance for Universities) projesi kapsamında gerçekleştirilen "Yükseköğretimde Stratejik Mükemmellik" çalıştayına katıldı.


7 Nisan tarihinde gerçekleşen çalıştayda, Atatürk Üniversitesi Kalite Koordinatörlüğü ile Veri Yönetimi Ofisi de yer aldı. Stratejik planlama, kalite güvencesi, performansa dayalı bütçeleme ve dijital entegrasyon başlıklarının masaya yatırıldığı etkinliğe, farklı üniversitelerin kalite ve veri yönetimi birimleri ile kamu kurum temsilcileri de katkı sundu.


Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Osman Öztürk’ün ev sahipliğinde gerçekleştirilen çalıştayda, yükseköğretim kurumlarında stratejik plan yapısı ile performans odaklı bütçe yönetimi arasındaki ilişkiler değerlendirildi; mevcut durum ve olası yeni model önerileri üzerine fikir alışverişinde bulunuldu.


Çalıştayda değerlendirmelerde bulunan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, yükseköğretim kurumlarının değişen dünyaya ayak uydurabilmesi için yenilikçi ve sürdürülebilir yönetim modellerinin kaçınılmaz olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:


"Kalite güvencesinden stratejik planlamaya, dijital dönüşümden performans temelli bütçelemeye kadar pek çok başlıkta sistematik bir yaklaşım geliştirmek durumundayız. Bu tür çalıştaylar, üniversitelerin mevcut durumlarını gözden geçirmelerine ve geleceğe yönelik daha sağlam adımlar atmalarına vesile oluyor. Atatürk Üniversitesi olarak biz de kalite odaklı yönetim anlayışımızı sürdürüyor ve bu yöndeki iş birliklerine büyük önem veriyoruz."


Rektör Hacımüftüoğlu ayrıca, IMAP4U projesinin üniversitelerin kurumsal gelişiminde önemli bir rol oynayacağını ifade ederek, projenin çıktılarının yükseköğretim sistemine kalıcı katkılar sunacağını vurguladı.


Çalıştay, üniversitelerin stratejik yönetim süreçlerini güçlendirmeye yönelik önerilerin ele alındığı oturumların ardından toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.



