EĞİTİM
26 Aralık 2025 Cuma - 10:31 Dünyasının 123 ülkesindeki yaklaşık 4 bin öğrenci Türkçeye ‘Merhaba’ dedi Eskişehir Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, Açıköğretim Fakültesi bünyesindeki Türk Dili ve Kültürü Programı ile dünyanın dört bir yanındaki Türkçe öğrenmek isteyen herkese ulaşmayı hedeflediklerini belirtti. Prof. Dr Yusuf Adıgüzel, Açıköğretim Fakültesi bünyesinde hayata geçirilen Türk Dili ve Kültürü Programı’nın çevrim içi olarak gerçekleştirilen ilk dersi kapsamında öğrencilerle bir araya geldi. Yoğun katılımla gerçekleşen derste programın amacı ve kapsamına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Rektör Adıgüzel, Türk dili ve kültürünün akademik ve toplumsal önemine dikkat çekerek öğrencilere başarılar diledi. Program hakkında bilgi veren Rektör Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, "Öncelikle dünyanın dört bir yanından bizleri izleyen ve dinleyen, Türkçe öğrenmeye gönül veren tüm yeni arkadaşlarımıza ‘hoş geldiniz’ diyorum ve ‘Merhaba Türkçe’ diyerek sizleri selamlamak istiyorum. Türkçe dersini bugün ilk kez sizlerle birlikte başlatıyoruz. Bu program, Açıköğretim Fakültesi bünyesinde yürütülen bir ön lisans programıdır. Türk dili ve kültürünü öğretmeyi amaçlayan program kapsamında, öncelikle bir yıllık Türkçe eğitimi verilecek. Üniversitemizde hem yüz yüze eğitim hem de Açıköğretim Fakültesi aracılığıyla eğitim sunuluyor. Açıköğretim Fakültemiz, dünyanın en büyük ve en güçlü fakülteleri arasında yer alıyor. Anadolu Üniversitesi, öğrenci sayısı bakımından dünyanın üçüncü büyük üniversitesidir. Bu programla, dünyanın dört bir yanındaki Türkçe öğrenmek isteyen herkese, güçlü altyapımız ve Türkçe eğitimi alanında uzman akademik kadromuzla ulaşmayı hedefliyoruz. Bugün 123 ülkeden yaklaşık 4 bin öğrencimiz Türkçeye ‘Merhaba’ diyor. Biz de ilk dersimizde onlara ‘Merhaba’ demek istiyoruz" dedi. "Kültürü öğrenmenin olmazsa olmazı dil öğrenmektir" Çevrim içi derste dil öğrenmenin önemine değinen Prof. Dr. Adıgüzel, "Türkçe ya da başka bir dili öğrenirken hata yapmaktan korkmamalıyız. Cesaretle konuşmalı, yanlış yapmaktan çekinmeden dili kullanmalıyız. Türkçe konuşabileceğimiz ortamlarda, arkadaşlarımızla birlikteyken yanlış cümle kurmaktan ya da kelime kullanmaktan korkmadan pratik yaparak kendimizi geliştirmeliyiz. Öğrencilerimiz bu programla yalnızca Türkçeyi değil, aynı zamanda bir kültürü de öğrenmiş oluyorlar. Zaten programımızın adı da Türk Dili ve Kültürü Programı. Kültürü öğrenmenin olmazsa olmazı dili öğrenmek ve dile hâkim olmaktır. Türkiye’nin sahip olduğu kültür ve medeniyeti tanımanın yolu da Türkçeyi öğrenmekten geçiyor. Türkçeye duyulan ilginin önemli göstergelerinden biri de Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığıdır. YTB, her yıl Türkiye’ye 5 bin burslu öğrenci getiriyor. Sonuç olarak Türkçeye ve Türkiye’ye ilgi duyan bu öğrenciler, kendi ülkelerinde bulundukları süre içerisinde dahi Türkiye’ye gelmeden Türkçe öğrenme imkânına sahip olacak" şeklinde konuştu. "Türkçe, büyük Türk şirketlerinde çalışmak için önemli bir kapı aralayabilir" Türk Dili ve Kültürü Programı’nın sunduğu fırsatları da anlatan Adıgüzel, sözlerine şöyle devam etti: "Bu program, Türkçe bilmeyenler için A1 seviyesinden başlayarak C1 seviyesine kadar kademeli olarak ilerleyen bir yapıya sahip. Bu nedenle hiç Türkçe bilmemek bir endişe kaynağı olmamalı. Programı tamamlayan öğrencilerimiz Türkçe yeterliliklerini ileri seviyeye taşıyabilecekler. Türkçe öğrendikten sonra Açıköğretim Fakültemizde yer alan yaklaşık 50 programdan herhangi birini okuma imkânı da bulunuyor. Ayrıca Türk Dili ve Kültürü Programı, ikinci üniversite ya da çift ana dal kapsamında da tercih edilebilir. Dünyanın herhangi bir ülkesinde üniversite eğitimi alan bir öğrenci, bu programı ikinci üniversite olarak okuyabilir. Türkçe bilgisini geliştirirken aynı zamanda kendi alanındaki eğitimini de sürdürebilir. Bu yönüyle Türkçe hem kendi ülkesinde hem de farklı ülkelerde faaliyet gösteren büyük Türk şirketlerinde çalışmak isteyenler için önemli bir kapı aralayabilir." İlk ders, uluslararası öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirilen soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.
