ASAYİŞ - 08 Ocak 2025 Çarşamba 17:30

5’inci kattan düşerek hayatını kaybeden restoratör Tuğba Yavaş’ın, tutuklu profesör eşinin yargılanmasına başlandı

A
A
A
5’inci kattan düşerek hayatını kaybeden restoratör Tuğba Yavaş’ın, tutuklu profesör eşinin yargılanmasına başlandı

Çanakkale’de, restoratör Tuğba Yavaş’ın (39) 5’inci kattan düşerek hayatını kaybettiği olayda tutuklanan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, öğretim görevlisi eşi Prof. Dr. Alptekin Yavaş’ın (49) yargılanmasına başlandı. Savcılık, tutuklu sanık Alptekin Yavaş’ın adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasını talep ederken, hakim ise tutukluluk halinin devamına karar verdi. Çanakkale 2’nci Asliye Ceza Mahkemesinde yargılanmasına başlanan davanın, hakim tarafından Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesinde devam etmesine karar verildi.


Olay, 30 Ekim 2024 tarihinde merkeze bağlı Kepez beldesi Hamidiye Mahallesi Aziz Nesin Caddesi’ndeki bir apartmanda meydana geldi. Henüz belirlenemeyen bir nedenle restoratör Tuğba Yavaş, apartmanın 5’inci katındaki dairenin balkonundan park halindeki motosikletin üzerine düştü. Durumu fark eden komşuların ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen ambulansla Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi’ne sevk edilen Tuğba Yavaş, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Olayın ardından polis ekipleri tarafından yapılan incelemeler sonucunda olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Yapılan çalışmalarda ekipler Tuğba Yavaş’ın eşi ÇOMÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, öğretim görevlisi Prof. Dr. Alptekin Yavaş’ın (49) ifadesine başvurdu. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Alptekin Yavaş çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.


Çanakkale Cumhuriyet Savcılığı’nın soruşturmasının tamamlanmasının ardından iddianame hazırlandı. Sanık Prof. Dr. Alptekin Yavaş’ın ‘Kasten adam öldürme suçunun üstsoy veya altsoydan birine veya eş, boşandığı eşe veya kardeşe karşı işlenmesi ve cezası akrabalık ilişkisi olan kişinin öldürülmesi’ suçundan Çanakkale 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. İlk duruşma bugün görüldü. Tutuklu sanık Alptekin Yavaş, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmada hazır bulundu. Sanık ve Müşteki avukat ile yakınları mahkemede hazır bulundu.


Tutuklu sanık Prof. Dr. Alptekin Yavaş, mahkemesindeki savunmasında, “Tarafıma yönetilen suçlamaları kabul etmiyorum. Eşim 2023 yılında büyük bir epilepsi nöbeti geçirdi. Daha önce böyle bir nöbet geçirmemişti. Geçirdiği nöbet sonrasında evde tek kalmaktan korktuğu için bir süre benimle okula geldi. Krizden sonra gittiğimiz nöroloji uzmanı bizi psikiyatriye yönlendirdi. 6 defa psikiyatriye gittik. Çeşitli ilaçlar verildi. Sonra kilo aldığı için ilaçları kullanmayı bıraktı. Kıskançlık krizleri başladı. Şüphelendiği kişi eve getirerek beraber yemek yedik. Bu yemek sonunda eşim bana ‘sen haklısın’ dedi. Eşimin bundan önce intihar girişimi oldu. Büyük epilepsi krizinden 1 önce Çanakkale’de otomobil ile seyir halindeyken, her zamanki tartışmaları yaşarken bir anda arabanın kapasını açıp kendine atmaya çalıştı. Bu sırada ben de kolundan tutarak buna engel oldum. Bunun dışında oğlumuzun yanında da bir intihar girişimi oldu. Evdeyken tartışma anından televizyonu ve bilgisayarı yere attı. Balkona çıkarak ‘kendimi atarım’ dedi. Daha sonra evimizin üs katından oğlum geldi. Oğlumla beraber eşimin bunu yapmaması konusunda ikna ettik” diye konuştu.


Olay günü eşinin mevlit organizasyonu için bir arkadaşıyla görüştükten sonra eve geldiğini belirten Yavaş savunmasının devamında şunları söyledi:


“Her şey normaldi. Uyumak için yatağa yattık. Bu sırada eşim benim ilgisizliğimden yakınarak, yaşadığı bazı sorunlardan anlatmaya başladı. Konuşma bir süre sonra tartışmaya dönüştü ve eşim benim üzerime yürümeye başladı. Eşim ara sıra oğlum yanında da bana vuruyordu. Ben herhangi bir fiziki müdahalede bulunmadım. Bunun üzerine ben yüksek sesle ‘Tuğba yeter’ diye bağırdım. Tartışmanın sona ermesi için banyoya girdim. Her zaman tartışmalarda böyle yapardım. Onunda arkamdan geleceğini düşündüm. Böyle de oldu. Eşim arkamdan banyoya geldi. Ona şaka olsun diye su fırlattım. Ancak eşim bağırarak banyodan çıktı. Ben de hemen banyodan kurulanıp çıktım. Çıktığımda eşimi evin içinde göremedim. Eşim balkona çıkmıştı. Eşim balkondan bana bağırarak ‘kendim atarım’ dedi. Ben de ona oğluma ve bana buna yapamazsın dedim. Balkon tırabzanlara doğru yaklaşınca ben de ona doğru yaklaşarak yapma dedim. Bunun üzerine eşim bana ‘yaklaşma’ diye bağırdı. Bir süre sonra eşim tırabzanların öbür tarafına geçti. Eşimin bir süre sonra ayakları kaydı ve balkon tırabzanlarına sadece elleriyle tutundu. Bunu fark edince koşarak bileklerinden tuttum. Eşime sağ ayağını trabzanın üstünden atarsa kurtulabileceğini söyledim. Eşim bunu yapamadığını belirtti. Bir süre sonra eşimin elleri trabzandan kaydı ve sadece ben bileklerinden tutuyordum. O sırada eşimi tutup çekmeye çalıştım ancak gücüm yetmedi. Eşim düşerek vefat etti. Beraatımı talep ediyorum” dedi.


