POLİTİKA - 21 Aralık 2025 Pazar 23:23

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "2026 yılında enflasyonu yüzde 20’nin altına indirmeyi, 2027 itibarıyla yeniden tek haneli rakamlara ulaşmayı hedefliyoruz"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "2026 yılında enflasyonu yüzde 20’nin altına indirmeyi, 2027 itibarıyla yeniden tek haneli rakamlara ulaşmayı hedefliyoruz"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Arz tarafını güçlendiren reform adımları ve talep yönetimindeki kararlılığımızla, 2026 yılında enflasyonu yüzde 20’nin altına indirmeyi, 2027 itibarıyla ise yeniden tek haneli rakamlara ulaşmayı hedefliyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulunda 2026 yılı bütçe görüşmelerinin kapanış konuşması yaptı. Yılmaz, Türkiye ekonomisinin dünya genelinde risk ve belirsizliklerin hakim olduğu 2025 yılında, dengeli ve sürdürülebilir bir zemin üzerinde istikrarla büyümeye devam ettiğini söyleyerek, "2026 yılında dış konjonktürün büyüme ve enflasyonla mücadele bakımından nispi olarak daha olumlu olmasını bekliyoruz. AB ve MENA başta olmak üzere ticaret ortaklarımızın büyümesinde daha olumlu perspektif, petrol başta olmak üzere emtia fiyatlarının ılımlı seyri, gecikmeli de olsa gelişmiş ülkelerde faiz indirim döngüsüne girilmiş olması bu alanda başlıca etkenlerdir. 2024 yılında yüzde 3,3 büyüyen ekonomimiz, 2025’in ilk dokuz ayında yıllıklandırılmış olarak yüzde 3,7’lik bir performans sergileyerek 21 çeyrektir süren kesintisiz büyüme başarısını korumuş ve üretim gücümüzün dayanıklılığını kanıtlamıştır" şeklinde konuştu.

Büyümenin enflasyondan arındırıldığını belirten Yılmaz, "Sayın Murat Emir bunu kendi partinizden bilenlere sorun. Yalan sözünü size yakıştıramadım. Asıl yalanı size o hiçbir teknik dayanağı olmayan tabloları hazırlayanlar söylüyor" diye konuştu.

Sanayi sektöründeki toparlanmanın ve sabit sermaye yatırımlarındaki artışın büyümenin kompozisyonunun daha sağlıklı bir yapıya kavuştuğunu gösterdiğini aktaran Yılmaz, "Üretim cephesindeki bu iyileşme, büyümenin sadece tüketime dayalı olmadığını; aynı zamanda geleceğe dönük üretim kapasitesini ve yatırım iştahını da beslediğini ortaya koymaktadır. Büyümenin üretim ve verimlilik kanallarından destek bulması, ekonominin sürdürülebilirliği açısından son derece kıymetlidir. Tarım sektöründe bu yıl görülen zayıflama ise, yapısal bir sorundan ziyade büyük ölçüde dönemsel etkilere dayanmaktadır. Geçen yılın yüksek baz etkisi ve bu yıl yaşanan zirai don olayları ve kuraklık gibi iklimsel faktörler, üretim üzerinde geçici bir baskı oluşturmuştur. Dolayısıyla bu tabloyu kalıcı bir daralma olarak okumak doğru değildir. Tarım sektörümüz üçüncü çeyrekte yüzde 12,7 daralmakla birlikte, dördüncü çeyrekte daha olumlu bir görünüm sergilemekte olup, yıllık olarak yüzde 6 daralma tahmin ediyoruz. Tarımda yaşanan ve dönemsel olan bu etkiler olmasa, büyümemiz daha yüksek, enflasyon oranımız ise daha düşük gerçekleşecekti. Gelecek yıl bu dönemsel etkilerin yaşanmaması halinde büyüme de enflasyon da olumlu etkilenecektir. 2026 yılında tarım ve gıda konuları başta gelen önceliklerimiz arasında olmaya devam edecektir" ifadelerini kullandı.

