GÜNDEM - 31 Aralık 2025 Çarşamba 09:57

Bilecik’te düzensiz göçle mücadele kapsamında denetim yapıldı

A
A
A
Bilecik’te düzensiz göçle mücadele kapsamında denetim yapıldı

Bilecik genelinde düzensiz göçle mücadele kapsamında yabancı uyruklu şahıslara yönelik denetim yapıldı.


İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince gerçekleştirilen asayiş uygulamalarında kimlik kontrolleri ve gerekli incelemeler yapıldı. Yapılan denetimlerde herhangi bir olumsuzluğa rastlanmadığı bildirildi. Bilecik İl Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, kamu düzeninin korunması ve düzensiz göçle mücadeleye yönelik çalışmaların kararlılıkla sürdürüleceğini açıkladı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun OMÜ’ye ’Mavi Bayrak’ ödülü Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ), 2025 Engelsiz Üniversite Ödülleri kapsamında "Sosyo-Kültürel Faaliyetlerde Erişilebilirlik" alanında ilk kez "Mavi Bayrak" almaya hak kazandı. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından yapılan değerlendirme sonucunda, Kurupelit Kampüsü’nün erişilebilirlik ve kapsayıcılık kriterlerini başarıyla yerine getirdiği tescillendi. YÖK’te düzenlenen "2025 Engelsiz Üniversite Bayrak ve Program Nişanı Ödül Töreni"nde açıklanan sonuçlara göre OMÜ, engelli öğrencilerin sosyo-kültürel yaşama tam ve eşit katılımını destekleyen uygulamalarıyla Mavi Bayrak ödülüne layık görüldü. Üniversite, fiziksel erişilebilirlik alanındaki çalışmalarıyla da dikkat çekiyor. "Mekânda Erişim" kategorisinde daha önce 18 Turuncu Bayrak alan üniversite, sosyo-kültürel faaliyetlerde erişilebilirliği merkeze alan uygulamalarıyla bu yıl ilk kez Mavi Bayrak ile ödüllendirildi. Ödül töreninde konuşan Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, üniversite kampüslerinin engelli öğrenciler için her yönüyle erişilebilir olmasının, yükseköğretimde fırsat eşitliğinin temel şartlarından biri olduğunu vurguladı. Özvar, erişilebilir kampüslerin bir tercih değil, eğitim hakkının kullanılabilmesi için bir zorunluluk olduğunu ifade etti. Rektör Aydın, "Engelsiz üniversite önceliğimiz" Rektör Prof. Dr. Fatma Aydın da Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin engelsiz üniversite vizyonuna kararlılıkla ilerlediğini belirterek, "Ondokuz Mayıs Üniversitesi olarak ‘Engelsiz Üniversite’ hedefi doğrultusunda, engelli öğrencilerimizin ve personelimizin yalnızca eğitim-öğretim faaliyetlerinden değil; bilimsel, sportif, sanatsal ve sosyo-kültürel faaliyetlerden de etkili biçimde yararlanabilmesi için engelleri ortadan kaldırmaya yönelik çalışmaları öncelikli görüyoruz. Bu anlayışla yürüttüğümüz çalışmalar sonucunda, üniversitemizde engelsiz erişim vizyonuyla uyumlu 18 birimimiz, engellilere yönelik uygulamaları nedeniyle Yükseköğretim Kurulu tarafından daha önce ‘Turuncu Bayrak’ ile ödüllendirildi. 2025 Engelsiz Üniversite Ödülleri kapsamında ise Kurupelit Kampüsümüz, ‘Sosyo-Kültürel Faaliyetlerde Erişilebilirlik’ alanında ilk kez Mavi Bayrak almaya hak kazanarak bu çabaların önemli bir çıktısını ortaya koymuştur" dedi. Prof. Dr. Aydın, nihai hedefin erişilebilirliği üniversitenin tüm alanlarında kalıcı hale getirmek olduğunu vurgulayarak, "Nihai hedefimiz; ‘Yüzde 100 Engelsiz Üniversite’ motivasyonu çerçevesinde, üniversitemize ait tüm birimlerde ve mekânlarda erişilebilirlik standartlarını en üst seviyeye taşımak, Yeşil, Turuncu ve Mavi Bayrak ile taçlandırmaktır" diye konuştu. YÖK tarafından yürütülen değerlendirme sürecinde; üniversitelerin erişilebilirlik politikaları, kapsayıcı uygulamaları ve engelli öğrencilerin akademik ve sosyal yaşama katılımını destekleyen çalışmaları esas alındı. OMÜ, bu kapsamda yürüttüğü çalışmalarla "YÖK Mavi Bayrak" almaya hak kazanan üniversiteler arasında yer aldı.
