EKONOMİ - 10 Aralık 2025 Çarşamba 15:57

ATO Yönetim Kurulu Üyesi Güçlü: "Kamuda ihtiyaçların yerli üretimle karşılanması özel sektör ve tüm tedarik zinciri açısından hayati öneme sahip"

A
A
A
ATO Yönetim Kurulu Üyesi Güçlü: "Kamuda ihtiyaçların yerli üretimle karşılanması özel sektör ve tüm tedarik zinciri açısından hayati öneme sahip"

Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Üyesi Ali İhsan Güçlü, "Kamuda ihtiyaçların yerli üretimle karşılanması, yalnızca kamu kurumları için değil; özel sektör ve tüm tedarik zinciri açısından hayati öneme sahip" dedi.


ATO ile Devlet Malzeme Ofisi (DMO) iş birliğinde ATO Meclis Salonu’nda ‘Satın Alma ve Tedarikçi Bilgilendirme Toplantısı’ düzenlendi. ATO üyelerine DMO’nun satın alma süreçleri, tedarikçi kayıt ve başvuru prosedürleri, elektronik ihale uygulamaları, ürün kabul kriterleri ile kamu alımlarına ilişkin güncel düzenlemeler hakkında kapsamlı bilgilerin verildiği toplantıya bilişimden mobilyaya, akaryakıttan ilaç ve tıbbi cihaza kadar birçok sektörden firma temsilcisi katıldı.



"Ankaralı firmalarımız küresel standartlarda üretim yapıyor ve dünyanın dört bir yanına ihracat gerçekleştiriyor"


Devlet Malzeme Ofisi’nin faaliyet alanlarının bilişim ürünlerinden büro makine ve ekipmanlarına, aydınlatma sistemlerinden tıbbi cihazlara, kağıt-kırtasiye ürünlerinden akaryakıta kadar oldukça geniş bir alanı kapsadığını kaydeden ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ali İhsan Güçlü, "Üyelerimizin kamu kurumlarıyla daha güçlü bağlar kurması, daha etkin ve yakın çalışabilmesi, sürdürülebilir bir sistemin oluşturulması önceliklerimiz arasında yer alıyor. Kamu alımları, bir satın alma süreci olmanın yanı sıra, sanayi politikalarının şekillenmesinde kritik rol oynayan, üreticiyi teşvik eden, Ar-Ge ve inovasyonu besleyen, ekonomik istikrarı destekleyen bir kalkınma aracı durumunda. Odamız üyesi çok sayıda nitelikli firma da bu alanlarda yüksek kaliteyle üretim ve hizmet sunuyor. Kamuda ihtiyaçların yerli üretimle karşılanması, yalnızca kamu kurumları için değil; özel sektör ve tüm tedarik zinciri açısından hayati öneme sahip. Bu süreci en verimli şekilde yönetmek ve kamu- özel sektör iş birliğini güçlendirmek hepimizin ortak sorumluluğu. Kamuda alım yapan kurumların tecrübeli üretici ve tedarikçilerle doğrudan, sürdürülebilir iş birlikleri kurması; yerli üretimin kamu eliyle daha güçlü desteklenmesine zemin hazırlayacaktır. Savunma sanayiinden yazılım ve bilişime, medikalden tekstile, mobilyadan makine ve kimyaya kadar pek çok sektörde Ankaralı firmalarımız küresel standartlarda üretim yapıyor ve dünyanın dört bir yanına ihracat gerçekleştiriyor. Bu potansiyele sahip firmalarımızın kamu alımlarında daha güçlü şekilde yer alması, hem kamu ihtiyaçlarının hızlı ve kaliteli karşılanmasına hem de Ankara’nın üretim gücünün daha ileri taşınmasına katkı sağlayacaktır" dedi.



"DMO, Cumhuriyetimizin kurumsal hafızasının önemli yapı taşlarından biri"


DMO Genel Müdürü Şinasi Candan ise kamu alımlarında şeffaflık ve verimlilik ilkeleri doğrultusunda hareket ettiklerini vurgulayarak, "Devlet Malzeme Ofisi, Cumhuriyetimizin kurumsal hafızasının önemli yapı taşlarından biri olarak kamu alımları ekosisteminde güven, şeffaflık ve verimlilik ilkeleriyle hareket etmeye devam ediyor. Bugün geldiğimiz noktada DMO, paydaşlarıyla birlikte değer üreten, kendini sürekli yenileyen ve örnek gösterilen bir merkezi satın alma kurumu haline gelmiştir" diye konuştu.