"Hizmetler sektörü ve kiralardaki fiyat katılığını hassasiyetle takip ediyoruz"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, şöyle konuştu:

"Türk lirasının kazandığı direnç ve ekonomi yönetimindeki güçlü eşgüdüm, atılan adımların ne denli sağlam bir zemine oturduğunu kanıtlar niteliktedir. Uygulanan programın başarısı, Kasım 2025 de verilerine net bir şekilde yansımış durumdadır. Yıllık tüketici enflasyonunun yüzde 31,1’e, mal grubu enflasyonunun ise yüzde 18,6 seviyesine gerilemesi, sürecin meyvelerini vermeye başladığını göstermektedir. Aralık ayında da bu düşüş trendinin sürmesini ve 2025 yılını yüzde 30’un biraz üzerinde bir rakamla kapatacağımızı tahmin ediyoruz. Ocak enflasyonu ile birlikte oranın yüzde 30’un altını, yani 20’li rakamları görmesini bekliyoruz. Mevsim etkilerinden arındırılmış veriler ve çekirdek göstergelerdeki dengelenme, fiyat artış hızındaki yavaşlamanın geçici değil, yapısal bir iyileşme eğilimine girdiğine işaret etmektedir. Mevcut kazanımlarımıza rağmen, mücadeleyi nihayete erdirmiş değiliz; beklentilerdeki gelişmeleri ve özellikle hizmetler sektörü ve kiralardaki fiyat katılığını hassasiyetle takip ediyoruz. Bu çerçevede, Aralık ayına dair öncü veriler de olumlu bir görünüm sunmaktadır. Arz tarafını güçlendiren reform adımları ve talep yönetimindeki kararlılığımızla, 2026 yılında enflasyonu yüzde 20’nin altına indirmeyi, 2027 itibarıyla ise yeniden tek haneli rakamlara ulaşmayı hedefliyoruz. Bu yolda para ve maliye politikalarımız tam bir ahenk içinde işlemeye devam edecektir. Bu çerçevede, yeniden değerleme oranını uygularken, enflasyonla mücadeleye destek olacak bir yaklaşım içinde olacağız."

Satın alma gücü paritesine göre, Avrupa Birliği ülkelerinin kişi başına gelirinin ortalamasıyla Türkiye verilerinin kıyaslandığında, yakınsama oranının 2002 yılında yüzde 38,3 iken 2024 yılı itibarıyla bu oranın yaklaşık yüzde 70 olarak gerçekleştişğini ifade eden Yılmaz, "Bu rakamın 2025 yılında yüzde 71’i ve 2026 yılında ise yüzde 72’yi aşması öngörülmektedir. Başka bir ifadeyle, 2002 yılında Avrupa’da ortalama bir vatandaş kişi başına 100 liralık bir gelire sahipken bizim vatandaşımız 38 liralık bir gelire sahipti. Son verilere göre ise 2024 yılında vatandaşlarımızın geliri 70 liraya ulaşmış olup önümüzdeki dönemde de kararlılıkla uygulanan politikalar sayesinde bu yakınsamanın devam etmesi, Türkiye’nin güçlü, rekabetçi ve yüksek gelirli ülkeler ligindeki yerini daha da sağlamlaştırması hedeflenmektedir. 2025 yılında 1,5 trilyon doları aşan bir büyüklük ile nominal bazda dünyanın 16’ncı, satın alma gücü bazında ise dünyanın 11’inci ekonomisi olmayı bekliyoruz" şeklinde konuştu.

"Hedefimiz, katma değeri ve teknoloji yoğunluğu yüksek bir ihracat yapısını kalıcı kılmaktır"

2025 yılı Kasım ayı itibarıyla yıllıklandırılmış ihracatın yüzde 3,6 artışla 270,6 milyar dolar seviyesine ulaştığını belirten Yılmaz, "Pazar çeşitlendirmesi ve rekabetçi üretim gücümüzün bir yansıması olan bu tablo, sanayi ve teknoloji politikalarımızla desteklenmektedir. Hedefimiz, katma değeri ve teknoloji yoğunluğu yüksek bir ihracat yapısını kalıcı kılmaktır. İhracattaki bu ivme, cari işlemler dengesinde de belirgin bir iyileşme trendini beraberinde getirmiştir. Yılın ikinci yarısından itibaren dış dengede sağlanan başarıyla, Temmuz ayından bu yana üst üste dört ay cari işlemler fazlası verilmiş; Ekim ayında da 457 milyon dolar fazla kaydedilmiştir. Ekonomimizin yapısal kapasitesini yansıtan altın ve enerji hariç cari işlemler fazlasının yıllıklandırılmış bazda 46 milyar dolara ulaşması, dış dengedeki iyileşmenin sağlam temellere dayandığını teyit etmektedir. Cari açığın finansman kalitesi ve kompozisyonu da son derece olumlu bir seyir izlemektedir. Yıllıklandırılmış cari işlemler açığı 22 milyar dolar olurken, hizmet ihracatımız yüzde 6,1 artışla 121,9 milyar dolara ulaşmış, toplam mal ve hizmet ihracatımız ise 392 milyar doları aşmıştır. Özellikle turizm ve taşımacılık gelirlerindeki güçlü performans, cari dengenin sürdürülebilirliğine ve fazla verme eğilimine en büyük katkıyı sunan unsurlardır. Önümüzdeki dönemde temel amacımız, dış dengedeki bu iyileşmeyi derinleştirerek kalıcı hale getirmektir. Orta Vadeli Program hedeflerimizle uyumlu olarak, 2025 yılında cari açığın milli gelire oranını yüzde 1,4 seviyesinde tutmayı öngörüyoruz" ifadelerini kullandı.

