ASAYİŞ - 15 Kasım 2024 Cuma 10:40

Kazada ölen güvenlik görevlisinin ailesinin ‘Makas atan otomobil"’ şüphesi

A
A
A
Kazada ölen güvenlik görevlisinin ailesinin ‘Makas atan otomobil"’ şüphesi

Adana’da direksiyon hakimiyetini kaybedip bariyerlere çarparak hayatını kaybeden güvenlik görevlisinin ailesi, kazaya makas atan bir otomobilin neden olduğunu öne sürüp kazanın aydınlatılmasını istedi.


Edinilen bilgiye göre kaza, 8 Kasım günü öğle saatlerinde Tarsus-Adana-Gaziantep (TAG) Otoyolu Adana Doğu çıkışında meydana geldi. İddiaya göre, güvenlik görevlisi 2 çocuk babası Abdulkadir Kaplan (48) evinden çıkıp iş yerine doğru giderken direksiyon hakimiyetini kaybederek bariyerlere çarptı. Kazayı gören vatandaşların ihbarı üzerine bölgeye sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri Kaplan’ın olay yerinde hayatını kaybettiğini belirledi. Polis ekipleri kazayla ilgili inceleme başlatırken Kaplan’ın cansız bedeni otopsinin ardından Adana Adli Tıp Kurumu morgundan alınarak toprağa verildi.



Makas atan sürücü iddiası


Öte yandan Kaplan ailesi, kazadan sonra olay yerine gittiklerinde bir görgü tanığının ‘Makas atan gri bir otomobil vardı’ demesi üzerine polise başvurup Abdulkadir Kaplan’ın makas atan sürücü nedeniyle kaza yaptığını bildirip olayı araştırmalarını istedi.


İhlas Haber Ajansı’na konuşan Abdulkadir Kaplan’ın eşi Yasemin Kaplan (45), “Benim eşim çok dikkatli araba sürerdi. Hiçbir rahatsızlığı da yokken bir anda kaza geçirdi ve hayatını kaybetti. Bize makas atan bir sürücünün olduğu söylendi. Bu sürücünün biran önce bulunmasını istiyoruz. Biz günlerdir uyku uyuyamıyoruz, onun da uyumamasını, cezasını çekmesini istiyoruz” diyerek gözyaşlarına boğuldu.


Abdulkadir Kaplan’ın baldızı Sevgi Pul ise eniştesinin ölümüyle üzüntü yaşadıklarını anlatarak, “Eniştemin ani ölümü sonucu 2 evladı babasız kaldı. 13 yaşındaki Hüma ve 19 yaşındaki Mert Miraç artık babasız büyüyecek. Bu makas atan sürücü hak ettiği cezayı alsın. Biran önce bulunmasını istiyoruz. Görgü tanığı gri bir otomobilden bahsetti. Bu otomobili bulmak zor olmamalı” dedi.



Kazada ölen güvenlik görevlisinin ailesinin ‘Makas atan otomobil"’ şüphesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Şimşek: “2023 yılında yasa dışı bahis ile ilgili 644 milyon lirayı bloke ettik” Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "2023 yılında yasa dışı bahis ile ilgili bloke ettiğimiz işlem tutarı 644 milyon liradır, MASAK tarafından düzenlenen raporlar doğrultusunda mahkemeler tarafından yaklaşık 30 milyon liralık tutara el koyma kararı verilmiştir" dedi. AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplanan TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçesinin yanı sıra Gelir İdaresi Başkanlığı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Sermaye Piyasası Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ve Kamu İhale Kurumu’nun Sayıştay raporları ve bütçeleri görüşüldü. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bütçe görüşülmeleri çerçevesinde Komisyon’da bir sunum gerçekleştirdi. Burada bir konuşma gerçekleştiren Bakan Şimşek, geçen yıl uluslararası standartlara uygun, kurala dayalı ve iyi tasarlanmış bir ekonomi programını uygulamaya başladıklarını belirterek, programın nihai hedefinin, sürdürülebilir yüksek büyüme ve daha adil bir gelir dağılımı olduğunu sözlerine ekledi. “Aldığımız tedbirlerle, yıllık cari işlemler açığını eylülde 9,7 milyar dolara düşürdük” Uyguladıkları programla dış kırılganlıkların azaltılması ve makro finansal istikrarın güçlendirilmesinde önemli mesafe katettiklerini aktaran Şimşek, “Son 20 yılda, cari açığın milli gelire oranı, ortalama yüzde 3,8 olarak gerçekleşti. 