EĞİTİM
Prof. Dr. Özlem Diken: "DİLKOM yalnızca uygulama değil, aynı zamanda güçlü bir araştırma merkezidir" 28 Aralık 2025 Pazar - 11:09:07 Anadolu Üniversitesi Dil ve Konuşma Bozuklukları Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi (DİLKOM) Müdürü Prof. Dr. Özlem Diken merkezin kuruluş amacı, hizmet alanları, toplumsal etkileri ve gelecek projelerini anlattı. DİLKOM’un kuruluş sürecine değinen Prof. Dr. Özlem Diken, merkezin yalnızca bir uygulama birimi olmaması hakkında"DİLKOM bir marka, 1999 yılında rektörlüğe bağlı olarak kurulmuş bir merkez. Kuruluş amacı çok çok eskiye dayanıyor. Türkiye’de henüz dil ve konuşma terapistliği diye bir meslek yokken, kurucumuz Prof. Dr. Seyhun Topbaş’ın vizyonu sayesinde aslında bu mesleğin temelleri DİLKOM’da atıldı. Lisansüstü Eğitim Enstitüsüne bağlı olarak yüksek lisans ve doktora programlarıyla ilk akademik kadrolar yetiştirildi. Bu akademik kadrolar daha sonra Türkiye’nin farklı üniversitelerinde, farklı fakültelerde dil ve konuşma terapistliği bölümlerinin kurulması için ilk tohumları attılar. Türkiye’deki ilk Sağlık Bilimleri Fakültesi de yine Anadolu Üniversitesi’nde, DİLKOM’dan yetiştirilen akademisyenlerle açıldı. Şu an en önemli ve öncelikli amacımız; dil ve konuşma bozukluğu olan çocuklara ve yetişkinlere değerlendirme yapmak, tanı koymak, terapi uygulamak, izleme ve danışmanlık hizmetleri sunmak" dedi. "DİLKOM yalnızca uygulama değil, aynı zamanda güçlü bir araştırma merkezidir" Merkezin araştırma boyutuna da dikkat çeken Prof. Dr. Diken, DİLKOM’un akademik üretimde aktif rol üstlendiğini belirterek şunları söyledi: "DİLKOM aynı zamanda bir araştırma merkezi. Başta kendi üniversitemizin farklı fakülteleri olmak üzere diğer üniversitelere de uygulama platformu sunuyoruz. TÜBİTAK projeleri, BAP projeleri, tez çalışmaları burada yürütülebiliyor. DİLKOM’da geliştirilen değerlendirme testleri, ölçekler, müdahale programları ve kitaplar somut çıktılar olarak alana kazandırılıyor. Bu anlamda oldukça aktif bir merkeziz." "Öğrencilerimiz gerçek vakalarla, süpervizyon eşliğinde çalışıyor" Eğitim sürecine ilişkin bilgi veren Diken, Dil ve Konuşma Terapistliği Bölümü öğrencilerine uygulama imkânı sunduklarını belirterek şu ifadelere yer verdi: "Üçüncü sınıf öğrencilerimize gözlem platformu sunuyoruz. Dördüncü sınıfa geldiklerinde ise süpervizörler eşliğinde gecikmiş konuşmadan yutma bozukluklarına, afaziden akıcılık bozukluklarına kadar farklı vaka gruplarıyla çalışma imkânı sağlıyoruz. Ergoterapistlerden çocuk psikiyatristlerine, özel eğitimcilerden kulak burun boğaz hekimlerine kadar farklı meslek gruplarından uzmanlarla seminerler ve çalıştaylar düzenliyoruz." "20 aylıktan 80’li yaşlara kadar çok geniş bir yaş grubuna hizmet veriyoruz" Hizmet verilen yaş aralığına değinen Prof. Dr. Diken, merkezin geniş bir kitleye hitap ettiğini belirterek şunları söyledi: "20 aylıktan itibaren terapi alan çocuklarımız var. En ileri yaş grubumuzda ise 80’li yaşlarda, inme sonrası dil kaybı yaşayan bireylerimiz bulunuyor. Gecikmiş konuşma, dudak-damak yarıklığı, Down sendromuna bağlı dil bozuklukları, konuşma sesi bozuklukları, kekemelik, disleksi, motor konuşma bozuklukları, yutma bozuklukları ve inme sonrası dil kaybı gibi on farklı alt ünitede hizmet sunuyoruz." "Başvurularda telefonun yanı sıra dijital otomasyon sistemi devreye giriyor" Başvuru sürecinde dijitalleşmeye geçtiklerini belirten Diken, yeni sistemi şöyle anlattı: "Telefonla bize ulaşmak mümkün ancak ikinci dönem itibariyle bir otomasyon sistemi de devreye giriyor. Danışanlar hangi üniteden hizmet alacaklarını, hangi uzmanın uygun olduğunu, randevu boşluklarını ve gelmeden önce hazırlamaları gerekenleri bu sistem üzerinden görebilecek." "Aileler terapi sürecinin aktif bir parçası" Ailelerin en önemli paydaşlardan biri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Diken, şu ifadeleri kullandı: "İletişim karşılıklı gerçekleşen bir süreç. Bu nedenle sadece bireyle değil, iletişim kurduğu kişilerle de çalışıyoruz. Aile eğitim seminerleri düzenliyoruz. Bazı terapilerde aileleri doğrudan sürece dahil ediyoruz. Tek yönlü camlar sayesinde aileler terapileri izleyebiliyor, kulaklıklarla içerideki süreci takip edebiliyor." "Toplumsal farkındalık, bireyin yaşam kalitesini doğrudan etkiliyor" Toplumsal katkının merkez için önemli bir hedef olduğunu ifade eden Diken, farkındalık çalışmalarına dikkat çekerek şunları söyledi: "Disleksi, kekemelik, yutma bozuklukları gibi alanlarda toplumda bilinç oluşturmak istiyoruz. Öğretmenlerin, ailelerin ve toplumun bilinçlenmesi çocuğun akademik ve sosyal yaşamını doğrudan etkiliyor." "Dijitalleşme ve teknoloji yatırımları önceliğimiz" Yeni dönem projelerine ilişkin konuşan Prof. Dr. Diken, teknolojik altyapının güçlendirildiğini belirterek şu ifadelere yer verdi: "Sağlık sektörü hızla gelişiyor. Biz de en güncel teknolojileri merkezimize kazandırmaya çalışıyoruz. Böylece buraya gelen bir birey, Türkiye’nin ya da dünyanın herhangi bir yerinde aynı standartlarda değerlendirilebilsin. Randevu, terapi ve arşiv süreçlerini dijital platforma taşıyoruz. Bu sayede hem çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlıyor hem de daha verimli bir sistem oluşturuyoruz."
