SAĞLIK - 30 Aralık 2025 Salı 17:49

Sağlıkta 2025 bilançosu: Koruyan, geliştiren ve üreten sağlık modeli

A
A
A
Sağlıkta 2025 bilançosu: Koruyan, geliştiren ve üreten sağlık modeli

Sağlık Bakanlığı, 2025 yılında ‘Sağlıklı Türkiye Yüzyılı’ vizyonu doğrultusunda koruyucu sağlık hizmetleri, dijitalleşme, yerli üretim ve farkındalık kampanyalarıyla sağlık sistemini güçlendirmeye yönelik çok sayıda uygulamayı hayata geçirdi.


Sağlık Bakanlığı 2025 yılındaki çalışmalarını, ‘Sağlıklı Türkiye Yüzyılı’ vizyonu doğrultusunda; ‘Koruyan, Geliştiren, Üreten Sağlık’ modelini esas alarak sürdürdü. ‘Sağlıklı Çocuk, Sağlıklı Gelecek’, ‘Dumansız Türkiye’, ‘İdeal Kilonu Öğren, Sağlıklı Yaşa’ ve benzeri kampanyalarla, hastalanmadan önce sağlığı önceleyen bir yaklaşımla toplumda sağlıklı yaşam kültürü oluşturmayı hedefleyen Bakanlık, pek çok yeniliği de hayata geçirdi.



Koruyucu sağlık hizmetleri güçlendirildi


Koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında bu yıl, 40-69 yaş arasındaki 1 milyon 40 bin 885 kişiye mamografi taraması yapıldı. Ulusal Mamografi Raporlama Sistemi sayesinde son 1 yılda 25 binden fazla kadında kanser erken teşhis edildi. Daha fazla vatandaşın ücretsiz kanser tarama hizmetlerinden haberdar olması için kısa mesaj (SMS) ile bilgilendirme uygulaması hayata geçirildi. Bu kapsamda yaklaşık 15 milyon vatandaş kanser taramalarına davet edildi.



Kronik hastalıklara erken teşhis


Hastalık Yönetim Platformu’nda (HYP) yer alan ‘diyabet, hipertansiyon, kardiyovasküler risk, obezite, yaşlı değerlendirme, koroner arter hastalığı, kronik böbrek hastalığı, inme, astım, KOAH’ modülleri aracılığıyla son 1 yıl içinde 69 milyon tarama ve 43,6 milyon izlem yapıldı.



Çocukluk çağı aşı takvimine yeni aşılar eklendi


Bu yıl, Türkiye’de 1998 yılından itibaren uygulanan Hepatit B aşısı ile 2008 yılından bugüne uygulanan beşli karma aşıyı (difteri, tetanos, boğmaca, çocuk felci, hemofilus influenza tip b) bir araya getiren ‘altı bileşenli karma aşı’ uygulamasına başlandı. Ayrıca; aşılama programına tetanos-difteri-aselüler boğmaca (TDAB) aşısı da eklendi.



Randevuya erişimde kolaylık


Vatandaşların Sağlık Bakanlığına bağlı kamu hastaneleri, ağız ve diş sağlığı merkezleri ile aile hekimlerine; ‘muayene randevusu’ alabildiği Merkezi Hekim Randevu Sistemi’nden (MHRS) 2025 yılından 388 milyon 95 bin 539 randevu alındı. Sistemden günlük verilen ortalama randevu sayısı 1,7 milyonu buldu. Sistem, 81 ilde 72 branşta aynı güne, 73 ilde aynı günde tüm branşlara randevu verilebilecek hale getirildi. Yapılan düzenleme ve iyileştirmelerle; randevu bekleyen hasta sayısı 4 milyondan 400 binin altına düştü. Randevu bekleyen vatandaşların oranı ise yüzde 90 azaldı.


Sağlıklı Yaş Alma Merkezleri (YAŞAM), Sağlıklı Hayat Merkezleri (SHM), Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM) ve Gebe Okullarına vatandaşların MHRS üzerinden randevu alarak da gidebilmesi sağlandı. Ayrıca şehit yakınları, gaziler ve gazi yakınlarına MHRS’de randevu önceliği tanındı. Aynı zamanda bu yıl, Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden randevu talebi oluşturmadan önce vatandaşların tercihine sunmak üzere ‘aile hekimine yönlendirme’ uygulaması devreye alındı. Ayrıca, aile hekimliklerinde akupunktur ve fitoterapi uygulamaları başladı.



