SAĞLIK - 21 Eylül 2024 Cumartesi 10:14

“Alzheimer hastalığı toplumsal bir sorun”

A
A
A
“Alzheimer hastalığı toplumsal bir sorun”

Nilüfer Belediyesi, 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü’nde bu konuda farkındalık oluşturmak için “Unutursa Elinden Tut!” sloganıyla panel ve etkinlik düzenledi. Panelde konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Alzheimer’ın çağımızın en büyük hastalıklarından biri olduğunu belirterek, hastalıkla mücadelede desteklerinin devam edeceğini vurguladı.


Nilüfer Belediyesi, 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü’nde hastalığa dikkat çekmek ve toplumda bu konudaki bilinci artırmak etkinlikler düzenledi. Bu etkinliklerden ilki Dünya Alzheimer Günü Paneli oldu. Nazım Hikmet Kültürevi’nde Türkiye Alzheimer Derneği iş birliğiyle “Unutursa Elinden Tut!” temasıyla düzenlenen panele Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin ve Türkiye Alzheimer Derneği Bursa Şubesi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Bakar ile vatandaşlar katıldı.


Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, panelin açılışında yaptığı konuşmada Alzheimer hastalığının çağımızın en büyük hastalıklarından biri olduğuna dikkat çekti. Toplumda Alzheimer ile mücadele eden ya da bu hastalığa sahip yakınları olan pek çok insan olduğunu belirten Başkan Şadi Özdemir, bu konuda farkındalık oluşturmak için düzenlenen etkinliklerin önemini vurguladı.


Nilüfer Belediyesi’nin Alzheimer hastalarının bakımı için Lions 118-K Yönetim Çevresi Federasyonu ve hayırsever Dikencik ailesi iş birliğiyle açtığı hasta konuk evinden bahseden Başkan Şadi Özdemir, bu alandaki hizmetlerini artırarak sürdürmek istediklerini dile getirdi. Yaşlı bakım evleri, kreş gibi hizmetlerin sayılarını artırmak için dayanışma çağrısında bulunan Başkan Şadi Özdemir, “Dayanışma içinde olmak, insana, çevreye ve hayvanlara duyarlı olmak Nilüfer’in ve Nilüferliler’in değerleri arasındadır” dedi.


Açılış konuşmasının ardından Dünya Alzheimer Günü Paneli’ne geçildi. Panelin moderatörü Türkiye Alzheimer Derneği Bursa Şubesi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Bakar da Türkiye’de 600 bine yakın, Bursa’da ise 33 bin Alzheimer hastası olduğunu söyledi. Hastalığın yaygınlığına dikkat çeken Prof. Dr. Bakar, "Alzheimer hasta sayısı her on yılda bir ikiye katlanıyor. Bu hastalık sadece kişiyi değil, çevrelerindeki insanları da etkiliyor. Bu nedenle toplumsal bir sorun teşkil ediyor” diye konuştu.


Panelde konuşan diğer uzmanlar arasında nöroloji uzmanı Doç. Dr. Demet Yıldız, psikiyatri uzmanı Doç. Dr. Yusuf Sivrioğlu ile fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı Prof. Dr. Meliha Kasapoğlu Aksoy; Alzheimer hastalarının bakımı, hastalığın ilerlemesini geciktirme yöntemleri ve hastalara nasıl yaklaşılması gerektiği konularında bilgi paylaştılar.


Konuk Evi’nde renkli gün


Dünya Alzheimer Günü etkinlikleri günü kapsamında Nilüfer Belediyesi Lions ve Ercan Dikencik Alzheimer Hasta Konuk Evi’nde de renkli bir etkinlik düzenlendi. Çeşitli aktiviteler ve etkinliklerin düzenlediği programa Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ve eşi Nuray Özdemir de katıldı. Etkinlikte Türkiye Alzheimer Derneği Bursa Şube Başkanı Prof. Dr. Mustafa Bakar ve yönetim kurulu üyeleri, Uludağ Lions Kulübü Başkanı Esra Kunlar, Uludağ Lions Kulübü geçmiş dönem Başkanı İsmail İşyapan ve çok sayıda davetli katıldı. Hastalarla yakından ilgilenen Başkan Şadi Özdemir, onların daha rahat şartlarda yaşamaları için üzerlerine düşen görevleri yapacaklarını söyledi. Başkan Şadi Özdemir, “Her zaman sizlerin yanında olacağız. Sosyal çalışmalar Nilüfer Belediyesi’nin kimliği haline geldi. Birçok alanda öncülük etmeye devam ediyoruz” dedi.