Samsun Samsun’un 2025 asayiş verileri açıklandı: Suç oranlarında büyük düşüş Samsun Valiliği tarafından paylaşılan asayiş verilerine göre evden hırsızlık olayları yüzde 52 oranında azalırken, otodan hırsızlık yüzde 82, işyeri hırsızlığı ise yüzde 48 oranında geriledi. Yetkililer, suç oranlarındaki düşüşte güvenlik güçlerinin sahadaki etkin çalışmasının belirleyici olduğunu vurguladı. İl Güvenlik ve Asayiş Koordinasyon Toplantısı, Samsun Valisi Orhan Tavlı’nın başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantıda asayiş ve genel güvenlik hizmetleri başta olmak üzere narkotik suçlarla mücadele, terörle mücadele, organize ve siber suçlarla mücadele, kaçakçılıkla mücadele çalışmaları, aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadele faaliyetleri, aranan şahısların yakalanmasına yönelik çalışmalar ile emniyet ve kış trafik tedbirleri ayrıntılı şekilde ele alındı. Ayrıca 2025 yılının genel asayiş değerlendirmesi yapılırken, yaklaşan yılbaşı öncesinde alınacak güvenlik önlemleri de masaya yatırıldı. 8 bin 293 güvenlik görevlisi 7/24 görevde Toplantıda konuşan Samsun Valisi Orhan Tavlı, Samsun genelinde 5 bin 491 emniyet personeli, 2 bin 169 jandarma personeli ve 633 sahil güvenlik personeli olmak üzere toplam 8 bin 293 güvenlik görevlisinin 7 gün 24 saat esasına göre görev yaptığını belirtti. Vatandaşların canına, malına ve huzuruna kastetmeye çalışan hiçbir suç unsuruna müsamaha gösterilmediğini ifade eden Tavlı, güvenlik güçlerinin kararlılıkla çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi. Operasyonel çalışmalar Vali Tavlı, 2025 yılında emniyet ve jandarma birimleri tarafından yürütülen operasyonel çalışmalar kapsamında çok sayıda aranan şahsın yakalandığını, bin 183 ruhsatsız tabanca, 735 kurusıkı tabanca, bin 181 av tüfeği ve çok sayıda suç aletinin ele geçirildiğini açıkladı. 2025 yılı verilerine göre kişilere karşı işlenen suçlarda aydınlatma oranının yüzde 99’a, topluma karşı işlenen suçlarda yüzde 99,5’e, mal varlığına karşı suçlarda yüzde 96,5’e, millete ve devlete karşı suçlarda yüzde 99,8’e ulaştığını belirten Tavlı, takibi gereken olaylarda aydınlatma oranının yüzde 99,9, aranan şahıslarda yakalama oranının ise yüzde 99,2 olarak gerçekleştiğini ifade etti. Terör örgütleriyle mücadele Terör örgütleriyle mücadele konusunda da kararlılık mesajı veren Vali Tavlı, milli iradeye darbe yapmaya çalışan, ülkenin birlik ve beraberliğini hedef alan başta FETÖ/PDY, PKK/KCK, DEAŞ ve sol terör örgütleri olmak üzere tüm terör örgütleri ve iş birlikçileriyle mücadelenin kesintisiz sürdüğünü söyledi. Tavlı, bu kapsamda 117 operasyon gerçekleştirildiğini, 171 kişinin gözaltına alındığını, 24 kişinin tutuklandığını ve 40 kişi hakkında adli kontrol kararı verildiğini kaydetti. Kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele Kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele kapsamında 2025 yılı içerisinde 347 operasyon yapıldığını açıklayan Tavlı, bu operasyonlarda 6 organize suç çetesinin çökertildiğini, 57 organize suç örgütü üyesinin tutuklandığını belirtti. Operasyonlarda 157 ruhsatsız tabanca, 115 av tüfeği, 1 uzun namlulu silah, 39 delici ve kesici alet, 243 bin 612 adet emtia, 15 ton 962 litre etil alkol, 16 milyon 82 bin 385 makaron, 4 bin 640 kilogram kaçak tütün ve 533 adet tarihi eserin ele geçirildiğini ifade etti. Uyuşturucuyla mücadele Uyuşturucuyla mücadele çalışmalarına da değinen Vali Tavlı, 2025 yılında gerçekleştirilen operasyonlarda 79 kilo 110 gram metamfetamin, 157 kilo 234 gram esrar, 25 kilo 342 gram bonzai, 8 kilo 656 gram skunk, 3 kilo 365 gram kokain, 3 milyon 559 bin 670 adet sentetik ecza, 45 bin 58 adet ecstasy ve 922 bin 225 kök kenevir ele geçirildiğini açıkladı. Uyuşturucu ile mücadele kapsamında 7 bin 352 operasyonda 10 bin 33 kişinin gözaltına alındığını, 934 kişinin tutuklandığını ve 257 kişi hakkında adli kontrol tedbiri uygulandığını belirtti. NARVAS sistemi sayesinde şok uygulamalar ve denetimlerle mücadelenin etkinliğinin artırıldığını da sözlerine ekledi. Göçmen kaçakçılığıyla mücadele kapsamında ise 66 operasyonda 21 göçmen organizatörü ile 108 düzensiz göçmenin yakalandığını açıklayan Tavlı, bu süreçte 20 kişinin gözaltına alındığını, 6 kişinin tutuklandığını, 1 kişi hakkında adli kontrol kararı verildiğini ve 34 düzensiz göçmenin sınır dışı edildiğini kaydetti. Trafik, siber suçlar ve deniz güvenliği alanlarında yürütülen çalışmalara ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Vali Tavlı, 2025 yılı boyunca yapılan trafik denetimlerinde 26 bin 576 aracın ve 8 bin 20 motosikletin trafikten men edildiğini söyledi. Plakasız ve tescilsiz olduğu tespit edilen 393 motosikletin Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu’na teslim edildiğini belirten Tavlı, trafik kurallarına uymayan sürücülere yönelik denetimlerin artarak devam edeceğini vurguladı. Siber suçlarla mücadele kapsamında yasa dışı bahis, nitelikli dolandırıcılık ve çocuk müstehcenliği suçlarına yönelik 47 operasyonda 48 kişinin tutuklandığını, 9 kişi hakkında adli kontrol kararı verildiğini ifade eden Tavlı, bu operasyonlarda ruhsatsız silahlar, sentetik ecza, mühimmat, nakit para ve çok sayıda araç ile motosiklete el konulduğunu kaydetti. Ayrıca aranan 252 kişinin yakalanarak adli makamlara teslim edildiğini, 11 bin 153 sosyal medya hesabının incelendiğini ve bunlardan 2 bin 171’inin terörle iltisaklı olduğunun tespit edildiğini dile getirdi. Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanlığı ekiplerinin 2025 yılı boyunca denizde, karada ve havada yoğun görev yaptığını belirten Tavlı, binlerce saatlik görev süresi içerisinde yüzlerce tekneye yasal işlem uygulandığını ve akaryakıt kaçakçılığına yönelik denetimlerde önemli miktarda usulsüzlüğün tespit edildiğini söyledi. Toplantıda yılbaşı tedbirleri ve 2026 yılında yürütülecek çalışmalar da ele alındı. Samsun genelinde yılbaşı süresince 8 bin 293 personel ile kapsamlı güvenlik tedbirleri alındığını belirten Vali Tavlı, alışveriş merkezleri, ana arterler, parklar, bahçeler, havaalanı, terminal ve istasyonlar ile şehir içi ve şehirlerarası yollarda emniyet ve trafik tedbirlerinin artırıldığı bilgisini verdi. Vali Tavlı, 2026 yılında da Samsun’da huzur, güven ve kamu düzeninin sağlanması için tüm kurumların koordineli şekilde çalışmalarını sürdüreceğini belirterek, yeni yılın şehir, ülke, millet ve tüm insanlık için barış, huzur, esenlik ve refah getirmesi temennisinde bulundu.
