GÜNDEM - 17 Kasım 2024 Pazar 09:31

Gören herkesi hayrete düşüren ‘Bir garip dostluk’

A
A
A
Gören herkesi hayrete düşüren ‘Bir garip dostluk’

Adana’da bir kişi birini 8, diğerini 2 yıldır beslediği "Nazlı ve Zeyno" ismini verdiği keçileri ile 6 aydır beslediği "Şaban" ismini verdiği horoz ile her yere birlikte gidip geliyor. "Şaban"ı omzuna alan şahıs, arkasından gelen keçileriyle birlikte hem markete gidiyor hem de mahallede yürüyüş yaparak herkesin ilgisini çekiyor.



Adana’nın Seyhan ilçesinde yaşayan Yakup Asrinam (43), askerde yaşadığı rahatsızlık sonucu doktor tavsiyesi üzerine önce bir köpek sahiplendi. Köpeği öldükten sonra pazardan bir keçi alan Asrinam, keçiye "Nazlı" ismini koyup arkadaşlık bağı kurdu. Her yere keçisiyle birlikte gidip gelen Asrinam, 2 sene önce keçisi de tek başına sıkılmasın diye "Nazlı" adını verdiği bir keçi daha satın aldı.


Keçileri ile birlikte yaşamaya başlayan Asrinam, keçileri ile geziyor, spor yapıyor, kahvehaneye gidiyor hatta onlarla birlikte yemek yiyor.


Horoz da sahiplendi


Son olarak Şaban ismini verdiği horozu sahiplenen Asrinam, gören herkesi gülümsetiyor. Horozu omzuna alarak gezen Asrinam’ı keçileri de arkasından takip ediyor. Ayrıca Asrinam, horozuyla birlikte motosiklete biniyor ve tur atıyor.


Görenlerin çok şaşırdığını anlatan Yakup Asrinam, “Ben askere gittiğimde hastalık geçirdim ve çok uzun bir tedavi gördüm. Bu sürede psikiyatri tedavisi görmem gerektiğini söyledi. Bende bunu kabul etmeyince doktorum bana ‘Bir hayvan sahiplen’ dedi. Bunun üzerine golden cinsi bir köpek sahiplendim. Ardından da keçi aldım. Adını Nazlı, koydum. 2 sene sonra Nazlı durmadan karnımın sol tarafına vuruyordu. En son sert bir darbe vurdu ve doktora gittim. Doktor bunun üzerine sol böbreğimin olmadığını söyledi. O zaman Nazlı ile arkadaşlığımız daha da pekişti” dedi.


“Herkes bana ‘Nuh’un gemisi’ diye sesleniyorlar”


Horoz ve keçilerle mutlu olduğunu söyleyen Asrinam, “Hem insan hem de hayvanlarda sevgi, saygı olduğu sürece bu dünya yaşanılabilir bir yer aslında. Nazlı ile 8 yıldır, Zeyno ile 2 senedir, Şaban ile de 6 aydır birlikteyiz. Şaban ile bu yaz denize götürdüm. 4 gün tatil yaptık. Herkes bana ‘Nuh’un gemisi’ diye sesleniyor” ifadelerini kullandı.


Horozu için 20 bin lira para teklif edildiğini vurgulayan Yakup Asrinam, “Şaban için geçen gün birisi 20 bin lira verdi. 20 bin değil, 100 bin lira verseler yine vermem. Onlar benim evlatlarım, ben onlardan ayrılamam. Ancak ben ölürsem onlardan ayrılırım” diye konuştu.


