SAĞLIK - 08 Nisan 2025 Salı 09:34

Göz hastalıklarında erken tanı hayat kurtarıyor

A
A
A
Göz hastalıklarında erken tanı hayat kurtarıyor

Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Özlem Tök, ileri yaşlarda sıkça karşılaşılan göz hastalıkları hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Görmenin, yaşam kalitesini doğrudan etkileyen en temel duyulardan biri olduğunu belirten Prof. Dr. Tök, "İleri yaşlarda artan göz rahatsızlıkları konusunda farkındalık oluşturmak, görme kaybını azaltacak en önemli faktördür. Erken teşhis, düzenli takip ve uygun tedavi yöntemleriyle ağır görme kaybı vakalarının yüzde 80’i önlenebilir" dedi.


Göz sağlığı yaşla birlikte bozuluyor, buna bağlı olarak görme kaybı riski de artıyor. 60 yaş üzerindeki bireylerin yüzde 58’inde görme azlığı görülürken, 65 yaşından sonra her üç kişiden biri görmeyi azaltan bir göz hastalığı ile karşı karşıya kalıyor. Memorial Sağlık Grubu Medstar Antalya Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Özlem Tök, ileri yaşlarda en sık rastlanan dört göz hastalığına ve tedavi seçeneklerine dikkat çekti.



"Ağır görme kaybının yüzde 80’i önlenebilir"


İleri yaşlarda artan göz hastalıklarına karşı farkındalık oluşturmanın önemine vurgu yapan Prof. Dr. Özlem Tök, "Tedavi ve önleyici tedbirlerle ağır görme kaybının yüzde 80’i önlenebilir. Görmeyi korumanın en etkili yolu düzenli takip, erken tanı ve uygun tedavidir" dedi.



"Katarakt en yaygın neden"


Kataraktın tüm dünyada önlenebilir körlüğün başlıca nedeni olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Tök, hastalığın göz merceğinin yaşla birlikte sertleşip bulanıklaşmasıyla ortaya çıktığını ifade etti. Tök, "Katarakt erken dönemde renklerin soluk görünmesi ve kontrast duyarlılığın bozulmasıyla kendini gösterir. Özellikle düşük ışıkta görme zorlaşır. Zamanla uzak ve yakın görme etkilenir. Tedavide fakoemülsifikasyon yöntemiyle mercek cerrahi olarak çıkarılır ve hastaya uygun yapay mercek yerleştirilir. Bu mercekler aynı zamanda astigmatizmayı da düzeltebilir" diye konuştu.



"Glokom sinsi ilerliyor, fark edilmezse körlüğe yol açıyor"


Glokomun göz içi basıncının artmasıyla ortaya çıktığını ve erken dönemde belirti vermediğini belirten Prof. Dr. Tök, hastalığın sinsi seyrine dikkat çekti. Tök, "Bu basınç artışı, göz sinirlerine zarar vererek kalıcı görme kaybına yol açar. Glokomun oluşturduğu hasar geri döndürülemez. Risk 60 yaşından sonra altı kat artar. Tedavide basıncı düşüren damlalar, lazer ve cerrahi seçenekler kullanılır" ifadelerini kullandı.



"Sarı nokta hastalığı merkezi görmeyi tehdit ediyor"


Yaşa bağlı makula dejenerasyonunun gelişmiş ülkelerde 65 yaş üstü bireylerde en yaygın görme kaybı nedeni olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tök, hastalığın kuru ve yaş tip olmak üzere iki şekilde görüldüğünü söyledi. Tök, "Kuru tipte drusen adı verilen birikintiler makula hücrelerini öldürür. Yaş tipte ise makula altında yeni damarlar oluşur ve bu damarlar sızıntı ya da kanamaya yol açar. Kuru tipte lutein ve zeoksantin içeren antioksidan takviyeler kullanılır. Yeni geliştirilen enjeksiyon tedavileri de protokollere girmiştir. Yaş tipte ise anti-VEGF enjeksiyonları uygulanmaktadır" dedi.



