EKONOMİ - 18 Kasım 2024 Pazartesi 11:27

Bakan Bayraktar: "2024 yılında; Şırnak, Hakkâri, Van başta olmak üzere toplam 84 sondaj tamamlanmış olup bu rakamı yıl sonunda 103’e çıkaracağız. Bu sayede 66 milyon varillik yeni rezerv keşfettik. 2025 yılında ise 143 arama sondajı yapmayı hedefliyoruz."

A
A
A
Bakan Bayraktar: "2024 yılında; Şırnak, Hakkâri, Van başta olmak üzere toplam 84 sondaj tamamlanmış olup bu rakamı yıl sonunda 103’e çıkaracağız. Bu sayede 66 milyon varillik yeni rezerv keşfettik. 2025 yılında ise 143 arama sondajı yapmayı hedefliyoruz."

Bakan Bayraktar: "2024 yılında; Şırnak, Hakkâri, Van başta olmak üzere toplam 84 sondaj tamamlanmış olup bu rakamı yıl sonunda 103’e çıkaracağız. Bu sayede 66 milyon varillik yeni rezerv keşfettik. 2025 yılında ise 143 arama sondajı yapmayı hedefliyoruz."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Hınıs Köftesi artık coğrafi işaretli Erzurum ili sahip olduğu 59 coğrafi işaretli ürünle ülke sıralamasında 3. sırada yer alıyor. Türk Patent ve Kurumu’na mahreç işaret almak adına yemekler ve çorbalar ürün grubundan; Hınıs Köftesi için müracaat edilmişti. Erzurum Ticaret Borsası tarafından 31.12.2021 tarihinde “Mahreç İşareti” türünden yapılan başvuru gerekli inceleme ve onaydan sonra coğrafi işaretli oldu. Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından yürütülen coğrafi işaret tescili ile kalitesi, gelenekselliği, yöreden elde edilen hammaddesi ile yerel niteliklere bağlı olarak belli bir üne kavuşmuş ürünlerin korunması sağlanıyor. Erzurum 59 coğrafi işaretli ürünüyle Gaziantep ve Konya’dan sonra listenin üçüncü sırasında yer alıyor. Erzurum’daki coğrafi işaretli ürünler; Hınıs Köftesi, Erzurum Babaanne Pastası / Erzurum Pastası Erzurum, Kuru Kayısı Kaysefesi, Erzurum Patates Boranisi, Tortum Ekşi Pestili, Pasinler Yaprak Döne,r Erzurum Cılbıra / Erzurum Çılbır, Erzurum Herle Aşı Çorbası, Erzurum Hink Yemeği, Erzurum Çaşır Kavurması, Erzurum Tatar Böreği, Erzurum Tuzlu Lokumu, Erzurum Lavaş Ekmeği / Erzurum Ecem Ekmeği / Erzurum Acem Ekmeği, Erzurum Hurma Tatlısı, Erzurum Kaz Lokması, Erzurum Ayva Yahnisi / Erzurum Ayva Kalyesi, Erzurum Kavut Haşılı, Erzurum Ketesi, Erzurum Pastırması, Erzurum Çeç Pancarı, Erzurum Pekmezli Kadayıfı, Erzurum Kara Fatma Çorbası, Erzurum Eriştesi, Erzurum Ekşili Dolma, Erzurum Tereyağı, Erzurum Tel Helvası, Erzurum Aşotu, Erzurum Çaşır Salamurası, Erzurum Çiriş Yemeği, Erzurum Gliko, Erzurum Şalgam Dolması, Erzurum Et Kavurması, Erzurum Kıtlama Şekeri, Erzurum Hasıta / Erzurum Hasuta, Erzurum Sucuğu, Erzurum Ayran Aşı Çorbası, Erzurum Kesme Aşı Çorbası, Erzurum Dut Çullaması, Erzurum Yumurta Pilavı, Hasankale Lavaşı, Erzurum Aşmalı Yahni, Erzurum Demir Tatlısı, Erzurum Çortutu Pancarı, Karnavas Bezi, Erzurum Mantısı /Erzurum Hıngeli, Erzurum Peynir Helvası, Erzurum Pekmezli Baklavası, Erzurum Su Böreği, Narman Şeker Fasulyesi, İspir Kaymağı, Erzurum Ehram Dokuma Kumaşı, Hınıs Fasulyesi, Oltu Taşı, Erzurum Küflü Civil Peyniri(Göğermiş Peynir), Erzurum Kadayıf Dolması, İspir Kuru Fasulyesi, Oltu Cağ Kebabı ,Erzurum Civil Peyniri ve Karnavas Dut Pekmezi şeklinde sıralanıyor. 