ASAYİŞ - 17 Aralık 2025 Çarşamba 12:26

Bakan Yerlikaya: "Bu yıl polis bölgesinde terör örgütlerine düzenlediğimiz operasyonlarda 2 bin 63 şahıs tutuklandı, 7 terör eylemi engellendi"

A
A
A
Bakan Yerlikaya: "Bu yıl polis bölgesinde terör örgütlerine düzenlediğimiz operasyonlarda 2 bin 63 şahıs tutuklandı, 7 terör eylemi engellendi"

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, "Bu yıl polis bölgesinde terör örgütlerine yönelik düzenlediğimiz operasyonlarda 2 bin 63 şahıs tutuklandı, 7 terör eylemi engellendi" dedi.


Bakan Yerlikaya, Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) Şehit Demet Sezen Konferans Salonu’nda düzenlenen ’81 İl Emniyet Müdürleri ile Değerlendirme Toplantısı’na katıldı. Programda konuşan Bakan Yerlikaya, 2025 yılında polis sorumluluk bölgelerinde icra edilen çalışmalarla ilgili açıklamalarda bulundu. Türk Polis Teşkilatı’nın 350 binden fazla personelle yurdun huzur ve güvenliğini sağladığını belirten Bakan Yerlikaya, "1 yılın değerlendirmesini yapacağız. Modern anlamda Emniyet teşkilatlanmamızın temelleri 180 yıl önce atıldı. Emniyet Genel Müdürlüğümüz, 352 bin personeliyle; 55 bin kilometrekarelik sorumluluk sahasında vatandaşlarımızın güvenliğini sağlıyor" diye konuştu.



"Terör örgütlerine düzenlediğimiz operasyonlarda 2 bin 63 şahıs tutuklandı, 7 terör eylemi engellendi"


Terör örgütlerine yönelik düzenlenen operasyonlarla ilgili konuşan Bakan Yerlikaya, "Göreve geldiğimiz ilk günden itibaren, ’Türkiye’nin Huzuru’ dedik. Çünkü biliyoruz ki huzur; güçlü bir devlet iradesiyle, kararlı bir güvenlik anlayışıyla tesis edilir. Bugün Türkiye’nin huzurunun en güçlü dayanaklarından biri, hiç şüphesiz ’Terörsüz Türkiye’ hedefimizdir. Bu hedef; bir temenni değil, bir devlet politikasıdır. Terörün hiçbir türüne, hiçbir uzantısına, hiçbir bahanesine müsamaha göstermiyoruz. Bu kararlılığın sahadaki karşılığı ise rakamlarla ortadadır. 2025 yılının ilk 11 ayında, sadece polis bölgesinde, terör örgütlerine yönelik düzenlediğimiz operasyonlarda 2 bin 63 şahıs tutuklandı, 7 terör eylemi engellendi" dedi.



"Mağara ve sığınakları imha ederek, terörün barınma ve hareket kabiliyetini ortadan kaldırıyoruz"


Arama-tarama faaliyetleriyle ilgili de konuşan Bakan Yerlikaya, "Kırsalda arama-tarama faaliyetlerimizi kesintisiz sürdürüyoruz. Hava unsurlarımızla alan hakimiyetimizi güçlendiriyoruz. Mağara ve sığınakları imha ederek, terörün barınma ve hareket kabiliyetini ortadan kaldırıyoruz" ifadelerini kullandı.



