EKONOMİ - 18 Kasım 2024 Pazartesi 11:47

ATO Başkanı Baran: “Vergi tahsilat oranında en düşük olan ülkeler arasındayız”

A
A
A
ATO Başkanı Baran: “Vergi tahsilat oranında en düşük olan ülkeler arasındayız”

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, “Dolaylı vergilerde dünyadaki en çok dolaylı verginin olduğu ülkeler arasındayız. Vergi tahsilat oranında da en düşük olan ülkeler arasındayız” dedi.


ATO Başkanı Baran, vergi denetimi uygulamalarında Türkiye’nin geldiği aşamayı ve geleceğe yönelik hedef ve beklentileri vergi mükellefi, kamu ve akademi dünyası açısından değerlendirmek amacıyla düzenlenen Elektronik Vergi İncelemesi Paneli’ne katıldı.


Burada konuşan Baran, bilim ve teknolojideki gelişmelerin ışığında dijitalleşme sürecinin her alanda olduğu gibi vergi ile ilgili işlem tahsilat ve denetimlerde de değişim ve dönüşüm yaşanma sürecini başlattığını kaydederek, “Vergi Usul Kanunu uyarınca, tutulması gereken defterler dijital ortama taşındı. Beyan sistemi, internet üzerinden yapılır hale geldi. Derken, şimdi de vergi incelemeleri elektronik ortamda gerçekleştirilmeye başlandı. Elektronik defter ve belgelerle, elektronik ortamda üretilen ve tutulan diğer belgeler, yine elektronik ortamda incelenebilir hale geldi” ifadelerini kullandı.


Dijital sistem sayesinde zaman, mekan ve emekten tasarruf sağlandığına dikkati çeken ATO Başkanı Baran, “Bu sistem, mükellefler açısından vergiye uyumu artırırken, vergi kaçağını önlemek ve şeffaflığı artırmak açısından da eşsiz bir imkân sunarak, vergi adaletinin sağlanmasına hizmet ediyor. İşletme sayımız ile müfettişi sayımızı da karşılaştırdığımızda oluşan bu sistemin önemli olduğu hepimizin dikkatini çekiyor. Tam da bu noktada, incelemelerin elektronik ortamda yapılması, hem iş yükünü azaltması, hem süreyi kısaltması, hem de evrak yükünü hafifletmesi ve veri güvenliğini sağlaması gibi birçok açıdan büyük kolaylıklar getiriyor. Yapay zekânın devreye girerek, işlemlerin yapay zekâ üzerinden yapılabilecek olması da ayrı bir avantaj. Yine, vergi incelemelerinin dijitale taşınmasıyla, vergi kaçakçılığının önlenmesi ve tahsilatın artırılması da mümkün olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.


Türkiye’de vergilerin dolaylı ve dolaysız olmak üzere ikiye ayrıldığını ifade eden Baran, gelir ve servet üzerinden alınan dolaysız vergilerin yüzde 30’u, KDV ve ÖTV gibi sabit giderlerden oluşan dolaylı vergilerin ise yüzde 70’i kapsadığını belirten bir araştırmaya atıfta bulundu.


Türkiye’nin zor ve problemli bir coğrafyanın üzerinde olduğunu dile getiren Baran, sözlerine şöyle devam etti:


“Bu coğrafyada dimdik ayakta durabilmemiz için devletimizin çok güçlü olması gerekiyor çünkü siyaseten oturduğumuz her masada bizim sözümüz ekonomik gücümüz kadar geçiyor. Bu kadar önemli bu. Öyle olduğunda vergiyle ilgili sıkıntılar, yaşanan problemler sık sık gündeme geliyor. Dolaylı vergilerde dünyadaki en çok dolaylı verginin olduğu ülkeler arasındayız. Vergi tahsilat oranında da en düşük olan ülkeler arasındayız. Bunun kayıt dışını tetiklediğini, kayıt dışını çok arttırdığını hepimiz biliyoruz.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çanakkale Çanakkale Savaşları’ndan kalma 109 yıllık ‘HMS Majestic’ batığına 400 ıstakoz salındı Çanakkale Savaşları’nın yaşandığı Tarihi Gelibolu Yarımadası’nda 109 yıl önce Seddülbahir Kalesi açıklarında batırılan İngiliz Kraliyet Donanması’na ait ’HMS Majestic’e 400 ıstakoz salındı.Tarihin en kanlı muharebelerinden birine sahne olan ve dünya harp tarihine geçen ‘Çanakkale Geçilmez’ destanının yazıldığı Çanakkale Savaşları’nın yaşandığı Tarihi Gelibolu Yarımadası, Şehitler Abidesi, Seyit Onbaşı Heykeli, 57’nci Piyade Alayı Şehitliği, Conkbayırı, Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi, Kilitbahir Kalesi, Bigalı Kalesi ve Seddülbahir Kalesi’yle her yıl binlerce ziyaretçiye Çanakkale ruhunu yaşatmaya devam ediyor. Adım atılan her noktasında Çanakkale Savaşları’nın izlerinin görülmesi mümkün olan, açık hava müzesi niteliği taşıyan Tarihi Gelibolu Yarımadası’nda, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı hayata geçirdiği ve geçireceği yeni projelerle, Çanakkale ruhunu ve Çanakkale Destanı’nı daha fazla kişiye ulaştırmayı hedefliyor.Tarihi yarımadanın derinliklerinde bulunan savaş gemileri, Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı olarak 3 yıl önce dalış turizmine açıldı. Derinliklerinde pek çok hikaye saklayan Çanakkale’nin savaş batıkları, 1. Dünya Savaşı temalı ilk su altı parkı özelliğini taşıyor. 109 yıl önce Seddülbahir Kalesi açıklarında batırılan İngiliz Kraliyet Donanması’na ait ’HMS Majestic’in de aralarında bulunduğu 14 batık geminin gizemini dalış meraklıları keşfedecek. 21 farklı dalış noktası ve 150 kilometrelik alanda dalışa imkan veren Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı dalış noktaları; ’HMS Majestic’, ’Ertuğrul Koyu Massena ve Saghalien gemi kalıntıları’, ’Helles Barçları’, ’Tekke Koyu (W Beach) batıkları’, ’Arıburnu Barç’, ’Küçükkemikli Barçları’, ’Arıburnu Layter’, ’Lundy’, ’HMS Louıs’, ’S.S. Milo’, ’Tuzla’, ’Denizaltı Mania Ağı’, ’Bebek Kayalıkları’ ve HMS Trıumph’tan oluşuyor.Ege ve Marmara denizlerinin buluşma noktası olan ve sahip olduğu su altı hazineleri ile tüm dünyanın ilgisini çeken Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı’ndaki batıklardan, 109 yıl önce Seddülbahir Kalesi açıklarında batırılan İngiliz Kraliyet Donanması’na ait ’HMS Majestic’e Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi ile Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı tarafından ıstakoz salma programı düzenlendi.Programa, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu, İl Tarım ve Orman Müdürü Nazan Türkarslan, Balıkçılık ve Su Ürünleri Şube Müdürü V. Seydi Ali Doruk, ÇOMÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Yiğit katıldı.Gelibolu Sualtı Parkı’nda çok önemli bir gün yaşadıklarını ifade eden Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, “Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitemiz, Çanakkale İl Tarım ve Orman Müdürlüğümüz ve Tarihi Alan Başkanlığımızla beraber Gelibolu Sualtı Parkı’na yetiştirilen ıstakoz yavrularını bırakacağız. Gelibolu Sualtı Parkı’nda hepimizin bildiği gibi