GÜNDEM - 04 Ocak 2025 Cumartesi 11:36

Garsonluk ve ambulans şoförlüğünden uluslararası gassallığa

A
A
A
Garsonluk ve ambulans şoförlüğünden uluslararası gassallığa

Antalya’da yaşayan 57 yaşındaki Mehmet Erbey, garsonluk ve ambulans şoförlüğü gibi meslekleri bırakıp 21 yıldır Müslüman ve gayrimüslimlere özel gassal hizmeti veriyor. Uluslararası hizmet veren Erbey, şu ana kadar ekseriyeti gayrimüslim 5 binden fazla cenazeyi defne hazırladı.


Antalya’da yaşayan Mehmet Erbey, 1991 yılında Anadolu Üniversitesi’nde Turizm Meslek Yüksek Okulu’ndan mezun olduktan sonra otellerde barmen ve garson olarak çalışmaya başladı. Yaklaşık 10 yıl bu şekilde çalışmaya devam eden Erbey, ardından meslek değiştirerek ambulans şoförlüğü yapmaya başladı. Erbey daha sonra Gassal olan amcası ve hastanedeki arkadaşlarının tavsiyesi üzerine gassal olmaya karar verdi. Şu anda bir cenaze şirketine bağlı olarak çalışan Erbey, zamanla kendi iş yerini de kurdu. Yaklaşık 21 yıldır gassal olan Erbey, ekseriyeti gayrimüslimlere ait olan cenazelerin defne kadarki olan tüm işlemlerini gerçekleştiriyor.



Barmenlik, garsonluk, ambulans şoförlüğü


Turizm, ambulans şoförlüğü gibi meslek gruplarından gassallığa nasıl geçtiğini anlatan Erbey, “Buraya staja geldim. Otellerde garson ve barmendim. 2000’e kadar barmenliğimi yaptım. Ondan sonra baktım bana göre bir iş değil. 10 sene çalışmama rağmen bana uygun olmadığını anladım. Sonra başka farklı işlerde çalıştım. Bir ambulans şoförü olarak başladığım yerde bu duruma geldim. Allah onlardan razı olsun, arkadaşlarımdan. Ambulansta çalıştığımız kendi arkadaşlarım bana ön ayak oldular. Bu işi yapabileceğimi söylediler” dedi.



“Uluslararası gassal”


Şu ana kadar gayrimüslim ve Müslüman olmak üzere 5 bin kişiden fazla cenazeyi yıkadığını belirten Erbey, bu hizmetin yabancılara farklı olduğunu anlattı. Erbey, “Onlar bizim gibi yıkama, kefenleme olayı yok. Temizliği, elbise giydirme ve sonra makyaj olayına geçiyor. İlaçlama, elbise giydirme derken tabutlama faslına geçiyoruz. Onların tabutları farklıdır. Tabutla gömüldüğü için onun hazırlıkları farklıdır. Antalya’da gayrimüslim mezarlıklar var, mezarlıklara bağlı. Burada oturan, ikamet eden yabancılar kendi dinlerine göre gömülmek istiyor. Bizi arıyorlar. Çünkü tanıtımımızda uluslararası gassal olarak geçiyor. Şimdi diyemezsin ben sadece Müslümanları yıkarım diye, öyle bir şey yok. Uluslararası cenazeci hepsini bilmek zorundadır” diye konuştu.



Ücret tarifesi


Gayrimüslim ile Müslümanların gassal hizmetindeki ücret tarifesinin farklı olduğunu aktaran Erbey, konuşmasını şöyle sürdürdü:


“Tabut yabancılarda çok pahalıdır. 500 avrodan başlar 4-5 bin avrolara kadar tabutlar vardır. Biz seçeneğimizi sunarız. Tabut listemizi gösteririz. Veya onlara mail atarız ya da fotoğraf atarız. Hangisini tercih ediyorlarsa artı onun yerine de işte mezarlıktan onların yerini almak, giysilerini almak, onların ilaçlarını, makyajlarını yapmak ve defnedene kadar hizmeti veririz. Onların din görevleri eşliğinde, mesela papazlar eşliğinde bu işi yapıyoruz. Mesela Yahudi olursa hahamlar geliyor. Ortodokslar, Katolikler, Protestanlar farklıdır. Onlarda da ayrı ayrı din görevlisi gelir. Onlar ayini yaparlar aileyle birlikte. Biz de mezara indiririz tabutu. Tabut için 5 bin avroluk tabut olursa ben 7 bin 8 bin avro derim. İçerisinde tabut, yıkama ve diğer bahsettiğim tüm işlemler yer alıyor. Müslümanlar bizi tercih ettiğinde ise kendi morgumuzda, gazhanemizde yıkarız. Aile isterse yıkamaya girebilir. İstemezse benim yardımcım vardır. Ondan beraber yıkarız. Ondan sonra arabalarımızı atarız. Nereye hangi mezarlığa defnediliyorsa oradan, ücret mukabilinde tabii belediyemize bir ücret tarifesi vardır, ödememizi yaparız. Sonradan da helalleşiriz. Tüm işlemlerle on beş bin lira civarlarında.”