15 ürün tescil için bekliyor Tüketiciler için ürünün kaynağını, karakteristik özelliklerini ve ürünün söz konusu karakteristik özellikleri ile coğrafi alan arasındaki bağlantıyı gösteren ve garanti eden kalite işareti olan coğrafi işaret son yıllarda rağbet görüyor. Erzurum’da halen; Pasinler Balı, Erzurum Karın Kaymağı Peyniri, Hasankale Dövme Kebap, Hasankale Etli Ekmek, Hasankale Güveci, Pasinler Köfte, Erzurum Geven Balı, Erzurum Kelecoş, Erzurum Kaşar Peyniri, Narman Yeşil Mercimeği, Erzurum Kahvaltısı, Erzurum Un Helvası, Karayazı Balı, Erzurum İspir Gobdini VE Erzurum Burması/Erzurum Burma Bileziği Türk Patent ve Kurumu’nda tescil için bekliyor.
Kütahya Gediz’de Hükümet Konağı ve Emniyet Müdürlüğü Binası 29 Kasım’da teslim edilecek Kütahya’nın Gediz ilçesinde Mayıs 2023’te yapımına başlanan Hükümet Konağı ve Emniyet Müdürlüğü binası projesi tamamlandı. Modern mimarisi ve fonksiyonel yapısıyla dikkat çeken binanın, 29 Kasım’da teslim edileceği ve yılbaşında kullanılmaya başlanacağı bildirildi. Binanın yapımını üstlenen yüklenici firma yetkilisi Cumali Kara, sürecin hızlı ve sorunsuz bir şekilde ilerlediğini belirterek şu açıklamalarda bulundu: "Proje kapsamında hem Hükümet Konağı hem de Emniyet Müdürlüğü binasının çağdaş ihtiyaçlara uygun şekilde inşa edilmesi için titizlikle çalıştık. Zemin etüdünden malzeme seçimlerine kadar her aşamada kaliteyi ön planda tuttuk. İnşaatı 18 ay gibi kısa bir sürede tamamlamış olmaktan mutluluk duyuyoruz." Cumali Kara, yeni binaların, Gediz’deki kamu hizmetlerine önemli katkılar sağlayacağını vurguladı: "Yeni hükümet konağı ve emniyet müdürlüğü binaları, ilçemizin modern yüzünü temsil edecek. Kullanıcı dostu tasarımı, geniş toplantı salonları, engelli vatandaşlara uygun erişim imkanları ve çevre düzenlemeleriyle hem personelin hem de halkın ihtiyaçlarına yanıt verecek şekilde inşa edildi. Ayrıca güvenlik sistemleri ve enerji verimliliği konusunda da son teknoloji çözümler kullanıldı." Yetkililer, binanın teslim alınmasının ardından taşınma sürecinin başlayacağını belirtti. Kaymakamlık ve Emniyet Müdürlüğü’nün, 2025 yılı başında faaliyetlerini yeni binalarından sürdüreceği ifade edildi. Gediz’in yeni kamu hizmet binaları, ilçeye kazandırılan önemli projelerden biri olarak yerel yönetim ve halk arasında büyük heyecan uyandırıyor. Proje, hem kamu çalışanları hem de vatandaşlar için daha rahat ve etkin bir hizmet ortamı sağlayacak.