"Mal varlığına karşı işlenen suçlarda aydınlatma oranı 9 puan artarak yüzde 92’ye yükseldi"


Asayiş verileriyle ilgili sayılara da yer veren Bakan Yerlikaya, "Huzur; asayişte önleyicilikle başlar. Asayiş verilerimiz; bu yaklaşımın, bu disiplinin sahadaki net karşılığıdır. Geçen yılın aynı dönemine oranla 2025’in 11 ayında; polis bölgesinde kişilere ve mal varlığına karşı işlenen suçlarda toplam 77 bin daha az olay meydana geldi. Kişilere karşı işlenen suçlarda, aydınlatma oranımız 1,2 puan artarak yüzde 99’a, mal varlığına karşı işlenen suçlarda ise aydınlatma oranı 9 puan artarak yüzde 92’ye yükseldi. Polis bölgesinde, bu yılın ilk 11 ayında, 20 bin 844’ü uyuşturucu suçu işleyen 19 bin 460’ı hırsızlık yapan, 2 bin 96’sı kasten adam öldüren, yani cinayet işleyen olmak üzere toplam 124 bin 761 hapis yakalaması olan şahsı yakaladık ve adalete teslim ettik" diye konuştu.



"Araç ve ekipman kapasitemizi büyütüyoruz"


Ekiplere yönelik teknik desteklerle ilgili Bakan Yerlikaya, "Araç ve ekipman kapasitemizi büyütüyoruz. Göreve geldiğimiz günden bugüne Emniyet Teşkilatımıza 4 bin 586’sı asayiş, 5 bin 506’sı trafik, 120’si zırhlı araç, 60’ı yüzer araç olmak üzere toplam 22 bin 697 yeni araç kazandırdık. Asayiş hizmetlerinde günlük devriye sayımızı yüzde 40 arttırdık ve 14 bin 938’e yükselttik. Araç ve devriye sayımızdaki artış, olaylara 3 dakika içinde müdahale oranımızı yüzde 42’den yüzde 57’ye çıkardı. Yaka kamera sayımız 9 bindi, bugün itibarıyla 53 bine yükselttik" dedi.



"Güvenlikte yeni yol haritamız olan, ’Türkiye Bütünleşik Güvenlik Modeli’ni uyguluyoruz"


’Türkiye Bütünleşik Güvenlik Modeli’ ile organize suç çetelerine karşı etkin mücadele ettiklerine değinen Bakan Yerlikaya, "Güvenlikte yeni yol haritamız olan, ’Türkiye Bütünleşik Güvenlik Modeli’ni uyguluyoruz. Bu model sayesinde organize suç örgütlerinin, elebaşı ve yönetici kadrolarını, yeniden örgütlenme kapasitelerini, finansal ağları ve mal varlıklarını, uluslararası bağlantılarını ve saha hakimiyetlerini düzenlediğimiz operasyonlarla başlarına yıkıyoruz. Polis bölgesinde, bu yılın ilk 11 ayında 153’ü kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele, 54’ü narkotik, 66’sı siber olmak üzere toplam 273 organize suç çetesini çökerttik. Bu operasyonlar sonucunda 4 bin 267 şahıs tutuklandı. Yaklaşık 129 milyar lira değerindeki mal varlığına el konuldu" diye konuştu.



"Uyuşturucuya yönelik düzenlediğimiz operasyonlarda 35 bin şahıs tutuklandı"


Narkotik operasyonlarıyla ilgili de konuşan Bakan Yerlikaya, "Bu yılın ilk 11 ayında polis bölgesinde, uyuşturucuya yönelik düzenlediğimiz operasyonlarda 35 bin şahıs tutuklandı. 30 ton uyuşturucu madde, 108 milyon adet uyuşturucu hap ele geçirildi" dedi.



"Yeni trafik kanunu hazırlığımızı tamamladık"


Yürürlüğe girmesi planlanan yeni trafik kanunu ile olumsuz olaylara karşı çok daha iyi sonuçlar alınacağını söyleyen Bakan Yerlikaya, "Trafik güvenliğini en üst seviyeye taşımak için, polis bölgesinde de denetlenen araç sayısını bu yıl yüzde 16 artırarak 89 milyona çıkardık. Yeni trafik kanunu hazırlığımızı da tamamladık. Gazi Meclisimizden geçer geçmez; ’trafik kültürü’ inşasında inşallah çok daha güçlü bir döneme gireceğiz. Hedefimiz; 2030 yılına kadar trafik kazalarına bağlı can kayıplarını yüzde 50 azaltmak, 2050’de ise ‘sıfır can kaybı’ hedefine ulaşmaktır" ifadelerini kullandı.



