EKONOMİ - 14 Nisan 2025 Pazartesi 19:40

Edirne’de 243 projeye 20 milyar TL

A
A
A
Edirne’de 243 projeye 20 milyar TL

Edirne Valisi Yunus Sezer, il genelinde toplam bedeli 20,8 milyar TL olan küçük, orta ve büyük ölçekli 243 projenin 19’unun bitirildiğini, diğerleri ile ilgili çalışmaların ise sürdüğünü belirtti.


2025 yılı İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı, Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Edirne Valisi Yunus Sezer’in başkanlık ettiği toplantıya kamu kurum ve kuruluş temsilcileri katıldı. İl genelinde toplam 243 projenin bulunduğunu belirten Sezer, bu projelerin toplam bedelinin 20,8 milyar TL olduğunu ifade etti. Belediyelerin 73 milyon lira değerinde yatırım harcaması yaparak yüzde 12,7’lik harcama oranına ulaştığını söyleyen Vali Sezer, 243 projenin 19’unun bitirildiğini, 143’ünün devam ettiğini, bir projenin tasfiye edildiğini ve 89 projenin ise ihale ve proje aşamasında olduğunu ifade etti.



Edirne’de 243 projeye 20 milyar TL

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Yüsra’nın ölümüyle ilgili bilirkişi raporuna mahkemeden ret Bursa’da geçtiğimiz yıl 19 Mayıs’ta bahar nezlesi sebebiyle gittiği hastanede yanlış serum takılarak öldüğü iddia edilen 7 yaşındaki Yüsra Türkoğlu’nun ailesinin hukuk mücadelesi sürüyor. Sorumlu tutulan doktorlar hakkında soruşturma izni vermeyen Mesleki Sorumluluk Kurulunun kararına itiraz eden aileyi haklı bulan Ankara Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi; kurulun kararını reddedip değerlendirilmenin yeniden yapılmasına hükmetti. Mahkeme, gerekçe olarak sorumlu tutulan doktorlardan birinin profesör olduğunu, buna rağmen seçilen bilirkişilerin ünvan ve uzmanlık olarak yeterli olmadığını, bu sebeple kararın hukuka aykırı olduğunu belirtti. Edinilen bilgiye göre, Türkoğlu ailesinin 4 çocuğundan biri olan 7 yaşındaki Yüsra Türkoğlu, bahar nezlesi olduğu için baba Cemil Türkoğlu ve anne Azime Buse Türkoğlu tarafından geçen yıl 19 Mayıs Pazar günü saat 20,00 sularında Bursa Şehir Hastanesi’ne götürüldü. Burada tedavi altına alınan 7 yaşındaki Yüsra’ya Türkoğlu ailesinin iddiasına göre yanlış serum takıldı. Minik Yüsra, serum takıldıktan yarım saat sonra fenalaşmaya başladı. Daha sonra gelen başka bir doktor, aileye bir şeylerin ters gittiğini bildirdi. Türkoğlu ailesinin iddiasına göre 7 yaşındaki Yüsra, 10 saat boyunca aynı sedyede bekletildi ve gözleri şişmeye, karnı ağrımaya, tansiyonu düşmeye, kalbi hızlanmaya başladı. Sabah mesainin başlamasıyla gelen kardiyoloji doktoru çocuğun durumunun kritik olduğunu söyledi. Daha sonra yoğun bakıma kaldırılan Yüsra’nın sürekli kalbinin durduğu ve bu nedenle entübe edildiği doktor tarafından aileye bildirildi. Türkoğlu ailesi Yüsra’nın öldüğü haberini alınca yıkılarak sinir krizi geçirdi. Elinden tutarak hastaneye getirdikleri kızlarının kucaklarına cenazesinin teslim edildiğini belirten acılı aile, otopsi işlemlerinin ardından gözyaşları içerisinde küçük kızlarını toprağa verdi. Bursa Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan otopsisinin ön raporunda, kalbin altı ve sol yanında, göğüsün orta kısmında, akciğer sağında ve solunda, kalp duvarında kanlı sıvının biriktiği ve boyunun yan kısmında kanama olduğu tespit edildiği, Yüsra’nın kardiyolojik olarak herhangi bir kalp rahatsızlığı olmadığı belirtildi. Bu süre zarfında Sağlık Bakanlığı’ndan soruşturma izni talep edilse de ilgili