ASAYİŞ - 18 Kasım 2024 Pazartesi 09:36

Diyarbakır’da otomobil takla attı: 2 yaralı

A
A
A
Diyarbakır’da otomobil takla attı: 2 yaralı

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde sürücüsünün kontrolünden çıkıp takla atan otomobildeki 2 kişi yaralandı.


Alınan bilgilere göre, dün gece saatlerinde merkez Sur ilçesi Gazi Caddesinde 12 ACD 386 plakalı otomobil sürücüsünün kontrolünden çıkarak takla attı.


İhbarla kaza yerine polis, sağlık ve itfaiye ekibi sevk edildi. Kazada yaralanan 2 kişi, sağlık ekibinin ilk müdahalesi sonrası Selahattin Eyyubi Devlet Hastanesine sevk edildi. Kazayla ilgili inceleme başlatıldı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Keçe zemin üzerine yün kullanarak yaptığı eserleri görücüye çıkardı Mersinli sanatçı Seçil Coşgun’un yün kullanarak sıkıştırılmış keçe zemin üzerine iğneleme tekniğiyle yaptığı eserleri, sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Sergide 10 milyon 800 bin vuruş yapılarak ortaya çıkarılan ’Ruh taşıyıcı’ isimli eser de yer alıyor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Sanat Galerisi, yerel ve ulusal sanatçıların farklı dallardaki çalışmalarını ziyaretçisiyle buluşturmaya devam ediyor. Galeri bu kez, kullandığı iğneleme tekniğiyle Türkiye’de bir ilke imza atan sanatçı Seçil Coşgun’u ağırlıyor. Tamamı renkli yünlerden hazırlanan ’Yünlü Hikayeler Atlası’ adlı sergi sanatseverlerle buluştu. Sanatçının yüzde 100 doğal ve renkli yünlerden, sıkıştırılmış keçe zemin üzerine çentikli iğne kullanılarak hazırladığı eserler, 4 Aralık’a kadar ziyaret edilebilecek. MTSO Meclis Başkanı Hamit İzol, Genel Sekreter Mahmut Taşhan, ressam Ahmet Yeşil ve sanatseverlerin katılım sağladığı sergi açılışında konuşan Coşgun, yıllarca severek yaptığı tekstil mühendisliğini bırakıp kendini tamamen sanata adadığını söyledi. Türkiye’de genellikle ıslak keçeyle çalışıldığını belirten Coşgun, eserlerinde yüzde 100 doğal ve renkli yünler kullandığını ifade etti. Eserlerinin, sıkıştırılmış keçe zemin üzerine çentikli iğne kullanarak binlerce kez yapılan itme işlemi neticesinde oluştuğunu dile getiren Coşgun, "Bilinen suyla keçeleştirme işleminden farklı olarak sadece iğne darbeleriyle eserlerimi hazırlıyorum. Oluşturduğum eserler, resim sanatında materyal kavramını farklılaştırarak bakış açısını genişlettiği gibi oluşan doku, derinlik ve dokunma hissi, eseri görsellikten interaktif bir boyuta taşıyor" dedi. "Bu tekniği ilerletmek ve dünyaya yaymak istiyorum" Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdiklerini dile getiren Coşgun, şöyle devam etti: "Beni ben yapan her şey var aslında burada. Sergi, bütün doğal yaşamı, hayvanları ve canlıları ile birlikte tüm hayatı temsil ediyor. Küçüklüğümden bugüne izlediğim filmler başta olmak üzere beni ben yapan, yaşadığım temalar buna katkı sağlıyor. Eserlerde de bunları görüyoruz. Bu sanatı 6 yıldır yapıyorum ama burada 4 yıllık bir birikim söz konusu. Eserlerin ortaya çıkması elbette uzun zaman alıyor. 2 yıldır da galerilerde ve sergilerde yer almaya çalışıyorum. Tekstil mühendisliği bana bu konuda öncelikle ana materyalimi kazandırmış oluyor. Bu tekniği ilerletmek ve dünyaya yaymak istiyorum. Yünden ilerlemeyi planlıyorum. Tekniğim hep aynı olacak ama yün üzerine farklı şeyler denemeyi istiyorum. Yün evrilebilir bir materyal. Aslında 2 boyutlu bir materyal ama bunu 3 boyutlu bir şekilde görebiliriz. Burada gördüğünüz eserlerin tamamında da doku ve derinlik hissi mevcut ancak hikayeler değişiyor. Hikayeler ve karakterler her zaman farklı bir seride yeniden bir araya geliyor." "Elim dikiş makinası gibi iş yapıyor" Eserlerin üretim sürecine de değinen Coşgun, "Eserlerin üretim süreci boyutuna ve detayına göre değişiyor. Örneğin 80x100’lük bir eserim 3 ayda tamamlanmış bir eser. Yünle detay vermek zor olduğu için çok küçük motiflerle de çalışmak pek mümkün değil. ’Ruh taşıyıcı’ ismindeki eserim detay ve boyut olarak büyük bir eser olduğu için iğne darbesi olarak nitelendirdiğim üretim sürecince elim dikiş makinası gibi iş yapıyor aslında. Kendimce kabataslak bir mühendislik hesabı yaptığımda 10 milyon 800 binlik bir vuruştan söz ediyoruz o eserde. Buna da günlük çalışma saatim ve kaç günde tamamladığımı göz önünde bulundurarak bu rakamlara ulaşabiliyorum" diye konuştu. Serginin 4 Aralık’a kadar gezilebileceği bildirildi.
Diyarbakır İkram Çeşmesinde her gün 2 bin kişiye sıcak çorba Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, kentin 4 noktasına kurduğu İkram Çeşmesi ile hafta içi her gün 2 bin kişiye ücretsiz çorba dağıtımına başladı. Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı, kentteki hastanelerin önünde kurduğu İkram Çeşmesi ile vatandaşlara sıcak çorba ikram ediyor. Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığının yemekhanesinde hijyenik bir ortamda sabah saatlerinde hazırlanan çorba, Dicle Üniversitesi Hastaneleri polikliniği, Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Selahattin Eyyubi Devlet Hastanesi ile Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi önünde kurulan İkram Çeşmesi ile hafta içi her gün vatandaşlara ulaştırılıyor. "Günlük 2 bin kişiye çorba ikram ediyoruz" Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanı Serap Yıldırım, vatandaşlara hizmet için çalıştıklarını belirterek, “Yazın limonata servisi olarak kullandığımız İkram Çeşmelerinde, kış aylarıyla birlikte havaların soğumasıyla çorba ikramına başladık. Günlük 2 bin kişiye çorba ikram ediyoruz” dedi. Çorba alan vatandaşlardan Nilgün Özsoy, hastası olduğu için kente geldiğini belirterek, “Sakarya’dan geldik, Dicle Üniversitesinde hastamız var. Dışarıda ikram çeşmesini gördük, ilgimizi çekti. Bize çorba ikram ettiler ve çok beğendik. Sakarya’da da bu projeyi örnek olarak sunmak için götüreceğim. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ederiz” diye konuştu. Dicle Üniversitesi personeli Ferit Mendaş da, İkram Çeşmesinin kendilerine kolaylık sağladığını belirterek, “Mesaiye gelince ve nöbet çıkışı sıcak çorbayı burada içince güzel oluyor. Yaptıkları hizmetlerden dolayı Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ederiz” şeklinde konuştu. Büyükşehir Belediyesi, kış ayları boyunca İkram Çeşmesinden sıcak çorba ikram etmeye devam edecek.