ÇEVRE - 21 Mart 2025 Cuma 02:16

Elazığ’da kar yağışı etkisini artırdı, kent beyaza büründü

A
A
A
00:00
00:00
HD

Meteorolojinin uyarı yaptığı Elazığ’da kar yağışı gece saati itibariyle etkisini artırdı, kent beyaza büründü.

Meteoroloji 13. Bölge Müdürlüğü’nün kuvvetli yağış uyarısı yaptığı Elazığ’da kar yağışı etkisini artırdı. Akşam saatlerinde başlayan kar yağışı gece etkisini artırdı. Yağışlar birlikte kent beyaza büründü. Özellikle yüksek kesimlerde etkili olan yağışla birlikte vatandaşlar ve sürücüler zor anla yaşadı.

Meteoroloji 13. Bölge Müdürlüğü’nden yapılan uyarıda, "Beklenen yağışların karla karışık yağmur ve yer yer yoğun kar yağışı şeklinde olacağı tahmin edildiğinden yaşanabilecek sel, su baskını, buzlanma ve don olayı, tipi gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması önem arz etmektedir. Yüksek kar örtüsüne sahip eğimli yamaçlarında çığ tehlikesi bulunduğundan ulaşımda aksamalar ve kar erimesine bağlı olumsuzluklara karşı ilgililerin ve vatandaşlarımızın dikkatli ve tedbirli olmaları gerekmektedir" denildi.

Erkan Bay

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Ekrem İmamoğlu’nun terör suçundan verdiği ifade ortaya çıktı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ve Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik yürütülen soruşturma kapsamında İmamoğlu’nun terör suçlamasına karşı verdiği ifade ortaya çıktı. Kendisine yöneltilen "kent uzlaşısı ne anlama gelmektedir?" sorusuna İmamoğlu, "Kent Uzlaşısı ifadesinin DEM Parti söylemi olduğunu biliyorum. Terör örgütleri ve bağlantılı bir kısım terör örgütü üyelerinin ne isimlerini ne söylemlerini biliyorum, ne de takip ettim öyle bir merakım da yoktur" şeklinde cevap verdi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik yürütülen soruşturma kapsamında İmamoğlu’nun terör suçlamasına karşı verdiği ifade ortaya çıktı. "Bana göre milletini vatanını ve bayrağını benden çok seven yoktur" İmamoğlu, "Terör örgütleri içerisinde aktif olarak faaliyet gösteren akrabanız veya yakınınız var mı?" sorusu üzerine, "Türkiye Cumhuriyet Devleti ve milleti aşığı bir kişiyim. Öyle bir ailede doğdum büyüdüm ben hiç kimse ile vatan sevgisi konusunda yarışmam. Çünkü her vatandaşı vatansever olarak kabul ederim. Ama bana göre milletini vatanını ve bayrağını benden çok seven yoktur. Bu sorunun ahlaksız ve kasıtlı olduğunu düşünüyorum" dedi. İmamoğlu’na ifadesi esnasında PKK/KCK terör örgütünün üst düzey yöneticilerinden olan Duran Kalkan isimli örgüt mensubunun terör örgütüne müzahir yayın yapan medya haber ajansı üzerinden 19 Mart 2024 tarihli yapmış olduğu açıklamalarda, "Özgürlük mücadelesinin bir parçası olarak bu seçimlerde de gereken yapılacak yani işte yurtsever olanlar özgürlük mücadelemizin yurtseveri taraftarı olanlar tabi yani kendi yöneticilerini seçecekler. HBDH (Halkların Birleşik Devrim Hareketi) iş 12 Mart’ta 2016’da kuruluşunu ittifakını ilan etti şekillenmesini 9. yılına girdi. 