28 Aralık 2025 Pazar - 10:38 Ankara’da çocuk gelişim merkezi eğitimcilerine yönelik eğitim programı düzenlendi Ankara Keçiören Belediyesi ile İlçe Sağlık Müdürlüğü Toplum Sağlığı Merkezi iş birliğinde, çocuk gelişim merkezlerinde görev yapan eğitimcilere yönelik kapsamlı bir eğitim programı gerçekleştirildi. Keçiören Belediyesi ile İlçe Sağlık Müdürlüğü Toplum Sağlığı Merkezi iş birliğinde, çocuk gelişim merkezlerinde görev yapan eğitimcilere yönelik eğitim programı düzenlendi. Geleceğin teminatı olan çocukların eğitim hayatına sağlıklı ve güvenli bir başlangıç yapabilmesi amacıyla planlanan program, Keçiören Kaymakamlığı Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. Sağlık ve çocuk gelişimi alanlarında uzman isimlerin katkı sunduğu eğitimde, teorik bilgilerin yanı sıra sahada karşılaşılan örnek vakalar üzerinden uygulamaya dönük paylaşımlar yapıldı. Eğitimcilere, günlük çalışmalarında kullanabilecekleri pratik bilgiler aktarılırken, mesleki farkındalıklarının artırılması hedeflendi. Çocuk gelişiminde nitelikli hizmet hedefi Programın açılışında yapılan değerlendirmelerde, çocuk gelişim merkezlerinde sunulan hizmetin kalitesini yükseltmenin önemine dikkat çekildi. Sahada görev yapan eğitimcilerin bilgi ve donanımını güçlendirmeye yönelik bu tür eğitimlerin sürekliliğinin, çocukların gelişimine doğrudan katkı sağladığı vurgulandı. Keçiören Belediyesi ile İlçe Sağlık Müdürlüğü Toplum Sağlığı Merkezi iş birliğiyle hayata geçirilen programın disiplinli bir anlayışla hazırlanmasına önem verildi. Geniş kapsamlı eğitim içeriği Eğitim programı kapsamında çocukların güvenliği, sağlıklı gelişimi ve ailelerle doğru iletişimi destekleyen birçok konu başlığı ele alındı. Katılımcılara; ilk yardım uygulamaları, ev kazalarının önlenmesi ve risklerin azaltılması, beden sağlığı ve fiziksel aktivitenin çocuk gelişimine etkileri, sağlıklı dijital araç ve medya kullanımı, okul öncesi dönemde oyun ve kitap seçimi ile tuvalet ve uyku eğitimi konularında güncel ve uygulamaya yönelik bilgiler sunuldu. Personelin mesleki gelişimine yönelik eğitimler devam edecek Program sonunda eğitimcilere katılım belgesi verilerek bu tür iş birliklerinin çocukların sağlıklı ve güvenli bir ortamda gelişimine önemli katkılar sunduğu ifade edildi. Keçiören Belediyesi İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, çocuk gelişim merkezlerinde görev yapan personelin mesleki gelişimini destekleyen eğitim programlarının önümüzdeki süreçte de devam edeceğini belirtti.