"İlk defa görev puanı sistemiyle; başkomiser ve altı rütbelerde atamaları daha hakkaniyetli, daha şeffaf ve kurumsal ihtiyaca daha uygun bir zemine oturttuk"


Teşkilat içindeki olumlu değişikliklere 2026 yılında da devam edeceklerini kaydeden Bakan Yerlikaya, "Bu yıl, atama ve yer değiştirme süreçlerinde, teşkilatımız adına çok kıymetli bir eşiği geride bıraktık. İlk defa görev puanı sistemiyle; başkomiser ve altı rütbelerde atamaları daha hakkaniyetli, daha şeffaf ve kurumsal ihtiyaca daha uygun bir zemine oturttuk. Daha önce de söylemiştim, 2026 genel atama döneminde, ’Zorunlu İkinci Şark Tebligatı’ olmayacak. ’Aile Yılı’ hassasiyetimizle, önceki dönemlerde yılda 2 kez yapılan mazeret atamalarını bu yıl her ay gerçekleştirdik. 2026 yılında da aynı anlayışı sürdüreceğiz" dedi.



"Teşkilatımızın 3 gruplu 12-36 çalışma sisteminden 4 gruplu 12-36 sisteme geçişine ilişkin çalışmalarımızı sürdürüyoruz"


Çalışma saatlerine yönelik düzenlemelerle ilgili çalışmaların sürdüğünü aktaran Bakan Yerlikaya, "Emniyet Genel Müdürlüğümüzün kurumsal kapasitesini artırmak ve günümüz ihtiyaçlarına cevap verecek bir yapıya dönüştürmek için ’Emniyet Başkanlığı’ olarak teşkilatlanma çalışmalarına başladık. Yine görev puanı sistemiyle birlikte zorunluluk haline gelen ’her ilde olması gereken personel sayılarının’ belirleneceği ’Standart Kadro’ çalışmalarımız devam ediyor. Bu çalışmamızı da bu yıl sonunda tamamlayarak kamuoyu ile paylaşmayı hedefliyoruz. Teşkilatımızın 3 gruplu 12-36 çalışma sisteminden 4 gruplu 12-36 sisteme geçişine ilişkin çalışmalarımızı sürdürüyoruz" diye konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Başkan Künkcü’den TÜRMOB’a tepki Aydın Esnaf Odaları Birliği (AYESOB) Başkanı Muhammet Ali Künkcü, 586 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği üzerinden TÜRMOB’un esnaf ve sanatkar odalarını hedef alan açıklamalarının açık bir itibarsızlaştırma girişimi olduğunu belirterek tepki gösterdi. Esnaf ve sanatkar odaları olarak, esnafı, meslek mensuplarını ve meslek kuruluşlarını karşı karşıya getirmeye çalışan anlayışı reddettiklerini vurgulayan Künkcü, tüm tarafları sağduyuya, uzlaşıya ve ortak akla davet etti. Aydın’da 52 bin esnafın bağlı bulunduğu 82 odanın çatı kuruluşu olan Aydın Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (AYESOB), 586 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’ne eklenen geçici madde kapsamında bilgilendirme toplantısı düzenledi. AYESOB Salonu’nda düzenlenen toplantıya AYESOB Başkanvekilleri Yüksel Sabancı ve Salih Kozalı ile oda başkanları ve odaların genel sekreterleri katıldı. Toplantıda konuşan AYESOB Başkanı Muhammet Ali Künkcü, Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği’nin (TÜRMOB) esnaf ve sanatkar odalarına yönelik açıklamalarına sert tepki gösterdi. "TÜRMOB haddini aşmış" Toplantının açılış konuşmasını yapan Başkan Künkcü, "Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) tarafından, 586 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği gerekçe gösterilerek esnaf ve sanatkar odalarını hedef alan açıklamalar, haddini aşmış, meslek sınırlarını zorlayan ve kamuoyunu yanıltan bir boyuta ulaşmıştır. Esnaf odalarını yetersizlik, denetimsizlik, sorumsuzluk hatta ’hiçbir teknik bilgisi olmayan ve oy kaygısıyla hareket eden yapılar’ olarak göstermeye çalışan bu yaklaşımı kesin bir dille reddediyoruz" dedi. "26 yıldır bu görevi yapıyoruz" Esnaf ve sanatkar odalarının keyfi yapılar değil, 5362 sayılı Kanun ile kurulmuş, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları olduğuna vurgu yapan Künkcü; "Bugüne kadar yüz binlerce esnafın kayıt altına alınmasında, belge düzeninin yerleşmesinde ve kamu ile esnaf arasında köprü kurulmasında hayati görevler üstlenmiştir. Esnaf odalarını ’teknik yeterliliği olmayan yapılar’ gibi göstermek, bilinçli bir itibarsızlaştırma ve algı oluşturma çabasından başka bir şey değildir. Bu söylem, meslek kuruluşu ciddiyetiyle bağdaşmamaktadır. 1999 yılında başlanan basit usulle vergilendirmeyle ilgili muhasebe kayıtları, 26 yıldır biz esnaf ve sanatkarlar odaları bünyesinde tutulmaktadır. Bugüne kadar tüm kanunlara uyumlu olarak odalarımızca yürütülen bu faaliyet hiç yokmuş yada yapılmamış gibi bugün serzenişte bulunulmasına anlam veremiyoruz. Dün esnafımızın muhasebe işlerini nasıl yapıyorsak bugün de aynı titizlikle devam edeceğiz. Amacımız muhasebecilerle rekabet değil, esnafımıza hizmet vermektir" diye konuştu. "Tebliğ, mali müşavirleri devre dışı bırakmak değil" Açıklamalarına devam eden Künkcü, "Muhasebecilerin bugün serzenişte bulunduğu basit usulden deftere geçecek olan esnafların muhasebe kayıtları zaten odalarımızda tutulmaktaydı. Muhasebecilerin sanki bürolarından mükellef çalmışız yada gelir kaybına uğratmışız gibi feryat etmelerine anlam veremiyoruz. 586 sayılı tebliğ ile amaçlanan, mali müşavirleri devre dışı bırakmak değil, küçük sermaye ile ayakta kalmaya çalışan esnafın gerçek usule geçiş sürecini kolaylaştırmak, kayıt dışılıkla mücadeleyi güçlendirmek ve esnafı ağır mali yüklerin altında ezdirmemektir. Gerçek usule geçişle birlikte e-fatura, e-defter ve dijital uygulamaların zorunlu hale gelmesi, altyapısı, dijital okuryazarlığı ve mevzuat bilgisi sınırlı olan milyonlarca esnaf açısından ciddi uyum sorunları doğuracaktır. Bu gerçek görmezden gelinemez" ifadelerini kullandı. "Bu dili kullananlar kendilerini sorgulamalı" Denetim yetkisinin dün olduğu gibi bugün de Vergi İdaresi Başkanlığı’na ait olduğuna dikkat çeken Künkcü; "Esnaf odaları denetçi değildir, rehberdir, yönlendiricidir, kolaylaştırıcıdır. Yetki sınırları tebliğ ve ilgili mevzuatla açıkça belirlenmiştir. Ayrıca tebliğ açık hüküm içermektedir. Yapılacak işlemler, 3568 sayılı Kanun kapsamında yetkilendirilmiş meslek mensuplarının çalışması veya gözetimi altında yürütülecektir. Buna rağmen ’başıboşluk, denetimsizlik ve hukuksuzluk’ iddialarının dile getirilmesi, ya mevzuat bilgisizliğini ya da kasıtlı bir çarpıtmayı göstermektedir. Esnaf odalarını ’oy kaygısıyla