EKONOMİ
Siirtli çiftçilere 25 bin fıstık ve 4 bin 300 adet Trabzon Hurması fidanı dağıtıldı 24 Aralık 2025 Çarşamba - 17:27:07 Siirt’te Vali Kemal Kızılkaya’nın katılımıyla hayata geçirilen iki proje kapsamında çiftçilere 25 bin 700 adet fıstık ve 4 bin 300 adet Trabzon Cennet Hurması dağıtıldı. Siirt Valisi Kemal Kızılkaya, Tarım Müzesi ve Eğitim Merkezi’nde düzenlenen programda yaptığı konuşmada, kentin tarımsal üretim ve hayvancılık alanlarında sahip olduğu potansiyel ile ekonomik ve sosyal açıdan büyük bir öneme sahip olduğunu söyledi. Tarımsal desteklemeler ve kırsal kalkınma projeleriyle çiftçilere önemli katkılar sağlamakta, hayata geçirdikleri yeni projelerle bu alanlarda daha da ileriye gitmeyi hedeflemekte olduklarını belirten Kızılkaya, Siirt ekonomisinin temel dinamikleri arasında yer alan tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi amacıyla; Tarım ve Orman Bakanlığı himayelerinde, valiliğin güçlü destekleriyle çok yönlü projeler yürütmekte olduklarını dile getirdi. Bugün itibarıyla 410 bin dekar alanda yaklaşık 30 bin ton üretimle Siirt fıstığında Türkiye birinci olduklarını belirten Vali Kızılkaya, "2002 yılında 40 bin dekar olan Siirt fıstığı üretim alanımız, bugün 400 bin dekarın üzerine çıkmıştır. Sulama projeleri ve modern yetiştirme teknikleriyle, yaklaşık 30 bin ton seviyesindeki üretimi 50 bin tona yükseltmeyi hedefliyoruz. 2024 yılı TÜİK verilerine göre ilimizde; 6 bin 540’ı meyve veren, 16 bin 837’si verim çağında olmayan toplam 23 bin 377 Trabzon Hurması ağacı bulunmaktadır. Toplam 676 dekar alanda gerçekleştirilen üretimle 2024 yılında 153 ton Trabzon Hurması elde edilmiştir. Valiliğimizin destek ve himayelerinde, İl Özel İdaresi projeleri kapsamında yürütülen Siirt Fıstığı Geliştirme Projesi çerçevesinde; yüzde 60’ı Özel İdare bütçesinden, yüzde 40’ı çiftçi katkısından karşılanmak üzere toplam 1 milyon 542 bin TL kaynak ayrılmış olup, bu kapsamda 25 bin 700 adet fıstık fidanını bugün üreticilerimizle buluşturuyoruz" dedi. Vali Kızılkaya, aynı şekilde uygulanan Trabzon Hurması Geliştirme Projesi kapsamında ise; yüzde 60’ı Özel İdare bütçesinden, yüzde 40’ı çiftçi katkısından olmak üzere toplam 1 milyon TL tutarında destek sağlanmış ve 4 bin 300 adet Trabzon hurması fidanının dağıtımı gerçekleştirilmekte olduğunu söyleyerek, "Son 6 yıl içerisinde; Bitkisel üretim alanında 819 milyon 336 bin TL hayvansal üretim alanında ise 450 milyon 164 bin TL tutarında destekleme ödemesi gerçekleştirilmiştir. Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında yalnızca 2025 yılında, 114 projeye 134 milyon 382 bin TL destek sağlanmıştır. Son 5 yılda; Tarım Arazilerinin Yaygınlaştırılması Projesi kapsamında 340 bin 725 adet, İl Özel İdaresi projeleri kapsamında 226.500 bin adet olmak üzere, toplamda 567 bin 225 adet Siirt fıstığı fidanı dağıtımı yapılmıştır. Bugün ise bu çalışmalara ilave olarak 25 bin 700 adet fidanı daha üreticilerimizle buluşturuyoruz" diye konuştu. Konuşmaların ardından programa katılan çiftçilere fidanların dağıtımı gerçekleştirildi.
24 Aralık 2025 Çarşamba - 16:54 Edirne’de mera ıslah projeleri ile hayvancılığa destek Edirne’nin Keşan ve Havsa ilçelerinde hayvancılığın geliştirilmesi, mera alanlarının verimliliğinin artırılması ve üreticilerin kaba yem ihtiyacının karşılanması amacıyla yürütülen Mera Islah ve Amenajmanı Projesi kapsamında çalışmalar aralıksız devam ediyor. Keşan ilçesine bağlı Karahisar köyünde projeyle ilgili toplam 25 dönüm mera alanında ıslah çalışmaları sürdürülüyor. Geçtiğimiz yıl mera verimliliğini artırmak amacıyla ön bitki olarak yulaf ekimi yapılan alanda, bu yıl 7’li karışım mera otu ekimi gerçekleştirildi. Ekim çalışmaları, modern tarım tekniklerinden biri olan drone destekli ekim yöntemi kullanılarak yapıldı. Karahisar Köyü Muhtarı Cavit Ateş, "Geçen yıl yapılan ekipleri çok iyi verim aldık. Bu yıl da biraz daha fazla alana ekim yaparak hayvancılığa katkı yapmak için ekimi gerçekleştirdik. Bize bu imkanı sağlayan il müdürlüğümüze ve bakanlığımıza saygı sunuyoruz" dedi. Taptık köyünde suni mera alanı 600 dekara ulaşıyor Havsa ilçesine bağlı Taptık köyünde ise Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü’nce desteklenen proje çerçevesinde altılı karışım mera otu tohumu ekimi yapıldı. Bu yıl 400 dekar alanda gerçekleştirilen ekim çalışmalarıyla birlikte, daha önce ekimi tamamlanan 200 dekar alanla, köyde toplam 600 dekar suni mera alanı oluşturulmuş olacak. Mera ekim çalışmalarına; Havsa Kaymakamı Oğuzhan Aksoy, İl Tarım ve Orman Müdürü İslam Köse, İl Müdür Yardımcısı Volkan Diriker, Havsa İlçe Tarım ve Orman Müdürü Ali Doğan, Havsa Ziraat Odası Başkanı Bülent Uzel, Çayır, Mera ve Yem Bitkileri Şube Müdürü Metin Özkan, teknik personel ve üreticiler katıldı. Tohum ve gübre desteği Proje kapsamında Taptık köyünde yürütülen çalışmalar için 8 ton gübre, 4 ton yulaf tohumu, 2 ton altılı karışım mera otu tohumu kullanılarak toplam 600 dekarlık suni mera alanı tesis edilecek. Ekim çalışmalarının ardından yetkililer, köy kahvesinde üreticilerle bir araya gelerek vatandaşların talep ve önerilerini dinledi, karşılıklı istişarelerde bulundu. Yürütülen çalışmalarla mera alanlarının ıslah edilmesi, sürdürülebilir hayvancılığın desteklenmesi, üreticilerin kaba yem ihtiyacının karşılanması ve yem maliyetlerinin azaltılması hedefleniyor. Yetkililer, mera ıslah projelerinin Edirne genelinde artarak devam edeceğini vurguladı.
