ASAYİŞ - 09 Ocak 2025 Perşembe 01:38

Adres sorduğu kişiyi "Ne demek adresi bilmiyorsun?" deyip vurdu

A
A
A
Adres sorduğu kişiyi "Ne demek adresi bilmiyorsun?" deyip vurdu

Bursa’da bir şahıs, kafenin önünde bekleyen kişiye adres sordu. Adresi bilmediğini söyleyen adamı, "Ne demek adresi bilmiyorsun?" diyerek tabancayla bacaklarından vuran şahıs kayıplara karıştı.


Olay, saat 18.30 sıralarında merkez Nilüfer ilçesi, İhsaniye Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, kimliği henüz belirlenemeyen bir şahıs, kafenin kapısında bekleyen E.Ö.’ye adres sordu. Şahıs, adresi bilmediğini söyleyen E.Ö.’ye, "Ne demek adresi bilmiyorsun?" diyerek ateş açtı. Bacaklarından vurulan E.Ö., kanlar içinde yerde yığılırken çevredekiler yardıma koştu. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis sevk edildi. İlk müdahalesi sağlık ekipleri tarafından yapılan yaralı, kaldırıldığı Çekirge Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı.


Polis, kaçan şüphelinin yakalaması için çalışma başlattı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya “Öldüm sanki” diye paylaştığı motosikleti 17 yaşındaki genci ölüme götürdü Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde kamyonetle motosikletin çarpışması sonucu meydana gelen kazada, ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan motosiklet sürücüsünün hayatını kaybettiği kazaya ilişkin, Kamyonet sürücüsünün hastanede yapılan kontrolde 0.70 promil alkollü olduğu tespit edildi. Öte yandan kaza anı, çevrede bulunan bir işyerinin güvenlik kamerası tarafından kaydedilirken, gencin geçtiğimiz yıl motosiklet üzerinde sosyal medyasından paylaştığı bir fotoğrafta ‘öldüm sanki’ yazısı dikkat çekti. Kaza, dün saat 13.00 sıralarında Gazi Mahallesi Ulusal Egemenlik Bulvarı D-400 Karayolu’nda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Gazipaşa’dan Alanya yönüne seyir halinde olan Egemen Ceylan (17) idaresindeki 07 BUV 076 plakalı motosiklet, Fadime Tuncer Caddesi’nden D-400 Karayolu’na çıkan Abdülkerim B.’nin kullandığı 07 BBF 420 plakalı kamyonetin sol ön kısmına çarptı. Çarpışmanın şiddetiyle devrilen motosikletten orta refüje savrulan motosiklet sürücüsü Egemen Ceylan ağır yaralandı. Kazaya karışan motosiklet ise yolda 120 metre sürüklendikten sonra durdu. Kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti Kazayı görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan yaralı, sağlık ekiplerince ambulansla Gazipaşa Devlet Hastanesine kaldırıldı. Burada tedavi altına alınan Egemen Ceylan, doktorların tüm müdahalesine rağmen hayatını kaybetti. Baba hayatının şokunu yaşadı Kazaya yapan gencin babası, kaza sonrası hayatının şokunu yaşadı. Sanayiden şehir merkezi istikametine giden baba, yolda kaza olduğunu fark edip durdu. Olay yerinde yaralının başına gelen baba, yaralının başından kaskı çıkarılınca kaza yapanın kendi oğlu olduğunu fark edince şoke oldu. Oğlunun kaldırıldığı hastaneye giden baba, oğlunun acı haberini alınca sinir krizi geçirdi. Kaza anı kamerada Gazipaşa’da 17 yaşındaki Egemen Ceylan’ın hayatını kaybettiği kaza, çevrede bulunan bir işyerinin güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Görüntülerde, Abdülkerim B.’nin kullandığı 07 BBF 420 plakalı kamyonetin D-400 Karayolu’na çıktıktan sonra, Egemen Ceylan idaresindeki 07 BUV 076 plakalı motosikletin kamyonetin sol ön kısmına çarptığı anlar yer aldı. Kamyonet sürücüsü alkollü çıktı Egemen Ceylan’ın yaşamını yitirdiği kazaya karışan kamyonetin sürücüsü Abdülkerim B.’nin hastanede yapılan alkol testinde 0.70 promil alkollü olduğu tespit edildi. Talihsiz gencin hızlı olduğu ve yetersiz ehliyetle trafiğe çıktığı kaydedildi. 17 yaşındaki gençten geriye ise olay yerindeki sırt çantası ve kaskı kaldı. Olay Yeri inceleme ekiplerinin çalışmasının ardından kazaya karışan araçlar, bulunduğu yerden kaldırıldı. “Öldüm sanki” Öte yandan Egemen Ceylan’ın sosyal medya hesabından 2024 yılı Nisan ayında sosyal medya hesabından paylaştığı motosikletli fotoğrafın üzerine ‘öldüm sanki’ yazısı dikkat çekti. Polis ekiplerinin kazayla ilgili incelemesi devam ediyor.
