GÜNDEM - 18 Kasım 2024 Pazartesi 11:35

Türkiye’nin ortak acılarının isimleri Kepez’de yaşayacak

A
A
A
Türkiye’nin ortak acılarının isimleri Kepez’de yaşayacak

Kepez Belediyesi, toplumda infial oluşturan cinayetlerde hayatını kaybedenler ile terör örgütü ya da bir şüpheli tarafından şehit edilenlerin adlarını ve Türkiye’nin bağımsızlık sembollerini ilçedeki parklarda yaşatıyor.


Kepez Belediyesi, Türkiye’nin birçok ilinden kişinin yaşadığı ilçede, ülkenin ortak acılarını buluşturuyor. Kepez Belediye Başkan Mesut Kocagöz’ün önerisiyle Baraj ve Barış mahallelerindeki bazı parklara isim verilmesi konusunda duyarlı bir çalışmaya imza atıldı. Kepez Belediyesi, ölümleriyle Türkiye yasa boğan bu isimleri; çocuklara yönelik ihmal ve istismar vakaları, kadın cinayetleri ile teröre dikkat çekmek amacıyla parklarına veriyor. Bu vefa çalışmasıyla ülkenin ortak acısı olan bu isimlerin hatıralarının unutulmaması amaçlanıyor.


Sakarya’nın Adapazarı ilçesinin Doğancılar Mahallesi’nde kaybolduktan sonra Sakarya Nehri’nde cansız bedenine ulaşılan Leyla Demir’in adı, Baraj Mahallesi’nde Hasan Polatkan Caddesi ile 5822 Sokak arasında kalan parka verildi.



“Sıla Bebek Parkı”


Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde komşularının çocukları tarafından cinsel istismara ve şiddete maruz bırakılan ve 29 gün süren yaşam mücadelesini kaybederek yoğun bakımda vefat eden Sıla Bebek ismi de, ilçede bir parkın tabelasında yer alacak. Baraj Mahallesi’nde Tevfik İleri Caddesi ile 5813 Sokak kesişimindeki parkın ismi ‘Sıla Bebek Parkı’ oldu.



“Şehit Eren Bülbül Parkı”


Kepez ilçesinde; 2017 tarihinde Trabzon Maçka ilçesi kırsalında, bölücü terör örgütü PKK mensubu teröristler tarafından 15 yaşında şehit edilen Eren Bülbül’ün adının yazdığı bir park da olacak.


Baraj Mahallesi 5851 Sokak’taki parka, “Şehit Eren Bülbül Parkı” tabelası dikilecek.


Antalya’da, 1983 tarihinde polis aracının çarpması sonucu 19 yaşında hayatını kaybeden Aydın Uç adı da; Baraj Mahallesi 5817 ile 5816 Sokak kesişiminde parkta hatırlanacak.



“Şehit Bebek Türkan Feyzullah Parkı”


Bulgaristan’da, komünizm döneminde Türklere karşı uygulanan isim değiştirme kampanyasında, isimlerinin zorla değiştirilmesine karşı çıkanların protesto gösterisi sırasında annesinin sırtındayken Bulgar güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu başına isabet eden kurşunla 18 aylıkken yaşamını yitiren Türkan Feyzullah ismi de, Kepez’de Baraj Mahallesi’nde geleceğe taşınacak.


Fatin Rüştü Zorlu Caddesi 5833 Sokak’ta bulunan parkın tabelasında, “Şehit Bebek Türkan Feyzullah Parkı” adı yer alacak.



‘Şehit Bebek Bedirhan Mustafa Karakaya Parkı’


Yüksekova ilçesinde, 2018 tarihinde bölücü terör örgütü PKK mensubu teröristlerin yola tuzakladığı patlayıcının infilak etmesi sonucu 25 yaşında şehit düşen asker eşi Nurcan Karakaya’nın, 10 aylık bebeği Bedirhan Mustafa Karakaya isimi de Kepez’de ay yıldızlı al bayrağımız gibi dalgalanacak.


Baraj Mahallesi’nde Prof. Dr. Necmettin Erbakan Caddesi ile 5882 Sokak arasındaki park, ‘Şehit Bebek Bedirhan Mustafa Karakaya Parkı’ ismini aldı.


İsim verme de, Yalova Çınarcık ilçesinin Koru beldesinde 2017 tarihinde kaybolan ve bir gün sonra cesedi bulunan 6 yaşındaki Eylül Umutlu da unutulmadı.