24 Aralık 2025 Çarşamba - 16:53 Gürsu’da sıfır atıktan sürdürülebilir tarıma geçildi Gürsu Belediyesi’ne bağlı Gürsu Tarımsal Araştırmalar Merkezi (GÜRTAM) tarafından yürütülen "Sıfır Atıktan Sürdürülebilir Tarıma; Kumlukalan Siyah Altın Projesi" keyifli bir sertifika töreni ile son buldu. ARGE Müdürlüğü tarafından geliştirilen proje, yerel kalkınmaya ışık tutan, çevresel sorumluluğu önceleyen ve üretim bilincini pekiştiren atığı bertaraf etmeyi değil; atıktan değer üretmeyi merkeze alan vizyoner bir yaklaşımla hayata geçirildi. Avrupa Birliği finansmanı ve ICMPD ENHANCER Hibe Programı desteğiyle yürütülen bu proje kapsamında; Kumlukalan’da hasat eğitimi, budama eğitimi, iş sağlığı ve güvenliği, kalite yönetim sistemleri ve soğuk hava depoları başta olmak üzere toplam 6 farklı eğitim programı başarıyla gerçekleştirildi. Bu eğitimler sayesinde üreticilerin bilgi ve uygulama kapasitesi sahada doğrudan güçlendirildi. Yine proje kapsamında kooperatifin kullanımına sunulan kompost makinesi, soğuk hava deposu altyapısı ve üretim süreçlerini destekleyen teknik ekipmanlar, çevre dostu ve verimli bir üretim yapısının kurulmasına önemli katkı sağladı. Üreticilere ve çiftçilere verilen eğitimlerin sertifikalandırıldığı törende konuşan Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık, "Belediye olarak bizler, sürdürülebilirliği yalnızca bir hedef değil; yerel yönetim sorumluluğu olarak görüyoruz. Bu nedenle; planlı, ölçülebilir ve çoğaltılabilir projeleri desteklemeye devam edeceğiz. Kumlukalan’da oluşturulan bu modelin, ilçemiz ve bölgemiz için güçlü ve örnek bir uygulama olacağına inanıyorum" dedi.
Bakan Şimşek: ‘‘Programımızın nihai hedefi sürdürülebilir büyüme, adil gelir dağılımı’’
11 Aralık 2025 Perşembe - 22:21 Bakan Şimşek: ‘‘Programımızın nihai hedefi sürdürülebilir büyüme, adil gelir dağılımı’’ Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ‘‘3 Şubat itibarıyla ocak enflasyon rakamları açıklandığında çok büyük ihtimalle Türkiye yüzde 20’li rakamları görecek. 2026’da dezenflasyon süreci devam edecek. Sebebi çok basit. Çünkü para politikası, maliye politikası, gelirler politikası destekleyici olmaya devam edecek’’ dedi. 5’inci Finansın Geleceği Zirvesi, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in katılımıyla gerçekleşti. Bakan Şimşek programda yaptığı konuşmada dezenflasyon sürecinin devam ettiğini vurgularken, 2026 yılında da enflasyonda düşüşün süreceğini söyledi. Şimşek, 2027 yılında da enflasyonun tek haneye düşeceğini ifade etti. ‘‘Programımızın nihai hedefi sürdürülebilir büyüme, adil gelir dağılımı’’ Zirve’de açıklamalarda bulunan Bakan Şimşek, ‘‘Bizim uygulamakta olduğumuz bir program var. Önceliklerimizde bir değişiklik yok. Enflasyonun tek haneye indirilmesi ve sürdürülebilir cari denge şeklinde ifade edilebilir. Türkiye’nin küresel yarıştan kopmaması için ‘yapısal dönüşüm’ başlığımız var. Bütün bu programın nihai hedefi, sürdürülebilir yüksek büyümenin sağlanması ve bu büyümenin daha adil dağıtılmasıdır. Biz programı 3 safhada düşündük. Birinci safha kontrol dönemiydi. İkinci safha, dengesizliklerin giderildiği safha. Üçüncü evre ise hedeflerin tutturulmasıdır’’ dedi. ‘‘3 Şubat itibarıyla ocak enflasyon rakamları açıklandığında çok büyük ihtimalle yüzde 20’li rakamları göreceğiz’’ Şimşek, ‘‘3 Şubat itibarıyla ocak enflasyon rakamları açıklandığında çok büyük ihtimalle Türkiye yüzde 20’li rakamları görecek. Biraz gecikmeyle de olsa enflasyon hedeflerinin en azından bandın üst kısmı tutturulmuş olacak. 2026’da dezenflasyon süreci devam edecek. Sebebi çok basit. Çünkü para politikası, maliye politikası, gelirler politikası destekleyici olmaya devam edecek’’ açıklamasında bulundu. ‘‘Konut arzının artması ile birlikte kira fiyatları da normalleşecek’’ Bakan Şimşek enflasyonu yüzde 30’un üzerinde tutan kalemlerin kira ve eğitim olduğunu belirtti. Şimşek, ‘‘Uzun bir dönem yüzde 25’lik kira artış limitimiz vardı. Konut fiyatları 7-8 kat artarken kira fiyatları yüzde 25 oranında sınırlı kaldı. Kira ve konut fiyatları arasındaki ilişki önümüzdeki dönemde normalleşecek. Konut arzının artması ile birlikte kira fiyatları da normalleşecek’’ şeklinde konuştu. Özel eğitim kurumlarının da fiyat politikasına ilişkin konuşan Şimşek, ‘‘Eğitimde kural bazlı fiyatlandırmaya gidiyoruz. Vakıf üniversitelerinde enflasyonun çok üzerinde artışlar gördük. Kira ve eğitim olmak üzere iki kalemde aşağı yönlü bir trende gireceğiz’’ diye konuştu. Mali disiplini etkili şekilde uyguladıklarını, vergi harcamalarını azalttıklarını, etkili olmayan istisnaları kaldırdıklarını, kayıt dışı ekonomiyle mücadelede sonuç aldıklarını belirten Şimşek, "Bütçedeki iyileşme öngördüğümüzden daha iyi gidiyor ve büyük ihtimalle yılı hedefe yakın, yani yüzde 3,1 civarında bir rakamla tamamlayacağız’’ sözlerini ifade etti. ‘‘2025’te bütçe hedeflerini tutturmuş olacağız’’ Bütçe açığı azaldıkça piyasadan daha az borçlanacaklarını, böylece özel sektöre daha çok kaynak bırakacaklarını vurgulayan Şimşek, ‘‘Daha çok kaynağı özel sektöre kredi olarak gitsin diye piyasalara bırakacağız. Yani ’mali disiplinlerden bize ne’ demeyin, aslında bu çok önemli bir husus. Reel sektöre daha çok alan bırakmak için kamuyu disipline ediyoruz. 