8 yıl boyunca önemli bir mücadele yürüttü bir yandan siyasi ortamı etkilemeye çalıştı ama diğer yandan antifaşist mücadeleye öncülük etti silahlı direnişten sokak eylemlerine, mitinglere, demokratik siyasi mücadele kadar her alanda etkili oldu aslında. Mevcut durumda işte yerel seçimler var çeşitli biçimlerde seçimi bir mücadele işte antifaşist mücadele yöntemine dönüştürmek gerekli ama bu sadece antifaşist mücadelenin AKP, MHP faşizmine karşı mücadelenin bir biçimi ondan farklı ondan önde gelen mücadele biçimleri de uyguluyor HBDH yani seçimden de yararlanacak ama mücadelesini sürdürecek sürdürüyor" şeklindeki beyanlar aktarıldı. Ardından terör örgütü güdümünde yayın yapan "ANF NEWS" isimli haber portalında PKK/KCK terör örgütünün üst düzey yöneticilerinden olan BESE HOZAT (A/K) isimli örgüt mensubu şahsın "Şu anda bu devletin, bu iktidarın bütün amacı, hedefi Kürt soykırım politikalarını sonuca götürmektir. O yüzden her yerde soykırım saldırısı yürütüyor ve bunu devam ettirecek. Israrla bunu devam ettirecek. Bu iktidar inkar-imha politikalarından vazgeçmedikçe, bu soykırım politikalarından vazgeçmedikçe bu kayyum politikası son bulmaz, devam eder... Giderek diğer belediyelere kayyum atayacaklar. Türkiye’de giderek işte İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atayacak. Giderek işte kent uzlaşmasının geliştiği her yere dönüp bu politikayı geliştirecek" şeklinde açıklamalarda bulunduğu da belirtildi. 11 Şubat 2025’te PKK/KCK terör örgütü güdümünde faaliyet gösteren ve internet üzerinden yayın yapan medya haber isimli ajansta açıklamalarda bulunan Yıldırım Kaya isimli şahsın "Şimdi kendisi Milliyetçi Hareket Partisi ile HÜDA PAR ile ittifak yaparak seçimlere girdi kaybetti e şimdi Cumhuriyet Halk Partisi ile DEM, HDK ittifak yaparak İstanbul’da çok açık bir şekilde açık ara seçimleri kazandı şimdi İstanbul’u kaybetmek Türkiye’yi kaybetmek anlamına geldiği için kent uzlaşısı olmasaydı biz İstanbul’u kazanabilirdik varsayımı üzerinden hareket ediyor" şeklinde açıklamalar yaptığı da ifade edildi. İmamoğlu’na "Yukarıda izah edilen hususlar kapsamında kent uzlaşısı hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatılmıştır. Size yukarıda açıklanan ’kent uzlaşısı’ ne anlama gelmektedir? Ne zaman ne amaçla kuruldu? konu hakkında detaylı ifadenizi veriniz" şeklinde soru soruldu. "Terör örgütü üyelerinin ne isimlerini ne söylemlerini biliyorum" Ekrem İmamoğlu, "Ben 2018 Aralık ayında İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı adayı olarak Millet İttifakı tarafından ilan edildim. O dönemde İstanbul’da Milleti ittifatkını temsil eden CHP ve İYİ Parti genel başkanlarından da izin alarak ‘Millet İttifakı adayıyım bunu elbette söyleyeceğim ama müsaadenizle ben buradan İstanbul ittifakı adayı olduğumu ifade etmek isterim. Bu anlayış ile biz ileride bütün ülkemize Türkiye İttifakını temsil etmemiz gerekir’ dedim. ‘Kent Uzlaşısı’ ifadesinin DEM Parti söylemi olduğunu biliyorum. Yukarıda ismi geçen terör örgütleri ve bağlantılı bir kısım terör örgütü üyelerinin ne isimlerini ne söylemlerini biliyorum, ne de takip ettim öyle bir merakım da yoktur" şeklinde cevap verdi. Ekrem İmamoğlu’na "İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca PKK/KCK terör örgütünün metropol illerde karar alıcı