dünyanın en önemli batıkları yatıyor, savaş kanıtları var. Aslında Gelibolu Sualtı Parkı’nın altında, Gelibolu Su Parkında çok önemli bir bioçeşitlilik de var, canlı varlığı var ve biz de buradaki canlı varlığını artırmak için de bir çalışma içerisine girdik. Artık Gelibolu Sualtı Parkı için dalış yapmaya gelen dalış meraklıları dalgıçlar sadece zaman tünelinde tarihi bir yolculuk yapmayacaklar, altta savaştan kalma izleri görmeyecekler, bununla birlikte ıstakozları, rengarenk balıkları ve suyun altındaki envayi çeşit canlıları hep beraber görme imkanına sahip olacaklar. Bu da Gelibolu Sualtına Parkına olan ilgiyi ve merakı arttıracak. O yüzden hep iddiamız şu, Çanakkale hem Türkiye’nin hem de dünyanın buluşma noktası olacak. Hem tarihi mekanları görmek isteyenler, hem Çanakkale Savaşları‘nı daha iyi anlamak isteyenler, Çanakkale Ruhunu hissetmek isteyenler, bununla birlikte suyun altından da hem savaş izlerini görebilecekler, hem de çok farklı bir dalış yapma imkanına sahip olacaklar” dedi.ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu ise, “Bugün Seddülbahir’deyiz. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Deniz Canlıları Araştırma Merkezinin 4 yıldır ıstakoz yetiştirme noktasında yürütmekte olduğu faaliyetlerin 6’ncı Demonstrasyonunu yapacağız. Üniversitemizin toplumsal katkı faaliyetleri kapsamında denizel ekosistemin korunması ve bu ekosistemin sonraki nesillere aktarılması noktasındaki çalışmalarımızı bugün Gelibolu Sualtı Parkında 400 ıstakoz’u doğaya salacağız. Nesilleri tükenmekte olan bir canlı, özellikle insan eliyle yapılan faaliyetler, sanayi faaliyetleri, kontrolsüz vahşi avcılık sonucunda ciddi tükenme riskindeler” diye konuştu.Dalgıçlar tarafından ıstakozlar, 109 yıl önce Seddülbahir Kalesi açıklarında batırılan İngiliz Kraliyet Donanması’na ait ’HMS Majestic’e 400 ıstakoz bırakıldı. Etkinlik ile hem tarihi bir gemi olan HMS Majestic’e hem de bölgedeki deniz ekosistemine dikkat çekmesi amaçlanırken, aynı zamanda sürdürülebilir balıkçılık ve deniz koruma konularına da vurgu yapılması hedefleniyor.
Bursa Yıldırım’da trafiğe dikey çözüm Yıldırım Belediyesi, şehrin önemli gündemlerinden olan ulaşım problemine çözüm oluşturacak yatırımlarını sürdürüyor. Selçukbey Mahallesi’ni Mimar Sinan Bulvarı’na bağlayacak Huzur Caddesi’nde yol genişletilmesi için kamulaştırılması tamamlanan binaların yıkımında sona gelindi. Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, Ortabağlar Mahallesi’nde sona gelinen yıkım çalışmalarını yerinde inceledi. Önümüzdeki günlerde altyapı çalışmalarına başlanılacak Huzur Caddesi’nde çalışmalar kısa süre içerisinde tamamlanarak vatandaşların hizmetine sunulacak. Yıldırım’da ulaşımın önündeki en önemli sorunlardan birisinin dikey yolların yetersizliği olduğunu aktaran Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Özellikle dikey yolların yetersizliğinden dolayı ortaya çıkan trafik yoğunluğunu azaltacak projeleri hayata geçiriyoruz. Planlı ve modern şehir yapısının en önemli tamamlayıcı unsurlarından biri ulaşımdır. Huzur Caddesi mahallinde yaptığımız inceleme ve tespitler neticesinde caddenin yaya ve araç trafiğinin oldukça yoğun olduğu, buna rağmen cadde genişliğinin dar olması sebebiyle onaylı imar planında görülen güzergâhta 900 metre uzunluğunda, 15 metre yol genişliğinde çalışmalara başladık. Huzur Caddesi’nde toplam 20 adet taşınmaz 52 bağımsız bölümü kapsayan binalarda yapılan satın alma ve kamulaştırma çalışması sonucunda Mimarsinan Bulvarı ile Selçukbey Caddesi’ni birbirine bağlıyoruz. Yakın zamanda yenileme çalışmalarını tamamlayarak hizmete açacağımız yol aynı zamanda Prof. Tezok Caddesi’ndeki trafik yükünü azaltacak” dedi. Yıldırım’ın dört bir yanında başlatılan dönüşümün yalnızca fiziki bir dönüşüm olmadığını kaydeden Başkan Oktay Yılmaz, “Modern ve güvenli yapıların yanı sıra sosyal donatı alanları ve gelişmiş ulaşım ağları ile birlikte yalnızca binaları değil, yaşamı da dönüştürüyoruz. Yıldırım için büyük hedef, büyük değişim, büyük dönüşüm diyoruz. Yıldırım için büyük düşünüyor, büyük dönüşüyoruz” diye konuştu.