28 Aralık 2025 Pazar - 10:36 Eğitimciler "Dijital Deneyim Merkezi" için buluştu Elde ettiği gelirle dar gelirli ailelerin çocuklarına teknoloji eğitimi veren Dijital Deneyim Merkezi, 2026’da daha fazla çocuğa ulaşmak için İzmir’in önde gelen eğitim kurumlarını ağırladı. Tanıtım sonrası öğrencilerini merkeze getirecek özel okullar, ödeyecekleri bedelle teknolojiye erişimi olmayan çocukların eğitimine katkı sağlayan bir sosyal sorumluluk projesine dahil olacak. İzQ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi bünyesinde faaliyet gösteren Dijital Deneyim Merkezi’ni, İzmir’de eğitim sektöründe hizmet veren kurumlara tanıtmak amacıyla düzenlenen toplantı, İzmir Ticaret Odası ve İzQ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ile Kentimiz İzmir Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Yüce’nin açılış konuşmalarıyla başladı. Gelecek nesilleri en iyi şekilde yetiştirme hedefiyle çalışmalarını sürdüren eğitimcilerle, İzQ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezimizi çatısı altında bir arada olmaktan memnuniyet duyduğunu belirten Özgener, "Dijitalleşme, artık sadece teknolojik bir dönüşüm değil; aynı zamanda küresel güç mücadelesinin merkezinde yer alan stratejik bir rekabet alanı. Ülkemizin dijital ekonomideki payını artırması, teknolojiyi sadece tüketen değil aynı zamanda üreten bir ülke haline gelmesi, kentlerimizin dijitalleşme kapasitesiyle doğrudan ilişkili. Bu amaçla, İzmirimizin teknoloji üreten, dünyaya ürün ve fikir ihraç edebilen bir şehir olmasının yanında, teknoloji ve inovasyon konusunda oyun kuran şehirlerden biri olması için çalışmalarımıza devam edeceğimizi ifade etmek istiyorum" dedi. Özgener: "Üreten bireyler yetiştirmeyi hedefliyoruz" İzQ çatısı altında hayata geçirilen Dijital Deneyim Merkezi’nin, inovasyonu erken yaşta benimseme hedefinin bir yansıması olduğunu ifade eden Özgener sözlerine şöyle devam etti: "Eğitimin okul dışında da; ilhamla, deneyimle, gerçek hayatla, teknolojiyle ve üretimle buluşması gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle merkezimiz; gözlemleyen, deneyimleyen, öğrenen, hayal eden ve en önemlisi, ’üreten’ bireyler yetiştirmeyi amaçlayan bir eğitim vizyonunun mekana bürünmüş hali. Çocuklarımız burada kentsel yaşamı, bilimi, doğayı, ticareti ve sürdürülebilirliği eğlenerek öğreniyorlar. Sadece bilgi almakla kalmıyor; çeşitli istasyonlarda geleceğin teknolojileriyle tanışıyor, grup çalışmalarında iş birliği kuruyorlar. Bu anlamda eğitim sektöründe faaliyet gösteren paydaşlarımızın tecrübelerinden faydalanmayı çok önemsiyoruz." Yüce: "Ne kadar çok çocuğa dokunabilirsek kar" Kentimiz İzmir Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Yüce ise konuşmasında, "Bir şeyin altını özellikle çizmek istiyorum, çünkü çok önemli. Bizler özel okullarımızla asla bir yarış içerisinde değiliz. Özel okullarımızın pek fazlasının ne kadar ileri düzeyde ve kaliteli bir eğitim vermekte olduğunun son derece bilincindeyiz. Biz, 4 buçuk yıldır Kontak’ta dar gelirli ailelerin çocuklarına bedelsiz eğitim veriyoruz. Tamamen devlet okullarından, oradaki müdürlerin ve öğretmenlerin de katkılarıyla seçilmiş olan çocuklara atölye çalışmaları yapıyoruz. Bugüne kadar 1000’e yakın anaokulu çocuğu ve 10 bini aşkın 6-14 yaş grubu çocuğu eğittik. Eğitimcilerimizden ricamız şu: Dijital Deneyim Merkezimizi öğrencilerinizle bir gezi alanı olarak kullanırsanız oradan gelecek olan her kuruş, dar gelirli ailelerin çocuklarının eğitimine harcanacak. Ne kadar gelirimiz varsa o kadar büyüyoruz. Ne kadar çok çocuğa dokunabilirsek o kadar kardır. Bu merkez, sizlerin ziyaretleri sayesinde kent içinde bir bilinirlik kazanacaktır. Sizden bu konuya bir sosyal sorumluluk projesi olarak bakmanızı rica ediyorum" dedi. Toplantı soru-cevap bölümünün ardından Dijital Deneyim Merkezi turuyla sona erdi. Toplantıya; İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İzQ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Emre Kızılgüneşler, EGİFED Yönetim Kurulu Başkanı ve İzQ Yönetim Kurulu Üyesi Alp Avni Yelkenbiçer, İzmir Ticaret Odası Meclis Başkan Yardımcısı Mehmet Tahir Özdemir, Meclis Üyeleri Mustafa Tektaş, Feti Şen, Öğün Taş, Odamız 35. Eğitim Grubu Meslek Komitesi Üyesi ve Ege Özel Okullar Derneği Başkanı Kadir Açıkbaşlar, Genel Sekreter Prof. Dr. Mustafa Tanyeri, Genel Koordinatör Pınar Karayılanoğlu ile İzmir’in önde gelen eğitim kurumlarından temsilciler katıldı.
