MAGAZİN - 24 Ağustos 2023 Perşembe 13:39

Yavuz Bingöl, Erzurum’da hayranlarıyla buluştu

A
A
A
Yavuz Bingöl, Erzurum’da hayranlarıyla buluştu

Palandöken Kültür Yolu Festivali çerçevesinde Erzurum Miting ve Etkinlik Alanı’nda düzenlenen konserde sanatçı Yavuz Bingöl sahne aldı.


On binlerce kişinin katıldığı konserde Yavuz Bingöl, 1985 yılında askerliğini Erzurum’da yaptığını, şehrin ekmeğinden suyundan içtiğini, bundan dolayı da Erzurum’un kendisi için çok özel bir yeri olduğunu belirtti. Aşıkların, dadaşların, İbrahim Erkal’ın şehri Erzurum’a, halkına sevgilerini ve saygılarını ileten Bingöl, kendisini yıllar sonra Erzurum halkıyla biraya getiren Kültür ve Turizm Bakanlığı’na teşekkürlerini iletti.


Kültür ve Turizm Bakanlığınca Erzurum’da düzenlenen Palandöken Kültür Yolu Festivali 27 Ağustos Pazar günü sona erecek. Tüm festival detaylarına ise https://kulturyolufestivalleri.com/ dan ulaşılabilir.