2023 yılı Mayıs ayında bu oran yüzde 5,5’e yükselerek önemli bir kırılganlık kaynağı olmuştu. Aldığımız tedbirlerle, yıllık cari işlemler açığını eylülde 9,7 milyar dolara ve milli gelire oran olarak yüzde 0,8’e düşürdük. Bu gelişmede; ağırlıklı olarak para politikasının etkisiyle normalleşen altın ithalatı, enerji fiyatlarındaki gerileme, mal ve hizmet gelirlerindeki artış ve iç talepteki yavaşlama etkili oldu. Program döneminde, ilave rezerv birikimini sağlamak ve dış borç sürdürülebilirliğini güçlendirmek için cari açığın milli gelire oranını yüzde 2’nin altında tutmayı hedefliyoruz. Politikalarımızı bu doğrultuda oluşturuyoruz” açıklamasında bulundu. “Swap hariç net rezervlerimiz 106 milyar dolar artmıştır” Bakan Şimşek, dış finansmana erişimin iyileştiğini belirterek, “Türk lirasına talep artıyor, rezervler ve makro finansal istikrar güçleniyor. Cari açıktaki düşüş, dış finansmana erişimin iyileşmesi ve Türk lirasına artan güven sonucunda, önemli ölçüde rezerv birikimi sağladık. Uluslararası tanıma göre rezerv yeterliliğimiz eşik seviyeye ulaşmıştır. 2023 yılı Mayıs ayına göre brüt rezervlerimiz 59 milyar dolar, swap hariç net rezervlerimiz ise 106 milyar dolar artmıştır. Bu artışın yaklaşık yüzde 75’i yurt içi portföy tercihlerinden, yani ters para ikamesinden kaynaklanmıştır. Yabancı para mevduatların toplam içindeki payı, 2023 yılı Mayıs ayındaki yüzde 63,7’den yüzde 43,8’e gerilemiştir. Makro finansal istikrarı pekiştirmek ve dezenflasyon sürecini hızlandırmak için Kur Korumalı Mevduat’tan (KKM) çıkıyoruz” ifadelerine yer verdi. Makro finansal istikrarın güçlenmesiyle ülke risk priminin düştüğünü ve kredi notunun arttığını kaydeden Şimşek, 2023 yılı Mayıs ayında 700 baz puana yükselen risk priminin 260 puanın altına gerilediğini ve Türkiye risk primindeki iyileşme ile gelişmekte olan ülkelerden olumlu ayrıştığını kaydetti. “Enflasyon beklentilerinin son iki buçuk yılın en düşük seviyesine gerilemesi olumlu gidişata işaret ediyor” Şimşek, Yüksek enflasyonun, karşı karşıya oldukları en önemli makro dengesizliktir olduğunu söyleyerek, “Yıllık enflasyon öngördüğümüz gibi mayısta zirveye ulaştı. Haziranda başlayan dezenflasyon süreci devam ediyor. Son 5 ayda yıllık enflasyon 26,9 puan azalarak yüzde 48,6’ya geriledi. Para politikasına hassasiyeti yüksek olan temel mallarda enflasyon düşüşü daha belirginken, dünyada olduğu gibi bizde de hizmetlerde atalet yüksek seyrediyor. Özellikle geriye dönük fiyatlama davranışının yüksek olduğu kira ve eğitim grubundaki yıllık artışlar ve kiralardaki yüzde 25’lik tavan uygulamasının kalkması enflasyondaki düşüşü sınırlamıştır. Enflasyondaki katılıkların giderilmesi zamana yayılsa da, Ekim ayında tüm kesimler için 12 ay sonrası enflasyon beklentilerinin son iki buçuk yılın en düşük seviyesine gerilemesi bu konudaki olumlu gidişata işaret ediyor” diye konuştu. “Yönetilen ve yönlendirilen fiyatları enflasyon hedefiyle uyumlu olarak belirleyeceğiz” Gelecek dönemde dezenflasyonda 3 temel hususun belirleyici olmasını olacağını dile getiren Şimşek, “Bunlardan birincisi, para politikasının enflasyona gecikmeli etkisi zamanla daha net görülecek. İkincisi, 2025 yılında bütçe açığının milli gelire oranının azalması negatif mali etki oluşturacak. Üçüncü olarak, bütçe imkânlarının elverdiği ölçüde, yönetilen ve yönlendirilen fiyatları enflasyon hedefiyle uyumlu olarak belirleyeceğiz” şeklinde konuştu. Dezenflasyon sürecinde büyümenin ılımlı ve daha dengeli seyrettiği bilgisini veren Şimşek, 2023 yılında yüzde 5,1 olan büyümenin 2024’te yüzde 3,5 olarak gerçekleşmesini beklediklerini söyledi. Şimşek, büyümedeki dengelenmenin öngörüleri doğrultusunda devam ettiğini dile getirdi. “Fiyat istikrarı sürdürülebilir yüksek büyümenin ön koşuludur” Sürdürülebilir yüksek büyüme programının fiyat istikrarı ile mümkün olacağını söyleyen Şimşek, “Dezenflasyon sürecinde büyüme kısa vadede geçici olarak yavaşlayabilir ancak ülkemizin geçmiş dönem tecrübeleri büyüme ve dezenflasyon arasında orta vadede ters yönlü bir ilişki bulunmadığını göstermektedir. Son 10 yılda ortalama enflasyon yüzde 