Muğla Büyükşehir’den kadın cinayetlerine karşı öncü adım Muğla Büyükşehir Belediyesi, Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı aracılığıyla kadınlara yönelik çalışmalarına devam ediyor. Büyükşehir Belediyesi, yalnızca açıklamalar ve protokollerle değil somut çalışmalarla da kadınların yaşam haklarına sahip çıkıyor. 2024 yılı, Türkiye’de kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin endişe verici boyutlara ulaştığı bir dönem olarak kaydedildi. Resmî verilere göre, 394 kadın cinayeti ve 258 şüpheli kadın ölümü yaşanmış, toplamda 652 kadın hayatını kaybetmiştir. Bu vahim tablo, kadına yönelik şiddetle mücadelede tüm kurumların, özellikle yerel yönetimlerin, sorumluluğunu daha da önemli hale getirdi. Muğla Büyükşehir Belediyesi bu kapsamda, geçtiğimiz Nisan ayında gerçekleşen İlknur Çetin’in öldürülmesine ilişkin davaya müdahillik talebinde bulunarak, kadına yönelik şiddetle mücadelede kararlılıklarını somut bir şekilde ortaya koydu. Ancak Büyükşehir’in bu talebi mahkeme tarafından reddedildi. Buna karşılık Büyükşehir Belediyesi mahkemenin kararına itiraz etti. İlknur Çetin davasına müdahillik talebi Geçtiğimiz Nisan ayında Muğla’da öldürülen İlknur Çetin davası, bu kararlı duruşun somut bir örneği oldu. İlknur Çetin’in öldürülmesiyle ilgili davanın ilk duruşması 8 Ocak 2025 tarihinde Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Muğla Büyükşehir Belediyesi, kadın cinayetlerine ilişkin bir davaya müdahillik talebinde bulunan ilk belediye olarak tarihe geçti. Belediye, bu talebiyle kadın cinayetlerinde adaletin sağlanması ve cezasızlık politikalarının önlenmesi adına güçlü bir mesaj verdi. Kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli çalışmalar Muğla Büyükşehir Belediyesi, kurum içindeki şiddet, taciz ve mobbinge karşı taviz vermediğini Şiddet Tutum Belgesi’ni imzalayarak resmî olarak ortaya koydu. Ayrıca, bir ilçede kadın sığınma evini açtı ve iki ilçede daha sığınma evi açılması için çalışmalarını sürdürüyor. Muğla’daki kurumlar ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliğini güçlendirmek amacıyla geniş katılımlı bir çalıştay düzenledi ve Avrupa Yerel Yaşamda Kadın Erkek Eşitliği Şartnamesi’ni imzalayarak bu çerçevede Yerel Eşitlik Eylem Planı hazırlıklarını başlattı. “Şiddetsiz ve Özgürlükçü Bir Muğla” hedefi Kadın cinayetlerinin önlenmesi için tüm yasal ve toplumsal mekanizmaların etkin şekilde işlemesi gerektiğine inandığını belirten Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Aras, “Her yıl hayattan koparılan yüzlerce kadın, sadece birer istatistik, birer haber başlığı olarak kalıyorlar. Bu acıyı yok sayan, şiddeti önleyecek adımlar atmaktan geri duran, kadınları koruyacak güvenceleri ortadan kaldıran her karara karşı sesimizi yükseltmeye kararlıyız. Kadınların hak mücadelesinin destekçisi değil savunucusu olacağız. Omuz omuza hep beraber mücadele edeceğiz. Eşit ve şiddetsiz bir toplum için var gücümüzle çalışacağız” dedi.
