ÇEVRE - 22 Aralık 2024 Pazar 10:20

Müsilaj Bilim Kurulu 25 Aralık’ta Ankara’da toplanacak

A
A
A
Müsilaj Bilim Kurulu 25 Aralık’ta Ankara’da toplanacak

Marmara Denizi Eylem Planı kapsamında oluşturulan Müsilaj Bilim ve Teknik Kurulu, 25 Aralık’ta Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Yardımcısı Fatma Varank başkanlığında toplanacak.


Marmara Denizi’nde 2021 yılında ortaya çıkan müsilaj sonrası, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca 22 maddelik “Marmara Denizi Eylem Planı” ve “2021-2024 Marmara Denizi Bütünleşik Stratejik Planı” hazırlandı. Bu kapsamda Marmara Bölgesi’ndeki kirliğinin azaltılması ve izleme çalışmalarının yürütülmesi amacıyla Müsilaj Bilim ve Teknik Kurulu oluşturuldu. Marmara Denizi Eylem Planı kapsamında oluşturulan Müsilaj Bilim ve Teknik Kurulu, 25 Aralık Çarşamba günü Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Yardımcısı Fatma Varank başkanlığında toplanacak. Toplantıya 13 üniversiteden akademisyenler katılacak.



Müsilaj ihbarları değerlendirilecek


Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, son dönemde Marmara Denizi’nde müsilaj oluşumuna ilişkin ihbarlar üzerine tekrar harekete geçti. Marmara Denizi’nde benzer çevresel sorunların tekrar yaşanma ihtimali göz önünde bulundurularak, güncel durum değerlendirmesi, atılacak adımların planlanması amacıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının ilgili birimleri, Müsilaj Bilim ve Teknik Kurulu ile konuya ilişkin çalışma yapan akademisyenler toplanacak. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Yardımcısı Fatma Varank başkanlığındaki istişare toplantısı 25 Aralık’ta Ankara’da gerçekleştirilecek.



13 üniversiteden akademisyen bulunuyor


Toplantıya, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanı’nın yanı sıra Marmara Araştırma Merkezi başkanlıklarının yetkilileri, Bursa Teknik Üniversitesi, Bursa Uludağ Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Gebze Teknik Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Piri Reis Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Kocaeli üniversitelerinden bilim kurulu üyeleri ile konuya ilişkin çalışmaları olan akademisyenler katılacak.



Önce yerel yönetimlerle toplantı yapılacak


Bu yıl 27 Haziran’da İstanbul’da toplanan Müsilaj Bilim Kurulu’nda atık su arıtma tesislerinin ileri biyolojik atık su arıtma tesislerine dönüştürülmesi konusunda karara varılmıştı. Ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile 14 Ağustos’ta bir toplantı daha yapılmıştı. Müsilaj Bilim Kurulu toplantısı öncesi Marmara Denizi Havzası’nda bulunan diğer illerdeki yerel yönetimlerle de 23 Aralık Pazartesi günü Bakanlık binasında toplantı gerçekleştirilecek.



Marmara’da 4 yılda 38 bin 545 denetim yapıldı, 268 tesis kapatıldı


2021 yılından bugüne Marmara Denizinde yaşanan müsilaj nedeni ile Marmara Denizi’ne kıyısı olan Kocaeli, İstanbul, Yalova, Tekirdağ, Bursa, Balıkesir, Çanakkale İllerinde gerçekleştirilen 38 bin 545 çevre denetiminde çevre mevzuatına aykırı hareket eden bin 998 tesis ve 749 deniz aracına toplamda 1 milyar 227 milyon 363 bin 368 TL ceza uygulandı. 268 tesis de faaliyetten menedildi.



