EKONOMİ - 17 Eylül 2024 Salı 15:03

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile TİSK Arasında ‘Nitelikli İşgücü Yetiştirilmesine Yönelik İş Birliği Prokolü’ İmzalandı

A
A
A
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile TİSK Arasında ‘Nitelikli İşgücü Yetiştirilmesine Yönelik İş Birliği Prokolü’ İmzalandı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu arasında kadın ve genç istihdamının desteklenmesine yönelik arasında ‘Nitelikli İşgücü Yetiştirilmesine Yönelik İş Birliği Prokolü’ imzalandı.


Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile TİSK Arasında Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası ev sahipliğinde ‘Nitelikli İşgücü Yetiştirilmesine Yönelik İş Birliği Prokolü’ İmzalandı. Protokolle yeşil ve dijital dönüşüm alanındaki geleceğin mesleklerinde nitelikli işgücünün yetiştirilmesi, kadın, genç ve engelli istihdamının desteklenmesi için mesleki eğitim kursları ve işbaşı eğitim programlarının düzenlenmesi, istihdam imkanlarının oluşturulması amaçlandı. Ayrıca özel politika gerektiren bireylere yönelik başlatılacak aktif iş gücü programları ile gelecek 5 yıl içerisinde TİSK’e üye işyerlerinde 100 bin kişiye kadar istihdam sağlanması hedeflendi.



“Bu protokol, ülkemizin ekonomik kalkınmasını, toplumsal refahını arttıracak”


Prokolün imza töreninde bir konuşma gerçekleştiren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, İŞKUR ve Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) ile birlikte nitelikli işgücünün temin edilmesine yönelik önemli bir adım attıklarını ifade ederek, “Küresel rekabetin arttığı günümüzde, ülkemizin ekonomik gücünü artırmanın en önemli yollarından biri, işgücümüzü daha donanımlı ve yetkin hale getirmektir. Dijitalleşmenin, hayatımızın her alanını dönüştürdüğü, sürdürülebilirlik ilkesinin iş dünyasında kalıcı bir yer edindiği bir dönemde, işgücümüzün bu yeni şartlara uyum sağlaması bir tercih değil, kaçınılmaz bir zorunluluktur. Bugün TİSK ile imzalayacağımız bu protokol, ülkemizin ekonomik kalkınması, toplumsal refahı ve uluslararası arenada rekabet gücümüzü artıracak, nitelikli insan kaynağının gelişmesine önemli katkılar sağlayacaktır“ açıklamasında bulundu.



“Türkiye’yi daha güçlü bir geleceğe taşımak için çalışmaya devam edeceğiz”


Bakan Işıkhan, şubat ayında açılışı gerçekleştirilen ’İş Pozitif Kadın İstihdamı Programı’ ile bugüne kadar yaklaşık 470 bin kadını çalışma hayatına kazandırdıklarını söyleyerek, “Yine İş Pozitif kapsamında Her Meslekte Kadın Eli Projemiz, bu iş birliği protokolü kapsamında daha da güçlenecek ve kadınların işgücüne daha etkin katılımını sağlayacaktır. Kadınların çalışma hayatının her yanında ve her meslekte yer almasını teşvik ederek, onların ekonomik hayatta daha güçlü yer edineceklerine ve ülkemizin ekonomik gücünün artmasına değerli katkılar sağlayacağına yürekten inanıyorum” şeklinde konuştu.


‘İşgücüne katılımda zorluk yaşayan vatandaşlarımızın işgücüne daha etkin katılımlarını sağlamayı hedefliyoruz’


Engelli vatandaşların istihdamının bu protokolün önemli sonuçlarından biri olarak gördüğünü dile getiren Bakan Işıkhan, “18 Eylül itibarıyla hibe çağrısına çıkmayı planlıyor, engelli kardeşlerimizin ve engelli istihdam etmek isteyen, özellikle TİSK üyesi işverenlerimizin, proje tekliflerini bekliyoruz. Bu yıldan itibaren her yıl engelli hibe çağrılarına farklı bir temayla çıkmayı da hedefliyoruz. Bu kapsamda, bu yıl hedef temamızı “otizmli bireylerimiz” olarak belirledik. Otizmli bireylerimizi, işyerlerinde istihdam edecek işverenlerin projelerini de destekleyeceğiz. Her yıl değişecek olan temalarımızla toplumsal duyarlılığımızı, işgücümüze yansıtmayı ve sosyal adaleti sağlamayı amaçlıyoruz” İfadelerini kullandı.