Türkiye Alzheimer Derneği Bursa Şube Başkanı Prof. Dr. Mustafa Bakar da Nilüfer Belediyesi ile imzaladıkları protokol ile çok daha geniş kitlelere ulaşacaklarını ifade etti. Uludağ Lions Kulübü Başkanı Esra Kunlar da bugüne kadar olduğu gibi olduğu gibi bundan sonra da Alzheimer hastalarına destek olacaklarını ifade etti


Programda Alzhemir hastaları bir koro oluşturarak şarkılar seslendirdi. Başkan Şadi Özdemir Alzheimer hastalarının çizdiği ve renklendirdiği sergiyi de büyük beğeniyle gezdi.



“Alzheimer hastalığı toplumsal bir sorun”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Niğde Yeni Destek Modeli üretim planlamasına uyan çiftçiler daha fazla destek alacak Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bitkisel üretimde yeni destekleme modeli ile Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı tüm üreticiler destek alacak. İlk defa üretim döneminden önce açıklanan yeni destek modeli ile ilgili açıklama yapan Niğde Tarım ve Orman İl Müdürü Asım Baş, sisteme uyum sağlayan üreticilerin mazot ve gübre desteğinin yüzde yüzünün karşılanmış olacağını söyledi. Baş, "Yıllardır savunduğumuz yeni bir modele geçtik. Üreticiler, üretim miktarı ve pazarlama açısından yıllardır dile getirilen bir konu bakanlığımız tarafından çözüldü. Yeni destekleme modelimizi üç aşamada planlayabiliriz. Temel destek, planlama desteği ve üretimi geliştirme desteği olmak üzere üç farklı aşamadan oluşuyor. ÇKS’ye kayıt yaptıran herkes temel desteklerden yararlanacak. Desteklemelerin kaldırıldığına dair farklı söylentiler var ama temel destek adı altında ÇKS’ye kayıtlı olan herkes o temel desteği alacak" dedi. "Üretim planlamasına uyan daha fazla destek alacak" Yeni destek modelinde havza bazlı üretim planlamasına uyan üreticilerin, destek katsayılarından yararlanacağını söyleyen Asım Baş, stratejik ürün üretenlerin ilave üçüncü desteği alacağını belirterek, "Yeni destek modelinin temelinde su var. Su kısıntısı olan yerlerde havza bazlı üretimde belirlenen stratejik ürünleri üreten, plana uyan üreticiler ilave üçüncü desteği almış olacak. Bu modelin en önemli ayrıntılarından bir tanesi de ilk defa üretim döneminden önce ve 3 yıllık planlandı. Katsayı modeli de ilk defa geldi. Tüm bu planlamalara uyum sağlayan üreticilerimizin mazot ve gübre desteğinin yüzde yüzü karşılanmış oluyor. Suyu daha az tüketen ürünler, ülkemizin ihtiyacı olan stratejik ürünler ağırlıklı olmak üzere su kısıntısı olan havzalarda, kıraç şartlarda yetiştirilebilecek ürünlere ihtiyacımız olacak. İlimizde arpa, buğday, nohut, fasulye, patates, kuru soğan ve yem bitkileri havza bazlı üretim planlamasına dahil edilen ürünler" diye konuştu. "Su kaynaklarını dikkatli kullanmak zorundayız" Yeni destek modelinin temelinde su kaynaklarının doğru ve etkin kullanılması olduğuna değinen suyun hayatın devamı için en önemli ihtiyacı olduğunu söyleyerek, "Hem evdeki tüketimimizde hem bitkisel üretimimiz hem de sanayide nerede ve hangi alanda olursa olsun dikkatli su kaynaklarımızı doğru ve dikkatli kullanmak zorundayız" dedi.
