SAĞLIK - 29 Ocak 2025 Çarşamba 09:42

Afyonkarahisar’da ‘sarı serum’ faciası

A
A
A
00:00
00:00
HD

Afyonkarahisar’da umre yolculuğuna hazırlanan 38 yaşındaki genç adam, grip şikayetiyle gittiği özel bir klinikte halk arasında ‘atom’ diye tabir edilen sarı serumun bağlanması sonrası fenalaşarak kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Mehmet Gündoğan isimli genç adamın karısı, “Eşime ihram yerine kefen giyindirdim” dedi.

Olay, geçtiğimiz 13 Ocak’ta kent merkezindeki özel bir klinikte meydana geldi. İddiaya göre, mobilya sektöründe faaliyet gösteren bir firmanın sahibi olan ve umre yolculuğu hazırlığı yapan 2 çocuk babası Mehmet Gündoğan, grip şikayetiyle kliniğe başvurdu. Burada Gündoğan’a herhangi bir tetkik yapılmadan sarı serum bağlandı. Ancak Gündoğan serumun bitmesine yakın nefes almakta güçlük çektiğini söyleyerek fenalaştı. Sonrasında ise Gündoğan’a iddiaya göre klinik çalışanları müdahale edemedi. Yaklaşık 10 dakika sonra Gündoğan’ın refakatçi olarak yanında götürdüğü arkadaşı Gündoğan’ın durumunu görünce 112 Acil Çağrı Merkezini arayarak yardım istedi. İhbar üzerine kliniğe gelen ambulansla Afyonkarahisar Devlet Hastanesine kaldırılan Gündoğan müdahalenin ardından yoğun bakıma alındı. Ancak Gündoğan girdiği yoğun bakımdan 20 saatin sonunda yaşama tutunamayarak hayatını kaybetti.

“Eşime hiçbir tetkik yapılmadan direk serum vermişler”

Talihsiz adamın acılı karısı Songül Gündoğan, eşine hiçbir tetkik yapılmadan serumun bağlandığını kaydederek, “Yapılan sarı serum maalesef 20 saat gibi kısa bir sürede eşimi benden aldı. Eşim bir gün öncesinde Devlet Hastanesine gitti ve orada kendisine boğaz spreyi ile ağrı kesici verilerek gönderildi. Eşim bir an önce toparlanmak (iyileşmek) istedi çünkü biz umreye gidecektik. Umre hazırlığı yapıyorduk. Burayı duymuş ve bu yüzden o kliniğe gitti. Arkadaşı ile beraber gittiği bu klinikte, ‘alerjin var mı?’ diye sormuşlar. Eşim ‘bilmiyorum’ yanıtını vermesine rağmen hiçbir tetkik yapılmadan direkt serum vermişler” dedi.

“Sarı serumun ne kadar tehlikeli olduğunu içim yana yana öğrendim”

Afyonkarahisar’da ‘sarı serum’ faciası

Serum verildikten 10 dakika sonra eşinin nefes alamadığını ve sonrasında kalbinin durduğunu dile getiren Gündoğan şunları söyledi:

“Orada müdahale yapamamışlar eşime. Çalışanlar sağa sola koşuşturmuşlar hatta bir metal kaşık ile eşimin nefesini açmaya çalışmışlar ama yetersiz kalmış. Yanında refakatçi olarak giden arkadaşı hemen 112’yi arıyor. Ambulansla eşimi yoğun bakıma kaldırıyorlar. Eşim hastaneye götürüldüğünde maalesef çok geçti. 20 saat içerisinde eşimin vefat haberini aldım. Eşime ihram yerine kefen giyindirdim. Bu sarı serumun ne kadar tehlikeli olduğunu içim yana yana öğrendim. Benim 2 çocuğum babasız kaldı, eşimin gençliği gitti.”

Afyonkarahisar’da ‘sarı serum’ faciası

“Klinik para kazanmaya devam ediyorlar ama bizim evimizde 15 gündür hayat durdu”

Eşinin ölümünden sonra adeta hayatın kendileri için durduğunu ifade eden gözü yaşlı kadın Gündoğan, "Söz konusu klinikle ilgili araştırma yaptığımızda burası ile 2 doktor ilgilenmiyormuş ve doktorlardan birisinin geçtiğimiz yıl Devlet Hastanesi’nde çalışırken hastanın kan tahlilini değiştirdiği gerekçesi ile yargılanıyormuş. Bu yüzden doktorluk diploması askıdaymış. Eşimi hayattan koparan diğer doktorun ise diploması varmış ama benim eşimi hayattan koparan doktorunda diplomasının askıya alınmasını istiyorum. Çünkü benim evime ateş düşüren doktorların elini kolunu sallayarak halen o klinikte görev yapmasını istemiyorum. Bir an önce gereğinin yapılmasını istiyoruz. Maalesef klinik açık ve insanlara halen hizmet veriyor. Eşim gideli 15 gün oluyor ama hiçbir şey olmamış gibi para kazanmaya devam ediyorlar. Ama bizim 15 gündür evimizde hayat durdu, adaletin yerini bulacağına inanıyorum” diye konuştu.