2024’te 11 bin 314 denetim gerçekleştirildi


Marmara Havzası’nda bu yıl içerisinde 11 bin 314 denetim yapıldı. 727 tesise 318 milyon 715 bin TL idari ceza uygulandı. 88 tesisin faaliyeti durduruldu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli DTO, üyelerine yeni nesil ödeme ve güncel vergi düzenlemelerini anlattı Denizli Ticaret Odası (DTO), üyeleri ile serbest muhasebeci mali müşavirlere yönelik Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihaz Mevzuatı ve Güncel Vergi Düzenlemeleri Bilgilendirme Toplantısı yaptı. Denizli Defterdarlığı, Denizli Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler (SMMM) Odası ve Denizli Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (DESOB) iş birliği ile gerçekleştirilen toplantı yoğun ilgi gördü. DTO hizmet binasındaki Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihaz Mevzuatı ve Güncel Vergi Düzenlemeleri konulu bilgilendirme toplantısına DTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Aracı ile Denizli Defterdarı Mustafa Özdemirci’nin yanı sıra Gelir İdaresi Grup Müdürleri Fatih Erdoğan, Recep Ömeroğlu ve Yusuf Malkoç, DESOB Başkan Vekili ve Denizli Lokantacılar Odası Başkanı Osman Üçgül, Denizli Bakkallar ve Bayiler Odası Başkanı Erol Tüzen, Denizli Berberler ve Kuaförler Odası Başkanı Yakup Güleç, Denizli Şekerciler ve Pastacılar Odası Başkanı Abdurrahman Demirdak, Denizli Fırıncılar Odası Başkanı Bekir Karadaban, Bekilli Esnaf Odası Başkanı Gökhan Parmaksız, Buldan Esnaf Odası Başkanı Mehmet Kulalı, Çivril Esnaf Odası Başkanı Zeki Karahan, Güney Esnaf Odası Başkanı Soner Özdemir ve Tavas Terziler Odası Başkanı Mehmet Ali Bilal, Denizli SMMM Odası yetkilileriyle çok sayıda iş insanı katıldı. Toplantının açış konuşmasını DTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Aracı yaptı. Odanın çalışmaları ve hizmetleri hakkında üyeleri ile konuklarını bilgilendirmeler yapan Başkan Yardımcısı Aracı, “Değerli konuklar, daha önce de üyelerimizi sektörel güncel gelişmelerden ve düzenlemelerden haberdar etmek için çok sayıda etkinlik gerçekleştirdik. Katılım yine bugün ki gibi hep yoğundu. Talep oldukça da hem bu tür toplantıları hem de ücretsiz sektörel, kişisel ve mesleki gelişim eğitimlerimizi artırarak devam ettireceğiz. Üyelerimizin kendilerini güncelleyerek ve geliştirerek günümüzün şartlarına hızla uyum sağlamalarını ve rekabet güçlerini korumalarını önemsiyoruz. Bunun için gereken organizasyonları da genelde yine bu türde iş birlikleri ile kamu kurum ve kuruluşlarımız ve sivil toplum kuruluşlarımızla yapıyoruz. İnternet sitemiz, üye gruplarımız ve kurumsal sosyal medya hesaplarımız aracılığıyla da duyurularını sizlere ulaştırıyoruz. Lütfen takip edip ilgi göstermeye devam ediniz” dedi. “Yeni uygulamalar iş yükünü azaltacak” Denizli Defterdarı Mustafa Özdemirci ise yeniliklerle hem mükelleflerin hem de onların mali yükümlülüklerini takip eden serbest muhasebeci mali müşavirlerin iş yükünün azalacağını düşündüklerinin altını çizerek, “Görevlerimizden biri de ticaret erbabı ile iş insanlarımız arasındaki rekabet eşitsizliğini ortadan kaldırmaya yönelik uygulamalar yapmak. Yeni nesil cihazlarımızla ilgili düzenlemeyi de bu kapsamda değerlendiriyoruz. Geçtiğimiz ağustos ayındaki kanuni düzenlemelerle beraber belge düzenine uymayan mükelleflerle ilgili cezalarda yeni uygulamalar başladı. Önümüzdeki günlerde bununla da ilgili bir bilgilendirme toplantısı yapacağız. Bugün ki de bunların ilkidir. Katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. Etkinlik açış konuşmalarının ardından Gelir Uzmanı Hüseyin Pamukoğlu’nun sunumuyla sürdü. Pamukoğlu, salondakileri yeni düzenlemenin nasıl yürütüleceği hakkında bilgilendirdi. Sunumun ardından salondakiler yetkililere merak ettikleri konular hakkındaki sorularını yöneltti.