Kampanyalarla farkındalık çalışmaları


Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı arasında imzalanan protokol kapsamında, ‘Sağlıklı Çocuk Sağlıklı Gelecek Programı’ yürütülmeye başladı. Programın başlangıcından bu yana 855 okulda 284 bin 723 öğrenciye ulaşıldı. ‘İdeal Kilonu Öğren Sağlıklı Yaşa’ Kampanyası kapsamında 3 ayda Türkiye genelinde 10 milyondan fazla vatandaşın boy-kilo ölçümleri gerçekleştirildi. Çalışmalar sonucunda vücut kitle endeksleri hesaplanan vatandaşların yaklaşık yüzde 65’inin fazla kilolu olduğu tespit edilerek Sağlıklı Yaşam Merkezleri’ndeki diyetisyen ve fiziksel aktivite danışmanlarına yönlendirme yapıldı.


‘Dumansız Türkiye’ sağlık iletişimi kampanyası yürütüldü. 81 ilde çapraz denetimlerle kafe ve restoranlarda sigara yasağına uyulup uyulmadığına dair denetimler yapıldı. 4 milyonu aşkın denetimde 30 binden fazla ihlal tespit edildi. Öte yandan Tütünle Mücadele Timleri (TİM) 700 bine yakın vatandaşa ulaştı. 277 bin vatandaş ALO 171 Sigara Bırakma Danışma Hattına yönlendirildi. Mobil sigara bırakma poliklinikleri ve TİM’ler tarafından 180 binden fazla vatandaşa danışmanlık hizmeti verildi. ‘Normal Doğum Eylem Planı’ sayesinde primer sezaryen oranında 4.1 puanlık yani yüzde 12,3’lük düşüş sağlandı.



Anne adaylarına rehberlik edecek uygulamalar


Bu yıl, anne dostu hastane sayısı 39 yeni hastane ile 194’e yükseldi. Gebe Okullarında 554 bin 824 gebeye eğitim verilirken; ‘Her Gebeye Ebe Uygulaması’ kapsamında 377 bin gebeye ulaşıldı. Annelik Yolculuğu Mobil Uygulaması ile gebelik, doğum, lohusalık ve 0-2 yaş arası bebek bakımıyla ilgili bilimsel bilgiler kullanıcıların ücretsiz erişimine sunuldu. Uygulama mobil marketlerden 76 bin kez indirilerek binlerce anne ve aileye ulaştı.



Sağlıkta dijitalleşme hız kazandı


E-nabız üzerinden hizmet veren ‘NeyimVar?’ uygulaması ile son 1 yılda 5,9 milyon kişi randevu alırken hastalık belirtilerine göre, doğru branşa yönlendirildi. RADIS-Akılcı Görüntüleme Karar Destek Sistemi projesi ile gereksiz görüntüleme tetkikleri azaltıldı, maliyetler düşürüldü. Evde Sağlık Yönetim Sistemi’ne (ESYS) e-Rapor entegrasyonu ile tam bağımlı veya 80 ve üstü yaştaki kişilere ait 583 bin 493 raporun otomatik olarak yenilenmesi sağlandı.


‘Dijital organ bağışı düzenlemesi’ ile bağışın e-Nabız Sistemi üzerinden yapılması sağlanarak bağış süreçleri kolaylaştırıldı. Uygulamanın hayata geçirildiği ekim ayından itibaren yaklaşık 45 binden fazla vatandaş organını e-Nabız profili üzerinden bağışladı.



Milli teknoloji hamlesinin sağlıktaki yansıması ‘üreten sağlık’


‘Üreten Sağlık’ modeli kapsamında verilen proje destekleri ile 41 adet yerli ürün geliştirme projesi başlatıldı. Bu kapsamda;


ASELSAN ile geliştirilen yerli kalp-akciğer makinesinin ilk testleri başarıyla tamamlandı. Yerli üretim cihaz, gelecek yıldan itibaren Türkiye’deki hastanelerde kullanılacak.