26 Aralık 2025 Cuma - 10:28 Hayat hikâyesiyle örnek oluyor, geleceğin tasarımcılarını yetiştiriyor Yozgat’ta yaşayan ve hayatını 3 yıldır akademisyen olarak sürdüren Pınar Göktaş, lise yıllarında keşfettiği yeteneği sayesinde şimdi yeni nesillere örnek oluyor. Öğretim Görevlisi Pınar Göktaş, Selçuk Üniversitesi’nde doktora eğitimine devam ederken bir yandan da Yozgat Meslek Yüksekokulu’nda tasarım eğitimi veriyor. İlkokulda resim derslerini sevmediğini söyleyen Göktaş, eğitim hayatına meslek lisesi ile devam etti. Lisedeki grafik bölümü sayesinde resimle tanışan Göktaş, aslında resim alanında yeteneğinin olduğunu keşfetti. Meslek yüksekokulunun ardından Grafik Tasarım bölümünü kazanan Göktaş, şimdiki kabiliyetlerini orada geliştirme imkânı buldu. "Birinin baktığı zaman ‘Bu Pınar’ın çizimi’ demesi için çok uğraştım" Göktaş, kendisini geliştirmesinde yüksek lisans eğitiminin oldukça belirleyici olduğunu belirtti. Göktaş, "Yüksek lisans eğitimimde İllüstrasyona odaklandım ve çalışmalarıma devam ettim. Yaklaşık 3 yıl kendi tarzımı aradım. Birinin baktığı zaman ‘Bu Pınar’ın çizimi’ demesi için çok uğraştım. Şu an o konumdayım. Kendi çocuk kitaplarım var. İlk kitabımı 2018 yılında tasarladım. Şu an ‘Faruk’ isimli kitabım çok revaçta. 3 seriden oluşuyor. Birinci serisi 10’uncu baskıda" dedi. "Öğrencilerime deneyimlerimi aktarıyorum" Özel sektörde çeşitli sektörlerde çalışan Göktaş, "Atanana kadar yayınevi ve dergi kapsamında çeşitli deneyimlerim oldu. Eşarp tasarımcısında, dijital baskı merkezlerinde, ajanslarda çalıştım. 2022 Mart ayında Yozgat Bozok Üniversitesi’nin Bilgisayar Destek Tasarım bölümüne öğretim görevlisi olarak atandım. İşlerimi durdurmadım. Çizim hayatıma devam ettim. Tasarım derslerine hep ben giriyorum. Öğrencilerime tasarım derslerinin inceliklerini ve detaylarını anlatıyorum. İllüstrasyon kapsamında piyasada ve okulda gördüğüm deneyimleri aktarmaya çalışıyorum" ifadelerini kullandı. "Yeteneklerimizi bu okulda hocalarımızın sayesinde keşfettik" Meslek Yüksekokulu öğrencilerinden Ümmü Seleme Şahin, İllüstrasyon dersi ile okulda tanıştığını söyledi. Şahin, "İlk olarak kağıt çizimlerinden başladık. Hiç çizim yeteneği olmayan arkadaşlarımızdan bile çok güzel projeler çıkabiliyor. Kendimizi burada bulduk, yeteneklerimizi burada keşfettik. Hocalarımızın sayesinde oldu. Biraz çalışma biraz gayret ve biraz da hayal gücüyle çok güzel işler çıkabiliyor. Benim hevesim vardı. Burada da gerçekleştirdim. Çok tatlı projelerimiz oluyor" şeklinde konuştu.