hareket eden yapılar’ olarak nitelendirmek, iftira niteliğinde, ağır ve kabul edilemez bir suçlamadır. Esnaf odaları, günlük siyasi hesaplarla değil, kanun, mevzuat ve kamu yararı doğrultusunda görev yapan kurumlardır. Bu dili kullananların, önce kendi söylemlerinin ciddiyetini sorgulaması gerekmektedir" diye konuştu. "Küçük esnafın sırtına bindirilen hiç bir maliyet, kamu yararı adı altında meşrulaştırılamaz" Tartışmaların özünde kamu yararı değil, yetki alanı ve ekonomik çıkar endişesi bulunmakta olduğunun altını çizen Künkcü; "Küçük esnafın yaşadığı gerçek sorunları yok sayarak yapılan açıklamaların, vergi adaletiyle ya da kayıt dışılıkla mücadeleyle ilgisi yoktur. Artık şu soruların açıkça sorulmasının zamanı gelmiştir. Mükellef fakirken, muhasebeci zenginleşiyorsa burada bir adaletsizlik yok mudur? Her ay muhasebe ücreti ödeyen, her yıl defter tasdik ücreti vermek zorunda kalan esnaf varken, defter tasdiki adı altında, gerçek bedelin kat kat üzerinde ücretler hangi gerekçeyle alınmaktadır? Bu uygulamalar bugüne kadar sorgulanmamış olabilir ancak bundan sonra sorgulanacaktır. Küçük esnafın sırtına bindirilen hiçbir maliyet, kamu yararı adı altında meşrulaştırılamaz. Bir diğer önemli konu da şudur. Kişinin avukatsız kendini savunma hakkı anayasal bir hakken, TÜRMOB’un fiilen zorunlu aracı haline getirilmesi açıkça hukuk devleti ilkesiyle çelişmektedir. Bu ayrıcalıklar ne zaman, nasıl ve hangi yetkiyle verilmiştir? Bu sorular da bundan sonra sorgulanacaktır. Esnaf ve sanatkar odaları olarak, bu alanlarda gerekli hukuki ve kurumsal mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğimizi ifade ediyoruz" dedi. "Esnaf ağırbaşlıdır, sabırlıdır ancak haksızlığa boyun eğmez" Esnafın uysal olmadığını dile getiren Künkcü, "Altını özellikle çiziyoruz, esnaf uysal değildir. Esnaf ağırbaşlıdır, sabırlıdır ancak haksızlığa boyun eğmez. Esnaf odaları, esnafın kurduğu ve onun adına konuşan kurumlardır. Sağduyuludur ama teslim olmaz. Küçük esnaf krizlerle boğuşurken, siz ne zaman yanında oldunuz, ne zaman yük paylaştınız? Bu kadar ağır bir vergi denetimine karşı ne zaman tepki gösterdiniz ve karşı çıktınız? Mükellefler bu kadar ceza yerken sizler neredeydiniz? Bugün yapılan yüksek perdeli açıklamalar, geçmişteki sessizlikle açıkça çelişmektedir. Bu nedenle esnafın sabrı zayıflık, esnaf odalarının ve birliklerin sağduyusu da asla teslimiyet olarak görülmemelidir" diye konuştu. "İş birliği ve ortak aklı tercih etmelidir" Esnaf ve sanatkar odaları olarak, esnafın kayıt dışına itilmesine, küçük işletmelerin ağır maliyetler altında ezilmesine, odaların haksız ve mesnetsiz şekilde itibarsızlaştırılmasına asla izin vermeyeceklerini sözlerin ekleyen Künkcü; "Bu düzenleme esnafın lehinedir. Geri adım atılmasını isteyenler, önce küçük esnafın gerçek sorunlarını konuşmalı, tehditkar, ayrıştırıcı ve küçümseyici bir dil yerine iş birliği ve ortak aklı tercih etmelidir. Esnafı, meslek mensuplarını ve meslek kuruluşlarını karşı karşıya getirmeye çalışan bu anlayışı reddediyor, tüm tarafları sağduyuya, uzlaşıya ve sorumluluk bilinciyle hareket etmeye davet ediyoruz. Devletimizin bize verdiği görevleri dün olduğu gibi bugünde layıkıyla yerine getirmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Toplantı, AYESOB Muhasebe Danışmanı Selim Özbayrak’ın katılımcılara yaptığı teknik bilgilendirme sunumunun ardından sona erdi.
