GÜNDEM - 25 Aralık 2025 Perşembe 12:25

Türkiye ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği: Bilim uyarıyor, tedbir hayat kurtarıyor

A
A
A
Türkiye ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği: Bilim uyarıyor, tedbir hayat kurtarıyor

Atatürk Üniversitesi Pasinler Meslek Yüksek Okulu Dr. Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı Ülkemiz ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği konulu seminer verdi.


Türkiye, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri üzerinde yer alıyor. Ülkemiz topraklarının yaklaşık yüzde 96’sı deprem riski altında bulunurken, nüfusun büyük bir bölümü yıkıcı depremlerin meydana gelebileceği alanlarda yaşamını sürdürüyor. Bu gerçek, depremle yaşamayı öğrenmenin bir tercih değil, zorunluluk olduğunu açıkça ortaya koyuyor.


Depremler neden oluyor?


Depremler, Dünya’nın kabuğunu oluşturan levhaların hareketleri sonucu meydana geliyor. Bu hareketlerin temel nedenine bakıldığında yerin derinliklerindeki ısı kaynaklı konveksiyon akımlarının olduğu belirleniyor. Kıtaların geçmişte "Pangea" adı verilen tek bir kara parçası hâlinde olduğu ve zamanla ayrıldığı artık bilimsel olarak kabul ediliyor. Türkiye ise bu hareketli levha sınırlarının kesişim noktasında yer alıyor.


Büyüklük ve şiddet arasındaki fark


Bir depremin büyüklüğü, açığa çıkan enerjiyi ifade ederken; şiddeti, depremin yerleşim alanlarında oluşturduğu hasarla ilgilidir. Aynı büyüklükteki bir deprem, sağlam zemine sahip bir bölgede hafif hasarla atlatılabilirken, zayıf zeminlerde ağır yıkıma yol açabiliyor.


Sismik boşluklar alarm veriyor


Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı’nın dikkat çektiği en önemli konulardan biri de "sismik boşluklar". Bu terim, uzun süredir büyük deprem üretmemiş ancak enerji biriktirmeye devam eden fay segmentlerini tanımlıyor. Marmara’dan Doğu Anadolu’ya, Ege’den Akdeniz’e kadar birçok bölgede tespit edilen bu alanların, önümüzdeki yıllarda 6 ila 7 büyüklüğünde depremler üretme potansiyeline sahip olduğu ifade ediliyor.


Doğu Anadolu’da acı tecrübe


Doğu Anadolu Bölgesi, tarih boyunca Türkiye’nin en yıkıcı depremlerine sahne oldu.


1939 Erzincan, 1976 Çaldıran, 1983 Horasan-Narman, 2011 Van ve 2020 Elazığ depremleri; binlerce can kaybına ve büyük ekonomik yıkıma neden oldu. Bu depremler, bölgenin aktif fay sistemleri üzerinde yer aldığını açıkça gösteriyor.


Erzurum ve Pasinler özelinde risk


Erzurum Fay Zonu, Erzurum Fay Zonu; neotektonik dönemde aktif olan, doğrultu atımlı faylardan oluşan karmaşık bir sistemdir. Pasinler, Horasan ve Narman çevresinde tarihsel ve aletsel dönemlerde büyük depremler meydana gelmiştir. 1924, 1952 Pasinler Depremi ve 1983 Horasan-Narman Depremi bölgenin yüksek sismik riskini ortaya koymaktadır.


Kuzey Anadolu Fayı üzerindeki Yedisu Fayı, Ardahan Kırığı, Çayırlı Aşkale Fayı, Van Gevaş Fayı ve Hakkari Yüksekova Faylarının deprem üretmesi durumunda bundan etkilenecek illerin arasında Erzurum ve Pasinler İlçelerinin olacağı görülmektedir. Bu sismik boşluklar bilimsel çalışmalara göre günümüzde de aktif olan bir yapı niteliği taşıyor.