Dicle Elektrik ile Batman Üniversitesinden lisansüstü eğitimde güç birliği
19 Aralık 2025 Cuma - 11:43 Dicle Elektrik ile Batman Üniversitesinden lisansüstü eğitimde güç birliği Dicle Elektrik ile Batman Üniversitesi arasında imzalanan Lisansüstü Eğitim İşbirliği Protokolü ile hem enerji sektörüne nitelikli insan kaynağı kazandırılması hem de bölge gençlerine yeni fırsatlar sunulması hedefleniyor. Protokol için düzenlenen imza törenine, Batman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İdris Demir, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Faruk Ertuğrul, öğretim üyesi Doç. Dr Mehmet Rıda Tür’ün yanı sıra Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, Şebeke Operasyonları Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Nedim Tüzün, Yatırım Operasyonları Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Kırat ile her iki kurumdan davetliler katıldı. Yaklaşık 8 bin çalışanıyla bölgenin en büyük özel şirketi olan Dicle Elektrik, hem kendi personelinin mesleki yetkinliğini artırmayı hem de Batman Üniversitesi öğrencilerine uygulamalı öğrenme imkanları sunmayı amaçlıyor. İş birliği sayesinde üniversite ile sektör arasında güçlü bir bağ kurulması hedefleniyor. İmza töreninde konuşan Batman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İdris Demir şunları söyledi: ‘’Böylesine anlamlı bir projeyi gençlerimizin hizmetine sunmaktan son derece mutluyuz. Gençlerimize imkan verildiğinde neler yapabildiklerini hepimiz çok iyi biliyoruz. Üniversite olarak hem öğrencilerimize hem de bölgemize katma değer verecek tüm projeleri bütün gücümüzle destekliyoruz. Bu tür projelerinin sayısının artmasını ve bu anlamda örnek olmasını temenni ediyorum. Bu programda yararlanacak her bir öğrencimize şimdiden başarılar diliyorum." Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas ise Batman Üniversitesi ile yapılan bu iş birliğinin çok büyük bir değer ve önem taşıdığının altını çizerek, "İmzaladığımız protokolü anlamlı hale getiren en önemli unsur Batmanlı gençlerimizin şirketimizin sunduğu istihdam fırsatından yararlanacak olması. Bu protokolle bir yandan şirketimizin istihdam kalitesi artarken diğer yandan da bölgemizdeki istihdam olanaklarına katkı sağlanmış olacak. Bu proje diğer bir yönüyle de iş ve akademik dünyanın birlikte hayata geçirdiği çalışmalar için güzel bir örnek teşkil edecek" dedi. Üniversite öğrencileri Dicle Elektrik bünyesinde staj, araştırma ve uygulama projelerinde yer alma fırsatı bulacak. Aynı zamanda Dicle Elektrik personeli de Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü bünyesindeki tezsiz yüksek lisans programlarına da katılabilecek. Protokol kapsamında Batman Üniversitesi, akademik danışmanlık hizmeti sunarken, Dicle Elektrik de öğrencilere saha ve veri desteği sağlayacak. Ayrıca gerekli durumlarda ortak akademik yayınların hazırlanması da planlanıyor.
