EKONOMİ - 27 Eylül 2024 Cuma 18:17

Nazilli’nin girişimci kadınları sertifikalarını aldı

A
A
A
Nazilli’nin girişimci kadınları sertifikalarını aldı

Nazilli Belediyesi İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü ve Güney Ege Kalkınma Ajansı(GEKA) iş birliğiyle düzenlenen ‘Nazilli’nin Girişimci Kadınları E-Ticaret Öğreniyor’ eğitim seminerini başarıyla tamamlayan 52 kadın girişimci sertifikalarına kavuştu.


Eğitmen Petek Üzülmez tarafından verilen ve 4 gün süren eğitimde girişimcilere; finans, dijital pazarlama ve e-ticaret konuları detaylı olarak anlatıldı.


Katılımcılara sertifikalarını takdim eden Belediye Başkanı Dr. Ertuğrul Tetik; “Kadınlarımızın her alanda olduğu gibi E-ticaret konusunda da dijital dünyada ses getirecek çalışmalara imza atacağınıza eminim. Her birinizle gurur duyuyorum. Sizlere söz veriyorum; ilçemizin ekonomik alanda gelişimine destek olacak tüm girişim ve projelerinizde Nazilli Belediyesi yanınızda olmaya devam edecek” dedi.


Emeklerinden dolayı Nazilli Belediyesi İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü personellerine ve GEKA yetkililerine teşekkür eden kadın girişimciler, yeni eğitimler düzenlenerek seminerlerin devam etmesi talebinde bulundu.