Bursa Öldürüp intihar etmişti, kızıyla yanyana toprağa verildi Bursa kızını öldürdükten sonra intihar eden baba kızıyla yanyana toprağa verildi. Olay, 14 Aralık saat 22.30 sıralarında Osmangazi ilçesine bağlı Ovaakça Mahallesi Yayla Sokak’ta bulunan 3 katlı bir binada meydana geldi. Yakınlarının eve girmesiyle giriş kattaki dairede 28 yaşındaki Kübra Aybey’in yatakta hareketsiz halde olduğu, çatı katında ise babası 55 yaşındaki Nazmi Aybey’in asılı olduğu görüldü. İhbar üzerine adrese polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri, baba ve kızın hayatını kaybettiğini belirledi. Bursa Adli Tıp Kurumu’nda yapılan ön incelemede genç kızın boğularak öldüğü, babanın da ası suretiyle intihar ettiği belirlendi. Nazmi Aybey’in oto tamircisi olduğu, kızı Kübra Aybey’in ise özel bir şirkette muhasebeci olarak çalıştığı öğrenildi. Ailenin 3 katlı binada birlikte yaşadığı, mahalle sakinlerinin Nazmi Aybey’in son günlerde durgun ve içine kapanık bir ruh hali sergilediğini ifade ettiği belirtildi. Kübra Aybey’in ise bilinen herhangi bir sorununun olmadığı kaydedildi. Otopsi işlemlerinin ardından baba ve kızın cenazeleri, öğle namazına müteakip merkez Ovaakça Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Ovaakça Mezarlığı’nda yan yana defnedildi. Cenaze töreninde aile yakınları ve mahalle sakinleri gözyaşlarına boğuldu. Olayla ilgili başlatılan soruşturma devam ediyor.
Muğla Muğla’da afet bilinci meydanlara taşındı İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), kuruluşunun 16. yıl dönümünü Türkiye genelinde olduğu gibi Muğla’da da çeşitli etkinliklerle kutladı. Muğla’nın Menteşe ilçesinde düzenlenen programlarda, vatandaşlara afet farkındalığı aşılanırken kurumun modern afet yönetimi kapasitesine dikkat çekildi. Kutlama programı kapsamında Muğla İl Afet ve Acil Durum Müdürü İshak Cindioğlu, Muğla Valisi Dr. İdris Akbıyık’ı makamında ziyaret ederek kurumun çalışmaları hakkında bilgi verdi. Ziyaretin ardından Sınırsızlık Meydanı’nda kurulan etkinlik alanına geçildi. AFAD İl Müdürü Cindioğlu ve Vali Yardımcısı Murat Sarı, meydanda AFAD ve sivil toplum kuruluşları tarafından açılan stantları gezerek gönüllülerle bir araya geldi. Gün boyu süren etkinliklerde AFAD gönüllüleri aktif rol aldı. Vatandaşlara, afet öncesi hazırlık süreçleri, muhtemel bir afet anında doğru müdahale yöntemleri, AFAD bünyesinde yürütülen güncel projeler hakkında detaylı bilgilendirmeler yapıldı. Toplumun afet direncini artırmayı hedefleyen stantlar, her yaştan Muğlalı’dan yoğun ilgi gördü. Günün anlam ve önemine ilişkin açıklamalarda bulunan İl Müdürü İshak Cindioğlu, AFAD’ın 2009 