KÜLTÜR SANAT - 09 Kasım 2024 Cumartesi 13:46

Balıkesir 2050 vizyonunu hazırlıyor

A
A
A
Balıkesir 2050 vizyonunu hazırlıyor

Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, “Balıkesir Vizyon 2050: Toplumsal Kalkınma ve Mekânsal Gelişme Stratejisi Belgesi” çalışmalarını başlattı. İş dünyasından bilim insanlarına, sektör temsilcilerinden meslek odalarına kadar alanında uzman akademisyenleri ve şehir paydaşlarını bir masa etrafında toplayan Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, “Balıkesir’i 2050’ye hazırlıyor” dedi.



Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Balıkesir Planlama ve Kalkınma Ajansı (BAPKA) öncülüğünde gerçekleşen “Balıkesir Vizyon 2050: Toplumsal Kalkınma ve Mekânsal Gelişme Stratejisi Belgesi” çalıştayı şehir paydaşlarını bir araya getirdi. Balıkesir’in mevcut durumdaki sorunlarının ve potansiyelinin değerlendirildiği çalıştayda şehrin geleceğine yönelik öngörüler ve gerekli mekânsal gelişme stratejileri ele alındı. 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü’nde düzenlenen çalıştayda alanında uzman akademisyenler, bilim insanları, uzmanlar, sektör temsilcileri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, kamu kurumu temsilcileri, meslek odaları, sanayi ve ticaret odası temsilcileri Balıkesir Planlama ve Kalkınma Ajansı’nda bir araya geldi.


Üç oturumda gerçekleşen programda son oturumda her masanın özeti katılımcılar tarafından sunuldu. Ortak akıl ve kolektif bir çalışmayla gerçekleşen program, Balıkesir’in 2025 vizyonuna ışık tutacak.


Arama Çalıştayı formatında düzenlenen toplantıda Balıkesir’in yanı sıra diğer illerden de 300’ün üzerinde bilim insanı yer aldı. Paydaş toplantılarıyla devam edecek olan çalıştayda belirli temalar üzerinden Balıkesir’in ihtiyaçları ve gelecek stratejileri masaya yatırıldı.


11 Ana başlık tartışmaya açıldı


Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Balıkesir Planlama ve Kalkınma Ajansı (BAPKA) öncülüğünde gerçekleşen çalıştayda 11 tema üzerinde fikir paylaşımları yapıldı. Şehrin öncelikli meseleleri, hedefleri ve gelecekte karşılaşması muhtemel sorunları irdeleyen katılımcılar; “Kırsal Alan Planlaması ve Tarımsal Yapı”, “Kentsel Planlama, Afet ve Risk Yönetimi, Dayanıklı Planlama, Konut ve Kentsel Dönüşüm”, “Ekonomik Yapı (Turizm, Sanayi, Ticaret, Hizmetler)” ve “İşgücü Yapısı ve Çalışma Yaşamı” temalarını incelediler.


“Ulaşım Planlama”, “Kentsel Teknik Altyapı”, ”Sosyal Politikalar ve Sosyal Hizmetler”, “Demografik Yapı ve Toplumsal Yaşam” temalarıyla halkın ihtiyaçlarını ve ihtiyaçlarını tespit eden katılımcılar şehir vizyonunu belirlemek için ortak çalışma yürüttü. Ayrıca çalıştayda “İklim Krizi, Ekoloji ve Yeşil Sistemler”, “Kültürel Miras ve Kent Kimliği” ve “Kamusal Mekânlar ve Kıyı Alanları” temalarında görüşmeler de yapıldı. Balıkesir’in 2050 vizyonunu belirlemek için ortak katılımla gerçekleşen toplantıların çok değerli olduğunu belirten Akın, şehrin geleceğinin konuşulduğu bu toplantıların farklı konularda ve formatlarda süreceğini aktardı. “Kentimizin geleceğini biz hep birlikte planlayacağız” diyen Akın, şehirlerin büyümesinde ve gelişmesinde planlamanın önemine dikkat çekti.