“Şükretmeyi kazandırdı”


Erbey, bu mesleğin kendisine şükretmeyi kazandırdığını vurgulayarak, “Diyorsun ki yıkadığın kişi bak gitmiş sadece ceset kalmış. Onun yerinde ben olabilirdim. Ama ben ona hizmet ediyorum, yıkıyorum” ifadelerine yer verdi.



“Kolu üzerime düştü, iyi korkuttu beni”


Yıkama esnasında unutamadığı bir anısını da paylaşan Erbey, sözlerini şöyle tamamladı:


“Bir defa yabancı birisini define hazırlıyordum, şişman biri olduğu teneşir biraz dar kaldı. Ben aşağıdaki su giderini kontrol ederken teneşire sığmayan kolu üstüme düştü. O zaman bir ürpermiştim. Ne oluyor diye. O iyi korkutmuştu beni.”



Garsonluk ve ambulans şoförlüğünden uluslararası gassallığa

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Otomobiliyle falezlerden düşen genç için su altı mağaralarında arama başlatıldı Antalya’da 30 metrelik falezlerden aracı ile birlikte düşen Engin Şeker’i arama çalışmaları 13. gününde devam ediyor. Antalya Emniyeti Deniz Liman Şube Müdürlüğüne bağlı dalgıçlar kayıp genci bulmak için sualtı mağaralarında arama çalışması yaptı. 25 Aralık 2024 tarihinde Antalya’nın Muratpaşa ilçesi Şirinyalı Mahallesi’nde meydana gelen olayda 34 CHK 531 plakalı aracı ile Eski Lara Caddesi’nde bulunan Mobil Halk Plajı’na gelen Engin Şeker, bir süre burada bekledikten aracı ile birlikte yaklaşık 30 metrelik falezlerden denize düşmüştü. İhbarla olay yerine çok sayıda itfaiye, polis, AFAD ve Sahil Güvenlik ekibi sevk edilirken, şiddetli yağış ve fırtına ekiplerin arama çalışmalarını güçleştirmişti. Polis ekipleri her ihtimali değerlendiriyor İki gün süren aramaların sonunda Engin Şeker’e ait otomobil Antalya Emniyeti Deniz Liman Şube Müdürlüğü’ne bağlı ekipler tarafından bulunarak vinç yardımıyla bulunduğu yerden çıkartılırken araç içerisinde gence ait her hangi bir ize rastlanmamıştı. Yat Limanı’na götürülen otomobilde Olay Yeri İnceleme ekipleri tarafından çalışma yapılırken, Şeker’in araç içerisinde bulunmaması nedeniyle her ihtimali değerlendiren Antalya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri de çevredeki işyerlerinin güvenlik kameralarını incelemeye aldı. Su altı mağaralarında arama yapıldı Aradan geçen 13 günde aile oğullarının bulunması için olay yerinde beklerken Deniz Polisi, AFAD ve Sahil Güvenlik ekipleri de arama çalışmalarını sürdürüyor. Bugün sabah saatlerinde olayın yaşandığı bölgede Engin Şeker’e ait bir iz aramaya başlayan Deniz Polisi sualtı mağaralarında dalış gerçekleştirdi. AFAD ekipleri de termal görüntüleme ve gelişmiş zoom özelliği bulunan dron ile geniş çaplı arama yaptı. Engin Şeker’in babası Hacı Veli Şeker’de ekiplerin arama çalışmalarını oğlundan gelecek bir haberle umutla takip etti.
Gaziantep Devlet Demiryolları’na adanan iki ömür Gaziantep Garı’nda uzun yıllar görev yapan tecrübeli Devlet Demiryolları çalışanları Gar Müdür Yardımcısı Yüksel Taş ve Gar Şefi Ömer Yaman emekli oldu. Büyük bir sevgi ve saygıyla uğurlanan 2 emekçi, meslek hayatlarında sergiledikleri azim ve bağlılıkla mesai arkadaşlarına örnek oldu. Gaziantep Garı’nda uzun yıllar görev yapan iki tecrübeli Devlet Demiryolları çalışanı Gar Müdür Yardımcısı Yüksel Taş ve Gar Şefi Ömer Yaman emeklilik hayatına adım attı. Gar Müdür Yardımcısı Yüksel Taş, demiryollarındaki serüvenine 1975 yılında Adana’da başladı. Çocukluğu istasyonlarda geçen Taş, babası ve dört ağabeyiyle birlikte mesleği bir aile geleneği olarak sürdürdü. 