ASAYİŞ - 18 Ekim 2024 Cuma 18:41

Aksaray’da 3 ayrı operasyon: 3 tutuklama

A
A
A
Aksaray’da 3 ayrı operasyon: 3 tutuklama

Aksaray’da hırsızlık, kasten adam yaralama ve dolandırıcılık olaylarına karışan 7 şüpheli operasyonla yakalanırken 3 şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi.


Aksaray’da yaşanan olayların önlenmesi ve suç ve suçluların yakalanarak adalete teslim edilmesi çerçevesindeki yapılan çalışmalar neticesinde Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde 3 ayrı operasyon düzenleyen polis, hırsızlık, kasten adam yaralama ve dolandırıcılık olaylarıyla ilgili 7 şahsı yakalayarak gözaltına aldı. Sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğüne getirilen şüpheliler buradaki işlemlerinin ardından Aksaray Adliyesine sevk edildi. Burada hakim karşısına çıkarılan şüphelilerden R.B. (40), S.K. (29) ve B.Ş. (25) isimli şahıslar tutuklanarak cezaevine gönderildi.



Aksaray’da 3 ayrı operasyon: 3 tutuklama

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Tunç, “Yenidoğan soruşturmasında 47 şüpheliden 22’si tutuklandı" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "yenidoğan çetesi" soruşturması kapsamında gözaltına alınan 47 şüphelinden 22’sinin tutuklandığını, bu şüphelilerle ilgili yargılama süreci devam ettiğini açıkladı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal paylaşım sitesi X hesabından yaptığı paylaşımda, “İstanbul’da bazı özel hastanelerin yeni doğan bakım ünitelerinin kiralanarak insani ve uygun olmayan koşullar nedeniyle bebek ölümlerinin meydana geldiğine yönelik CİMER’e yapılan başvurular ve İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünün ihbarı üzerine Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca 21 Mayıs 2023 tarihinde soruşturma başlatılmış, bu kapsamda bugüne kadar gözaltına alınan 47 şüpheliden 22’si tutuklanmıştır. 47 şüpheli hakkında 16 Ekim 2024 tarihinde iddianame hazırlanmış ve 22’si tutuklu bulunan bu şüphelilerle ilgili yargılama süreci devam etmektedir” dedi. "Savcının tehdit edilmesiyle ilgili gözaltına alınan 8 şüphelinin 5’i tutuklandı” Bakan Tunç, “Diğer yandan Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığında görevli Cumhuriyet Savcısının tehdit edilmesi hakkında Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmış, gözaltına alınan 8 şüphelinin 5’i tutuklanmış ve 3’ü hakkında adli kontrol kararı verilmiştir. Bu soruşturma da çok yönlü ve titizlikle devam etmektedir” dedi.
İstanbul ’Yenidoğan çetesi’nin etkin pişmanlıktan faydalanmak isteyen üyelerinin ifadeleri ortaya çıktı İstanbul’da bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan çetenin etkin pişmanlıktan faydalanmak isteyen üyelerinin ifadeleri ortaya çıktı. Korkunç detayları anlatan şüphelilerden hemşire Hakan Doğukan Taşcı, doktor yerine epikriz raporu yazdığını, usulsüz ilaç satışı yaptığını söyleyerek, “Pişmanım” dedi. Şüphelilerden hemşire olan Hasan Basri Gök ise hastaneye getirilen bir bebeğin ağır narkotik ilaçlar ile uyutulduğunu sonrasında bebeğin müdahale edilmesine rağmen kalp anomalisi olduğu için günden güne morarmaya başladığını ancak verilen ilaçlar ile bebeğin hastanede tutulduğunu anlattı. İstanbul’da bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak kasten ölmelerine