GÜNDEM - 04 Ocak 2025 Cumartesi 10:07

Veresiye alınan ilk toz şekerle başlayan serüven 75 yıldır devam ediyor

A
A
A
Veresiye alınan ilk toz şekerle başlayan serüven 75 yıldır devam ediyor

Burdur’un sipsi şeker geleneği, Mustafa Damar ile başlayıp oğlu İbrahim Nanecioğlu’nun emeğiyle günümüze ulaşıyor. Adını, geçmişte sipsi çalarak satılmasından alan bu özel şeker, nane ve kekik gibi doğal aromalarıyla hem tatlı bir lezzet sunuyor hem de hastalıklara karşı koruyucu bir etki sağlıyor.


Burdur’un yöresel lezzetlerinden sipsi şeker, doğal malzemelerle yapılan bir çubuk şeker olarak biliniyor. Ana malzemeleri toz şeker, nane, kekik ve sudan oluşan tatlı, tamamen katkısız bir şekilde üretiliyor. Şekerin adı, Mustafa Damar’ın satış yaparken çaldığı geleneksel müzik aleti "sipsi"den geliyor. Şeker yapımında meyve aromaları da kullanılıyor. Nanecioğlu ailesi, muz, limon gibi tatları gıdaya uygun doğal aromalardan elde ettiklerini belirtiyor.


“Bu iş bana göre” diyerek başladı


Sipsi şekerin hikâyesi, 1950’lerin sonunda Mustafa Damar’ın Antalya’da gittiği bir işletmede şeker yapmayı öğrenmesiyle başlıyor. Burdur’un Bucak ilçesinde çobanlık yapan Damar, bu işi görüp, “Bu iş bana göre,” diyerek şekerciliğe adım atıyor. Ancak o dönem imkanlar sınırlı olduğundan parası olmayan Mustafa Damar, toz şekeri veresiye alarak denemelerine başlıyor. İlk başlarda zorlansa da azmiyle başarılı oluyor.


Manilerle tatlanan bir gelenek


Mustafa Damar, yaptığı şekerleri satarken, sipsi çalıp maniler söyleyerek dikkat çekiyor. Halk arasında “Naneci” olarak tanınan Damar, kısa sürede hem kendini hem de yaptığı şekerleri tanıtmayı başarıyor. Oğlu İbrahim Nanecioğlu(61), babasının o günlerini şu sözlerle anlatıyor; “Babam şekeri sadece tatlı bir ürün olarak görmezdi. İnsanları mutlu etmek için uğraşırdı. Manilerle, sipsiyle, şekerleriyle çevresindekilere hem neşe hem de tat katardı. Parası olmayan çocuklara mutlaka küçük bir parça şeker verir, onların yüzünü güldürürdü.”


“Ambalajsız şeker satmazdı”


Mustafa Damar’ın en dikkat ettiği konulardan biri hijyen ve sunumdu. Şekerlerini camekan kutular içinde taşıyan Damar, asla ambalajsız ürün satmazdı. “O dönemde bile şekerlerin ambalajlı olması babamın prensibiydi,” diyen İbrahim Nanecioğlu, bu özelliğin günümüzde bile örnek alındığını belirtiyor.


Babadan oğula şekercilik


1963 doğumlu İbrahim Nanecioğlu, babasının işlerini devraldığında henüz çocuktu. Babasının nakliyecilikle meşgul olduğu bir dönemde, şeker yapmayı kendi başına öğrenmek zorunda kalan İbrahim Nanecioğlu, o anları; “O zamanlar ilkokuldaydım. Babam uzun bir yolculuktaydı ve evdeki şekerler bitmişti. Kendi şekerimi yapmaya karar verdim. Denemelerim başarılı oldu. Babam eve döndüğünde şekeri benim yaptığıma inanamadı. O gün bu gündür şeker yapmayı hiç bırakmadım.” dedi.


Soyadını mesleğiyle bütünleştirdi


Damar ailesi, şekercilikle özdeşleşen "Naneci" lakabını resmileştirerek soyadını değiştirdi. İbrahim Nanecioğlu, bu değişiklik sürecini; “Mahkemede şahit istendiğinde, hakime hanıma dışarıdan rastgele birini çağırmasını söyledim. Çağrılan kişi bizi zaten ‘Naneci’ olarak tanıdığını söyledi. Böylece soyadımız mesleğimizle özdeşleşti.” şeklinde anlattı.


Pandemide şekerin şifası


Pandemi sürecinde, nane ve kekik içeren sipsi şekerin sağlık açısından faydalı olabileceği düşünülerek talep arttı. İbrahim Nanecioğlu, bu dönemde şekerlerinin büyük ilgi gördüğünü belirterek;“Pandemi sırasında bu şekerleri birçok kişiye dağıttık. Doğallığı sayesinde insanlar bu dönemi daha rahat geçirdi. Çocukluk anılarını hatırlayanlar, şekeri bulup tekrar tatmak için bize ulaştılar. Bu da bizim için büyük bir mutluluktu.” dedi.