ATO Yönetim Kurulu Üyesi Güçlü: "Kamuda ihtiyaçların yerli üretimle karşılanması özel sektör ve tüm tedarik zinciri açısından hayati öneme sahip"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Soğuğa dayanıklı kazancı yüksek Manisa’nın Sarıgöl Ovası’nda yetiştirilen Crimson üzümü, örtü altına gerek duymadan soğuk havalara dayanıklılığı, uzun raf ömrü ve gevrek yapısıyla kış aylarında da taze olarak tüketiciyle buluşuyor. Manisa’nın Sarıgöl Ovası’nda yetiştirilen, başta Sultaniye üzüm olmak üzere dokuz çeşit üzüm arasında yer alan Crimson üzümü, soğuk hava şartlarına rağmen en dayanıklı üzüm çeşitlerinden biri olarak öne çıkıyor. Sarıgöl ilçesinde yaklaşık 15-20 yıl önce yetiştirilmeye başlanan pembe çekirdeksiz üzüm türü olan Crimson, az ilaçlama ile üretilebilmesiyle dikkat çekiyor. En önemli özelliklerinden biri uzun süre asmada taze kalabilmesi olan Crimson üzümü, gevrek yapısı sayesinde üretici ve tüketiciler tarafından tercih ediliyor. Örtü altında yetiştirilmemesine rağmen dayanıklı yapısıyla kış aylarında da pazarlarda taze olarak yer alan Crimson üzümünün, yaz aylarından bu yana kilosunun 50 liranın altına düşmediği ifade ediliyor. Raf ömrünün uzun olmasına rağmen veriminin düşük olması nedeniyle üretiminin yaygınlaşmadığı belirtiliyor. Sarıgöl Ziraat Odası Başkanı Ali İhsan Ülgen, Cripson üzümüne ilişkin yaptığı açıklamada, "Crimson üzümü gerçekten gevrek ve çekirdeksiz bir üzüm türüdür. Pazarı vardır ancak veriminin az olması nedeniyle bölgemizde sınırlı sayıda üretici tarafından yetiştirilmektedir. Yeni yıla yaklaşmamıza rağmen bağlarda, örtü altında olmadan bile tazeliğini koruyabilmektedir" dedi. Crimson üzümü yetiştiren üretici Serhat Akkaya ise üzüm sezonunun sona erdiğini belirterek, "Bağımdaki Crimson üzümlerinden ayırdığım asmalardan topladığım üzümleri poşetleyerek konu komşuma ve arkadaşlarıma hediye ediyorum. Kış mevsiminde bile asmadan taze üzüm toplamak mümkün" diye konuştu.
Erzincan Kanser hastası kadınlar, umutlarını rattan objelere taşıdı Erzincan’da kanser hastası kadınlar, Erzincan Belediyesi Meslek Edindirme ve Eğitim Kursları (ERMEK) tarafından açılan Rattan Kursu ile terapi amaçlı ev aksesuarları tasarladı. Kanser hastası kadınlar, terapi amaçlı gerçekleştirilen kursta rattan ile çanta, sepet, duvar aksesuarları yaparak umutlarını tasarladıkları objelere taşıdı. Haftada 1 gün gerçekleştirilen kursta kadınlar, örme tekniklerini, malzemenin bakımını ve ürün yapımını öğreniyor, aynı zamanda el emeği ürünlerini ekonomik kazanca dönüştürüyorlar. "Burada hepimiz kanser hastasıyız, hepimiz kemoterapi almış insanlarız" diyen kursiyer Sacide Yıldız, kursta moral ve motivasyon amaçlı ürünler yaptıklarını söyledi. Sepet gibi birçok ürün çıkardıklarını belirten Yıldız, "Burası bizim açımızdan, çok güzel, çok keyifli ve eğlenceli geçiyor. Burada çayımızı, kahvemizi içiyoruz. Beraberinde hocamızla çok güzel etkinlikler yapıyoruz. Bizim için çok iyi geldi. Bu sayede biraz olsun dertlerimizden üzüntülerimizden uzak kalıp güzel işler çıkardık" dedi. Bir diğer kursiyer Mediha Demir ise kurs aldıkları süreçte hastalıklarını unuttuklarını ifade ederek, "Kendimizle daha barışık oluyoruz, sosyalleşiyoruz. Kurs bize çok iyi geliyor" diye konuştu. Erzincan Halk Eğitim Merkezi’nde usta öğretici olarak görev yapan Merve Aksun, kursun kemoterapi hastalarına özel olarak açıldığını ve moral, motive vermek amacı taşıdığını aktardı. Kursiyerlerin moral ve motivasyon bulmasının yanı sıra ürettikleri ürünlerle gelir elde ettiklerini dile getiren Aksun, kursiyer kadınların hali hazırda birçok ürün yapıp sattığını kaydetti. Öte yandan kursta aile gibi olduklarını ifade eden Aksun, "Biz burada bir aile olduk her şeyden önemlisi. Beraber gülüp eğleniyoruz. Aynı zamanda da sohbet eşliğinde sepetlerimizi örüyoruz" şeklinde konuştu.