mekanizmalarda yer almasını ve bu şekilde etkinliğinin arttırılmasını sağlama amacıyla yukarıda izahı edilen ’kent uzlaşısı’ kapsamında İstanbul ilçe belediye ve büyükşehir belediye meclis üyelikleri ile belediye başkan yardımcılarından 18 şahsın UYAP verilerine göre terör kayıtlarının olduğu, yine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında yapılan yazışmalarda bahse konu 18 şahsın 2024 yerel seçimlerinden yaklaşık bir ay öncesinden Halkların Eşitlik Ve Demokrasi Partisinden Cumhuriyet Halk Partisine üye olarak geçtiklerinin anlaşıldığı bu şahısların anılan kontenjan kapsamında karar alıcı mekanizmalarda yer almasının sağlandığı bahisle bu şahısların meclis üyesi olarak gösterilmesi kim veya kimler tarafından sağlandı siz bu şahısların terör örgütü ile iltisaklı olduğu yönünde herhangi bir bilgiye sahip miydiniz konu hakkında detaylı ifadenizi veriniz ?" şeklinde soru soruldu. Ekrem İmamoğlu ifadesinde, "Bir önceki soruda cevapladığım gibi YSK’ya bildirilen listelerde bu isimler bulunmasına rağmen YSK’nın bu tespiti yapmayıp daha sonra bu soruşturma süreçlerinin başlatılmasını kasıtlı bir yargı üzerinden siyasi müdahale olduğunu tekrar hatırlatmak isterim. Beni ilgilendiren kısmı ile CHP İstanbul ve Türkiye’nin muhtelif şehirlerinde Türkiye’nin hukuken yasal olan siyasi partilerinde geçmişte üye olmuş birçok ismi Türkiye ittifakı kavramı ile listelerinde göstermiş olduğu gerçeğidir. 39 ilçede yaklaşık bin 500’e yakın meclis üyesinin kim olduğu ya da kimlerle iltisaklı olduğu meselelerini bilemem" cevabını verdi. Ekrem İmamoğlu’na incelenen HTS kayıtlarına göre kendisine ait 2 ayrı telefon numarasından 252 ve 138 kere terör suçlarından adli idari işlem kaydı bulunan şahıs ile irtibatı olduğu söylenerek "sebebini açıklar mısınız?" diye soruldu. İmamoğlu, "Bahsi geçen telefon numaraları bana ya da şirketime kayıtlı olan telefonlardan ikisi olmakla birlikte bu telefonlar ağırlıklı olarak yakın çalışma arkadaşlarım tarafından kullanılıyor ve notlar alınır. Günlük telefon akışlarımın çok yoğun olduğu bir gerçektir. Bahsi geçen yaklaşık 2 bin 500 gün içerisinde görüşüldüğü ya da irtibat kurulduğu iddia edilen 252+138 şahıs kavramının anlamsız, geçersiz ve sorulmasının dahi kasıtlı olduğunu düşündüğüm bir boyuttadır. Bahsi geçen zaman dilimi içerisinde 3 yerel seçim ve bir de genel seçim yaşanmış, Türkiye’nin gündemde bir siyasi kişiliği olarak bazen sadece 1 günde gelen yüzlerce aramanın içerisinde kum tanesi gibi kalır. İlave olarak ifade etmeliyim ki bu soruyu sorun savcılara tavsiyem odur ki bu kadar terörle iltisaklı olan kimselerin belli olduğu bir detaya sahipseler Türkiye’de ki GSM operatör firmalara bir uyarıda bulunarak bu kişiler birini aradığında ‘terör örgütü üyesi sizi arıyor’ şeklinde bir sinyalin verilmesi isabetli olacaktır. Yine ifade edeyim ki bu kadar önemli siyasi bir kişiliği bu kadar sayıda terör örgütü üyesi aradıysa çok kereler bir kısım terör örgütü tarafından ölüm tehdidi dahil almış bir kişi olarak beni uyarmamaları ve beklemeleri bu soruşturma kapsamında dile getirmelerini kasıtlı hatta bir pusu stratejisi olarak