İstanbul Akdeniz diyeti Alzheimer’a karşı doğal kalkan sağlıyor Dünya Alzheimer Günü’nde açıklama yapan Diyetisyen Fatoş Nadiroğlu, Akdeniz diyetinin Alzheimer’a karşı doğal kalkan sağladığını söyledi. Günümüzde en sık görülen demans hastalıklarından biri olan Alzheimer; düşünce, hafıza ve davranış fonksiyonlarında azalmaya neden olmasıyla biliniyor. Beyin hücrelerinin ölmesiyle başlayıp, hafif unutkanlıktan günlük yaşamı zorlaştıran ciddi semptomlara kadar ilerleyen hastalığın kesin bir tedavisi ise bulunmuyor. Ancak günlük yaşantıya dahil edilebilecek pek çok alışkanlık Alzheimer riskini azaltabilir. Akdeniz diyeti de bu alışkanlıklardan biri. Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Uzman Diyetisyeni Fatoş Nadiroğlu, “Dünya Alzheimer Günü”nde yaptığı açıklama ile Akdeniz diyetinin Alzheimer hastalığının önlenmesinde ve ilerlemesinin yavaşlatılmasında önemli bir rol oynadığına dikkat çekti. Alzheimer’ın ortaya çıkmasında genetik ve çevresel faktörlerin yanı sıra sosyal ve psikolojik etmenlerin ve yaşam tarzının etkili olduğunu belirten Uzm. Dyt. Nadiroğlu, “Doymuş yağ asitleri, aşırı alkol, sigara tüketimi ve yüksek kalorili diyetler, Alzheimer riskini artıran faktörler arasında yer alıyor. Ancak Akdeniz diyeti, hastalığın risk faktörlerini azaltmada ve hastalığa karşı koruyucu etkisi ile öne çıkıyor” dedi. Akdeniz diyeti ile Alzheimer’a karşı güçlü koruma Akdeniz diyetinin Alzheimer hastalığının seyrinde yavaşlama sağladığını vurgulayan Uzm. Dyt. Nadiroğlu, bu beslenme modelinin içeriğine dikkat çekti. Meyve, sebze, tam tahıllar, kuru baklagiller gibi bitkisel kaynaklar, zeytinyağı, omega-3 yağ asidi kaynağı olan balık, ceviz, fındık gibi yağlı tohumlar, fermente süt ürünleri ve beyaz et ağırlıklı beslenmenin Akdeniz diyetinin temel unsurlarını oluşturduğunu söyleyen Uzm. Dyt. Nadiroğlu, “Araştırmalar bu gıdalara dayalı bir beslenme modelinin Alzheimer’ın önlenmesinde etkili olduğunu gösteriyor” ifadesini kullandı. İleri evre Alzheimer hastalarında beslenme nasıl planlanmalı? Alzheimer’ın ilerleyen evrelerinde hastaların konuşma ve günlük işlerini yerine getirme gibi becerilerinde zorluklar yaşandığını hatırlatan Uzm. Dyt. Nadiroğlu, hasta yakınlarının beslenme sürecinde dikkat etmesi gereken unsurlara değindi. “Yemeklerin sade ve dikkat dağıtmayan, desensiz tabaklarda servis edilmesi önemlidir. Ayrıca, yemek sırasında televizyon ya da tablet gibi cihazların açık olmaması gerekir” dedi. Hastanın, besinleri olarak yuttuğundan emin olunması gerektiğini Uzm. Dyt. Nadiroğlu, yiyeceklerin sıcaklıklarının kontrol edilmesi ve zor çiğnenen besinlerin küçük parçalara ayrılarak ya da püre haline getirilerek sunulması gerektiğini söyledi. Hastalığın ilerlemesiyle tat alma, açlık ve susama gibi duyuların zayıflayabileceğini de ifade eden Uzm. Dyt. Nadiroğlu, bu durumda malnütrisyon ve kas güçsüzlüğünün ortaya çıkabileceğini belirtti. Tedavi sürecinde doktor, diyetisyen ve fizyoterapist gibi sağlık profesyonelleri ile multidisipliner bir yaklaşımın izlenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Van Rektör Şevli’den Urartucayı okuyup yazan Kuşman’a ziyaret Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli, Çavuştepe’de gerçekleştirilen kazı alanında Urartucayı okuyup yazabilen Mehmet Kuşman’ı ziyaret etti. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli, Çavuştepe’de gerçekleştirilen kazı alanında yaptığı incelemeler esnasında dünyada Urartuca’yı okuyup yazabilen 12 kişiden biri olarak addedilen Mehmet Kuşman’ı ziyaret ederek kendisiyle samimi bir sohbet gerçekleştirdi. Burada bir açıklamada bulunan Rektör Prof. Dr. Hamdullah Şevli, “Üniversitemizin arkeoloji bölümünün kazı alanını ziyaret ederken, Urartuca’yı okuyabilen ender kişilerden biri olan Mehmet Kuşman amcamızla bir araya geldik. Kendisinin bu kadim dili kendi çabasıyla öğrenmiş olması büyük bir başarıdır. 