Sivas Uzman eğitimci Feridun Bozyiğit: "Eğitim bir kurum değil, bir vizyondur" OFB Eğitim Kurucusu Feridun Bozyiğit, 2025 eğitim-öğretim yılını değerlendirerek, "Eğitim bir kurum değil, bir vizyondur. Biz bu vizyonu Sivas’ta büyütmeye devam edeceğiz" dedi. OFB Eğitim Kurucusu Feridun Bozyiğit, 2025 eğitim-öğretim yılına ilişkin yaptığı yıl sonu değerlendirmesinde, kurucusu olduğu kurumların yalnızca birer okul değil, Sivas’ın eğitim vizyonunu şekillendiren güçlü, stratejik bir eğitim değeri ve markası olduğunu vurguladı. Cumhuriyet Üniversitesi Vakfı Okulları’nın, Teknokent Koleji, Sivas Açı Kurs Merkezi ve Umay Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi ile birlikte OFB Eğitim çatısı altında bütüncül bir yapı oluşturduğunu ifade eden Bozyiğit, bu ekosistemin akademik başarıyı, bireysel gelişimi ve insan odaklı eğitimi merkezine alan özgün bir model sunduğunu belirtti. Feridun Bozyiğit, OFB Eğitim’in omurgasını oluşturan Cumhuriyet Üniversitesi Vakfı Okulları’nın, Sivas’ta eğitime yön veren kurumsal bir güç haline geldiğini, şehrin eğitim standartlarının yükselmesine ve nitelikli insan kaynağının yetişmesine doğrudan katkı sunduğunu ifade etti. Cumhuriyet Üniversitesi Vakfı Okulları’nın 2025 yılında da LGS ve YKS başarılarıyla dikkat çektiğini vurguladı. Teknokent Koleji’nin misyonuna özel bir parantez açan Bozyiğit, okulun teknoloji, bilim, üretim ve çağdaş eğitim anlayışını merkeze alan yapısıyla fark oluşturduğunu ifade etti. Teknokent Koleji’nin öğrencileri yalnızca sınavlara değil, geleceğin dünyasına hazırlayan bir eğitim modeli sunduğunu belirten Bozyiğit, 2025 yılında bu üretken ve yenilikçi yapının veliler tarafından güçlü bir ilgiyle karşılandığını dile getirdi. Sivas Açı Kurs Merkezi, sektöre iddialı giriş yaptı Bozyiğit, OFB Eğitim bünyesinde 2025 yılında faaliyete başlayan Sivas Açı Kurs Merkezi’nin, sahip olduğu öğrenci potansiyeli, disiplinli akademik yapısı ve özgün eğitim modeliyle kısa sürede sektöre iddialı ve güçlü bir giriş yaptığını ifade etti. Bu bütüncül yapının en önemli tamamlayıcı unsurlarından birinin Umay Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi olduğunu vurgulayan Bozyiğit, özel ihtiyaçlı bireylerin eğitime etkin katılımını sağlayan çalışmaların Sivas’ta örnek teşkil eden bir model ortaya koyduğunu belirtti. Bozyiğit, bu sistemli ve planlı çalışmaların 2025 LGS’de elde edilen Türkiye 1.’liği ve 500 tam puan başarısı ile taçlandığını, bu sonucun bir tesadüf değil, planlı akademik sistemin, bireysel öğrenci takibinin ve doğru rehberliğin doğal bir sonucu olduğunu ifade etti. Yeni eğitim-öğretim dönemine daha güçlü hedeflerle hazırlandıklarını belirten Feridun Bozyiğit, akademik başarıyı yalnızca sınav sonuçlarıyla değil, karakter, değer, üretkenlik ve hayat becerileriyle birlikte ele alan eğitim anlayışını kararlılıkla sürdüreceklerini söyledi.