"Diyabetik retinopati kontrolsüz şekere bağlı gelişiyor"


Uzun süreli diyabetin gözde ciddi hasarlara neden olduğunu dile getiren Prof. Dr. Tök, "Diyabetik retinopati retina damarlarında sızıntı, kanama ve ödemle başlar, ilerleyen evrelerde damar tıkanıklığı ve retina dekolmanı gibi ciddi sonuçlara yol açabilir. En sık görme kaybı nedeni olan makula ödemi, anti-VEGF enjeksiyonları veya steroid implantlarla tedavi edilir. Gerekli durumlarda retina lazeri ya da vitrektomi ameliyatı uygulanır" şeklinde konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yayman’dan gündüz kuşağı programlarına sert çıkış AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yayman, televizyon kanallarında yer alan gündüz kuşağı programlarına tepki göstererek toplumsal düzeni zedeleyen programları sınırlandırmak için kanun teklifinde bulunacağını söyledi. Gündüz kuşağı yayıncılarına çağrıda bulunan Yayman, "Çağrım, sabah kuşağında yayın yapan kişilere, yayıncılara ve herkese ‘lütfen ama lütfen titreyin ve kendinize gelin’ böyle bir yayıncılık politikası kabul edilemez" dedi. Türkiye’de gündüz kuşağında yayın yapan programlarda yaşananlar ve yer alan konular toplumsal düzeni zedelediği gerekçesiyle tepkilere neden oluyor. Toplumda tepki çeken gündüz programlarıyla ilgili AK Parti Kültür ve Sanat Politikaları Başkanı ve Genel Başkan Yardımcısı Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman önemli açıklamalarda bulundu. "Anadolu’yu dolaştığımızda insanlar bizlere gündüz kuşaklarıyla ilgili çok ciddi şikayetlerini dile getiriyorlar" Genel Başkan Yardımcısı Yayman, Anadolu’da sürdürdüğü temasları esnasında televizyon kanallarında yayınlanan gündüz kuşağı programlarıyla ilgili ciddi şikayetler aldığını belirterek, "Kültür ve Sanat Politikalar Başkanlığı olarak yeni kurulan bir birimiz. Cumhurbaşkanımıza şükranlarımızı sunuyoruz ve yoğun bir çalışma temposu içerisindeyiz. Toplantılarımızı yaptık, önümüzdeki dönemde de Anadolu’da toplantılar yapacağız. Anadolu’yu dolaştığımızda insanlar bizlere gündüz kuşaklarıyla ilgili çok ciddi şikayetlerini dile getiriyorlar. Özellikle gündüz canlı yayınlanan programlarda Türk toplumunun örfüne, ahlakına ve aile yapısına uymayan pek çok yayının ve içeriğin olduğunu ve bunların da bilerek ve ısrarla tekrar edildiğini görüyoruz. Bunu kabul etmek mümkün değil" dedi. "Bu televizyon programlarında sanki bilerek ve isteyerek özendirme söz konusu, biz bunu doğru bulmuyoruz" AK Parti Kültür ve Sanat Politikaları Başkanlığı olarak toplumsal düzeni zedeleyen televizyon programlarının düzenlenmesine yönelik çalışmalar yapmaya hazır olduklarını belirten Yayman, gündüz kuşağı programlarının ulusal güvenlik meselesi olduğuna dikkat çekerek, "Bu konuda Kültür ve Sanat Politikaları Başkanlığı olarak biz ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Gerekirse bu konuda TBMM’ye kanun teklifi vermeye de hazırım. Şu anda gündüz kuşağı programları bir ulusal güvenlik meselesi haline gelmiş durumda. Burada çocuklarımızın ruh sağlığı, ailelerimizin birliği ve beraberliği, toplumumuzun düzeni, ahlakımız ve manevi değerlerimiz maalesef ayaklar altında. Bu televizyon programlarında sanki bir özendirme söz konusu, bilerek