KÜLTÜR SANAT - 15 Nisan 2025 Salı 11:07

Boubon Antik Kenti’nden kaçırılarak yurt dışına çıkarılan bronz heykeli, 65 yıl sonra Türkiye’ye teslim edildi

A
A
A
Boubon Antik Kenti’nden kaçırılarak yurt dışına çıkarılan bronz heykeli, 65 yıl sonra Türkiye’ye teslim edildi

Roma İmparatoru Marcus Aurelius’un Boubon Antik Kenti’nden kaçırılarak yurt dışına çıkarılan bronz heykeli, 65 yıl sonra Türkiye’ye teslim edildi.


Roma İmparatoru Marcus Aurelius’un Boubon Antik Kenti’nden kaçırılarak yurt dışına çıkarılan bronz heykeli, 65 yıl sonra Türkiye’ye iade edildi. Amerika Birleşik Devletleri’nin Ohio eyaletinde bulunan Cleveland Sanat Müzesi’nde düzenlenen resmi törenle gerçekleştirilen teslim sürecine, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı katıldı.


Cleveland Sanat Müzesi koleksiyonunda yer alan ve Marcus Aurelius’u bir filozof olarak betimleyen nadir bronz eser, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yürüttüğü uzun soluklu diplomatik, hukuki ve bilimsel çalışmalar neticesinde Türkiye’ye kazandırıldı.



"Uzun yolculuğu, ait olduğu topraklarda son bulmuş olacak"


Gelişmeyi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla duyuran Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, şu ifadelere yer verdi:


1960’lı yıllarda Boubon Antik Kenti’nden yasa dışı yollarla yurt dışına çıkarılan ve Roma İmparatoru Marcus Aurelius’u filozof kimliğiyle betimleyen eşsiz bronz heykel, 14 Nisan 2025 tarihinde Cleveland Sanat Müzesi’nde düzenlenen törenle resmen Türkiye’ye iade edilmiştir. Yaklaşık 65 yıl süren bilimsel, hukuki ve diplomatik girişimlerin ardından, Marcus Aurelius’un heykeli nihayet ait olduğu Anadolu topraklarına dönmektedir. Söz konusu eser, Türkiye’ye getirilişinden önce, 3 ay süreyle Cleveland Sanat Müzesi’nde özel bir sergi kapsamında ziyaretçilerin ilgisine sunulacaktır. Temmuz ayında ise ülkemizde, kendi kültürel bağlamı içerisinde yeniden hayat bulacaktır. Böylelikle, Marcus Aurelius’un uzun yolculuğu, ait olduğu topraklarda son bulmuş olacaktır."



Boubon’dan Cleveland’a uzanan kaçakçılık hikâyesi


Marcus Aurelius heykeli, 1960’lı yıllarda Burdur’daki Boubon Antik Kenti’nde gerçekleştirilen izinsiz kazılar sonucu gün yüzüne çıkarılmış, ardından yasa dışı yollarla Türkiye dışına çıkarılmıştı. 1980’li yıllardan itibaren Cleveland Sanat Müzesi koleksiyonuna dâhil edilen eser, Türkiye tarafından onlarca yıl süren titiz takibe konu oldu.


Boubon kökenli eserler, Prof. Dr. Jale İnan’ın öncülüğünde yapılan akademik çalışmalarla uluslararası kamuoyunun gündemine taşınırken, 2021 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın New York Manhattan Bölge Savcılığı ve ABD İç Güvenlik Soruşturmaları Birimi (HSI) ile kurduğu iş birliği sürecin seyrini değiştirdi. Bu iş birliği sayesinde Lucius Verus, Septimius Severus ve İmparator Caracalla’ya ait heykellerin de aralarında bulunduğu çok sayıda Boubon kökenli eser Türkiye’ye kazandırıldı.


Bilimsel kanıtlar ortaya konuldu


Heykelin Boubon Antik Kenti’ndeki Sebasteion yapısına ait olduğu; arkeolojik bulgular, akademik yayınlar, tanık ifadeleri ve bakanlık arşivlerinden elde edilen belgelerle bilimsel olarak ortaya kondu. Bu bulgular ışığında, Manhattan Bölge Savcılığı ve HSI 2023 yılında heykele el koydu.