Malatya’da eğitimde sürdürülebilir başarı modeli
19 Aralık 2025 Cuma - 11:24 Malatya’da eğitimde sürdürülebilir başarı modeli Matematik öğretmeni olarak başladığı eğitim yolculuğunu, Türkiye’de örnek gösterilen bir eğitim hareketine dönüştüren Beytepe Koleji Malatya Kampüsü Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Sarıtaç, kurduğu sürdürülebilir eğitim modeliyle dikkat çekiyor. Eğitimi yalnızca sınıf içi bir faaliyet olarak görmeyen Sarıtaç, meslek hayatı boyunca öğrencinin potansiyelini ortaya çıkarmayı ve insan yetiştirmeyi merkeze alan bir anlayış benimsedi. 1990’lı yıllardan itibaren Türkiye’de değişen eğitim paradigmasını yakından takip eden Sarıtaç, ezbere dayalı sistem yerine analiz, eleştirel düşünme ve problem çözme odaklı bir yaklaşımı savundu. "Eğitim sadece sınav kazanma aracı olamaz; insan yetiştirme adıdır" anlayışını kariyerinin temel ilkesi haline getiren Sarıtaç, matematik öğretimine katkı sunan iki önemli kitaba da imza attı. Bu eserler, birçok eğitim kurumunda kaynak kitap olarak kullanıldı. 2010’lu yılların başında arkadaşlarıyla birlikte Malatya’da Çamlıca Koleji’ni kuran Sarıtaç, kısa sürede akademik başarılarıyla öne çıkan bir kurum kültürü oluşturdu. Çamlıca Koleji 2021, 2023 ve 2024 yıllarında Türkiye birinciliği elde ederken, 2025 yılında ise 3 LGS ve 2 bursluluk sınavı olmak üzere toplam 5 Türkiye birincisi çıkardı. Başarıların tesadüf olmadığını kaydeden Sarıtaç, "Bir okul kurmak kolaydır, sürdürülebilir başarıyı kurum kültürüne dönüştürmek zordur" sözleriyle sistemli çalışmanın önemine dikkat çekiyor. Çamlıca Koleji’nin ardından Beytepe Koleji Malatya Kampüsü’nü hayata geçiren Sarıtaç, eğitim vizyonunu daha geniş bir alana taşıdı. 7 bin 500 metrekare bahçe alanı, 6 bin metrekare kapalı alan, 12 atölye, 4 spor salonu, 33 derslik, 450 kişilik yemekhane ve 350 kişilik konferans salonuna sahip kampüs; akademik eğitimin yanı sıra çok yönlü gelişimi hedefliyor. Beytepe Koleji’nde matematik ve İngilizce ağırlıklı eğitim uygulanırken, Oxford İngilizce Programı ile uluslararası standartlar esas alınıyor. Sarıtaç, öğretmenin mutluluğunu eğitimin merkezine koyarak, "Öğretmen mutluysa öğrenci de mutludur" anlayışını benimsiyor. Global eğitim standartlarını takip eden, yabancı dil yetkinliği yüksek ve 21. yüzyıl becerilerine sahip bireyler yetiştirmeyi hedefleyen Sarıtaç, kurduğu eğitim kurumlarıyla yalnızca yerel değil, uluslararası ölçekte rekabet edebilecek bir model ortaya koyuyor. "Bir milletin geleceği, eğitimdeki vizyonuyla ölçülür" diyen Mustafa Sarıtaç, eğitimi ticaret değil, insan yetiştirme sanatı olarak tanımlıyor.
Engelleri kaldıran Türkiye’nin ilk ve tek yükseköğretim kurumu 32 yıldır hizmet veriyor
19 Aralık 2025 Cuma - 10:39 Engelleri kaldıran Türkiye’nin ilk ve tek yükseköğretim kurumu 32 yıldır hizmet veriyor ESKİŞEHİR(İHA) – Eskişehir’de bulunan Anadolu Üniversitesi bünyesindeki Türkiye’de tek olan Engelliler Entegre Yüksek Okulu barındırdığı 4 bölüm ile işitme kayıplı öğrencileri çalışma hayatına kazandırıyor. Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Kampüsü’nde bulunan Engelliler Entegre Yüksek Okulu, Türkiye’de tek olma özelliği taşıyor. Grafik ve Seramik Anasanat Dallarının yer aldığı Güzel Sanatlar Bölümü, Yapı Ressamlığı ve Bilgisayar Operatörlüğü programları olmak üzere 4 bölümde eğitim veren okul, çeşitli şehirlerden işitme kayıplı öğrencileri seçtikleri alanlarda eğitim ve çalışma hayatına hazırlıyor. Geçtiğimiz yıl 23 öğrenci mezun veren okulda, hâlihazırda 107 öğrenci bulunuyor. Sınıf kontenjanları en faza 11 kişiyle sınırlı ve özel eğitim için uygun sınıf, laboratuvar ve