TEKNOLOJİ - 17 Aralık 2024 Salı 15:04

TOBB ETÜ’de "İZSU Konteyner Tipi HES Projesi" tanıtıldı

A
A
A
TOBB ETÜ’de "İZSU Konteyner Tipi HES Projesi" tanıtıldı

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nde (TOBB ETÜ) "İZSU Konteyner Tipi HES Projesi" tanıtımı gerçekleştirildi.


TOBB ETÜ HİDRO, TÜBİTAK MAM ve İZSU iş birliğiyle "İZSU Konteyner Tipi HES Projesi"ni hayata geçirdi. Bu çerçevede, İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı Karabağlar pompa istasyonunda, su isale hattı üzerinde bulunan ve enerji kırıcı vana ile enerjisi şehir şebekesine dağıtımından önce kırılan içme suyunun enerjisini elektrik enerjisine dönüştüren bir projeye imza atıldı. Proje sayesinde boşa giden şehir şebeke suyundaki bu enerji geri kazanılacak ve yerel yönetimin enerji maliyetleri düşürülecek.



"Kamu ve özel sektör ile pek çok alanda iş birliği yapmaktayız"


TOBB ETÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Sarınay, üniversitenin Teknoloji Merkezi’nde yaptığı açıklamada, "Kamu ve özel sektör ile başta Ar-Ge faaliyetleri olmak üzere pek çok alanda iş birliği yapmaktayız. Bu iş birliklerinin önemli bir bölümü, şu anda içinde bulunduğumuz, 100’den fazla araştırma laboratuvarı ile tasarım stüdyosunu barındıran TOBB ETÜ Teknoloji Merkezi’nde bulunuyoruz. TOBB ETÜ Su Türbini Tasarım ve Test Merkezi de bu merkezimizde yer almaktadır. Ayrıca dünya genelinde sadece 15 ülkenin sahip olduğu kuantum bilgisayar teknolojisi de Türkiye’de ilk kez TOBB ETÜ Kuantum Teknolojileri Araştırma Laboratuvarı bünyesinde yürütülen çalışmalar öncülüğünde QuanT bilgisayar da bu binada hayata geçirildi" ifadelerini kullandı.



"Su türbinlerinin tasarımından üretimine merkezimiz ülkemize hizmet vermektedir"


TOBB ETÜ Su Türbini Tasarımı ve Test Merkezi’nin, ülkemizin hidroelektrik enerji sektöründeki gelişimine önemli katkılar sağlamak amacıyla 2013 yılında Kalkınma Bakanlığı’nın da desteği ve TOBB’un, Türk iş dünyasının desteği ile hayata geçirildiğini belirten Sarınay, "Su türbinlerinin tasarımından üretimine, kalite kontrol süreçlerinden uluslararası standartlarda model türbin testlerine kadar geniş bir yelpazede bu merkezimiz ülkemize hizmet vermektedir" dedi.



"Modern bilgisayar destekli nümerik kontrol tezgahlarıyla donatılmış bir merkezdir"


Merkezin, teorik bilgi birikimini deneysel ve pratik uygulamalarla birleştirerek üniversite-sanayi iş birliği konusunda örnek teşkil ettiğini kaydeden Prof. Dr. Sarınay, "Bilgisayar Destekli Tasarım Laboratuvarı, Türbin İmalat Laboratuvarı ve Su Türbini Model Test Birimi olmak üzere üç ana bileşenden oluşmaktadır. Model Test Düzeneği, sahip olduğu 2.5 MW kurulu gücü ile dünyanın en büyük kurulu güce sahip test düzeneğidir. Bu test altyapısı sayesinde merkezimiz, yalnızca Türkiye’de değil, uluslararası alanda da yaptığı araştırma geliştirme faaliyetleri ile ön plana çıkmaktadır. Yenilikçi teknolojileri kullanarak modern bilgisayar destekli nümerik kontrol tezgahlarıyla donatılmış bir merkezdir" şeklinde konuştu.