46 yıl boyunca Devlet Demiryolları’na hizmet eden Taş, “Mesleğimi çok severek yaptım. Bugün emekli oluyorum, ancak demiryolculuk her zaman kalbimde olacak” dedi. “Çocukluğum istasyonlarda geçti” Mesleğe olan sevgisini anlatan Taş, “1975 yılında okulu bitirdim. Mesleğe de o dönemde başladım. Demiryolculuğu serüvenim Adana’da başladı. Gaziantep’te emeklilikle noktalandı. Babam da dahil olmaz üzere 4 ağabeyim demiryolculuklarında görev yaptı ve yapıyor. Çocukluğum istasyonlarda geçti. Baba mesleği de olan demiryolculuğunu severek 46 yıl devam ettirdim. Bugün de emekli oluyorum. Mesleğimi çok seviyorum” ifadelerini kullandı. “İçimde mutlu bir hüzün var” 1983 yılında Toruntepe İstasyonu’nda makasçı olarak mesleğe adım atan Gar Şefi Ömer Yaman, askerlikten sonra başladığı demiryolculuk kariyerini Gaziantep’te tamamladı. Çalıştığı süre boyunca birçok farklı birimde görev yapan Yaman, “Mesleğe askerlikten sonra başladım. 1983 yılında Toruntepe İstasyonunda makasçı olarak başladım. Devlet Demiryolları’nda birçok birimde görev yaptım. Şimdi ise Gaziantep’te emekliğimi dolduruyorum. Çok mutluyum bu meslekten emekli olduğum için. İçimde mutlu bir hüzün var. Buradaki arkadaşlarımı özleyeceğim. Mesleğimi severek yaptım. Biz burada bir aile olduk” şeklinde konuştu. “Onlar bizim gururumuz” Emekliliğe ayrılan Yüksel Taş ve Ömer Yaman ile ilgili konuşan Gaziantep Gar Müdürü Rıdvan Kendirli ise “Bugün emekli olan iki ulu çınarı kaybetmek hüzünlü bir duygu yaşatıyor. İkisi de Devlet Demiryolları’na yıllarca hizmet ettiler. Geriye dönüp baktığımızda bir aile ortamında büyük bir memnuniyet içerisinde uğurluyoruz. Tüm ekibimiz onları çok seviyor. Kurumumuzun büyükleriydiler. Bize ibret alınacak bir meslek arkadaşlığı yaptılar. Onlara bu yüzden gıptayla bakıyoruz” diye konuştu.
Ankara AK Parti Milletvekili Gökçek’ten tabutlu basın açıklaması AK Parti Ankara Milletvekili Osman Gökçek, 6 Şubat depremleri sonrası Ankara Büyükşehir Belediyesince gerçekleştirilen ceset torbası ve kefen alımı ihalesinde yolsuzluk yapıldığını iddia etti. AK Parti Ankara Milletvekili Osman Gökçek TBMM’de tabutlu basın toplantısı düzenledi. Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası Ankara Büyükşehir Belediyesi’nce gerçekleştirilen ceset torbası ve kefen alımı ihalesinde yolsuzluk yapıldığını iddia eden Gökçek, şunları kaydetti: “6 Şubat 2023’te deprem yaşadık. 53 bin vatandaşımız hayatını kaybetti. Bu sürecin içerisinde Sayın Mansur Yavaş acil eylem dediğimiz 21B yöntemle bir ihale çıktı. Bu ihale biliyorsunuz ki afetlerde, depremlerde yapılabilecek bir ihale şeklidir. 17 Şubat 2023 tarihinde ihaleye çıktılar. Yani depremden 11 gün sonra. İhaleyi alan firma 80 milyon 155 bin TL’ye bu ihaleyi aldı. Daha sonra da ihale 11 Mart 2023 tarihinde mallar teslim etmek üzere sonlandı. Yani deprem oldu. Üzerinden 35 gün geçti. 35 gün gibi bir süre geçmesine rağmen acaba bunu o bölge içerisindeki hangi vatandaşlarımıza kullandılar? Kimlere bu kefen takımlarından ve ceset torbalarından gönderildi.” Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yıllık 30 bin adet kefen satın aldığını dile getiren Gökçek, “Yıllık Ankara’mızda otuz bin tane vatandaşımız hayatını kaybeder. Yani bu 30 bin tane vatandaşımız hayatını kaybettiği için de Ankara Büyükşehir Belediyesi yıllık ortalama 30 bin tane kefen satın alır. Şimdi 2022 yılında Sayın Mansur Yavaş bir ihale yapmış 30 bin adet kefen almış. 2024 yılında da bir ihale yapmış 30 bin adet kefen almış. Aynı dönemde Üsküdar Devlet Hastanesi 259 TL’den 30 bin adet takım kefen almış. Sonra biz bir hesap yaptık. Mansur Yavaş’ın 30 bin adet almış olduğu kefen takımı fiyatı 10 milyon TL tutuyor. Üsküdar Devlet Hastanesi 57 TL’ye bir tane ceset torbasını satın alıyor. Bu hesaptan gittiğimiz zaman elimize 1 milyon 250 bin adet ceset torbası olması gerekiyor. Ama bu ceset torbaları nerede? Ceset torbalarına ulaşabilmemiz mümkün değil” diye konuştu.