“Geleceği planlıyoruz”


Balıkesir’de hep kısa vadeli ve temel ihtiyaçlara odaklı çalışmalar yürütülmesinden dolayı Balıkesir’in vizyonunu ortaya koyacak bir noktaya gelinemediğini ifade eden Akın, şunları söyledi: “Şimdi biz, eskiye bakmadan ileriyi planlıyoruz. Ve vizyon 2050’yi sizlerle birlikte planlıyoruz. Günümüzde de yerel yönetimler artık sadece altyapı, kanalizasyon, yol, su gibi ihtiyaçlar yapay ihtiyaçları gideren kurumlardan daha fazlasını ifade ediyor. Artık kent yönetimleri ulusal ve küresel konularda da vizyon ve örnekler ortaya koyuyor. Ve uygulamalarla da bunu hayata geçiriyor. Geleceğimizi planlayarak, geleceğe dair bir vizyon ortaya koyarak kentlerimizi yaşanabilir bir kent haline getirebiliriz” diye konuştu.


Katılımcı ve planlı belediyecilik


Kentin vizyonunu belirlerken şehirde yaşayanların da söz sahibi olduğu ortak katılımı benimsediklerinin altını çizen Akın, “Balıkesir’imizde birlikte hareket ediyoruz. Ortak aklı Balıkesir’de yaşayan hemşerilerimin fikirleri ve önerileriyle de zenginleştiriyoruz. ilk iş, BAPKA’yı kurduk. Elimizdeki bu cevherin yani Balıkesir’imizin farkındayız. Ama daha fazla kişinin de farkında olmasını sağlamamız gerekiyor. Balıkesir, turizmden tarıma, doğal kültürden gastronomisine kadar bütün güzelliklerin bir arada bulunduğu bir kent. Bunu dünyayla da paylaşmamız lazım. Balıkesir’imizi birçok alanda merkez haline getirmeye çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.


“Balıkesir çekim merkezi olacak”


Balıkesir’i tarımda, hayvancılıkta, turizmde, sosyal etkinliklerde ve sporda bir çekim merkezi haline getirmek için çalıştıklarını söyleyen Akın, “Balıkesir Planlama ve Kalkınma Ajansımız, Balıkesir için gece gündüz demeden veri odaklı çalışmalar yapıyor. Bu kurumumuzun, sizlerle birlikte çalışarak kentimiz için, aklın ve bilimin ışığında çözüm önerileri üretmesi, projeler geliştirmesi ve kentimizi hedeflediğimiz noktaya taşımak için bizim için büyük bir yol. Aslında bu yol, bize Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emaneti. Biz onun emanetine sahip çıkmak için emanetin bizde diyerek çalışıyoruz. Ve teslim aldığımız emaneti çok daha yukarıya taşıyıp Türkiye’ye örnek olmak için mücadele ediyoruz.” ifadelerini kullandı.


Başlangıç olacak


Hazırlığına başlanan Toplumsal Kalkınma ve Mekânsal Gelişme Strateji Belgesi’nin kentin geleceğindeki belirsizliği ortadan kaldıracağını, krizler karşısında dirençli ve dayanıklı bir kent olması noktasında başlangıç olacağını belirten Akın, “Bu çalışmayı tamamladığımızda Balıkesir için bambaşka bir geleceği hep birlikte konuşacağız. Ne yaptığını bilen bir yönetimle yan yana olduğunuzu göreceksiniz. Tüm bu çalışmalar sonunda da hepimizin ortak hayali ortaya çıkacak. Hayallerimiz doğrultusunda geleceğin Balıkesir’ini daha dayanıklı, daha katılımcı ve en önemlisi çok daha demokratik bir noktaya hep birlikte taşıyacağız” şeklinde konuştu.


Kentsel dönüşümden iş gücüne tüm sorunlar ele alındı


“Mekânsal Olarak Dayanıklı Kent, Afet ve Risk Yönetimi” teması hakkında konuşan Yüksek Şehir Plancısı Özcan Biçer “Etkin afet yönetimi için planlama çalışmalarının başlatılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu kapsamda Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin deprem dirençli kent inşa etme çalışmalarının bir an önce başlatılması gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.