Gökten Ceylan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Solunum hastaları Nilüfer Sağlıklı Hayat Merkezi’nde şifa buluyor KOAH, astım, anfizem gibi çeşitli solunum hastalıkları nedeniyle Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi’nden pulmoner rehabilitasyon hizmeti alan hastaların idame programları, Nilüfer Sağlıklı Hayat Merkezi’nde gerçekleştiriliyor. UÜ Tıp Fakültesi ile Nilüfer İlçe Sağlık Müdürlüğü arasında pulmoner rehabilitasyon hizmetine ihtiyaç duyan hastalar için işbirliği yapıldı. Buna göre Nilüfer Sağlık Hayat Merkezi’nde görevli doktor, fizyoterapist ve diyetisyenden oluşan bir ekip, 8 hafta boyunca UÜ Tıp Fakültesi pulmoner rehabilitasyon kliniğinde eğitim aldı. Eğitim sonucunda tıp fakültesinde pulmoner rehabilitasyonunu tamamlayan solunum hastaları, Nilüfer Sağlıklı Hayat Merkezi’nde idame programlarını sürdürmeye başladı. Sağlıklı hayat merkezinde bireylerin sağlıklarını korumak için çeşitli hizmetler gerçekleştirdiklerini dile getiren Nilüfer İlçe Sağlık Müdürü Uzm. Dr. İsmail Kaba, bunların yanında tedavi edici bir hizmet olan pulmoner rehabilitasyon hizmetini de sunmaya başladıklarını belirtti. Merkezde görevli doktor, fizyoterapist ve diyetisyeni 8 hafta boyunca Uludağ Üniversitesi’nde eğitime gönderdiklerine dikkat çeken Uzm. Dr. Kaba, "Gerekli eğitimleri aldıktan sonra 2024 yılının Nisan ayından itibaren bizim merkezimizde hizmet vermeye başladı. Bu süreçte 2024 yılının Nisan ayından günümüze kadar yaklaşık 8 tane hastayı düzenli takip ettik. Hastalarda çeşitli işlemler yapıldı. Burada diyetisyenden diyet tedavilerini de aldılar. Fizyoterapist eşliğinde egzersizlerini de yaptılar. Ortalama 2 ile 4 ay süresince bu hastaları takip ediyoruz. İçlerinden bir hastamız tedavi sürecini tamamlayıp kurumumuzdan ayrılmış oldu. Sayılarının daha da artacağını düşünüyoruz" dedi. "Yaşamlarına küçük bir dokunuş yapıyoruz" Tıp Fakültesinde aldığı eğitimle solunum hastalarına merkez bünyesinde pulmoner rehabilitasyon eğitimi vermeye başlayan Fizyoterapist Ahmet Gökburu ise, "Beraber yürüyüş bandında aerobik egzersizi, bisikletimizde ise yine aynı şekilde aerobik kapasitemizi arttırmak amacıyla çalışıyoruz. Daha sonrasında kas kuvvetini amacıyla dambıllarla çalışıyoruz. Burada amacımız hastaların akciğer oksijen kapasitesini arttırmak, egzersiz yapabilme kapasitesini arttırmak ve günlük yaşam aktivitelerini kendilerini daha rahat hissederek yapmalarını sağlamaktır. Bu şekilde onların yaşamına küçük bir dokunuş yapmış oluyoruz. Onların egzersizlerini düzenli bir şekilde devam ettirmelerini sağlıyoruz" şeklinde konuştu. "Artık merdiven çıkabiliyorum" 2012 yılından beri zatürre ve anfizem hastalığıyla mücadele ettiğini vurgulayan 72 yaşındaki hasta Tamer Pancaroğlu ise, "Hastalık ilerleyince bana fakültedeki pulmoner rehabilitasyon kliniğine başvurmam gerektiği söylendi. Geçen sene oraya başladım. 8 haftalık tedavim sonucu Nilüfer Sağlıklı Hayat Merkezi’ne sevkim yapıldı. Gayet memnunum. Merdiven çıkamıyordum. Artık çıkabiliyorum. Çok çabuk yoruluyordum. Şimdi yorgunluklar biraz daha azaldı. Burada bisiklet ve yürüme bantlarında antrenmanlar yapıyoruz" diye konuştu.