GÜNDEM - 13 Ocak 2025 Pazartesi 09:20

Çok sevdiği koyunlardan 32 yıldır kopamıyor

A
A
A
Çok sevdiği koyunlardan 32 yıldır kopamıyor

Aydın’ın Koçarlı ilçesinde yaşayan ve 7 yaşından bu yana ata mesleği koyun çobanlığı mesleğini devam ettiren 39 yaşındaki Musa Türkoğlu, çok sevdiği koyunlardan kopamazken, yıllardır mesleğini severek yapıyor.



Koçarlı ilçesi Boydere Mahallesi’nde yaşayan 39 yaşındaki Musa Türkoğlu, yaklaşık 32 yıldır çobanlık yaparak geçimini sağlıyor. Ömrünü hayvanlara adayan Türkoğlu, günün büyük bir kısmını koyunlar ve kuzularla geçiriyor. Çobanlık mesleğini yapanların sayısının her geçen gün azaldığına dikkat çeken Türkoğlu, birçok kişinin sığır çobanlığına döndüğünü söyledi. Çobanlık mesleğini babasından devraldığını belirten Türkoğlu; “7 yaşımdan beri çobanlık yapıyorum. Zaten ata mesleğimiz. Koyunların içinde büyüdüm. Çobanlık, güzel olduğu kadar zor bir meslek. Çünkü, koyunlar düğün, cenaze dinlemez. Gününüzün büyük bölümü onlarla geçer. İlgi ister. ’Koyun, arı ve kadın’ gezmezse olmaz derler. Koyunlar hep gezdiği için bizim de günümüz meralarda geçiyor" dedi.


"İnternet çobanların en büyük ihtiyacı oldu"


Son günlerde haberlerde aylıkla çobanlık yapanların maaşın yanında internet taleplerini de bir çoban olarak değerlendiren Türkoğlu, çobanların bu isteğinin oldukça makul karşılanması gerektiğini belirterek, "Artık hayat şartları değişti. Z kuşağı denilen yeni nesil ve 21. yüzyıla ayak uyduran çobanlar da bir sosyal hayat istiyor. Dağ bayır dolaşıp koyun güden bizlerin en önemli eğlencesi artık internet oldu. Koyun yattığı anda bizler de sosyal medyada takılıyoruz. Çeşitli platformlarda paylaşımlar yapıp sanal ortamda da olsa konuşuyoruz. Eskiden çoban çoktu. Hayvanlar yatınca biz de aramızda muhabbet ederdik. Şu anda bir dağda 2 çoban olmuyor ki kiminle hasbıhal edelim. Bu nedenle çobanların iş ararken internet talep etmesi gayet makul karşılanmalı. Haliyle günümüzde internet de gerekiyor. Çünkü vakit geçirmek gerekiyor. Artık çobanın sosyal hayatı internet oluyor" dedi.



Gün geçtikçe çobanların sayısının azaldığını, gençlerin bu mesleğe ilgi göstermediğini ve çobanlık mesleğinin devamlılığının tehlikede olduğunu belirten Türkoğlu; “Eskiden bu bölgede çoban çoktu. Ama artık çobanlık yapan kalmadı. Herkes sığırcılığa dönüyor. Ben oğluma ’gel yap’ desem bu işi yapmaz. Artık bu işi yapacak insan bulamıyoruz. Aslında devlet teşvik edip, sosyal güvence verse belki genç nesil yapar ama en önemlisi de bu işi sevmesi lazım" diye konuştu.


Mera yapısından dolayı koyun sürüsünü sakız cinsinden karya cinsine çevirdiğini ifade eden Musa Türkoğlu, "Karya cinsinin bakımı merinos veya tahirovaya göre daha rahat oluyor" dedi. Genç ve bekar olan çobanların en büyük sorunun evlilik olduğunu da kaydeden Türkoğlu, bir çok genç çobanın kendisine mesleğinden dolayı kız verilmediği için çobanlığı bırakıp asgari ücretle başka işlerde çalışmaya başladığını kaydetti.



Çok sevdiği koyunlardan 32 yıldır kopamıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır’da ileri evre rahim kanseri olan kadın, başarılı ameliyatla hayata tutundu Diyarbakır’da ilerlemiş rahim kanseri kadın doğru muayene ile 6 saat süren ameliyatla hayata tutundu. 8 yıl önce karın ağrısı, terleme, iştahsızlık ve ateş şikayetleriyle hastaneye başvuran 62 yaşındaki Sıtkiye Oruç, böbrek kanseri tanısı almış ve bir böbreğini kaybetmişti. Yıllar önce kanseri yenen Oruç, yıllar sonra tekrar benzer karın ağrısı şikayetleriyle sağlık kuruluşlarına başvurdu. Diyarbakır’daki Memorial Hastanesi’ne yönlendirilen Oruç’a, yapılan tetkikler sonucunda, ileri evre rahim kanseri tanısı kondu ve başarılı cerrahi müdahale ile ilerlemiş rahim kanserinden kurtuldu. Memorial Diyarbakır Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Doç. Dr. Mehmet Şükrü Budak, yapılan araştırmalar neticesinde toplumda kadınların bir kısmının jinekolojik muayeneye düzenli gitmediği hatta bir kısmının ise hiç jinekolojik muayene yaptırmadığını belirtti. Budak,”Kadın hastalıkları konusunda öncelikle bilmemiz ve uygulamamız gereken en önemli basamak düzenli jinekolojik muayenelerin gerçekleştirilmesi gerektiği gerçeğidir. Rutin doktor kontrollerinin hayati önem taşıdığını bilmeliyiz. Yaptığımız muayeneler ve incelemeler sonucunda Sıtkiye Hanım’ın ileri evre rahim kanseri olduğunu tespit ettik ve hızlıca tedavi sürecini başlattık. 6 saat gibi uzun süren bir ameliyat sürecinde batın içinden tüm tümör dokusu çıkardık. Sonrasında tam iyileşme elde edilmesi ve hastalığın tekrarlanmaması için kemoterapi süresine başladık. Sıtkiye teyzemiz için mutluyuz ancak tüm kadınlar kendisi kadar şanslı olmayabilir bu yüzden erken tanının önemine bir kez daha vurgulamak isterim. Özellikle rahim ağzı kanserleri bakımından uygulanan HPV testi veya Pap Smear testini yaptıran kadınlarda erken teşhis ile başarılı sonuçlar sağlanabiliyor” dedi. Tanı sonrası ileri evre rahim kanseri olan ve doğru müdahale ile hayata tutunan Sıtkiye Oruç, “Tekrar kansere yakalanmak hem üzücü hem de yıpratıcı bir süreç. İnsan sağlığından daha önemli bir şey yok. Karın bölgemde başlayan şikayetler ile hastaneye gittim. Alanında uzman olan hekimim sayesinde başarılı bir ameliyat geçirdim. Daha iyi olmak ve hastalığın tekrarlanmaması için kemoterapiye başladım. Şu an daha iyiyim” diye konuştu.