Cleveland Sanat Müzesi’nin kaygılarını gidermek amacıyla 2024 yılında Türk ve Amerikalı uzmanlarca ortak çalışmalar yürütüldü. Heykelin silikon ayak kalıplarının Boubon’daki kaidelerle birebir uyum göstermesi, ayrıca Almanya’daki Curt Engelhorn Arkeometri Merkezi’nde yapılan analizlerin eserin uzun süre Boubon’da toprak altında kaldığını doğrulaması, iade kararını pekiştirdi.


Örnek bir iş birliği modeli


Cleveland Sanat Müzesi, Türkiye’nin sunduğu kapsamlı bilimsel veriler karşısında etik ve yapıcı bir yaklaşım sergileyerek eserin iadesini kabul etti. Marcus Aurelius heykelinin Türkiye’ye dönüşü, kültürel mirasın korunması adına uluslararası düzeyde örnek bir iş birliği modeli olarak öne çıkıyor.


Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı’nın da hazır bulunduğu teslim töreni, kültürel adaletin tesisi ve tarihî eser kaçakçılığıyla mücadelede diplomatik, hukuki ve bilimsel iş birliğinin gücünü bir kez daha ortaya koydu.



Boubon Antik Kenti’nden kaçırılarak yurt dışına çıkarılan bronz heykeli, 65 yıl sonra Türkiye’ye teslim edildi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kültür A.Ş. Genel Müdürü Murat Abbas: "Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istiyorum" İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik "yolsuzluk" ve "rüşvet" soruşturması çerçevesinde düzenlenen 2. dalga operasyonda gözaltına alınıp adliyeye sevk edilen şüphelilerden Kültür A.Ş. Genel Müdürü Murat Abbas ifadesinde, "Milli bayramlarla ilgili organizasyonlar, büyük bütçeli özel günlerle alakalı sanatçı prodüksiyon bütçeleri tamamen Murat Ongun tarafından belirlenirdi. Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istiyorum. Benim hiçbir şekilde adı geçen diğer şüphelilerle suça ilişkin eylem ve fikir birliğim olmamıştır. Birtakım evraklarda imzam olduğundan dolayı sorumluluğum atfedilmiştir" dedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik "yolsuzluk" ve "rüşvet" soruşturması çerçevesinde düzenlenen 2. dalga operasyonda gözaltına alınıp adliyeye sevk edilen şüphelilerden Kültür A.Ş. Genel Müdürü Murat Abbas’ın savcılık ifadesi ortaya çıktı. İtirafçı olan Murat Abbas ifadesinde, "Bizzat Murat Ongun’un tarafıma bazı reklam mecralarıyla alakalı işlerin belirli firmalara verilmesiyle ilgili söylemleri ve talimatları oldu. Ben bu talimatların birçoğunu yerine getirmedim. Her şeyi usulüne uygun olarak yapmaya çalıştım. Bu baskılar neticesinde göreve başladığım tarihten sonraki 3. ayda bu görevi yapamayacağımı anlayıp istifa dilekçesini Murat Ongun’a, Ertan Yıldız’a ve Yiğit Özduman’a mail attım. Sonra bu üç kişiyle Kalamış’ta bir otelde toplantı yaptık. Beni göreve devam etmem yönünde ikna ettiler. Reklam işlerinin dışında kalıp sadece kültür ve sanat faaliyetleri alanında çalışmak istediğimi söyledim. Bu tarihten sonra reklam ihalelerine beni hiç karıştırmadılar" dedi. Abbas ifadesinin devamında, "Milli bayramlarla ilgili organizasyonlar, büyük bütçeli özel günlerle alakalı sanatçı prodüksiyon bütçeleri tamamen Murat Ongun tarafından belirlenirdi. Yapılan ihaleler ihale kontrol birimi tarafından kontrol edilir en son aşamada bana imzaya gelirdi. Ben sadece imza atardım. Yapılan işlemlerle alakalı herhangi bir bilgim yoktur. Gayri resmi bir şekilde bütçeye 7 milyon TL havalandırma ve çatı, 8 milyon TL iletişim koordinatörlüğünün camı, 22 milyon TL işçilik, 6 milyon TL Kahraman isimli kişiye ödenen paralar dahil etmiştir. Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istiyorum. Benim hiçbir şekilde adı geçen diğer şüphelilerle suça ilişkin eylem ve fikir birliğim olmamıştır. Birtakım evraklarda imzam olduğundan dolayı sorumluluğum atfedilmiştir. Serbest bırakılmayı talep ediyorum" ifadelerini kullandı.