2025’te bütçe hedeflerini tutturmuş olacağız. Enflasyonda bir ay gecikmeyle bandın üst kısmında olacağız. Ama bütçede hedefleri tutturacağız. Aralık sonunda zaten sonuçları açıklayacağız’’ açıklamasında bulundu. ‘‘Altın hariç gerçekten cari açık diye bir sorun kalmadı’’ Yeşil dönüşümü hızlandırdıklarını, hizmet ihracatında güçlü bir performans sergilediklerini, yurt içi petrol ve doğal gaz üretiminin artmaya devam ettiğini söyleyen Şimşek, ‘‘Bunların sayesinde altın hariç gerçekten cari açık diye bir sorun kalmadı. Bunu söylerken abartıyor gibi görünebilirim ama yani cari açığın zaten Türkiye’de sürdürülebilir seviyesi yüzde 2-2,5. Geçen sene altın ithalatı hariç zaten cari fazla verdik. Büyümeye de devam etti. Burada bir yapısal dönüşüm var. Bu sene yüzde 2 cari açık öngördük. Muhtemelen yılı yüzde 1,5 civarında kapatacağız. Dolayısıyla cari açık hedefini de tutturduk’’ dedi.
Bakan Bolat: "Risk primindeki bu güçlü iyileşme, hayat pahalılığının düşürülmesi sürecine katkı sağlamaktadır"
11 Aralık 2025 Perşembe - 21:56 Bakan Bolat: "Risk primindeki bu güçlü iyileşme, hayat pahalılığının düşürülmesi sürecine katkı sağlamaktadır" Ticaret Bakanı Ömer Bolat, "Risk primindeki bu güçlü iyileşme, finansal istikrarı pekiştirmekte, enflasyonun ve hayat pahalılığının düşürülmesi sürecine katkı sağlamaktadır" dedi. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, 2025 Aralık ayı TCMB para politikası faiz kararına ilişkin değerlendirme yayımladı. Bakan Bolat, değerlendirmesinde, "Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu, enflasyonun ana eğilimindeki iyileşme ve makroekonomik dengelenme sürecinin güçlenmesi doğrultusunda, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 150 baz puan düşürerek yüzde 38’e indirmiştir. Böylece son dört toplantıda toplam 800 baz puanlık indirime gidilmiştir. Bu karar doğrultusunda, ihracatçılarımızın yararlandığı Reeskont Kredisi İskonto Oranı yüzde 19,93’ten yüzde 19,32’ye gerilemiş; firmalarımızın net maliyetleri ise yüzde 24,89’dan yüzde 23,95’e düşmüştür. Bu gelişme, ihracatçıların finansmana ulaşım imkanlarını güçlendirmekte ve maliyetleri azaltarak rekabet güçlerine doğrudan katkı sunmaktadır. Türkiye ekonomisi, dış ticaret ve cari işlemler dengesinde son aylarda kaydedilen olumlu seyrini sürdürmektedir. Ağustos ayında 5,5 milyar dolar ile tüm zamanların en yüksek cari fazla rakamı elde edilmiş, Eylül ayında ise 1,1 milyar dolar cari fazla verilmiştir. Böylece Temmuz - Eylül arası 3 ay üst üste cari işlemler fazlası vermeyi başardık. Bu gelişmelerle birlikte, ülke risk primimiz (CDS), Mayıs 2018’den bu yana en düşük seviye. olan 225,5 baz puana kadar gerilemiştir" ifadelerini kullandı. Risk primindeki iyileşmenin hayat pahalılığın düşmesine katkı sağladığını vurgulayan Bakan Bolat, "Risk primindeki bu güçlü iyileşme, finansal istikrarı pekiştirmekte, enflasyonun ve hayat pahalılığının düşürülmesi sürecine katkı sağlamaktadır. Üretim, mal ve hizmetler ihracatı ile istihdamda kaydedilen artışlar, dış ticaret dengesindeki toparlanma ve risk göstergelerindeki iyileşme; ekonomi programımız çerçevesinde öngörülen istikrar içinde dengeli büyüme, enflasyonla mücadele ve halkımızın alım gücü ve refah seviyesinin yükseltilmesi hedeflerine ulaşma sürecinin kararlılıkla ilerlediğini göstermektedir. Ticaret Bakanlığı olarak, ihracatçılarımızın rekabet gücünü artırma ve finansman imkanlarını genişletme hedeflerimiz doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Reeskont kredilerine ulaşımın kolaylaştırılması ve maliyetlerinin düşürülmesi, bu sürecin önemli bir parçasıdır. Bu kapsamda; başta Hazine ve Maliye Bakanlığımız ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası olmak üzere, tüm kurumlarımızla yakın iş birliği içinde, ekonomide dengelenmeyi ve istikrarı güçlendirecek politika adımlarını hayata geçirmeye devam edeceğiz" dedi.