görmekte ve bu beyan üzerinden ilgili kurum ve kuruluşlar kimler ise haklarında suç duyurusunda bulunacağımı da beyan etmek isterim" şeklinde cevap verdi. Ekrem İmamoğlu’na Kent Uzlaşısı kapsamında PKK adına İmamoğlu ve İBB yöneticileri ile buluştuğu ve telefon görüşmesi yaptığı iddia edilen eski HDP Genel Başkan Yardımcısı Azad Barış ile arasında geçen 2 telefon görüşmesi ve birçok kez ortak baz olmasına ilişkin soru soruldu. Ekrem İmamoğlu, "Bu şahısla irtibat kurma amacınız nedir" ve "Azad Barış ile yüz yüze görüştünüz mü, görüştüyseniz ne amaçla bir araya geldiniz?" sorusuna, "Azad Barış isimli şahsı tanıyorum. Azad Barış’la irtibat kurduğum yaklaşık 7 yıl içerisinde sohbet ya da toplantıların hemen hemen tamamında DEM Parti’li bir kısım milletvekillerinin de olduğu buluşmalar yaptım. Azad Bey bu toplantıların tümünde tam eğitimini bilmemekle beraber sosyolog, siyaset bilimci ve toplumsal, siyasi araştırmalar yapan bir kurumu üzerinden değerlendirmeler yapmak ve siyasi açılımlarını paylaşmak adına DEM Parti’li milletvekilleri ile gelerek bizim de masamızda bulunan bazı arkadaşlarımızla birlikte siyasi değerlendirmelerini dinlediğimiz muhtelif toplantılar yaptık. Bu toplantıların çerçevesi ağırlıklı tarihlerde de belirtildiği gibi yerel seçim süreçleri ile ilgilidir. Ayrıca farklı zaman dilimlerinde de farklı gündemlerle başta genel seçim dönemi olmak üzere değerlendirmeler yapılmıştır. Karşılıklı fikir alışverişlerinde bulunulmuştur. Benzer siyasi periyotlarda başka siyesi partiler ve onlara ağırlıklı hizmet eden düşünce kuruluşu, siyasi analiz kurumları, ve uzmanlar ile çok farklı buluşmaları yapmış bir kişiyim. Azad Barış ile olan ilişkilim bu çerçevededir. HTS ve baz kayıtlarının birlikte alınması bu toplantılarla ilgili sayıyı temsil etmemektedir. Zira bahsi geçen bir kısım adreslerde aynı anda birçok siyasi toplantıları yapmış olduğumuz için ben başka katılımcılarla adresin başka bir bölümünde toplantı halinde olabilirim" şeklinde cevap verdi.
Bilecik Bilecik’te bir müsabaka sonrası alınan kararda evrakta sahtecilik yapıldığı iddiası Bilecik’te oynan bir amatör futbol müsabakası sonrası alınan 3-0’lık ’hükmen’ karar altında atılan bir imzanın adı yazan kişinin atmadığını iddia eden ve bunu teyit eden Kürespor Başkanı durumdan şikayetçi oldu. Olay, 15 Şubat günü Gölpazarı İlçe Stadı’nda oynanan Gölpazarı Belediyespor- Kürespor müsabakası sonrasında meydana geldi. Bilecik 1. Amatör Lig A Grubu temsilcisi Gölpazarı Belediyespor ligin 9. haftasında kendi evinde ligin güçlü takımlarından Kürespor ile karşı karşıya geldi. Maçı deplasman takımı Kürespor 4-2 kazanırken, 3 puanı hanesine yazdırdı. Bu maçta Küresporlu İshak Arslan’ın kırmızı kart cezalısı olmasına rağmen Gölpazarı Belediyespor maçında sahada bulunurken, bu duruma ev sahibi takım itiraz etti. Gölpazarı Belediyespor maçtan 4 gün sonra 19 Şubat günü itiraz dekontu dilekçesini Bilecik Amatör Spor Kulüpleri Federasyonuna (ASKF) verdi. İtirazda cezalı oyuncunun maçın 65’inci dakikasında oyuna girdiğini ve ilgili talimat gereği hükmen 3-0 maçın Gölpazarı Belediyespor leyine sonuçlanması, bir