yılından bu yana kat ettiği mesafeye vurgu yaptı. Cindioğlu; "AFAD, sadece afet sonrası müdahaleyle değil, risk azaltma ve eğitim çalışmalarıyla bütüncül bir sistem inşa etmiştir. Bugün modern teknolojik altyapımız ve tecrübeli saha ekiplerimizle yalnızca Türkiye’de değil, uluslararası arenada da örnek gösterilen bir kurum haline gelmenin gururunu yaşıyoruz. Can ve mal kaybını en aza indirmek için bilimsel veriler ışığında çalışmaya devam edeceğiz. Görevi başında hayatını kaybeden mesai arkadaşlarımızı rahmetle anıyor, daha güçlü yarınlar için eşgüdüm içerisinde üretmeyi sürdürüyoruz" dedi.
Manisa Eğitimciler seyyanen iyileştirme bekliyor Eğitim-Bir-Sen Manisa 1 No’lu Şube Başkanı Ahmet Yasav ve yönetim kurulu üyeleri, Köprübaşı ilçesinde eğitim kurumlarını ziyaret ederek idareciler, öğretmenler ve eğitim çalışanlarıyla bir araya geldi. Sendika olarak yaptıkları çalışmalardan bahseden Yasav, hükümetin mutlaka ilave bir adım atarak seyyanen iyileştirme yapmasına ihtiyaç olduğunu vurguladı. Ziyaretler kapsamında Köprübaşı Anadolu Lisesi, Merkez Anaokulu, Şehit Şenol Uçdu İlkokulu, Alanyolu İlkokulu, İmam Hatip Ortaokulu ve Borlu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde gerçekleştirilen toplantılarda, eğitim çalışanlarının yaşadığı sorunlar, çözüm önerileri ve talepler ele alındı. Karşılıklı fikir alışverişinin yapıldığı görüşmelerde, sendikal çalışmalar ve güncel gelişmelere ilişkin bilgilendirmelerde bulunuldu. Eğitim çalışanlarına yönelik yapılan bilgilendirmelerde; hükümetin mutlaka ilave bir adım atarak seyyanen iyileştirme yapmasına ihtiyaç olduğu, kariyer meslek düzenlemesinin genişletilmesi gerektiği ve bilim adamlığının yer almadığı bir kariyer meslek düzenlemesinin eksik kalacağını vurgulayan Yasav, kamu personel sisteminin baştan sona ele alınmasının gerekliliğine dikkat çekti. Uzman ve başöğretmenlik ilave ödemelerinin emekliliğe sayılması konusunda çalışmaların sürdüğüne ifade eden Yasav, ayrıca memurun görev aylığı ile emekli aylığı arasındaki farkın yüzde 75’ten yüzde 50’nin altına indiği belirtilerek, 1. dereceye yükselmiş 470 bin memurun ek gösterge (3600) hakkının teslim edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Eğitim-Bir-Sen Manisa 1 No’lu Şube Başkanı Ahmet Yasav, kendilerini misafir eden okul idarecilerine, öğretmenlere ve eğitim çalışanlarına gösterdikleri ilgi ve nezaket dolayısıyla teşekkür etti. Program kapsamında Köprübaşı İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Sakal, Şube Müdürü Bilal Bilen ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü personeli de ziyaret edilerek eğitime dair değerlendirmelerde bulunuldu. Yasav ve beraberindekiler, nazik ev sahiplikleri için İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yetkililerine teşekkür etti. Eğitim-Bir-Sen heyeti ayrıca Köprübaşı Kaymakamı Bilal Doğan’ı da makamında ziyaret ederek ilçedeki eğitim çalışmaları hakkında görüş alışverişinde bulundu. Ziyaret, karşılıklı iyi dileklerin iletilmesiyle sona erdi.