"Kalkınma Yolu, Zengezur Koridoru ve Hicaz Demiryolunun yeniden canlanması gibi stratejik projeler ile birlikte bölgemizde de refah artacak"

Orta ve uzun vadeli büyüme perspektifine "Türkiye Yüzyılı" vizyonu kapsamında "Terörsüz Türkiye" ve "Terörsüz Bölge" sürecinin de son derece olumlu katkılarda bulunacağını söyleyen Yılmaz, "Güven ve huzur ortamı yatırım ve ticareti güçlendirecek, başta Doğu ve Güneydoğu illerimiz olmak üzere ülkemizin genel olarak potansiyeli daha yüksek oranda harekete geçirilmiş olacaktır. Kalkınma Yolu, Zengezur Koridoru ve Hicaz Demiryolunun yeniden canlanması gibi stratejik projeler ile birlikte bölgemizde de refah artacak, istikrar güçlenecektir. Böylesi bir küresel konjonktürde, ekonomide uygulamakta olduğumuz istikrar programının etkileri daha net görülmeye başlanırken, işgücü piyasasında önceki yıllarda elde edilen kazanımların korunması ve güçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Mevsimsel etkiden arındırılmış istihdam, üçüncü çeyrekte 65 bin kişi artmış, işsizlik oranı yüzde 8,5 olmuştur. Bu olumlu eğilim Ekim ayında da sürmüş; istihdam aylık bazda 185 bin kişi artarken işsizlik oranı 0,1 puan düşmüştür. Bu görünüm ekonomimizin dayanıklılığının somut bir göstergesidir" diye konuştu.

Yılmaz, Merkez Bankası’na ilişkin olarak, "Merkez Bankamızın brüt rezervlerine baktığımızda, 12 Aralık 2025 tarihi itibarıyla, 190,8 milyar dolar seviyesinde gerçekleşen brüt rezervler, geçen yılın aynı dönemine göre 27,3 milyar dolarlık güçlü bir artış göstermiştir. Geçici bir süre için hayata geçirdiğimiz kur korumalı mevduat uygulamasını da bu yıl sonlandırmış bulunuyoruz ve çok kısa bir süre içinde bu kapsamdaki bakiyenin de tamamen biteceğini öngörüyoruz. Ülkemizin kredi risk priminin de uyguladığımız programla beraber ciddi bir şekilde düşmeye devam ettiğini görüyoruz. Geldiğimiz noktada 207 baz puan civarında seyreden kredi risk priminde Mayıs 2018’den bu yana en düşük seviyedeyiz. Dolayısıyla risk görünümündeki söz konusu iyileşmeyle dış borçlanma maliyetlerinin gelişmekte olan ülkelere kıyasla daha fazla gerileme sağlamış olduğunu, yurt içi finansal piyasaların güçlü ve dengeli görünümünü koruyarak riskleri çok daha düşürdüğümüz bir noktada olduğumuzu ifade etmek isterim"şeklinde konuştu.