Ankara Emine Erdoğan, Gazze ve sıfır atık farkındalığını artırma faaliyetlerini 2025’te de sürdürdü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi, Birleşmiş Milletler (BM) Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Sıfır Atık Danışma Kurulu Başkanı Emine Erdoğan, yıl boyunca yurt içi ve dışında katıldığı programlarda başta Gazze olmak üzere sıfır atık, ailenin önemi ve çocuk haklarının korunması gibi konularda farkındalığı artırmak için çalıştı. Emine Erdoğan, geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da başta Gazze’deki durum üzere, sıfır atık konusuyla ilgili yurt içi ve dışında yoğun faaliyetlerde bulundu. Emine Erdoğan bunun yanı sıra, Gazze’deki soykırıma ilişkin ulusal ve uluslararası kamuoyunun farkındalığını artırmak ve zulmün sona ermesi için faaliyetlerini yıl boyunca sürdürdü. Vatikan’da 2 Temmuz’da Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo ile de görüşen Emine Erdoğan, kalıcı ateşkes ve insani yardımların ulaştırılması için Papa’ya "Gazze konusunda Hristiyan dünyası daha gür sesle destek çıkmalı" çağrısı yaptı. Emine Erdoğan, Filistin’de kalıcı ve sürdürülebilir barış için iki devletli çözümün bir an önce hayata geçirilmesinin ve Filistin Devleti’ni resmen tanıyan ülkelerin sayısının artmasının önemini dile getirdi. Melania Trump’a Gazze mektubu Emine Erdoğan, 23 Ağustos’ta ABD Başkanı Donald Trump’ın eşi Melania Trump’a, Ukrayna’daki savaş için gösterdiği hassasiyeti Gazze’deki insani kriz için de göstermesi çağrısında bulunduğu mektup gönderdi. Gazze’nin tarihte benzeri görülmemiş zalimliğe, çağın en acı soykırımına sahne olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, mektubunda, BM Çocuk Fonu’nun, 45 dakikada bir çocuğun öldürüldüğü Gazze’de, yerin üstünü çocuklar için bir "cehenneme" yerin altınıysa bir "çocuk mezarlığına" benzettiğini aktardı. Emine Erdoğan, kahkahaları susturulanların yalnızca Ukrayna’nın çocukları olmadığını, Filistin’in çocuklarının da aynı neşeyi, aynı özgürlüğü, aynı onurlu geleceği hak ettiklerini belirterek, "Gazze’deki insani krizin durdurulmasına yönelik güçlü çağrınızı içeren bir mektubu da İsrail Başbakanı Netanyahu’ya göndermeniz son derece anlamlı olacaktır." ifadelerini kullandı. İspanya’nın Ankara Büyükelçiliği ve Muğla Fahri Konsolosluğunca, 8 Ekim’de CSO Tarihi Salon’da, flamenko gösterisinin de yer aldığı "Rüzgar Gibi Özgür Filistin İçin Tek Yürek" yardım etkinliği düzenlendi. Tüm geliri Gazze halkına bağışlanacak etkinliğe katılan Emine Erdoğan, "Bu anlamlı etkinlikte, Filistinli kardeşlerimiz için buluştuk. Flamenko’nun zarafeti ve duygusu, Gazze’nin yaralı kalbine dokundu. Filistin’de devam eden soykırıma karşı sanatın birleştirici gücüyle bir araya gelip insanlığın vicdanına seslendik." ifadelerini kullandı. Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından 9 Aralık’ta düzenlenen "Soykırımın Kadın Tanıkları: Gazze’de Medya ve Direniş" programına katıldı. Programda konuşan Emine Erdoğan, İsrail saldırılarında hayatını kaybeden Filistinlilerin insanlığa gönül koyarak hayata veda ettiklerini belirterek "O nedenle haksızlığa, yalana, adaletsizliğe, ayrımcılığa, soykırıma ve cümle kötülüğe savaş açmak hepimizin en meşru savaşıdır." dedi. İsrail ve onların enformasyon şiddetine ortak olan medya kuruluşlarıyla dünya kamuoyunun defalarca manipüle edildiğini ifade eden Emine Erdoğan, "Ne acı ki, dünyanın birçok yerinde bu yalanlara inanarak soykırıma alkış tutanlar oldu. Artık demokrasi ve insan hakları gibi evrensel değerlerin, ötekileştirilenler söz konusu olduğunda yalnızca bir tekerlemeden ibaret olduğunu biliyoruz. İnanıyorum ki biz hakikatin ışığını yansıttıkça bugün Gazze’nin üstüne çöken karanlık, yarın insanlığın topyekun direnişiyle inşallah aydınlığa dönüşecektir" diye konuştu. Emine Erdoğan, Gazze’de İsrail ateşi altında bir araçta mahsur kalarak hayatını kaybeden 6 yaşındaki Filistinli Hind Rajab’ın hikayesini anlatan "Hind Rajab’ın Sesi" filminin 16 Aralık’ta Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki gösterimine katıldı. Filme ilişkin konuşan Emine Erdoğan, "Gazze’de acımasızca hayattan koparılan 6 yaşındaki Hind Rajab’ın sesi, tüm dünyanın duyduğu ama kimsenin cevaplamadığı bir imdat çığlığıydı. O çığlığın karanlıkta kaybolmasına izin vermeyen, vicdanları uyandıran, hafızaları diri tutan ’Hind Rajab’ın Sesi’ filmini boğazımızda düğümlenen bir acıyla izledik. Yavrumuzu ve şehit düşen tüm Filistinli kardeşlerimizi rahmetle anıyorum" ifadelerini kullandı. Emine Erdoğan, 26 Aralık’ta Kalyon Vakfı ve Türk Kızılay işbirliğinde, Gazze’de yıkımın içinden doğan vakur direnişi sanatın diliyle görünür kılma amacıyla Nişantaşı’nda Kalyon Kültür’ün bulunduğu Tarihi Taş Konak’ta