an önce karar verilmesini istemişlerdi. İmzayı başkası atmış iddiası Bu olaylar sonrası İl Tertip Komitesi Başkanlığı apart topar bir karar alarak, Gölpazarı Belediyespor hükmen maçı 3-0 galibiyetine oy birliği ile karar verdi. Bu karar kulüplere tebliği edilirken, dilekçe altında bulunan 5 imzadan biri olan Bilecik Gençlerbirliği Spor Kulübü Kulüp Temsilcisi Alper Yörümez’in yerine kulüp başkanının imza attığı iddia edildi. Bu durum sonrası Kürespor Başkanı Abdullah Malca, Söğüt İlçe Jandarma Karakolu’na giderek ’Sahte imza’, ’Sahte evrak düzenleme’ ve ’Sahte imzaya müsaade edildiğinden’ şikayetçi oldu. "30 gün geçmesine rağmen ne yazılı ne de sözlü bilgilendirme yapılmamıştır" Kürespor Başkanı Abdullah Malca yaptığı açıklamada, "Bugün Bilecik 1. Amatör Küme Tertip Komitesi tarafından tarafımıza tebliğ edilen 3-0 hükmen yenik sayılma cezasına istinaden tarafımıza savunma yapma ve cevap hakkı doğmuştur. 19 Şubat 2025 tarihinde yapılan itiraz başvurusu hakkında tarafımıza 30 gün geçmesine rağmen ne yazılı ne de sözlü bilgilendirme yapılmamıştır. 21 Mart 2025 tarihinde toplanan Bilecik 1. Amatör Küle Tertip Komitesi tarafından ligin bitimine 1 gün kala 3-0 hükmen mağlup sayıldığımız tebliğ edilmiştir.Bilecik 1. Amatör Küme Tertip Komitesi Bilecik ASKF binasında değil de göreve gün içinde atanan Bilecik İstasyon Sentetik Saha yayındaki spor kompleksinde görev yapan İsmail Özdil’in odasında toplanmıştır. Komite üyesi olan bir kulüp yöneticisinin şehir dışında olmasına rağmen isminin altında farklı bir şahıs tarafından imza atılmıştır. Bu husus tarafımızca tespit edilmiş olup savcılığa suç duyurusunda bulunulmuştur" dedi. "ASKF başkanı Nusret Tosun’un eğer toplantıya katıldıysa bize tebliğ edilen karar evrakında ismi olduğu halde neden imza atmadığı da şaibe konusudur" Kürespor Başkanı Abdullah Malca yaptığı açıklamanın devamında, "Karakol komutanı tarafından sözlü ifadesine başvurulan kulüp yöneticisi şehir dışında olduğunu belirtip imzanın başkası tarafından atıldığını ifadesinde beyan etmiştir. Ayrıca bu sahte imzaya göz yuman komite başkanı ve komite üyeleri hakkında evrakta sahtecilikten suç duyurusunda bulunulmuştur. Ayrıca komitede ismi geçen toplantıya katılıp katılmadığını bilmediğimiz ASKF başkanı Nusret Tosun’un eğer toplantıya katıldıysa bize tebliğ edilen karar evrakında ismi olduğu halde neden imza atmadığı da şaibe konusudur. Bu sahte ve eksik imzalı karar evrakı kulübümüzce yok hükmündedir. İlerleyen günlerde gerekli basın açıklaması yapılacak olup konuyla alakalı belgeler ve fotoğraflar kamuoyu ile sosyal medya hesaplarımızda ve yerel medya da paylaşılacaktır" dedi. "Bilecik ASKF başkanı ve yönetimini ivedi bir şekilde istifaya davet ediyoruz" Kürespor Başkanı Abdullah Malca son olarak, "Ayrıca sezon başından bu yana ASKF’nin almış olduğu ya da almadığı hatalı kararlar, usulsüzlükler, iş bilmezlikten elimizde delilli şekilde mevcut olup bu belgelerde siz değerli kamuoyun takdirine sunulacaktır. Bilecik Futbolunun daha iyi yerlere gelmesi adına Bilecik ASKF başkanı ve yönetimini ivedi bir şekilde istifaya davet ediyoruz" dedi.