Kuşadası’nda Yerel Üretici Sergisi’nın tezgahları kışa özgü sebze ve meyvelerle doldu
11 Aralık 2025 Perşembe - 20:32 Kuşadası’nda Yerel Üretici Sergisi’nın tezgahları kışa özgü sebze ve meyvelerle doldu Kuşadası Belediyesi’nin yerel üretici ile tüketiciyi aracısız buluşturmak amacıyla yaşama geçirdiği Yöresel ve İyi Tarım Ürünleri Sokağı, ilgi görmeye devam ediyor. Kuşadası’nın kırsal mahallelerinde yaşayan üreticilerin iyi tarım uygulamalarıyla elde ettikleri mevsimlik ürünleri satışa sundukları üretici sergisinde, Aralık ayının gelmesiyle birlikte tezgahlar kışa özgü sebze ve meyvelerle doldu. Kuşadası’nda her Perşembe günü Cumhuriyet Mahallesi Burç Sokak’ta kurulan yerel üretici pazarı uygun fiyata doğal ve sağlıklı beslenmek isteyen Kuşadalıların adresi olmayı sürdürüyor. Caferli, Kirazlı, Değirmendere, Yaylaköy, Davutlar, Çınar ve Soğucak mahallelerinde yaşayan yerel üreticilerin iyi tarım uygulamaları ile ürettikleri mevsimlik ürünlerini satışa sunduğu Yöresel ve İyi Tarım Ürünleri Sokağı’nda, kadınlar tarafından yapılan gözleme, içli köfte, aşure, keşkek benzeri lezzetler de satışa sunuluyor. Aralık ayının gelmesiyle birlikte Yöresel ve İyi Tarım Ürünleri Sokağı’nda tezgahlar kereviz, pırasa, brokoli, arapsaçı, enginar, şevketi bostan, pancar, lahana ve karnabahar ile portakal, mandalina, nar ve greyfurt gibi kış sebze ve meyveleriyle dolmaya başladı. Pazarda tezgah açan üreticiler, bu yıl hasadın oldukça bereketli geçtiğini ve bu nedenle fiyatların çok daha uygun olduğunu belirtti. Ayrıca emek verip özenle yetiştirdikleri ürünleri, aracı kurumlara vermek yerine, Kuşadası’nda doğrudan tüketici ile buluşturabildikleri bir satış alanı imkanı sunduğu için Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel’e teşekkür etti.
Garanti BBVA ve Garanti BBVA Emeklilik’te üst düzey atamalar
11 Aralık 2025 Perşembe - 19:07 Garanti BBVA ve Garanti BBVA Emeklilik’te üst düzey atamalar Garanti BBVA Kredi Riski Yönetimi Başkanlığı görevini, Aralık 2024’ten bu yana Garanti BBVA Emeklilik ve Hayat Genel Müdürü olarak görev yapan Gökhan Koca devralacak. Garanti BBVA Emeklilik ve Hayat Genel Müdürlüğü rolünü ise Garanti BBVA KOBİ Bankacılığı İstanbul Pazarlama Müdürlüğü Direktörü olarak görev yapan Nurdan Tunay Günaylı devir alacak. Garanti BBVA’da uzun yıllar boyunca çeşitli pozisyonlarda görev yaptıktan sonra son olarak Kredi Riski Yönetimi Başkanı olarak görevini sürdüren Murat Atay, bankadan ayrılıyor. Bu gelişme doğrultusunda, Garanti BBVA Kredi Riski Yönetimi Başkanlığı görevini, Aralık 2024’ten bu yana Garanti BBVA Emeklilik ve Hayat Genel Müdürü olarak görev yapan Gökhan Koca devralacak. Garanti BBVA Emeklilik ve Hayat Genel Müdürlüğü rolünü ise Garanti BBVA KOBİ Bankacılığı İstanbul Pazarlama Müdürlüğü Direktörü olarak görev yapan Nurdan Tunay Günaylı devir alacak. Atamalar gerekli yasal süreçlerin tamamlanması ve izinlerin alınmasının ardından yürürlüğe girecek. Verilen bilgiye göre Gökhan Koca, 2000 yılında Garanti BBVA’da müfettiş olarak başladığı kariyerine 2006-2017 yılları arasında Garanti BBVA Mortgage’daki üst düzey pozisyonlarla devam etti. 2017-2019 yılları arasında bankada KOBİ ve Tarım Bankacılığı Direktörü olarak görev yapan Koca, 2019-2024 döneminde BBVA’nın Madrid merkez ofisinde KOBİ Bankacılığı Global Sorumlusu rolünü üstlendi. Aynı dönemde, Kasım 2019-Şubat 2021 arasında Finlandiya merkezli fintech şirketi Holvi’de Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı. Koca, bankacılık sektöründe 25 yılı aşkın deneyime sahip. 2004 yılında Garanti BBVA’ya katılan Nurdan Tunay Günaylı, şube ve genel müdürlük pozisyonlarında, kurumsal ve ticari bankacılık alanlarında görev yaptı. Günaylı, bankacılık sektöründe 25 yılı aşkın deneyime sahip.