düzenlenen "Kalanlar" Filistin Sergisi’nin açılışına da katıldı. Programda konuşan Emine Erdoğan, "Bizim televizyon ekranlarına yansıdığında bakmakta dahi zorlandığımız bu yakıcı acıların merkezinde yaşayan Filistinliler, dipdiri bir imanla ’Allah bize yeter. O ne güzel vekildir’ diyorlar. O yüzden hala boyunlarında evlerinin anahtarlarını taşıyorlar. O anahtarlarla bir gün yeniden evlerinin kapılarını açmak için sabrediyorlar. Küllerinden doğacak bir Gazze’ye inanıyorlar. Biz de inanıyoruz" ifadelerini kullandı. Filistin’i savunmanın, Filistinliler kadar tüm insanlığı, onu ayakta tutan değerleri ve en başta da insan kalma hakkını savunmak anlamına geldiğini kaydeden Emine Erdoğan, "Uluslararası topluma şu gerçeğin çok iyi anlatılması gerek, eğer bugün çocuklara kurşun sıkılabiliyorsa, açlığa mahkum edilen bebekler ağlamaktan katılıyorsa, kadınlar yoksulluk ve çaresizlik içinde çırpınıyorsa, hastalar ilaçsızlıktan ölüyorsa, erkekler İsrail zindanlarında ağza alınmayacak işkencelere maruz kalıyorsa ve tüm bunlar dünyanın gözü önünde olabiliyorsa, artık dünyada hiçbir insan güvende değildir." değerlendirmesinde bulundu. Sıfır atık, sürdürülebilirlik ve çevre kirliliği Sıfır atık, sürdürülebilirlik ve çevre kirliliğinin önlenmesi gibi konularda farkındalığı artırmayı hedefleyen Emine Erdoğan, bu kapsamda yurt içindeki programlara ev sahipliği yaptı, yurt dışında da çok sayıda programa katıldı. Emine Erdoğan, bu yıl da çok sayıda lider eşi ve uluslararası üst düzey temsilciyle görüştü. Resmi temaslarda bulunmak üzere Pakistan’ın başkenti İslamabad’a giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a eşlik eden Emine Erdoğan, 13 Şubat’ta "Döngüsel Ekonominin İlerletilmesi: Sürdürülebilirlik İçin Pakistan-Türkiye Ortaklığı" etkinliğine katıldı."Dönüşümsel Ekonomi ve Sıfır Atık" temasıyla düzenlenen etkinlikte konuşan Emine Erdoğan, "Her alanda ekolojik dengeyi yeniden tesis edecek politikalar üretmeliyiz. Yapılacaklar listemizin en başında, döngüsel ekonomiyi bir an önce hayata geçirmek yer alıyor. Çünkü döngüsel ekonomi çevre dostudur. Daha az kaynak tüketir ve kaynakların önemli bir kısmını geri kazanmayı hedefler." ifadelerini kullandı. BM’de "Uluslararası Sıfır Atık Günü Özel Etkinliği"nde konuştu Emine Erdoğan, BM’nin 30 Mart "Uluslararası Sıfır Atık Günü Özel Etkinliği"nde konuşma yapmak üzere gittiği New York’ta BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile görüştü. Görüşmede Emine Erdoğan, iklim krizi ve çevre sorunlarının ancak kolektif bir çabayla çözülebileceğini belirterek, "Sıfır Atık" hareketini sadece bir çevre politikası olarak değil, insanlığın ortak geleceğini koruma sorumluluğu olarak gördüklerini vurguladı. Emine Erdoğan, Guterres’in de katılımıyla BM Genel Kurulu’nda Türkiye’nin BM Daimi Temsilciliği, Sıfır Atık Vakfı, BM Çevre Programı ve BM-Habitat tarafından "Moda ve tekstilde sıfır atığa doğru" temasıyla düzenlenen 30 Mart "Uluslararası Sıfır Atık Günü Özel Etkinliği"nde katılımcılara hitap etti. Moda ve tekstil sektörünün çevre kirliliğinde çok yüksek bir payı olduğuna işaret eden Emine Erdoğan "O nedenle, biz de bu yılki kutlamalar için ’Moda ve Tekstilde Sıfır Atığa Doğru’ temasını seçtik. Bunun sebebi, kullan-at merkezli bir anlayışın ne yazık ki sektörün ana karakteri haline gelmesidir. ’Yavaş ve sürdürülebilir modayı’ hayata geçirmek artık hepimiz için bir zorunluluktur." dedi. Emine Erdoğan, "30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü" dolayısıyla Türkiye’nin yurt dışında bulunan temsilciliklerinde yapılan özel etkinliklere de video mesaj gönderdi. Mesajında bu yıl "Uluslararası Sıfır Atık Günü"nün 3’üncü yılının kutlandığını belirten Emine Erdoğan, "Her bir saniyede, bir çöp kamyonu dolusu giysi yakılıyor ya da dünyanın atık depolama sahalarına gönderiliyor. Üzerimizden kolayca çıkarıp attığımız kıyafetleri, doğa üzerinden çıkarıp atamıyor." sözleriyle tekstil sektörünün yarattığı çevre kirliliğine dikkati çekti. Sıfır Atık Enstitüsü kuruldu Birleşmiş Milletler (BM), Sıfır Atık Vakfı ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) işbirliğinde 12 Mayıs’ta Sıfır Atık Enstitüsü kuruldu. Emine Erdoğan, Türkiye ve dünya için hayırlı olması temennisinde bulunduğu Enstitü’nün, çevre alanında Türkiye’nin ilk akademik yapılanmalarından biri olarak büyük bir sorumluluğu omuzladığını vurguladı. Sıfır Atık Vakfı, her türlü atığın, bilinçsiz su ve elektrik tüketiminin çevreye verdiği zararlara dikkati çekmek amacıyla 5 Haziran’da "Farkında mısın?" kampanyası başlattı. Emine Erdoğan, Dünya Çevre Günü dolayısıyla hazırlanan kampanyaya ilişkin "Her yıl yaklaşık 11 milyon ton plastik atık, göllere, nehirlere, denizlere ulaşıyor. Plastiklerin parçalanmasıyla oluşan mikroplastikler, gıdamıza, suyumuza, hatta soluduğumuz havaya sızıyor. Yani farkında olmadan canımıza karışıyor. Bugün bu vahim tabloya ’Dur’ demezsek, veriler yakın gelecekte çevreye sızan plastik miktarının yüzde 50 artacağını söylüyor." ifadelerini kullandı. Sıfır Atık hareketinin sadece bir proje değil farkındalığın, vicdan eksenli ve bilinçli bir insanlığın yol haritası olduğunu dile getiren Emine Erdoğan, "Tek yapmamız gereken, tamir ettirmek, dönüştürmek ve yeniden kullanmak. 