ÇEVRE - 29 Mart 2025 Cumartesi 22:05

560 yıllık tarihi "Hazır Baba" mescidi kendi haline terk edildi

A
A
A
560 yıllık tarihi "Hazır Baba" mescidi kendi haline terk edildi

Bitlis’in Güroymak ilçesine bağlı Gölbaşı beldesinde 2022 yılında kayıp kitabesinin bulunması neticesinde 557 yıllık tarihi geçmişi olduğu tespit edilen tarihi "Hazır Baba" mescidi kendi haline terk edildi.


İhlas Haber Ajansı’nın (İHA) "Tarihi Hazır Baba Türbesi yok olma tehlikesiyle karşı karşıya" ve "Asırlık Hazır Baba Türbesi göz göre göre yok oluyor" haberleriyle gündeme taşıdığı tarihi yapı, tarihçilerin de dikkatini çekmişti. Tarihi alanla ilgili çalışma yapan BEÜ Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Demirtaş ve Tarih Bölümü Yeniçağ Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Vural Genç, Van Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından tescil kararı bulunmasına rağmen tarihiyle ilgili net bilgi bulunmayan tarihi mescit ile ilgili 2022 yılında Bitlis ve bölge tarihine ışık tutacak önemli bilgilere ulaşmıştı. Araştırma neticesinde; tarihi mescidin Diyâdinî Hâkimleri Dönemine ait Rojkî Aşiretler Konfederasyonunun en önemli iki kolundan biri olan Kavalisi Aşiretine mensup Abdurrahman Kavalisî’nin oğlu Süleyman Ağa tarafından Hicri 870, Miladi 1465-1466 tarihinde inşa edilen 557 yıllık mescit olduğu ortaya çıkmıştı. Tarihi yapı ayrıca; bölge ile ilgili şu ana kadar elde edilen en önemli tarihî mekân olarak kayda geçmişti.



"560 yıllık tarih kendi haline terk edildi"


2022 yılındaki araştırmanın sonucu kent sakinleri ve tarihçiler arasında büyük heyecanla karşılanırken, üzerinden geçen süre zarfında tarihi mescidin yeniden inşa edilmesi yada restorasyonuna yönelik bir gelişme yaşanmadı. Hali hazırda büyük bir bölümü yıkılmış olan Mescid gelinen süreçte bakımsızlık ve kaçak kazılardan dolayı yok olma tehlikesi yaşıyor. Restore edilmesi beklenirken, tarihi önemi ile yetkililerden çok definecilerin dikkatini çeken tarihi yapı, gerçek tarihinin ortaya çıkmasıyla birlikte definecilerin hedefi haline geldi. Her geçen gün biraz daha tahrip edilen tarihi yapı tarihe karışmamak için adeta zamana ve ihmale direnirken, adeta göz göre göre yok oluyor. Her geçen gün yok olma tehlikesine bir adım daha yaklaşan 560 yıllık tarihi mescidin son hali ise içler acısı. Harap durumda olan tarihi mescid yeniden eski tarihi ihtişamına kavuşacağı günü bekliyor.



"Vakit kaybedilmeden yeniden inşa edilmesi gereken bir yer"


Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan BEÜ Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Demirtaş, mescit ile ilgili yaşanan gelişmenin Bitlis tarihi açısından sevindirici ancak geçen süre zarfında yapıya sahip çıkılmamış olmasının üzücü bir durum olduğuna dikkat çekti.