neden olan çete hakkında yürütülen soruşturma tamamlanarak fezleke hazırlanmıştı. Fezleke değerlendirme yapılması için Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmişti. İddianame Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanarak Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmişti. Mahkemenin iddianameyi inceleme süreci devam ederken bilgi sahibi olan ve etkin pişmanlıktan faydalanmak isteyenlerin ifadesi ortaya çıktı. "Hastaların taburcu olma süresinden fazla sürede hastanede yatış gösterildiği için istifamı sundum" Bilgi sahibi sıfatıyla ifadesi alınan Sema U. “Ben Bağcılar TRG Hospitalist Hastanesi’nde yoğun bakım bölümü sorumlu hemşiresi olarak çalışmaktaydım. Hastanenin o dönemki Müdürü Murat Mantuş’tu. Murat Mantuş’un müdür olarak çalıştığı dönem içerisinde Dr. Fırat Sarı ve ekibi hastanede bulunmaktaydı ancak resmi olarak hastanede sorumluluğu olup olmadığını bilmiyorum. Bu dönemde yaklaşık 2 hafta bu hastanede yoğun bakım servisinde çalıştım. Çalıştığım sürede hastaların taburcu olma süresinden çok fazla sürede hastanede yatış gösterildiği için bu durumdan rahatsız olarak kendim istifamı sundum. Bu dönem içerisinde Fırat Sarı bana yoğun bakım sorumlularına fazladan ücret vereceğini söyledi ve bana da bu teklifi iletti ancak ben kabul etmeyerek istifamı sundum” dedi. “Ölüyor mu ne yapıyorsa yapsın ya” cümlesiyle ilgili ifade veren şüpheli : “O andaki gerginlikte söyledim” Kendisine telefon görüşmesinde bir hasta hakkında “bu da bir 80, 82 oluyor sonra 98 oluyor artık ben bıraktım ölüyor mu ne yapıyorsa yapsın ya” şeklinde kurduğu cümle sorulan şüpheli Çağla Durmuş ise, “O andaki gerginlikte söyledim. Hastaya yapılması gereken her şeyi yaptık. Yapılacak ve yapılmayacak olan işlemlere doktorlar karar verir hemşireler uygulamasını yapar” dedi. Şüpheli hemşire: “Doktor yerine epikriz yazdım, ilacın usulsüz olarak satışını yaparak gelir elde ettik, pişmanım” Şüpheli Hakan Doğukan Taşcı ise lise mezunu hemşire olduğunu söyleyerek etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediği belirtti. Taşcı, “Fırat Sarı isimli kişiyi Reyap Hastanesi’nde çalıştığım dönemden tanırım. Hastanenin çocuk doktorudur. Beni usulsüz işlerin içine sokan kişi Fırat Sarı’dır. Kendisi hastanede doktor bulundurması gerekirken doktor yerine beni bırakıyor. Gıyasettin Mert Özdemir isimli şahısla birkaç kez telefonda ve yüz yüze konuşmak zorunda kaldım. Ben bu kişiyi CİMER’e şikayet ettim. Şikayet etme sebebim bebek tüccarlığı yapmasından dolayı. Bu kişi 112 Acil’de ambulans şoförü olarak çalışır. Birçok özel hastane ile iş yapar. Genelde hastanelerde başhekimlerle, hastanede müdürleri ile anlaşarak hastanelere dışarıdan yeni doğan bebeklerin gelip yatışını yaptırıyor ve bundan kar elde ediyor. Bu işlemlerde hastanenin bu yeni doğan bebekler için uygun olup olmadığına bakmadan sadece para kazanmak için bebeklerin canını tehlikeye atarak hastanelere sevkini yapıyor. Ben Birinci Hastanesi’nde çalıştığım dönemlerde Şeyhmus Çelik isimli doktorun yerine epikriz yazdım. Düzenlemeler yaptım. Bu işlemleri yaptığımdan Şeyhmus Çelik isimli doktorun ve Fırat Sarı’nın haberi vardır. Bu raporları yazmamı bana Fırat Sarı söyledi. Geceleri nöbetçi hekim olması gerekirken bulunmuyor. Bu