Glikoz seviyelerinin 24 saat boyunca anlık izlenmesini sağlayan Yerli Sürekli Glikoz İzleme Cihazı’nın ise üretimi tamamlanarak klinik çalışmalarına başlandı.


Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) Biyoteknoloji Enstitüsü ile Kanser Enstitüsü’nün ortak projesiyle CAR-T hücre tedavisi Türkiye’de yerli imkanlarla geliştirildi.


ASELSAN iş birliğiyle Mobil Dijital Röntgen Cihazı geliştirildi ve kamu hastanelerinde cihazların kullanımına başlandı. ASELSAN iş birliğiyle geliştirilen yerli otomatik şok cihazının- Otomatik Eksternal Defibrilatör (OED) dağıtımına başlandı. Türk Tıp Dünyası Kurultayı’nda TÜSEB-Biosys iş birliğiyle geliştirilen Ev Tipi Mekanik Ventilatör ’Bioxy’nin ilk kez tanıtımı yapıldı.


Aşıdan biyoteknolojiye, tanı kitlerinden yapay zeka destekli tıbbi cihazlara kadar sağlık teknolojileri alanında Ar-Ge ve Ür-Ge amaçlı bin 924 (1.924) proje Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) tarafından desteklendi. ‘Üreten Sağlık’ modelinin en önemli adımlarından biri olan ‘4Fikirden Ürüne Portalı’ hayata geçirildi.



SMA ilacının yerli üretimi ve yerli aşıların üretimi


Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) ile Polifarma İlaç arasında SMA ilacının yerli üretimine ilişkin protokol imzalandı. İlacın seri üretimine 2026 yılında geçilmesi hedefleniyor. Kuduz ve Kırım Kongo aşılarının tamamen yerli üretimi için yürütülen laboratuvar çalışmalarının son aşamasına gelindi.



İlaç, kozmetik ve tıbbi cihaz denetimleri sürdürüldü


Sağlık Bakanlığı 2025 yılında ilaç, tıbbi cihaz, kozmetik, biyosidal ürünler (vücutla temas eden) ile sağlık beyanıyla yapılan satış ve tanıtımlara ilişkin denetimlerini aralıksız sürdürdü. İnternet, sosyal medya ve benzeri mecralarda yapılan ilaç satış veya tanıtımlarına yönelik denetimleri sonucunda, 1418 internet sitesinin erişime kapatılması sağlandı. Yine aynı mecralarda, sağlık beyanı kullanılarak yapılan ürün satış ve tanıtımlarına yönelik denetimlerde 3407 internet sitesi erişime engellendi. Mevzuata aykırı satış ve tanıtımlara yönelik olarak idari para cezaları uygulandı.



Sağlıkta dijital denetim dönemi


Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun talimatıyla, tüm sağlık kuruluşlarında dijital denetimler başlatıldı. Sağlık hizmet sunumunda karşılaşılan gerek finansal gerekse insan sağlığı açısından riskli olabilecek durumları yapay zeka destekli veri analiz yöntemiyle tespit ederek önleyen, Risk Esaslı Denetim Sistemi’nin (REDES) başarı oranı yüzde 90’ın üzerine çıktı.



Acil sağlık hizmetleri 2025 yılında da kesintisiz devam etti


Acil sağlık hizmetleri ülke genelinde tüm kırsal bölgeleri kapsayacak şekilde yaygınlaştırıldı, acil sağlık hizmetleri istasyon sayısı 3 bin 574 ’e çıkarıldı. Türkiye’de, 2025 yılında yaklaşık 6,5 milyon hasta veya yaralı kara ambulanslarıyla, 3 bin 206 hasta veya yaralı deniz ambulanslarıyla, 50 bin 684 hasta veya yaralı ise hava ambulanslarıyla hastanelere nakledildi. Sağlık yatırımları hız kazandı. Bu yıl Türkiye genelinde 60 yeni ikinci ve üçüncü basamak sağlık tesisinin yapımı tamamlandı. 302 yeni Aile Sağlığı Merkezi ve 71 Sağlıklı Hayat Merkezi açıldı.



