ASAYİŞ - 25 Eylül 2024 Çarşamba 11:36

Bitlis’te kaçak avlanan kişiye 4 bin 966 TL idari para cezası uygulanacak

A
A
A
Bitlis’te kaçak avlanan kişiye 4 bin 966 TL idari para cezası uygulanacak

Doğa Koruma ve Milli Parklar Bitlis İl Müdürlüğü ekipleri tarafından yapılan koruma-kontrol çalışmaları sırasında avcılık belgesi olmadan avlandığı tespit edilen 1 kişi hakkında 4 bin 966 TL idari para cezası uygulanacak.


Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) 14 Bölge Müdürlüğüne bağlı DKMP Bitlis İl Şube Müdürlüğü ekipleri, il genelinde koruma kontrol çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Bu çalışmalar çerçevesinde Güroymak ilçesinde; Ağaçür ve Boryan genel avlağı, Tatvan ilçesi, Kıyıdüzü genel avlağı ve Tatvan genel avlağında koruma-kontrol çalışmaları sırasında 18 kişi kontrol edilerek, 1 kişinin yasa dışı avlandığı tespit edildi. Şahıs hakkında avcılık belgesi olmadan avlanmaktan 4 bin 966 TL idari para cezası uygulanmak üzere av kabahat tutanağı düzenlenecek.