Yavuz Bingöl, Erzurum’da hayranlarıyla buluştu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Doç. Dr. Çakıroğlu, “Ara tatil, dijital detoks için iyi bir fırsat” Ergenlik, bireyin kimlik ve kişilik gelişiminin en hassas dönemlerinden biridir. Bu dönemde dijital dünyanın etkisi, ergenlerin düşünce ve davranışlarında derin izler bırakıyor. Doç. Dr. Süleyman Çakıroğlu, bu etkileri değerlendirerek ailelere, eğitimcilere ve politika yapıcılara önemli tavsiyelerde bulundu. Özellikle ara tatillerde "dijital detoks" yapılmasını önerdi. Altınbaş Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Süleyman Çakıroğlu, bu süreçte çocuklarla nitelikli zaman geçirmenin önemine dikkat çekerek "Tatil dönemleri, çocukların hem keyifli vakit geçirebileceği hem de kişisel gelişimlerini destekleyebilecekleri bir fırsat sunar. Aileler bu süreçte çocuklarıyla daha fazla vakit geçirerek birlikte çeşitli aktiviteler yapmalıdır” dedi. Dijital medya ve kimlik gelişimi Doç. Dr. Çakıroğlu, dijital dünyanın ergenler için bilgi edinme, topluluklara katılma ve kendini ifade etme açısından büyük fırsatlar sunduğunu belirtirken bu fırsatların beraberinde ciddi riskler getirdiğine dikkat çekiyor. Ergenlerin sosyal medyada "mükemmel" bir imaj oluşturma baskısıyla karşılaştıklarını ve bu durumun özgüven sorunlarına yol açabileceğini ifade ediyor. Doç. Dr. Çakıroğlu, "Ergenler, sosyal medyada sürekli bir karşılaştırma döngüsüne giriyor. Bu durum, yetersizlik hissine ve kimlik karmaşasına neden olabilir" uyarısında bulundu. Sosyal medyanın ruh sağlığı üzerindeki etkileri Sosyal medyanın ergenlerde kaygı, depresyon ve yeme bozukluklarını tetikleyebileceğini belirten Çakıroğlu, bu tür sorunların özellikle akran ilişkileri üzerinde olumsuz etkilere neden olduğunu ifade ediyor. Ayrıca sosyal medyada "Bir şeyi kaçırıyorum" korkusu (FOMO) gibi kavramların yaygınlaşmasının, ergenlerin ekran başında geçirdikleri zamanı artırdığını vurguluyor. Ara tatil için ebeveynlere öneriler: “Dijital detoks yapın” Doç. Dr. Çakıroğlu, ara tatilin hem çocuklar hem de aileler için yenilenme fırsatı sunduğunu vurgulayarak şu önerilerde bulunuyor: “Dijital detoks: Ailece dijital cihazlardan uzaklaşarak fiziksel aktivitelerle vakit geçirin. Sınırlar koyma: Teknoloji kullanımına dair yaşa uygun sınırlar belirleyin. Açık iletişim: Çocuklarınızla sosyal medyada karşılaştıkları içerikler hakkında konuşun ve etkilerini anlamaya çalışın.” Ergenlikte kendini keşfetme sürecini destekleyin Ergenlerin kimlik gelişiminde dijital dünya ile gerçek yaşam deneyimlerinin dengelenmesi gerektiğini vurgulayan Çakıroğlu, şu önerilerde bulunuyor: “Hedef belirleme: Çocukların hayalleri ve hedefleri üzerinde konuşun, plan yapmalarına destek olun. Üretkenliğe teşvik edin: Sanat, spor veya bilim gibi alanlarda ilgilerini geliştirmelerine yardımcı olun. Bağımsızlık ve sorumluluk: Çocuklarınıza, kendi kararlarını alma ve bu kararların sonuçlarını deneyimleme fırsatı tanıyın.” Dijital medyanın geleceği ve algoritmaların rolü Doç. Dr. Çakıroğlu, dijital platformların ergenlerin ruh sağlığını koruyacak şekilde düzenlenmesi gerektiğini savunuyor: "Algoritmalar, bireylerin ruh sağlığını gözeterek tasarlanmalı. Sosyal medya platformları, daha kapsayıcı ve gerçekçi içerikler sunarak toplumsal fayda sağlayabilir." Ara tatilde neler yapılabilir Ara tatil, çocukların yenilenmesi için bir fırsat sunar. Bu süreçte önerilen bazı etkinlikler şunlardır: “Doğa aktiviteleri: Açık hava etkinlikleri düzenleyerek çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimini destekleyin. Sanatsal faaliyetler: Resim yapma, müzikle uğraşma veya el sanatları gibi aktivitelerle üretkenliği teşvik edin. Kitap okuma: Çocuklarınızla birlikte kitap okuma saatleri oluşturun. Aile etkinlikleri: Birlikte yemek yapma, film izleme veya oyun oynama gibi aktiviteler planlayın. Toplumsal aktiviteler: Çocuklarınızı gönüllü etkinliklere yönlendirerek empati ve sosyal becerilerini geliştirin.” Denge sağlanmalı Son olarak dijital dünyanın tamamen dışlanmasının mümkün olmadığını belirten Çakıroğlu, şu ifadeleri kullanıyor: "Dijital dünya, öğrenme, fark oluşturma ve üretkenliği artırıcı bir araç olarak kullanılmalı. Ancak ekran başında geçirilen süre sınırlı ve nitelikli hale getirilmelidir."
Kahramanmaraş Kahramanmaraş’ın dağlarında bir ömür Kahramanmaraş’ta 6 Şubat depremlerinde Ekinözü ilçesinde yaşayan 83 yaşındaki Muhammet Koyun, yarım asırlık evinde köy hayatını sürdürüyor. Ekinözü’nde deprem sonrası birçok yapı hasar alırken, ilçeye bağlı Yeniköy Mahallesi’ndeki Muhammet Koyun’un evi gibi köyün eski yapıları ayakta kalmayı başardı. Köyün en eski yapılarından biri olan ev, yıllara meydan okuyarak büyük depreme karşı sağlam kalmayı başardı. Koyun, “Evim beni de korudu. Temeli sağlam atılmıştı, bu yüzden ayakta kaldı. İnsan ilişkileri de böyledir; temelinde sevgi ve saygı varsa kolay kolay yıkılmaz” diyerek geçmişle bugün arasında bir köprü kuruyor. Eskiden bağ bahçe işleriyle uğraştığını ancak deprem sonrası bu işleri bırakmak zorunda kaldığını ifade eden Koyun, “Buraların havası bana güç veriyor. Yıllardır bu dağlar benim yoldaşım oldu” dedi. Ekinözü’nün kırsalında geçen bir ömrü, eskiye özlemle harmanlayan Koyun, sık sık gençlik yıllarına dair hatıralarını da anlatıyor. Komşuluk ilişkilerinin o dönem daha saygılı ancak sert olduğunu vurgulayan Koyun, “Bizim zamanımızda büyükler konuşunca, küçükler susardı. Herkes haddini bilirdi. Bugünkü nesil bu saygıyı unutmamalı. Bu dağlarda gitmediğim, ayak basmadığım yer kalmadı. Şimdi artık yaşlandım pek fazla yürüyemiyorum” ifadelerini kullanıyor. Depremin köydeki yaşama etkisinin büyük olduğunu ifade eden Koyun, köy halkının hala zorluklarla mücadele ettiğini ancak dayanışmanın ve yardımlaşmanın da bu süreçte daha fazla önem kazandığını söylüyor.