22,5, ortalama büyüme yüzde 4,9 olarak gerçekleşti. Bundan önceki 10 yılda ortalama enflasyon yüzde 8,3 iken büyüme yüzde 5,9 oldu. 1994-2003 döneminde ise ortalama enflasyon yüzde 69 iken, büyüme yüzde 2,8 eviyesindeydi. Özetle; fiyat istikrarı sürdürülebilir yüksek büyümenin ön koşuludur” değerlendirmesinde bulundu. Orta Vadeli Programın yapısal reformlara ilişkin detaylı bir yol haritası içerdiğini sözlerine ekleyen Şimşek, ArGe ve yenilikçilik kapasitesini geliştirmek, yeşil, dijital ve teknolojik dönüşümü sağlamak, beşeri sermayeyi güçlendirmek, işgücü piyasasını daha da etkinleştirmek, iş ve yatırım ortamını iyileştirmek ve kayıt dışılığı azaltmak, programın temel eksenini oluşturduğunu söyledi. Bu alanlardaki tedbirleri de takvime bağladıklarını kaydeden Şimşek, 2024 yılının ilk üç çeyreğinde 58 adet tedbirin 35’ini hayata geçirdiklerini ifade etti. “2025 yılında vergi gelirlerimizin milli gelire oranının 0,9 puan artarak yüzde 18,1 olmasını öngörüyoruz” Mali disiplini güçlendirdiklerini belirten Şimşek, 2023 yılında alınan tedbirlerle bütçe açığının milli gelire oranını yüzde 5,2 ile sınırladıklarını kaydetti. Şimşek, “Bu sene yüzde 4,9’a gerilemesi öngörülen bu oranı, 2025’te yüzde 3,1’e indirmeyi hedefliyoruz. Böylece negatif mali etki üzerinden dezenflasyonu destekleyeceğiz. Bütçe açığındaki düşüşü, etkin gelir tahsilatı ve harcama disipliniyle gerçekleştireceğiz. Bütçe giderlerinin milli gelire oranını, ağırlıklı olarak deprem harcamalarındaki düşüş kaynaklı 1,5 puan azaltacağız. Bu sene olduğu gibi deprem dışındaki alanlarda harcama disiplini devam edecek. 2025 yılında vergi gelirlerimizin milli gelire oranının 0,9 puan artarak yüzde 18,1 olmasını öngörüyoruz. Bu artışa yeni ihdas ettiğimiz asgari kurumlar vergisi başta olmak üzere aldığımız gelir tedbirleri, kayıt dışılıkla mücadele, vergilemede gönüllü uyumu güçlendirecek çalışmalar, tahsilat ve denetim performansımızla ulaşacağız” diye kaydetti. “Tasarruf tedbirleri kapsamında 145 kamu kurum ve kuruluşunda denetim yapıldı” Bakan Şimşek, Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’ni uygulamaya aldıklarını hatırlatarak, “Önceki tasarruf tedbirlerinden farklı olarak Bakanlığımız nezdinde ‘Tasarruf Tedbirleri Bilgi Sistemi’ni geliştirdik ve ‘Kamu Filo Yönetim Sistemi’ni de etkinleştirdik. Muhasebat Genel Müdürlüğümüz tasarruf tedbirleri kapsamında bakanlıklar, valilikler, üniversiteler, belediyeler ile diğer kurumlar olmak üzere 145 kamu kurum ve kuruluşunda denetim yapmıştır. Sağlık, savunma ve güvenlik hariç yeni araç tahsisini kullanımdakilerin tasfiyesi koşuluyla ve mümkün olduğunca yerli ve elektrikli araçlarla sağlıyoruz. Genelge sonrası dönemde hizmet alımı suretiyle kullanılan taşıtlardan, sözleşmesi sona erenleri yüzde 15 oranında azalttık” bilgililerini paylaştı. Gelir politikalarında hedeflerinin vergi adaletini daha da güçlendirmek ve dolaysız vergilerin payını artırmak olduğunu aktaran Şimşek, kurumlar vergisi oranını yüzde 20’den yüzde 25’e, Yap-İşlet-Devret ve Kamu Özel İşbirliği Projelerinden elde edilen kazançlar ve banka ve finans kurumları için yüzde 30’a yükselttiklerini ifade etti. Vergilemede etkinliği artıracak düzenlemeler yaptıklarını da kaydeden Şimşek, vergi güvenliğini sağlamak amacıyla elektronik ticarette gelir ve kurumlar vergisi tevkifatı uygulaması getirdiklerini söyledi. “Ülkemizde vergi yükünün yüksek olduğu algısı gerçeği yansıtmıyor” Bakan Şimşek, vergi yüküne ilişkin kamuoyunda algı oluşturduğunu ifade ederek, “Ülkemizde vergi yükünün yüksek olduğu algısı gerçeği yansıtmıyor. Toplam vergi yükü sıralamasında yüzde 20,8 ile 38 OECD ülkesi arasında en düşük vergi yüküne sahip üçüncü ülkeyiz. Vergi yükü ortalaması OECD’de yüzde 34, AB’de ise yüzde 41,2 seviyesindedir. Dolaylı vergi yükünün çok yüksek olduğu yönündeki kanaat de doğru değildir. Vergi sistemimizdeki temel sorun dolaysız vergilerin yeterli