İstanbul İdrar problemleri yaşayanlara ‘Mesane pili’ seçeneği: “Türkiye’nin her tarafından hasta geliyor” Toplumda birçok kişinin hayatını zorlaştıran idrar kaçırma, yapamama ya da aşırı aktif mesane gibi durumlarda uygulanan ‘Mesane pili’ tedavisi ile hastaların hayatı daha konforlu hale gelebiliyor. Tedaviyle ilgili bilgi veren Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Gökhan Çulha, “İdrar kaçırma çok sık rastlanılan bir hastalık. Her hafta muhakkak 2 geçici pil, 2 de kalıcı pil uygulaması yapıyoruz. Yüzde 50 başarı bile çok önemli çünkü bu hastaların artık son tercihleri. Hastaların hiç idrar kaçırmaması, bez, sonda kullanmıyor olması inanılmaz bir mutluluk. Aynı gün içinde hasta taburcu olabiliyor, başarımız yüzde 77-78’lerde. Türkiye’nin her tarafından artık hastam geliyor” dedi. Toplumda birçok kişi idrar kaçırma, yapamama ya da aşırı aktif mesane gibi durumlar nedeniyle çeşitli sıkıntılar yaşıyor. Uzmanlar, halk arasında ‘Mesane pili olarak bilinen sakral nöromodülasyon tedavisi ile hastaların yaşamının daha konforlu bir hale gelebildiğini aktarıyor. Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Mehmet Gökhan Çulha da uygulamanın cilt altına bir elektrot yerleştirilerek mesane ve bağırsak fonksiyonlarının düzenlenmesini amaçladığını aktardı. Tedavi için kriterleri sağlayan hastalarda, kişiye fayda sağlayıp sağlamayacağının bir süre gözlendiğini belirten Doç. Dr. Çulha, hastaların işlem yapılan gün taburcu olabildiğini söyledi. “Fazla uyarılıyorsa azaltan, az uyarıyorsa da artıran bir tedavi” İdrar problemleri ve sakral nöromodülasyon tedavisine yönelik bilgiler veren Doç. Dr. Mehmet Gökhan Çulha, “Bir anda sıkışma tipiyle gelmesi önemli buna sıkışma tipi idrar kaçırma diyoruz. Bir de öksürüp, hapşırırken karın içi basıncının artmış olduğu durumlarda kaçırma var, sebepleri farklı olabiliyor. Altta yatan nörolojik sebepler, kilo fazlalığı, geçirilmiş doğumları idrar kaçırmanın başlıca sebepleri olarak söyleyebiliriz. Hastaların sıvılarını kısıtlamaları, çay, kahve gibi çok sık idrara çıkarabilecek alışkanlıklardan uzak durması gerekebilir. Pelvik taban kas egzersizleri fayda etmediyse medikal tedaviler uygulayabiliyoruz. Bir takım oral, ağızdan alınan ilaçlarla tedavileri gerçekleştirebiliyoruz. Bunlar fayda etmediği zamanlarda invaziv tedaviler devreye girebiliyor. Mesane içerisine uygulanan botulinum toksin uygulamaları özellikle sıkışma tipi idrar kaçırma tedavisinde yapılabiliyor. Bu da fayda etmediyse halk arasında ‘Mesane pili’ diye bilinen sakral nöromodülasyonu da uygulayabiliyoruz. Fazla uyarılıyorsa azaltan, az uyarıyorsa da artıran bir tedavi, nasıl yapıyor, hangi hastalıklarda kullanabiliyoruz; sıkışma tipi idrar kaçırması olan, idrarını yapamayan, temiz aralıklı kateterizasyon kullanan hastalarda da uygulayabiliyoruz” dedi. “Yaşam kalitesini inanılmaz artıran bir tedavi, başarımız yüzde 77-78’lerde” Doç. Dr. Çulha, “75 yaşının altındaki hastalarda uygulanabiliyor, üzerinde uygulanmamakta, ayrıca hastaların en az 2 yıl aşırı aktif mesane tedavisi ya da sıkışma tipi idrar tedavisi almış olması lazım. Medikal tedavinin yanında mesane içine botulinum toksin uygulaması da almış fayda görmemiş olması lazım. Sakral nöromodülasyon tedavisi yüzde yüz başarı sağlayan bir tedavi değil, her hastada aynı sonucu alamıyoruz, cihazın maliyeti de söz konusu olduğu için birinci basamakta bir test aşaması var. Mesaneyi uyaran sinirlerin yanına bir elektrot yerleştirilir. İlk başta dışarıdan uyarı verilerek hastanın 2-3 hafta takip edilmesi öneriliyor. Yüzde 50 ve üzerinde hastanın semptomlarında bir iyileşme varsa o zaman kalıcı basamağa geçebiliyoruz. Şu andaki usb stick’lerden biraz daha büyük olan bir pil dediğimiz o uyaran, kalça kısmına, hemen cildin altına yerleştirilip vücudun dışarısına hiçbir görüntü olmayacak şekilde implante edilebiliyor. Kumandası da var, yeni jenerasyon kumandalar cep telefonu şeklinde bir uygulamaya sahip. Cihazının enerjisini artırıp azaltabiliyorsunuz ya da kapatıp açabiliyorsunuz. Her