ve isteyerek özendirme söz konusu, biz bunu doğru bulmuyoruz. Bir kez daha sizin aracılığınızla çağrıda bulunuyorum. Çağrım, sabah kuşağında yayın yapan kişilere, yayıncılara ve herkese ‘lütfen ama lütfen titreyin ve kendinize gelin’ böyle bir yayıncılık politikası kabul edilemez. Sizin amacınız nedir, siz ne yapmak istiyorsunuz. Çarpık ilişkileri topluma anlatmak suretiyle maksadınız nedir, hedefiniz nedir, Türk ailesinden ne istiyorsunuz? Kadınlarımızın bu kadar istismar edilmesi, acıların bu kadar istismar edilmesi asla kabul edilemez" dedi. "Gerekirse ben de TBMM’ye bu programların bir çerçeveye alınması, gerekiyorsa kaldırılması, gerekiyorsa yeniden düzenlenmesi, gerekiyorsa yeniden tanımlanması konusunda bir kanun teklifi vereceğim" Gündüz kuşağı programlarının düzenlenmesi için TBMM’ye kanun teklifi vermeye hazırlandığını ifade eden Yayman, "Anadolu’da her yerde bu programlar ile ilgili çok ciddi şikayetler var. Biliyorsunuz daha önce evlenme programları vardı. Buradan çok ciddi şikayetler vardı, bunlar sona erdi. Bu defa da başka türevli programlarla ilgili çok ciddi şikayetler var. Biz bunları asla kabul etmiyoruz. Gerekirse ben de TBMM’de bu programların bir çerçeveye alınması, gerekiyorsa kaldırılması, gerekiyorsa yeniden düzenlenmesi, gerekiyorsa yeniden tanımlanması konusunda ben de bir kanun teklifi vereceğim. Bu yapılanları asla kabul etmiyoruz. Bizim kırmızı çizgimiz; ailedir, çocuklarımızdır, kadınlarımızdır ve Türkiye’nin toplumsal düzeninin sağlanmasıdır. 2025 aile yılında bu canlı yayınlarda aileye karşı sanki savaş açılmış durumda biz bunu asla kabul etmiyoruz. Bu bir milli güvenlik sorunu haline gelmiştir. En kısa zamanda bu konuyla ilgili bir düzenleme yapacağız, Anadolu’da sokaktan feryat yükselmekte" şeklinde konuştu.
Artvin Artvin’de tünel bakım için kapandı, Cankurtaran eski günlerine döndü Cankurtaran Tüneli’nde başlatılan bakım çalışmaları nedeniyle Hopa yönü trafiğe kapatıldı, sürücüler yıllar sonra yeniden eski Cankurtaran Geçidi’ni kullanmak zorunda kaldı. Artvin’in Hopa ve Borçka ilçeleri arasında yer alan 1 Mart 2018 yılında dönemin Başbakanı Binali Yıldırım tarafından hizmete açılan ve 5 bin 228 metre uzunluğuyla Türkiye’nin en uzun ikinci çift tüplü tüneli olan Cankurtaran Tüneli bakıma girdi. Tüneli’nde başlatılan bakım çalışmaları nedeniyle tünelin Hopa istikametine giden yönü geçici olarak trafiğe kapatıldı. Ulaşım ise yıllar sonra yeniden Cankurtaran Geçidinden verildi. Karayolları ekipleri tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında tünel sadece tek yönlü ulaşıma kapatılırken, Artvin-Borçka istikametinden gelen sürücüler, yıllar sonra yeniden Cankurtaran Geçidi’ni kullanmak zorunda kaldı. Zorlu virajları ve dik rampalarıyla bilinen geçit, bir dönem sürücüler için korkulu rüya olurken, tünelin açılmasıyla birlikte bu güzergâh adeta unutulmuştu. Sürücülerden bazıları bu durumun kendileri için nostaljik bir deneyim olduğunu ifade ederken, bazı vatandaşlar ise yolun uzaması nedeniyle duruma tepki gösterdi. Geçitte zaman zaman yoğunluk yaşandığı da gözlemlendi. Yetkililer, bakım çalışmalarının kısa sürede tamamlanarak tünelin yeniden çift yönlü trafiğe açılacağını bildirdi.