SAĞLIK - 21 Eylül 2024 Cumartesi 10:53

Turşu tüketimine dikkat: Ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor

A
A
A
Turşu tüketimine dikkat: Ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor

Turşu kurma sezonunun gelmesiyle birlikte bozulan turşuların tüketimi ve fazla ölçüde tüketimi ile ilgili uyarılarda bulunan Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, insan vücudunda ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini söyledi.


Çankırı’da, kış aylarına sayılı günler kala vatandaşlar turşularını kurmaya başladı. Turşu tüketiminde dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında uyarılarda bulunan Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, turşunun kapağının tam kapatılmaması ya da açık kalması turşunun bozulmasına sebebiyet vereceğini söyledi. Bozulan turşuların tüketiminin insan sağlığında ciddi sorunlara yol açabileceğini belirten Dr. Sarıkaya, fazla tüketildiği takdirde kalp sağlığını olumsuz etkileyebileceğini söyledi.



“Bozulan turşuların tüketilmesi sonucu insan sağlığını tehdit edebilir ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir”


Turşunun fazla tüketimi, kalp sağlığını olumsuz etkileyebileceğini söyleyen Dr. Sarıkaya, “Turşunun kapağının tam kapatılmaması ya da açık kalması turşunun bozulmasına sebebiyet verir. Bozulan turşuların tüketilmesi sonucu insan sağlığını tehdit edebilir ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Turşu yapımında kullanılan tuz, yüksek sodyum içeriğine sahiptir. Fazla tüketimi, kan basıncını yükseltebilir ve kalp sağlığını olumsuz etkileyebilir. Aşırı sirke, mide asidini artırabilir. Mide rahatsızlığı olan kişiler, turşuyu ölçülü tüketmelidir. Turşu, doğru ölçüde tüketildiğinde sağlığa birçok fayda sağlayan fermente bir gıdadır. Ancak, özellikle tuz içeriği nedeniyle dikkatli ve ölçülü bir şekilde tüketilmesi önerilir” dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Siirt Öğretmen sağlığı eğitim kalitesini etkiliyor 2024-2025 eğitim yılının başlamasıyla birlikte Siirt Eğitim ve Araştırma Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Selim Mamiş, öğretmenlere yönelik sağlık tavsiyelerinde bulunurken, öğretmen sağlığının eğitim kalitesini etkilediği söyledi. Siirt Eğitim ve Araştırma Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Selim Mamiş, yeni dönemin öğretmenlere ve öğrencilere başarı ve sağlık getirmesini dilerken, sağlıklı bir öğretmenin, öğrencilerine daha verimli eğitim sunabileceğine vurgu yaptı. Mamiş, özellikle öğretmenlerin sağlığının, eğitimin kalitesini doğrudan etkilediğini belirtti. Üst solunum yolu enfeksiyonları gibi sık karşılaşılan sağlık sorunlarına dikkat çeken Mamiş, okulların açılmasıyla kalabalık ortamlarda virüslerin hızla yayılabileceğini belirterek, sınıfların düzenli havalandırılması ve klimaların aşırı kullanımından kaçınılması gerektiğini söyledi. Öğretmenlerin ses sağlığına özen göstermeleri gerektiğine de değinen Mamiş, "2024-2025 eğitim öğretim yılının değerli öğretmenlerimize hayırlı olmasını, gençlerimize, çocuklarımıza ve minik yavrularımıza da başarılı olmasını temenni ediyorum. Tabii her şeyin başı sağlıktır. Öğretmenlerimizin gerek mesleki olarak ayakta uzun süreli kalmak ya da oturması gerektiği durumda da uzun süreli oturması sakıncalıdır. Üst solunum yolu enfeksiyonları açısından kalabalık ortama yeni öğrencilerin girmesi, farklı mikrobik ajanların aynı ortama girmesi gerek gençlerin gerek çocukların gerek diğer üniversite ortamındaki çalışanlar açısından büyük risk taşıyor. Haliyle sınıfların sıkça havalandırılması, çok sıcak tutulmaması ve çok ta serin olması için klimaların uzun süre açık kalmaması, oturacakları yerlerin klimanın tam karşısında olmamasına dikkat etmeleri, öğretmenlerimizin ders aralarında mümkün mertebe ılık suyu yudum yudum en az bir su bardağı içmelerini tavsiye ederiz. Ders anlatmak zorunda olan öğretmenlerimizin