sağlık personelinin mesleğinin icrası kapsamında yaptığı muayene, teşhis ve tedaviye ilişkin tıbbî işlem ve uygulamalar sonucunda Yüsra Türkoğlu’nun ölümüne sebebiyet verilip verilmediği konusunda inceleme yapan Sağlık Bakanlığı Mesleki Sorumluluk Kurulu olayda ihmali bulunduğu iddia edilen Bursa Şehir Hastanesinde görevli biri profesör 15 doktor hakkında soruşturma yapılmasına izin vermedi. Aile kurulun kararına vekil avukatları aracılığıyla itiraz etti. Ailenin itirazını kabul eden Ankara Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi; gerekçe olarak yaptığı açıklamada, "Olayda, ön incelemeci tarafından, hastanın teşhis ve tedavisinin tıp kurallarına uygun olarak yapılıp yapılmadığı hususunun somut olarak tespitine yönelik olarak bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle karar verilmesi durumunda seçilen bilirkişilerin, hakkında soruşturma yapılanların akademik ünvanı ve uzmanlık alanına göre belirlenmesi gerekmektedir. Bu durumda, olayın niteliği ve hakkında soruşturma yapılanlardan birinin çocuk sağlığı ve hastalıkları alanında profesör ünvanına sahip olduğu dikkate alındığında, üniversiteler veya eğitim araştırma hastaneleri bünyesinde görevli, en az biri aynı alanda profesör ünvanı taşıyan konusunda uzman üç kişilik bir heyetten bilirkişi görüşü alınmak ve bu görüş değerlendirilmek suretiyle yeniden ön inceleme yapıldıktan sonra soruşturma izni verilip verilmeyeceğine karar verilmesi gerekirken, uzman doktorlar tarafından düzenlenen raporlar dikkate alınmak suretiyle düzenlendiği anlaşılan ön inceleme raporuna istinaden alınan itirazlara konu kararda hukuka uygunluk görülmemiştir" dedi. Mahkeme açıklanan nedenlerle; itirazların kabulü ile soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararın kaldırılmasına, eksikliklerin giderilmek suretiyle yeniden ön inceleme yaptırılarak soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine yönelik karar tesis edilmek ve itiraz halinde yeniden dairemize gönderilmek üzere dosyanın mahalline iadesine, kararın ilgililere tebliğinin merciince yapılmasına, oy birliğiyle kesin olarak karar verdi.
Denizli Gıda israfını önlemek için Denizli’de buluştular Denizli Ticaret Odası’nın (DTO) Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) ile yürüttüğü Avrupa Birliği (AB) destekli Topraktan Çatala Gıda İsrafını Önleme Projesi Food Chase’in Bilgi Paylaşım ve Değerlendirme Toplantısı, 7 ülkeden gelen paydaşların da katılımıyla gerçekleştirildi. PAÜ’nün Kınıklı Kampüsü’ndeki Turizm Fakültesi Toplantı Salonu’ndaki çok uluslu Sürdürülebilirlik İçin Gıda Tedarik Zinciri Ekosistemleri Projesi’nin FoodXImpact Etkinliği, Cosvitec Araştırma ve Eğitim Merkezi’nden Lucie Vincendon’ın tanıtım sunumu ile başladı. Toplantı, Türkiye ile İtalya, Romanya, Portekiz, Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi ve İsviçre’den gelen paydaşların da katılımıyla gerçekleştirildi. "Projemiz, su kadar hayati derecede önemlidir" İtalya, Romanya, Portekiz, Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi ile İsviçre’den gelen proje ortaklarını aralarında görmekten mutlu olduklarını belirten DTO Başkan Yardımcısı Hasan Aracı, "Gıda tedarik zinciri; özellikle gıda güvenliğinin, gıda fazlasının, gıda kaybının ve gıda israfının etkili bir şekilde yönetilmesi açısından çevre, teknolojiler, tüketici davranışı, politika oluşturma ile iklimdeki hızlı ve dinamik değişikliklerin bir