"KOBİ’lerimiz için gelecek yıl bu desteği 3 bin 500 liraya çıkarıyoruz işçi başına"

Belediyelerin kayıp kaçağı düzeltmeleri gerektiğini söyleyen Yılmaz, "Şehir içinde kayıp kaçakları düzeltecekler. Dolayısıyla gelen suyu da verimli kullanmış olacaklar. Real sektörü desteklemeye devam ediyoruz. 493 milyar lirayı bu kapsamda reel sektör destekleri için ayırmış durumdayız. İzlediğimiz istikrar programının özellikle emek yoğun sektörlerde bazı sorunlar doğurduğunun farkındayız. Sürekli iş dünyamızla da istişare içindeyiz. Dolayısıyla bu emek yoğun sektörlerimizi özellikle tekstil, konfeksiyon, deri, mobilya gibi sektörler bunları desteklemek için bu sene 2 bin 500 lira işçi başı destek vermiştik. İstihdamını koruyan KOBİ’lerimiz için gelecek yıl bu desteği 3 bin 500 liraya çıkarıyoruz işçi başına. Sadece KOBİ’ler değil büyük ölçekli işletmeleri de bu kapsama alıyoruz. Dolayısıyla emek yoğun sektörlerimizi de gözetiyoruz. Finansman koşullarının makro olarak zaten iyileşeceğini görüyoruz. Faiz oranları, faiz indirim döngüsüne girmiş durumdayız" dedi.

"Bu ayın sonunda 450 binden fazla hak sahibine anahtarları teslim edilecek"

"Bir taraftan depremin yaralarını sarıyoruz. İnşa ve ihya çalışmaları yapıyoruz" diyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Son 2.5 yılda dile kolay. 90 milyar dolar ekstra bir harcama yaptık. Buna rağmen bütçe disiplinini koruduk. İşte borçlanmamızın faizlerdeki bir miktar artışın en temel gerekçesi de budur. Ama bu geçici bir durum. Bu artık önümüzdeki yıllarda gündemimizden büyük oranda kalkacak bir durum. Buna rağmen yolumuza devam ediyoruz. Bu noktada şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Bu ayın sonunda 450 binden fazla hak sahibine anahtarları teslim edilecek" ifadelerini kullandı.