5 Haziran Dünya Çevre Günü, hepimiz için bir milat olsun. Plastik kirliliğine karşı tek yürek mücadele edelim. Toprağın diliyle konuşalım, suyun çağrısına kulak verelim. Farkında olanlardan olalım. Zira gelecek, farkındalıkla yeşerecek." çağrısında bulundu. Papa 14. Leo’dan "Sıfır Atık" hareketine destek istedi Emine Erdoğan, Vatikan’da 2 Temmuz’da Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo ile görüştü. Görüşmede, Emine Erdoğan, uluslararası toplumun bugün pek çok hayati sınamayla karşı karşıya olduğunu belirterek, bunlardan birinin de iklim değişikliğiyle mücadele olduğuna işaret etti. Kendisinin de kişisel olarak öncelik verdiği iklim değişikliği konusunda Türkiye’de başlattıkları "Sıfır Atık" hareketinden Papa’ya bahseden Emine Erdoğan, iklim değişikliğiyle mücadele meselesinin, Türkiye ile Vatikan arasında güçlü işbirliği potansiyeli taşıdığına inandığını belirtti. Emine Erdoğan, Papa 14. Leo’ya, BM bünyesinde kurumsallaşan "Sıfır Atık" hareketine destek vermesinin önemli olduğunu söyledi. Papa 14. Leo’nun da buna karşılık "Kesinlikle birlikte çalışma yolları bulmalıyız." dediği öğrenildi. "Sıfır Atık Projemizin başlangıç noktası, insanlığa duyduğumuz sadakattir" Emine Erdoğan, Vatikan’da Papalık Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde düzenlenen "Kardeşlik Temelli Ekonomi: Etik Çok Taraflılık" başlığıyla düzenlenen konferansa da katıldı. Buradaki konuşmasında, Türkiye’nin 2017’de başlattığı ve bugün BM kararıyla küresel bir harekete dönüşen Sıfır Atık hareketine değinerek "Sıfır Atık Projemizin başlangıç noktası, insanlığa duyduğumuz sadakattir. Biz bu meseleyi, çevresel bir sorumluluk olduğu kadar, toplumlar ve nesiller arası adaletin sağlanması için, başarıyla geçmemiz gereken bir sınav olarak da görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu. "Geleneksel Türk mutfağının bilgeliği bile başlı başına bir sıfır atık yaşam modelidir" Emine Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurulu dolayısıyla 21 Eylül’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile New York’a gitti. Devlet ve hükümet başkanlarının eşlerini, himayesinde yürütülen "Anadoludakiler" projesi kapsamında Türkevi’nde düzenlediği "Anadoludakiler: Kapıların Ardındaki Hazineler" programında ağırlayan Emine Erdoğan, programda konuşma yaptı. Konuşmasında geleneksel Türk mutfağının tarladan tabağa uzanan bilgeliğinin bile başlı başına bir sıfır atık yaşam modeli olduğunu ifade eden Emine Erdoğan, "Çünkü döngüsellik, Anadolu’da üretimin ve tüketimin kalbindedir. Bununla beraber son günlerde tüm dünyada gündemde olan etik üretim, ileri dönüşüm, sıfır atık, sürdürülebilir moda, doğal malzemeler, kadın emeğinin desteklenmesi gibi yaklaşımların tamamı, yüzyıllardır Anadolu’da yaşatılmaktadır. Dolayısıyla sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin, adil ve barışçıl bir dünya geleceğinin, yerel kültürlerin yaşatılmasıyla doğrudan ilişkisi vardır." diye konuştu. Emine Erdoğan, himayesinde yürütülen Sıfır Atık Projesi kapsamında, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca New York’ta oluşturulan "Sıfır Atık Mavi-Damla Damla Sergisi"nin açılışını da yaptı. Programda konuşan Emine Erdoğan, "Ne mutlu ki Sıfır Atık, artık küresel bir harekettir." dedi. "Su, ortak yaşam kaynağımızdır" anlayışıyla 2019’da "Sıfır Atık Mavi" hareketini başlattıklarını anımsatan Emine Erdoğan, "Bugüne kadar 285 bin ton deniz çöpünü yani 22 bin kamyon dolusu atığı kıyılarımızdan ve denizlerimizden uzaklaştırdık. 551 mavi bayraklı plajımızla, dünyanın en fazla mavi bayraklı plaja sahip üçüncü ülkesiyiz. Bununla da yetinmedik, 2023’te ’Su Verimliliği Kampanyası’nı başlattık. 