Balıkesir 2050 vizyonunu hazırlıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir’de ilaçlama yapılan binada 1 bebek hayatını kaybetti İzmir’in Konak ilçesinde haşere ilaçlaması yapılan binada yaşayan 1 yaşındaki bebek hayatını kaybetti. Meydana gelen acı olayda bebeğin anne ve babası ile birlikte bir apartman sakini de hastaneye kaldırılırken, ilaçlama firması çalışanı 3 kişi gözaltına alındı; olayın yaşandığı apartman ve yandaki 2 apartman da tahliye edildi. 12 Kasım Salı günü ilçeye bağlı Kahramanlar Mahallesi 1413 Sokak’ta bulunan bir apartmanda ilaçlama çalışması yapıldı. Binanın ilaçlanmasının ardından bazı apartman sakinleri dün öğle saatlerinde rahatsızlanarak durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. Sağlık ekipleri tarafından yapılan araştırmada apartman sakinlerinden 1 yaşındaki erkek bebek T.A.K.’nin zehirlenerek hayatını kaybettiği tespit edildi. Bebeğin annesi R.K., babası R.K. ve apartman sakinlerinden G.U. da sağlık ekipleri tarafından hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. İlaçlamadan etkilenen apartman sakini G.U.’nun tedavisine Alsancak Devlet Hastanesinde devam edildiği, vefat eden bebeğin babası R.K. ve annesi R.K.’nin de tedavilerinin ardından taburcu olduğu öğrenildi. Çevre binalar tahliye edildi İzmir Valiliği tarafından olayla ilgili yapılan açıklamada, söz konusu apartman ile yandaki 2 apartman tahliye edilerek, tahliye edilen vatandaşlara valilik tarafından geçici barınma imkanı sunulduğu, ayrıca AFAD Kimyasal Biyolojik Radyolojik Nükleer (KBRN) ekiplerince ilaçlama yapılan bölgede havalandırma çalışmalarına başlandığı bildirildi. Olayın yaşandığı apartmanı ilaçlayan firmanın 3 personelinin gözaltına alındığı öğrenilirken olayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.
Ankara Bakan Tekin: “(Mülakat puanları) Türkiye genelinde 60 bin kişide toplam bin 100 kişinin yeri değişmiş” Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, öğretmen adaylarına yönelik yapılan mülakat sonrasında bazı komisyonların yüksek, bazı komisyonların düşük not verdiğine yönelik eleştirilere ilişkin “Türkiye genelinde 60 bin kişide toplam bin 100 kişinin yeri değişmiş” dedi. AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplanan TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda Milli Eğitim Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin yanı sıra Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK), Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanlığı, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı (ÖSYM) ve üniversitelerin 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifleri ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifleri, 2023 Yılı Sayıştay Raporu görüşüldü. Bütçe görüşmelerinin ardından Bakan Tekin, komisyonda yer alan milletvekilleri tarafından kendisine yöneltilen soruları cevapladı. Bütçe görüşmeleri sırasında muhalefet milletvekillerinin şahsına yönelik kullandıkları ‘kepazelik, ikiyüzlülük, sefalet, otoriter rejim, talimatla hareket eden Bakan’ gibi ifadeleri tek tek not aldığını ifade eden Tekin, “Bizler de burada bu tür ifadelerden etkileniyoruz ve doğal olarak tepki koymuş olabiliriz. O yüzden biz de orantısız cevap verdiğimiz arkadaşlar varsa ben de onlardan özür diliyorum ama bu ifadeler normal ifadeler değil” ifadelerini kullandı. “İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı mülakatları önce CHP’liler değerlendirsin” Tekin, yine bütçe görüşmeleri sırasında