ASAYİŞ - 26 Aralık 2025 Cuma 12:26

Bir kadının öldüğü, bir çocuğun ağır yaralandığı saldırının altında "sosyal medya paylaşımı" olduğu ileri sürüldü

A
A
A

Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesinde 12 Kasımda bir kadının öldüğü, bir çocuğun yaralandığı silahlı saldırıdan sağ kurtulan kadın, o anları anlattı. Saldırının altındaki neden ise sosyal medyada aile büyüğünün fotoğrafının paylaşılması olduğu ileri sürüldü.

Merkez Kayapınar ilçesi bağlı kırsal Güleçoba Mahallesi’nde 12 Kasımda bir eve düzenlenen silahlı saldırıda 23 yaşındaki İsmet Barçin hayatını kaybetmiş, 10 yaşındaki J.B., ağır yaralanmıştı. Silahlı saldırıdan sağ kurtulan Dilan Barçin, korku dolu o anları anlatırken, saldırının altındaki neden ise sosyal medyada aile büyüğü S.B.’nin fotoğrafının paylaşılması olduğu ileri sürüldü. Olaya ilişkin soruşturma devam ederken, 10 kişinin tutukluluk hali devam ediyor. Dilan Barçin, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine yaptığı açıklamada, evde iki görümcesi, kayınvalidesi ve bir tane eltisiyle oturduklarını, ayrıca 6 tane çocuk olduğunu söyledi. Çocukların en büyüğü 10 yaşında, en küçüğü 3 yaşında olduğunu belirten Barçin, o gün erkeklerden hiçbirinin evde olmadığını ifade etti. Barçin, eşi ve kayınının bir önceki olaydan nezarette olduklarını kaydederek, "Kayınbabamda sabah mahkemeleri var diye adliyeye gitti. Biz konuşurken karşı taraftan 3 aracın çok hızlı bir şekilde geldiğini gördük. Burada bizden başka kimse olmadığı için bize geldiğini biliyorduk. Araçtan 7 kişi hemen inip, ellerinde uzun namlulu silahlarla direkt ateş etmeye başladı" dedi.

Bir kadının öldüğü, bir çocuğun ağır yaralandığı saldırının altında

Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesinde 12 Kasımda bir kadının öldüğü, bir çocuğun yaralandığı silahlı saldırıdan sağ kurtulan kadın, o anları anlattı. Saldırının altındaki neden ise sosyal medyada aile büyüğünün fotoğrafının paylaşılması olduğu ileri sürüldü.

Bir kadının öldüğü, bir çocuğun ağır yaralandığı saldırının altında

"Gelen aracın içindekiler R.B.’nin oğlu, E., Y., S., E. ve Y.B. vardı. Ayrıca M.B.’nin oğlu M.B. ve M.B. de vardı" diyen Dilan Barçin, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Sağa sola koşarken içeriden büyük görümcem bağırarak çıktı. Öldürülen kızın ismini söyledi. İ.B. vurulmuş dedi. İçeri girdiğimde baktım yaşaması mümkün değildi. Direkt kapıyı kapatıp dışarı çıktım. Dışarı çıktığım esnada eltim, kucağında 10 yaşındaki kızımla bana doğru koşmaya başladı. Jiyan da vurulmuş deyince kızımı ondan alıp diğer çocukları da al bizim eve git dedim. Geri geldim, kızım kucağımda nefes alamıyorum deyip yarı baygın şekilde gözleri gidip geliyordu. Bu sefer tarladan yola kendimi atarım diye çıktım. O esnada M.B.’nin oğlu onun da ismi M., buradan bana ateş etmeye başladı. Çaresizce sağlık ekiplerinin gelmesini bekledim. Kızım iki hafta yoğun bakımda kaldı. Ayrıca kızım bir böbreğini kaybetmek üzere. Tedavisi devam ediyor. Onu atlatamadı, psikolojik destek istedim. Gece gündüz lavaboya gidemiyorlar, yalnız kalmıyorlar. Hiçbir şekilde bizden ayrılmıyorlar. Okula zaten gidemiyor, evde çaresizce bekliyoruz."