‘Narin Park’


Baraj Mahallesi Kırçiçeği Caddesi ile 5896 Sokak kesişiminde yer alan parkın tabelasında, ‘Eylül Umutlu Parkı’ adı yazacak.


Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinin kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde kaybolduktan sonra 8 Eylül 2024 tarihinde mahallenin yakınındaki Eğertutmaz Deresi’nde bir çuval içerisinde cansız bedenine ulaşılan Narin Güran da ismiyle Kepez’de yaşayacak.


Barış Mahallesi 2917 ile 2923 sokakları arasındaki parkın adı, ‘Narin Park’ oldu.



“Şehit Polis Memuru Şeyda Yılmaz Parkı”


Kepez Belediyesi, İstanbul Ümraniye’de, firari şahsın ateş etmesi sonucu yaralanan ve kaldırıldığı hastanede şehit olan Polis Memuru Şeyda Yılmaz’a da vefasını gösterdi.


Barış Mahallesi’nde, 2906 ve 2908 sokaklar arasındaki park, ‘Şehit Polis Memuru Şeyda Yılmaz Parkı’ adını aldı.


Barış Mahallesi’nde, 2887 ile 2897 Sokak kesişimindeki parka ‘Cumhuriyet Parkı’ , 2890 ile 2892 sokaklarında yer alan parka ‘İstiklal Parkı’ ismi verildi.



“Kültür’e Mamatlar, Şelale’ye Gazi Durmuş ismi”


Kültür Mahallesi’nde 3847 ve 3860 sokakları arasında kalan park, ‘Mamatlar Parkı’ ismi; Şelale Mahallesi 7342 ve 7752 sokaklarda bulunan parka da ‘Gazi Durmuş Çocuk Parkı’ adı önerildi.


Mamatlar, Kültür Mahallesi’nin kurucuları olarak biliniyor.


Gazi Durmuş Çocuk (Durmuş Bilgili) ise Şelale Mahallesi yerlilerinden ve mahalle halkı için büyük değere sahip. Durmuş Çocuk, 1960’ta Varsak Köyü Muhtarlığı yapmış ve Kurtuluş Savaşı Gazisi.



Meclisten isim önerilerine onay


Dört mahalledeki parklara isim verilmesiyle ilgili rapor, Kepez Belediye Meclisi’nin Ekim ayı toplantısında gündeme alınmış ve konu İsim Tespit Komisyonu’na gönderilmişti. Komisyon da parklara isim verilmesi önerisini oy birliğiyle kabul ederek, raporu meclise sundu.


Kepez Belediye Meclisi’nin Kasım ayı olağan toplantısında bu rapor oy birliğiyle kabul edildi.