Son nesil şekerciler


Nanecioğlu ailesi, şeker yapımını bir ticaret değil, bir gelenek olarak görüyor. Sanayi tipi üretim yapmayan aile, şekerlerini yalnızca kendi imalathanelerinde, aile bireylerinin emeğiyle üretiyor. “Biz çubuk şekerin son temsilcileriyiz,” diyen İbrahim Nanecioğlu, bu tatlı geleneği çocuklarına da öğretmeyi amaçladığını belirtiyor.


Her yıl Burdur’daki okullarda sipsi şeker dağıtan aile, bu tatlıyı geleceğe taşımak için büyük çaba harcıyor. “Hedefimiz sadece ticari bir kazanç değil, bu tatlı mirası yaşatmak,” diyen İbrahim Nanecioğlu, bu şekerleri ülkemizde üreten son nesil olduklarını ekliyor.


“Çocukluğunuza bir yolculuk”


Sipsi şeker, sadece bir tatlı değil; aynı zamanda çocukluk anılarını canlandıran bir yolculuk. Nanecioğlu ailesi, bu özel lezzeti geçmişten geleceğe taşıyarak, unutulmaya yüz tutmuş bir geleneği yeniden yaşatıyor. “Biz bu şekerleri yaparken insanların yüzündeki mutluluğu görmek bizim için en büyük kazanç,” diyen İbrahim Nanecioğlu, bu tatlı mirası ömrü yettiğince sürdüreceklerini belirtiyor.


