ASAYİŞ - 18 Aralık 2025 Perşembe 01:49

Çorum’da park halindeki otomobil kurşunlandı

A
A
A
Çorum’da park halindeki otomobil kurşunlandı

Çorum’da kimliği belirsiz bir kişi tarafından park halinde bulunan bir otomobile silahlı saldırı düzenlendi. Olayda can kaybı ya da yaralanma yaşanmazken, araçta maddi hasar meydana geldi.


Olay, gece saatlerinde Ak Kent TOKİ Mahallesi 25. Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, kimliği belirsiz bir kişi geldiği araçla Ü.G.’ye ait 19 TV 645 plakalı otomobile ateş açtıktan sonra olay yerinden uzaklaştı. Silah seslerini duyan vatandaşların ihbarı üzerine bölgeye polis ekipleri sevk edildi. Olay Yeri İnceleme ekiplerince yapılan çalışmada, otomobile mermi isabet ettiği ve sokak üzerinde boş silah kovanı bulunduğu tespit edildi.


Polis ekipleri, saldırıyı gerçekleştiren şüpheliyi yakalamak için çalışma başlattı.



Çorum’da park halindeki otomobil kurşunlandı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay DEM partili milletvekilinin ‘Şantiye şefi’ yakıştırmasını yaptığı Bakan Kurum’a yuvasına kavuşan depremzedelerden destek Hatay’da depremin yaralarının sarılmasıyla sıcak yuvalarına kavuşan afetzede vatandaşlar, DEM Partili milletvekilinin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a karşı ‘şantiye şefi’ söylemine tepki gösterdiler. TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmelerde DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a hitaben ‘şantiye şefi’ ifadelerini kullanmıştı. DEM Partili Koçyiğit’in söylemlerine karşı Bakan Kurum, "Umarım bir gün deprem bölgesine gidip ülkenizin bu gururuna ortak olursunuz. 11 ili ayağa kaldırmak, deprem bölgesini bitirmek, şantiye şefliğiyse evet, şantiye şefliği yapmak bizim için büyük bir gururdur. Deprem bölgesinin şantiye şefiyim" diyerek cevap vermişti. Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bölgedeki ihya ve inşa sürecinin başında yer alan Bakan Kurum’a destek Hatay’da yuvalarına kavuşan vatandaşlardan geldi. "Devletimiz çok güçlü ve Hatay’ı baştan inşa ettiler, dağları delip evler yapıp bizleri yerleştirdiler" Yuvasına kavuşmanın mutluluğunu yaşadığını belirten depremzede Mahmut Dağlı, başka bir hükümetin Antakya’yı ayağa kaldıramayacağını belirterek "6 Şubat depremi çok şiddetliydi. Deprem esnasından çocuklarımı ve eşimi alarak aşağıya indik. Ablamın evinin önünde çadırda kaldık. Konya’da yurtta kaldık. Konteyner kentte yaşamaya başladık. 1 yıl konteyner da yaşadıktan sonra kura çekimi oldu ve Gülderen Mahallesi’ndeki TOKİ konutlarında bir ev çıktı, eve 2 ay önce taşındım. Ev çok güzel. Yapanlardan ve emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Bakanımız Murat Kurumla ilgili yapılan açıklamaları sosyal medyada gördüm. DEM Partili Milletvekilinin yaptığı açıklama çok mantıksız oldu, başka bir hükümet Antakya’yı ayağa kaldıramaz. Devletimiz Antakya’yı baştan inşa ettiler. Bakanımız Murat Kurum’dan Allah razı olsun. Bakanımız çok iyi çalışıyor ve hizmet ediyor. Kış aylarında evimizde doğal gaz var ve her taraf sıcak oluyor. Sabah işe gittiğimizde sıcak olduğundan dolayı zorluk çekmiyoruz. Devletimiz çok güçlü ve Hatay’ı baştan inşa ettiler. Dağları delip evler yapıp bizleri yerleştirdiler" dedi. "Devletimizden Allah razı olsun, güzel ve eksiksiz olarak evimizi teslim ettiler" Devlet tarafından yuvasının eksiksiz şekilde kendilerine teslim edildiğini söyleyen depremzede Ahmet Kılınç, "Depreme Antakya ilçesi Akhisar Mahallesi’nde yakalandık. Evimiz ağır hasar oldu. Konteyner kentte yaşamaya başladık. Evimiz çok güzel ve beğendik. Devletimizden Allah razı olsun. Güzel ve eksiksiz olarak evimizi teslim ettiler. Murat Kurum Bakanımızdan Allah razı olsun ve iyi ki bizim bakanımız olmuş. Konteyner çok dar olduğu için sığmıyorduk. Evimiz konteynerden daha iyi ve güzel" ifadelerini kullandı.