"2025 yılında ilk ünitenin devreye alınması hedeflenmektedir"


Prof. Dr. Sarınay, konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Ülkemizin hidroelektrik enerjide yerli ve milli teknolojilere geçiş hedefi doğrultusunda TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi ile iş birliği içinde üretilen MİLHES Projesi, Türkiye’nin ilk yerli türbin yenileme çalışması olan Kepez Hidroelektrik Santrali’ni başarıyla devreye almıştır. Kepez Hidroelektrik santrali yüksek verimli yenilenen teknolojisi ile 2019 yılından günümüze kadar Antalya ve çevresinin elektrik enerjisini üretmektedir. Bunun ardından, Ankara’nın Nallıhan bölgesinde bulunan Sarıyar Barajı ve HES için yenileme projesi başlatılmış. 160 MW kurulu gücüyle Sarıyar Hidroelektrik Santrali’nin rehabilitasyonu da yine TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi ve üniversitemiz birlikte yürütmekte. 2025 yılında ilk ünitenin devreye alınması hedeflenmektedir."


Konteyner tipi özel tasarım, su hattına entegre edilerek hem basınç regülasyonu sağlamakta hem de 535 kilovat gücü ile 7 gün 24 saat içme suyundan enerji üretebilmekte. Sistemin, kurulum maliyetine karşılık yıllık geliri ile iki yıldan daha kısa bir sürede maliyetini karşılaması bekleniyor. Sistem, insansız çalışabilme yeteneği ve yüzde 91,7 verim oranıyla yüksek performans ve minimum işletme maliyeti ile belediyelerin sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm projelerine de katkı sunacak.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hollanda Krallığı Büyükelçisi Wijnands öğrencilerle buluştu Yaşar Üniversitesi, Türkiye ile Hollanda arasındaki diplomatik ilişkilerin 100. yıl dönümünü kutlamak amacıyla, Hollanda Krallığı Büyükelçisi Joep Wijnands’ı "Türkiye-Hollanda İlişkileri" başlıklı konferansta ağırladı. Hollanda Krallığı Büyükelçisi Joep Wijnands, Yaşar Üniversitesi öğrencileriyle buluştu. Türkiye ve Hollanda arasındaki diplomatik ilişkilerinin 100’üncü yılı vesilesiyle düzenlenen konferansta konuşan Büyükelçi Wijnands, öğrencilerin sorularını yanıtladı. Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ahmet Yiğitbaşı ve Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller, büyükelçiye plaket takdim ederken, Büyükelçi Joep Wijnands ise Hollanda’ya özgü el yapımı Delft Blue seramik tabak hediye etti. Türkiye ile Hollanda arasındaki arkadaşlığın 100 yıldan çok daha eskiye uzandığını söyleyen Wijnands, “Bağımız 1960’larda büyük fedakarlıklarla Hollanda’ya gelen Türk işçiler ile başladı. Şu anda Hollanda’da 500 bin Türk yaşıyor, çok güçlü bir Türk topluluğu var. Türkiye’yle çok sıkı bir ekonomik partnerliğimiz var. Türkiye’de 3 bini aşkın Hollandalı şirket var. Hollanda da Türk yatırımları için elverişli bir yer. Geçmiş, gelecekteki iletişimimiz için bir güven oluşturuyor” dedi. “Vize problemi siyasi bir mesele değil” Son yıllarda yaşanan turistik vize soruna da değinen Wijnands, “Vize sorunları konusunda biz de mutlu değiliz. Bekleme süreleri çok uzun. Bunu değiştirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Pandemiden sonra başvurularda büyük artış yaşandı. Bu nedenle de vize için çalışan elemanlarımız başvuru sayısına göre yetersiz kalıyor. Bu siyasi bir mesele değil, kapasite ve teknik meselesi. Geçen sene şimdiye kadarki en fazla vizeyi verdik. Bu konuya oldukça önem veriyorum. En kısa sürede iyileştireceğiz” diye konuştu.