Bitlis’te kaçak avlanan kişiye 4 bin 966 TL idari para cezası uygulanacak

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Başkan Seyrek: ’’Koruma Bölge Kurulu bilime ve yönetmeliğe göre karar almalıdır’’ Elazığ Bakır Maden Kültür, Turizm, Kalkınma ve Dayanışma Derneği Başkanı Süleyman Deniz Seyrek, 23 ve 25 Eylül 2024 tarihinde hazırladıkları altı dosya ile 15 eserin koruma altına alınması için başvuruda bulunduklarını belirterek, ’’Ümit ediyoruz ki Koruma Bölge Kurulu yeni başvuruları bilime ve yönetmeliğe göre değerlendirerek karar alır’’ dedi. Elazığ, Bakır Maden Derneği Başkanı Süleyman Deniz Seyrek, altı dosyada 15 eserin koruma altına alınması için başvuruda bulunduklarını ancak kurulun taşınmazların heyelan bölgesinde yer almasından dolayı tescil başvurularını reddettiği düşünüldüğü, dernek olarak reddedilen başvuruların değerlendirilmesi için 26 Eylül 2024 tarihinde Koruma Yüksek Kuruluna itiraz edeceklerini kaydetti. Maden ilçesi için kıymetli ve tarihi eser değeri taşıyan varlıkların korunması gerektiğini belirten Başkan Seyrek, ’’Dernek olarak kurulduğumuz günden bugüne Maden ilçemizin sorunlarını gündeme getiriyor, ilçemiz sorunları için çözüm önerisinde bulunuyor ve değerlerimizin korunması için tespit ve tescil çalışmaları yürütüyoruz. Bu kapsamda kültür varlıklarının korunması için Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğüne yaptığımız tescil başvuruları bir süredir reddediliyor. Özellikle ilçemizdeki afete maruz riskli alan içinde yer alan taşınmazların başvurusunun reddedilmesi toplumda farklı sorular sorulmasına neden oldu. Zira bu taşınmazlar Fırat Üniversitesi akademisyenleri tarafından da mimari olarak çok kıymetli bulunuyor. Kurulun taşınmazların heyelan bölgesinde yer almasından dolayı tescil başvurularını reddettiği düşünülüyor. Dernek olarak reddedilen başvuruların değerlendirilmesi için 26 Eylül 2024 tarihinde Koruma Yüksek Kuruluna itiraz edeceğiz. Bölge kurulunun aldığı bu yanlış kararların koruma yüksek kurulundan döneceğine inanıyoruz. 23 ve 25 Eylül 2024 tarihinde de altı dosyada 15 eserin koruma altına alınması için başvuruda bulunduk. Ümit ediyoruz ki Koruma Bölge Kurulu yeni başvuruları bilime ve yönetmeliğe göre değerlendirerek karar alır’’ diye konuştu.
Antalya Annesini öldürüp elbise dolabında saklayan oğlunun davasından karar çıkmadı Antalya’nın Alanya ilçesinde 70 yaşındaki annesini bıçaklayarak öldürdükten sonra cansız bedeni elbise dolabında saklayan Süleyman Sevinç (50) ’kasten öldürme’ suçundan hakim karşısına çıktı. Sanığın SEGBİS ile verdiği savunmasındaki talebi üzerine duruşma 22 Ekim’e ertelendi. Geçen yıl 3 Mayıs’ta meydana gelen olayda Hacet Mahallesi Kaptanoğlu Sokak’taki bir apartman dairesinde yaşayan Fatma Sevinç (70) ile oğlu Süleyman Sevinç (50) arasında iddiaya göre henüz belirlenemeyen nedenle kavga çıktı. Kavgadan sonrası kadından 2 gün haber alamayan komşuları durumu polise bildirdi. İhbar üzerine kadının yaşadığı eve gelen polis ekipleri savcılıktan alınan iznin ardından çilingir yardımıyla kapıyı açarak içeri girdi. Polis ekipleri Fatma Sevinç’in cansız bedenini çarşafa sarılmış olarak gardıropta buldu. Yapılan incelemelerde kadının boğazından bıçaklanarak öldürüldüğü belirlendi. Polis ekiplerinin yaptıkları teknik ve fiziki takipte 2 gün önce Fatma Sevinç ve oğlunun tartışma seslerini duyduğunu tespit etti. Polis ekipleri olay sonrası kaçan cinayet şüphelisi Süleyman Sevinç’in yakalanması için çalışma başlattı. 4 gün sonra yakalandı Cinayet şüphelisi 4 gün sonra Antalya Atatürk Caddesi üzerinde elinde poşetle yürürken, durumundan şüphelenen motosikletli polis timi tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Antalya Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği’nde annesini öldürdüğünü itiraf eden Süleyman Sevinç buradaki işlemlerinin ardından soruşturmanın devam için Alanya İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne getirildi. "Babamın vefatından sonra annem sürekli benim üzerime geliyordu” Polis merkezindeki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Süleyman Sevinç, ifadesinde suçunu kabul ederek, “Ölen Fatma Sevinç benim öz annem olur. Ü.S. ise öz kardeşim olur. Ben ailevi problemler nedeniyle üçüncü eşimden ayrı yaşamaktaydım. Bu nedenle annem Fatma ile yaklaşık 8 yıldır birlikte yaşamaktayız. Ben 3 evlilik yaptım, her evliliğimde annem sürekli olarak bana karşı çıktı ve eşlerim için uygunsuz kelimeler söylüyordu. Bu nedenle son eşimden de annemden dolayı ayrıldım. Babam 31 Aralık 2022’de vefat etti ve babamın vefatından beri annem sürekli olarak benim üzerime gelmekteydi. Babamı benim öldürdüğümü söylüyor, aynı zamanda son eşimin de başka insanlarla birlikte olduğu belirterek, uygunsuz ithamlarda bulunuyordu. Bu yüzden son 15 gündür tartışmalarımız şiddetlenmişti” dedi. “Annemi bu şekilde öldürdüğüm için çok pişmanım” Tartışmaların olay günü daha da arttığını öne süren Süleyman Sevinç, şunları söyledi: “En son 2 Mayıs günü gece 00.30-01:30 sıralarında annem Fatma Sevinç ile ikamette bulunduğumuz sırada yine bu sebeplerden ötürü tartışmaya başladık. Annem ayrıldığım eşime sürekli bel altı kelimeler söylemeye başladı. Bu sırada benim yüzüme