GÜNDEM - 28 Aralık 2025 Pazar 14:17

Türkiye karla mücadele ederken Antalya’da deniz sefası

A
A
A

Aralık ayının son haftasında Türkiye’de birçok ilde yoğun kar yağışı ve sert kış şartları etkisini gösterirken Antalya’da karla kaplı dağların gölgesinde kent sakinleri ve yabancı turistler, su sıcaklığının 20 derece olarak ölçüldüğü Konyaaltı’nda denize girmenin keyfini çıkardı.

Türkiye’nin birçok ili aralık ayının son haftasında 2025’i yoğun kar yağışı ve sert kış şartları altında uğurlamaya hazırlanırken Antalya’da yerli ve yabancı turistler Konyaaltı Sahili’nde denize girmenin keyfini çıkardı. Dün itibariyle kentte etkisini göstermeye başlayan soğut havaya hava sıcaklığının öğlen saatlerinde 9 derece dolaylarında seyrettiği turizmin başkenti Antalya’da deniz suyu sıcaklığı ise 20 derece olarak ölçüldü. Konyaaltı Sahili’nden 1 saat mesafedeki Saklıkent ve Antalya’nın batısında yer alan Konya’ya bağlanan Alacabel’de kar yağışı etkili olurken, şehir merkezinde ise güneşli havayı fırsat bilen kent sakinleri ve yabancı turistler Konyaaltı Sahili’ne akın etti.

Türkiye karla mücadele ederken Antalya’da deniz sefası

"Deniz dışarıdan daha sıcak"

Hafta sonu olması nedeniyle soğuk havaya rağmen güneşi fırsat bilerek Konyaaltı Sahilini dolduran bazı vatandaşlar denize girerken, kimileri ise sahilde güneşlenmeyi tercih etti. Konyaaltı Sahili’nde denize giren vatandaşlardan Nazmi Üstündağ, denizin havadan daha sıcak olduğunu belirterek, "Saklıkent’te kar varken burada denize giriyoruz. Su güzel ama dışarıda esinti biraz üşütebiliyor. Ama deniz gayet güzel, tertemiz. Yaz kış her hafta sonu denize giriyorum, hiç şaşmaz. Doğuda kar, Saklıkent’te kar, burada deniz. Yüzmeye devam" dedi.

Türkiye karla mücadele ederken Antalya’da deniz sefası

Ramazan Bozca - İbrahim Sönmez

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa BAL-GÖÇ Genel Kurulu’nda usulsüzlük iddiaları Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği (BAL-GÖÇ)’ün 20. Olağan Genel Kurulu, tartışmalı bir seçim sürecine sahne oldu. Dernek üyesi Prof. Dr. Fahriye Vatansever Ağca, seçimlerin şaibeli ve organize usulsüzlüklerle yürütüldüğünü iddia ederek yaşananlara tepki göstermek için adaylıktan çekildi. Balkan Göçmenleri Kültür ve Yardımlaşma Dayanışma Derneği 20. Olağan kurulu bazı üyelerin aidat yatırmalarına rağmen oy kullanmalarının engellendiği iddialarıyla tartışmalı olarak başlamıştı. İlerleyen saatlerde adaylardan Prof. Dr. Fahriye Vatansever mevcut yönetimin hukuksuz davranarak demokratik bir seçim yarışında bulunmadığını iddia ederek adaylıktan çekildiğini açıkladı. Vatansever,’ Bugün, BAL-GÖÇ’ün 20. Olağan Genel Kurulu’nda, dernek tarihinin en şaibeli, en organize ve en açık usulsüzlüklerle yürütülen seçim sürecine tanıklık ettiklerini’ iddia ederek şunları söyledi: " 21 Aralık’ta yapılan ilk oturumda 2 bin119 kişi olarak tutanak altına alınan hazirun listesi, 28 Aralık’taki seçim gününde hiçbir şeffaf açıklama yapılmadan 2 bin 500 kişiye çıkarılmıştır. Bu artış hileli ve adaletsizdir. Bu artış, manipülasyonun ve organize müdahalenin açık göstergesidir. Aidatını ödediği halde üyeler hazirun listelerine alınmamıştır. Aidatını ödeyen delegeler keyfi gerekçelerle salona alınmamış, Yüzlerce üyemiz yaşlı, kadın, genç demeden yağmur ve soğuk altında saatlerce dışarıda bekletilmiştir. Yaşananlar bir seçim değil, Masa başında kurgulanmış bir senaryodur. Ve biz bu senaryonun figüranı olmayı reddettik. Bu hileli düzene ortak olmadık. Bu adaletsizliğe susarak meşruiyet kazandırmadık. Hakkı yok sayanların karşısında durmayı seçtik. İradesi gasp edilenlerin sesi olmayı görev bildik. BAL-GÖÇ, Balkan göçmenlerini temsil etmeyen, Balkanlarla bağı olmayan anlayışlar eliyle yönetilemez. Balkan göçmenlerinin iradesi, bu iradeye ait olmayan yapılar tarafından belirlenemez. BAL-GÖÇ Balkan göçmenlerinindir ve Balkan göçmenlerinin iradesi gasp edilemez. Buna asla müsaade etmeyiz. Bugün yaşanan bu utanç verici tabloyu bizlere dayatmaya çalışanlarla ne yol yürürüz ne de bu anlayışla yan yana dururuz. Çünkü BAL-GÖÇ, masa başı hesapların değil; Balkan göçmenlerinin alın terinin, hafızasının ve onurunun adıdır. BAL-GÖÇ bizim için sadece bir dernek değildir. BAL-GÖÇ bir davadır, bir kimliktir, bir hafızadır. Kurulan her cümle, verilen her mücadele; göçle yoğrulmuş binlerce insanın emeği, acısı ve onurudur. Bizi susturabileceklerini sananlara sesleniyoruz. Balkan göçmenleri susturulamaz. Mücadelemiz bitmedi. Bugün değilse, yarın Yine, yeniden, omuz omuza var olacağız. Çünkü biz yalnızca Balkanlardan göç etmedik; O acıyla, o onurla büyüdük. Ve şimdi, bu çatıdan kimse bizi silemez. Susmayacağız ve BAL-GÖÇ’e yakışan onurumuzla davamıza devam edeceğiz."