Türkiye’nin ortak acılarının isimleri Kepez’de yaşayacak

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Kayseri Üniversitesi gilaburu şerbeti üretti, patent başvurusu yaptı Uygulama ve proje odaklı üniversite misyonu ile araştırmayı, geliştirmeyi kendine amaç edinmiş bir üniversite olan Kayseri Üniversitesi; çeşitli doğal aromatik bitkilerle daha lezzetli bir ürüne dönüştürdüğü gilaburu şerbeti için patent başvurusunda bulundu. Kayseri ve çevresinde yetişen gilaburunun coğrafi işareti alınmış, sağlığa oldukça faydası olan, tedavi edici özellikleri ile de tanınan bir bitki olduğunu belirten Kayseri Üniversitesi Gıda Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Öğr. Üyesi Elif Demiral ile Develi Hüseyin Şahin MYO Aşçılık Programı Öğr. Gör. Tarık Ertürk; gilaburu meyvesinin tüketimini artırmak için gilaburu şerbeti geliştirdi. Merkez Müdürü Öğr. Üyesi Elif Demiral, farklı ve sağlıklı ürünler üretmek için çalışmalara devam ettiklerini ifade ederek; "Merkezimiz 4 yılı aşkın süredir faaliyet yürütmektedir. Merkezimiz bünyesinde yer alan üretim tesisinde doğal ve sağlıklı bir şekilde ürettiğimiz başta süt ve süt ürünleri olmak üzere pek çok gıdayı halkımızla buluşturmaktayız. Merkezimizde; pek çok Ar-Ge çalışması da yürütülmektedir. Bu çalışmalarımızda halkımıza farklı ve sağlıklı ürünler üretmeyi hedeflemekteyiz. Gilaburu da Kayseri ve çevresinde yetişen, coğrafi işareti de alınmış daha çok tedavi edici özelliği ile bilinen bir üründür. Ancak gilaburu suyunun farklı ve buruk diyebileceğimiz tadından dolayı sınırlı bir tüketici kitlesine sahiptir. Ancak gilaburu suyu ile ilgili yapılan bilimsel çalışmalara baktığımızda özellikle sindirim sistemi, metabolik rahatsızlıkların tedavisinde etkili olduğu ispatlanmıştır. Bunları dikkate aldığımızda gilaburuyu nasıl içilebilir hale getirebiliriz diye düşünüp bir Ar-Ge çalışması başlattık" dedi. Develi Hüseyin Şahin MYO Aşçılık Programı Öğretim Görevlisi Tarık Ertürk ise, sağlık açısından da birçok faydası olduğu bilinen gilaburunun tüketilmesini artırmak amacıyla Ar-Ge çalışması yaptıklarını kaydederek; "Gıda Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü bünyesinde çeşitli Ar-Ge çalışmalarına aşçılık programı olarak destek veriyoruz. Daha önceden çeşitli sirke yapımında ve bugün de gilaburu şerbeti yapımında Ar-Ge çalışmaları yürüttük. Bilindiği üzere Kayseri ve civarında yetişen gilaburu, sağlık açısından oldukça yüksek bir üründür. Böbrek ve karaciğer rahatsızlıklarına iyi geldiği bilinen gilaburu, çoğunlukla sağlığını kaybetmiş insanlar tarafından tüketilmekte. Bunun sebebi buruk ve acı bir tada sahip olmasından kaynaklanıyor. Yapmış olduğumuz Ar-Ge çalışmaları sonrasında doğal aromatik bitkiler ilave ederek ürünü daha içilebilir ve tüketimini daha da yaygınlaştırma amaçlanmıştır. Yapılan analizler sonucunda da yapmış olduğumuz çalışmaların olumlu sonuçlarını görüyoruz. Üretimine merkezimiz bünyesinde başladık. Aynı zamanda Kayseri Üniversitemiz adına ürünün patent başvurusunu da yaptık. Kayseri Üniversitesi Gıda Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi; topluma faydalı olmak ve sağlıklı ürünler yetiştirmek için bundan sonra da çalışmalarına hızla devam edecektir" ifadelerini kullandı.
Antalya Orman Genel Müdürü Karacabey: "Türkiye en çok ağaçlandırma yapan ülkeler sıralamasında Avrupa’da birinci" Orman Genel Müdürlüğü tarafından hayata geçirilecek olan OGM Orman Okulları’nın mevzuat, müfredat ve uygulamalarının oluşturulması amacıyla düzenlenen çalıştay Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey’in katılımıyla Antalya’da başladı. Karacabey, “En çok ağaçlandırma yapan ülkeler sıralamasında da Türkiye Avrupa’da ilk sırada, dünyada ise 4 sırada yer alıyor” dedi. İklime Dirençli Ormancılık Projesi kapsamında Orman Genel Müdürlüğü tarafından hayata geçirilecek olan OGM Orman Okulları’nın mevzuat, müfredat ve uygulamalarının oluşturulması amacıyla 18-20 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek olan OGM Orman Okulları Çalıştayı Antalya’da başladı. “Çocuklar oyun ve keşif yoluyla öğrenecek” Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Antalya