28 Aralık 2025 Pazar - 10:35 Öğrenciler depodaki atıl malzemelerden trafo sarma makinesi yaptı Bilecik’in Osmaneli ilçesindeki Nilüfer Hatun Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Elektrik-Elektronik Teknolojileri Alanı öğretmen ve öğrencileri, kendi imkânları ile geri dönüşüm malzemeleri ile trafo sarma makinesi geliştirdi. Nilüfer Hatun Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde yürütülen uygulama temelli eğitim çalışmaları kapsamında öğrenciler tarafından geliştirilen trafo sarma makinesi, düzenlenen programla tanıtıldı. Elektrik enerjisinin gerilimini yükseltmek veya düşürmekte kullanılan trafoların sarım sürecini otomatik ve kontrollü hâle getiren proje, öğretmenler ve okul yönetimi tarafından büyük takdir topladı. "Manuel sarımın ötesine geçilerek daha kontrollü ve verimli bir sistem elde ediliyor" Proje görev alan öğrencilerden Beytullah Kır, "Trafo sarımının temelini oluşturan çekirdek ve bobin yapısını esas alarak çalışan bir makine tasarladı. 3D yazıcı teknolojisiyle üretilen makine gövdesi, modern ve işlevsel bir yapıya sahip olurken, LCD ekran sayesinde motor hızları ve çalışma verileri anlık olarak takip edilebiliyoruz" dedi. Elektrik-Elektironik Teknolojileri Alan Öğretmeni Sinan Köseoğlu "Makinede yer alan motorlardan biri çekirdeği döndürerek sarım işlemini gerçekleştirirken, diğer motor bobin telini ileri-geri hareket ettirerek düzgün ve hizalı bir sarım yapılmasını sağlıyor. Bu sayede manuel sarımın ötesine geçilerek daha kontrollü ve verimli bir sistem elde ediliyor" diye belirtti. Elektrik-Elektironik Teknolojileri Alan Öğretmeni Olcay Uludeveli ise bu çalışmayla birlikte trafo sarım sürecinin makine destekli bir yapıya kavuştuğunu ve öğrencilerin belirlenen hız ve düzen içerisinde güvenli bir şekilde uygulama yapabildiğini ifade etti. Uludeveli, geliştirilen makinenin, okulda verilen trafo derslerinde öğretim amaçlı aktif olarak kullanıldığı dile getirdi. "Bizleri gururlandırıyor ve onurlandırıyor" Son olarak konuşan Okul Müdiresi Fatoş Karaca Belen ise, çalışmanın yalnızca bir makine üretimi olmadığını vurgulayarak şunları anlattı: "Bu proje bilgi, emek ve iş birliğinin somut bir ürünüdür. Öğrencilerimizin teorik bilgilerini uygulamaya dönüştürerek böyle nitelikli bir çalışma ortaya koymaları bizler için büyük bir gurur kaynağıdır. Son zamanlarda televizyonlarda veya sosyal medyada sık sık okullarda meydana gelen akran zorbalığını gördükçe öğrencilerimizin öğretmenleri tarafından yönlendirmesi doğrultusunda ’Maarif Modeli’ kapsamında üretime, bilime ve teknolojiye dayalı bu tür projelerini ortaya koymalarını ve üretime dayalı çalışmalarla haşır, neşir olmaları bizleri gururlandırıyor ve onurlandırıyor. Uygulama temelli mesleki eğitime önemli katkı sağlayan proje, okulda benzer çalışmaların artarak devam edeceğinin de güçlü bir göstergesi oldu."
TOGÜ 2025’te araştırma, eğitim ve altyapıda güçlendi
17 Aralık 2025 Çarşamba - 14:05 TOGÜ 2025’te araştırma, eğitim ve altyapıda güçlendi Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Yılmaz, üniversitenin 2025 yılı boyunca hayata geçirdiği eğitim, araştırma, üretim, altyapı ve sürdürülebilirlik odaklı yatırımlarla hem akademik kalitenin hem de toplumsal katkının istikrarlı şekilde artırıldığını açıkladı. Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi (TOGÜ) Rektörü Prof. Dr. Fatih Yılmaz; üniversitenin 2025 yılı boyunca hayata geçirdiği çalışmalar, yatırımlar ve yenilikleri kapsamlı bir sunumla değerlendirdi. Üniversitede gerçekleştirilen toplantıya Rektör Prof. Dr. Fatih Yılmaz’ın yanı sıra rektör yardımcıları, rektör danışmanları, Genel Sekreter ve basın mensupları katıldı. Araştırma ve projelerde istikrarlı yükseliş Sunumda konuşan Rektör Prof. Dr. Fatih Yılmaz; BAP ve 2209 öğrenci projelerinde son yıllarda dikkat çekici bir artış yaşandığını belirtti. Teknopark bünyesinde yürütülen Ar-Ge projelerinin üniversitenin üretim ve yenilik odaklı vizyonuna önemli katkı sunduğunu vurgulayan Yılmaz, BAP projeleriyle ilgili de ayrıntılı bilgiler paylaştı. Eğitimde kaliteyi artıran yenilikler Eğitim-öğretimde kaliteyi artırmaya yönelik uygulamalara değinen Rektör Yılmaz; kurumsal ve program akreditasyon çalışmaları, çift diploma programları, 60 yaş üstü vatandaşlar için Tazelenme Üniversitesi, yapay zekâ temelli yeni bölümler, ders dışı öğrenme transkripti ve uygulamalı eğitimlerin yaygınlaştırılması gibi birçok yeniliğin hayata geçirildiğini söyledi. Yılmaz, 31 programın akreditasyon sürecinin devam ettiğini, 10 programın ise akredite edildiğini ifade etti. Üretim ve uygulama odaklı yeni tesisler TOGÜ Mutfak Eğitim ve Üretim Tesisi, Hijyenlab Laboratuvarı, Siber Güvenlik ve Yazılım Geliştirme Laboratuvarları ile tarım ve hayvancılığa yönelik üretim tesislerinin üniversiteyi uygulamalı eğitimde öncü konuma taşıdığını kaydeden Yılmaz, Eczacılık Fakültesi için TOGÜ Şifa Laboratuvarı’nın da yakın zamanda kurulacağını açıkladı. Uluslararası sıralamalar ve sürdürülebilirlik Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi’nin QS, THE Impact, CWUR ve UI GreenMetric gibi uluslararası sıralamalarda elde ettiği derecelerle küresel görünürlüğünü artırdığını ifade eden Rektör Yılmaz, bilimsel yayın sayısı ve nitelikli akademik üretimde de önemli artış yaşandığını söyledi. Üniversite bünyesinde kurulması planlanan 2 megavatlık Güneş Enerjisi Santrali’nin, üniversitenin elektrik ihtiyacının karşılanmasına önemli katkı sağlayacağını da sözlerine ekledi. Fiziki altyapı ve sağlık yatırımları Yeni Rektörlük Binası’nın hizmete açıldığını, üniversite hastanesinde tıbbi cihaz yatırımlarının sürdüğünü aktaran Yılmaz; spor alanları ve devam eden fakülte inşaatlarıyla üniversitenin fiziki kapasitesinin güçlendiğini belirtti. Hastane acil servisi, yoğun bakım, otopark, Diş Hekimliği Fakültesi, anaokulu ve kütüphane projelerinin planlanan takvim doğrultusunda ilerlediği kaydedildi. Gelecek vizyonu Toplantının sonunda basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Rektör Prof. Dr. Fatih Yılmaz, üniversite bütçesinin etkin kullanıldığını, üretim yapan tesislerin uygulamalı eğitim açısından büyük önem taşıdığını ifade etti. Yılmaz, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi’nin önümüzdeki dönemde de kalite, üretim, sürdürülebilir kalkınma ve toplumsal fayda odaklı çalışmalarını kararlılıkla sürdüreceğini belirtti.