Nazilli’nin girişimci kadınları sertifikalarını aldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Mut Zeytin ve Zeytinyağı Festivali coşkulu başladı Mersin’in Mut ilçesinde düzenlenen Mut Zeytin ve Zeytinyağı Festivali, Tarihi Karacaoğlan Çınaraltı Parkı’nda açılış töreniyle başladı. Festival açılışına, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, milletvekilleri, Mut Kaymakamı İhsan Ayrancı, çevre ilçelerin belediye başkanları, davetliler ve çok sayıda vatandaş katıldı. Festival Mut Belediyesi Halk oyunları ekiplerinin gösterileriyle start verildi. Festivalin açılışında konuşan Mut Belediye Başkanı Murat Orhan, "Bugün ilçemiz için son derece önemli bir gün. Bence tarihi bir gün. Bizler Türkmen’iz, bizler vatanımıza bayrağımıza bağlı insanlarız, bizler ekonomisi tarıma dayalı olan bir ilçeyiz. Ekonomimiz nüfusumuzun yüzde 90’nı tarımla uğraşır. Son dönemlerde hakikaten üreticimiz zor durumda üretmiş olduğu ürünler hak ettiği değerden maalesef değerini bulamamakta. Mut Zeytin ve Zeytinyağı festivalini yaparak ürünümüz hak ettiği değere taşıma noktasında inşallah gereken neyse bu festivalimizde tanıtarak marka değerini tanıtarak ürünümüzü hak ettiği değere taşımak istiyoruz. İlçemizde 200 bin tona yakın zeytin rekoltesi bekleniyor. İlçemiz zeytin ağacı varlığı noktasında Türkiye’de Manisa’nın Akhisar ilçesinden sonra en fazla zeytin ağacı varlığına sahip ikinci ilçe. 10 milyona yakın zeytin ağacımız var. Bakın ilçemiz zeytincilik noktasında gerçekten ülkemize önemli bir noktada. İlçemizde Türkiye’de tescilli bin 300 yaşında anıt zeytin ağacı da var. İnşallah bunun yanı sıra işletmeler her geçen yıl içimizde zeytin sanayisinde yol kat ediyor. Yine o dönemde devletimizin vermiş olduğu teşviklerle ciddi bir zeytin potansiyeline sahip olduk. Ben düşünüyorum ki bundan bir on yıl sonra ilçemizde zeytin rekoltesi 500 bin tona yaklaşacak” dedi. Mut Kaymakamı İhsan Ayrancı ise konuşmasında, "Sizlerin de bildiği gibi 269 bin dekar alanda zeytin üretimi yapıyoruz. 2024 yılı içinde rekolte beklentimiz 13 bin ton zeytinyağı bu müstesna coğrafyada bulunan Mut ilçemiz içinde bulunduğu mikro klima özelliği taşıyan iklim koşulları ve coğrafi özellikleri itibarıyla dünyada zeytin üretimi yapılan bölgeler içerisinde Akdeniz sineği hastalığı görülmediği tek bölgeyiz” ifadelerini kullandı. "Mut’a geliyoruz, mutlu oluyoruz" Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ise, “Mut’umuzdan bereket akıyor. Her zaman söylüyoruz Mut’la övünüyoruz. Muta geliyoruz, mutlu oluyoruz. Sayenizde Mut üretmeye devam ettikçe bizde Mut’a desteği devam edeceğiz. Belediyede güzel hizmetler yapıyorlar. Ayrımcılıkta yapmıyorlar adaletsizlikte yapmıyorlar herkesi kucaklıyorlar. Belki de bize diyecekler ki yüksek ihtimal o zaman ülkeyi sizler yönetin bizde siz yönetin bakalım bu memleketin evladı değil misiniz siz yönetin diyecekler. Ben buna canı yürekten inanıyorum. Mut’un zeytinyağı başka markalar adı altında sanki başka bir bölgenin zeytinyağı gibi pazarlanıyor. Üretim güzel ama akılla hareket edeceğiz. Marka oluşturup tanıtacağız. Dünyanın dört bir yanında Mut’un zeytini zeytinyağı aranır olsun” şeklinde konuştu. "Tarımı yok edersek yarın kriz döneminde kimden ne isteyeceğiz" Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da, “Mut’a geldik mutlu olduk. Böyle güler yüzlü insanları görünce gerçekten Mutlu olduk. Gönlümüz ister ki herkes yerinde ve kazancına sahip olsun ailesiyle birlikte mutlu ve huzur içerisinde yaşasın inşallah size böyle güzel günler diliyorum. Çocukluğumuzda hep şununla övünürdük. Dünyada kendi kendine yeten dünya ülkelerinden birisi Türkiye’dir diye. Seviniyorduk şimdi buğdayı dışardan ithal ediyoruz. Her türlü ürünü dışarıdan ithal ediyoruz ucuza diye böyle bir politikanın peşinde geziyoruz. Şuna benziyor Nuri Demiral Türkiye’de uçak imal ederken Amerikalıların o günkü yöneticileri kandırıp bırakın uğraşmayın ben size daha ucuzunu veriyoruz deyip o fabrikayı kapattırmalarına benziyor. Oysa bunun böyle olmadığı ne zaman ortaya çıktı. Pandemi döneminde Ukrayna savaş yokken bile bir gemi buğday göndermedi. Çünkü ne kadar kapalı kalacaklarını bilmiyorlardı. Önce kendi ülkem dedi dolaysıyla buğday bugün son derece stratejik bir üründür. Arkasından Rusya savaşı çıktı aynı şeylerle karşılaştık herkes önce diyecek ki elbette kendi üretimi diyecek peki biz ekmezsek tarımı yok edersek yarın kriz döneminde kimden ne isteyeceğiz” diye konuştu. Konuşmaların ardından festivalin akşam bölümünde sanatçıların konser vereceği, 3 gün çeşitli etkinliklerle devam edeceği belirtildi.