Bölgede birçok tarihi alanın ve yapının bulunduğunu ifade ederek, tarihi yapıların sadece tescillenmesinin yeterli bir koruma sağlamadığına dikkat çeken Demirtaş, "Güroymak ilçemize bağlı Gölbaşı beldemizdeki tarihi mescid, Diyâdinî Hâkimleri Dönemine ait Rojkî Aşiretler Konfederasyonunun en önemli iki kolundan biri olan Kavalisi Aşiretine mensup Abdurrahman Kavalisî’nin oğlu Süleyman Ağa tarafından Hicri 870, Miladi 1465-1466 tarihinde inşa edilmiştir. Yani yaklaşık 560 yıllık bir mescitten bahsediyoruz. Söz konusu mescidin kitabesinin okunamaması nedeniyle bilgileri belli değildi. Ancak 2022 yılının Aralık ayında Prof. Dr. Vural Genç ile birlikte mescidin bulunduğu yere gidip incelemeler yaparak kitabesini okumuştuk. Kitabesinden inşa tarihi ve yapan kişi ile ilgili bilgilere ulaştık. Daha sonrasında içerisinde muhtemelen türbelerde yapılmış. Şuan baktığımız zaman mescidin duvarlarının bir kısmı ayakta olsa da büyük bir bölümü yıkılmış vaziyette. 2022 yılının Aralık ayında bizler bununla ilgili araştırmamızı yaptığımızda konu basına da yansımıştı. Bunun üzerine ilgili kurum amirleri bizleri arayarak konuyla yakından ilgilendiler, neler yapılabileceği hususunda görüşümüze başvurdular. Bizlerde konuya ilişkin fikirlerimizi ifade ettik. Bunun yeniden aslına uygun şekilde inşa edilmesi gerektiğini belirttik. Burası gerçekten vakit kaybedilmeden yeniden inşa edilmesi gereken bir yer. Çünkü buranın ilimiz, bölgemiz ve ülkemiz açısından en önemlisi tarihimiz açısından büyük bir önemi var. Bitlis geçmişte bir medeniyet ve ticaret şehri, medeniyetlerin beşiği, medeniyetlerin kavşağında yer alan bir şehirdi. Dolayısıyla Bitlis geçmiş dönemler de çok önemli bir şehirdi. Bu nedenle Bitlis’in geçmişteki o görkemini günümüze de yansıtmak açısından sahip olduğumuz bütün tarihi mekanları yeniden turizme kazandırma açısından ihya edilmesi gerekiyor. Çünkü Bitlis’in her tarafı bir tarih. Bu sebeple söz konusu mescid başta olmak üzere tüm bu tarihi alanların restore edilip ihya edilmesi, korunması gerekir ki Bitlis eski görkemine kavuşsun" diye konuştu.