konuşmaya bağlı olarak ses tellerinde ödem dediğimiz şişkinliğin gelişmesi, ses tellerinde nodüllerin gelişmesi, benzer şekilde üst solunum yolu enfeksiyonları halsizlik, kırgınlık, eklem ağrıları, burun akıntısı ve hapşırık yapabilir. Öğretmenlerimiz uzun süreli ayakta da kalmasın, uzun sürelide oturmasınlar. Sürekli konuşmak yerine ders aralarında veya ders ortasında da zaman zaman öğrencilere hak vererek interaktif eğitim şeklinde o zamanın kendi lehine suskunluğa konulması sağlanmalıdır. Kahvaltılarını yapmalarına dikkat etmeleri, bel fıtığı olan öğretmenlerimizin ayakta uzun süre kalmaması gerektiği, ayakta uzun süre kalanlarda varis riskinin de arttığı varisleri olanlarında ayakta kalma süresi arttıkça varislerin daha da belirginleşip ilaçla değil, belki ameliyatla bile düzenlemeyecek düzeylere gelebileceğini unutmamak lazım’’ dedi.
Malatya MAGİNDER Başkanı Karademir, sanayi sitesi esnafının sorunlarını dile getirdi Malatya Girişimci İş İnsanları Derneği (MAGİNDER) Yönetim Kurulu Başkanı Salih Karademir, deprem sonrası taşınması gündeme gelen sanayi sitesinde esnaflar ile bir araya gelerek sorunlarını dinledi. Malatya Girişimci İş İnsanları Derneği (MAGİNDER) Yönetim Kurulu Başkanı Salih Karademir, deprem sonrası taşınması gündeme gelen sanayi sitesinde esnaflar ile bir araya gelerek sorunlarını dinledi. 6 Şubat depreminden sonra Malatya’nın tamamında büyük bir yıkım meydana geldiğini hatırlatan Karademir, bu yıkımdan sanayi esnafının da büyük oranda etkilendiğini söyledi. Depremin ilk saatlerinden itibaren esnafın sahada olduğunu ve dükkanlarının ışıklarını yakarak çalışmaya devam ettiklerini belirten Karademir, “Şehri terk etmediler, hiçbir zaman ayrılmayı düşünmediler. Esnafımız gerçekten burada çok büyük sıkıntı yaşıyor. Buradaki sıkıntıların en başında da buradaki dükkanların ne olacağını bilmiyorlar. Rezerv alanı ile ilgili açıklama yapılmaması, buradaki esnafımızın başka yerlere taşınacağını ve yine Altay Kışlası tarafında yapılan geçici dükkanların akıbetinin ne olacağını bilmedikleri için bugün burada bir istişare toplantısı yaptık. Esnafımızın en çok dile getirdiği konu, buradan ayrılmak istemiyorlar. Burayla ilgili çözüm üretmez gerekiyor diyorlar. Bu çözüm de şu şekilde. Esnafımız yerinde dönüşüm istiyor. Burada işlerine devam etmek istiyorlar. Çünkü kendileri burada bir bütün olarak çalışıyorlar. Sanayinin farklı noktalarda farklı bölgelerde kopuk bir şekilde işlemeyeceğini hepimiz biliyoruz. Sanayinin bir olması lazım. Bugün sanayiye gelen bir vatandaşımız arabasının lastiğini yaptırabilir veya başka bir parçasını yaptırabilir. Bir parçayı burada yaptırıp korna işi için diğer sanayi sitesine gitmemesi gerekiyor. Bu şekilde sanayi çalışmaz. Sanayi kültürüne uygun değil. Bu sanayi yapılanması o yüzden. Buradaki sanayi sitesinin yapılmasıyla ilgili buradaki esnaf arkadaşımızın tek talebi var. Buradaki yerlerini bırakmak istemiyorlar. Burayla ilgili yerinde dönüşüm istiyorlar. Buradaki dönüşümle de ilgili kendilerine net bilgi verilmesini istiyorlar. Aynı şekilde buradaki esnaf arkadaşlarımız bazı bilgi kirliliği ve bilgi eksikliğinden dolayı kafa karışıklığından dolayı huzursuzlar. Biz de devletimizin burada esnaflarımıza gerekli net bilgileri vermelerini istiyoruz” dedi. Önümüzdeki hafta Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un kente geleceğini ve mutlaka sanayi esnafı ile bir araya gelmesi gerektiğini belirten MAGİNDER Başkanı Salih Karademir, “Malatya’nın ayağa kalkması için, Malatya’nın tekrardan yeniden inşa edilmesi için birlikte istişareler yapılması gerektiğine inanıyoruz” ifadelerine yer verdi. Son dönemlerde Malatya esnafının fahiş fiyat ile satış yaptığına dair asılsız iddiaların da olduğuna dikkat çeken Karademir, “Malatya esnafına karşı bu ara bilgi kirliliği var. Çok fahiş fiyatlarla malzeme sattıkları ve haksız kazanç elde ettikleri yönünde bazen farklı farklı