Hakkâri’nin hafızası kütüphanede yaşıyor
17 Aralık 2025 Çarşamba - 13:57 Hakkâri’nin hafızası kütüphanede yaşıyor Hakkâri’nin ilk öğretmenlerinden ve matbaacılarından olan İbrahim Hatipoğlu’nun mirası gelecek nesillere emanet edildi. Hakkârili emekli öğretmen ve yazar Aziz Hatipoğlu, Hakkâri’nin eğitim ve kültür tarihine ışık tutan anlamlı bir bağışa imza attı. Hakkâri’nin ilk üç öğretmeninden biri ve aynı zamanda kentin ilk matbaa kurucularından olan merhum babası İbrahim Hatipoğlu’na ait kişisel kütüphanede bulunan kitaplar, Hakkâri Sosyal Bilimler Lisesi Emin Özatak Kütüphanesi’ne bağışlandı. Bağış kapsamında, İbrahim Hatipoğlu’nun Hakkâri’nin kurtuluşunun 30. yıl dönümü dolayısıyla 1947 yılında kutlama programında yaptığı konuşmanın orijinal metni de gün yüzüne çıktı. Tarihî belge niteliği taşıyan bu metin, dönemin ruhunu ve Hakkâri’nin kültürel birikimini yansıtması açısından büyük önem taşıyor. Rahmetli babası gibi kendisi de öğretmen ve yazar olan Aziz Hatipoğlu, 1931 doğumlu babasının hatıralarını paylaşırken duygulu anlar yaşadı. Hakkâri’nin geçmişten bugüne bir ilim ve kültür şehri olduğunu vurgulayan Hatipoğlu, bu kimliğin oluşmasında emeği geçen eğitimcileri ve aydınları saygıyla andı. Hakkâri İl Millî Eğitim Müdürü Nurettin Yılmaz’ı makamında ziyaret eden Hatipoğlu; bu anlamlı bağışın kütüphaneyle buluşmasına vesile olan İl Müdürü Yılmaz’a teşekkür ederek, gençlerin tarihî ve kültürel mirasla buluşmasının önemine dikkat çekti. İl Millî Eğitim Müdürü Nurettin Yılmaz, Hakkâri’nin eğitim tarihine yön veren isimlerin yaşatılmasının büyük önem taşıdığını vurgulayarak, "Şehrimizin ilk öğretmenlerinden ve eğitim öncülerinden merhum İbrahim Hatipoğlu’nun aziz hatırasını gelecek nesillere aktarmak adına, isminin bir okul kütüphanemize verilmesini kararlaştırdık. Bu anlamlı bağışla birlikte öğrencilerimizin hem kitaplarla hem de Hakkâri’nin köklü eğitim geçmişiyle buluşmasını son derece kıymetli buluyoruz. Eğitime gönül vermiş büyüklerimizi rahmet ve şükranla anıyor, bu değerli mirası bizlere ulaştıran emekli öğretmenimiz ve yazar Aziz Hatipoğlu’na teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
Minikler Togg’la tanıştı, yerli üretimi öğrendi
17 Aralık 2025 Çarşamba - 13:56 Minikler Togg’la tanıştı, yerli üretimi öğrendi Mersin’in Anamur ilçesinde Yerli Malı Haftası kapsamında minik öğrenciler yerli üretim Togg’u yakından görme fırsatı buldu. Geleneksel Yerli Malı Haftası kutlamaları, bu yıl Anamur’da yerli üretim ve milli teknoloji bilinci temasıyla farklı bir boyut kazandı. Akdeniz Camii Müberra Mert, Yunus Emre ve Değirmencik Burnu 4-6 Yaş Kur’an kurslarında eğitim gören öğrenciler, ev yapımı ürünlerle stantlar kurarak yerli üretimin önemini öğrenirken, yöresel kıyafetlerle Türkiye’nin farklı bölgelerinde yetişen yerli ürünleri tanıttı. Etkinlik alanında sergilenen Türkiye’nin yerli ve milli otomobili Togg ise miniklerin yoğun ilgisini çekti. Öğrencilere Togg’un üretim süreci ve özellikleri hakkında bilgi verilerek, milli markaların ülke ekonomisine katkısı anlatıldı. Etkinlik kapsamında çocuklar, AKINCI, TCG Anadolu, Gökbey, Hürkuş, Kirpi, Göktürk ve Togg gibi Türkiye’nin yerli ve milli projelerini resmetti. Çocukların çizimleri, yapay zeka destekli bir video ile canlandırılarak katılımcılara izletildi. Programda konuşan Anamur İlçe Müftüsü Mehmet Fidan, yerli ve milli bilincin küçük yaşlarda kazandırılmasının büyük önem taşıdığını vurguladı. Fidan, "Yerli Malı Haftası, çocuklarımıza kendi değerlerimizi tanıtmak ve yerli üretimin gücünü anlatmak açısından son derece anlamlıdır. Yerli ve milli aracımız Togg’u yakından inceleyen evlatlarımız, yarının mühendisleri, tasarımcıları ve üreticileri olacaktır. Kendi markalarına sahip çıkan bir nesil, ülkemizin geleceğini daha güçlü kılacaktır" dedi. 4-6 yaş Kur’an kurslarında çocuklara yalnızca dini eğitim verilmediğini ifade eden Fidan, aynı zamanda tutumlu olma, bilinçli tüketim, israftan kaçınma ve milli değerlere sahip çıkma bilincinin de kazandırıldığını belirtti. Fidan, "Yerli ve milli bilinç, güçlü bir gelecek demektir. Bu bilincin erken yaşta verilmesi, çocuklarımızın öz benliklerini koruyarak yetişmelerine katkı sağlar" diye konuştu.