İstanbul İBB’ye yolsuzluk soruşturmasında Mahir Polat’ın emniyet ifadesi ortaya çıktı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik terör ve yolsuzluk iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat’ın emniyet ifadesine ulaşıldı. Polat ifadesinde, "DİAYDER isimli dernek üzerinden alımları, Mahir Polat’ın aracı olduğu konu ile ilgili kamuoyunda haberler yansıdı. DİAYDER kapsamında terör örgütü ile bağlantılı kişiler işe alındı, DİAYDER isimli derneği basında hakkında soruşturma başlatıldı şeklindeki haberle öğrendim. Ancak yapısı hakkında bilgim yoktur" dedi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen 2 ayrı soruşturma kapsamında, CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda çekildiği öne sürülen ’para sayma’ görüntülerine ilişkin süren dava çerçevesinde usulsüz bağış toplama olayı ile ilgili olarak bazı tanıkların ifade verdikleri, tanıkların ifadelerinde, başta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu olmak üzere birçok kişi hakkında iş adamlarını para vermeye zorladıkları, bazı iş adamları ile hareket ederek haksız kazanç sağladıkları, piyon kişiler üzerinden alım satımlar yaparak suçtan elde ettikleri parayı akladıkları ve para transfer ve tahsilinde ’gizli kasa’ diye tabir edilen sivil kişileri kullandıkları şeklinde sözler sarf ettiği aktarılmıştı. İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat’ın emniyet ifadesine ulaşıldı Soruşturmaya ilişkin birçok isim ifade verirken, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat’ın da emniyet ifadesine ulaşıldı. Polat, ifadesinde aylık gelirinin 180 bin lira olduğunu, 2005 ve 2019 yılları arasında İstanbul Vakıflar Genel Müdürlüğünde vakıf uzmanı olarak görev yaptığını, bir yıl kadar Kültür Varlıkları Daire Başkanı olarak görev yaptıktan sonra 2020 itibariyle İBB Genel Sekreter Yardımcılığı görevine başladığı, ayrıca 1 yıldır da Tarihi Kentler Birliği Genel Sekreteri olduğunu belirtti. Polat, uzun yıllar Emniyet Genel Müdürlüğüne Kaçakçılık Suçları ile alakalı bilirkişilik yaptığını da söyledi. HDP Eski Genel Başkan Yardımcısı Azad Barış’la aralarındaki ticari ve sosyal ilişki soruldu İfadesinin devamında Polat’a, PKK/KCK terör örgütü içerisinde aktif olarak faaliyet gösteren akraba veya yakını olup, olmadığı soruldu. Polat "Hayır yoktur" yanıtını verdi. Polat’a, HDP Eski Genel Başkan Yardımcısı Azad Barış’ı tanıyıp, tanımadığı ve aralarında ki ticari ve sosyal ilişki sorulduğunda ise, Polat, "Azad Barış ile yaklaşık 4 sene önce arkadaşlarımızın olduğu bir kafe ortamında tanıştım. Kendisi Ezidilik üzerine akademik çalışmaları olması ve benimde dinler tarihi konusunda doktora yapmış olmam sebebi ile kendisi ile bu konular hakkında fikir alışverişi yaptık. Bunun dışında herhangi bir sosyal görüşme olmadı. Konumum nedeni ile bu tür kişi ve kurumlar ile irtibatlı olabilirim ancak bu kişi ile irtibat kurmadım" diye konuştu. "Kent Uzlaşısı’ hakkında basına yansıyan bilgiler ve haberler dışında yapısı faaliyet alanı üyeleri hakkında bilgim yoktur" Sorgulama işlemlerinde Mahir Polat’a, PKK/KCK terör örgütünün üst düzey yöneticilerinden olan Duran Kalkan’ın terör örgütü lehine yayın yapan medya haber ajansından yapmış olduğu bir takım konuşmalar soruldu. Mahir Polat, "Örgüt mensuplarının konuşmaları, haber siteleri ve haberleri ile ilgili ve Halkların Birleşik Devrim Hareketi hakkında bilgim yoktur. Halkların