Bir kadının öldüğü, bir çocuğun ağır yaralandığı saldırının altında

Tutuklu Harun Barçin’in avukatı Zeynep Sena Ayrancı, 12 Kasım günü evde hiç erkeğin olmadığı, yalnızca kadınların ve çocukların olduğu zaman diliminde pompalı ve uzun namlulu silahlarla eve saldırı olduğunu dile getirdi. Ayrancı, M.B. isimli kişinin eve gelip evde erkeğin olmadığını gördüğünü belirterek, "Evde erkeğin olmadığını görünce kendi çocuklarına ve yeğenlerine talimat veriyor. Çocukları ve yeğenleri olay yerine gelip silahlı saldırı gerçekleştiriyor. Bu sırada 23 yaşındaki İsmet Barçin kafasından vurularak öldürülüyor. 10 yaşındaki Jiyan omuzundan yaralanıyor. Enfeksiyon kapıyor, 1 ay boyunca o kurşunla yaşıyor" diye konuştu.

Bir kadının öldüğü, bir çocuğun ağır yaralandığı saldırının altında

Olayın kamuoyuna kız isteme olarak yansıdığını, olayın kız istemeyle hiçbir ilgisi olmadığına dikkat çeken Ayrancı, "Bir gün öncesinde İsmet’in babası S.B.’nin kuzeni M.B., sosyal medyada bir paylaşım yapıyor. S.B.’nin bir fotoğrafı paylaşılıyor ve ‘Aile büyüğümüz, reisimiz’ diye yorum yapıyor. O böyle yapınca karşı taraftan kişiler tahrik oluyorlar. S.B.’yi bir aile büyüğü olarak görmek istemiyorlar. M.B.’nin Ş.B.’yi dövmeye gidiyorlar. ‘O aile büyüğü olarak kabul ettiğiniz kişi gelsinler seni kurtarsınlar bakalım’ diyorlar. Sonra S.B.’nin iki oğlu arabuluculuk yapmak için oraya gidiyor. Bunlar, S. ve R.’ye de saldırıyorlar. Karşılıklı bir darp durumu oluşuyor. Bunun üzerine karşı taraf darp raporu alıp S. ve R.’yi şikayet ediyorlar. O gece S. ve R. gözaltına alınıyor" şeklinde konuştu.

"11 Kasım günü, 12 Kasım’a vurgu yapılıyor"

O gün köyün ileri gelenlerinin bir araya gelip barış sağlamaya çalıştığını aktaran Ayrancı, "Ancak saldıran kişilerin babaları olan M. ve R., hiçbir şekilde barışa yanaşmıyorlar. Bunlar 11 Kasım günü yaşanıyor. 11 Kasım günü, 12 Kasıma vurgu yapılıyor. Bir yarın olsun da bakarız gibi ifadelerde bulunuyorlar. 12 Kasım günü S. ve R.’nin babası S.B. gözaltında olan oğullarına destek olmak için adliyeye gidiyor. Onlar adliyeye gidiyor, olay yerine M.B. geliyor. Oğullarına ve yeğenlerine talimat veriyor. Onlarda buraya gelerek saldırı düzenliyorlar" dedi.

Bir kadının öldüğü, bir çocuğun ağır yaralandığı saldırının altında

Şu an soruşturma sürecinin devam ettiğine değinen Ayrancı, "İsmet’in kardeşi Harun Barçin’in avukatıyım. Harun Barçin de şu anda tutuklu. Karşı taraftan saldırıya gelen 7 kişi vardı. 7 kişinin tamamı şu an tutuklu. Bir gün önceki kavga kasten yaralama dosyası olarak açıldı. Kasten yaralama dosyasından da müvekkilimin ağabeyleri Savaş ve Remzi de şu an tutuklu. Aşiretin ileri gelenleri ve milletvekili buraya gelip bir toplantı düzenlediler. Bunun kan davasına dönüşmemesi için. Bu toplantıda, yapılan zaralar karşılanırsa, saldıran kişiler bu köyden giderse bu şartlar kabul edilirse barışa yanaşabileceklerini söylediler. Eğer bu şartlar sağlanırsa barış yapılacak. Ancak cezai boyutundan vazgeçmiş değiliz. Bir yandan da yargılama devam ediyor" ifadelerini kullandı.