2 milyardan fazla insanın güvenli içme suyuna erişemediği dünyamızda su verimliliği çalışmalarını insanlığa karşı bir görev addettik." diye konuştu. Sıfır atık aktörlerini "Uluslararası Sıfır Atık Forumu"nda buluşturdu Onursal Başkanlığını Emine Erdoğan’ın yaptığı Sıfır Atık Vakfı tarafından, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, BM Çevre Programı (UNEP) ve BM-Habitat işbirliğiyle 17-19 Ekim’de "Sıfır Atık Hareketi: İnsan, Mekan, Dönüşüm" temasıyla İstanbul’da Uluslararası Sıfır Atık Forumu düzenlendi. Sıfır atık dünyası yönünde somut adımlar atmak amacıyla dünyanın dört bir yanından harekete geçen aktörleri bir araya getiren forumda konuşan Emine Erdoğan, "Sıfır atık, umut ürettiğimiz, yepyeni bir dönemin adıdır." dedi. Bazen sıfır atık yaşam modelini uygulamanın zor olduğu yönünde eleştiriler duyduğunu aktaran Emine Erdoğan, "Şunun altını çizmek isterim ki bizim sıfır atığı mükemmel bir şekilde uygulayan bir azınlığa değil, küçük adımları kararlılıkla atan, evindeki organik atıkları kompost yaparak gübreye dönüştüren, restoranda artan yemeğini çekinmeden yanında götüren, elektrikli cihazını bekleme modunda bırakmayıp kapatan, velhasıl, ’Ben mi kurtaracağım dünyayı?’ demeden insanlığın iyiliği için elinden geleni geldiği kadarıyla yapma gayretinde olan milyonlara ihtiyacımız var." ifadelerini kullandı. Emine Erdoğan, Türkiye olarak, iklim krizindeki paylarının çok düşük olmasına rağmen çözümün parçası olmak için çalıştıklarını ve 2017’de başlattıkları Sıfır Atık hareketinin, bu hedefin en net göstergesi olduğunu belirterek "Bu yolun başında ülkemizde yüzde 13 olan geri kazanım oranımızı yüzde 36 seviyesine çıkardık. Bugüne kadar 74,5 milyon ton atığı geri kazandık. Ekonomimize 256 milyar lira kazanç sağladık. Sıfır Atık Mavi hareketi kapsamında, yaklaşık 285 bin ton deniz çöpünü topladık." dedi. Uluslararası Sıfır Atık Forumu "Bakanlar Oturumu"nun açılışında da konuşan Emine Erdoğan, Türkiye olarak, iklim ve çevre sorunlarının çözümünde uluslararası işbirliğini ve ortak hedefler belirlenmesini önemsediklerini belirterek, bu buluşmanın, adil sorumluluk paylaşımına dayalı stratejik ortaklıkların başlayacağı bir zemin olması temennisinde bulundu. Sıfır Atık hareketi, 21. yüzyılın en büyük iyilik hareketi" Emine Erdoğan, Uluslararası Sıfır Atık Forumu kapsamında düzenlenen "BM Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu 4. Resmi Toplantısı"na başkanlık etti. Toplantının açılışında konuşan Emine Erdoğan, Sıfır Atık hareketinin, 21. yüzyılın en büyük iyilik hareketi olduğunu belirterek, Türkiye olarak, bu hareketin öncü ülkesi olmaktan ve sıfır atığı yerelden küresele taşımaktan büyük gurur duyduklarını bildirdi. 2022 Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edilen sıfır atık kararının, artık bir Birleşmiş Milletler politikası ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin kilit unsuru olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, şunları kaydetti: "2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşmak için önümüzde yalnızca 5 yıl kaldı ve maalesef hedeflerin henüz yüzde 18’i gerçekleştirilebildi. Bu süreci hızlandırabilmek için farkındalık çalışmalarına ağırlık vermemiz gerektiği inancındayım. Kadınlar ve çocuklar ana hedef kitlemiz olmalıdır. Onların nesilleri ve geleceği şekillendiren gücünü Sıfır Atık hareketine etkin bir şekilde kanalize etmeliyiz. Birleşmiş Milletler Habitat ve Birleşmiş Milletler Çevre Programının koordinasyonunda, Sıfır Atık Vakfımızın da desteğiyle kalıcı bir Birleşmiş Milletler Sıfır Atık Mekanizması kurulmalıdır. Sıfır Atık Forumu da bu platformun evrensel yüzü ve bilgi merkezi olmalıdır." Emine Erdoğan, bizzat katılamadığı programlara da video mesaj göndererek sıfır atık konusundaki düşüncelerini paylaştı. Endonezya’nın Bali adasında düzenlenen "Asya Pasifik Sıfır Atık Uluslararası Seminer Programı"na 28 Ekim’de video mesaj gönderen Emine Erdoğan, "Medeniyet birikiminden beslenen ve sıfır atık ilkelerini temel alan yaşam modellerini bir an önce hayata geçirmeliyiz. Ancak bu sayede verimlilik ilkesiyle yönetilen atığın azaldığı ve geri dönüşüm uygulamalarının yaygınlaştığı döngüsel şehirler kurabiliriz." ifadelerini kullandı. Türkiye, COP31’e ev sahipliği yapacak Brezilya’da gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 30. Taraflar Konferansı’nda (COP30) Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un başkanlığında yürütülen müzakereler sonucu, gelecek yıl düzenlenecek COP31 Taraflar Konferansı’nın, Türkiye’nin ev sahipliği ve başkanlığında yapılmasına karar verildi. Emine Erdoğan, konuyla ilgili NSosyal hesabından yaptığı paylaşımda, Türkiye’nin COP31’e ev sahipliği yapacak olmasının, Türkiye ve tüm insanlık için hayırlı olmasını dileyerek şu ifadeleri kullandı: "Hepimiz için gurur vesilesi olan bu önemli adım, sıfır atık hareketine küresel ölçekte yön veren Türkiye’nin, çevre bilincindeki kararlılığının dünyada karşılık bulduğunun bir göstergesidir. 