Mersin Mersin’de örtü altı üreticiye sera ipi ve tuzak desteği Mersin Büyükşehir Belediyesi, örtü altı üretimde verimliliği artırmak ve artan girdi maliyetlerini azaltmak amacıyla Akdeniz ilçesinde üreticilere sera ipi ve yapışkanlı tuzak desteği sağladı. Mersin Büyükşehir Belediyesinin, örtü altı üretimde verimliliği artırmak ve girdi maliyetlerini azaltmak amacıyla, üreticilere nefes olmaya devam ettiği bildirildi. Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından, Akdeniz ilçesinde örtü altı üretim yapan üreticilere sera ipi ve yapışkanlı tuzak desteği verildi. Büyükşehir tarafından bugüne kadar toplam 13 bin 950 üreticiye 209 bin 250 kg sera ipi, toplam 5 bin 800 üreticiye de 5 bin 800 adet mavi ve sarı yapışkan tuzak desteği sağlandığı kaydedildi. Destekten yararlanan üreticiler, sağlanan katkının, artan girdi maliyetleri karşısında büyük kolaylık sağladığını söyledi. "Verilen desteklerle, örtü altı yetiştiricilik güçlendiriliyor" Belediye Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’nda görevli Ziraat Teknikeri Fatma Karataş, örtü altı bitkilerin sağlıklı ve düzgün bir şekilde büyümesine yardımcı olması için üreticilere sera ipi, zararlılarla mücadeleyi kolaylaştırmak için ise mavi ve sarı yapışkan tuzak desteği verildiğini ifade etti. Karataş, "Üretim maliyetlerini düşürmek, verimliliği artırmak ve üreticilerin daha güçlü bir sezon geçirmesini sağlamak amacıyla çeşitli destekler sağlıyoruz. Verilen bu destekler; örtü altı yetiştiriciliğini güçlendirmek, sürdürülebilir üretimi desteklemek ve üreticinin yükünü hafifletmek amacıyla yapılıyor" dedi. "Daha önce hiçbir yerel yönetim çiftçiye bu şekilde dokunmamıştı" Adanalıoğlu Limonlu Mahalle Muhtarı İsa Sakar’da, bölgenin seracılık açısından önemli bir üretim alanı olduğunu vurgulayarak, "Büyükşehir Belediyesi üreticiye ip ve yapışkan tuzak desteği vererek, büyük bir ihtiyacı karşılıyor. Daha önce hiçbir yerel yönetim çiftçiye bu şekilde dokunmamıştı. Başkanımız geldiği günden bu yana, her bölgeye ayrı projelerle destek veriyor. Katkılarının devamını diliyorum, çünkü herkes çok memnun. Büyükşehir Belediyesi çiftçinin yanında durduğu için vatandaşlar çok mutlu" diye konuştu.