düzeyde olmamasıdır. Ülkemizde dolaylı vergilerin milli gelir içerisindeki payı yüzde 9,1 iken OECD ortalaması yüzde 10,5, AB ortalaması ise yüzde 13,6’dır. Ülkemizde genel KDV oranı yüzde 20’dir. Bu oran ile AB ülkeleri içerisinde en düşük vergi oranına sahip altıncı ülkeyiz” diye konuştu. “IBAN ile kayıt dışı bırakılan kazançlar, kâr payı transferleri gibi birçok alanda yoğun denetimler gerçekleştirdik” Kayıt dışı faaliyetlerin oluşturduğu haksız rekabeti gidermek ve devletin gelir kaybını azaltmak için gereken tedbirleri aldıklarını belirten Şimşek, 2024 yılında usulsüzlük ve özel usulsüzlük ceza tutarlarını önemli ölçüde artırdıklarını ifade etti. Şimşek, kayıt dışı faaliyette bulunan mükelleflere artırımlı ceza uygulaması getirdiklerini de dile getirerek, “Lüks tüketim incelemeleri, lüks yat ve tekne satışları, araç kiralama faaliyetleri, ikinci el araç ve gayrimenkul ticareti, kira denetimleri, kuyum sektörü ve altın ticareti, alkol, tütün ve akaryakıt sektörleri, sosyal medya kazançları, banka ve kredi kartıyla ödeme almayan işletmeler, IBAN ile kayıt dışı bırakılan kazançlar, kâr payı transferleri, gelir beyanı olmayan yüksek tutarlı kredi kartı harcamaları, sahte belge düzenleme ve kullanımı gibi birçok alanda yaygın ve yoğun denetimler gerçekleştirdik” dedi. “2023 yılında yasa dışı bahis ile ilgili bloke ettiğimiz işlem tutarı 644 milyon liradır” Terörizmin finansmanı ve suç gelirlerinin aklanmasıyla mücadelelerinin, uluslararası standartlara tam uyumlu ve kararlı bir şekilde sürdüğünü aktaran Şimşek, “2024 yılında kripto varlıklara yönelik yapılan yasal düzenleme ile kripto varlık hizmet sağlayıcılarının kuruluşu ve faaliyetleri izne bağlanmıştır. Düzenlemelerle işlemler daha güvenli hale getirilmiş, gerekli tedbir ve yaptırımların uygulanabilmesi sağlanmıştır. Önümüzdeki dönemde suç gelirlerinin aklanmasını önlemek amacıyla yasa dışı bahis ve kumarla mücadelemizi sürdüreceğiz. 2023 yılında yasa dışı bahis ile ilgili bloke ettiğimiz işlem tutarı 644 milyon liradır. Ayrıca MASAK tarafından düzenlenen raporlar doğrultusunda mahkemeler tarafından yaklaşık 30 milyon liralık tutara el koyma kararı verilmiştir” açıklamasında bulundu. Şimşek, Gelir İdaresi Başkanlığının, Özelleştirme İdaresi Başkanlığının ve Türkiye İstatistik Kurumunun 2023 Yılı Kesin Hesabı’na ilişkin, 2023 yıl sonu itibarıyla 2,68 trilyon lira olan Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesinin 2,66 trilyon lirası kullanıldığını kaydetti. Kullanılan paranın yaklaşık yüzde 1,2’sine tekabül eden 31,3 milyar liralık kısmı Bakanlık hizmetlerinde kullanıldığını da aktaran Şimşek, Personel ve sosyal güvenlik giderlerine 10,2 milyar lira, Mal ve hizmet alım giderlerine 20,2 milyar lira, Cari transferlere 76,4 milyon lira, Sermaye giderlerine 878,6 milyon lira harcandığını söyledi. 2023 yıl sonu itibarıyla 19,4 milyar lira olan Gelir İdaresi Başkanlığı bütçesinin 19 milyar lirası kullanıldığını söyleyen Şimşek, “Harcamalar; Personel ve sosyal güvenlik giderleri için 1,4 milyar lira, Mal ve hizmet alım giderleri için 141,5 milyon lira, Cari transferler için 5 milyon lira, Sermaye giderleri için 97,1 milyon lira şeklinde gerçekleşmiştir” dedi. “Fiyat istikrarının sağlanması için ne gerekiyorsa yapacağız” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın desteğiyle uygulamaya konulan programa kararlılıkla devam edeceklerini de söyleyen Şimşek, “Fiyat istikrarının sağlanması için ne gerekiyorsa yapacağız. Çünkü çiftçi, esnaf, işçi, asgari ücretli, memur, emekli yani tüm vatandaşlarımızın alım gücünü kalıcı olarak ancak fiyat istikrarı ile artırabilir ve gelir dağılımını iyileştirebiliriz. Aynı zamanda vergi politikalarımızla vergide adaleti güçlendirmeyi sürdüreceğiz” diye konuştu. Komisyon, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in sunumunun ardından komisyon üyesi milletvekillerinin konuşmalarıyla devam etti.