Muş’un güvenlik filosu güçlendi: 78 yeni araç hizmete girdi
11 Aralık 2025 Perşembe - 18:44 Muş’un güvenlik filosu güçlendi: 78 yeni araç hizmete girdi Muş’ta emniyet ve jandarma teşkilatlarına kazandırılan 78 yeni hizmet aracı, Kent Meydanı’nda düzenlenen törenle teslim edilirken, Vali Avni Çakır hayırsever desteğinin önemine vurgu yaptı. Muş İl Emniyet Müdürlüğüne 54, İl Jandarma Komutanlığına 24 olmak üzere toplam 78 yeni hizmet aracı düzenlenen törenle güvenlik güçlerine teslim edildi. Kent Meydanı’nda düzenlenen törende konuşan Muş Valisi Avni Çakır, güvenlik personelinin çalışma şartlarının her geçen gün iyileştirildiğine dikkat çekti. Günün hem polis hem de jandarma teşkilatı açısından özel bir anlam taşıdığını belirten Vali Çakır, ülke genelinde emniyet, jandarma ve sahil güvenlik birimlerine toplam 9 bin 240 araç verildiğini belirtti. Çakır, bu araçların büyük bölümünün hayırseverlerin katkılarıyla temin edildiğini söyleyerek, "Bunların çok büyük bir kısmının finansmanı tamamen hayırseverlerimizin destekleriyle gerçekleşti. İlimizde de bu kampanyaya güçlü bir destek verildi ve 78 tane aracın da ilimizde kazandırılması sağlandı" dedi. Muş’tan 44 milyon liralık destek Vali Çakır, bu yılki kampanyada Muş halkının yine büyük bir dayanışma sergilediğini ifade ederek şu bilgileri paylaştı: "Bu kampanyamızda da değerli hemşerilerim ilimiz genelinde 44 milyon liralık bir destek sağladı. Çok kısa bir sürede bunu gerçekleştirdik. Bunun 20 milyon lirası özel idaremiz imkanlarından, geri kalan 24 milyon lirası da hayırseverlerimizin destekleriyle gerçekleştirildi." Çakır, Muş halkının ekonomik kapasitesinin sınırlı olmasına rağmen büyük bir özveri gösterdiğini vurgulayarak, "Ben özellikle Muş insanının her zaman devletinin, milletinin, vatandaşının yanında olduğunu, hayırseverlik konusunda ne kadar cömert olduğunu bir kez daha gösteren hemşehrilerime, huzurlarınızda teşekkürlerimi sunuyorum. Muş’un ekonomik anlamda zaten nüfusunu ve kapasitesini biliyoruz ama toplanan rakamlar gerçekten de çok anlamlı. Müracaat ettiğimiz arkadaşların da hepsi son derece güzel desteklerde bulundular" dedi. Tören şehir turu ile tamamlandı Kurban kesimi ve yapılan duaların ardından araçlar kolluk kuvvetlerine teslim edildi. Daha sonra da kent merkezinde şehir turu atıldı. Tören alanındaki çocuklar da araçlara bindirilerek bu tura katıldı ve etkinlik renkli görüntülerle tamamlandı.
MUSKİ’den Muğla’ya 75 Milyar TL’lik altyapı planlaması
11 Aralık 2025 Perşembe - 16:45 MUSKİ’den Muğla’ya 75 Milyar TL’lik altyapı planlaması MUSKİ Genel Müdürü Yılmaz Şengül Milas’ın Ören Mahallesi’nde tamamlanan atıksu arıtma tesisini ve tamamlanma aşamasında olan kanalizasyon hat projesini inceledi. Şengül, yıllardır çözüm bekleyen Ören’in kanalizasyon sorununu artık geride bıraktıklarını belirterek, MUSKİ’nin projeleri ve yatırımlarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın talimatları doğrultusunda, altyapıyı güçlendirerek doğayla barışık bir kent hedefiyle projelerini sürdüren Muğla Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (MUSKİ) Genel Müdürü Yılmaz Şengül, tamamlanan projeleri yerinde inceledi. Ören Mahallesi’nde atıksu arıtma tesisi ve kanalizasyon altyapısı çalışmalarını yakından takip eden Şengül, gelecekteki projeler hakkında da önemli açıklamalar yaptı. 2029 yılsonuna kadar 75 Milyar TL’lik yatırım MUSKİ’nin altyapı çalışmaları kapsamında 2026 yılı bütçesinin 14,5 milyar TL olarak Belediye Meclisinden geçtiğini hatırlatan Şengül, "Milas ilçemiz, Ören mahallemizin en büyük problemi olan kanalizasyon problemini çözme aşamasına gelmiş bulunmaktayız. Şu an 43 km’lik kanalizasyon hattımız bitmiş durumda. İki adet terfi istasyonumuzun da devreye alınmasıyla beraber artık Ören’imiz kanalizasyona kavuşmuş olacak. Artık bundan sonra sezona kadar da parsel bağlantılarını alacağız. Kanalizasyonla ilgili, devreye alınmayla ilgili. Vatandaşlara duyurumuzu yapacağız. Bundan sonra da sitelerden, konutlardan bağlantılarımızı da yapmaya başlayınca artık hiçbir sıkıntımız kalmayacak. MUSKİ Genel Müdürlüğü’nün 2026 bütçesi 14,5 milyar TL olarak belediye meclisimizden geçti. Bunun 6,5 milyar TL’si yatırım bütçesidir. Bu çok çok önemli bir rakam. Bizim Muğla’da dokunmadığımız mahallemiz, dokunmadığımız ilçemiz kalmayacak. 2029 yılı sonuna kadar da yaklaşık 75 milyar TL’lik yatırımı Muğla’mıza kazandırmış olacağız. Muğla’mıza hayırlı uğurlu olsun" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "(Asgari ücret) "Komisyon çalışmalarında işverenleri temsilen yer alan TİSK heyetinden ellerini taşın altına koymalarını bekliyorum"