Van Van YYÜ öğrencileri siber tehditlere karşı proje geliştirdi Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) öğrencileri, siber tehditlere karşı bireysel ve kurumsal kullanıcıların dijital güvenliğini artırmayı amaçlayan NetDefenders Projesini hayata geçirdi. Van YYÜ İnovan Girişimcilik Merkezi’nin desteğiyle ve patent başvurusunda bulunulan proje kapsamında, RFID tabanlı şifreleme teknolojisi, SiyaNET zafiyet tarayıcısı ve pentest hizmetleri bir araya getirildi. Kullanıcıların karmaşık şifreleri hatırlama zorunluluğunu ortadan kaldıran RFID şifreleme, fiziksel ve dijital güvenlikte kolaylık sağlarken, SiyaNET zafiyet tarayıcısı port tarama, XSS analizi ve zararlı içerik tespiti gibi özellikleriyle güvenlik açıklarını önceden tespit ediyor. Projeye entegre edilen DeepForen analiz aracı, log analizi, forensik inceleme ve ağ güvenliği süreçlerinde etkin bir çözüm sunuyor. Özellikle büyük veri analizinde yüksek doğruluk sağlayarak kamu kurumları ve özel sektör için güçlü bir platform oluşturuyor. Proje, bireysel ve kurumsal kullanıcılar için güvenlik süreçlerini basitleştirirken, Türkiye’nin siber güvenlik alanındaki uluslararası rekabet gücünü artırmayı hedefliyor. İHA muhabirine konuşan İnovan Girişimcilik Merkezi Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Erol Kına, merkezin Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) ve Van YYÜ ortaklığıyla kurulduğunu belirtti. NetDefenders Projesi’nin siber güvenlik alanında yenilikçi çözümler sunan bir güvenlik yazılımı olduğunu ifade eden Merkez Müdürü Kına, ayrıca projenin günümüzün en büyük tehlikelerden biri olan siber güvenlik alanında çözümler sunduğunu kaydetti. "Yenilikçi siber güvenlik çözümleri sunuyor" Proje Danışmanı Van YYÜ Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Murat Koca ise veri güvenliğinin dijital dünyada her zamankinden daha kritik olduğunu vurgulayarak, “Bu ihtiyaca cevap vermek üzere NetDefenders Projesini geliştirdik. Proje, bireysel ve kurumsal kullanıcılar için yenilikçi siber güvenlik çözümleri sunuyor. En önemli bileşenlerimiz; RFID tabanlı şifreleme teknolojisi, pentest hizmetleri ve SiyaNET zafiyet tarayıcısı. RFID tabanlı şifreleme teknolojisi, kartla dosyaları şifreleyip aynı kartla şifre çözmeyi sağlıyor. Pentest (sızma testi) hizmetleri, kurumların siber saldırılara karşı güvenilirliğini ölçerek rapor sunuyor. SiyaNET zafiyet tarayıcısı ise bu süreci daha kurumsal bir çözüm haline getiriyor” dedi. "Dosyalarınızı korsanlara karşı koruyor" Projeye 5 kişiyle başladıklarını ve şu an 8 kişilik bir ekip olduklarını belirten Bilgisayar Teknolojileri Bölümü öğrencisi Ömer Şayak da “Şu ana kadar 3 proje geliştirdik. DeepForen isimli dördüncü projemiz üzerinde çalışıyoruz. RFID projemiz, kurumsal firmalara yönelik bir şifreleme algoritması ile dosyalarınızı korsanlara karşı koruyor. SiyaNET projemiz, zafiyet tespit aracı olarak pentest süreçlerini kolaylaştırıyor. Yeni geliştirdiğimiz DeepForen aracı, kurumlara yönelik saldırıların analizini yaparak, saldırı noktalarını tespit ediyor ve raporluyor. Bu üç araç birbiriyle entegre çalışarak kapsamlı bir güvenlik çözümü sunuyor” diye konuştu.