Van İkizini kaybeden prematüre bebeğin yaşam mücadelesi Van’da 600 gram olarak dünyaya gelen ve doğumdan sonra üç kez ölümcül sepsis geçiren prematüre bebek, sağlık çalışanlarının gayretiyle yaşama tutundu. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Dursun Odabaş Tıp Merkezi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde tedavi gören bebek, gösterilen özenli bakım sayesinde hayati tehlikeyi atlattı. Iğdır’da yaşayan 52 yaşındaki Nesibe Güler Aydın, yıllardır süren çocuk sahibi olma hayalini tüp bebek tedavisiyle gerçeğe dönüştürdü. İkiz bebek bekleyen anne, hamileliğin 24. haftasında sağlık sorunları yaşayınca Iğdır’da hastaneye kaldırıldı. Ancak yapılan müdahalede ikizlerden birinin kaybedildiği anlaşıldı. Bunun üzerine Aydın, Van YYÜ Dursun Odabaş Tıp Merkezi’ne sevk edildi ve 30 Ekim’de, 24 haftalıkken "Ada" adı verilen bebeği dünyaya getirdi. 600 gram ağırlığında doğan ve organ gelişimi tamamlanmamış olan Ada, solunum yetmezliğiyle mücadele ederken, sağlık ekibinin titiz çabalarıyla hayatta kalmayı başardı. Ekiplerin özel bakımı sayesinde hızla gelişim gösteren bebek, 50’inci gününde bin 500 grama ulaşarak kritik süreci atlattı. “50’inci gününde bin 500 gram ağırlığına ulaştı” İHA muhabirine konuşan Van YYÜ Dursun Odabaş Tıp Merkezi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi Dr. Öğretim Görevlisi Murat Başaranoğlu, İkiz bebek sahibi annenin 52 yaşında olduğunu belirtti. İkiz bebeklerden birinin anne rahmindeyken hayatını kaybettiğini ifade eden Dr. Başaranoğlu, “Bebeğimiz 27 haftalıkken doğum gerçekleşti. Bebeğin ağırlığı çok çok düşüktü. Bu yüzden bayağı bir badire atlattı. Solunum cihazına uzun süre bağlı kaldı. Onun haricinde kalpteki delikten dolayı tedavi başlamıştık. Akciğer ve diğer organlar gelişmemiş bir halde doğuyor. Burada yeterli desteği verdik. Şu an için çok şükür bebeğimiz 50’inci gününde bin 500 gram ağırlığına ulaştı. Bir aksilik olmazsa inşallah 15-20 gün sonra taburcu etmeyi düşünüyoruz. Şu an solunum cihazından ayrıldı. Kendisi nefes alıp verebiliyor. Solunum desteğine ihtiyacı yok” dedi. “Yıllar sonra bebeğimiz oldu” Bebeğinin 600 gram doğduğunu ve şu an sağlığına kavuştuğunu dile getiren anne Nesibe Güler Aydın ise “Çok şükür bebeğimiz büyüyor. Bebeğimin ikizi karnımda ölmüştü. Acil sezaryene aldılar. Yıllar sonra bebeğimiz oldu ve çok mutluyum. Buradaki tüm doktor ve hemşirelere teşekkür ederim” diye konuştu.
Bursa Eker I Run’da, adım adım iyilik peşinde koşuldu Eker Süt Ürünleri tarafından 6 Ekim tarihinde Bursa’da düzenlenen 11’inci Eker I Run’da, 5 bin koşucu yer aldı. Organizasyon kapsamında Adım Adım aracılığıyla gerçekleşen Yardımseverlik Koşuları ile de sivil toplum kuruluşlarının (STK) projeleri için şimdiye kadar toplanan en büyük bağış miktarlarından birine erişildi. 11’inci Eker I Run, "Yola Çık!" mottosuyla 6 Ekim tarihinde Bursa Eker Meydan’da düzenlendi. 