11 Aralık 2025 Perşembe - 16:17 Cumhurbaşkanı Erdoğan: "(Asgari ücret) "Komisyon çalışmalarında işverenleri temsilen yer alan TİSK heyetinden ellerini taşın altına koymalarını bekliyorum" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından gerçekleştirilecek olan çalışmalarda işverenleri temsilen yer alan Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) heyetinden ellerini taşın altına koymalarını beklediğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ATO Congresium’da gerçekleştirilen Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) 29. Olağan Genel Kurulu’na katıldı. Burada konuşan Erdoğan, kurulun, Türkiye, Türk milleti, işverenler ve çalışma hayatının tüm paydaşları için hayırlara vesile olmasını, kurulda alınacak kararlarla belirlenecek yol haritasının işçi, işveren ve sendikasıyla iş dünyasının tamamı için faydalı sonuçlar getirmesini canı gönülden temenni ettiğini söyledi. TİSK camiasının 2,3 milyon çalışanıyla tam 63 yıldır güçlü ve kurumsal bir varlık gösterdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "‘Birlikte mümkün’ anlayışıyla çalışmalarını sürdüren TİSK ailesi ülkemizin gayrisafi yurt içi hasılasına 200 milyar dolar, ihracatına ise 100 milyar doların üstünde çok önemli katkılar sunuyor. Türkiye’nin en büyük 5 yüz sanayi kuruluşunun yer aldığı ISO-500’deki ilk 10 işletmemizin 7 TİSK camiası içerisindedir. İhracatımızın neredeyse yarısı TİSK bünyesindeki işletmeler tarafından gerçekleştiriliyor. Ayrıca TİSK, 40’ın üzerinde ulusal 10’u aşkın uluslararası platformda işverenlerimizi başarıyla temsil ediyor" ifadelerini kullandı. "Dünya değişirken işletmelerimizin ve işverenlerimizin bu yeni gerçekliğe uyum sağlamasa kritik önemlidir" TİSK’in icraat odaklı ve gerçekçi bir yaklaşımla hareket ettiğini memnuniyetle müşahede ettiklerini söyleyen Erdoğan, "Dünya değişirken, küreselleşme tüm hızıyla devam ederken, teknoloji baş döndürücü bir şekilde ilerlerken işletmelerimizin ve işverenlerimizin bu yeni gerçekliğe uyum sağlaması kritik önemdedir. Bu anlamda planlamadan seri üretime, istihdam politikasından proje uygulama süreçlerine, ihracat stratejilerinden dijital dönüşüme, reel sektörün tüm aktörlerinin yeni şartlara hızla adapte olması büyüme ve kalkınmanın yanı sıra küresel rekabette de elimizi güçlendiren ekonomimize dinamizm katan önemli faktörlerdir" açıklamasında bulundu. Erdoğan, üç dönemdir refah ve istikrarı tehdit eden sımalarla mücadelede TİSK’in Türk milleti ve devletinin yanında olduğunu açık ve net bir şekilde gösterdiğini belirterek, "Dışarıdan aldıkları talimatlarla siyaset ve toplum mühendisliğine soyunan, vesayete vefa borcunu ödemeye çalışan kimi oluşumların aksine TİSK, kritik dönemeçlerde yerli ve milli bir duruş sergilemiştir" şeklinde konuştu. "İşçi ve işveren arasındaki ilişkilerin adil, sürdürülebilir ve hakkaniyetli olması bizim için vazgeçilmezdir" İşçi ve işveren arasındaki ilişkilerin adil, sürdürülebilir ve hakkaniyetli olmasının kendileri için vazgeçilmez olduğunu aktaran Erdoğan, "Bu ilişki sağlıklı bir zemine oturtulmadığında Allah muhafaza sömürü ve adaletsizliğe giden yol önümüzde açılacaktır. Bu da yalnızca sosyal barışın altını oymakla kalmayacak aynı zamanda birlik ve dayanışma iklimine de zarar verecektir. Geçmişte bunun acı örneklerini millet olarak hep birlikte yaşadık. Anadolu’nun gönül hamurunu mayalayan o büyük insan Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretleri bu konuda bizlere neler söylüyor? ‘Ekmeği öğrendim, sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini, sonra ekmeği hakça bölüşmenin bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim.’ Diğer tüm alanlarda olduğu gibi işçi ve işveren arasındaki ilişkilerde de baktığımız yer hak ve adalet eksenindedir" dedi. "Komisyon çalışmalarında işverenleri temsilen yer alan TİSK heyetinden ellerini taşın altına koymalarını bekliyorum" Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun ilk toplantısının yarın gerçekleştirileceğine dikkati çeken Erdoğan, "Komisyon çalışmalarında işverenleri temsilen yer alan TİSK heyetinden ellerini taşın altına koymalarını bekliyorum. İşçi kardeşlerimize yönelik atacağınız her olumlu adım verimlilik, kazanç ve bereket olarak dönecektir. Hep söylerim, kefenin cebi yok. Dar dünyadan dar bekaya mal mülk değil, adalet, hakkaniyet, dürüstlük üzerine yaşanmış bir hayat ile hayır dualar götüreceğiz. İster siyasetçi ister işveren olalım eğer geride hayırla yad edilen bir miras bırakabiliyorsak işte asıl zenginlik budur. Bahtiyarlık kaynağı budur" ifadelerine yer verdi. Devlet olarak, emekçilerin güvenli ortamlarda gönül huzuruyla ve rahatça çalışabilmesi için tüm imkanları azami ölçüde seferber ettiklerini kaydeden Erdoğan, hem sertifikasyon hem teftiş mekanizmalarını tam anlamıyla işletmeye özen gösterdiklerini söyledi. Ayrıca Erdoğan, İzmir, İstanbul, Bolu ve Kocaeli’nde meydana gelen facialarda ihmali olan kim varsa kamu ve belediye görevlileri dahil olmak üzere kimsenin gözünün yaşına bakılmadığını, işverenlerinde iş sağlığı ve güvenliği konusunda üzerlerine düşen tüm yükümlülükleri titizlikle yerine getirmesi gerektiğini sözlerine ekledi. "2028 için belirlediğimiz 1,9 trilyon dolar milli gelir hedefine emin adımlarla yürüyoruz" İktidar olarak ekonomiden demokrasiye hak ve özgürlüklerden güvenliğe uzanan geniş bir alanda son 23 yılda Türkiye’ye tarihi başarılar yansıttıklarının altını çizen Erdoğan, "Dış politikada sözü, tavrı ve duruşu dikkatle takip edilen, sadece bölgesinde değil küresel ölçekte etki sahibi bir Türkiye’yi sabırla hep birlikte inşa ettik. Dış ticarette sizlerin de emekleriyle ihracatımızı 36 milyar dolardan aldık, kasım ayı itibarıyla 270 milyar doların üzerine çıkarttık. Milli gelirimiz 238 milyar dolardı. 