OMÜ’de "Denetimli Serbestlik Sistemi" paneli: Denetimden rehabilitasyona sosyal hizmet vurgusu
17 Aralık 2025 Çarşamba - 13:50 OMÜ’de "Denetimli Serbestlik Sistemi" paneli: Denetimden rehabilitasyona sosyal hizmet vurgusu Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde(OMÜ) düzenlenen panelde, denetimli serbestlikte yalnızca kontrol değil, bireyin rehabilitasyonu ve toplumsal bağlarının güçlendirilmesinde sosyal hizmetin önemi vurgulandı. Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü, "20. Yılında Denetimli Serbestlik Sistemi: İnfazdan Rehabilitasyona Uzanan Yolda Sosyal Hizmetin Rolü" başlıklı panel düzenledi. Panelin açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Ercümend Ersanlı, denetimli serbestliğin yalnızca bir kontrol mekanizması olarak görülmemesi gerektiğine dikkat çekti. Ersanlı, denetimli serbestliğin "bireyin risklerini azaltan, ihtiyaçlarını görünür kılan ve toplumsal bağlarını onaran bir dönüşüm sürecini" temsil ettiğini belirterek, "Denetimli serbestlik, infaz sürecinin yalnızca ’denetim’ boyutunu değil; bireyin risklerini azaltan, ihtiyaçlarını görünür kılan ve toplumsal bağlarını onaran bir dönüşüm sürecini temsil etmektedir. Bu dönüşümün merkezinde ise insan onurunu, sosyal adaleti ve hak temelli yaklaşımı önceleyen sosyal hizmet mesleği yer alır. Sosyal hizmet; denetimli serbestlik uygulamalarında değerlendirme, vaka yönetimi, psikososyal destek, aileyle çalışma, bağımlılık ve ruh sağlığı alanında yönlendirme, istihdam ve eğitim bağlantıları, toplumsal kaynaklara erişim ve en önemlisi damgalanmayla mücadele gibi kritik rolleri üstlenir. Çünkü hepimiz biliyoruz ki; yeniden suç işlemeyi azaltmak yalnızca kurallara uyumu artırmakla değil, aynı zamanda bireyin yaşamındaki kırılganlıkları onarmakla, koruyucu faktörleri güçlendirmekle ve toplumsal katılımını mümkün kılmakla gerçekleşir. Bu nedenle üniversite-kamu iş birliği son derece değerlidir. Bir yandan sahada biriken deneyim, uygulamanın gerçekliğini ve ihtiyaçlarını bize gösterir; diğer yandan akademi, bu deneyimi kanıta dayalı yöntemlerle değerlendirerek geliştirme fırsatı sunar. Bugünkü panelin, hem uygulama perspektifini hem de sosyal hizmetin mesleki katkısını görünür kılacağına inanıyorum. Özellikle öğrencilerimiz için bu tür buluşmalar, derslerde konuşulan kavramların sahadaki karşılığını görmek açısından önemli bir öğrenme zemini oluşturmaktadır" dedi. Panelin gerçekleştirilmesinde katkıları nedeniyle Çarşamba Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne ve Müdür Habil Kanoğlu’na ayrıca teşekkür edildi. Açılışta üniversite–kamu iş birliğinin önemine değinilerek, sahadaki deneyimin ihtiyaçları görünür kıldığı; akademinin ise bu deneyimi kanıta dayalı yöntemlerle geliştirerek uygulamaya katkı sunduğu ifade edildi. Konuşmacılar sahadan deneyimleri paylaştı Panelde Murat Koç ve İlknur Koca Değim katılımcılarla buluştu. Konuşmacıların denetimli serbestliğin 20 yıllık birikimi, sahadaki uygulama dinamikleri, güçlük alanları ve sosyal hizmetin rehabilitasyon odaklı katkıları üzerine değerlendirmeler paylaşacağı; ardından soru–cevap bölümüne geçileceği belirtildi. Panel, öğrenciler ve paydaş kurum temsilcilerinin katılımıyla; insan odaklı, hak temelli ve toplumsal faydayı önceleyen uygulamaların güçlendirilmesine yönelik ortak değerlendirmelerle tamamlandı.