1961’den 1986’ya kadar, Prof. Dr. Afif Erzen’in Gürpınar Çavuştepe’de yürüttüğü kazılarda gösterdiği özveri ve katkıları takdirle karşılıyoruz. Mehmet Kuşmanın, tarihimizin ve kültürel mirasımızın korunmasında oynadığı rol, hepimiz için büyük bir ilham kaynağı” dedi. Mehmet Kuşman’ın burada yıllarca sadece bekçilik yapmakla kalmayıp gönüllü olarak bölgeyi koruduğunu ve sahip çıktığını vurgulayan Şevli, “Mehmet Kuşman amcamız, hem gelen misafirlerle ve turistlerle ilgileniyor hem de kazı evindeki ekibe destek sağlıyor. Ama asıl etkileyici olan, onun Urartuca diline duyduğu merak ve bu dili kendi çabasıyla öğrenmiş olmasıdır. Sabırla Urartuca yazıtlarını çözmesi ve bu çalışmaları turistlere yönelik eserlere dönüştürmesi büyük bir başarıdır. Kendisini gönülden tebrik ediyor, uzun ve sağlıklı bir ömür diliyoruz” ifadelerini kullandı. Mehmet Kuşman’ın yıllar boyunca Urartuca bilgisi ve Çavuştepe’deki görevlerinin basının da dikkatini çektiğini ve ona yoğun ilgi gösterildiğine dikkat çeken Rektör Şevli, “Çavuştepe; Arkeoloji Bölüm Başkanımız Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu’nun önderliğinde ve geçmişten günümüze, Prof. Dr. Afif Erzen’den bugüne kadar birçok bilim insanının yürüttüğü arkeolojik çalışmalarla tarihe ışık tutan çok kıymetli bir alandır. Mehmet Kuşman’ın, bu bölgeye gönülden sahip çıkarak Urartuca’yı kendi kendine öğrenmesi ve bölgenin turizm açısından tanıtımına katkı sağlaması ise en az bilimsel çalışmalar kadar değerlidir. İnsanlar artık sadece Mehmet amcayı tanımak için bile buraya geliyor” diye konuştu. Çavuştepe’de yapılan kazı çalışmalarının Van Valiliğinin destekleriyle daha da ileriye taşındığını vurgulayarak orada çok güzel bir kazı evi inşa edilmekte olduğunu belirten Şevli, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Çavuştepe’yi hem turistik hem de arkeolojik açıdan daha iyi bir noktaya getireceğiz. Arkeoloji Bölüm Başkanımız Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu’nun liderliğinde yürütülen kazılar, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleriyle uluslararası medyada da büyük yankı buluyor. Hocalarımızın ‘Science’ dergisinde yayımlanan makalesi de bunun önemli bir kanıtı. Van’da, özellikle Çavuştepe ve Van Kalesi’nde gerçekleştirilen kazılar, arkeoloji dünyasında büyük ilgiyle takip ediliyor. Üniversitemiz, güçlü Arkeoloji ve Sanat Tarihi bölümleriyle bu alanda öncü bir konumda. Ayrıca Arkeoloji Bölümümüzde lisans ve lisansüstü programlarda Urartuca ders olarak okutuluyor ve şu an 6 öğrencimiz bu kadim dili okuyup yazabiliyor.” Rektör Şevli ve Arkeoloji Bölüm Başkanı aynı zamanda Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu’na, askerlik dönüşünde Prof. Dr. Afif Erzen ve Prof. Dr. Taner Tarhan ile tanıştığını, Çavuştepe’de kazıların ilk yılında bir kitabenin keşfedildiğini anlatan Mehmet Kuşman ise, Van Kalesi’nden, İran’dan ve Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden getirilen yazıtlarla Urartuca alfabesinin üç yıl süren titiz bir çalışmayla tamamlandığını dile getirdi. Prof. Dr. Taner Tarhan ile yaptığı bir sohbette, bu kitabeleri çözmenin zorluğunu konuştuğunu belirterek bu kadim dilin 54 harften oluştuğunu paylaşan Kuşman, konuşmasının ardından Rektör Şevli ve beraberindeki heyete Urartuca dilinde bazı belgeler okudu.