birkaç tokat attı. Daha sonra mutfakta bulunan ekmek bıçağını alarak benim odamın kapısının girişine geldi ve bana hitaben ’ya sen ya ben’ diyerek bıçağı salladı. Ben tam bu sırada elinden bıçağı almak istediğimde elimi ısırdı. Bıçağı aldıktan sonra ben o an şuurumu kaybettim. Annemin boğazına doğru bıçak ile birkaç defa salladım. Kaç defa bıçağı vurduğumu hatırlamıyorum. Annem yere düştükten sonra onu odamdaki dolabın içerisine koyarak üzerini battaniye ile örttüm. Daha sonra yerleri temizledim. Olayda kullanılan bıçağı nereye bıraktığımı hatırlamıyorum. O gece evde kaldım. Sabah olduğunda telefon ile araç kiralama şirketini arayarak bir araç kiraladım. Kiralama şirketi aracı ikametimin önüne 2 Mayıs günü saat 19.00 sıralarında getirdi. Aracın anahtarını dışarı çıkarak aldım. Daha sonra bu araç ile Antalya’ya doğru yola çıktım. Annemi bu şekilde öldürdüğüm için çok pişmanım. Üzerime atılı suçlamayı bu haliyle kabul ediyorum.” Cinayet şüphelisi ifadesinin ardından sulh ceza hakimliğince tutuklanarak cezaevine gönderildi. “Sizin huzurunuza çıkmak istiyorum” Müebbet hapis cezası istemiyle yargılanan Süleyman Sevinç, Alanya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Duruşmaya, Alanya Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan sanık Süleyman Sevinç, SEGBİS aracılığıyla katıldı. Sanık Sevinç savunmasında, “Sizin huzurunuza çıkmak istiyorum, avukatım bir gün olsun hiç yanıma gelmedi” dedi. Savunmanın ardından mahkeme heyeti, sanığın mahkeme salonunda hazır bulundurulmasına karar vererek duruşmayı 22 Ekim 2024 tarihine erteledi.
Konya Okuldaki gizli tehlike: Akran zorbalığı Son zamanlarda sosyal medya kullanımı ve şiddet içerikli oyunların artmasıyla okullardaki akran zorbalığı da gittikçe artıyor. Özellikle okullarda sözlü, fiziksel ve psikolojik sorunlar yaşayan çocuklar ileri yaşlarda daha büyük sorunlarla karşılaşabiliyor. Akran zorbalığı son yıllarda sosyal medyada yayınlanan olumsuz video içerikleri ve şiddet oyunları nedeniyle özellikle çocuklar arasında artış gösteriyor. Çocuklar arasında büyük boyutlara ulaşan akran zorbalığı olarak bilinen sözlü, fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalan çocuklar ileri yaşlarda ise daha büyük sorunlarla karşılaşabiliyor. “Ailevi problemler yaşayan çocuklar akran baskısı ya da arkadaş grubunun isteğiyle akran zorbalığına sürükleniyor” Akran zorbalığıyla en fazla 7-15 yaş grubunda sıklıkla karşılaştıklarını söyleyen Rehberlik Uzmanı Özcan Aladağ, “Akran zorbalığı, karşıyı sindirip onun üzerinde bir hakimiyet kurmak ve yaptırmakla karşımıza çıkıyor. Akran zorbalığına başvuran çocuklar, bireyler neden bunlarla karşılaşıyorlar; çocuğun kendini güçlü hissetmesi, özellikle sosyal medya fenomenlerinden ya da sosyal medya karakterlerinden esinlenerek kendilerini onlar gibi görmek istemeleri. Özellikle öfke kontrolü, ailevi problemler yaşayan, beraberinde ise akran baskısı ya da arkadaş grubunun isteğiyle öğrencilerin akran zorbalığına sürüklendiğini söyleyebiliriz. Peki akran zorbalığı hangi türlerde neyle karşımıza çıkıyor dersek; fiziksel, duygusal, sosyal, sözel, siber sosyal ya da cinsel gibi farklı zorbalık türlerini görebiliyoruz. Öğrenciler arasındaki iletişimlere bakıyoruz, lakap takılabiliyor. Bazen dalga geçilen ve dedikodu yayma şeklinde sosyal medya üzerinden bazı çocukların zorlandığını görüyoruz. İstenmeyen cinsel dokunuşlar ya da kıyafetlerin kaldırılması, çıkarılması gibi, el konulan eşyalar ya da bazı zorla ödevini yaptırmak istemesi şekliyle karşımıza geldiğini söyleyebiliriz” dedi. “Mutlu bireyler, mutlu ailelerden yetişiyor” Zorbalıkta aile içi iletişimin önemine vurgu yapan Rehberlik Uzmanı Aladağ, “Mutlu bireyler, mutlu ailelerden yetişiyor. Bu nedenle aile içi iletişiminde problem olmayan, sağlıklı bir iletişim kuran bireylerin, toplumların, ailelerin çocuklarında bu tip sorunların olmadığını söyleyebiliriz. Tabii okullarda rehberlik servislerine ve öğretmenlere de çok fazlaca görev düşüyor. Zorbalığa uğrayan öğrenciyi kendi başına bırakmak, çözümü onun bulmasını istemek son derece yanlıştır. Bu nedenle zorbalığa uğrayan çocukların mutlaka aileleri ile öğretmenleri ile paylaşması gerekiyor. Çünkü zorbalığa uğrayan çocuk, sessiz kaldığı durumda bunun şiddeti artacaktır ve öğrenci üzerinde inanılmaz bir hakimiyet kurulacaktır. Zorbalığa uğrayan bireylerde özgüven eksikliği, okul fobisi, okula gitmeme, okuldan kaçma, aileyi içi çatışmalar gibi problemler çıkıyor” şeklinde konuştu. “Bu özgüvenin bir ölçüsü mutlaka olmalı” Akran zorbalığından kurtulma yollarının başında özgüvenin geldiğinin altını çizen Aladağ, “Çocuklarımıza özgüven yüklemeliyiz. Ama bu özgüvenin bir ölçüsü mutlaka olmalı. Öğrencilerimizi, çocuklarımızı okul dışında kurslara, spor, okuma, sanat gibi aktivitelere göndererek ortamlardan uzak tutmaya çalışmalıyız. En önemlisi de sağlıklı bir aile içi iletişim olduğunu söyleyebiliriz. Zorbalığa uğrayan çocuklar topluma uyumda problem yaşamaktalar ve inanılmaz bir özgüven eksikliği karşımıza çıkıyor. Bu çocuklar gelecekteki yaşamlarında ciddi problemler, ciddi travmalarla karşılaşıyor, okul fobisi oluşuyor, öğrenciler toplumdan, akranlarından ve okuldan kaçıyor” diye konuştu.