Ahmet Umur Öztürk

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Meclis üyesini sıkıştırıp, aracı yumrukladı… O anlar kamerada Bursa’da Osmangazi Belediyesi Meclis Üyesi Özlem Bodur, trafikte yol verme tartışması sonrası saldırıya uğradı. İddiaya göre yol vermediği gerekçesiyle öfkelenen şüpheli sürücü, Bodur’u takip ederek aracına saldırdı. O anlar kameraya yansırken, şüpheli çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Edinilen bilgiye göre, Hamitler Mahallesi Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı üzerinde seyir halinde olan Özlem Bodur, yol verme meselesi nedeniyle tanımadığı bir sürücünün tepkisiyle karşılaştı. İddiaya göre şüpheli sürücü, bu nedenle trafikte Bodur’u sıkıştırarak sinkaflı el hareketlerinde bulundu. Sıkıştırma nedeniyle durmak zorunda kalan Bodur, bu sırada araçtan inen şahıs A.G.’nin saldırısına uğradı. Şüpheli önce aracın aynasını kırdı, ardından araca yumruk atıp olay yerinden uzaklaştı. O anlar kameraya yansırken, şüphelinin "Seninle görüşeceğiz, seni öldürürüm" şeklinde tehditlerde bulunduğu iddia edildi. Olay sonrası polis merkezine başvuran Osmangazi Belediyesi Meclis Üyesi Özlem Bodur, maddi zarar oluşmadığını ancak hakaret ve tehditlere maruz kaldığını belirterek şikâyetçi oldu. Yapılan araştırmada söz konusu aracın sahibinin A.G. olduğu tespit edildi. Şüpheli A.G.’nin ifadesinde suçlamaların bir kısmını kabul ettiği öğrenildi. Cumhuriyet savcısının talimatı doğrultusunda adliyeye sevk edilen şüpheli A.G., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Öte yandan, olayın ardından AK Parti ve MHP’li milletvekillerinden ve Meclis üyelerinden Özlem Bodur’a destek mesajları geldi. Milletvekilleri, trafikte şiddetin kabul edilemez olduğunu vurgulayarak sürecin yakından takip edileceğini ifade etti.
Aydın Bir kişinin öldüğü kaçak define olayında 1 tutuklama Aydın’ın Efeler ilçesinde iddiaya göre define aramak için kaçak kazı yaparken girdiği tünelde mahsur kalan şahıs ekiplerin saatler süren arama çalışmasının ardından ölü olarak bulunurken, tünelin dışında bekleyen diğer şahıs ise jandarmadaki işlemlerinin ardından sevk edildiği adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olay, sabaha karşı Kalfaköy Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, define aramak için kaçak kazı yaptıkları iddia edilen şahıslardan biri açtıkları tünele girdi. Dışarıda kalan T.Y. (44) içerideki Sezer Ayhan (32) isimli arkadaşından uzun süre haber alamayınca durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye jandarma, AFAD, UMKE, Jandarma Arama Kurtarma Ekibi (JAK) yönlendirildi. Kısa sürede bölgeye gelen ekipler tünel içerisindeki Ayhan’a ulaşmak için çalışma başlattı. Yaklaşık 20 metre uzunluğundaki tünelin uzun ve dar olması ekiplerin çalışmalarını güçleştirirken, saatler süren kurtarma çalışmalarının ardından Ayhan ölü olarak bulundu. İzmir İl Afet Müdürlüğü’nden getirilen temiz hava besleme sistemi ile mahsur kaldığı tünelden ölü olarak çıkarılan Ayhan’ın cansız bedeni hastane morguna kaldırılırken, kesin ölüm nedeni yapılacak olan otopsinin ardından belli olacak. Tutuklandı Tünel dışında kalan T.Y. isimli şahıs jandarma ekipleri tarafından gözaltına alındı. Jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen T.Y. çıkartıldığı adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi.
İstanbul Emre Belözoğlu: "Minimum 7-8 oyuncuyla beraber değişmesi gereken bir takımımız var" Kasımpaşa Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, minimum 7-8 transfer yapılması gerektiğini söyledi. Trendyol Süper Lig’in 17. haftasında Kasımpaşa deplasmanda oynadığı Galatasaray’a 3-0’lık skorla yenildi. Mücadelenin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Kasımpaşa Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, "Galatasaray’a karşı yapabileceğimiz net bir şekilde detaylandırdığımız yerler vardı. Oyunu tutmak adına bence elinden geldiğince uygulamaya çalışan bir oyuncu grubum var. Oyunu 1-0 tuttuk. Galatasaray geçiş yaparken, topu kaptırdığınızda geçişe geçişte güçlü bir takım. Set hücumda güçlü bir takım. İki tarafı da çok iyi oynayabilen bir takım. Bunun hazırlığını yapmıştık. 1-0 giderken 65-70’te hamle yaptık. Hamlenin karşılığında da biraz daha cüretkar oynamaya çalıştık. Böyle olunca da biraz daha onların daha rahat alan bulmasını vesile oldu. Hücum anlamında isteklerimizi yapamadık. Defans anlamında belli alanlarda Galatasaray’ı sıkıştırdık. Oyuncularımın isteğini, arzusunu görebiliyorum. Devre beraber değişmemiz gerekiyor. Kasımpaşa ilk defa sahasında maç kazanmadan devreyi bitirdi. O yüzden takımımızda değişim kaçınılmaz gibi duruyor. Hemen yarından itibaren 3 gün antrenman yapacağız. 