560 yıllık tarihi "Hazır Baba" mescidi kendi haline terk edildi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Odunpazarı Belediyesi bale eğitimleri devam ediyor Odunpazarı Belediyesi Spor İşleri Müdürlüğü, bale sanatına ilgi duyan çocuklar için özel eğitimler düzenleyerek, geleceğin balerinlerini yetiştirmeye devam ediyor. 7-12 yaş arası çocukların katılım sağlayabildiği dersler, Uluslararası Dans Eğitmeni, Dünya ve Avrupa Tango Şampiyonu, aynı zamanda Olimpiyat Dansçısı olan Elif İlik tarafından veriliyor. Haftanın iki günü gerçekleşen eğitimlerde, Pazartesi günleri esneklik ve güç çalışmaları yapılırken, Çarşamba günleri klasik bale sanat çalışmaları üzerinde duruluyor. Program, klasik bale tekniklerinin yanı sıra sahne duruşu, estetik ve teknik bilgileri bir araya getirerek çocuklara sahne sanatlarının inceliklerini kazandırmayı hedefliyor. Kurs kayıtları tamamlanmış olmasına rağmen, bale yapmak isteyen çocuklar için özel imkânlar sağlanarak bu sanata olan ilgileri destekleniyor. Eğitimlere katılmak isteyen adaylar, baleye yatkınlık, esneklik ve müzik duygusu gibi kriterlerin değerlendirildiği bir seçmeye tabi tutuluyor. Bale dersleri boyunca öğrenciler hem sanatsal hem de teknik açıdan kendilerini geliştirme fırsatı buluyor. Dönem boyunca edindikleri yetenekleri ise her yıl düzenlenen "Eskişehir Bale Rüzgarı" programında sahneleme şansı elde ederek taçlandırıyorlar. Odunpazarı Belediyesi Spor İşleri Müdürlüğü, çocukların sanatsal gelişimine katkı sağlamak ve bale sanatını daha geniş kitlelere tanıtmak adına önemli bir görev üstlenmeye devam ediyor. Bale tutkunları için kapılarını açan bu özel eğitimler, Eskişehir’de sanat dolu bir geleceğin kapılarını aralıyor.
Burdur Gölde 14 dalgıç polis sahada ise yaklaşık 50 polis kayıp yaşlı adamı bulmak için seferber oldu Burdur’da 31 Mart akşamı evden ayrılan ve bir daha kendisinden haber alınamayan Hilmi Güleşir’i arama çalışmaları 3’üncü gününde devam ediyor. Antalya, İzmir ve Konya’dan gelen 14 dalgıç polis Güleşir’in en son görüldüğü Burdu Gölü’nde botlar ve su altı sonar cihazı ile arama yaparken sahada ise asayiş ekipleri her yerde yaşlı adamı arıyor. Burdur’da 31 Mart akşam saat 22.00 sıralarında evinden ayrılan ve kendisinden bir daha haber alınamayan 63 yaşındaki Hilmi Güleşir’i bulmak için ekipler seferber oldu. Yapılan araştırmalarda Güleşir’in en son kaybolduğu gece saat 23.00 sıralarında Burdur Gölü halk plajı kenarındaki bir işletmeden alışveriş yaptığının tespit edilmesi üzerine arama çalışmaları bu bölgede yoğunlaştırıldı. Ertesi sabah saatlerinde göl iskelesinin altında bir ceket bulunması üzerine olay yerine polis, sağlık ve AFAD ekipleri sevk edildi. Olay yeri inceleme ekipleri cekette incelemelerde bulunurken, polis ekipleri göl çevresinde, AFAD ekipleri ise termal dron kameralar ile göl yüzeyinde tarama çalışmaları gerçekleştirdi. Antalya, Konya ve İzmir’den sevk edilen dalgıç polisler gölde arama çalışmalarına başladı. Hilmi Güleşir’in göle girme ihtimalini değerlendiren ekiplerin bildirmesi üzerine, ilk gün Antalya’dan bölgeye dalgıç polisler sevk edildi. Ancak gölde yapılan aramalarda herhangi bir ize rastlanmadı. Bunun üzerine Konya ve İzmir’den de dalgıç polisler bölgeye yönlendirildi. Aramaların üçüncü gününde, İzmir İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı dalgıç polisler sonar cihazı destekli tarama faaliyetlerini botla sürdürürken, şüpheli bölgeleri belirleyerek diğer ekiplerin o noktalarda yoğunlaşmasını sağladı. Yoğun yağışa rağmen devam eden çalışmalara, 14 dalgıç polis, yaklaşık 50 Asayiş Şube Müdürlüğü personeli ve AFAD ekipleri katılıyor. Ailenin