Erzurum , Pasinler ve çevresinde geçmişte yaşanan depremler, bölgenin gelecekte de sismik risk altında olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle yerel ölçekte yapılacak mikro-bölgeleme çalışmalarının, olası depremlerde can ve mal kaybını azaltmada hayati öneme sahip olduğu her zaman vurgulanması gereken bir özellik olduğu görülüyor..


Çözüm: Bilim, Planlama ve Hazırlık


Deprem zararlarını azaltmanın yolunin kadercilikten değil bilimden geçtiğini ifade eden Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı; "Aktif fayların net biçimde belirlenmesini, riskli alanlarda yapılaşmanın sınırlandırılmasını, deprem master planlarının hazırlanmasını, İl Afet Risk Azaltma Planlarının (İRAP) etkin şekilde uygulanmasını öneriyor. Bireysel düzeyde ise depreme dayanıklı yapılaşma, ev içi eşya sabitlemeleri, acil durum çantası ve doğru davranış biçimleri (Çök-Kapan-Tutun) hayati önem taşıyor.


Teknoloji de uyarıyor


Günümüzde Android telefonlarda kullanılan erken uyarı sistemleri, deprem dalgalarını insanlardan saniyeler önce algılayarak kullanıcılara uyarı gönderebiliyor. Bu birkaç saniyelik kazanım bile, doğru davranışla birleştiğinde hayat kurtarabiliyor. Sonuç olarak deprem engellenemez ancak etkileri azaltılabilir. Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi, bilimi rehber edinmesi ve hazırlıklı olması gerekiyor. Bu konuda bizlerin ortak mesajı net: "Deprem değil, ihmal öldürür."