2 Ocak’ta kampa gideceğiz. Minimum 7-8 oyuncuyla beraber değişmesi gereken bir takımımız var. İnşallah bunu yaparız" diye konuştu. Gelmeden önce kadroyla ilgili ekibiyle değerlendirme yaptığını ifade eden Belözoğlu, "Buna rağmen en iyisini yapmak için buradayız. Elinde bir kadroyu güçlendireceğimizi düşündüğümüz bir devre arası var önünde. Bence Kasımpaşa’nın bunu yapması gerekiyor. Kerem (Demirbay) iyi bir oyuncu. İsmi geçen oyunculardan biri de o. Topu tutmadan, yönlendirmede o benim istediğim oyunu ortaya çıkabilecek bu tarz oyunculara ihtiyaç var gibi görünüyor. Ceyhun Bey’le görüştük, başkanlarımızla görüştük. Takımın güçlenmesi adına bir şeyler yapabileceğimizi düşünüyorum. 17 maçın minimum 8-9 galibiyet çıkarabilecek bir takım inşa edeceğiz. Şikayet edecek durumda değilim. Şikayet etmemeliyim bu kadroya geldiysem. Bugün planlarımızın bazıları tuttu, bazıları tutmadı. Karşımıza güçlü bir takım vardı" şeklinde konuştu. "Elimde peynir, domates varken, kimse benden sucuklu ya da sosisli pizza beklememeli" Elindeki kadroyla iyi işler çıkarmaya çalıştığını vurgulayan Emre Belözoğlu, "Elindeki malzemeyle en iyi lezzeti çıkarabilecek oyunu yapmak durumundayım. Elimde peynir, domates varken, ben sadece peynirli domatesli en güzel pizzayı yapmalıyım. Kimse benden sucuklu ya da sosisli pizza beklememeli. Bu işin gerçeği budur. Teknik adamlar bir şeyleri konuşurken biraz daha gerçekçi yaklaşmalılar. Ben burada elimdeki mevcutla bile en iyi neyi yapabilirim, bunun derdindeyim Ofansif anlamda kesinlikle değişmemiz gereken, gelişmemiz gereken yerler var" ifadelerini kullandı. Her çalıştırdığı takımın kendisinde tecrübe olduğunu aktaran Belözoğlu, "Elimizdeki güce göre en lezzetlisini yapmak zorundasınız. Ankaragücü’yle yaşadığımız süreç tamamen bence hakemlerin organize ettiği bir süreçti. Antalyaspor, geçen sene bence yine ligin en sıkıntılı kadrolarından bir tanesiydi ama bence iyi iş çıkardık. Lige çok iyi başladık. 4 maçta 9 puan aldık. Camia mutsuz, 4 maçın 4’ünü de kazanmamız gerekiyor diyorlardı. Ben o yüzden bıraktım. Çünkü bazen ülkede gerçeklerle karşılaşmak istemeyen bir grupla karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Gerçekçi bakacağız. Bunları tecrübe olarak görüyoruz. Teknik adamlık kariyerimde iyi de gitse kötü kötü de gitse hedeflerimden vazgeçmeden yoluna devam edeceğim. Bu bir tecrübe. Hep böyle bakarım" diyerek sözlerini tamamladı.
Eskişehir Aynı anda aynı caddede 4 kaza: Başka kaza olmasın diye çaba gösterdiler Eskişehir’de yağmurun etkisiyle aynı yolda aynı anda toplam 4 ayrı kaza meydana gelirken, çekici bekleyen sürücüler diğer araçların kaza yapmaması için yoğun çaba gösterdi. Bir otomobilin duvara çarptığı kazada 1 kişi yaralanırken, aracını pert eden oğluna kızan baba, "Gece vakti burada ne işin var?" diyerek tepki gösterdi. Odunpazarı ilçesi Yenikent Mahallesi Zümrüt Caddesi üzerinde aynı anda 4 ayrı kaza meydana geldi. Edinilen bilgilere göre ilk kazada, Mustafa S.K. (19) idaresindeki 06 BM 8846 plakalı otomobil, yağmurdan dolayı kayganlaşan yolda kontrolden çıktı. Virajı alamayan otomobil, yol kenarındaki duvara çarptı. Kullanılamaz hale gelen araçta bulunan 4 arkadaştan B.E. isimli şahıs kazada yaralanırken, sürücü haricindeki 2 kişi kaza mahallinden uzaklaştı. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. B.E. isimli yaralı, ilk müdahalesinin ardından Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Aracı pert eden oğluna kızdı Kazanın ardından şoka giren araç sürücüsü Mustafa S.K. (19) kullanılamaz hale gelen aracı üzülürken, olay yerine gelen yakınları arkadaşını, "Cana geleceğine mala gelsin" diyerek sakinleştirmeye çalıştırdı. Mustafa S.K.’nın olay yerine gelen babası Mustafa K. ise, "Gece vakti burada ne işin var?" diyerek oğluna tepki gösterirken, diğer aile ferleri bu kez de babayı sakinleştirmeye çalıştı. Aynı yolda kaza yapan sürücülerden diğer araçlara örnek hareket Öte yandan, aynı cadde üzerinde bahse konu kazaya sadece 300 metre uzaklıkta 3 ayrı kaza meydana geldi. 2 araç ve 1 motosiklet daha kontrolden çıkarak şarampole devrildi. Bahse konu 3 kazada da yaralanan olmadı. Motosiklet sürücüsü kalkıp yoluna devam ederken, şarampole saplanan 39 FB 525 plakalı otomobil ve 65 HC 935 plakalı kamyonet sürücüleri çekici beklerken, diğer sürücüleri kaza yapmamaları için uyardı.