Minik kalplerde yerli üretim bilinci yeşerdi
17 Aralık 2025 Çarşamba - 13:29 Minik kalplerde yerli üretim bilinci yeşerdi Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Toplumsal Katkı Koordinatörlüğü iş birliğiyle Bor 75. Yıl Dr. Feriha Celal Cığız Anaokulu’nda düzenlenen Yerli Malı Haftası etkinliği, alışılmışın ötesinde içeriğiyle dikkat çekti. Yerli üretimi yalnızca tüketim üzerinden değil; kültür, sanat ve teknolojiyle birlikte ele alan program, miniklerin hafızalarında kalıcı izler bıraktı. Etkinlik kapsamında anaokulu öğrencileri yerel kıyafetler giyerek aileleri ve öğretmenleri tarafından hazırlanan yerli ürünlerden oluşan yiyecekleri tattı. Okulda oluşturulan özel alanlarda yöresel ürünler tanıtılırken, hazırlanan panolar aracılığıyla yerli ve milli üretime dair bilgilendirme yapıldı. Çocuklar hem görerek hem de deneyimleyerek yerli ürünlerle tanışma fırsatı buldu. Programa katılan yerel sanatçılar Yaşar Yüksel, Cavit Özel ve Halil İbrahim Demirtaş, yerel kültürde önemli yere sahip müzik aletlerini miniklere tanıttı. Sanatçılar, çocuklarla birlikte türküler söyleyerek geleneksel kültürü eğlenceli bir atmosferde aktardı. 75.Yıl Dr. Feriha Celal Cığız Anaokulu Müdürü Yeşim Erdal, eğitimin ailede başladığını ve okul öncesi dönemin çocukların ilk sosyal deneyimlerini yaşadığı çok önemli bir süreç olduğunu vurguladı. Bu bilinçle hareket ettiklerini ifade eden Erdal, amaçlarının geçmişten gelen değerleri geleceğe aktarmak ve çocuklarda erken yaşta yerli ve milli üretim farkındalığı oluşturmak olduğunu söyledi. Yerli Malı Haftası’nı yalnızca evden getirilen yiyeceklerle sınırlı bir anlayıştan çıkarmak istediklerini belirten Erdal, bu kapsamda yerel sanatçıları okula davet ettiklerini, Teknofest Kulübü iş birliğiyle yerli ve milli üretim araçlarının tanıtımının yapılacağını dile getirdi. Etkinlikle hedeflenenin, çocukları yalnızca tüketen bireyler olmaktan çıkarıp üreten bir toplumun parçası haline getirmek olduğunu vurgulayan Erdal, yerli ürün kodlarına dikkat çekerek bu bilincin küçük yaşlarda kazandırılmasının önemine değindi.
Cizre’de öğrencilere MEBİ’nin eğitimdeki etkisi anlatıldı
17 Aralık 2025 Çarşamba - 13:23 Cizre’de öğrencilere MEBİ’nin eğitimdeki etkisi anlatıldı Şırnak’ın Cizre ilçesinde Şehit Sait Atak İlkokulu-Ortaokulu öğrencileri ile bir araya gelen Milli Eğitim Müdürü Şahan İke, MEBİ’nin (Bireysel Öğrenme Platformu) eğitime olan katkısı ve sunduğu ayrıcalıkları öğrencilerle paylaştı. Cizre İlçe Milli Eğitim Müdürü Şahan İke, Şube Müdürü Sabri Salgut ile birlikte Menderes Ortaokulu ile Şehit Sait Atak İlkokulu-Ortaokulunu ziyaret ederek öğretmen ve öğrencilerle bir araya geldi. Okul yöneticileri ve öğretmenlerle görüşen İlçe Millî Eğitim Müdürü İke, eğitim öğretim süreçlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İke, bilgiyi hikmetle yoğurarak iyi, doğru ve güzel olanı merkeze alan eğitim anlayışının maarif davanın temelini oluşturduğunu vurgulayarak, asırlardır sözünü hikmetten, yönünü irfandan alan köklü eğitim geleneğinin, çağın imkanlarıyla buluşarak geleceğe taşındığını ifade etti. Ortaöğretim Genel Müdürlüğü tarafından geliştirilen yapay zeka destekli bireysel öğrenme platformu olan MEBİ’nin eğitim sistemine sağladığı katkılara da değinen İke, ücretsiz olarak sunulan platformun, öğrencilerin bireysel öğrenme hızlarına uygun içerikler sunması, öğretmenlere rehberlik etmesi ve eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmesi açısından önemli bir kazanım olduğunu belirtti. İke, MEBİ platformunun bireysel farklılıkları gözeten esnek öğrenme ortamları sunduğunu, beceri ve yetkinlik temelli yaklaşımıyla ölçme ve değerlendirme süreçlerini güçlendirdiğini ifade ederek, ilçede platformun yaygın ve etkin şekilde kullanılmasını sağlamak amacıyla tanıtım faaliyetlerinin ardından okul idareleri ve öğretmenler tarafından bilgilendirme ve yönlendirme çalışmalarının sürdüğünü sözlerine ekledi.