hafta muhakkak 2 geçici pil, 2 de kalıcı pil uygulama seansını yapıyoruz. Pandemi sonra en fazla bu işlemi yapan kliniklerden birisiyiz. Çocuksa akranlarıyla problem yaşayabiliyor, bu problemi ortadan kaldırmak aslında mümkün. Son derece basit bir işlem, aynı gün içinde hasta taburcu olabiliyor. Kişinin yaşam kalitesini inanılmaz derece artıran bir tedavi, başarımız yüzde 77-78’lerde. İdrar kaçırma çok sık rastlanılan bir hastalık, bu kadar ileri seviyeye gelen hasta grubu gerçekten tedavisiz kalıyor, bez paraları, enfeksiyonlar, cilt tahrişleri. Türkiye’deki pilin ömrü 5-7 yıl arasında gidiyor” şeklinde konuştu. “Türkiye’nin her tarafından hastam geliyor” Tedaviyi uygulamanın yanı sıra eğitimler verdiklerini de belirten Doç. Dr. Çulha, sözlerine şöyle devam etti: “Avrupa’daki üroloji asistanlarına, meslektaşlarımıza da bu ameliyatı öğretmek, daha ileri götürebilmek için sıklıkla toplantılar yapmaktayız. Yabancı bir cihaz taktığımız için tabi ki bir enfeksiyon riski var, bunu da kontrol edebiliyoruz. Hastanın hafif bir anestezi alması gerekiyor, işlem uygularken hastayla devamlı bir iletişim halindeyiz, bazı motor yanıtlar almamız gerekiyor, doğru yerde olduğumuzu anlayabilelim. Hasta operasyon sonrası birinci saatinde gayet normal, günlük işlerini yapabilecek konuma gelebiliyor. Yüzde 50 bir başarı sağlanması bile çok önemli çünkü bu hastaların artık son tercihleri bunlar. Kateterizasyon kullanmaları gerekiyor, bu da çok hassas bir durum. Her ne kadar temiz yapılıyor olsa da maalesef enfeksiyon başımızın belası. Hastalarımız inanılmaz teşvik edilerek geliyor çünkü Türkiye’nin her tarafından artık hastam geliyor. Bugünkü hasta, Batman’dan buraya kadar sadece bu kliniğin, hastanenin ismini duyarak gelmiş. Hastaların kuru kalması, hiç idrar kaçırmaması, bez, sonda kullanmıyor olması onlar için de bizler için de inanılmaz bir mutluluk. Daha fazla kadın hastalar oluyor, çocuk hastalarımız da çok fazlaca var. Uyguladığımız çocuk hastaların hemen hemen hepsinde çok ciddi sonuçlar almaya başladık, aldık”
İzmir Hollanda Krallığı Büyükelçisi Wijnands öğrencilerle buluştu Yaşar Üniversitesi, Türkiye ile Hollanda arasındaki diplomatik ilişkilerin 100. yıl dönümünü kutlamak amacıyla, Hollanda Krallığı Büyükelçisi Joep Wijnands’ı "Türkiye-Hollanda İlişkileri" başlıklı konferansta ağırladı. Hollanda Krallığı Büyükelçisi Joep Wijnands, Yaşar Üniversitesi öğrencileriyle buluştu. Türkiye ve Hollanda arasındaki diplomatik ilişkilerinin 100’üncü yılı vesilesiyle düzenlenen konferansta konuşan Büyükelçi Wijnands, öğrencilerin sorularını yanıtladı. Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ahmet Yiğitbaşı ve Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller, büyükelçiye plaket takdim ederken, Büyükelçi Joep Wijnands ise Hollanda’ya özgü el yapımı Delft Blue seramik tabak hediye etti. Türkiye ile Hollanda arasındaki arkadaşlığın 100 yıldan çok daha eskiye uzandığını söyleyen Wijnands, “Bağımız 1960’larda büyük fedakarlıklarla Hollanda’ya gelen Türk işçiler ile başladı. Şu anda Hollanda’da 500 bin Türk yaşıyor, çok güçlü bir Türk topluluğu var. Türkiye’yle çok sıkı bir ekonomik partnerliğimiz var. Türkiye’de 3 bini aşkın Hollandalı şirket var. Hollanda da Türk yatırımları için elverişli bir yer. Geçmiş, gelecekteki iletişimimiz için bir güven oluşturuyor” dedi. “Vize problemi siyasi bir mesele değil” Son yıllarda yaşanan turistik vize soruna da değinen Wijnands, “Vize sorunları konusunda biz de mutlu değiliz. Bekleme süreleri çok uzun. Bunu değiştirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Pandemiden sonra başvurularda büyük artış yaşandı. Bu nedenle de vize için çalışan elemanlarımız başvuru sayısına göre yetersiz kalıyor. Bu siyasi bir mesele değil, kapasite ve teknik meselesi. Geçen sene şimdiye kadarki en fazla vizeyi verdik. Bu konuya oldukça önem veriyorum. En kısa sürede iyileştireceğiz” diye konuştu.