Mahalle esnafından Hüseyin Begar ise keçi ve horozlara alıştıklarını söyleyerek, “İlk gördüğümde çok şaşırıyordum ama artık çok alıştık. Bütün mahalle alıştı Yakup ve hayvanlarına. Sadece keçilerin markete girişi yasak. Çünkü marketi dağıtıyorlar. Horozda bir sıkıntı yok. O Yakup’un omzunda geziyor” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Tarım ve Orman Bakanlığından “33 soruda planlı üretim” rehberi Tarım ve Orman Bakanlığı, bu yıl uygulamaya koyduğu tarımsal üretim planlaması ve yeni destekleme modelini üreticilere anlatmak amacıyla hazırladığı ve 33 soruya yanıt verdiği rehberi resmi internet sitesinde yayımladı. Bakan İbrahim Yumaklı, tarımsal üretim planlamasının, suyu merkeze alarak hangi alanda hangi ürünü ne kadar ve nasıl üretilmesi gerektiğini ortaya koyan bir program ve bir disiplin manzumesi olduğunu bildirdi. Tarımsal üretimi etkileyen şartların hızla değiştiği ve gıdaya olan talebin arttığı yeni dönemde planlı üretimi uygulamaya koyan Tarım ve Orman Bakanlığı, bitkisel, hayvansal ve su ürünlerindeki yenilikleri 33 soruda cevaplandırdı. Bakanlığın hazırladığı “Sorularla Tarımsal Üretim Planlaması ve Yeni Destekleme Modeli” rehberi bakanlığın internet adresinde yayımlandı. Rehberde, suyu merkeze alan tarımsal planlamanın amaçlarından desteklemelerdeki değişikliklere, destekleme ödemelerinden nasıl yararlanılacağından tarımsal arazilerin kiralanmasından, kadın ve genç çiftçilere sağlanan desteklere kadar yeni modelin neler getirildiği kamuoyu tarafından merak edilen 33 soruya verilen cevaplar yer alıyor. “Uzun vadeli, titiz ve hassas bir program” Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, rehberde yer alan önsözünde, tarıma yapılan yatırımın toplumun her ferdine, vatan toprağının her karışına ve her sektörüne yapılan yatırım anlamına geldiğini belirtti. Tarımla ilgili atılan adımların her alanda iz bırakacağı için uzun vadeli, titiz, hassas bir plan ve programa ihtiyaç duyduğuna dikkati çeken Yumaklı, şu ifadeleri kullandı: “Günübirlik hazırlanan bütün proje ve çalışmalar ise geçmişin birikimini yok etmekle kalmaz, gelecekte büyük sorunların yaşanmasına da neden olabilir. Bugüne kadar her konuşmada ‘Aslında tarımsal potansiyelimiz çok ama tarımda planlamayı bir türlü hayata geçiremedik.’ serzenişleri vardı. Biz bu konuda büyük aşama kaydettik. 2023’te planlı tarımla ilgili bütün yasal düzenlemeleri bitirdik. Tarımsal Üretim Planlaması, suyu merkeze alarak hangi alanda hangi ürünü ne kadar ve nasıl üretmemiz gerektiğini ortaya koyan bir program, bir disiplin manzumesidir. Tarım politikalarımızı hem bugüne hükmedecek hem de geleceğe aktaracak bir vizyonla oluşturduk. Sayın Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi ‘Güçlü Türkiye’nin yolu güçlü tarımdan geçer.’ Türkiye Yüzyılı’nı hayata geçirmek için tarımı; verimliliğin, kalitenin, sağlığın, sürdürülebilirliğin, rekabet edebilirliğin zirvesine çıkarmak amacıyla var gücümüzle çaba sarfetmeye devam edeceğiz.”
İstanbul İstanbul’da uyuşturucu satıcılarına geniş çaplı operasyon: 5 şüpheli yakalandı İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekiplerince 4 ilçede uyuşturucu madde ticareti yapan sokak satıcılarına yönelik düzenlenen geniş çaplı operasyonda 5 kişi gözaltına alındı. Şüpheliden 2’si tutuklanarak cezaevine gönderilirken, 1 şüpheliye adli kontrol hükümleri uygulandı, 2 şüpheli ise serbest bırakıldı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekiplerince Avcılar merkezli Bağcılar, Küçükçekmece, Esenyurt ilçelerinde uyuşturucu madde ticareti yapan sokak satıcılarına yönelik 16 Kasım’da geniş çaplı operasyon düzenlendi. Operasyonda, Avcılar Denizköşkler Mahallesi’nde bir grup şüpheli şahıs, narkotik madde ticareti yaptığı sırada suçüstü yakalandı. Şüphelilerin üzerinde yapılan aramada 9 adet paketlenmiş halde 89.7 gram narkotik madde ile 10 bin 500 lira para ele geçirildi. Çok sayıda uyuşturucu madde ele geçirildi Ekiplerce 4 ilçede yapılan operasyonda 5 şüpheli yakalandı. Şüphelilerin adreslerinde yapılan aramalarda ise, 2 kilo 960 gram uyuşturucu madde, 17 adet satışa hazır halde toplamda 270.47 gram uyuşturucu madde, 348 gram amfetamin katkı maddesi, 3 adet hassas terazi, 1 litre aseton, çok sayıda şeffaf poşet, 1 adet ruhsatsız tabanca, 1 adet şarjör ve 5 adet 7.65 mm fişek ele geçirildi. Öte yandan operasyon sırasında yakalanan 5 şüpheliden 2’si emniyette ki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. 2 şüpheli, ‘uyuşturucu madde ticareti yapmak’ ve ‘ruhsatsız silah bulundurma’ suçundan adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderilirken, 1 şüpheliye adli kontrol hükümleri uygulandı, 2 şüpheli ise serbest bırakıldı.