İstanbul Çevre koruma harcamaları 2024 yılında 441 milyar TL olarak gerçekleşti Çevre koruma harcamaları 2024 yılında bir önceki yıla göre yüzde 108,3 artarak toplam 441 milyar TL olarak gerçekleşti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılına ilişkin Çevre Koruma Harcama İstatistikleri’ni paylaştı. Buna göre, çevre koruma harcamaları 2024 yılında bir önceki yıla göre yüzde 108,3 artarak toplam 441 milyar TL olarak gerçekleşti. Çevre koruma harcamalarının yüzde 60,9’u mali ve mali olmayan şirketler, yüzde 31,2’si genel devlet ve hanehalkına hizmet eden kar amacı olmayan kuruluşlar ve yüzde 7,9’u ise hanehalkları tarafından yapıldı. Çevre koruma harcamalarının yüzde 58,8’i atık yönetimi hizmetlerinden oluştu Çevre koruma harcamalarının yüzde 58,8’i atık yönetimi hizmetlerinden, yüzde 16,5’i atıksu yönetimi hizmetlerinden, yüzde 9,4’ü biyolojik çeşitliliğin ve peyzajın korunmasından, yüzde 7,4’ü toprak, yeraltı ve yüzey sularının korunması ve kalitesinin iyileştirilmesinden, yüzde 1,7’si dış ortam havasını ve iklimi korumadan ve yüzde 6’sı ise diğer çevre koruma konularından oluştu. Çevre koruma yatırım harcamaları 82 milyar TL olarak gerçekleşti Bir önceki yıla göre yüzde 114,2 artarak toplam 82 milyar TL olarak gerçekleşen çevre koruma yatırım harcamalarının yüzde 80’i mali ve mali olmayan şirketler, yüzde 20’si ise genel devlet ve hanehalkına hizmet eden kar amacı olmayan kuruluşlar tarafından yapıldı. Çevre koruma harcamalarının gayrisafi yurtiçi hasıla içindeki payı yüzde 0,99 oldu Çevre koruma harcamalarının gayrisafi yurtiçi hasıla içindeki oranı 2023 yılında yüzde 0,78 iken 2024 yılında yüzde 0,99 olarak gerçekleşti.
Kastamonu Kastamonu Üniversitesi’nde Türkçe şenliği düzenlendi Kastamonu Üniversitesi’nde "Dünya Dili Türkçe Günü" dolayısıyla düzenlenen şenlik renkli görüntülere sahne oldu. Kastamonu Üniversitesi’nde, "Dünya Dili Türkçe Günü" olarak kabul edilmesi sebebiyle Türkçenin kültürel mirastaki yerini ve toplumsal önemini vurgulamak amacıyla kampüs genelinde iki ayrı etkinlik gerçekleştirdi. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Kültür Sanat Uygulama ve Araştırma Merkezi (KÜSAM), Kültür Sanat Uygulama ve Araştırma Topluluğu (KÜSAT) ile Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (TÖMER) iş birliğiyle düzenlenen "Dünya Dili Türkçe Şenliği", Merkez Kütüphane Sezai Karakoç Salonu’nda gerçekleştirildi. Programa Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Selahattin Kaymakcı, TÖMER Müdürü Doç. Dr. Onur Hasdedeoğlu, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Rabia Aktaş, KÜSAM Müdürü Doç. Dr. Zeki Gürel, akademik personel ve öğrenciler katıldı. Programın açılışında konuşan KÜSAM Müdürü Doç. Dr. Zeki Gürel, Türk dilinin millet hayatındaki belirleyici rolüne vurgu yaptı. Türkçenin tarih boyunca kültürün, düşüncenin ve ortak hafızanın taşıyıcısı olduğunu ifade eden Gürel, Türk dünyasında yürütülen ortak dil ve alfabe çalışmalarının önemine dikkat çekti. TÖMER Müdürü Doç. Dr. Onur Hasdedeoğlu ise Türkçenin yalnızca bir iletişim aracı olmadığını, milletin hafızasını ve dünyayı algılama biçimini yansıtan temel unsur olduğunu belirtti. Konuşmaların ardından KÜSAT Halk Dansları Ekibi’nin sahnelenen gösteri, izleyicilerden beğeni topladı. Program kapsamında öğrenciler ve TÖMER’de eğitim gören öğrenciler tarafından şiirler okundu ve müzik performansları gerçekleştirildi. KÜSAM Müdür Yardımcısı Öğretim Görevlisi Dr. Osman Eroğlu’nun seslendirdiği eserlerle devam eden programın sonunda katkı sunan öğrenci ve akademisyenlere teşekkür belgeleri takdim edildi. Öte yandan, Dünya Dili Türkçe Topluluğu tarafından Eğitim Fakültesi ana kampüs girişine kadar uzanan yaklaşık 1 kilometrelik güzergah boyunca, yabancı kökenli kelimelerin Türkçe karşılıklarını içeren 100 adet pankart asıldı. "Dilimiz kimliğimizdir" anlayışıyla hazırlanan pankartlar, Kastamonu Üniversitesi öğrencileri ve kampüs güzergahını kullanan vatandaşlardan yoğun ilgi gördü.