13 farklı ülkeden ve 38 farklı şehirden 5 bin kişinin katıldığı 11’inci Eker I Run’da; Uludağ’ın zirvesinden Bursa Eker Meydan’a doğru koşulan 42K Maratonu ve Maraton Bayrak Yarışı’nın yanı sıra 6-12 yaş aralığındaki çocukların katıldığı Minik Adımlar Koşuları, 5K, 15K Koşuları ve Paten Yarışı yapıldı. Bursalı sporseverlerin yanı sıra otuzdan fazla şehirden katılımcının bir araya gelerek farklı deneyimler yaşadığı etkinlikte, adımlar geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi yardımseverlik için de atıldı. STK’ları desteklemek için yapılan Yardımseverlik Koşuları, 11. Eker I Run’ı aynı zamanda büyük bir iyilik organizasyonu haline getirdi. Yardımseverlik Koşuları’na katılan koşucuların ve bağışçıların desteği ile birlikte Adım Adım çatısı altındaki STK’ların toplumsal değer oluşturan projeleri için kaynak oluşturuldu. Etkinlik sırasında başlayan yardımseverlik kampanyaları, etkinliğin ardından da yapılan bağışlarla sona erdi. Toplam kaynak 8 milyon 300 bin TL’ye ulaştı Yapılan açıklamaya göre, 2023 yılında yapılan 10’uncu Eker I Run’da STK’ların projeleri için 2 milyon 700 bin TL’nin üzerinde bağış toplanmıştı. Bu yılki etkinlikte ise 5 binden fazla bağışçı, 660 gönüllü sporcunun katkısıyla 18 STK için 3.4 milyon TL bağış tutarına erişildi. Çocuklardan gençlere, kadınlardan doğaya ve hayvanlara kadar destek bekleyen 1200’e yakın faydalanıcıya katkı sağlandı. Eker I Run Koşuları’nda 2018’den 2024 yılına kadar STK’ların projeleri için toplam 8.3 milyon TL kaynak oluşturuldu. İyilik peşinde koşan STK’lar şöyle açıklandı: Etkinlikte iyilik peşinde koşan 18 STK’nın listesi şöyle: Açık Alan Derneği, AKUT, Bursa Lösemili Çocuklara Yardım Derneği (LÖDER), Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Kanserli Çocuklara Umut Vakfı (KAÇUV), Kansersiz Yaşam Derneği, Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV), Köy Okulları Değişim Ağı (KODA), Koruncuk Vakfı, Nesin Vakfı, Otizmli Bireyleri Destekleme Vakfı (OBİDEV), Parıltı Derneği, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV), Türk Eğitim Vakfı (TEV), Tohum Otizm Vakfı, Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı (TSÇV), Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği (TÜKD), UNICEF. Yardımseverlik Koşuları kampanyalarında sıralamalar En fazla bağış toplayan 5 STK; Bursa LÖDER, Türk Eğitim Vakfı, Tohum Otizm Vakfı, UNİCEF ve Nesin Vakfı olarak sıralandı. En fazla bağış sayısına ulaşan ilk 3 gönüllü sporcu; Serpil Soykan (Türk Eğitim Vakfı), Yıldız Yurttaş (Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği) ve Didem Önal (Türk Eğitim Vakfı) oldu. Serpil Soykan (Türk Eğitim Vakfı), en fazla bağışa ulaşanlar listesinin de ilk sırasında yer alırken, ikinci sırada Itır Erhart (Nesin Vakfı), üçüncü sırada ise Zeliha Nurdan Dağlıoğlu (Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği) yer aldı. Eker I Run’da Kurumsal Takımlar arasında da rekabet yaşandı. Kurumların ve saygın markaların koşu takımları etkinlikte ekip ruhunu pekiştiren bir mücadele ortaya koydu. Kurumsal Takımlarda en fazla bağış sayısına ulaşan ekipler Yeşim, Oyak Renault Koşuyor, MFI Running Club olurken; en fazla bağışa Yeşim, Evolog Turtles ve Oyak Renault Koşuyor takımları ulaştı. Koşu grupları arasında ise Adım Adım Bursa, Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği (TÜKD) Koşucuları ve Adım Adım Ankara hem en fazla bağış sayısına hem de en fazla bağışa ulaşan ilk üç ekip oldu. 2014 yılından bu yana düzenlenen ve istikrarlı bir şekilde büyüyen etkinlik, ilk kez yarışan amatör sporculardan profesyonel koşuculara kadar farklı özelliklere sahip katılımcıları buluşturuyor. Uludağ’dan şehre uzanan ve doğayla iç içe koşma fırsatı veren muhteşem maraton parkurunun yanı sıra Eker Meydan’daki diğer parkur kategorileri ile ilgi çeken etkinliğin, gelecek yıl yeni rekorlarla yapılması bekleniyor. 12’nci Eker I Run, 5 Ekim 2025 tarihinde sporseverlerle buluşacak.