Kastamonu Uyuşturucu etkisi altında araç kullandı, kazada bir kişinin ölümüne sebebiyet verdi, ‘suçsuzum’ dedi Kastamonu’da uyuşturucu madde etkisi altındayken kullandığı araçla kaza yapması sonucu bir kişinin ölümüne sebebiyet verdiği gerekçesiyle yargılanan sanık, duruşmada “suçsuzum” diyerek kendisini savundu. Kaza, Kastamonu-Taşköprü karayolu Bük köyü mevkiinde bu yılın Nisan ayında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Koray K. idaresindeki 37 ACB 354 plakalı kamyonet, uyuşturucu etkisi altında iken kullandığı aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde yoldan çıkarak köprüden dereye uçtu. Kazada araçta bulunan 26 yaşındaki Necibe Çalan hayatını kaybetti, sürücü Koray K. ile yolculardan Onur K. de yaralandı. Kazanın ardından kamyonet sürücüsü Koray K. hakkında “Taksirle Ölümü ve Yaralanmaya Neden Olma” suçlarından Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı. Duruşmada kendisini savunan ve tutuksuz yargılanan Koray K., “Maktul benim yıllardır arkadaşım olur. Olay gününe ilişkin trafik kazasında hiçbir şey hatırlamıyorum. Metamfetamin kullanmıştım. Necibe’de uyuşturucu etkisi altındaydı. Olayda benim bir kusurum yoktur. Suçsuzum. Beraatımı talep ederim” dedi. Duruşmaya katılan Necibe Çalan’ın ablası B.B. ise sanık Koray K.’den şikayetçi olduklarını belirterek, “Şikayetçiyim. Yalan söylüyor. Hatırlamadığını söylüyor. Ceza almamak için hatırlamadığını söylüyor. Daha öncesinde de ölümlü kazası vardır bu arkadaşın. En ağır şekilde cezalandırılmasını talep ediyorum. Olay günü kardeşimi arayıp evinden almışladır. Kardeşimin hiçbir suçu, kusuru yoktur. İftira atıyorlar” diye konuştu. Mahkeme heyeti, tutuksuz yargılanan sanık Koray K.’nin tutuksuz yargılanmasına devam kararı verirken, dosyadaki diğer eksikliklerin tamamlanması için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
Kayseri Kayseri Üniversitesi gilaburu şerbeti üretti, patent başvurusu yaptı Uygulama ve proje odaklı üniversite misyonu ile araştırmayı, geliştirmeyi kendine amaç edinmiş bir üniversite olan Kayseri Üniversitesi; çeşitli doğal aromatik bitkilerle daha lezzetli bir ürüne dönüştürdüğü gilaburu şerbeti için patent başvurusunda bulundu. Kayseri ve çevresinde yetişen gilaburunun coğrafi işareti alınmış, sağlığa oldukça faydası olan, tedavi edici özellikleri ile de tanınan bir bitki olduğunu belirten Kayseri Üniversitesi Gıda Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Öğr. Üyesi Elif Demiral ile Develi Hüseyin Şahin MYO Aşçılık Programı Öğr. Gör. Tarık Ertürk; gilaburu meyvesinin tüketimini artırmak için gilaburu şerbeti geliştirdi. Merkez Müdürü Öğr. Üyesi Elif Demiral, farklı ve sağlıklı ürünler üretmek için çalışmalara devam ettiklerini ifade ederek; "Merkezimiz 4 yılı aşkın süredir faaliyet yürütmektedir. Merkezimiz bünyesinde yer alan üretim tesisinde doğal ve sağlıklı bir şekilde ürettiğimiz başta süt ve süt ürünleri olmak üzere pek çok gıdayı halkımızla buluşturmaktayız. Merkezimizde; pek çok Ar-Ge çalışması da yürütülmektedir. Bu çalışmalarımızda halkımıza farklı ve sağlıklı ürünler üretmeyi hedeflemekteyiz. Gilaburu da Kayseri ve çevresinde