Mudanya Üniversitesi’nde ilk uluslararası kongre gerçekleştirildi
17 Aralık 2025 Çarşamba - 13:00 Mudanya Üniversitesi’nde ilk uluslararası kongre gerçekleştirildi Mudanya Üniversitesi ev sahipliğinde ilk uluslararası bilimsel kongre düzenlendi. Uluslararası Bilimler Akademisi (UBAK) ve Mudanya Üniversitesi iş birliğiyle 4. Uluslararası Bilimsel Araştırma ve İnovasyon Kongresi 14-16 Aralık tarihleri arasında çevrimiçi ve yüz yüze olarak gerçekleştirildi. Başkanlığını Mudanya Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emine Kılıçaslan’ın yaptığı kongrede, 36 ülkeden 552 bilim insanı, sağlık bilimlerinden sosyal bilimlere, mühendislikten eğitim ve iletişim çalışmalarına uzanan geniş bir yelpazede bilimsel çalışmalarını paylaştı. Kongrenin yüz yüze bölümü Mudanya Üniversitesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Açılışta konuşan Kongre Başkanı Doç. Dr. Emine Kılıçaslan, 4. Uluslararası Bilimsel Araştırmalar ve İnovasyon Kongresi ile yapay zeka odaklı yaşanan büyük dönüşümün tartışıldığı, yeni fikirlerin filizlendiği verimli bir ortak zemin oluşturmayı hedeflediklerini belirterek, "Kongremizde sunulacak her bildiri, yapacağınız her tartışma, kuracağınız her bağlantı, bu kolektif aklı inşa eden değerli bir tuğla olacaktır. Sözlerimi bitirirken, UBAK 4. Uluslararası Bilimsel Araştırmalar ve İnovasyon Kongresi’nin, bilginin sınırlarını zorladığımız, disiplinlerin ötesine geçtiğimiz ve daha insani, daha adil bir teknolojik geleceğin temellerini birlikte attığımız verimli bir platform olmasını diliyorum" dedi. Mudanya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nimetullah Burnak da, küresel uzmanlığın anıtsal bir birleşimini temsil eden bir kongre gerçekleştirildiğini vurgulayarak, "Kıtaları ve farklı entelektüel gelenekleri kapsayan, 36 ülkeden katılımcıya ev sahipliği yapma ayrıcalığını yaşıyoruz. Bu inanılmaz katılım, sadece kongrenin ana temasının önemini değil, aynı zamanda bilimi ve inovasyonu herkesin yararına ilerletmeye yönelik evrensel taahhüdü de vurgulamaktadır. Bu güçlü buluşma, bilim söz konusu olduğunda sınırların olmadığını, sadece birlikte keşfedilmeyi bekleyen ufukların olduğunu kanıtlıyor. Kongrenin yüz yüze ve çevrimiçi sunumları kapsaması, dinamik, karma bir formatta düzenlenmesi gerçekten gurur verici, emeği geçenlere ve sunuşlarıyla katkı sağlayanlara teşekkür ederim. Umarım burada üretilen enerji ve fikirler, biz ayrıldıktan sonra da uzun süre yankılanmaya devam eder ve kavramlardan dünyayı değiştiren gerçeklere dönüşür" ifadelerini kullandı.
Güney Marmara Küresel Ufuk Programı eğitimlerine devam ediyor
17 Aralık 2025 Çarşamba - 12:59 Güney Marmara Küresel Ufuk Programı eğitimlerine devam ediyor Güney Marmara Kalkınma Ajansı (GMKA) koordinasyonunda; Balıkesir Üniversitesi, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi iş birliğiyle yürütülen "Güney Marmara Küresel Ufuk Programı" 2025-2026 Akademik Yılı 1. Dönem Eğitimi, Balıkesir Üniversitesi ev sahipliğinde başladı. Yıl içerisinde ilk etap eğitimleri tamamlan programın uygulama döneminde, 54 uluslararası öğrenciye yönelik olarak eğitimler, teknik geziler ve firma ziyaretleri gerçekleştirilmişti. Bu süreçte, bölge üniversitelerinde öğrenim gören uluslararası öğrencilerin dış ticaret alanındaki teknik yeterlilikleri geliştirildi. Aynı zamanda öğrencilerin Balıkesir ve Çanakkale’de faaliyet gösteren firmalarla eşleştirilmesi yoluyla bölge firmalarının ihracat kabiliyetinin artırılması hedeflendi. 2024-2025 eğitim-öğretim döneminde programı başarıyla tamamlayan uluslararası öğrenciler için sertifika süreci tamamlanarak program kapsamında edinilen bilgi ve deneyimler, sonraki dönemlere aktarılacak şekilde değerlendirildi. Programda yeni dönem başladı Yeni dönemin ilk haftasında, raporlama ve veri analitiği odağında eğitimler gerçekleştirildi. Katılımcılar; veri analizi, raporlama teknikleri ve ihracat odaklı karar süreçlerinde analitik yaklaşımlara ilişkin uygulamalı bilgiler edindi. Süreçte Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi akademik kadroları da aktif katkı sağlıyor. Program kapsamında yıl boyunca devam edecek eğitim, uygulama ve etkinliklerle; Güney Marmara bölgesindeki uluslararası öğrencilerin teknik ve ticari becerilerinin geliştirilmesi, küresel pazarlara hazırlanmaları ve bölgenin ihracat kapasitesine sürdürülebilir katkı sunulması amaçlanıyor.