Yozgat Yozgat’ta ilginç geri dönüşüm hikayesi, tabuttan ana kucağı yaptı Kullanılmış tabutlardan kanatlı hayvanlar için ana kucağı yaptı. İstanbul’dan 10 yıl önce memleketi Yozgat’ın Şefaatli ilçesine dönen Hasan Şahan, kanatlı hayvan yetiştiriciliğinde uyguladığı farklı yöntemle dikkat çekiyor. Uzun yıllar İstanbul’da yaşayan Hasan Şahan, memleketine döndükten sonra tavuk, kaz ve ördek yetiştiriciliğine başladı. Üretimde maliyetleri düşürmek için geri dönüşüme yönelen Şahan, atıl durumdaki tabutu civcivler için ‘ana kucağı’na dönüştürdü. Geliştirdiği bu sistem sayesinde düşük maliyetle civciv üretimi yapan Şahan, küçük üreticilere de önemli bir alternatif sundu. Basit malzemelerle kurulan sistemin, civcivlerin hayatta kalması açısından büyük önem taşıdığını belirten Şahan, özellikle ısı dengesinin korunmasının hayvanların gelişimi için hayati olduğunu ifade etti. Yüksek maliyetli ekipmanlar yerine geri dönüşümle oluşturulan bu yöntemle üretimin daha sürdürülebilir hale geldiğini dile getirdi. Hasan Şahan konuşmasında şunları söyledi: "Geri dönüşüm gibi düşünün. Bakın efendim bu bir tabut, atıl. Yurt dışından veya Türkiye’nin belli bir bölgesinden cenazemiz gelmiş. Bu atıl vaziyette geçmiş. Biz bunu alıp içerisine iki tane ısıtıcı ampul, bir tane de termostat takarak ana kucağı yaptık. . 1-1 buçuk aylık oluncaya kadar kaz yavrusu, ördek yavrusu ve tavuk civcivi büyütebiliyoruz. Çok basit bir sistemi var. En ucuz sistem bu. İki tane ısıtıcı ampul, bir tane 30 derece ile 100 derece arasında termostat. Bunu elektriğe takıyorsun biri ısıtıcı, biri normal aydınlatma lambası. 30 dereceyi bulduğu anda otomatikman atıyor. Hayvanların ısısı çok önemli. Yani 30 derecenin altına düşürdüğü zaman hipotermiye giriyor, ölüyor. Onu yaşatmamak için hayvana bu şekilde bir sistem kurduk. Yani 20 bin, 30 bin liraya ana kucağı almaktansa bunu kendiniz yapabilirsiniz. Çok uygun bir fiyata, iki tane ampul, 5 metre kablo, bir de termostat. Hepsi bu."