atölyelerde eğitim veriliyor. Alınan eğitim sonrasında staj programları ve çalışma hayatlarında da okul tarafından öğrenciye yardım ediliyor. Yüksekokulun yaptığı araştırmalarda mezun işitme kayıplı öğrencilerden 2021 yılında yüzde 80’i işe girdi. İşe başlayan bahse konu öğrencilerden yüzde 57’si alanlarında kariyerlerine devam ediyor. "Türkiye’nin ilk ve tek özel eğitim yükseköğretim kurumu" Okulun Türkiye’de tek oluşundan bahseden Anadolu Üniversitesi Engelliler Entegre Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Zehranur Kaya, "Şu anda Türkiye’nin ilk ve tek özel eğitim yükseköğretim kurumunda bulunuyorsunuz İleri ve çok ileri derecede işitme kayıplı bireyler sınavlara girip diğer bölümlerdeki çok yüksek puanları almakta zorlandıklarında, o zaman bizim okulumuz devreye giriyor. En az 50 desibel işitme kaybı olan ve üniversite sınavına girip yüksekokulun taban puanlarını alan öğrencilere bir yükseköğretim fırsatı sunuyoruz. Yüksekokulda şu anda hâlihazırda 4 tane programda eğitimlerimizi veriyoruz. 2 programımız lisans düzeyinde eğitim veriyor: Grafik ve Seramik Güzel Sanatlar Bölümü altındalar. 2 programımız ön lisans düzeyinde eğitim veriyor: Yapı Ressamlığı ve Bilgisayar Operatörlüğü programları. Yüksekokulun diğer yükseköğretim birimlerinden ayrılan bir yanı da Temel Türkçe hazırlık sınıfının bulunması. ‘Neden bu sınıf var?’ diye düşünebilirsiniz. Çünkü işitme kayıplı bireyler, bizim öğrencilerimiz özellikle doğuştan işitme engelli olup yeterli okuma, anlama, dil gelişim becerilerinde sınırlılıklar yaşıyorlar. Öğrencilerimizin Türkçe okuma, anlama, yazma, dinleme becerilerinin geliştirilmesi ve bölümlerde verilen mesleki bilgiyi anlayabilmeleri, onları içselleştirebilmeleri için Temel Türkçe Hazırlık Sınıfı çok önemlidir" dedi. "Toplam mezun sayımız ise 728" Okuldan mezun olan, mevcut ve iş hayatına atılan öğrenciler hakkında Doç. Dr. Kaya, "Şu anda hâlihazırda 107 öğrencimiz var. Geçen yıl 23 öğrenci mezun ettik. Toplam mezun sayımız ise 728. 32 yıldır yüksekokul eğitim-öğretim hayatına devam ediyor. "Öğrenci sayılarımız, geçen seneki mezun sayımız neden az" diye sorabilirsiniz. Neden az? Çünkü biz özel eğitim yükseköğretim kurumuyuz ve özel eğitim çerçevesi içerisinde derslerimizi yapıyoruz. Okul kontenjanları 11 ile sınırlı; yani her sınıfta maksimum 11 öğrencimiz var. Dolayısıyla mezun sayılarımız, öğrenci sayılarımız da bununla orantılı olarak değişiyor. Buradan çıkan öğrenci, kendi özgüvenine sahip, güçlü bir CV’si olan, kendini ifade edebilen birey olarak çıkıyor ve bu gözle görülür bir değişim. Sadece bizim bildiğimiz değil, dışarıdan da gözle görünür bir deneyim. Ailelerden aldığımız güzel dönütler, mezunlardan aldığımız güzel dönüşler. Bizim yaşadığımız birçok başarı hikâyesi var. Bunlar, öğrencilerimizin gözle görülür değişimini çok net gösteriyor" diye konuştu. "Çok şükür, ben de kazandım geldim" Aydın’dan Eskişehir’e gelen 19 yaşındaki işitme engelli öğrenci Selim Evren, "Sınava giriyorsun, geçiyorsun, kazanıyorsun. Çok şükür, ben de kazandım geldim. Çok mutluyum. Üniversite hocalarım bizlere derslerini anlatıyor ve başarılı olacağız. Hedefim; üniversiteden mezun olmak, memur olmak ve sporcu olmak. Branşım atletizm. Arkadaşlarımla, işiten insanlarla iletişim kurmak çok zor. Bazıları rahatsız hissediyor ama işitme engelli insanlarla konuşmak daha çok rahatlatıyor. Bilgisayarla ilgili dersleri, yazılım bölümünü çok seviyorum. Öğrencilerin hepsi bilmeyebilir, olsun. Pozitif yaklaşımlar ve yardımlar sayesinde hepimiz başarılı olacağız. Bilgisayarda birkaç arkadaşlarımız bilmiyor ama destek olacağız, başarılı olacağız" dedi.