mülakatla ilgili eleştiriler geldiğini kaydederek, “Kabul ediyorum, ‘Mülakatla ilgili ben öğretmenliği çok önemsiyorum ve vatandaşlarımızın çocuklarını emanet edecekleri öğretmenleri mülakatla almak istiyorum’ dedim. Kamuoyuna da şu açıklamayı yaptım; bu mülakat komisyonlarında alacağımız tedbirleri sıralıyorum. Kamera kaydından tutanağa kadar bir sürü başlıkta tedbir aldık. CHP’liler itiraz ediyorlar, bir taraftan mülakata karşıyız diyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı mülakatları önce siz bir değerlendirin. Eğer, ‘İtfaiye memurluğu, öğretmenlikten daha önemlidir’ diyorsanız, bir şey demeyeceğim. Benim öğretmenlik mülakatı ile ilgili yaptığım budur” ifadelerini kullandı. CHP’lilerin mülakat konusunda geçmişlerinden dolayı endişeli olduklarını söyleyen Tekin, “Ben 1994 yılı Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunuyum. Mezun olur olmaz girdiğim ilk iş sınavı, Adalet Bakanlığı’nın açtığı Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı yazılısıydı. İstanbul’da bir kongrede CHP’nin Adalet Bakanı ‘Bu kadroyu örgütüme vermeyip de milliyetçileri mi verseydim? Yaptığım suçsa suç işlemeye devam edeceğiz’ dedi” şeklinde konuştu. “Türkiye genelinde 60 bin kişide toplam bin 100 kişinin yeri değişmiş” Tekin, öğretmen adaylarına yönelik yapılan mülakat sonrasında bazı komisyonların yüksek, bazı komisyonların düşük not verdiğine yönelik eleştirilere de değinerek, şu cevabı verdi: “Benim elimde bütün komisyonların raporları var. Benim elimdeki rakamlar, 3-5 arkadaşın bir araya getirdiği toplam rakam içerisinde istatistiksel anlamı olmayan veya doğru analiz sağlayacak rakamlar değiller. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği ile ilgili konuşuldu. Mesela bir komisyonda 193 kişi mülakata girmiş, 3 kişinin yeri değişmiş. Bir başka ilimizde 682 kişi girmiş, 11 kişinin yeri değişmiş. Türkiye genelinde 60 bin kişide toplam bin 100 kişinin yeri değişmiş.” Bakan Tekin, muhalefet vekillerinden 5 bin kişinin yerinin değişti iddiasının dile getirilmesi üzerine “Yanlış, benim elimde il bazlı rakam” diye karşılık verdi. “KPSS puanı ile bu işi yapacak olsaydım, hiç mülakat yapmazdım” Milli Eğitim Bakanlığının geçen yıl gerçekleştirilen TBMM Plan Bütçe Komisyonu toplantısını hatırlatan Bakan Tekin, “KPSS puanı ile değil mülakatla öğretmen ataması yapacağız. Bunun kavgasını verdik, tartışmasını yaptık. Geçen yıl burada adaletsizlik ve torpilin olmayacağı bir mülakat taahhüt etmiştim. Şimdi size ‘Bu ülkede hiç kimsenin verdiği herhangi bir isimle ilgili mülakatta torpilin olmadığı bir sistem kuruldu’ dedim. Söylediğiniz doğru şeyler var. Bir ildeki öğretmenimiz yüksek not almış, mülakata girmiş. Başka bir öğretmenimiz ‘Ben yüksek aldım ama bir başkası benden daha yüksek aldı. Dolayısıyla, ben sıralamanın dışında kaldım’ diyor ama ben zaten KPSS puanı ile bu işi yapacak olsaydım, hiç mülakat yapmazdım” dedi. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği mülakatlarına değinen Tekin, “Bursa’da 197 kişi, İstanbul’da 688 kişi girmiş. Bursa’da mülakata girip sıralamanın dışında kalan kişi 23 kişi, İstanbul’da ise 51 kişi sıralamanın dışında kalmış” ifadelerini kullandı. “Tüzel kişiliği olmayan cemaat ve tarikatlarla hukuken protokol imzalama şansımız yok” Cemaat ve tarikatlarla protokol yapıldığı eleştirilerine de cevap veren Bakan Tekin, “Hukuki olarak cemaat ya da tarikat diye bir tüzel kişilik var mı? Tüzel kişilik olmayınca bakanlık olarak ya gerçek kişiyle ya da tüzel kişilikle protokol imzalayabilirim. Hukuken başka kimseyle protokol imzalama şansımız yok. Bizim 5 bin civarında bu türden protokolümüz var. Burada isimlerini saymak istemediğim çok farklı sivil toplum örgütleri ile protokolümüz var. Bunların hiçbirisiyle de protokol imzalarken siyasi ya da ideolojik hiçbir şeye bakmıyoruz. Bir tek İçişleri Bakanlığı Dernekler Masası tarafından legal olarak kabul edilmiş bir sivil toplum kuruluşu mudur? Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onaylanmış bir vakıf mıdır, diye bakıyoruz. Onun dışındaki konular beni ilgilendirmez. Herhangi bir sivil toplum örgütüyle, dernek, vakıf ya da meslek örgütü olmak üzere imzaladığımız protokolde tüzel kişiliğe ödenmiş tek bir kuruş kamu kaynağı yoktur” açıklamasında bulundu. “Protokollerin tek taraflı fesih hakkı bakanlıkta” Protokollerin tek taraflı fesih hakkının bakanlıkta olduğunun altını çizen Bakan Tekin, “Protokolde yazılan ilkelere aykırı davranan sivil toplum örgütü varsa protokolümüzü hemen iptal ederiz. Protokol kapsamında protokol yaptığımız kuruluşlar eğer okullarımıza bir eğitim verecekse, bu eğitim kimin vereceği, hangi diplomaya sahip kişilerin vereceği ve hangi içerikte eğitim verecekleri bizim protokolümüzde tanımlanmıştır” dedi. “ABB 2 bin 300 okuldan 13’ünü sadece bir kere temizliyor sonra bütün okulları temizledim diyor, bu olmaz” Türkiye’de 65 bin civarında okul olduğunu ve 55 bin civarında kadrolu temizlik elemanının olduğunu söyleyen Bakan Tekin, “Kadrolu temizlik elemanlarımız, bu okullardaki temizlik açısından yeterli olmadığından biz her yıl Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Toplum Yararına Programlar (TYP) diye tanımladığı istihdam türü ile bakanlığımızda temizlik ve güvenlik personeli istihdam ediyorduk. Yaz aylarında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, TYP kapsamındaki istihdam türü ile ilgili dünyada özellikle kovidden sonra gelişen istihdam türleri açısından farklı bir model deneyeceklerini ifade etti. Biz de bu konuda kendisiyle konuştuk ve bize ‘kısmi zamanlı çalışma usulü getireceğiz ve bu çalışmayla da size 120 bin kadro vereceğiz, haftada 3 gün çalışacaklar’ dedi. Biz de kendileriyle uzlaştık. Biz hangi belediye olursa olsun kaç okul temizleyeceğini, kimlerle yapacağını ve hangi tür malzeme kullanacağını öğrenmek ve bilmek zorundayız. Bunun yolu şudur; gidersiniz valiliklere biz böyle bir protokol yapmak istiyoruz dersiniz. Nobran bir tavırla, ‘Ben geldim, okulu temizleyeceğim beni içeri alın’ derse ve benim görevlilerim de alırsa bunun karşılığı olur. Bir büyükşehir belediye başkanı çıkıyor. Yaklaşık 2 bin 300 tane okulumuz var. Bu okullardan 13 tanesini sadece bir gün temizliyor. Sonra çıkıyor ekrana ve ‘Ben Ankara’daki bütün okulları temizledim’ diyor. Bu olmaz, bu iyi niyetli değil” değerlendirmesinde bulundu. “Çocuklar anadillerini öğrensinler ama bizim ülkemizde resmi dil Türkçe” Bazı muhalefet vekillerinin çocukların anadil öğrenmesiyle ilgili beyanlarına katıldığını söyleyen Tekin, şu ifadeleri kullandı: “Çocuklar anadillerini öğrensinler ama bizim ülkemizde resmi dil Türkçe, çocuklarımız Türkçe’nin dışında bir dil öğrenmek istiyorsa bizim devlet olarak üstümüze düşen vazife çocuklara bu alanın sağlanmasıdır. Bu AK Parti iktidarıyla sağlandı. 2003 yılında Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığımızın aldığı bir kararla, özel anlamda kursların açılmasının önü açıldı. Biz MEB olarak üstümüze düşeni yapıyoruz.”