Gaziantep Gürültü yaptığı gerekçesiyle öldürülen çocuğun sanığından pes dedirten savunma Gaziantep’te gürültü yaptığı iddiasıyla pompalı tüfekle öldürülen 10 yaşındaki Emir Baki Bayındır’ı vuran sanık Mühsün Taşkın ilk duruşmada verdiği ifadede, "Ben çocukları Suriyeli zannediyordum. Türk olan çocukların bu kadar terbiyesiz olduğunu düşünmedim. Bu çocukların mahalleden olmadıklarını bilmiyordum. 20 metre uzaklıktan sıktım diyebilirim. Benim ne çocukla ne de ailesiyle hiçbir düşmanlığım bulunmamaktadır” dedi. Gaziantep’te gürültü yaptığı iddiasıyla pompalı tüfekle öldürülen 10 yaşındaki Emir Baki Bayındır’ın ölümüyle ilgili davanın ilk duruşması bugün Gaziantep 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmaya, sanık Mühsün Taşkın, sanık avukatları, maktul çocuğun ailesi, maktul avukatları, görgü tanıkları ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında görevli memur katıldı. Sanık avukatları, sanığın sağlık sorunlarının olduğunu, sanığın yaşında yanlışlık olduğunu ve bu sebeple sanığın gerçek yaşının ortaya çıkması için kimlik yaşına bakılmasını talep etti. Duruşmaya SEGBİS üzerinden katılan sanık Mühsün Taşkın, çocukları korkutmak amacıyla ateş ettiğini söyleyerek, “Ben çok pişmanım. Olay günü çocuklar dükkanın önüne gelip bana tahrik edici hareketler yapıyordu. İş yerime taş atıyorlardı. Benim amacımda çocukları korkutmaktı. Daha önce birçok kez çocuklara patates, soğan attım fakat çocuklar beni rahatsız etmekten vazgeçmedi. Orada 5 çocuk vardı. Ben rastgele ateş açtım. Çocuğun öldüğünü bilmiyordum. Ben pandemi döneminde hasta oldum. Aşıdan sonra dilim peltek oldum. Ne yaptığımı hatırlayamaz hale geldim. Oğlumun evine gittim. Silahı ne yaptığımı bilmiyorum. Dükkanımın karşısında kamera var. Oradaki kamera kayıtlarında çocukların bana yaptığı tahrik edici hareketler görünür. Ben bu çocukla aramda herhangi bir sorun yok. Benim tek amacım korkutmaktı. Benimle konuşamadığım için dalga geçiyordu. Ben çocukları Suriyeli zannediyordum. Türk olan çocukların bu kadar terbiyesiz olduğunu düşünmedim. Bu çocukların mahalleden olmadıklarını bilmiyordum. 20 metre uzaklıktan sıktım diyebilirim. Benim ne çocukla ne de ailesiyle hiçbir düşmanlığım bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı. “En ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum” Duruşmada konuşan Anne Tülay Bayındır, sanığın ifadesinin yalan olduğunu söyleyerek, “Olay günü oğlunun yanında arkadaşları vardı. Sanığın ifadeleri hepsi yalan. Görgü tanıkları var. Sanık oğlumu köşeye sıkıştırıp öldürmüş. En ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum” dedi. “Benim oğlumun da her çocuk gibi sokakta oynamaya hakkı var” Baba Celal Bayındır, “Benim çocuğum küfür etmez. Bize hiçbir şekilde şikayet gelmedi. Her çocuk gibi benim çocuğumun da oyun oynaması en doğal hakkı. Sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum” ifadelerine yer verdi. Görgü tanıkları dinlendi Duruşmada konuşan görgü tanığı Emine Şule, “Yemek yapmak için mutfağa gittim. Gözüm pencereye takıldı ve sanığın elinde silah vardı. Sonra camdan aşağı baktım. Aşağıda 2 çocuk vardı. Sanık silahı çocuklara doğru uzatmış şekilde tehdit ediyordu. Sonra ben yemek yapmaya devam ettim. 