Akçaabat Belediye Başkanı Ekim, İbrahim Erdemoğlu Spor Lisesi öğrencileriyle buluştu
19 Aralık 2025 Cuma - 09:59 Akçaabat Belediye Başkanı Ekim, İbrahim Erdemoğlu Spor Lisesi öğrencileriyle buluştu Trabzon’un Akçaabat ilçe Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim, Kariyer Günleri kapsamında İbrahim Erdemoğlu Spor Lisesi öğrencileriyle bir araya geldi. Programda Başkan Ekim, Akçaabat’ta gençler için hayata geçirilen projeleri detaylarıyla anlatarak, gençliğe yapılan her yatırımın geleceğe yapılan en kıymetli yatırım olduğunu vurguladı. Okul Müdürü Mustafa Kutlu’nun ev sahipliğinde gerçekleşen programda konuşan Başkan Ekim, Akçaabat Belediyesi olarak gençlere yönelik çok sayıda proje ve yatırım hayata geçirdiklerini belirterek "Biz Akçaabat’ta gençlerimiz için çalışan, düşünen ve üreten bir belediyeyiz. Spor tesislerinden kültür-sanat merkezlerine, eğitim desteklerinden gençlik projelerine kadar her alanda sizlerin yanında olmaya gayret ediyoruz. Çünkü inanıyoruz ki bu şehrin yarını sizlersiniz" dedi. Başkan Ekim konuşmasında, spor sahaları ve tesis yatırımları, gençlerin ücretsiz yararlanabildiği kurslar, kültür-sanat etkinlikleri, kütüphane ve eğitim destekleri ile gençlerin sosyal hayata daha aktif katılımını sağlayan projelere de değindi. Gençlerin sadece akademik değil; sportif, kültürel ve sosyal anlamda da güçlü bireyler olarak yetişmesini önemsediklerini ifade etti. "Sizlerin hayallerine dokunabilmek, yolunuza katkı sunabilmek bizim en büyük motivasyonumuz. Belediyemizin kapıları da imkânları da her zaman sizlere açık" diyen Başkan Ekim, gençlerden hedeflerini büyük tutmalarını ve disiplinli bir şekilde çalışmalarını istedi. Program hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.
Rektör Prof. Dr. Alcı: "Üniversitemizin hedefleri için el ele gönül gönüle yekvücut olacağız"
19 Aralık 2025 Cuma - 09:54 Rektör Prof. Dr. Alcı: "Üniversitemizin hedefleri için el ele gönül gönüle yekvücut olacağız" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Ege Üniversitesi (EÜ) Rektörlüğü görevine atanarak göreve başlayan Prof. Dr. Musa Alcı, rektör olarak ilk senato toplantısına başkanlık etti. EÜ yeni senato salonunda gerçekleştirilen toplantıda Rektör Prof. Dr. Musa Alcı, senato üyeleriyle bir araya geldi. Toplantıda, Ege Üniversitesinin akademik ve idari süreçlerine ilişkin değerlendirmelerin yanı sıra yeni döneme yönelik temenniler dile getirildi. İlk senato toplantısında birlik ve beraberlik vurgusu yapan Rektör Prof. Dr. Musa Alcı, el ele, gönül gönüle, güç birliği içinde yekvücut olarak Ege Üniversitesi markasını daha da güçlendireceklerini söyledi. Rektör Prof. Dr. Musa Alcı, "Hepimizin bildiği gibi üniversiteler, düşüncenin açıkça ifade edildiği, farklı görüşlerin akademik nezaket kuralları çerçevesinde dile getirildiği kurumlardır. Yarım asırdır mensubu olduğum üniversitemiz çoğulculuğu ve katılımcılığı bir kültür haline getiren güzide üniversitelerden biridir. Akademik ve bilimsel üretimi güçlendiren, eğitim-öğretimde kaliteyi esas alan, araştırma, yenilikçilik ve toplumsal katkıyı önceleyen, şeffaf, katılımcı ve hesap verebilir bir yönetim anlayışını benimseyerek; öğrencilerimiz, akademik ve idari personelimiz, mezunlarımız ve tüm paydaşlarımızla birlikte Ege Üniversitesini ulusal ve uluslararası düzeyde daha ileri seviyeye taşıyacağız. Bu onurlu görevi ifa ederken üniversitemizin tüm bileşenleriyle açık iletişim içinde olmaya, sorunları diyalog yoluyla ele almaya ve kurumsal huzuru korumaya azami özen göstereceğiz. Bu kapsamda, tüm paydaşlarımızla istişare ederek gerekli çalışmaları yürüteceğiz ve her türlü öneriye açık olacağız" dedi. Yeni dönemde, üniversitenin bilimsel özerkliğini, akademik ve kurumsal saygınlığını, kurum içi ve kurum dışı paydaşlarla birlikte güçlendireceklerini vurgulayan Rektör Prof. Dr. Alcı, "Bu onurlu görevi şahsıma tevdi eden Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı sunuyor; bugüne kadar üniversitemize emek vermiş tüm rektörlerimize, akademik ve idari kadrolarımıza teşekkür ediyorum" diye konuştu. Toplantı, senato üyelerinin talep ve önerilerinin dinlenmesinin ardından gündem maddelerinin görüşülmesi ile tamamlandı.