Kocaeli Müzenin en yaşlı üyesi: 140 yıllık zarf makinesi hala çalışıyor Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk sanayi kuruluşlarından SEKA Kağıt Fabrikası’nın 140 yıllık zarf makinesi adeta zamana meydan okuyor. Temeli 1934 yılında atılan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk sanayi kuruluşlarından biri olan SEKA Kağıt Fabrikası, restore edilmesinin ardından 2016 yılında müze olarak hizmete açıldı. Kağıt üretim sürecinde kullanılan makine ve teçhizatların sergilendiği müzede, 1884 yılında Almanya’da üretilen tarihi zarf üretim makinesi dikkat çekiyor. Matbaa bölümünde sergilenen bu özel makine, tek mil üzerinden aldığı güçle tüm parçalarını çalıştırıyor. Özellikle zarf üretimi ve katlama işlemleri için kullanılan bu makine, farklı boyut ve türde zarfları kesip katlıyor, yapıştırıyor ve baskı yapabiliyor. 140 yaşındaki makine, bu özellikleriyle dönemin mühendislik dehasını yansıtıyor. SEKA Kağıt Fabrikası’nda uzun yıllar görev yapan ve fabrikanın müze haline dönüşümüne katkı sunan emekli işçi Şaban Günay, makinenin hikayesini ve fabrikanın o dönemdeki üretim sürecini anlattı. 1972’de SEKA bünyesinde kurulan çıraklık okulunda eğitim aldığını belirten Günay, 1975’da işçi olarak çalışmaya başladığını ifade ederek, "Emekli olana kadar matbaanın her bölümünde çalıştım ve en son usta başı olarak görev yaptım. Zamanla fabrikanın bölümleri kısım kısım kapandı" dedi. "Bazı makineler hala çalışıyor" Müzenin kuruluş sürecinde de görev aldığını belirten Günay, "Seka Kağıt Müzesi yetkilileri talepte bulunduğunda her zaman yardıma geliyoruz. Makinelerin bakımlarını yapıyoruz. Müzede bulunan 3-4 makine hala çalışır durumda. Ben makinelerin özelliklerini biliyorum. Bakımlarını yaparak, daha iyi bir sergi sağlıyoruz" diye konuştu. 140 yıllık Şaban Günay, müzedeki eserler arasında dikkat çekici özelliğe sahip zarf makinesinin 1884 yılında üretildiği bilgisini vererek, "Almanya’da üretildi. Biz çalışırken bazı müzelerden talip olanlar oldu. Fabrikanın zarf ihtiyacını karşıladığı için veremedik ama kendi müzemize nasipmiş. El birliğiyle kurduğumuz Seka Kağıt Müzesinde sergileniyor. Makinenin en büyük özelliği üzerinde görmüş olduğunuz tüm hareketleri tek milden alması. Tüm gücünü altında bulunan milden alıyor" şeklinde konuştu. "Müzede hatıralar yaşatılıyor" Müzede sadece SEKA Kağıt Fabrikası’nda kullanılan makine ve teçhizatların sergilenmediğini, aynı zamanda emek veren işçilerin hatıralarının yaşatıldığına dikkat çeken Şaban Günay, "Emekli olan arkadaşlarımın hatıralarının yaşatılması, onların çocuklarının, aile üyelerinin hazırladığımız müzeye gelmeler, tanık olmaları, hatıraları yaşatmaları çok güzel. Zaten bu çalışmalar onlar için yapıldı. İhmal etmesinler, müzemizi ziyaret etsinler" ifadelerini kullandı. "Davetiyeyi bastım ve ihtar cezası aldım" Günay, çalıştığı yıllarda unutamadığı bir hatırasını da paylaşarak, "Yıllar önce fabrikada çalışan arkadaşlarımızın düğün davetiyeleri zarf makinesinde basılırdı. Aslında davetiye basmak yasaktı. Fakat amirlerden davetiye basan oluyordu. Fabrikada çalışan bir arkadaşımız yanımıza gelmişti, davetiye bastırmak istedi. Yasak diye geri göndermiştik. Arkasından uzun süre baktım ve ’Ben bu arkadaşımızın davetiyesini basacağım’ dedim. Davetiyesini aldım ve bastım. Yakalandık tabii. O yüzden ihtar cezası almıştım. Bu da güzel bir hatıra olarak kaldı" dedi. "Babam 30 yıl burada çalıştı" Ailesiyle birlikte müzeyi ziyaret eden Halil Şenel ise "İstanbul Tuzla’da yaşıyorum. Babam bu fabrikada 30 yıl çalıştı. Bizde müzeyi ziyaret etmek istedik. Nasıl çalışmalar, neler yapmışlar hepsini görmüş olduk" diye konuştu.