"Yükseköğretimde stratejik mükemmellik" çalıştayında Atatürk Üniversitesi de yerini aldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisalı sporcular Türkiye Oryantiring Şampiyonası’na damga vurdu Türkiye Oryantiring Federasyonu tarafından Manisa’da düzenlenen Türkiye Oryantiring Şampiyonası’nda, ev sahibi Manisa’nın sporcuları büyük bir başarıya imza attı. Farklı şehirlerden 107 kulüp ve bin 300 sporcunun katılımıyla gerçekleşen organizasyonda, Manisalı sporcular, toplamda 3 altın, 5 gümüş ve 2 bronz olmak üzere 10 madalya kazandı. Üç farklı kategoride düzenlenen yarışmalarda sporcular; dayanıklılık, hız ve yön bulma becerilerini sergiledi. Özellikle zorlu parkurlardaki üstün performanslarıyla dikkat çeken Manisalı sporcular, hem bireysel hem de takım sıralamalarında öne çıkmayı başardı. Orta mesafe yarışlarında Hasene Şaşmaz birincilik, Hatice Adıbelli ikincilik, Önder Şaşmaz ise üçüncülük elde etti. Uzun mesafe yarışlarında Hasene Şaşmaz yine birinciliği kazanırken, Dilek Mert ve Önder Şaşmaz ikinci, Zeynep Tuba Akın üçüncü sırada yer aldı. Sürat yarışlarında ise Hatice Adıbelli birincilik kürsüsüne çıkarken, Zeynep Tuba Akın ve Hasene Şaşmaz ikincilik elde etti. Yarışmada Demirci Akıncıları Spor Kulübü, Kadınlar 18 yaş kategorisinde Türkiye Şampiyonu, Erkekler 18 yaş kategorisinde ise Türkiye üçüncüsü olmayı başardı. Akhisar Zeynep Gülin Metal Spor Kulübü ise Kadınlar 18 yaş ve Kadınlar 20 yaş kategorilerinde Türkiye üçüncüsü olarak kürsüde yer aldı.
Rize Yaş çay üreticileri son hazırlıklarını tamamlıyor Doğu Karadeniz’in geçim kaynağı çay için 2025 yaş çay sezonu hazırlıkları tamamlanıyor. Doğu Karadeniz Bölgesinin geçim kaynağı olan çay sezonunun açılmasına sayılı günler kaldı. Rize, Artvin, Trabzon, Giresun ve Ordu illerinde ise çay müstahsilleri tarafından son hazırlıklar tamamlanıyor. Çayını Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne (ÇAYKUR) satmak isteyen çay müstahsilleri ilk olarak çaylıklarında budama işlemi yapıyor. ÇAYKUR’a çay satmayı düşünmeyen müstahsiller ise budama işlemi yapmayarak direk gübreleme işine geçiyor. Gübresini de veren çay müstahsilleri son olarak bahçelerinde ot temizliği yaparak sezonu bekliyor. 2025 yaş çay sezonunun erken açılarak sağlı bir şekilde ilerlemesini planladıklarını ifade eden ÇAYKUR Genel Müdürü Yusuf Ziya Alim "Alım yerlerinin bakımı, onarımı, tamamlandı. Üreticilerimizin bahçelerindeki yabancı otlardan temizlemesi veya budama ile ilgili bazı işlemlerin yapılması, çaylıkların bakımı için eksperlerimizle beraber tüm üreticilerimizle dolaşmak ve bilgilendirmek istiyoruz. Bu anlamda 1 Mayıs gibi hazır olacağız. Öncesinde de hazır olacağız ama 1 Mayıs net bir şekilde hazır olacak. Kampanyaya erkenden başlayıp sağlıklı bir şekilde bitirmeyi düşünüyoruz" ifadelerini kullandı. Bu yıl kış mevsiminde hava şartlarının ağır olmasının çay tarımında rekoltenin yüksek olmasına yarayacağını dile getiren Alim, "Biz toprak analizlerini Artvin, Rize, Trabzon, Giresun illerimizde çay araştırma enstitü müdürlüğümüz tarafından yaptık. Topraklarımız her geçen gün kötüye doğru gidiyor. Bu anlamda toprağın havalandırılması, kazılması gerekiyor. Çayın üzerine kar yağdığı zaman kar suyu damla damla toprağa indiği için toprağı havalandırıyor. O kazılma işini, toprağın havalandırılma işini genelde kar damlacıklarıyla elde etmiş oluyoruz. Bu da çayın o yıl daha kaliteli, sağlıklı ve verimli geçtiğini gösteriyor. Bu anlamda bu kış, yağan kar nedeniyle hem verimin hem sürgün kalitesinin daha sağlıklı olacağını düşünüyoruz" dedi. Hava şartlarının olumsuz ilerlemesinden ötürü bu yıl müstahsiller için çay sezonu hazırlıklarının geç başladığını dile getiren çay müstahsili Melih Tümer "Yaklaşık 6-7 senedir çay işiyle uğraşıyoruz. Bugün gübremizi veriyoruz. Normalde gübre işlemeni her sene Nisan 1’de yapardık ama bu yıl biraz geç kaldık. Havalar çok soğuk gitti. Geçtiğimiz günlerde bir soğuk hava dalgası geldi. Bizim rakımımız 400-450 civarı çok etkilenmedik fakat yüksek kesimlerde zirai don yaşandı" diye konuştu. Çaya gübre verirken yapraklarının üzerinde kalmaması için set aralarına gübre verdiklerini, aksi taktirde çayın yanabileceğini ve rekoltenin düşük olabileceğini hatırlatan Tümer "Gübre verirken yaprakların üstünde kalmamasına dikkat ediyoruz. Gübre kimyasal olduğu için yaprakların üstünde kaldığı zaman güneş veya ıslak olduğunda çay yanıyor. Çayın yanmaması için genelde gübre verdikten sonra çayı silkeliyoruz veya set aralarına atmaya özen gösteriyoruz" şeklinde konuştu.