Demokratik Kongresi isimli oluşumları basın yolu ile duymuştum. Ancak oluşumları hakkında kimin talimat verdiği ve üyeleri, faaliyetleri hakkında da, soruda geçen ‘Kent Uzlaşısı’ hakkında basına yansıyan bilgiler ve haberler dışında yapısı faaliyet alanı üyeleri hakkında bilgim yoktur" ifadelerini kullandı. İfadeleri sırasında Polat’a, Azad Barış ile aralarında geçen HTS kayıtları ilişkin yöneltilen soruya Polat, "Yukarıdaki ifadelerimi tekrar ederim, yaklaşık 4 sene önce tanıştığım Barış ile birkaç irtibat kurmuş olabilirim" diye konuştu. "DİAYDER kapsamında terör örgütü ile bağlantılı kişiler işe alındı" Soruşturma dosyasına eklenen ve beyanda bulunan gizli tanık, "2024 Yerel Seçimlerinde DEM Parti’nin seçimlerde CHP’yi desteklemesi için sağlanan para trafiği Murat Ongun tarafından gerçekleştirildi. DEM ile CHP arasındaki bağlantıyı ise Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ile Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ve Ekrem İmamoğlu’nun kurduğu Reform Enstitüsü Direktörü Mehmet Ali Çalışkan sağladı. DİAYDER isimli dernek üzerinden alımları, Mahir Polat’ın aracı olduğu konu ile ilgili kamuoyunda haberler yansıdı. DİAYDER kapsamında terör örgütü ile bağlantılı kişiler işe alındı, DİAYDER isimli derneği basında hakkında soruşturma başlatıldı şeklindeki haberle öğrendim. Ancak yapısı hakkında bilgim yoktur" dedi. Gizli tanık beyanlarına karşı diyecekleri sorulan Polat, "Gizli tanığın beyan ettiği dernek üzerinden çalışan aldığım iddiasını kabul etmiyorum. İnanışlara bağlı her türlü imam, gassal vb. personel alımları belediyeye bağlı Mezarlıklar Daire Başkanlığı uhdesindedir. Ancak benim bu başkanlıkta herhangi bir yetkim ve konumum yoktur. Bu nedenle işe alım konularında herhangi bir bilgim yoktur" ifadelerini kullandı. "Para trafiği hakkında herhangi bir bilgim yoktur. Partiler arası bağlantıyı sağlama iddiasını kesinlikle reddediyorum" Polat, gizli tanık ifadelerine karşı, "Para trafiği hakkında herhangi bir bilgim yoktur. Partiler arası bağlantıyı sağlama iddiasını kesinlikle reddediyorum. Benim siyasi bir konumum yoktur. Bürokrat olarak bir geçmişim vardır. İBB kapsamında bir bürokrat olarak çalışmış ve bu görevler dışında görevi olmayan birisiyim. Benim böylesine iki partiyi yan yana getirebilecek ne bir siyasi geçmişim vardır ne de böyle bir gücüm vardır. Bu süreçte benim siyasetle ilişkili kısa süreli adaylık dönemim tarihi alanlara olan yetkinliğim ve uzman olmam nedeni ile kamuoyunda oluşan olumlu ilgi ile ilgilidir" şeklinde konuştu. Örgüt suçundan adli kaydı bulunan şüphelilerle arasındaki para transferi soruldu Öte yandan Mahir Polat’a, Hazine ve Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı tarafından hakkında hazırlanan Mali Analiz Raporunda, ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan yakalaması bulunan ve Mali Analiz Raporunda ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ suçundan adli kaydı bulunan Sultan Kaya ve Oğuzhan İnce isimli şahıslar ile para transferleri soruldu. Polat, "Oğuzhan İnce’yi sosyal medyadan Trabzonspor taraftarı olması sebebi ile tanımaktayım. Kendisi sosyal medyasından maddi yardım mesajları atması üzerine kendisine sadaka niyetine 100 lira gönderdim. Sultan Kaya ise yardım etmiş olduğum bir kişi olabilir" diye yanıtladı. Soruşturmaya ilişkin şüphelilerin akşam saatlerinde adliyeye sevk edilmeleri bekleniyor.