15 dakika sonra bir ses duydum ve aşağıya baktığımda çocuğu yerde hareketsiz bir şekilde gördüm” şeklinde konuştu. Mahkeme heyeti, olay günü Emir Baki Bayındır’ın yanında olan arkadaşının ifadesinin alınmasına ve eksik hususların giderilerek sanığın tutukluluğunun devamına hükmederek davayı 31 Ocak 2025’e erteledi. Ne olmuştu ? Olay, Şahinbey ilçesi Güzelvadi Mahallesi’nde 26 Ağustos tarihinde akşam saatlerinde meydana geldi. İddiaya göre, 10 yaşındaki Emir Baki Bayındır aynı mahallede esnaflık yapan manav Mühsün Taşkın tarafından fazla ses yaptığı iddiasıyla pompalı tüfek ile vurularak ağır yaralandı. Çevredeki vatandaşlar tarafından hemen yakındaki özel bir hastaneye götürülen 10 yaşındaki çocuk, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Emir Baki Bayındır’ın cenazesi, Adli Tıp Kurumu morgundaki otopsi işlemlerinin ardından Yeşilkent Mezarlığı’nda toprağa verilirken katil zanlısı tutuklandı.
Kırıkkale Sağlıkta hiyerarşik sistem hastane yoğunluğunu azaltıyor Kırıkkale’de sağlık hizmetlerinde verimliliği artırmak ve hastane yoğunluğunu azaltmak amacıyla, acil durumu olmayan vatandaşlara aile hekimlerine başvurmaları önerildi. Aile hekimlerine giden vatandaşlar da aldıkları sağlık hizmetinden memnuniyetlerini dile getirdi. Kırıkkale Valisi Mehmet Makas, Hürriyet Aile Sağlığı Merkezi’ni ziyaret ederek aile hekimleri ve vatandaşlarla bir araya geldi. Ziyareti sırasında aile hekimleriyle bir araya gelen Vali Makas, sağlık çalışanlarının taleplerini ve önerilerini dinledi. Ayrıca merkezde muayene için bulunan vatandaşlarla sohbet eden Makas, sağlık hizmetlerinden memnuniyet durumlarını sordu. Ziyaret sonrası gazetecilere açıklamalarda bulunan Vali Makas, sağlık hizmetlerinin etkinliğini artırmak için birinci basamak sağlık hizmetlerinin daha aktif kullanılmasının önemine dikkat çekti. Sağlık hizmetlerinde hiyerarşik sıranın korunması gerektiğini belirten Vali Makas, "Her bir doktorumuza ayda yaklaşık 4 bin hastanın düştüğü bir merkezdeyiz. Bu hastalarımızın birinci basamağı atlayarak üst basamak sağlık merkezlerine yönelmesi yoğunluğu artırıyor. Önemli olan, yerinde ve hiyerarşik sıraya uygun şekilde hizmet almaktır" dedi. Vatandaşlara birinci basamak sağlık hizmetlerini kullanma çağrısı yapan Makas, "Lütfen acil gerektirmeyen bir hizmeti öncelikle birinci basamak sağlık hizmeti veren aile hekimlerimizden almaları gerektiği noktasında bir hatırlatmada bulunmak istiyorum. İnanıyoruz ki kurulan sisteme halkımız ne kadar entegre olabilirse, inşallah bu sistem daha da ileriye taşınacak" ifadelerini kullandı. Sağlık sistemindeki dönüşüme dikkat çeken Makas, Kanuni Sultan Süleyman’ın "Halk içinde mu’teber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi" sözlerini hatırlatarak Türkiye’nin sağlık alanında dünyaya örnek bir model sunduğunu söyledi. Şehir hastaneleri ve devlet hastanelerinin, özel hastaneleri dahi geride bıraktığını belirten Vali Makas, "Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere tüm Sağlık Bakanlarına, teşkilatına ve aile hekimlerimize Kırıkkale’miz adına teşekkür ediyorum" diye konuştu. Vatandaşlar da aile hekimlerinden duydukları memnuniyeti dile getirdi. 83 yaşındaki Ekrem Demirhan, "Çok güzel ilgi ve alaka var. Çok memnunuz" derken, 74 yaşındaki İsmail Gören, "Aile hekimimiz bizimle çok iyi ilgileniyor. Allah razı olsun" şeklinde konuştu. Gökhan Aydın ise, "Aile hekimimiz hastanelerden bile iyi ilgileniyor" diyerek memnuniyetini ifade etti.