(SK-

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Kadın girişimciler kurdukları kooperatifle yöresel ürünlere değer katıyorlar Kastamonu’nun Araç ilçesinde yaşayan kadınlar, ürettikleri çam pekmezi, köknar pekmezi ile çeşitli marmelatları kurdukları kooperatif aracılığıyla pazarlayarak hem geçimlerini sağlıyor hem de ürettikleri ürünlere değer katıyorlar. Kastamonu’nun Araç ilçesinde, büyük kısmı kırsal kesimde yaşayan kadınlar, ormandan topladıkları ürünleri evlerinde çeşitli işlemlerden geçirerek pekmez haline getiriyor ve ilçede kurulan kooperatifte satışa sunuyor. Araç’ta 4 yıl önce kurulan El Ele Kadın Kooperatifi sayesinde özellikle kırsal kesimde yaşayan ve evlerinde ürettikleri ürünleri pazarlama imkanı bulan kadınlar, hem aile bütçesine katkı sunuyor hem de ürünlerine değer katıyorlar. Kuşburnu, kızılcık, çam, köknar gibi ürünlerden pekmez elde eden kadınlar, kooperatifte aldıkları eğitimle de kendilerini geliştirme fırsatı buluyor. Taş baskı, masa örtüsü gibi ürünler ile erişte, makarna, tarhana, reçel, sebze ve meyve kuruları gibi çok sayıda ürün kooperatif çatısı altında satışa sunuluyor. Elde ettikleri gelirle aile bütçesine de katkı sağlayan girişimci kadınlar, ürettikleri ürünleri katıldıkları çeşitli festival ve organizasyonlara katılarak tanıtıyor. Diğer kooperatiflerle de iş birliği yapan kadın girişimciler, ürettikleri ürünlerle ihracat yapmanın hayalini kuruyor. “Kurduğumuz kooperatifte kadınlarımızın ürettiği ürünleri pazarlıyoruz” 4 yıl önce kadınların ürettikleri ürünleri katma değere dönüştürmek ve pazarlamak için Araç El Ele Kadın Kooperatifi’ni kurduklarını söyleyen Kooperatif Başkanı Habibe Sevimlioğlu, “Kurulma amacı evdeki ve köydeki kadınlarımızı üretken hale getirmek. Köylerimizde birçok yapılan ürünlerimiz var. Dut, kızılcık gibi çeşitli marmelatlarımız var. Burası orman bölgesi, çam marmelatımız var. Kadınlar olarak çeşitli ürünler üretiyoruz. Kadınlarımız çeşitli kurslara gidiyorlar. Dokuma kursu var. Dokuma kursunda kadınlarımız masa örtüsü üretiyorlar, taş baskı yapıyoruz, tırnak bağı yapıyoruz. Kadınlarımızın her alanda üretime katkıları var. Bunlar geliri olmayan kadınlar, bizler de üretime katkıları olsun diye kooperatif kurduk. Kurduğumuz bu kooperatifte de kadınlarımızın ürettiği ürünleri pazarlıyoruz” dedi. Kırsal kesimde yaşayan kadınların yaptıkları ürünleri kooperatife getirerek satışa sunduğunu söyleyen Sevimlioğlu, “Yapılan ürünlerde kooperatif üyesi kadınlarımızın isimleri bulunuyor. Herkes yaptığı ürünü kooperatifimize getiriyor. Reyonlarımıza koyuyorlar, kimin ürünü satıldıysa telefon açıp satılan ürünün parasını veriyoruz” diye konuştu. “Kışta, soğukta pazarda beklemek zorunda kalmıyorlar" Köylerinde ürettikleri ürünleri kadınların daha öncesinde pazarlamakta güçlük çektiklerini belirten Sevimlioğlu, “Haftada bir gün pazar kuruluyordu. Kış ayında, soğukta pazara gelmeleri oldukça zor oluyordu. Soğukta saatlerce bekliyorlardı. Biz, kurduğumuz kooperatif ile kadınlarımıza ürünlerini satma noktasında vesile olduk. Artık kadınlarımız köylerinde yaptıkları ürünleri kooperatifimize getiriyor, soğukta pazar yerlerinde beklemiyorlar. Bizler ürünlerini buradan satıyoruz ve emeklerinin karşılığını bu şekilde veriyoruz” şeklinde konuştu. “Kadınlarımız köylerde yaptıkları ürünleri bu kooperatifte satıyorlar” Kooperatif üyesi Avukat Şenay Hatipoğlu ise, “El Ele Kadın Kooperatifi’nin yoğun emekleri var. Kadınlarımız köylerde yaptıkları ürünleri burada satıyorlar. Bizler de zaman zaman bu ürünlerden satın alıyoruz ve kullanıyoruz. Ayrıca arkadaşlarımızın emeklerini taktir ediyoruz. Kooperatifin bazı hukuki sorunları olmuştu. Bu sorunlarda bir avukat olarak tabii ki destek olmam gerektiği inancıyla kadınlara, bir kadın olarak destek oldum. Ardından bu desteğimizi sürdürme adına daha yakından kooperatif işlemlerini izleyebilmek, yardımcı olmak ya da takip etmek için kooperatif üyesi oldum” ifadelerini kullandı.
Adana Büyükşehir ve Yüreğir Belediyesi’nden ortak temizlik çalışması Kent genelinde temizlik ve düzenleme çalışmalarını hız kesmeden sürdüren Adana Büyükşehir Belediyesi, Yüreğir Belediyesi ile el ele verdi. Her iki belediyenin ekipleri bir araya gelerek Yüreğir ilçesi Kozan Caddesi ve çevre mahallelerde kapsamlı temizlik çalışması gerçekleştirdi. Adana Büyükşehir Belediyesi ve Yüreğir Belediyesi temizlik ekipleri, Yüreğir Otogarı’nın yer aldığı ve insan sirkülasyonunun yoğun olduğu cadde boyunca çalışma yürüttü. 200 personel ve 100 aracın katıldığı temizlik çalışmasında arazöz ile caddeler yıkandı, süpürge araçlarıyla sokaklar süpürüldü. Çalışmalar sırasında mahalle muhtarları da ekiplerin yanında yer alarak çalışmaları yakından takip etti. Temizlik çalışmalarını Yüreğir Belediye Başkanı Ali Demirçalı ile birlikte denetleyen Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar şunları söyledi: “Adana’nın tamamında bir temizlik seferberliği başlatıyoruz. Adana’mızı temiz tutup, kent halkına yakışır bir hale getirmek zorundayız. Bütün ilçelerimizde ciddi bir temizlik hareketi başlatıyoruz. Bunun için yeni araçlar da aldık. Adana çok eski bir yerleşim merkezi. EYT ile ayrılan personelin eksikliğinden kaynaklı sorunlar yaşadık ama her türlü zorluğu aşıp kentimizi temiz hale getireceğiz. Bu konuda halkımızla birlikte hareket etmeliyiz. Hemşehrilerimiz de sokakları, caddeleri, parkları, nehir, göl ve deniz kıyılarını, piknik alanlarını temiz tutmak için bizlere yardımcı olmalı. Hemşehrilerimin bu hassasiyeti göstereceğinden ve temizlik görevlilerimize, çöpleri gelişigüzel atmayarak yardımcı olacağından eminim. Daha temiz, daha çağdaş bir Adana için halkımızla ve diğer belediyelerimizle birlikte çaba göstermeye devam edeceğiz.” “Bu çalışmalara önem veriyoruz” Çalışma hakkında bilgi veren Yüreğir Belediye Başkanı Ali Demirçalı, çevre temizliğinin önemine vurgu yaparak, “Mahalle sakinlerimizin daha sağlıklı bir çevrede yaşamlarını sürdürebilmeleri için bu tür çalışmalara büyük önem veriyoruz. Vatandaşlarımızın da çevreyi koruma konusunda duyarlı olmasını rica ediyoruz. Hep birlikte el ele verelim yaşadığımız bu şehri mis gibi bir hale getirelim, daha temiz ve yaşanabilir bir şehir için Büyükşehir Belediyemiz ile ortaklaşa bir çalışma yürütüyoruz. Zeydan Başkanımıza ve değerli ekibine destekleri için teşekkür ediyorum” dedi. Mahalle sakinleri, yapılan temizlik çalışmasından duydukları memnuniyeti dile getirirken, belediye ekiplerine teşekkür etti.