2025 yılı üçüncü çeyrek rakamlarına göre 1,5 trilyon doları aşmış bulunuyoruz. Ekonomik büyümemiz 21 çeyrektir kesintisiz bir şekilde sürüyor. Deprem bölgemizin ihyası için harcanan 90 milyar dolara rağmen bunları başardık. 2028 için belirlediğimiz 1,9 trilyon dolar milli gelir hedefine emin adımlarla yürüyoruz. Merkez Bankası rezervlerimiz güçlenirken ülke risk primimiz düşüyor" diye konuştu. "OVP’nin rehberliğinde enflasyonda nihayet hedefimiz olan tek haneli oranlara mutlaka ulaşacağız Erdoğan, enflasyonda kasım ayında umutları artıran bir tabloyla karşılaştıklarını ve kasım ayında 0,87 gelen enflasyonun doğru yolda olduklarını teyit ettiğini kaydederek, "Hayat pahalılığının temel sebeplerinden biri olan fiyatlama davranışındaki bozulma da yavaş yavaş düzeliyor. Fırsatçılıkla mücadelemiz ise hız kesmeden devam ediyor. Orta Vadeli Program’ın (OVP) rehberliğinde enflasyonda nihayet hedefimiz olan tek haneli oranlara mutlaka ulaşacağız. Bu süreçte hep yaptığımız gibi reel sektörümüzün önerilerine taleplerine ve eleştirilerine kulak vereceğiz. Son kabine toplantımızda emek yoğun üretim yapan tekstil, hazır giyim, deri ve mobilya sektörlerine yönelik koruma programını 2026 yılında da devam ettirmeyi kararlaştırdık. İstihdamını koruyan KOBİ’lerimize çalışan başına verdiğimiz aylık 2 bin 500 liralık desteği 2026 senesinde 3 bin 500 liraya yükseltiyoruz. Ayrıca büyük ölçekli firmalarımızı da programa dahil ediyoruz. Böylece toplam 48 milyar liralık bir destekle 1 milyon 100 bin istihdamı koruyacak, emekçi ve sanayicimizin yanında olacağız. 2025 yılı için işverenlerimize asgari ücret desteği olarak her bir işçimiz için malumunuz bin lira veriyoruz. 2025 yılı Ocak-Kasım döneminde istihdamın korunması amacıyla 53 milyar lira kaynak kullandık. Kadın, Genç ve Mesleki Yeterlilik Belgesi Olanların Teşviki programında 24 ila 54 ay arasında sosyal güvenlik desteği sunuyoruz. Bu teşvik programının 2026 yılının sonuna kadar uzatılacağına dair müjdeyi de bugün burada paylaşmak istiyorum" ifadelerini kullandı. İş dünyasının finansman yükünü hafifletmek amacıyla farklı programları devreye aldıklarına da değinen Erdoğan, Merkez Bankası’nın günlük reeskont limitini 300 milyon liradan 15 kat artışla 4,5 milyar liraya çıkardığını söyledi. "Sadece ekonomimize maliyeti 2 trilyon doları bulan terör meselesini sonsuza kadar geride bırakmak istiyoruz" İş dünyasının desteğini bekledikleri meselelerden bir diğerinin de ‘Terörsüz Türkiye’ süreci olduğunu belirten Erdoğan, "Sizleri, 40 kırk yıldır ülkenin ayağına pranga olan terör sorununun çözümünün ülkemiz aslından ne manaya geldiğini en iyi bilenlerdensiniz. Türkiye’nin bu yükten kurtulduğunda hangi ölçekte bir potansiyelin çarpan etkisiyle devreye gireceğini hepimiz tahmin edebiliyoruz. Sadece ekonomimize maliyeti 2 trilyon doları bulan terör meselesini artık sonsuza kadar geride bırakmak istiyoruz. Bunu da olabilecek en geniş toplumsal ve siyasal mutabakatla milletimizin değerleriyle örtüşen bir zeminde yapmanın hassasiyeti içindeyiz. Gayemiz belli; artık kan akmasın, ocaklara ateş düşmesin ve yürekler dağlanmasın. Türkiye bu sorunu gündeminden tamamen çıkarsın. Terörden beslenen odakların tahrip edici, tahrik edici söylemlerine rağmen iktidar ve ittifak olarak ilk günden itibaren hem samimiyetimizin hem de kararlılığımızı yeter ki bu sorun çözülsün diye en yüksek düzeyde olduğunu gösterdik. Yine ittifak olarak elimizle birlikte tüm gövdemizi taşın altına koyduk" dedi. "Meclisimizde kurulan komisyon çok önemli bir misyon üstlendi" Terörsüz Türkiye sürecine muhalefet partilerinin de dahil olması için daima yapıcı davrandıklarını, uzlaşmacı bir tavırla hareket ettiklerini aktaran Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Meclisimizde kurulan komisyon kritik eşiklerde su koyuverenler olsa da gerek şeffaflık gerekse siyaset ve ilgili tüm tarafların katkısının alınması noktasında çok önemli bir misyon üstlendi. Milletimizin sürece dair umutlarını güçlendiren komisyonun aynı özgüvenli yaklaşımı son ana kadar devam ettireceğine inanıyorum. Komisyon raporunun sürecin önünü açacak öneri ve değerlendirmeleriyle müteakip adımlar için ortak bir perspektif çizmesini temenni ediyorum. Bunun yolu da sağduyuyla, samimiyetle hareket ederek bu tarihi süreci başta günlük siyasetin geçici tartışmaları olmak üzere küçük hesaplara kurban etmemekten geçiyor. Biz ilk günden beri bu hassasiyetimizi koruyoruz ve koruyacağız. ‘Yarımı yeme bütünü bölme’ anlayışıyla hiçbir yere varılmaz. Terörsüz Türkiye menziline ancak özgüvenle ve cesaretle ulaşabiliriz. Başarısız olmamızı bekleyenleri ancak bu şekilde hüsrana uğratabiliriz. Türkiye’yi yarım asırlık bu sıkıntısından ancak bu şekilde kurtarabiliriz."