196 ülkenin aynı masaya oturacağı tarihi zirvenin, iklim krizinin yükünü en fazla taşıyan ülkelere, güçlü bir rehberlik ve dayanışma sunulması için dönüm noktası olacağına inanıyorum. COP31’in daha adil, sürdürülebilir ve yaşanabilir bir dünya adına kararlı, etkili ve somut neticelere vesile olmasını diliyorum." "İstanbul, artık ’Sıfır Atık’ın başkenti" Emine Erdoğan, Tarım ve Orman Bakanlığı ve Sıfır Atık Vakfı işbirliğiyle "Gıda ve Su İsrafını Önlemek, Geleceği Sahiplenmek" temasıyla 28 Kasım’da İstanbul’da düzenlenen Yüksek Düzeyli Tarım ve Orman Bakanları Paneli’ne katıldı. Uluslararası Sıfır Atık Forumu’nun tamamlayıcı oturumu olan panelin açılışında konuşan Emine Erdoğan, İstanbul’un artık "Sıfır Atık"ın başkenti, insanlığın sürdürülebilir gelecek vizyonunun merkezi olduğunu söyledi. Emine Erdoğan, değişimin önce evlerde, sofralarda ve alışkanlıklarda başlaması gerektiğini belirterek "Sıfır atık prensiplerini uygulayarak kendimizi ve hayatlarımızı değiştirmeye başladığımızda göreceğiz ki dünya da bizimle birlikte değişecek. Çünkü bir dilim ekmeği çöpe atmadığımızda 40 litre suyu, bir yumurtanın bozulmasına izin vermediğimizde 196 litre suyu, bir elmayı buzdolabında çürütmediğimizde 822 litre suyu kurtaracağız." ifadelerini kullandı. Emine Erdoğan, sosyal medya hesaplarından zaman zaman yaptığı paylaşımlarda da atık krizinin üstesinden gelmek için sıfır atık bilincinin önemine işaret ederek sürdürülebilirlik vurgusu yaptı. Emine Erdoğan’ın bu yıl yurt içi ve dışında görüştüğü devlet ve hükümet başkanlarının eşleri ile ülkelerin, kurum ve kuruluşların temsilcileri, 2023’te BM 78. Genel Kurulu’nda küresel düzeyde imzaya açılan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk imzacısı olduğu "Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı"nı imzalayarak "Sıfır Atık" hareketine destek verdi. Aile ve çocuk temalı etkinlikler Emine Erdoğan, "Aile Yılı" kapsamında ailenin ve çocuk haklarının korunmasının önemine dikkat çekilen programlara da katıldı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından düzenlenen, "Uluslararası Aile Forumu"nun gala yemeğine katılan Emine Erdoğan, konuşmasında, "Evlenme yaşını ileri atan bahanelere ve felaket kehanetleriyle doğum sayılarının geriletilmesine geçit vermemeliyiz." dedi. Emine Erdoğan, ailenin insan yaşamındaki önemine dikkati çekerek "Ailenin geleneksel yapısında çözülmeler meydana geliyor. Toplumlar bir erime potasına atılmaya çalışılıyor. Tüm bu girişimler ahlaki ve manevi değerlerimizi hedef almaktadır. Zira bizi bu olumsuz dış etkilere dirençli kılan milli kimliğimizdir." ifadelerini kullandı. Haliç Kongre Merkezi’nde 6 Aralık’ta "Dijital Çağda Çocuk Medyası: Aileyi Güçlendirmek, Değerler İnşa Etmek" başlığıyla düzenlenen TRT Uluslararası Çocuk Medyası Zirvesi’ne katılan Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından hazırlanan Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni imzaladığını duyurdu. Sözleşmeyi çocukların dijital ortamlarda güvenliğini sağlamak, haklarını korumak ve onları desteklemek için sözleşmeyi imzaladığını belirten Emine Erdoğan, herkesi sözleşmeyi imzalamaya davet etti. Emine Erdoğan, NSosyal hesabından bu yıl katıldığı program ve etkinliklerden görüntülerin yer aldığı videoyu da paylaşarak şu ifadeleri kullandı: "Yeni yılın ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Birlik ve beraberlik içinde dayanışmamızı koruduğumuz, umudumuzun eksilmediği, huzurlu bir yıl temenni ediyorum. Bütün mazlum coğrafyalarda zulümlerin son bulduğu, barışın, mutluluğun, refahın hakim olduğu bir 2026’da buluşmak dileğiyle."
Rize Miniklerden, Rizespor’a ziyaret Gülbahar Anaokulu öğrencileri, Çaykur Rizespor antrenmanını ziyaret etti. Çaykur Rizespor, Mehmet Cengiz Tesisleri’nde gerçekleştirilen antrenman öncesinde özel konuklarını ağırladı. Gülbahar Anaokulu öğrencileri, öğretmenleri eşliğinde tesislere gelerek yeşil-mavili takımı ziyaret etti ve unutulmaz anlara imza attı. İdman sahasına çıkan minik öğrenciler, Teknik Direktör Recep Uçar’a çiçek takdim etti. Çocuklarla yakından ilgilenen Uçar, çocuklarla sohbet ederek hatıra fotoğrafı çektirdi. Samimi görüntülerin ortaya çıktığı anlarda, çocukların heyecanı ve mutluluğu yüzlerinden okundu. Futbolculardan imza yağmuru Ziyaret sırasında sahaya çıkan Çaykur Rizesporlu futbolcular da, minik taraftarları kırmadı. Futbolcular, çocukların formalarını tek tek imzalayarak onlara büyük sevinç yaşattı. Miniklerin futbolcularla kurduğu sıcak iletişim, renkli görüntüleri ortaya çıkardı. Antrenmana moralli başlangıç Minik misafirlerin ziyaretinin ardından yeşil-mavili ekip antrenmanına başladı. Basına açık bölümde futbolcuların neşeli ve istekli görüntüsü dikkat çekerken, çocukların oluşturduğu pozitif atmosferin antrenmana da yansıdığı gözlendi. Mehmet Cengiz Tesisleri’ndeki buluşma, Çaykur Rizespor’un yalnızca sahadaki mücadelesiyle değil, toplumun her kesimiyle kurduğu sıcak bağlarla da örnek olduğunu bir kez daha gösterdi.