yetişen, coğrafi işareti de alınmış daha çok tedavi edici özelliği ile bilinen bir üründür. Ancak gilaburu suyunun farklı ve buruk diyebileceğimiz tadından dolayı sınırlı bir tüketici kitlesine sahiptir. Ancak gilaburu suyu ile ilgili yapılan bilimsel çalışmalara baktığımızda özellikle sindirim sistemi, metabolik rahatsızlıkların tedavisinde etkili olduğu ispatlanmıştır. Bunları dikkate aldığımızda gilaburuyu nasıl içilebilir hale getirebiliriz diye düşünüp bir Ar-Ge çalışması başlattık" dedi. Develi Hüseyin Şahin MYO Aşçılık Programı Öğretim Görevlisi Tarık Ertürk ise, sağlık açısından da birçok faydası olduğu bilinen gilaburunun tüketilmesini artırmak amacıyla Ar-Ge çalışması yaptıklarını kaydederek; "Gıda Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü bünyesinde çeşitli Ar-Ge çalışmalarına aşçılık programı olarak destek veriyoruz. Daha önceden çeşitli sirke yapımında ve bugün de gilaburu şerbeti yapımında Ar-Ge çalışmaları yürüttük. Bilindiği üzere Kayseri ve civarında yetişen gilaburu, sağlık açısından oldukça yüksek bir üründür. Böbrek ve karaciğer rahatsızlıklarına iyi geldiği bilinen gilaburu, çoğunlukla sağlığını kaybetmiş insanlar tarafından tüketilmekte. Bunun sebebi buruk ve acı bir tada sahip olmasından kaynaklanıyor. Yapmış olduğumuz Ar-Ge çalışmaları sonrasında doğal aromatik bitkiler ilave ederek ürünü daha içilebilir ve tüketimini daha da yaygınlaştırma amaçlanmıştır. Yapılan analizler sonucunda da yapmış olduğumuz çalışmaların olumlu sonuçlarını görüyoruz. Üretimine merkezimiz bünyesinde başladık. Aynı zamanda Kayseri Üniversitemiz adına ürünün patent başvurusunu da yaptık. Kayseri Üniversitesi Gıda Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi; topluma faydalı olmak ve sağlıklı ürünler yetiştirmek için bundan sonra da çalışmalarına hızla devam edecektir" ifadelerini kullandı.
Antalya Orman Genel Müdürü Karacabey: "Türkiye en çok ağaçlandırma yapan ülkeler sıralamasında Avrupa’da birinci" Orman Genel Müdürlüğü tarafından hayata geçirilecek olan OGM Orman Okulları’nın mevzuat, müfredat ve uygulamalarının oluşturulması amacıyla düzenlenen çalıştay Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey’in katılımıyla Antalya’da başladı. Karacabey, “En çok ağaçlandırma yapan ülkeler sıralamasında da Türkiye Avrupa’da ilk sırada, dünyada ise 4 sırada yer alıyor” dedi. İklime Dirençli Ormancılık Projesi kapsamında Orman Genel Müdürlüğü tarafından hayata geçirilecek olan OGM Orman Okulları’nın mevzuat, müfredat ve uygulamalarının oluşturulması amacıyla 18-20 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek olan OGM Orman Okulları Çalıştayı Antalya’da başladı. “Çocuklar oyun ve keşif yoluyla öğrenecek” Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Antalya Orman Bölge Müdürü Zafer Derince, Orman Okulları’nın çocuklara doğa sevgisini, ekosistemin korunması ve çevreye duyarlılığının kazandırılması açısından önemli bir çalışma olduğunu belirtti. Derince, “Ekosistem ve iklim değişikliği farkındalık eğitimi bitki tanıma ve orman bakımları, orman zararlarıyla mücadelede izlediğimiz yöntemleri, ormanları nasıl planladığımızı, orman yangınlarıyla