Konya Kalp ağrısı sanılıyor, reflü çıkıyor Modern yaşamın getirdiği stres, sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve hareketsizlik Gastroözofageal reflü hastalığının görülme sıklığını her geçen gün artırıyor. Reflünün, mide asidi ve mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıyla ortaya çıkan, kronik seyirli bir sindirim sistemi hastalığı olduğunu belirten Medicana Sağlık Grubu Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Bilal Toka, reflünün yalnızca yaşam kalitesini düşürmekle kalmadığını, tedavi edilmediğinde ciddi ve kalıcı sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirtti. Reflü hastalığı, çoğu zaman basit bir mide yanması olarak algılansa da göğüsten boğaza, solunum yollarından yutma fonksiyonuna kadar pek çok sistemi etkileyen farklı belirtilerle kendini gösterebiliyor. Medicana Konya Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Bilal Toka, kalp ağrısı sanılan göğüs ağrılarının önemli bir bölümünün aslında reflüden kaynaklanabileceğine dikkat çekti. Tedavi edilmeyen reflü, yemek borusu kanserine neden olabilir Reflünün temelinde, mide ile yemek borusu arasındaki alt özofagus sfinkterinin yeterince iyi çalışmaması yer alıyor. Mide asidinin, mide ile yemek borusu arasındaki kapakçığın işlev bozukluğu nedeniyle yemek borusuna kaçtığını ve koruyucu tabakası olmayan yemek borusu mukozasında hasara yol açtığını belirten Doç. Dr. Bilal Toka, şu açıklamalarda bulundu: "En sık görülen belirtiler arasında göğüste yanma, ağıza acı-ekşi tat gelmesi, mide ağrısı ve yutma güçlüğü bulunur. Ayrıca ses kısıklığı, kronik öksürük, boğazda yanma ve geceleri artan nefes darlığı da reflü ile ilişkili olabilir. Yapılan çalışmalar, kalp ağrısını düşündüren göğüs ağrısıyla acil servise başvuran hastaların yaklaşık yarısında nedenin reflü olabildiğini göstermektedir. Bu nedenle özellikle tekrarlayan göğüs ağrısı, uzun süren mide yanması ve boğaz şikayetleri olan hastaların, kalp kaynaklı bir sorun olmasa dahi reflü açısından değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır." Tedavi edilmeyen reflü hastalığının zamanla yemek borusunda iltihaplanmaya neden olabileceğini ifade eden Doç. Dr. Bilal Toka, ileri ve uzun süreli vakalarda ise ülser, kanama, yemek borusunda darlık ve buna bağlı yutma güçlüğü gelişebileceğini kaydetti. Uzun yıllar süren reflü hastalığında Barrett özofagusu gelişebileceğini belirten Doç. Dr. Toka, bu durumun yemek borusu kanseri açısından önemli bir risk faktörü olduğuna dikkat çekerek, "Reflü hastalığının tedavi edilmemesi ayrıca kronik farenjit, larenjit, diş çürükleri, sinüzit atakları ve astım benzeri solunum sorunlarına da neden olabiliyor" dedi. "Geç saatte yemek reflüyü artırıyor" Reflü tedavisinde yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarının belirleyici rol oynadığını vurgulayan Doç. Dr. Bilal Toka, şu bilgileri verdi: "Aşırı kilo, sigara ve alkol kullanımı, yağlı ve baharatlı yiyecekler, çikolata, kafeinli ve gazlı içecekler şikayetleri artırabiliyor. Hazır gıdaların etkisi de yadsınamaz. Geç saatlerde yemek yemek ve tok karna uzanmak da reflüyü kolaylaştırıyor" ifadelerini kullandı. Reflü hastalığının tanısında hastanın şikayetlerinin yanı sıra endoskopi ve gerekli durumlarda PH incelemelerinin kullanıldığını belirten Doç. Dr. Bilal Toka, tedavide yaşam tarzı değişikliklerinin ve mide asidini azaltan ilaçların ön planda olduğunu ifade etti. Bazı hastalarda ise endoskopik ya da cerrahi yöntemler gerekebileceğini kaydeden Toka, "Uzun süredir devam eden reflü şikayetleri, ilaçlara yanıt alınamaması, yutma güçlüğü, kilo kaybı veya kanama bulguları olan hastaların gecikmeden sağlık kuruluşlarına başvurması gerekmektedir’’ diye konuştu.