sorumluluğu da benim gibi hemşirelere yıkıyorlar. Hasan Basri ile birlikte Curusorf isimli ilacın usulsüz olarak satışını yaparak gelir elde ettik. Ben yaptığım tüm işlemlerden ötürü pişmanım. Bu sebeple etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istiyorum” dedi. “Tüm usulsüzlükler sebebiyle pişmanım" Şüpheli hemşire Hasan Basri Gök de etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini söyleyerek yaşanılan skandallar zincirini anlattı. Gök, “Yoğun bakıma gelen hasta bebeklerin basamak dereceleri ile oynanarak ve SGK’ya kesilen fazla faturadan usulsüz gelir elde etmişlerdir. Fırat Sarı kan gazı parametrelerini excel üzerinde yazdığı program ile değiştirerek istediği şekilde yazdırıp SGK’ya fatura ediyordu. Epikriz raporlarının Fırat Sarı’nın talimatları doğrultusunda ben ve diğer çalışanlar tarafından değiştirilerek tekrar düzenlendiği doğrudur. Ben yapmış olduğum tüm usulsüzlükler sebebiyle pişmanım” dedi. “Bebek günden güne morarmaya başladı, ağır narkotik ilaçlar ile uyutuldu” Bir bebeğin ölümü ile ilgili bildiklerini anlatan Gök, “Bir bebek hastaneye geldi. Geldiğinde durumu kötü değildi fakat yatışının 2 ya da 3. gününde durumu kötüleşmeye, kalp anomalisi sıkıntısı yaşamaya başladı. Fırat Sarı, bebeği kalp ameliyatı ile ilgili herhangi bir tedavi yapılamayacak, olumsuz koşullardaki Birinci International Hastanesine sevk ettiği için bebeğe hastanede herhangi bir ameliyat işlemi uygulanamadı. Hastanede bebekten sorumlu kişi Hakan Doğukan Taşcı’ydı. Hatta bebeğin ailesi ile görüşen Doğukan, kendisini doktor olarak tanıtmış ve bebeğe doktor sıfatı ile müdahale ediyordu. Bebeğe uygulanabilecek tek ilaç bir kalp ilacıydı. Hakan Doğukan bu ilacı veriyordu. Bir ara ilacı kesti. Ağır narkotik ilaç ile bebeği uyuttu. Sonrasında bebek müdahale edilmesine rağmen kalp anomalisi olduğu için günden güne morarmaya başladı ama Hakan Doğukan Taşcı verdiği ilaçlar ile bebeği yaklaşık olarak 1.5 ay kadar tuttu” dedi. Hasta bebek hakkında başka hemşireye ‘gebert onu’ diyen şüpheli: “Hastane ortamında stres altında kurduğum cümlelerdir” Hasan Basri Gök, Hakan Doğukan Taşcı ile arasında geçen “gebert onu” içerikli konuşma hakkında ise, “Ben bebeğin kötü durumda olduğunu bildiğim için Hakan Doğukan’a bebeğin fazla yaşamayacağını, sürekli bebeğe ilaç vererek zorla yaşatmasının bir anlam ifade etmeyeceğini, bebeğin bu hastane koşullarında vefat edeceğini söylemiştim. Kurduğum cümleler için çok pişmanım fakat kurduğum bu cümleler hastane ortamında stres altında kurduğum cümlelerdir. Kasti olarak bir cümle kurmadım” şeklinde ifade verdi. “Epikriz raporları ile oynadım, hasta basamakları ile oynadım, usulsüzlük yaptım” Hasan Basri Gök ifadesinin devamında, “Fırat Sarı’nın talimatları ile epikriz raporları ile oynadım, hasta basamakları ile oynadım. Bunları değiştirerek usulsüzlük yaptım. Fakat bunlar haricinde herhangi bir bebeğin vefat etmesinde ihmali ya da kasti bir durum içerisinde kesinlikle olmadım. Hakan Doğukan Taşcı isimli şahıs ile birlikte Fırat Sarı’nın talimatları doğrultusunda hastaneden ilaç çıkartarak sattık ve bunun parasını da Fırat Sarı’ya verdik. Ben 2024 Ocak ayında artık bu usulsüzlüklere dayanamayarak bu şahsın yanından ayrıldım ve bütün bağlantımı kestim” dedi.