Orman Bölge Müdürü Zafer Derince, Orman Okulları’nın çocuklara doğa sevgisini, ekosistemin korunması ve çevreye duyarlılığının kazandırılması açısından önemli bir çalışma olduğunu belirtti. Derince, “Ekosistem ve iklim değişikliği farkındalık eğitimi bitki tanıma ve orman bakımları, orman zararlarıyla mücadelede izlediğimiz yöntemleri, ormanları nasıl planladığımızı, orman yangınlarıyla mücadele ve yanan alanları tekrar nasıl ağaçlandırdığımızı OGM Orman Okulu büyük bir önem arz etmektedir. Çünkü bu proje ile çocukların oyun yoluyla ve kendi keşifleriyle öğrenmeleri sağlanacak, gelecek nesillere doğayı koruma bilinci aşılanacak. Toplumun çevreyle olan bağlarını güçlendirmek için etkili bir araç olacaktır” dedi. OGM Orman Okulları için ilk adım atıldı OGM Orman Okulları’nın mevzuat, müfredat ve uygulamalarının oluşturulması amacıyla düzenlenen çalıştayda konuşan Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey ise, çocuklara orman ekosistemini nasıl anlatacağınıza dair çalışmalar yapılacağını belirterek, “Bu çalışma sadece bugünü ilgilendiren, tabiri caizse günü kurtarmaya yönelik bir çalışma değil, tam tersine aslında esas meyvelerini çok uzun yıllar sonra göreceğimiz, nihai faydasını belki asırlar sonra göreceğimiz bir çalışmanın ilk adımını bugün atıyoruz. Bugün başlatacağımız bu çalıştay hakikaten gelecek nesiller adına yaptığımız en önemli çalışmalardan bir tanesi. Mevzuatı, müfredatı ve uygulama esaslarının belirleneceği bu konuda kendisini yetiştirmiş değerli akademisyenlerimizin kıymetli hocalarımızın tecrübelerinden faydalanarak uygulamanın içerisinde olan arkadaşlarımızla birlikte OGM Orman Okulları Projesini profesyonel manada hayata geçirmiş olacağız” ifadelerini kullandı. “Önemli katkılar sunuyoruz” İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin dünyada her geçen gün daha fazla hissedilmeye başlandığı bir dönemdi ormanların öneminin daha da arttığının altını çizen Karacabey, “185 yıllık çok ciddi bir tecrübeye sahip aynı zamanda bu tecrübesini bilimsel esaslarla da destekleyerek günün gelişen ve değişen teknolojilerini de yakından takip edip bu tecrübeyle birleştiren, hem ülke ormancılığımızın gelişmesinde hem de tüm dünya ormancılığına önemli katkılar sunuyoruz. Bugün sayısı 44 bine ulaşan Orman Genel Müdürlüğü çalışanları olarak herhangi bir mesai mefhumu gözetmeden 7 gün 24 saat ve yılın 365 günü görevlerimizin başındayız. Ormanların korunması sadece yangınlar, usulsüz müdahaleler ya da böcek zararları değil, aynı zamanda iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinden de korumamız gerekiyor” şeklinde konuştu. Türkiye Avrupa’da en çok ağaçlandırma yapan ülke İklime Dirençli Ormancılık Projesi ile orman yangınlarıyla mücadelede kullanılan teknolojinin ve imkanların geliştirilmesi, aynı zamanda orman içerisinde yaşayan veya ormana yakın bölgelerde yaşayan vatandaşlarında orman yangınları konusunda bilinçlendirilmesinin amaçlandığını belirten Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, “Ormancılık çalışmaları kapsamında ormanlarımıza gerekli teknik müdahalelerin yapılarak da ormanlarımızı yangınlar açısından ve diğer hastalıklar açısından da aslında dirençli hale getirmemiz gerekiyor. 2020 yılı Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Küresel Orman Kaynakları Değerlendirmesi (FRA) raporuna baktığımız zaman dünyada orman varlığını en çok artıran ülkeler sıralamasında Türkiye dünya altıncısı, Avrupa birincisi olarak yer alıyor. Yine en çok ağaçlandırma yapan ülkeler sıralamasında da Türkiye Avrupa’da ilk sırada, dünyada ise 4 sırada yer alıyor” dedi. “Türkiye, Avrupa’da lider” Geçmiş yıllarda yapılan başarılı çalışmaların meyvelerini verdiğini belirten Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, “Bizden önceki meslektaşlarımızın yapmış oldukları başarılı çalışmalar meyvelerini vermiş ve ülkemiz dünyada orman varlığı azalma eğilimindeyken, bunun tam tersine orman varlığını artıran nadir ülkelerden bir tanesi olmuş, Avrupa’da da bu işin lideri durumuna yükselmiştir. Ormanların korunması, yeni orman alanlarının oluşturulması