EĞİTİM - 13 Kasım 2023 Pazartesi 17:42

ÇAKÜ’de Cumhuriyetin 100. yılında Atatürk ve hukuk konuşuldu

A
A
A
ÇAKÜ’de Cumhuriyetin 100. yılında Atatürk ve hukuk konuşuldu

Çankırı Karatekin Üniversitesinde düzenlenen ‘Cumhuriyetin 100. Yılında Atatürk ve Hukuk’ konferansına öğrenciler yoğun ilgi gösterdi.


Çankırı Karatekin Üniversitesinde (ÇAKÜ) düzenlenen ‘Cumhuriyetin 100. Yılında Atatürk ve Hukuk’ konferansı Rektörlük Konferans Salonunda gerçekleştirildi. Konferansta hukukun Cumhuriyet dönemlerindeki süreçleri anlatıldı. Dr. Öğr. Üyesi Cemal Dursun moderatörlüğünde gerçekleşen konferansa öğrenciler yoğun ilgi gösterdi.


Konferansta konuşan Dr. Öğr. Üyesi Cemal Dursun, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemindeki hukuk kavramına değindi. Osmanlı dönemine İlber Ortaylı’nın tarih kitabından örnek vererek değinen Dursun, “Osmanlının en uzun yüzyılında, kişinin kendini saçlarından yukarıya çekmeye çalışması gibi bir dönemden bahsediyoruz. Yani çok zor olan bir şey yapılmaya çalışılıyor. Biraz geç kalmışlık duygusu ve önemli bir çaba var. Döneme damgasını vuran şeye baktığımızda Osmanlı’nın kendisini döneme uygunlaştırmak için giriştiği takım çabaları görüyoruz. Her şeye rağmen Tanzimat hareketi, Türkiye tarihinde toplumun ileriye götüren ve çığır açan bir rol oynamıştır. Trafik çözülmezliği güçken, içe ağır ağır kaynamasıyla tarihin ilerlediği bir zamandır. Bir toplumun kurumlarıyla, gelenekleriyle, devlet adamlarıyla, kaçınılmaz bir yazgıya doğru ilerlediği, karanlık ve gafletin yanında fazilet ve aydınlığı ortaya çıktığı, çöküşle ilerleyişin boğuştuğu Osmanlı tarihini çok güzel tanımlamış. Burada trajik olan sadece sürecin kendisi değil, sürecin içerisindeki bazı karakterlerini ve çok trajik hayatların da olduğunu görüyoruz” dedi.



ÇAKÜ’de Cumhuriyetin 100. yılında Atatürk ve hukuk konuşuldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Kaligrafi ile her satır sanat eserine dönüşüyor Sakarya Büyükşehir Belediyesi, Geleneksel Sanatlar İhtisas Merkezi’nde kaligrafi, harflerin estetikle dans ettiği bir sanat dalı olarak hayat buluyor. Kursiyerler, yalnızca yazıyı öğrenmekle kalmıyor, sabır ve zarafeti birleştirerek her satırı bir sanat eserine dönüştürüyor. Sakarya Büyükşehir Belediyesi Geleneksel Sanatlar İhtisas Merkezi’nde kaligrafi sanatı, yazıya ruh katan bir miras olarak yeniden hayat buluyor. Kursiyerler, harflerin çizgilerle zarif bir uyum yakaladığı bu sanatla tanışarak, gelenekten modernliğe uzanan bir yolculuğa çıkıyor. Kaligrafi sadece bir yazı tekniği değil, sabır ve sanatla şekillenen bir ifade biçimi haline geliyor. Kaligrafi eğitimcisi Gürkan Eren, “Hat sanatı ve kaligrafi derslerinde eğitim veriyorum. Kaligrafi alanında başlangıç ve ileri düzey dersleri sunuyoruz. Başlangıç aşamasında öğrencilerimize italik yazı öğretiyor, ileri düzeyde ise Copperplate tarzında çalışmalar yapıyoruz. Sevdiğimiz şiirleri, ayetleri, sözleri ve hadisleri, çeşitli yazı stilleriyle yazıp yılsonunda düzenlediğimiz sergilerde paylaşıyoruz” dedi. Yazıya olan ilgisini bu merkezde geliştirdiğini ifade eden kursiyer Şenol Yıldırım, “İki yıldır hat sanatı eğitimi alıyorum ve yazıya olan ilgimi burada daha da geliştirme fırsatı buldum. Sanatta zirveye ulaşmak gibi bir kavram olmadığı için sürekli öğreniyor ve kendimi geliştirmeye çaba gösteriyorum. Burası, günlük hayatın koşuşturmasından uzaklaşıp, tüm stresi geride bırakarak sadece sanatıma odaklandığım, adeta ruhumu dinlendirdiğim bir merkez” diye konuştu. Öğrencilik yıllarından beri kaligrafinin ilgisini çektiğini dile getiren kursiyerlerden Esma Çökren, “Öğrencilik yıllarımdan beri kaligrafi sanatı ilgimi çekiyordu. Büyükşehir Belediyesi’nin bize böyle bir fırsat sunduğunu gördüğümde, bu sanatı öğrenmeye karar verdim. Kaligrafi hem zihni hem de ruhu dinlendiren bir sanat. Evde de burada da çalışırken büyük bir rahatlama hissediyorum. Yaşamın koşuşturmasından uzaklaşıp, adeta zamanın durduğu bir araya dönüşüyor. İnsan yaşlandıkça farklı sanatlarla uğraşmak ve bu sanatlar aracılığıyla eserler oluşturmak, gerçekten çok özel bir deneyim” şeklinde konuştu. Kaligrafi sanatında eğitim alan Rana Kutanis ise, “Kaligrafiyle tanışmam pandemi öncesine dayanıyor. İlkokul yıllarında güzel yazı dersleriyle başlayan ilgim, zamanla kaligrafi gibi sanatlara yönelmemi sağladı. Kendisini bu alanda geliştiren bir kişi, istediği ismi ya da kelimeyi sanatsal bir şekilde yazabilmenin mutluluğunu yaşıyor. Normal bir yazı yazarken başka şeylerle ilgilenebilirsiniz ancak kaligrafi yaparken tüm dikkatinizi yazıya vermeniz gerekir. Bu da bana, odaklanmanın ve sabrın önemini öğretti” ifadelerini kullandı. Kaligrafi sanatı nedir? Kaligrafi sanatı, harflerin zarafetle dans ettiği ve yazının sanata dönüştüğü bir ifade biçimidir. İnce fırçaların ve özel mürekkeplerin ustalıkla buluştuğu sanat, sabır ve özenle şekillenir. Her çizgi, yalnızca bir harf değil, aynı zamanda estetik bir hikaye anlatır.