Sağlıkta 2025 bilançosu: Koruyan, geliştiren ve üreten sağlık modeli

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sinop Sinop’ta yılbaşı tedbirleri Sinop Valiliği, kentin 2026 yılını huzur, güven ve esenlik içerisinde karşılaması ve kamu hizmetlerinin herhangi bir aksama yaşanmadan sürdürülebilmesi amacıyla kapsamlı tedbirler alındığını duyurdu. Valilikten yapılan açıklamada, yılbaşı süresince asayiş ve güvenliğin sağlanması amacıyla il genelinde 541 emniyet, 355 jandarma ve 40 sahil güvenlik personeli olmak üzere toplam 936 personelin görev yapacağı belirtildi. Sağlık hizmetlerinin de kesintisiz sürdürüleceği ifade edilen açıklamada, hastaneler ve entegre sağlık merkezlerinin 24 saat esasına göre hizmet vermeye devam edeceği, 115’i acil servis personeli olmak üzere toplam 352 sağlık çalışanının görev başında olacağı bildirildi. Ayrıca 25 ambulans ve bu ambulanslarda görevli 75 sağlık personelinin hazır bulundurulacağı, 112 Acil Çağrı Merkezi’nde ise 26 personelin kesintisiz hizmet vereceği kaydedildi. Muhtemel meteorolojik uyarılar ve acil durumlara karşı İl Özel İdaresi’ne bağlı 66 iş makinesi ve 150 personelin kış tedbirleri kapsamında göreve hazır olduğu belirtilirken, İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nde 2 tam donanımlı acil durum müdahale aracı, 1 öncü acil müdahale aracı ve 6 personelin görev yapacağı, Sinop Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü’nde ise 5 araç ve 8 personelin hazır bulunacağı aktarıldı. Açıklamada, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün merkez ve 8 ilçede 10 ekip ve 20 personel ile gıda ve hijyen denetimlerini aralıksız sürdüreceği, Ticaret İl Müdürlüğü’ne bağlı ekiplerin ise marketler ile yeme-içme işletmelerinde etiket ve fiyat denetimlerine devam edeceği ifade edildi. Telefon, elektrik, su ve doğalgaz kesinti ve arızalarına karşı da ilgili kurumlarca gerekli önlemlerin alındığı bildirildi.
Kütahya Türkiye Korfbol Süper Ligi müsabakaları Kütahya’da başladı Gelişmekte olan spor branşları arasında yer alan korfbolun Türkiye Korfbol Süper Ligi 2. hafta müsabakaları, Kütahya’da başladı. Türkiye Korfbol Süper Ligi müsabakalarında farklı illerinden gelen 10 takım ve yaklaşık 200 sporcu, Kütahya’da kıyasıya mücadele ediyor. Müsabakalarda, Batman Spor - Y. Nova, Yıldız Teknik Üniversitesi-Marmara, Kütahya-Metus AK, Haydarpaşa-1937 Seka, Kocaeli-Şeker06 takımları karşı karşıya geliyor. Korfbolun yaygınlaşmasına ve tanıtımına önemli katkı sağlayan organizasyon, sporun birleştirici gücünü ön plana çıkarırken Kütahya’nın ulusal düzeyde spor organizasyonlarına ev sahipliği yapma potansiyelini de bir kez daha gözler önüne seriyor. Karşılaşmalar, centilmence rekabet ve fair-play anlayışı çerçevesinde devam ediyor. Korfbol Nedir? Hollanda kökenli bir spor dalı olan korfbol, kadın ve erkek sporcuların aynı takımda yer aldığı karma yapısıyla dikkat çekiyor. Takımlar, 4’ü kadın 4’ü erkek olmak üzere toplam 8 oyuncudan oluşuyor. Oyunun amacı, topu yaklaşık 3,5 metre yükseklikte bulunan, arkalıksız sepet olan korf içine atarak sayı kazanmak. Korfbolda kadın sporcular kadınları, erkek sporcular erkekleri savunurken; topla koşmak ve sert fiziksel temas yasak. Paslaşma, takım uyumu ve savunmasız pozisyonda yapılan şutlar oyunun temel unsurları arasında yer alıyor. Genellikle iki devre halinde oynanan korfbol, hız, koordinasyon ve iş birliğini geliştiren yapısıyla özellikle okullar ve gençlik spor faaliyetlerinde tercih ediliyor.