Manisa Genel Müdür Talat Postacı: "Su kaynaklarımız tükenmeden tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmeliyiz" Manisa Büyükşehir Belediyesi Manisa Su ve Kanalizasyon İdaresi (MASKİ) Genel Müdürü Talat Postacı, "Su kaynaklarımız tükenmeden toplum olarak su tüketim alışkanlıklarımızı hızla değiştirmeliyiz. Toplum olarak su kullanımında tasarrufa büyük önem göstermeliyiz" dedi. MASKİ Genel Müdürü Talat Postacı, 22 Mart Dünya Su Günü dolayısıyla açıklama yaptı. Postacı, Manisa genelinde su kaynaklarının bilinçli tüketilmesine ve geliştirilmesine yönelik Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek öncülüğünde önemli projelere imza attıklarını belirtti. Postacı, dünya nüfusunun artması, küresel ısınmaya bağlı iklim değişiklikleri ve yeraltı kaynaklarının kirlenmesiyle birlikte su kaynaklarının her geçen gün nüfusun ihtiyaçlarını karşılayamayacak boyutlara ulaştığına dikkat çekti. Manisa’da bir ilk: ’Su Çalıştayı’ Postacı, "Su kaynaklarımızı korumak için Büyükşehir Belediye Başkanımız Ferdi Zeyrek öncülüğünde Manisa tarihinde ilk defa ‘Manisa Su Çalıştayı’nı 2024 yılında gerçekleştirdik. Birbirinden önemli akademisyenler eşliğinde içme suyu kaynaklarının korunması için çalıştık ve 10 başlık altında bir çözüm bildirgesi hazırladık. Başkanımız Ferdi Zeyrek, Çalıştay’da, ‘Su konusunda toplumsal yeni bir sözleşmeye ihtiyaç duyulduğu çok net anlaşılıyor. Biz, üstümüze düşen görevleri, sorumlulukları, ödevleri hızlıca yerine getireceğiz. Diğer kurumların, paydaşların da bu sorumlulukta olmasını önemle rica ediyoruz. Sadece ricacı olmayacağız elbette; takipçisi de olacağız’ demişti. Biz de kurum olarak tüm paydaşlarla birlikte Manisa’nın su kaynaklarını korumak için çalışmaya devam ediyoruz" dedi. Asbestli altyapılar modernize ediliyor Yeraltı ve yerüstü kaynaklarının her zamankinden daha fazla korunmasına ve su israfının önlenmesi için küçük büyük, genç yaşlı herkese büyük görev düştüğüne dikkat çeken Genel Müdür Postacı, şunları ifade etti: "İçme suyu altyapısındaki fiziki kayıpları önlemek için Başkanımız Ferdi Zeyrek’in öncülüğünde başlattığımız ‘Altyapı Seferberliği’ kapsamında bugüne kadar 150 kilometre hat döşeme çalışması gerçekleştirdik. Eski asbestli altyapıları sağlıklı hale getirmek, fiziki kayıpların önüne geçmek için yeni imalatlarımıza devam ediyoruz ve kararlılıkla devam edeceğiz. Fiziki kayıpları önlemek için yaptığımız çalışmalar içerisinde büyük çaplı ve su sızıntıları yaşanan içme suyu depolarının bakım-onarımlarını yapıyor, aynı zamanda 30-40 yıllık eski vanaları yeniliyoruz. Temiz su kaynaklarının kirlenmemesi için atık su arıtma tesislerimizi başarıyla işletiyor, yeni tesisler için çalışıyoruz. Kanalizasyon altyapılarını sağlıklı hale getiriyoruz" "Su krizi küresel bir sorundur" Postacı, açıklamasının devamında, "Ülkemizde her yıl kişi başına düşen su miktarı azalış göstermekte. Uluslararası kuruluşlar tarafından yapılan konferanslar ve sunulan raporlar da su kaynaklarının karşı karşıya kaldığı tehlikeleri ortaya koymakta. Su krizi, küresel bir sorun. Su kaynaklarının verimli kullanımı için etkin bir su yönetimini zorunlu hale getirmiştir. Hepimizin bildiği gibi yaşamın vazgeçilmez bir kaynağı olan suyu toplum olarak tüketim alışkanlıklarımızı tasarrufa yönlendirerek koruyabiliriz. Yeraltı ve yerüstü su kaynaklarımız sınırsız olmadığı gibi hızla tükenmekte. Bu nedenle su kaynaklarımız tükenmeden toplum olarak su tüketim alışkanlıklarımızı hızla değiştirmeliyiz. Toplum olarak su kullanımında tasarrufa büyük önem göstermeliyiz" ifadelerini kullandı. Manisa’nın içme suyu yeraltından karşılanıyor Manisa’da içme suyu ihtiyacının yüzde 98’inin yeraltından sondajlarla çıkarıldığını söyleyen Talat Postacı, "Her geçen yıl etkisini daha çok hissettiğimiz kuraklık tehdidi nedeniyle sondaj pompalarımızı daha derine indirmek zorunda kalıyoruz. Yeni açtığımız ya da açmak zorunda kaldığımız sondajlarda da önceden 100-150 metreden su temin ederken şimdi bu rakamların 250-300 metrelere geldiğini görüyoruz. Sonuç itibarıyla suyumuzu tasarruflu kullanmak zorundayız. Su kaynakları sonsuz değil. Lütfen suyumuzu tüm Manisalılar olarak bilinçli ve tasarruflu bir şekilde kullanalım" diyerek sözlerini noktaladı.