Dijitalleşmenin medya, pazarlama, eğitimce ekonomiye etkileri anlatıldı
18 Aralık 2025 Perşembe - 17:10 Dijitalleşmenin medya, pazarlama, eğitimce ekonomiye etkileri anlatıldı Bartın Üniversitesinde (BARÜ) düzenlenen sempozyumda dijitalleşmenin medya, pazarlama, eğitim ve ekonomi üzerindeki çok boyutlu etkileri disiplinlerarası bakışla anlatıldı. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Bartın Meslek Yüksekokulu tarafından "Yeni Medya, Yeni Pazarlama: Dijital Çağın Dinamikleri" başlığıyla çevrim içi bir sempozyum düzenlendi. Etkinliğin açılış konuşmasını BARÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya yaptı. Dijital çağda üniversitelerin rolünü Rektör Prof. Dr. Ahmet Akkaya, "Günümüz çağında yeni medya etkileşimin ve hızın merkezde olduğu yeni bir iletişim kültürüdür. Bu kültür düşünme biçimlerimizi, üretim anlayışımızı ve ekonomik ilişkilerimizi etkilemektedir. Bu noktada üniversitelerin temel sorumluluklarından biri de geçmişin birikimini dijital çağın gereklilikleriyle harmanlayabilen, değişen dünya şartlarına uyum sağlayabilen dijital yetkinliklere sahip bireyler yetiştirmektir. Bu sempozyum öğrencilerimizin dijital dönüşümü akademik ve uygulamalı boyutlarıyla değerlendirmesine, güncel gelişmeleri alanın uzmanlarından takip etmesine ve üniversite-sektör-toplum etkileşiminin güçlenmesine önemli katkılar sunacaktır" dedi. Dijitalleşmenin medya, eğitim ve ekonomiye etkileri Sempozyumun oturum başkanlığını Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesinden Prof. Dr. Barış Bulunmaz yaptı. Prof. Dr. Bulunmaz, "Dijital Medya ve Kültürel Dönüşüm" başlıklı değerlendirmesinde yeni medyayı ve gelişim sürecini anlatarak dijital platformların toplumsal değerler ve kültür üzerindeki dönüştürücü rolünü ele aldı. Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulundan Doç. Dr. Yasemin Bilişli, "Yapay Zekâ Çağında Influencer Ekonomisi: Dijital Güvenin Anatomisi" başlıklı sunumunda influencer ekonomisinin evriminin yapay zekâ destekli içerik üretimiyle yaşadığı dönüşümü aktardı. Bağımsız araştırmacı Dr. Hakan Öngören, "Yeni Eğitim ve Dijital Vatandaşlık" başlığı altında dijitalleşen dünyada eğitim modellerinin değişimini, dijital vatandaşlık bilincini, 21. yüzyıl becerileri ve öğretmenin rolünü anlattı. "Yapay Zekâ Pazarlaması" konusunda Iğdır Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden Dr. Öğr. Üyesi Barış Armutcu, kişiselleştirilmiş pazarlama stratejileri ve otomasyon uygulamalarının günümüz pazarlama anlayışını nasıl dönüştürdüğünü örneklerle açıkladı. Son olarak Kastamonu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden Dr. Öğr. Üyesi Nazlıcan Dindarik ise "Dijital Dönüşüm Çağında Akıllı Lojistik ve Tedarik Zinciri: Yeni Medyanın Etkileri" başlıklı konuşmasında yeni medya ve dijital teknolojilerin lojistik ve tedarik zinciri yönetiminde getirdiği yeniliklerin akıllı sistemlerde sunduğu katkılara dikkat çekti. Dijital çağın dinamiklerine ilişkin disiplinler arası bir bakış sunan sempozyum, soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.