İstanbul Şirket sahipleri dikkat: Hızla büyüyen şirketlerde yönetim eksikliği kırılganlık oluşturabilir Türkiye’de son yıllarda birçok şirketin satış hacimleri ve operasyon ölçekleri hızla büyürken, bu büyümenin beraberinde yeni riskler getirdiği görülüyor. Uzmanlar, şirketlerin büyüme sürecinde yönetim ve kontrol mekanizmalarını büyümeye paralel geliştirmediğinde dışarıdan güçlü görünseler de içeride kırılganlaşabileceğine dikkat çekiyor. Türkiye’de son yıllarda şirketlerin satış hacimleri ve operasyon ölçekleri hızla büyürken, bu büyümenin beraberinde yeni riskler getirdiği görülüyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan BirFatura CEO’su İbrahim Bayır, büyümenin tek başına güç anlamına gelmediğini aynı hızda yönetim ve kontrol mekanizmalarının gelişmediği takdirde şirketlerin dışarıdan güçlü görünürken içeride kırılganlaşabildiğini aktardı. Büyüme dönemlerinde şirketlerin çoğu zaman satış rakamlarına odaklandığını ifade eden Bayır, bu yaklaşımın ciddi riskler barındırdığını söyledi. Operasyon, tedarik zinciri ve nakit akışı gibi alanların satış hızına paralel şekilde yönetilmediğinde kırılganlık kaçınılmaz hale geldiğini belirten Bayır, "Şirket büyüyor, sipariş artıyor, müşteri sayısı yükseliyor. Ancak bu büyüme aynı anda yönetilemiyorsa, ilk beklenmedik durumda sistem zorlanmaya başlıyor" dedi. "Bir şirket büyürken aynı zamanda ne olup bittiğini görebilmeli" Son dönemde yaşanan operasyonel ve finansal dalgalanmaların, birçok şirketi beklenmedik şekilde etkilediğini belirten Bayır, bunun temel nedenlerinden birinin krizlere hazırlıksız yakalanmak olduğunu söyledi. Kırılganlığın çoğu zaman kriz anında değil, işlerin iyiye giderken de oluştuğunu aktaran Bayır, bu dönemlerde risklerin ikinci plana atıldığını vurguladı. Bayır, iş dünyasında rekabetin artık yalnızca ürün ve satış üzerinden ilerlemediğini, şirketlerin ne kadar yönetilebilir olduğunun belirleyici hale geldiğini dile getirerek, "Bir şirket büyürken aynı zamanda ne olup bittiğini görebilmeli. Nerede risk var, nerede aksama yaşanıyor, nakit akışı hangi noktada zorlanıyor; bunlar net şekilde izlenemiyorsa büyüme sağlıklı değildir" diye konuştu. Platform ekonomisi ve tek kanala bağımlılık uyarısı Dijitalleşme ve pazaryerlerinin şirketlere önemli bir hız kazandırdığını ifade eden Bayır, tek kanala aşırı bağımlılığın kırılganlığı artırabileceğine dikkat çekti. Bayır, "Pazaryerleri satış hacmi açısından önemli bir avantaj sağlıyor. Ancak tüm iş modelinin tek bir platforma bağlı olması, şirketlerin kontrol alanını daraltabiliyor. Sağlıklı büyümenin, pazaryerlerini güçlü bir kanal olarak kullanırken aynı zamanda kendi marka ve operasyon altyapısını güçlendiren şirketler tarafından yakalanabiliyor" şeklinde konuştu. "Kırılganlık çoğu zaman şirketin içinde başlıyor" Şirketlerin kırılganlaşmasının çoğu zaman dış faktörlerden önce iç dinamiklerden kaynaklandığını belirten Bayır, operasyonel dağınıklık, finansal görünürlük eksikliği ve veriye dayalı karar alma alışkanlığının yeterince gelişmemesinin bu süreci hızlandırdığını söyleyerek, "Büyüme, beraberinde kurumsallaşmayı getirmiyorsa şirketler daha hassas hale geliyor. Bugün şirketlerin kendine sorması gereken soru ‘Ne kadar büyüdük?’ değil, ‘Bu büyümeyi ne kadar sağlıklı yönetiyoruz?’ olmalı. Dayanıklılığı olmayan büyüme, uzun vadede ciddi riskler barındırır" ifadelerini kullandı.