Rıdvan Kılıç 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kilis Kilis’teki STK’lardan Gazze için ’1 Ocak Galata Yürüyüşü’ çağrısı Kilis’te bir araya gelen STK temsilcileri, 1 Ocak’ta Galata Köprüsü’nde gerçekleştirilecek "İnsanlık Yürüyüşü" için çağrıda bulundu. Kilis’te bir araya gelen STK temsilcileri, 1 Ocak’ta Galata Köprüsü’nde gerçekleştirilecek ’İnsanlık Yürüyüşü’ne katılım için çağrıda bulundu. STK temsilcileri adına açıklama yapan Ahmet Cihat Aktı, Gazze’de iki yılı aşkın süredir devam eden insani yıkıma dikkat çekti. Ahmet Cihat Aktı, Gazze’de yaşananların modern tarihin gözler önünde yaşanan en ağır insanlık sınavlarından biri olduğunu ifade etti. Uluslararası hukuk ihlallerinin ve sistematik hak gasplarının normalleştirilmesine karşı kamuoyunu bilgilendirme sorumluluğuyla hareket ettiklerini belirten STK temsilcisi, yaşananlara karşı uluslararası alanda çifte standart uygulandığını söyledi. Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’nin (OCHA) 18 Aralık 2025 tarihli raporuna göre 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de 70 bin 668 kişinin hayatını kaybettiğini, 171 bin 152 kişinin yaralandığını aktaran Aktı, ateşkes döneminde dahi can kayıplarının sürdüğünü ifade ederek ateşkesten bu yana 394 kişinin hayatını kaybettiğini, bin 75 kişinin yaralandığını ve enkaz altından 634 cenazenin çıkarıldığını kaydetti. Aktı, Milli İrade Platformu ve İnsanlık İttifakı bünyesinde 400’ü aşkın sivil toplum kuruluşuyla birlikte kamu vicdanını diri tutmayı amaçladıklarını belirterek 1 Ocak’ta saat 08.30’da Galata Köprüsü’nde düzenlenecek insanlık yürüyüşünü selamladıklarını ifade ederek 1 Ocak sabahı Kayabaşı Camii’nde kılınacak sabah namazı buluşmasına vatandaşları davet etti.
Kütahya Hisarcık’ta söyleşi ve kitap tahlili programı düzenlendi Kütahya’nın Hisarcık ilçesinde "Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum" (ÇEDES) projesi kapsamında "Esir Türkler, Müslüman Doğu Türkistan Halkı" başlıklı söyleşi ve kitap tahlili programı düzenlendi. ÇEDES projesi kapsamında ortaöğretim öğrencilerine yönelik düzenlenen kültürel ve farkındalık artırıcı etkinlikte "Esir Türkler, Müslüman Doğu Türkistan Halkı" isimli kitabının yazarı gazeteci-yazar Adem Özköse öğrencilerle bir araya geldi. Etkinlik öncesinde kitaplar öğrencilere dağıtılarak okunması sağlandı. Programda, yazar Adem Özköse’nin katılımıyla kitap tahlili yapıldı ve ardından Doğu Türkistan’da yaşanan insan hakları ihlalleri, Müslüman Türk halkının karşı karşıya kaldığı zorluklar ile küresel vicdan sorumluluğu konularında öğrencilere yönelik bilinç ve farkındalık semineri gerçekleştirildi. Yoğun ilgiyle takip edilen programda öğrenciler, merak ettikleri soruları yazara yöneltme imkânı bulurken, kitap üzerinden yapılan değerlendirmelerle empati, duyarlılık ve insan hakları bilinci kazanmaları hedeflendi. Programın sonunda yazar Adem Özköse, öğrenciler için kitaplarını imzalayarak hatıra fotoğrafı çektirdi. Program sonunda, Hisarcık İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Caner Tevfik Tekin tarafından yazar Adem Özköse’ye katkılarından dolayı hediye takdim edildi. Etkinlik, öğrencilerin sosyal sorumluluk bilincini güçlendirmesi ve kültürel farkındalıklarının artırılması açısından verimli bir şekilde tamamlandı.