Mersin CHP Genel Başkanı Özel, Mersin’de iktidara kırmızı kart gösterme çağrısında bulundu CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Mersin’de katıldığı toplu açılış töreninde elindeki kırmızı kartı gösterip iktidara kırmızı kart gösterilmesi çağrısında bulunarak, "Mersin’den başlıyoruz ve bütün Türkiye’deki emeklileri, asgari ücretlileri, tüm ezilenleri bu iktidara kırmızı kart göstermeye davet ediyorum. Biz bu iktidarı değiştireceğiz, o seçim sandığını getireceğiz. Ve bu iktidar gidecek, emeklinin, halkın, esnafın, çiftçinin ve yoksulun iktidarı gelecek" dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bazı açılış, ziyaret ve temaslarda bulunmak üzere geldiği Mersin’de, Büyükşehir Belediyesince hizmete sokulan 6 hizmet binasının toplu açılış törenine katıldı. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in ardından kalabalığa hitap eden Özgür Özel, Başkan Seçer’in 31 Mart seçimlerinde rekor oyla yeniden belediye başkanı seçildiği hatırlattı. "Seçim akşamı hiç şaşırtmayan bir şey oldu" diyen Özel, "Aylar öncesinden Mersin kimi seçeceğine zaten karar vermişti. Ama seçim gecesi Mersin’den gelen haber rekordu, Türkiye rekoruydu. Mersin’in bütün güzel insanlarına yürekten teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. "Mersin 450 bin depremzedeye ev sahipliği yaptı" Belediyecilik anlamında bir kente ne yapılabilecekse Mersin’de olduğunu söyleyen Özel, "Türkiye’de kim belediyecilikte ne yaptıysa Mersin’de var. Mersin’den örnek alınanlar var. Türkiye’de yapılıp da Mersin’de yapılmayan neredeyse hiçbir hizmet yok. Her detayı düşünülmüş, bu 6 projeyi birden burada açacak olmak her birimiz için büyük bir mutluluk. Ancak ben yapılan işler yazıldığında, çok önemli bir işin atlandığını fark ettim. 6 Şubat’ta, bundan neredeyse 2 yıl önce büyük bir deprem yaşandı. Fay hattı önüne kattığı 10 şehri yerle bir etti. Mersin o şehirlere en yakın ilimizdi. Ve tam 450 bin depremzedeye, Vahap Başkan ve Mersin’deki 3 belediyemiz hepimiz adına ev sahipliği yaptılar. Ve bu iktidar, bu ev sahipliği için Mersin’e bir kuruş ilave bir şey yollamadı. Depremden önce 1 milyon 950 bin olan nüfusu, o dönemde 2,5 milyon ölçüldü. Baz istasyonlarından, su tüketiminden. 500 bin depremzedenin bulunduğu, hizmet aldığı kentte, beklersiniz ki diğer hizmetler aksasın. Bu olsun diye ellerinden gelen her engellemeyi yaptılar. Mecliste kanun teklifleri verdik. ’Yeni nüfusa göre katkı sağlayın’ dedik. Kabul etmediler. Yurt dışından çeşitli kuruluşlardan destek bulundu, imza atıp o paraların gelmesine dahi engel oldular. Depremzedeler için yeni tesislerin, yeni imkanların kurulmasına, sırf bunları yapacak olan Vahap Seçer diye, Cumhuriyet Halk Partili bir büyükşehir belediyesi diye engel oldular. Şimdi dahi Mersin’de 240 bin depremzede var. 240 bin depremzede halen daha Mersin’de, Mersin’in deprem öncesi rakamlarına göre yollanan kaynaklarla bakılmaya çalışırken, bir yandan da halen daha Recep Tayyip Erdoğan hazımsızlığından bütün belediyelerimizle birlikte kendi deyimiyle, belediyelerimizi silkelemeye, SGK’ya olan borçlarını faiziyle birlikte tahsil etmeye ve maalesef sadece ve sadece ’onları parasız, zor durumda bırakayım ki, hizmet edemesinler’ anlayışıyla, Mersin’in önüne takoz olmaya, köstek olmaya devam ediyor. Biz buradan Tayyip Erdoğan’a şunu söylüyoruz; geçmişte bunu yaptın. Ne oldu? 31 Mart akşamı Mersinliler geldi kararını verdi, senin engellemelerine değil, hizmete, gayrete, çalışkanlığa, alın terine, bir kenti sevmeye oy verdiler. Bundan sonraki seçimde de istediğin kadar bize engel olmaya çalış, Mersinliler de Türkiyeliler de artık neyin ne olduğunu ve bundan sonra kimin gideceğine, kimin geleceğine çoktan karar verdiler" diye konuştu. İktidara kırmızı kart gösterme çağrısı yaptı Konuşmasında enflasyona değinen Genel Başkan Özel, "TÜİK’e göre enflasyon yüzde 44 iken, gerçek enflasyon yüzde 80 iken, dar gelirlinin, güç durumda olanın enflasyonu yüzde 100’ü geçmişken, Mersin’de kiralar ikiye katlanmışken ve tüm giderler ikiye katlanmışken, bugün asgari ücretliye yüzde 30, emekliye yüzde 15 zam verenler, en düş emekli maaşını 12 bin 500 liradan 14 bin 500 lira yapmaya ve utanmadan sokağa çıkmaya, emeklinin yüzüne bakmaya kalkıyorlar. Buradan buradan bütün Türkiye’ye sesleniyorum. Bakın Tayyip Erdoğan diyor ki, ’Yüksek fiyatların sorumlularını boykot edin.’ Ben bu çağrıyı duyuyorum. Bu çağrıyı sahipleniyorum. Ve enflasyon yüzde 80 iken kendi TÜİK enflasyonu yüzde 44 iken, iğneden ipliğe her şeye zam yapılırken, asgari ücretliyi yüzde 30’a, emekliyi yüzde 15’e razı etmeye çalışıp, çorbayı kaynattırmayanlara, evde yanacak doğalgazın faturasını ödenemez hale getirenlere. Evin kiraysa maaşla kirayı versen aç kalırsın, karnını doyursan sokakta kalırsın çıkmazına emekliyi, emekçiyi sürükleyenlere. Tarımda çiftçiyi, limon üreticisini perişan edenlere. Esnafı siftahsız kepenk kapatmaya mahkum edenlere karşı evet bundan sonra protesto haktır. 31 Mart seçimlerinde biz demiştik ki, bugün bu iktidarı uyarmanın, bugün iyi belediye başkanları seçmenin, bugün bu iktidara ’aklını başına al, beni gör, görmezsen bu işin sonu kötü demenin ve bir sarı kart göstermenin zamanı’ demiştim. O gün siz sarı kartı gösterdiniz ama Tayyip Bey anlamadı. Soruyorum; 31 Mart’ta sarı kartı gösterdiniz. Tayyip Bey anladı mı? Sizin sesinizi duydu mu? Hayır. Peki bu verdiği maaşla, 14 bin 500 lira ile geçim olur mu? Bu asgari ücretle geçim olur mu? O zaman anladığı dilden konuşacağız. O zaman söylediğini ve hak ettiğini yapacağız. Mersin’den başlıyoruz ve bütün Türkiye’deki emeklileri, asgari ücretlileri, tüm ezilenleri bu iktidara kırmızı kart göstermeye davet ediyorum. Bu elimizdeki kartlar, Türkiye’nin umududur. Emekliler bundan sonra Türkiye’nin dört bir yanında cebinizde bir kırmızı kart bulundurmaya, bu yüksek fiyatları gördükçe, bu düşük maaşları çektikçe, bu zammı, bu zulmü gördükçe, bu iktidar gidene kadar bu kırmızı kartları ona göstermeye var mıyız? Türkiye kırmızı kartı göstermeye hazır mıyız? Biz bu iktidarı değiştireceğiz, o seçim sandığını getireceğiz. Ve bu iktidar gidecek, emeklinin, halkın, esnafın, çiftçinin ve yoksulun iktidarı gelecek. Biz geleceğiz. Mersin’i nasıl güldürdüysek, Türkiye’nin yüzünü öyle güldüreceğiz" ifadelerini kullandı. "Tayyip Erdoğan’ın en sevmediği, en rahatsız olduğu şeyi yaptık" Mersin ve Tarsus’ta bugün çarşıyı gezdiğini ve tek tek esnafla görüştüğünü söyleyen Özel, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Tayyip Erdoğan’ın en sevmediği, en rahatsız olduğu şeyi yaptık. Diyor ya, ’Özgür Bey eline almış bir hesap makinesi, kuyumcu kuyumcu geziyor, altın hesabı yapıyor.’ Mersin’deki kuyumculara sordum. Önlerine koyduk. 22 yıl önce kaç para emekli maaşı, çeyrek altın kaç para? Bugün kaç para? Emekliler için hesap son derece felaket bir durumda. 22 yıl önce Tayyip Bey geldiğinde en düşük emekli maaşı 1,5 asgari ücret. Yani bugünkü parayla en az 33 bin lira. Ama bugün 12 bin 500 yüz verdi. Ocak’ta 14 bin 500 lira verelim diyor ve bununla geçinsinler diyor. O geldiğinde en düşük emekli maaşı 8 çeyrek altın alıyormuş. Oysa bugün söylediği emekli maaşıyla ancak ve ancak 3 çeyrek altın alınabiliyor. Yani emeklinin cebinden 5 çeyrek altını Tayyip Erdoğan iktidarı çalmış durumda. O geldiğinde asgari ücretli 7 çeyrek altın alabiliyordu. Bu ay verilmesini söylediği asgari ücretle ancak 4,5 çeyrek altına alınacak. O da altın ocak ayı boyunca artmazsa. 7 çeyrek altından, 4,5 çeyrek altına. Bu şartlar altında bizlerden sessiz kalmamızı, sizlerden bu şartlara boyun eğmenizi istiyor. Ben altın hesabını Türkiye’nin dört bir yanında yapıyorum, çıldırıyor, ’altın hesabını bırak’ diyor. Ben de ona gittiğim yere göre, hadi bakalım diyorum. Burada ne meşhur onun hesabını yapalım. Mersin herkesin eskiden alıp yiyebildiği, şimdi artık onun da mümkün olamadığı neyiyle meşhur? Tantuni diyorlar. Ey Tayyip Erdoğan. Ben Mersin’deyim. Ben meydandayım, ben sokaktayım. Sen yine salonlardasın. Sen kendi atadıklarına, kendini alkışlatmakla meşgulsün. Ben senin aç bıraktıklarına, yoksul bıraktıklarına, oyunu alıp sırtını döndüklerine, oyunu alıp yüzüne bakmadıklarına, senin yaptıklarını anlatmakla ve onları senden kurtarmakla meşgulüm. Bugün Mersin’de sordum tantuniciye, geçen sene tantuni kaç liraydı dedim. ’110 lira’ dediler. Bu sene tantuni kaç para oldu? 240 lira oldu. Geçen sene 155 tantuni alıyordu bir asgari ücret, bu sene 92 tantuni alıyor." "Suriyeliler için bir dönüş takvimi hızla planlanmalı" Ülkeye 4,5 milyon Suriyeli sığınmacı getirildiğini söyleyen Özel, sığınmacı düşmanı olmadıklarını ancak sığınmacı oluşturan politikaların tam karşısında olduklarını ifade ederek, "Şimdi Suriye’de sorun bitti, Esad gitti. Onun hep söylediği gerekçeler ortadan kalktı. Diyoruz ki, Suriye hızla askeri ve siyasi istikrara kavuşsun. Hızla Suriyeci sığınmacılar için Avrupa Birliği’nden de kaynaklar alınsın. Suriyeliler memleketine gitsin. Bana diyor ki ’hayır isteyen gider, dileyen kalır. Kalanların yeri başımın üstünedir.’ Ben de ona diyorum ki, Tayyip Erdoğan, Suriyeliler senin başının üstünde değil ama Mersinlilerin aşının ve işinin üstünde oturmaktadırlar. Bunun için düşmanlık yapmadan, kabalık yapmadan ama zaman da kaybetmeden Suriyeliler için bir dönüş takvimi hızla planlanmalı, hepsi birden hızla memleketlerine dönecekleri sürece dahil edilmelidirler. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak belediyelerimizle zor günlerinde her zaman destek olduklarımıza, yine destek olmaya ancak yurtlarına, memleketlerine dönmek için her teşviki yapmaya ve artık Türkiye’yi bu sorundan kurtarmaya kararlıyız" şeklinde konuştu.