Kocaeli 4’ü öğrenci 5 kişiyi ölüme götüren servis kazasında sanıklara ceza yağdı Kocaeli’nin Gebze ilçesinde bir kadın ve 4 öğrencinin hayatını kaybettiği, 17 öğrencinin yaralandığı servis kazasına ilişkin 7 sanık hakkında karar çıktı. Üzgün olduğunu söyleyen servis sürücüsü, "11 celsedir susuyorum, aslında konuşmam lazım. Susmamın sebebi çocukların ölümünden dolayıdır, çok üzüntülüyüm. Keşke ben ölseydim de çocuklara bir şey olmasaydı" dedi. Mahkeme heyeti, servis sürücüsüne 21 yıl 9 ay, 4 sanığa da ayrı ayrı 13 yıl 4 ay, bir diğer sanığa ise 6 yıl hapis cezası verdi. Yavuz Selim Mahallesi Fikri Altıok Caddesi’nde 9 Kasım 2021’de meydana gelen kazada, Emlak Konutları Anadolu Lisesi öğrencilerini taşıyan Mehmet Ö. idaresindeki 41 P 0860 plakalı servis midibüsü önce Birsen Giriş (51) isimli yayaya çarpıp, ardından takla atarak dere yatağına uçmuştu. Kazanın ardından Mehmet Ö., serviste bulunan 20 kişi ve Birsen Giriş yaralanarak hastaneye kaldırılmıştı. Hastaneye kaldırılan yaralılardan Birsen Giriş, öğrencilerden Mert Efe Akıllı (14), Rabia Üst (14), Esma Nur Avcı (13) ve Ege Yılmaz (15) tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetmişti. Şoförün kanında 3 çeşit uyuşturucu madde çıkmıştı Sürücü Mehmet Ö., hastanede yapılan tedavisinin ardından çıkarıldığı mahkemece, "taksirle birden fazla kişinin ölüme ve yaralanmasına sebep olma" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderilmiş ve sürücü Mehmet Ö’nün öğrenci servisi kullanabilmesi için belgelerinin yeterli olmadığı ortaya çıkmıştı. Sanığın kanında ise metamfetamin, amfetamin isimli uyuşturucu maddelere ve narkotik benzeri bir ağrı kesiciye rastlanmıştı. Mahkeme için oluşturulan heyet tarafından, uyarıcı madde etkisi altındaki sürücü Mehmet Ö’nün emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyeceği kanaatine varılmıştı. Kazaya karışan midibüsün ikiz plaka olduğu tespit edilmişti. Servis sürücüsü Mehmet Ö., aracı kiralayan İbrahim A., araç sahibi Muammer A., okul servis firması sahiplerinden Cihat Ö. ve Hamza Ö. ile aracın okul servisi olarak kiralanmasında aracılık yapan Seyfettin D. ve okul müdürü Zafer Ali Y. hakkında dava açılmıştı. Davanın ardından hazırlanan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin raporunda ise servis aracında emniyet kemeri olmadığı bilgisine yer verilmişti. "Susmamın sebebi çocukların ölümünden dolayıdır, çok üzüntülüyüm" Olaya ilişkin açılan davanın duruşması Gebze 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye devam etti. Salonda taraf avukatları ve öğrencilerin aileleri hazır bulunurken, sanık Mehmet Ö. ise tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS ile duruşmaya katıldı. Savunma yapan tutuklu sanık Mehmet Ö., "11 celsedir susuyorum, aslında konuşmam lazım. Susmamın sebebi çocukların ölümünden dolayıdır, çok üzüntülüyüm. Böyle olmaması lazımdı. Frenler tutmadığı için kaza oldu. Keşke ben ölseydim de çocuklara bir şey olmasaydı. Çok üzgünüm" diye konuştu. Servis sürücüsüne 21 yıl 9 ay hapis cezası Mahkeme heyeti avukatların ve sanığın son sözünün ardından kararını açıkladı. Heyet, servis sürücüsü tutuklu sanık Mehmet Ö’ye ’Taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma’ suçundan 21 yıl 9 ay hapis cezası verdi. Ayrıca bilinçli taksir ve asli kusurlu olarak Mehmet Ö’nün kazaya sebebiyet verme suçundan D1 sınıfı sürücü belgesine 3 yıl süre ile geri alındı. Sanıklara ceza yağdı Aracın okul servisi olarak kiralanmasında aracılık yapan Seyfettin D., servis şirketi sahipleri Cihat Ö. ve Hamza Ö. ile aracı sahibinden kiralayan İbrahim A., "Taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına sebep olma" suçundan asli kusurlu bulundu. Bunun üzerine 4 sanığa da ayrı ayrı 13 yıl 4 ay hapis cezası verildi ve haklarında yakalama kararı çıkarıldı. Okul müdürü Zafer Ali Y. hakkında 6 yıl hapis cezası verilirken araç sahibi Muammer A. ise üzerine atılı suçta kusuru bulunmaması sebebiyle beraat etti.