sonucu olarak zamanla daha da artan bir baskı altındadır. Tedarik zinciri boyunca gıda kaybı ve israfının yüzde 23’ü üretim aşamasında, yüzde 16’sı taşıma ve depolama dahil işlemede, yüzde 9’u dağıtım aşamasında, yüzde 52’si ise tüketimde. O nedenle, bu projemiz, su kadar hayati derecede önemlidir" dedi. "Gıda israfını, el birliği ile önleyeceğiz" "Üretmek kadar nasıl tükettiğin de önemlidir!" diyerek, tüm süreçlerdeki israfı olabildiğince azaltmak amacıyla hızla harekete geçtiklerini de vurgulayan Aracı, "Bu projemizle, gıda tedarik zincirinin üretim, işleme, dağıtım ve tüketim alanında belirli bir uzmanlığa sahip sektör temsilcileri, KOBİ’ler, gıda tedarik zinciri şirketleri, yüksek öğretim kurumları, mesleki eğitim ve öğretim kurumları ile tarım ve gıda sektöründeki tüm paydaşların yer aldığı bir ulus ötesi gıda tedarik zinciri ekosistemi oluşturuldu. Yine bu kapsamda, gıda kaybı ve israfı ile etkin bir mücadele yürütebilmek amacıyla, gıda tedarik zincirindeki üretim, işleme, dağıtım ve tüketim aşamalarındaki çalışanlara yeni beceriler kazandırmak ve becerilerini artırabilmek için 5. Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi seviyesine uygun, toplam 750 saatlik 5 adet yenilikçi müfredat geliştiriliyor. Bu müfredatların ilk taslağını, bugünkü çalıştayımızda sizlere sunacak olmanın da heyecanını yaşıyoruz. Bu türdeki yenilikçi müfredatlar sayesinde, 336 katılımcımıza eğitim, 168’ine de iş başı staj imkânı sunulacak ve yenilikçi bir profesyonel figür olan 42 çiftlikten çatala uzmanı yetiştirilecek. Bu kapsamda projemize katkı koyan, geliştirilmesinde emeği bulunan herkese bu vesileyle teşekkür ediyoruz; kolaylıklar diliyoruz. Tarladan çatala gıda israfını, el birliği ile önleyeceğiz" ifadelerini kullandı. "Mutlaka israfın önüne geçilmesi lazım" PAÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmud Güngör de yaptığı konuşmada, DTO’ya, proje paydaşlarına ve akademisyenler ile işletmelere iş birliği ve katkılarından dolayı teşekkür etti. İsrafın mutlaka önüne geçilmesi gerektiğine de işaret eden Rektör Güngör, "Hem suda hem gıdada çiftlikten sofraya israfı önlemek ifadesi, hayatımızın her adımında gerçekleştirilmelidir. Bizi yaratan Allah’ımız da Kuranı Kerim’de ‘Yiyiniz, içiniz ama israf etmeyiniz’ diyor. Dolayısıyla kaliteli, güvenilir ve sürdürülebilir gıda tedarik zinciri oluşturulmalı ve mutlaka israfın önüne geçilmelidir. 2022’de, dünya genelinde toplamda yaklaşık bir milyar ton gıda israfı olduğu tespit edilmiş. Öte yandan, 2024’e dair Gıda İsrafı Endeksi’ne göre, Türkiye’de 8,7 milyon tondan fazla gıda israfının olduğu tespit edilmiş. Bir kamyona 10 ton gıda yüklenildiğini düşünürsek 870 bin kamyon gıdanın çöpe atıldığı da ifade edilebilir. Vahim bir tablo değil mi? Bu açıdan baktığımızda, tedarik zinciri boyunca yaygın olan gıda kaybı ve israf sorununu mutlaka ama mutlaka çözüme kavuşturmamız gerekiyor; israfa son vermeliyiz. Gıdasız hayat olmaz; istikbalimiz olan çocuklarımız için bugünden yarını planlamalıyız. Bu projemizin dünyaya ışık tutacak neticeler doğurmasını diliyorum" şeklinde konuştu. Gıda tedarik zincirinin geleceği konuşuldu Açış konuşmalarının sonrasında vakıf ve özel üniversitelerden öğretim görevlileri, sektör paydaşları, gıda tedarik firmaları tarafından hazırlanan sunumlarının yer aldığı, iyi uygulamalar ve gıda tedarik zincirinin geleceği üzerine konuşmaların olduğu konferansa geçildi.