açıklamalar görüyoruz. Ben şunu söylemek istiyorum. Esnaf ahi kültüründen geliyor, esnaf kesinlikle ekmeğini çok zor şartlarda kazanıyor. Kul hakkını da bilir, kimsenin hakkına tenezzül etmez. Hakkıyla emeğiyle çalışır. İçimizden belki tek tük birkaç tane kendini bilmez esnafımız çıksa da bunu tüm esnafa mal olması yanlış bir şey. Esnafımız alnının teriyle namusuyla şerefiyle ekmeğini kazanmaktan başka bir hesabı yok. Bu zor şartlarda burada bu şekilde çalışmalarına devam ediyor. Biz her zaman söylüyoruz biz siyaset için sahada değiliz. Malatya için sahadayız. Malatya için sahada olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Malatya Malatya Şeker Fabrikası’nda hedef 55 bin ton şeker üretimi Bölgedeki 7 ilden pancar alımına başlayan Malatya Şeker Fabrikası’nda bu dönem 420 bin ton pancar işlenerek 55 bin ton şeker üretilmesi hedefleniyor. Malatya Şeker Fabrikası Müdürü Mustafa Kunter, bu yıl 4 Eylül’de başlayan pancar alım kampanyasıyla 7 ilden pancar aldıklarını belirterek “İlk alımlara Maraş bölgesinden başladık. Hedefimiz 420 bin ton pancar işleyerek, yaklaşık 55 bin ton şeker üretmek. Ayrıca, 17 bin ton melas ve 126 bin ton küspe elde etmeyi planlıyoruz” dedi. Malatya Şeker Fabrikasında günlük 3 bin 800 ton pancar işleme kapasiteleri olduğunu belirten Fabrika Müdür Kunter, kampanyayı Aralık ayının son haftasında tamamlamayı öngördüklerini ifade etti. Malatya, Sivas Kangal ve Maraş bölgelerinin alımda ön planda olduğunu vurgulayan Kunter, “Malatya bölgesindeki üretim, toplam işleyeceğimiz pancarın sekizde biri oranında. Bunun yanında, Urfa ve Adıyaman’dan da alımlar yapıyoruz” ifadelerini kullandı. Yeni Yatırımlar ve Enerji Projeleri Fabrika Müdürü Kunter, fabrikanın yeni yatırımlar aldığını ve bu kapsamda Malatya Fabrikasının genel müdürlük tarafından oldukça önemsendiğini dile getirdi. Bu anlamda yeni bir kireç ocağı yatırımlarının da olduğunu belirten Kunter, “Ciddi yatırım Malatya’ya ayrılıyor. Fakat yine tabi yatırım yapacağımız alanlar var fabrikayla alakalı. Bu anlamda gerek kapasite artışı olsun, gerekse mevcut ekipmanın idame yenilemesi olsun yatırımlarımız Malatya Şeker Fabrikası olarak devam ediyor. Bunun dışında yine bizim önemsediğimiz Enerji Bakanlığımızın da direktifleri var. Bu konuda enerji ekonomisi üzerine yoğunlaşıyoruz. Hem bu sene yaptığımız işler var hem de önümüzdeki sezon planladığımız bir takım işler var. Bunları da yaptıktan sonra hem maliyetlerimizi aşağı çekmek hem de çevremize de faydalı olacak projelerimiz var” ifadelerine yer verdi. Kampanya sonunda satış için bekletilen küspe kokusunun çevreye verdiği koku rahatsızlığı ile ilgili de konuşan Kunter, “Çok şikayet aldık açıkçası. Küspeyi belirli program dahilinde aslında biz çiftçiye veriyoruz ama alınmadığı zaman satışa çıkarıyoruz. Satışa da eğer talep yoksa paketleme alternatifimiz oluyor. Geçen sene de bayağı bir paketleme yapmışız. Fakat bunlar yıl içerisinde talep olmadığı için satılamadı ve tabii bu ister istemez her ne kadar paketli de olsa çevreye bir rahatsız edici koku yayıyor” şeklinde konuştu. Sorunu çözme adına girişimlerde bulunduklarını ifade eden Kunter, “Biz de bu kokunun merkezindeyiz. Biz de burada çalışıyoruz en çokta biz sonunla karşılaşıyoruz. Personelimiz ve çevredeki vatandaşlar tarafından da bu sorunu dile getirenler oluyor. Bu seneki planımız paketleme yapmayı düşünmüyoruz. Peki bu elimizdeki küspeyi nasıl çıkaracağız. Bir kere küspe fiyatını 300 TL gibi bir fiyata açıkladı. Türkiye’deki bu en ucuz fiyat. Geçen sene bile olmayan bir fiyat açıklayarak talebi artırmayı planladık. Kampanyamız başladı, belli bir sürede geçti. Küspemiz uygun fiyatlı olduğu için şuan talep görüyor. Peki yine talep görmezse ne yapacağız işte burada da paketleme yapmadan küspeyi Malatya ve Elazığ’da çöpten enerji üreten firmalara vereceğiz. Kampanyanın bitimi ile beraber burada küspe kalmayacak” diye konuştu. (CÖ-SVY-Y)