"Çalışan bildirim sistemini hayata geçiriyoruz"


Bakan Işıkhan, konuşmasına şu şekilde devam etti:


“Engelli çalıştırma yükümlüğü İş Kanunumuzda yer alıyor ve Bakanlık olarak bu yükümlülüğün kontrolünü Aylık İşgücü Çizelgeleri aracılığıyla yapıyoruz. Bu kapsamda, bu belgenin İl Müdürlüklerimize verilmesi zorunluluğunu kaldıran bir yazılım geliştiriyor ve “Çalışan Bildirim Sistemi”ni hayata geçiriyoruz. Bu sayede işverenlerimizin engelli çalıştırma yükümlülüğünü otomatik olarak tespit edecek ve işverenlerimizle iletişime geçerek, engelli açığının kapatılmasını sağlayacağız. İşverenlerimizden ricamız illerde mağduriyet yaşamamaları için bu sürece hazırlıklı olmalarını ve sosyal sorumluluk bilinciyle destek vermeleridir. Bu işbirliği ile önümüzdeki dönemde TİSK’e üye iş yerlerinde 100 bin yeni istihdam oluşturmayı da hedefliyoruz.”



"Bu işbirliği, ülkemizin daha güçlü ve rekabetçi bir konuma gelmesini sağlayacak"


Bu hedefin, ülkenin ekonomik kalkınması ve işsizliğin azalması yolunda atılan en somut adımlardan biri olduğunu söyleyen Bakan Işıkhan “TİSK’in 100 bin yeni istihdama desteği, işverenlerimizin Orta Vadeli Program’ımızın işlediğine ve bizlere olan güvenlerinin de bir göstergesidir. Bu hedefe ulaşmak için kamu ve özel sektör işbirliği içinde çalışarak nitelikli işgücümüzü inşallah daha da artıracağız. TİSK ile gerçekleştirdiğimiz bu işbirliği, ülkemizin daha güçlü ve rekabetçi bir konuma gelmesini sağlayacak ve geleceğin işgücünü şekillendirecektir” değerlendirmesinde bulundu.



"Daha güçlü ve kapsayıcı bir Türkiye için çalışmaya devam edeceğiz”


TİSK ile gerçekleştirilen işbirliğin, Türkiye’yi daha güçlü ve rekabetçi bir konuma gelmesini sağlayacağını ve geleceğin işgücünü şekillendireceğini de sözlerine ekleyen Işıkhan, TİSK Başkanı Özgür Burak Akkol’a hassasiyeti ve kurduğu yakın diyalog süreçleri için teşekkür ederek, “Hep birlikte, daha güçlü ve kapsayıcı bir Türkiye için çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.



"Ülkemize ve çalışma hayatına destek olmayı çok seviyoruz"


Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Başkanı Özgür Burak Akkol ise işbirliği protokolü imza töreninde yaptığı konuşmada, TİSK olarak somut konuları, projeleri ve icraatları çok seven bir aile olduklarını dile getirerek, “Mütevazi durup, çok öne çıkmadan ülkemize ve çalışma hayatına destek olmayı, elimizden geleni yapmayı çok seviyoruz. Böyle bir projeyi bugün beraber lanse ediyorsak, burada en büyük emek sizin” ifadelerini kullandı.



Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile TİSK Arasında ‘Nitelikli İşgücü Yetiştirilmesine Yönelik İş Birliği Prokolü’ İmzalandı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Dr. Demirkıran: "Çocuklarda ihmal edilen geniz eti ciddi sorunlara kapı aralayabiliyor" Medline Adana Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Semih Demirkıran, "Büyüyen ve oldukça fazla miktarda mikrop barındıran geniz eti, yakın komşuluğu nedeniyle tekrarlayan kulak ve sinüs enfeksiyonlarına zemin hazırlamasının yanı sıra çocuklarda hırçınlık ve iştahsızlık gibi problemleri de beraberinde getirebiliyor" dedi. Demirkıran, yaptığı açıklamada, Toplumda, özellikle çocukluk döneminde sık görülen hastalıkların başında üst solunum yolu ile ilgili sorunlar geliyor. Bu konuyla ilgili en fazla karşılaşılan sıkıntılardan biri de geniz etinde görülen problemler oluyor. İlaçla tedavinin yetersiz kaldığı durumlarda geniz etinin mutlaka alınması gerekiyor. Büyüyen ve oldukça fazla miktarda mikrop barındıran geniz eti, yakın komşuluğu nedeniyle tekrarlayan kulak ve sinüs enfeksiyonlarına zemin hazırlamasının yanı sıra çocuklarda hırçınlık ve iştahsızlık gibi problemleri de beraberinde getirebiliyor. İhmal edilmesi halinde gelişme geriliğine bile yol açabiliyor" diye konuştu. Çocuk döneminde sık rastlanıyor Demirkıran, "Geniz eti ya da tıp dilindeki adı ile adenoid, burnun arka kısmında doğuştan var olan bir lenf dokusu şeklinde tanımlanır ve aynı bademcikler gibi vücuda solunum yoluyla giren mikroplara karşı savunmada görev üstlenir. Akut üst solunum yolu enfeksiyonlarında büyümesi normal kabul edilir. Fakat tekrarlayan enfeksiyonlar sonrasında küçülmediği zaman sorun olmaya başlar. Öyle ki bazen neredeyse bir pinpon topu büyüklüğüne erişerek geniz bölgesi olan burnun arka çıkış kapısını bile tıkayabilir" dedi. Ebeveynler dikkatle takip etmeli Demirkıran, şöyle devam etti: "Kimi zaman ebeveynler çocuklarının genizden konuştuğu için ses tonunun farklı olduğunu, iştahının olmadığını, geceleri terlediğini ve horladığını söylerler. Bazen de ağzından salya aktığını dile getirirler. Geniz eti, anatomik olarak en büyük haline çocuk 3 ila 5 yaşları arasındayken ulaşır ve genellikle 7 yaşından sonra da küçülmeye başlar. Ergenlikte ise kaybolur. Bu noktada ebeveynlere oldukça önemli görevler düşer. Zira anne-babalar kimi zaman geniz etinin alınmasından endişe ettiğinden kimi zaman da ‘Nasılsa ileride küçülecek’ diye üzerinde durmadığından bu durum problemin büyümesine ve ileri yaşlarda birçok kronik hastalığın gelişmesine yol açabilir." Sorunlara kapı aralıyor Tedavi edilmeyen geniz etinin, üst solunum yolu enfeksiyon atakları, sinüzit, geniz akıntısı, öksürük, uyku bozuklukları, horlama, ağzı açık uyuma, kulak enfeksiyonları, kulakta sıvı birikmesine bağlı işitme azlığı hatta işitme kaybına yol açabileceğine değinen Demirkıran, "Geniz eti belirtilerinin fazla ortaya çıkmadığı çocuklarda herhangi bir tedaviye gerek yoktur. Geniz eti şişmesini azaltmak için doktor tarafından steroid içeren burun spreyi önerilir. Enfeksiyonun bakteriyel olması durumunda ise antibiyotik kullanımı gündeme gelir. Ancak şikâyetlerin yoğun olması, ilaç tedavilerine rağmen devam etmesi ve sürekli tekrarlaması durumunda geniz eti cerrahi yöntem ile alınmalıdır. Ameliyat genellikle 2 yaşından sonra tercih edilse de nefes tıkanıklığı yoğunsa 1 yaşından sonra da gündeme gelebilir. Ameliyat genel anestezi altında ve ağız yolundan yapıldığı için boyunda herhangi bir kesiye gerek olmaz. Operasyon yaklaşık yarım saat sürer ve hasta genellikle aynı gün taburcu edilerek evine gönderilir" diye konuştu. Demirkıran, çocuklarda geniz eti belirtilerini ise şöyle sıraladı: "Burundan nefes almada güçlük, ağzı açık uyuma, gece terlemesi, horlama, burnu tıkalı gibi genizden konuşma, burun ve geniz akıntısı, uykuda nefes tutma ve ağız kokusu."
Erzurum ETÜ’de kişiye özel diz implantı üzerine geliştirilen çalışma patent aldı ETÜ’de kişiye özel diz implantı üzerine geliştirilen çalışma patent aldı. Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Doç. Dr. İsmail Hakkı Korkmaz’ın, Prof. Dr. İrfan Kaymaz danışmanlığında tamamlanan doktora tezi kapsamında, Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ömer Selim Yıldırım’ın ve Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Doç. Dr. Halim Kovacı’nın hak sahipliği bulunan "Anatomik Femur Kemiği Kesme Aparatı ve Kesme Yöntemi" isimli çalışma Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından onaylanarak patent almaya hak kazandı. Konuyla İlgili değerlendirme de bulunan Doç. Dr. İsmail Hakkı Korkmaz ve Prof. Dr. İrfan Kaymaz şu şekilde konuştular: "Geleneksel total diz protezi tedavilerinin hasar mekanizmalarının başında gelen protezlerin aseptik gevşeme hasarı, implant-kemik uyumu ile ilişkilidir ve anatomik kemik modellerinin dikkate alındığı kişiye özel implantlar bu uyumu artırmaktadır. Kemik morfolojisine göre üretilen bir implantın yerleştirilmesi için ise kişiye özel kesi kılavuzunun oluşturulması gerekir. Doktora çalışmasında, kişiye özel olarak modellenen diz protezinin montajı için ürettiğimiz ’Anatomik Femur Kemiği Kesme Aparatı ve Kesme Yöntemi’ bu kapsamda Türk Patent ve Marka Kurumu"na yapılan başvuru neticesinde patent almıştır. Patentlenen kılavuz ile femural diz protezi uygulanan hastaların protez ömürleri geleneksel protezlere göre daha uzun olması beklenmektedir."