çaresi bekleyişi sürüyor Göldeki arama çalışmalarını yakından takip eden Hilmi Güleşir’in oğlu Hüseyin Güleşir ve kızı Çiğdem Koç babalarının bir an önce bulunmasını umutla bekliyor. "Babacığım bizi duyuyorsan ne olur çık gel" Arama bölgesinden babasına seslenen Hilmi Güleşir’in oğlu Hüseyin Güleşir, "Bayramın birinci günü akşam saat 21.00 sıralarında aile içinde yaşadığımız bir tartışmadan dolayı babam köyden ayrılarak otostop çekerek şehir merkezindeki evimize doğru geldi. Daha sonra biz de arkasından eve geldiğimizde evde olmadığını fark ettik ve karakola giderek ihbarda bulunduk. Daha sonra kendi çabalarımızla ve kolluk kuvvetlerimizin yardımlarıyla aramalara başlandı. Arama çalışmalarında göl kenarında ceketi bulununca şüphelendik ve tekrar ekiplerle görüşerek aramaları bu tarafa yönlendirdik. 3 gündür dalgıçlar ve botlarla gölde arama çalışması yapılıyor. AFAD ekipleri de gerek termal kameralar ile gece görüş kameraları ile dron kameralar ile şüphelenilen her yere bakıyorlar. Artık biz de umudumuzu kesmek istemiyoruz. Çünkü burada olacağına inanmıyoruz. Buraya gelen bütün polis ağabeylerimiz burada olmadığını düşündüklerini söylüyorlar. Biz de artık diyoruz ki babam bize kızdıysan, buralardaysan çık gel artık. Biz senin evlatlarınız. Biz sana kızgın da değiliz. Lütfen bizi duyuyorsan mutlaka çık gel. Dermanımız kalmadı artık" dedi. "Ailen perişan, ne olursun gel" Hilmi Güleşir’in kızı Çiğdem Koç da, "Babacığım seni 3-4 gündür arıyoruz. Seni çok seviyoruz. Eğer hayattaysan, bizi duyuyorsan ne olursun çık gel. Biz senin evlatlarınız, torunların seni bekliyor. Ailen eşin, çocukların çok perişan haldeyiz. Görüyorsan duyuyorsan gel babacım. En azından hayattaysan bize hayattayım beni aramayın de. Sadece bir haber gönder bize. Ne olursun en kısa zamanda gel" şeklinde konuştu. Hilmi Güleşir’i arama çalışmaları gölde ve şehirde aralıksız devam ediyor.
İstanbul Sultangazi’deki bir adam tartıştığı karısı ve kızını öldürüp intihar etti İstanbul Sultangazi’de tartıştığı karısını ve kızını öldüren adam intihar etti. Adamın psikolojik sorunları olduğu öğrenildi. Adli Tıp Kurum’da işlemleri tamamlanan aile bugün son yolculuğuna uğurlandı. Olay, gece saatlerinde Sultangazi’de, Cebeci Mahallesi 2552 Sokakta yaşandı. İddiaya göre, Hayrettin Kırbaş, eşi Hatice Kırbaş (67) ve kızı Zeliha Kırbaş (46) ile tartıştı. Hayrettin Kırbaş, bir süre sonra av tüfeği ile eşini ve kızını öldürüp intihar etti. Silah seslerini duyan vatandaşlar polis ekiplerine haber verdi. İhbar üzerine olay yerine gelen polis ekiplerine özel harekat polis ekipleri de destek verdi. Eve giren ekipler yerde yatan 3 kişinin cansız bedeni ile karşılaştı. Yapılan işlemlerin ardından 3 kişinin cansız bedeni Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Hayrettin Kırbaş’da psikolojik sorunları olduğu iddia edildi. Bugün öğle namazına müteakiben Sultançiftliği Merkez Camii’nde cenaze töreni düzenlendi. Törene aile yakınları katıldı. Mahalle sakinlerinden Serkan İlk; "Olay gecenin 04.30 buçuk 05.00 aralarında biz uyuduğumuz sırada gerçekleşti. Saat 05.00 sıralarında işte silah sesiyle uyandık. Geldiğimizde önce kızını daha sonra karısını vurduğunu, sonra da kendisini vurarak intihar ettiğini biliyoruz. Tam olarak ne sebepten ötürü olmuş onu tam bilmiyoruz. Aralarında psikolojik sorun olduğunu söylediler. Bize daha önceden ufak kavgalar olmuştu. Böyle bir şey olacağı aklıma gelmedi. Zaten adam 70 yaşında bir adam karısına zaten 67 yaşında kızı da zaten büyük küçük değil yani 47-48 yaşlarında hani tam olarak ne olduğunu nasıl olduğunu şey olarak bilmiyoruz. Dediğim gibi psikolojik sorunu vardı" dedi.