Adana Tarım işçilerinin çocuklarına özel ’okul öncesi sınıf’ açıldı Adana’da tarım işçisi anne ve babalar tarlada çalışırken çocukları yalnız kalmasın diye açılan okul öncesi sınıflar, çocukların gelişimine katkı sağlıyor. Sınıfı açan Ogün Abi Derneği Başkanı Ogün Sever Okur, "Geçtiğimiz hafta tarım işçisi bir ailenin çocuğu maalesef kanalda ölü bulundu. Bu sınıfların sayısını çoğaltmalıyız" dedi. Adana’da faaliyet gösteren Ogün Abi Derneği, tarım işçisi ailelerin çocukları anne ve babaları tarladayken tek başlarına kalmasın diyerek sınıf açmaya karar verdi. Almanya’daki bağışçılarından da destek alan dernek, yıllar önce Ogün Sever Okur’un da ailesiyle birlikte kaldığı merkez Yüreğir ilçesinde bulunan Pekmezli Mahallesi’ndeki çadır bölgesinde, ‘Huzur Bahçesi Okul Öncesi Sınıfı’nı hizmete açtı. Onlarca çocuğa hizmet veren sınıfta, tarım işçisi aileler tarlalara giderken çocukları burada İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından görevlendirilmiş öğretmenler tarafından oyunlar oynuyor ve ders görüyor. Geçtiğimiz hafta tarım işçisi Karanfil ve İbrahim Timi (28) çiftinin 7 yaşındaki evladı Cumali’nin sulama kanalında hayatını kaybetmesinin ardından dernek, sınıf sayısını arttırmak için çalışmalara başladı. İhlas Haber Ajansı’na konuşan Dernek Başkanı Ogün Sever Okur, "Burada mevsimlik tarım işçileri ve sürekli kalan tarım işçileri var. Ben de küçükken burada büyüdüm. Bu fikir bu şekilde çıktı ancak bu bölgede çok fazla çocuk trafik kazasında hayatını kaybetti. Geçtiğimiz hafta da Karataş’ta tarım işçisi ailenin evladı Cumali hayatını kaybetti. Bu çocukların kapalı bir okul alanında hem oyun oynamaları hem de eğitimlerinden geri kalmamaları için böyle bir sınıf açtık" dedi. "Bu tarz sınıfların sayısı çoğalacak" Milli Eğitim Müdürlüğü ile sürekli istişare halinde olduğunu ve onların desteğiyle bu şekilde sınıflar açtıklarını anlatan Okur, "Bütün bu çocukların anne ve babası işe gidiyor. Bazı çocuklar ailesiyle tarlaya giderken bazıları çadırda kalıyor. Biz bütün çocukları buraya alıyoruz, oyun oynatıp ders veriyoruz. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü de sağ olsun öğretmen sağlıyor. Bu tarz sınıfların sayısını çoğaltmayı planlıyoruz. Burada çocuklar güvenli" diye konuştu. Tarım işçisi bir ailenin 4 çocuğundan biri olan Osman Yurt ise, "Bu sınıf iyi ki açıldı. Burada oyun oynuyoruz, ders görüyoruz. Çok eğleniyoruz" şeklinde konuştu.
Gaziantep Uzm. Dr. Şensoy: "Her baş ağrısı migren değildir" Medical Point Gaziantep Hastanesi Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Figen Şensoy, baş ağrısı ve migren arasındaki farklar hakkında önemli uyarılarda bulundu. Medical Point Gaziantep Hastanesi Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Figen Şensoy, baş ağrısı ve migren arasındaki farklar hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Şensoy, "Her baş ağrısı migren değildir, ancak migren genellikle hafife alınır" diyerek, doğru tanı ve zamanında tedavinin yaşam kalitesini ciddi şekilde artırdığını vurguladı. Baş ağrısının stres, uykusuzluk, açlık ve yoğun çalışma gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkabileceğini belirten Uzm. Dr. Figen Şensoy, migrenin ise nörolojik bir hastalık olduğunu ve baş ağrısından çok daha fazlasını kapsadığını ifade etti. Migrenin sıklıkla başın tek tarafında zonklayıcı şekilde hissedildiğini, bulantı, kusma, ışığa ve sese karşı hassasiyet gibi belirtilerle seyrettiğini aktardı. "Tedavi kişiye özel olmalı" Migren tedavisinde standart bir reçeteden söz edilemeyeceğini söyleyen Uzm. Dr. Figen Şensoy, "Bazı hastalar atak sırasında kullanılan ilaçlarla rahat ederken, bazıları için koruyucu tedavi şarttır. Aynı zamanda stres yönetimi, sağlıklı beslenme ve düzenli uyku gibi yaşam tarzı değişiklikleri de tedavinin önemli bir parçasıdır" dedi. "Migrenle yaşam mümkün" Migrenin kontrol altına alınabilir bir hastalık olduğunu belirten Şensoy, erken tanının önemine değinerek, "Doğru tanı ve düzenli tedavi ile migren ataklarını en aza indirmek mümkün. Hastalarımızın şikâyetlerini ciddiye alarak en uygun çözümü birlikte belirliyoruz" diye konuştu.