Türkiye ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği: Bilim uyarıyor, tedbir hayat kurtarıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya MÜSİAD Antalya Başkanı Akgül: "Üretim ve ihracatla güçlenen bir 2026 yılı bekliyoruz" MÜSİAD Antalya Başkanı Yusuf Akgül, Antalya ekonomisinin 2026 yılına üretim ve ihracat odaklı daha güçlü bir yapıyla girmesini beklediklerini söyledi. Küresel ölçekte yaşanan ekonomik belirsizliklerin yerel ekonomiler üzerindeki etkilerinin hissedildiğini belirten Akgül, Antalya iş dünyasının bu süreci doğru politikalarla avantaja çevirebilecek potansiyele sahip olduğunu vurguladı. 2025 yılının Antalya açısından bir geçiş dönemi olduğuna dikkat çeken Yusuf Akgül, "Bu süreçte kısa vadeli tüketim odaklı yaklaşımların sınırları daha net görüldü. Verimlilik, katma değerli üretim ve sürdürülebilir büyüme artık kent ekonomimiz için temel hedefler haline geldi" dedi. Antalya’nın turizm, tarım, gıda ve hizmet sektörleriyle güçlü bir ekonomik çeşitliliğe sahip olduğunu ifade eden MÜSİAD Antalya Başkanı Yusuf Akgül, 2025 yılı boyunca turizmde yakalanan ivmenin, tarım ve gıda üretimi ile ihracatçı firmaların çalışmalarıyla desteklendiğini söyledi. Akgül, buna rağmen artan maliyetler, finansmana erişimde yaşanan zorluklar ve rekabet baskısının Antalya iş dünyasının en önemli sorunları arasında yer aldığını kaydetti. Antalya ekonomisinin yalnızca turizm sezonlarına bağlı kalmaması gerektiğini belirten Yusuf Akgül, "Hedefimiz; tarım-gıda sanayi, lojistik, ihracat ve katma değerli üretim alanlarında daha dirençli ve kalıcı bir ekonomik yapı oluşturmak. Şehrimizin üretim gücü ve girişimcilik kültürü bu dönüşüm için önemli bir avantaj" diye konuştu. 2026 yılına ilişkin beklentilerini de paylaşan Akgül, dijitalleşme, enerji verimliliği ve yeşil dönüşümün Antalya’daki işletmeler için yeni fırsatlar sunduğunu ifade ederek, ihracatta mevcut pazarların yanı sıra farklı coğrafyalara açılmanın önemine dikkat çekti. MÜSİAD Antalya olarak kentin üretim gücünü ve ihracat potansiyelini artırmaya yönelik çalışmaları sürdüreceklerini belirten Yusuf Akgül, 2026 yılında üretim, yatırım ve ihracat ekseninde daha güçlü ve dirençli bir Antalya ekonomisinin inşa edileceğine inandıklarını söyledi.
Bursa NAYDEM’de eğitimler başladı Nilüfer Belediyesi tarafından kurulan ve Türkiye’de ilk olma özelliğini taşıyan Nilüfer Apartman Yöneticileri ve Emekçileri Destekleme Merkezi’nde (NAYDEM) eğitimler başladı. İlk toplantıda, katılımcılara "Yöneticilik Eğitimi" verildi. Nilüfer Belediyesi tarafından kurulan Nilüfer Apartman Yöneticileri ve Emekçileri Destekleme Merkezi ilk toplantısını gerçekleştirdi. Nilüfer Nikah Evi’nde gerçekleştirilen toplantıya Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Bukle Erman, Nilüfer Planlama ve Kalkınma Ajansı Koordinatörü Alper Akbulut ile apartman, site ve iş merkezi yöneticileri katıldı. Eğitimin açılışında konuşan Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Bukle Erman, yöneticiliğin sadece aidat toplamak olmadığını belirterek, "Mevzuata hâkim olmayı, iletişim becerilerini geliştirmeyi, şeffaf ve hesap verilebilir olmayı, ortak aklı işletmeyi ve krizleri yönetmeyi gerektiriyor. Nilüfer Belediyesi olarak bu sorumluluğun farkındayız. Konut ve iş yeri emekçilerine yönelik, Türkiye’de ilk olma özelliğini taşıyan Nilüfer Apartman Yöneticileri ve Emekçileri Destekleme Merkezi’ni kurduk. Sizleri mevzuata uygun, daha bilinçli ve etkili yöneticiler olmanız için yanınızda olmak üzere hayata geçirdik" dedi. Merkezde, hukuki, teknik, yönetsel ve iletişim alanlarında destek sunulacağını dile getiren Erman, "634 sayılı kat mülkiyeti kanunu, site yönetimleri için muhasebe, yönetişim, iletişim ve toplantı yönetimi, toplu yapılarda iş sağlığı güvenliği, binalarda enerji verimliliği, atık yönetimi başlıklarıyla eğitimlerimiz devam edecek. ‘Herkesin Sesi, Hepimizin Nilüfer’i derken, sizlerin sesini karar süreçlerine yansıtmayı çok önemsiyoruz. Çünkü biliyoruz ki güçlü bir kent, güçlü ve bilinçli yöneticiler demektir. Bu eğitimlerin hepimiz için faydalı yol gösterici olmasını diliyorum" diye konuştu. Nilüfer Planlama ve Kalkınma Ajansı Koordinatörü Alper Akbulut da toplu yaşam şartlarının iyileştirilmesi ve kent genelinde toplu bir ağ kurulmasını amaçlandığını belirtti. Konuşmaların ardından Afet İşleri Müdürlüğü personeli Talha Şahin, katılımcılara "Yöneticilik Eğitimi" verdi.