Van Bakan Uraloğlu: "Dış güçlerin maşası olanlar kardeşi kardeşe düşürüyor" Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "Maalesef görüyoruz ki dış güçlerin maşası olanlar kardeşi kardeşe düşürüyor. Eli kanlı terör örgütleri ile yaşadığımız coğrafyanın adeta son kalesi konumunda olan özgür ve güçlü Türkiye’yi yıkmaya çalışıyor. Neden? Çünkü, Türkiye kendi haklarını savunmaktan çekinmediği gibi bir de mazlumlar için çabalıyor" dedi. Sabah saatlerinde Van’a gelen Bakan Uraloğlu partisinin Başkale İlçe Başkanlığının 8. Olağan Kongresine katıldı. Burada partililere hitap eden Bakan Uraloğlu, "Köklü tarihiyle, zengin kültür ve gelenekleriyle, bağrında taşıdığı evliya ve enbiyalarıyla, eşsiz güzelliği Van Gölüyle ülkemizin cennet köşelerinden biri olan Van’ın kadim ilçesi Başkale’de; AK Parti 8. Olağan İlçe Kongremiz vesilesiyle sizlerle bir arada olmaktan büyük memnuniyet duyuyorum. Kongremizin partimiz, ilçemiz, şehrimiz ve ülkemiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, sizleri muhabbetle selamlıyorum. Kuruluşundan bugüne Van il ve ilçe teşkilatlarımızda görev alan tüm arkadaşlarımıza gayretleri, emekleri için teşekkür ediyor, ebediyete irtihal eden tüm kardeşlerimize de Yüce Allah’tan rahmet diliyorum. Kongrelerimiz partimizin kuruluş ilkeleriyle birlikte tazelenme ve yenilenme hedeflerini daha fazla artıran, kardeşliğini, birliğini ve beraberliğini geliştiren güzide cemiyetlerdir. Hepimiz kalbimizdeki iman ve vatan sevgisi ile bu yola çıktık. Şimdi, Başkale İlçe Başkanımız Sayın Sercan Bayer kardeşimizle yeniden devam diyoruz. Bugüne kadar çalışmalarında gösterdikleri azim ve özveri için teşekkür ediyorum. Kendisiyle birlikte göreve gelecek yönetime görevlerinde şimdiden başarılar diliyorum" dedi "Van tarih boyunca çok önemli bir şehir olmuş. Urartular gibi nice uygarlığa başkentlik yapmıştır" diyen Bakan Uraloğlu, söyle devam etti: "İlim ve irfan, ticaret ve kültür merkezi olmuştur. Yüzyıllar boyunca Van’da farklılıklarımızı huzur içinde birlikte yaşattık. Çünkü bizim kültürümüzde, geleneklerimizde diğer inançlara saygı ve hoşgörü vardır. Ancak maalesef görüyoruz ki dış güçlerin maşası olanlar kardeşi kardeşe düşürüyor. Eli kanlı terör örgütleri ile yaşadığımız coğrafyanın adeta son kalesi konumunda olan özgür ve güçlü Türkiye’yi yıkmaya çalışıyor. Neden? Çünkü, Türkiye kendi haklarını savunmaktan çekinmediği gibi bir de mazlumlar için çabalıyor. Filistinlilerin, Suriyelilerin, Arakanlıların… zulüm gören tüm mazlumların sesi oluyor. Van’ın en büyük manevi hamilerinden Abdulhakim Arvasi hazretlerinin de dediği gibi "Cemiyetteki ruh hastalıklarının sebebi, iman eksikliğidir." Biz, Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki AK Parti hükümetleri olarak Van’ı yeni projelerle, yatırımlarla, hizmetlerle kalkındırmak için çalıştık, çabaladık. Van’ın her zaman yanında olduk. Bu kadim şehrin asırlık ihmallerinin telafisinde, ihtiyaçlarının giderilmesinde, insanımızın layık olduğu demokrasi ve kalkınma adımlarının atılmasında hep Van’la omuz omuzaydık." Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak ulaşımın ve haberleşmenin her modunda çalıştıklarını ifade eden Bakan Uraloğlu, "Yol yapıyoruz, tünel açıyoruz, köprüler, havalimanları inşa ediyoruz… Maalesef Tendürek Geçidi, Çatak-Şırnak ve Van-Hakkâri yol şantiyelerimizde 2017’de yapılan baskınlarda iş makinelerimizi yaktılar, 4 kardeşimizi şehit edildi. Ama hamdolsun bugüne kadar yılmadık, bundan sonra da yılmayacağız. Yeni projeler üretmeye, ülkemizin dört bir köşesine hizmet götürmeye devam edeceğiz. İnşallah birazdan buradan ayrıldıktan sonra da Van-Hakkari güzergahında Güzelsu ile Başkale arasında hizmet verecek 3 bin 150 metre uzunluğundaki çift tüplü Güzeldere Tüneli’mizin batı tarafındaki tüpünü çift yönlü olarak trafiğe açacağız. Başkale Güzeldere Geçidi’nde bulunan 9 kilometrelik 32 virajları 4 kilometrelik varyant ve Güzeldere Tüneli ile geçip güzergahı daha konforlu hale getirdik. Kar mücadelesinin yoğun olarak yapıldığı, ulaşımın güçlükle sağlandığı mevcut yol kotunu 2.730 metreden 230 metre aşağı çekerek trafiğin çok daha güvenli ve konforlu akmasını tesis ettik. Artık kışın çetin şartları; bölge insanımızın, yolu kullanan sürücülerimizin günlük hayatlarını olumsuz etkilemeyecek. Bu vesileyle sizleri de açılış törenimize davet ediyorum" diye konuştu. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak son 22 yılda Van’a 69 milyar 25 milyon lira yatırım gerçekleştirdiklerini belirten Uraloğlu, "36 kilometre olan bölünmüş yol uzunluğunu 602 kilometreye çıkardık. Yollarında bir kilometre dahi Bitümlü Sıcak Kaplama yoktu, 358 kilometre BSK kaplama yaptık. Van Edremit-Gevaş-Bitlis, Eciş- Patnos, Van-Güzelsu, Erciş- Muradiye- Çaldıran, Van-Özalp-Saray-Kapıköy gibi önemli güzargahları bölünmüş yol olarak inşa ettik. Kale, İki Nisan, Erciş Sanayi, Van Bölge Araştırma Hastanesi, Edremit Bölge Yerleşkesi ve Karahan Köprülü Kavşaklarını tamamladık. Kuskunkıran Tüneli, Karabet Kar ve Çatak Çığ Tünellerini açtık. Hoşap, Şeytan, Kırmızı, Bend-i Mahi ve Kelekom Tarihi Köprülerinin restorasyon çalışmalarını da tamamladık. Ayrıca bugün itibarıyla da 16 milyar 192 milyon lira proje bedeliyle Van Çevre Yolu başta olmak üzere, Adilcevaz-Erciş Yolu gibi 8 karayolu projesine devam ediyoruz. Van’daki yatırımlarımız elbette sadece karayoluyla sınırlı değil. Van Gölü’nün şehrimize daha fazla ekonomik katkısı olması için çalışmalar yaptık. Van Gölü üzerindeki ulaşım ve Tatvan-Van arasındaki demiryolu bağlantısı da TCDD tarafından işletilen ve 1971-1976 yılları arasında imal edilen 4 adet feribot ile yapılmaktaydı. Sultan Alparslan ve İdris-i Bitlisi feribotlarını kullanıma alarak her biri 50 vagon kapasiteli yeni 2 adet feribotla günde 10.500 ton yük taşıyarak, yük taşıma kapasitesini 7 kat arttırdık. Eski feribotlarla 5 saat süren Tatvan-Van arasındaki seyir süresini de 3.5 saate düşürdük. Van Ferit Melen Havalimanını yeniledik ve çağın ihtiyaçlarına hizmet verecek bir havalimanına dönüştürdük. Yıllık yolcu kapasitesini 2.5 milyon yolcuya çıkardık. Bugün, havalimanımızdan iç hatlarda haftalık 4 havayolu şirketiyle İstanbul, Sabiha Gökçen, Esenboğa, İzmir, Çukurova ve Antalya Havalimanları olmak üzere 6 farklı lokasyona 96 sefer gerçekleşiyor. 2023 yılında havalimanımızdan yaklaşık 1 milyon 550 bin yolcu uçuş gerçekleştirdi.2024 yılı Ekim sonuna kadar ise 1 milyon 361 bin üstünde yolcu ile geçen yılın aynı dönemine göre yolcu sayısında yaklaşık %5 artış gerçekleşti. Biz ne hizmet yapıyorsak, ne adım atıyorsak, ne çaba gösteriyorsak, insanımız için… Van’ın yolsuz olan köylerine yol götürüyorsak, içme suyu olmayan köylerini içme suyuna kavuşturuyorsak, okullarını yapıyorsak halkımızın gönlünü abat etmek içindir. Okullarını da açacağız, yollarını da yapacağız, ne eksiğiniz varsa yine biz gidereceğiz. 22 yıl boyunca bu böyleydi, bundan sonra da böyle olacak. Bu düşüncelerle kongremizin siyasi hayatımıza, ülkemize, partimize ve siz değerli dava arkadaşlarımıza hayırlar getirmesini temenni ediyor, Sercan Bayer kardeşimize ve onunla birlikte yol alacak tüm arkadaşlarımıza şimdiden başarılar diliyorum" şeklinde konuştu.