Sanık savunmasının ardından müşteki yakınları dinledi. Hakim, Prof. Dr. Alptekin Yavaş’ın tutukluk halinin devam etmesine ve duruşmanın Ağır Ceza Mahkemesinde devam etmesine karar verip, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum İstiklâl Marşını güzel okuma yarışması il finali yapıldı Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğünce İstiklâl Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen İstiklâl Marşını Güzel Okuma Yarışması finali yapıldı. Öğrencilerin İstiklâl Marşı’nın derin anlamını ve Kurtuluş Savaşı’nın tarihsel önemini kavramaları, geçmiş ile gelecek arasında millî, manevi ve tarihi bir köprü kurabilmeleri, vatan, millet, bayrak sevgisi ve bu değerlere karşı duyarlılık geliştirmeleri ve millî bilinç duygularının güçlendirilmesi amacıyla Temel Eğitim Genel Müdürlüğüne bağlı resmî ilkokul, ortaokul ve imam hatip ortaokulu öğrencileri arasında düzenlenen "İstiklâl Marşı’nı Güzel Okuma Yarışması" İl Finali büyük bir coşkuya sahne oldu. Yakutiye Anadolu İmam Hatip Lisesi Konferans Salonunda gerçekleştirilen İstiklal Marşını Güzel Okuma Yarışması il finaline İl Millî Eğitim Müdürü Yakup Yıldız, Aziziye İlçe Millî Eğitim Müdürü Nurullah Yavilioğlu, Yakutiye İlçe Millî Eğitim Müdürü Abdurrahman Gazioğlu, Narman İlçe Millî Eğitim Müdürü Engin Tan, Şenkaya İlçe Millî Eğitim Müdürü Kadir Vural, idareci, öğretmen, öğrenci ve aileler katılım sağladı. Öğrencilerin göstermiş oldukları üst düzey performanslar izleyiciler tarafından ayakta alkışlanırken yarışma büyük bir çekişmeye sahne oldu. Yarışmada seçici kurulun yapmış olduğu değerlendirme sonucunda; İlkokul kategorisinde; birinciliği, Amine Erva Selam (Tortum Atatürk İlkokulu), ikinciliği Meryem Bayır (Hınıs Yelpiz Erzurum Merkez Öğretmenevi İlkokulu) ve üçüncülüğü Mehmet Eymen Yıldırım (Şenkaya Akşar İlkokulu) elde etti. Ortaokul kategorisinde; birincilği Veysel Güzelyurd (Aziziye Taşpınar Necmi Çakıcı ve Muhlis Koçal Ortaokulu), ikinciliği Ayşe Duru Doğanay (Narman Şehit Astsubay Çavuş Soner Özübek YBO) ve üçüncülüğü Zeynep Karaca (Köprüköy Atatürk YBO) kazandı. Finali yarışmasında birinci olan öğrenciler Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından yapılacak olan Türkiye Finalinde Erzurum’u temsil edecekler. Yarışmaya katılan öğrenci ve danışman öğretmenlerin hediye ve plaketleri, İl Millî Eğitim Müdürü Yakup Yıldız ve İlçe Milli Eğitim Müdürleri tarafından takdim edildi. İl Millî Eğitim Müdürü Yakup Yıldız yarışmanın kapanış konuşmasında: "İstiklâl Marşımız, yazıldığı dönemin zor günlerini anlatmanın ötesinde, Milli Mücadele ruhunu, vatan sevgisini ve bağımsızlık tutkusunu mısralarla dile getirmiş, kahramanlığımızın ve maneviyatımızın tezahürü olmuştur. Tarihte hiçbir zaman esarete düşmemiş bir milleti esaret altına alma girişimlerine karşı millî vicdanların direnişini, vatan sevgisinin dirilişini ve yüreklerin bütün zorluklara rağmen dik duruşunu simgeleştirmiştir. Hakkı tutup kaldırmayı ve haksızlık karşısında dimdik durmayı hayatı boyunca haykırmış münevver ve mütefekkir şairimiz, Mehmet Akif Ersoy: "Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırtmasın," diyerek, verilen mücadeleyi en veciz şekilde ifade etmiştir. Bugün bize düşen en büyük görev, ecdadımızın emaneti olan vatanımızın bölünmez bütünlüğüne sahip çıkmak ve geleceğe emin adımlarla yürüyecek olan gençlerimizi İstiklâl Marşımızın sahip olduğu ruh ve şuurda yetiştirmektir. Öğrencilerimizi yetiştirilmesinde emeği geçen herkese ama herkese teşekkür ediyorum" dedi.