Muğla Muğla Büyükşehir Belediyesi gönüllü itfaiyeciler yetiştiriyor Muğla Büyükşehir Belediyesi, afetlere müdahale kapasitesini artırmak ve toplumsal farkındalığı güçlendirmek amacıyla, talep eden yurttaşlara ilgi ve becerilerine göre eğitimler düzenleyerek gönüllü itfaiyeci olmalarını sağlıyor. Bu kapsamda verilen eğitimlerle gönüllülerin, muhtemel yangın, su baskını ve diğer acil durumlarda profesyonel ekiplere destek verebilecek bilgi ve donanıma sahip olmaları hedefleniyor. Fethiye’de gerçekleştirilen eğitimlerde gönüllülere yangınla mücadele, su baskınlarına müdahale, ipli erişim teknikleri ve ilk yardım konularında hem teorik hem de uygulamalı bilgiler aktarıldı. Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı tarafından bugüne kadar Menteşe, Bodrum ve Fethiye ilçelerinde düzenlenen eğitimlerde toplam 118 gönüllü vatandaşa itfaiyecilik eğitimi verildi. Başkan Aras: "Muğla’yı afetlere karşı dirençli hale getiriyoruz" Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, "Muğla, ormanları, kıyıları ve doğal yapısıyla afet risklerine açık bir kent. Bizim önceliğimiz, bu kenti afetlere karşı daha dirençli hale getirmek. Gönüllü itfaiyecilik eğitimlerimizle, yurttaşlarımızın muhtemel yangınlar, su baskınları ve acil durumlarda bilinçli ve doğru şekilde müdahale edebilmelerini sağlıyoruz. Afetlerle mücadele sadece kurumların değil, toplumun tüm kesimlerinin sorumluluğudur. Gönüllü itfaiyecilerimiz, profesyonel ekiplerimize büyük destek sağlıyor. Eğitimlere katılan tüm vatandaşlarımıza duyarlılıkları için teşekkür ediyorum. Muğla Büyükşehir Belediyesi olarak, gönüllü itfaiyecilik eğitimlerimizi kentimizin tüm ilçelerinde yaygınlaştırmaya devam edeceğiz" dedi.
Tokat Tokat Belediyesi’nden çöp tenekeleri için sıra dışı test Tokat Belediye Başkanı Mehmet Kemal Yazıcıoğlu, dayanıklılık testinden geçen yeni çöp konteynerlerini yerinde inceleyerek uygulamanın startını verdi. Tokat Belediyesi kent estetiğini korumak, çevre kirliliğini önlemek ve daha düzenli bir çöp toplama sistemi oluşturmak amacıyla ortak kullanım alanlarında bulunan çöp konteynerlerini yeniliyor. Yıllar içerisinde yıpranan, kırılan ve sızıntı yaparak kötü koku ile görüntü kirliliğine neden olan eski konteynerler, yerini daha sağlam, temizliği kolay ve hijyenik yeni nesil çöp konteynerlerine bırakıyor. Tokat Belediyesi Teknik Birimler Şantiyesi’nde Temizlik İşleri Müdürlüğü’nü ziyaret eden Belediye Başkanı Mehmet Kemal Yazıcıoğlu, Tokat genelinde kullanılmaya başlanacak yeni çöp konteynerlerini yerinde inceledi. Belediye ekipleri tarafından gerçekleştirilen dayanıklılık testlerine de katılan Başkan Yazıcıoğlu, konteynerlerin zorlu şartlara karşı gösterdiği direnci yakından takip etti. Testler kapsamında belediye personeli tarafından balyozla darbe uygulanan çöp konteynerinin kırılmadığı görülürken, iki çöp toplama kamyonu arasında sıkıştırılan konteynerin de dayanıklılığını koruduğu gözlemlendi. Yapılan testlerde yeni nesil konteynerlerin her türlü dış etkiye karşı yüksek direnç gösterdiği belirtildi. Başkan Yazıcıoğlu: Yeni bir uygulama daha hayata geçiyor Belediye ekipleri tarafından gerçekleştirilen dayanıklılık testlerini de inceleyen Başkan Yazıcıoğlu, "Tokat’ımızda bir yeniliği daha hayata geçiriyoruz. Dayanıklılık testimizden başarıyla geçen, hijyenik açıdan daha temiz olan yeni çöp konteynerlerimizi Tokat’ımızın dört bir yanında uygulamaya alıyoruz. Tokat’ımıza hayırlı olsun" dedi.