Bursalı firmalar üretim kapasitesini 3 katına çıkardı, gözünü uluslararası projelere dikti
11 Aralık 2025 Perşembe - 16:13 Bursalı firmalar üretim kapasitesini 3 katına çıkardı, gözünü uluslararası projelere dikti Makine yatırımlarını tamamlayan Bursalı Alvin Yapı ve Ferah Cephe, üretim kapasitesini üç kat artırarak hem iç pazarda hem de uluslararası projelerde talebi karşılayacak seviyeye ulaştı. Bursa’da 8 bin metrekarelik tesisiyle Osmangazi ilçesinde faaliyet gösteren Alvin Yapı, PVC pencere ve kapı sistemlerinde son iki yılda yaptığı 20 milyon liralık makine yatırımıyla üretim altyapısını baştan sona yeniledi. Bu süreçte yeni nesil ebatlama tezgâhları, dört kafa kaynak hatları ve alüminyum profil kesme makineleri de dâhil olmak üzere makine parkurunun tamamı, mühendislik kapasitesi ve üretim kalitesiyle Türkiye’nin referans noktalarından biri olan Bursa’daki yerli üreticilerden temin edildi. Firmanın Yönetim Kurulu Başkanı Alinur Aktaş, yenilenen makine parkurunun PVC üretim süreçlerinde hem kaliteyi hem de verimliliği önemli ölçüde artırdığını, toplam üretim kapasitesinin ise üç katına ulaştığını aktardı. Aktaş, iç piyasadaki güçlü konumlarının yanı sıra ABD ve Avrupa’ya yönelik ihracat hacimlerinin de sürekli yükseldiğini kaydetti. Aktaş, PVC doğrama üretiminde hem yerli marka Asaşpen hem de uluslararası pazarda tercih edilen ithal Kömmerling profilleri kullanarak müşterilere farklı segmentlerde yüksek performanslı ürün seçenekleri sunduklarını ifade etti. Bu iki marka sayesinde projelerin hem bütçe hem de teknik ihtiyaçlarına uygun, enerji verimliliği güçlü çözümler geliştirdiklerini kaydetti. PVC üretim faaliyetleri Alvin Yapı bünyesinde sürdürülürken, alüminyum profil ve cephe giydirme projeleri iki yıl önce kurulan Ferah Cephe markasıyla yürütülüyor. Yönetim Kurulu Başkanı Alinur Aktaş, bu yapılanmanın firmaya konut ve ticari projelerde baştan sona bütünleşik cephe çözümleri sunma imkânı sağladığını aktardı. Aktaş, üretim ve montaj süreçlerinin tek çatı altında toplanmasının firmaya önemli bir operasyonel avantaj kazandırdığını söyledi. Profesyonel montaj ekipleriyle ölçümden üretime, montajdan satış sonrası desteğe kadar tüm aşamaların tek elden yönetildiğini ifade eden Aktaş, bu modelin özellikle büyük ölçekli projelerde ciddi bir zaman tasarrufu sağladığına dikkat çekti. Tek çatı altında toplanan firmaların mimar ile mühendis kadrosu, projelerin ihtiyaçlarına göre alternatif cephe tasarımları geliştirerek uygulamaların teknik omurgasını oluşturuyor. Alinur Aktaş, sektörde tasarım sürecinin genellikle dışarıdaki mimarlara yaptırıldığını; ancak bu hizmeti kendi bünyelerinde profesyonel bir ekip ile sunmaları sayesinde, proje sahiplerinin son dönemde tasarım aşamasını da doğrudan emanet etmeyi tercih ettiğini aktardı. Aktaş, bu yaklaşımın projelerde teknik bütünlüğü güçlendirdiğini ve uygulama sürecinde daha yüksek bir koordinasyon sağladığını ifade etti. Cephe çözümlerine yönelik teknik yaklaşımları da aktaran Alinur Aktaş, cephe uygulamalarının inşaat sürecindeki kritik önemine dikkat çekti. Aktaş, kaba yapıdan çatı imalatına, mekanik tesisattan elektrik altyapısına kadar birçok aşamanın bulunduğu inşaat süreçlerinde, cephe uygulamalarının yapının karakterini ve teknik performansını belirleyen en temel adımlardan biri olduğunu vurguladı. Aktaş ayrıca, Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat sürecinin inşaat sektöründe belirleyici olmaya başladığını, modern doğrama ve cephe sistemlerinin yapılarda ısı kaybını ciddi oranda azalttığını belirtti. Fit for 55 ve Döngüsel Ekonomi politikalarının binalarda enerji verimliliğini öncelikli hale getirdiğini ifade eden Aktaş, kullanılan nitelikli kapı-pencere ve cephe sistemlerinin karbon emisyonunun azaltılmasına doğrudan katkı sağladığını söyledi. Tasarım, üretim ve montaj süreçlerindeki bu bütünleşik yapının, markaların kurumsal büyümesini de desteklediğini belirten Alinur Aktaş, yerli sermayeyle kurulan Alvin Yapı ve Ferah Cephe’nin sürdürülebilir üretim yaklaşımı, çevreye duyarlı çözümleri ve nitelikli kadrosuyla hem Bursa ekonomisine katkı sunduğunu hem de ulusal ölçekteki konumunu güçlendirmeye devam ettiğini aktardı.
ATO Başkanı Baran: "Merkez Bankası’nın attığı adımı doğru buluyor, devamını bekliyoruz"
11 Aralık 2025 Perşembe - 16:01 ATO Başkanı Baran: "Merkez Bankası’nın attığı adımı doğru buluyor, devamını bekliyoruz" Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, "Merkez Bankası’nın attığı adımı doğru buluyor, devamını bekliyoruz. Bu adımın ardından bankaların da elini taşın altına koymasını ve faiz indirimini kredi piyasasına yansıtmasını, işletmelerimizin finansmana daha rahat erişmesine katkı sağlamasını temenni ediyoruz" dedi. ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, yaptığı yazılı açıklama Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) politika faizini yüzde 39,5’ten yüzde 38’e indirme kararını ticaret, yatırım ve üretim açısından olumlu bir gelişme olduğunu belirtti. Baran, bankaların da elini taşın altına koyarak faiz indirimini kredi piyasasına yansıtması ve bu adımın işletmelerin finansmana daha rahat erişmesine katkı sağlamasını temenni ettiğini belirtti. "Enflasyondaki düşüş eğiliminin devam etmesi çok önemli" Baran, "Merkez Bankamızın bugün gerçekleştirdiği toplantıda politika faizini 150 baz puan indirerek yüzde 38 seviyesine düşürmesi kararı, ticaret, yatırım ve üretim açısından olumlu bir gelişmedir. Geçen hafta açıklanan enflasyon rakamlarının beklenenden düşük gelmesi faiz indirimi beklentilerimizi güçlendirmişti. Enflasyondaki düşüş eğiliminin devam etmesi çok önemli. Bugün yaşadığımız bütün sıkıntıların kaynağının enflasyondaki yükseliş olduğunu hepimiz biliyoruz. Aynı şekilde enflasyondaki gerilemenin reel sektörün hareket kabiliyetini artırması gerekiyor. Bu da ancak faiz indirimiyle mümkün. Bu nedenle Merkez Bankası’nın attığı adımı doğru buluyor, devamını bekliyoruz. 2025 yılı üyelerimiz için finansmana erişimde sıkıntılar yaşadığı bir yıl oldu. Bu adımın ardından bankaların da elini taşın altına koymasını ve faiz indirimini kredi piyasasına yansıtmasını, işletmelerimizin finansmana daha rahat erişmesine katkı sağlamasını temenni ediyoruz. KOBİ’lerimiz başta olmak üzere ekonomimizin üretim gücünü oluşturan işletmelerimizin nakit ihtiyacına uygun koşullarla ulaşması, ekonomik gelişimimize de etki edecektir" ifadelerine yer verdi.