mücadele ve yanan alanları tekrar nasıl ağaçlandırdığımızı OGM Orman Okulu büyük bir önem arz etmektedir. Çünkü bu proje ile çocukların oyun yoluyla ve kendi keşifleriyle öğrenmeleri sağlanacak, gelecek nesillere doğayı koruma bilinci aşılanacak. Toplumun çevreyle olan bağlarını güçlendirmek için etkili bir araç olacaktır” dedi. OGM Orman Okulları için ilk adım atıldı OGM Orman Okulları’nın mevzuat, müfredat ve uygulamalarının oluşturulması amacıyla düzenlenen çalıştayda konuşan Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey ise, çocuklara orman ekosistemini nasıl anlatacağınıza dair çalışmalar yapılacağını belirterek, “Bu çalışma sadece bugünü ilgilendiren, tabiri caizse günü kurtarmaya yönelik bir çalışma değil, tam tersine aslında esas meyvelerini çok uzun yıllar sonra göreceğimiz, nihai faydasını belki asırlar sonra göreceğimiz bir çalışmanın ilk adımını bugün atıyoruz. Bugün başlatacağımız bu çalıştay hakikaten gelecek nesiller adına yaptığımız en önemli çalışmalardan bir tanesi. Mevzuatı, müfredatı ve uygulama esaslarının belirleneceği bu konuda kendisini yetiştirmiş değerli akademisyenlerimizin kıymetli hocalarımızın tecrübelerinden faydalanarak uygulamanın içerisinde olan arkadaşlarımızla birlikte OGM Orman Okulları Projesini profesyonel manada hayata geçirmiş olacağız” ifadelerini kullandı. “Önemli katkılar sunuyoruz” İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin dünyada her geçen gün daha fazla hissedilmeye başlandığı bir dönemdi ormanların öneminin daha da arttığının altını çizen Karacabey, “185 yıllık çok ciddi bir tecrübeye sahip aynı zamanda bu tecrübesini bilimsel esaslarla da destekleyerek günün gelişen ve değişen teknolojilerini de yakından takip edip bu tecrübeyle birleştiren, hem ülke ormancılığımızın gelişmesinde hem de tüm dünya ormancılığına önemli katkılar sunuyoruz. Bugün sayısı 44 bine ulaşan Orman Genel Müdürlüğü çalışanları olarak herhangi bir mesai mefhumu gözetmeden 7 gün 24 saat ve yılın 365 günü görevlerimizin başındayız. Ormanların korunması sadece yangınlar, usulsüz müdahaleler ya da böcek zararları değil, aynı zamanda iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinden de korumamız gerekiyor” şeklinde konuştu. Türkiye Avrupa’da en çok ağaçlandırma yapan ülke İklime Dirençli Ormancılık Projesi ile orman yangınlarıyla mücadelede kullanılan teknolojinin ve imkanların geliştirilmesi, aynı zamanda orman içerisinde yaşayan veya ormana yakın bölgelerde yaşayan vatandaşlarında orman yangınları konusunda bilinçlendirilmesinin amaçlandığını belirten Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, “Ormancılık çalışmaları kapsamında ormanlarımıza gerekli teknik müdahalelerin yapılarak da ormanlarımızı yangınlar açısından ve diğer hastalıklar açısından da aslında dirençli hale getirmemiz gerekiyor. 