Eskişehir ’Evliya Çelebi İle Geçmişe Yolculuk’ konulu sohbet gerçekleştirildi Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilge Kağan Şakacı, Eskişehir Türk Ocağı’nın ’Evliya Çelebi İle Geçmişe Yolculuk’ başlıklı sohbet programına konuk oldu. Programda konuşma yapan Prof. Dr. Bilge Kağan Şakacı, "Evliya Çelebi, 17’nci yüzyılda yaşamıştır. Türkçe haricinde Arapça, Farsça, Yunanca ve Latince dillerini bilen; gezgin, tarihçi, halkbilimci, müzisyen, ressam, haritacı, dilbilimci, zanaatkâr, mimar, savaşçı ve gurmedir. Gezgindi; Orta Avrupa, Balkanlar, Kırım, Kafkasya, Anadolu, Mısır ve Arabistan arasında 51 yıl boyunca gezmiştir. Yazdığı ’Seyahatname’ adlı eseri zengin verilerle doludur. Gezdiği kentlerin tarihi, idari, mali, coğrafi, mimari ve benzeri tasvirleriyle doludur. Etnolojik, sosyolojik, dini, edebi ve kent bilimi açısından zenginliğe sahiptir. Evliya Çelebi’nin ilk amacı, Osmanlı Devleti’nin ve komşularının eksiksiz bir tasvirini sunmaktı. Bu amaç doğrultusunda, mekânsal veya topoğrafik inceleme tercih edilen yoldur. Kent tasvirleri genellikle aynı sıra izlenerek kentin tarihi, idari örgütlenmesi, çeşitli dillerdeki adları, bunların kökenleri ve coğrafi konumuyla başlar. Evlerin, camilerin, medreselerin, okulların, hanların, hamamların ve çeşmelerin tanıtılması da dahil olmak üzere, tahkimata önem verilerek kentin topoğrafyasıyla devam eder. Bu kısım semtleri, dinî ilişkileri, iklimi, halkın görüşünü, kılık kıyafeti, davranış ve gelenekleri, önemli isimleri ve konuşma alışkanlıklarını, ulema, şair, hekim ve diğer ileri gelenleri, pazarları, dükkânları, çeşitli ürün ve yemekleri, parkları, bahçeleri ve mesire yerlerini de içerir. Mezarlar ve türbeler ile ölmüş ünlüler ile ilgili biyografiler ya da menkıbelerle sona erer" dedi. "Evliya, bir kent belleği derleyicisi ve yazarıdır" Prof. Dr. Bilge Şakacı, sözlerinin devamında şu ifadelere yer verdi: "Her kenti incelerken benzer bir sistematiği kullanması, edinemediği bilgileri sonradan tamamlamak üzere boş bırakması hem ilgili yeri incelerken hem de farklı kentleri karşılaştırırken yardımcı olmaktadır. Ayrıca, günümüzden geçmişe bakarken kentlerin gelişimini analiz etmemize yardımcı olmaktadır. Evliya, bir kent belleği derleyicisi ve yazarıdır. Seyahatname, bir kentler monografisidir. Bundan dolayı bu eser, kent belleği, kültürü, kimliği, markası, turizmi gibi araştırmaların ve diğer çalışmaların da temel kaynağı olarak değerlendirilmelidir. Öte yandan kent ile ilgili araştırma yapanların hangi sorulara cevap bulmaları gerektiğinin yolunu gösteren, araştırma nesnelerini belirten muazzam bir kaynaktır." Program, soru-cevap bölümünün ardından Eskişehir Türk Ocağı Şube Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Topal’ın şükran beratı takdimi ile sona erdi.