eğer sürdürülebilir bir işletmecilik yapılıyorsa kıymetli aksi takdirde yaptığımız ağaçlandırma çalışmalarının, bakımlarını yapmazsak yeri geldiği zaman yaşı geldiği zaman gerekli teknik müdahaleleri yerine getirmezsek bu ormanlarımızın devam etmesi mümkün değil. Birçok hastalığa, dış etkene maruz kalıp maalesef hayatiyetini, varlığını devam ettiremez hale gelecektir. Dolayısıyla koruduğumuz, yeni oluşturduğumuz orman alanlarının sürdürülebilir bir şekilde devamlılığını sağlamak için de çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı. Orman parkları Bin 927 adet Orman Parkı kurulduğunun altını çizen Karacabey, “Bugün isimlerini Orman Parkı dediğimiz eski adıyla mesire alanları da oluşturuyoruz ve bugün itibariyle bin 927 adet Orman Parkı’nı kurduk ve vatandaşlarımız buralardane istifade ediyorlar. Aynı zamanda çok ciddi de bir istihdam kaynağı bu alanlarda toplam 45 bin kişi istihdam ediliyor ve Orman Parklarının yaklaşık 7,5 milyar liralık da bir ülke ekonomisine katkısı bulunuyor. 2000’li yılların başında yıllık 30 bin ton civarındaydı odun dışı ürün diye ifade ettiğimiz ürünler bugün itibariyle 1 milyon 200 bin tona ulaşmış durumda ve bu ülkemiz açısından hem ekonomik yönden, hem de toplum sağlığı açısından son derece önemli unsurlar” dedi. “Tabiatı dokunarak, dinleyerek öğrensinler” Orman Okulları Projesinin ete kemiğe büründürülmesi amacıyla bir araya geldiklerini söyleyen Karacabey, “Yıllardır konuştuğumuz şeyi şimdi bilimsel temellere uygun bir şekilde hayata geçirmiş olacağız. Birçok faydası olacak, gelecek adına en güzel meyvelerini verecek projelerden bir tanesi. Bu projeyle çocuklarımıza özellikle ormanı okumayı öğreteceğiz. Yani ormanın ne olduğunu, içinde nelerin bulunduğunu, akşamları yatılı hale getirebilirsek, bunu belli yerlerde çocukların da konaklayabileceği merkezler oluşturabilirsek akşamları öğretmenleriyle birlikte biraz yürüyüp ormanın içerisinde başka hiç bir sesin olmadığı yerde ormanın sesini dinlesin çocuklar rüzgarda ağaçların uğultusunu, oradaki kuşların sesini, diğer canlıların seslerini dinlesinler. Toprağa dokunsunlar, üstlerinin çamur etsinler, tabiatı dokunarak, dinleyerek, görerek diğer organlarıyla beraber şahit olarak öğrensinler” şeklinde konuştu. Orman Bölge Müdürlüğü toplantı salonunda düzenlenen çalıştaya Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, Antalya Orman Bölge Müdürü Zafer Derince, Dış İlişkiler Eğitim ve Araştırma Daire Başkanı Mehmet Koç, Pamukkale Üniversitesi’nden Prof. Dr. Fatma Taşkın Ekici, akademisyenler ve Orman Bölge Müdürlüğü çalışanları katıldı.
Eskişehir Ev hanımlarının örnek atölyesine iş yağıyor Eskişehir’de ev hanımları tarafından kurulan kooperatif bünyesindeki atölyeye gelen işler kadınların yüzünü güldürüyor. Odunpazarı ilçesi 75. Yıl Mahallesi’ndeki ev hanımları, yaşadıkları mahallede kendilerine iş imkanı oluşturabilmek için bir araya geldi. Yaklaşık 1 yıl önce planlamasına başladıkları hayallerini gerçeğe dönüştüren kadınlar, Tomris Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi’ni kurdu. Çalışma saatlerini de çocuklarına ve aile hayatlarına göre ayarlayabilecekleri bir iş düzeni oluşturdular. Çanta, yastık kılıfı, işyeri üniformaları ve çeşitli dikimlerin yapıldığı kooperatifte daha fazla kişiye istihdam sağlamayı amaçlayan girişimci kadınlar, artık işlerini daha fazla büyüterek ilerlemeyi amaçlıyor. Açılıştan kısa bir süre geçmesine rağmen, farklı işletmelerden gelen dikim işlerini yapan kadınların çalışmaları her geçen gün yoğunlaşıyor. “Mahalledeki kadınlarında ilgisini çekmeye başladı Kooperatif Başkanı Özlem Değirmenci, kısa sürede beklediklerinden daha fazla iş aldıklarını ifade etti. Mahalledeki kadınların kooperatife gelmek isteklerinin arttığını ifade eden Değirmenci, “Kurulmamızın üzerinden çok geçmedi. Beklediğimizden daha fazla firmaların ilgisi ile karşılaştık. Yaşadığımız yoğunluk kadınlarımızı memnun ediyor. Mahalledeki diğer kadın arkadaşlarımız da kooperatifimize ilgi gösteriyorlar. İlerde hedefimiz büyüterek daha fazla kadını istihdam etmek. Kendi kumaşlarımızı alarak ürünleri oluşturacağız” dedi.