2020 yılı Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Küresel Orman Kaynakları Değerlendirmesi (FRA) raporuna baktığımız zaman dünyada orman varlığını en çok artıran ülkeler sıralamasında Türkiye dünya altıncısı, Avrupa birincisi olarak yer alıyor. Yine en çok ağaçlandırma yapan ülkeler sıralamasında da Türkiye Avrupa’da ilk sırada, dünyada ise 4 sırada yer alıyor” dedi. “Türkiye, Avrupa’da lider” Geçmiş yıllarda yapılan başarılı çalışmaların meyvelerini verdiğini belirten Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, “Bizden önceki meslektaşlarımızın yapmış oldukları başarılı çalışmalar meyvelerini vermiş ve ülkemiz dünyada orman varlığı azalma eğilimindeyken, bunun tam tersine orman varlığını artıran nadir ülkelerden bir tanesi olmuş, Avrupa’da da bu işin lideri durumuna yükselmiştir. Ormanların korunması, yeni orman alanlarının oluşturulması eğer sürdürülebilir bir işletmecilik yapılıyorsa kıymetli aksi takdirde yaptığımız ağaçlandırma çalışmalarının, bakımlarını yapmazsak yeri geldiği zaman yaşı geldiği zaman gerekli teknik müdahaleleri yerine getirmezsek bu ormanlarımızın devam etmesi mümkün değil. Birçok hastalığa, dış etkene maruz kalıp maalesef hayatiyetini, varlığını devam ettiremez hale gelecektir. Dolayısıyla koruduğumuz, yeni oluşturduğumuz orman alanlarının sürdürülebilir bir şekilde devamlılığını sağlamak için de çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı. Orman parkları Bin 927 adet Orman Parkı kurulduğunun altını çizen Karacabey, “Bugün isimlerini Orman Parkı dediğimiz eski adıyla mesire alanları da oluşturuyoruz ve bugün itibariyle bin 927 adet Orman Parkı’nı kurduk ve vatandaşlarımız buralardane istifade ediyorlar. Aynı zamanda çok ciddi de bir istihdam kaynağı bu alanlarda toplam 45 bin kişi istihdam ediliyor ve Orman Parklarının yaklaşık 7,5 milyar liralık da bir ülke ekonomisine katkısı bulunuyor. 2000’li yılların başında yıllık 30 bin ton civarındaydı odun dışı ürün diye ifade ettiğimiz ürünler bugün itibariyle 1 milyon 200 bin tona ulaşmış durumda ve bu ülkemiz açısından hem ekonomik yönden, hem de toplum sağlığı açısından son derece önemli unsurlar” dedi. “Tabiatı dokunarak, dinleyerek öğrensinler” Orman Okulları Projesinin ete kemiğe büründürülmesi amacıyla bir araya geldiklerini söyleyen Karacabey, “Yıllardır konuştuğumuz şeyi şimdi bilimsel temellere uygun bir şekilde hayata geçirmiş olacağız. Birçok faydası olacak, gelecek adına en güzel meyvelerini verecek projelerden bir tanesi. Bu projeyle çocuklarımıza özellikle ormanı okumayı öğreteceğiz. Yani ormanın ne olduğunu, içinde nelerin bulunduğunu, akşamları yatılı hale getirebilirsek, bunu belli yerlerde çocukların da konaklayabileceği merkezler oluşturabilirsek akşamları öğretmenleriyle birlikte biraz yürüyüp ormanın içerisinde başka hiç bir sesin olmadığı yerde ormanın sesini dinlesin çocuklar rüzgarda ağaçların uğultusunu, oradaki kuşların sesini, diğer canlıların seslerini dinlesinler. Toprağa dokunsunlar, üstlerinin çamur etsinler, tabiatı dokunarak, dinleyerek, görerek diğer organlarıyla beraber şahit olarak öğrensinler” şeklinde konuştu. Orman Bölge Müdürlüğü toplantı salonunda düzenlenen çalıştaya Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, Antalya Orman Bölge Müdürü Zafer Derince, Dış İlişkiler Eğitim ve Araştırma Daire Başkanı Mehmet Koç, Pamukkale Üniversitesi’nden Prof. Dr. Fatma Taşkın Ekici, akademisyenler ve Orman Bölge Müdürlüğü çalışanları katıldı.