Diyarbakır Çayönü Tepesi’nde 60 yıllık kazı serüveni sergisi Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde yer alan Çayönü Tepesi’nde 1964 yılından bu yana süren kazılar, göçebelikten yerleşik hayata geçiş sürecini aydınlatıyor. Bu yıl, kazıların 60. yılı anısına özel ‘Çayönü Tepesi: 60 Yıl 60 An’ sergisi düzenlendi. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Müzecilik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Savaş Sarıaltun, serginin açılışında yaptığı konuşmada, “Bu yıl, Çayönü Tepesi’nin kazısının başlangıcından 60 yıl sonra önemli bir dönüm noktasını kutluyoruz. Amacımız, 1964’ten 2024’e kadar olan tüm kazı süreçlerini halkımızla paylaşmak” ifadelerini kullandı. Sergide, kazı sürecinde çekilen fotoğrafların yanı sıra arkeologların yaşadığı anlar da öne çıkıyor. Sarıaltun, “Genelde arkeolojik kazılarda final fotoğrafları ön plana çıkar, ancak biz bu sergide insanın içinde olduğu anları yansıtan karelere odaklandık" dedi. Anadolu Üniversitesi Arkeoloji Bölümü 3. sınıf öğrencisi Şelale Aktaş ise, "Bu benim üçüncü katıldığım kazı. Sergimiz, Çayönü Tepesi’nin 60 yıllık serüvenini yansıtmak için düzenlendi. Yaşadığımız mutlulukları ve zorlukları paylaşmak istiyoruz" diye konuştu. Sergiye Diyarbakır İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Sabahattin Genç, Diyarbakır Müze Müdürü Müjdat Gizligöl ve davetliler katıldı.
Gaziantep Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı: “Tarımsal hasılada Avrupa’da birinci, dünyada dokuzuncu sıradayız” Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Gaziantep’te katıldığı Sektör Paydaşları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, "Tarımsal hasılada Avrupa’da birinci, dünyada dokuzuncu sıradayız” dedi. Çeşitli programlar ve ziyaretlere katılmak üzere Gaziantep’te bulunan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Sektör Paydaşları Toplantısı’na katıldı. Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri ev sahipliğinde yapılan toplantıda konuşan Bakan Yumaklı, bakanlık çalışmalarına yönelik bilgilendirmelerde bulundu. “Bu yüzyılın üretimin ve üreticinin yüzyılı olması için ne gerekiyorsa yapacağız” Bakanlığın Türkiye Yüzyılı yatırımlarına yönelik konuşan Bakan Yumaklı, "Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz büyük. Bunu her zaman ifade ediyoruz. Bu yüzyılın üretimin ve üreticinin yüzyılı olması için ne gerekiyorsa yapacağız. Sadece bizim gayretimizle olacak bir iş değil bu. Hepimizin el ele omuz omuza vererek sektörümüzün karşılaşmış olduğu ve karşılaşacağı sorunları doğru bir şekilde tespit edip buna göre kendi vaziyetimizi almamız şart. Dünyanın bütün ülkeleri böyle yapıyor çünkü. İki hafta önce G-20 zirvesinde birçok devletin çözüm aradığı sorunlar aslında bizim de ülkemizin gündeminde olan hususlar” dedi. “Tarımsal hasılada Avrupa’da birinci, dünyada dokuzuncu sıradayız” Türkiye’nin tarım üretim verileri ile ilgili bilgi paylaşan Bakan Yumaklı, "Dünyada tarımsal üretim anlamında sayılı ülkelerden biriyiz. Tarımsal hasılada Avrupa’da 1’inci, dünyada 9’uncu sıradayız. Bu rakamlar ilgili uluslararası kurumlar tarafından zaman zaman yayınlanıyor. Merak edenler mutlaka takip ediyordur. Tarımsal üretim stratejik öneminin arttığı bu dönemde bu potansiyelimizi korumak, rekabet gücümüzü de arttırmak zorundayız. Bunun için de yeni politikalar üretmek gerekir. İşte bizler de bunu yaptık. Türkiye’nin geleceğine dair bir şeyler tasavvur ediyorsanız elinizdeki araçları elinizdeki kaynakları uygun bir şekilde kullanmak durumundasınız. Biz de bu elimizdeki kaynakları destekler sözleşmeli üretim ve diğer konular başta olmak üzere yeniden nasıl gündeme getirir ve hedeflere ulaşırız diye düşündük ve en önemli araç olan desteklerden başladık” ifadelerini kullandı. "160 civarında destek kalemini 3 ana başlığa indirdik" Bakanlığın çiftçilere yönelik destek kalemlerini birleştirerek 160’dan 3’e düşürdüklerini de belirten Bakan Yumaklı, “Çok çeşitli konularda, yaklaşık 160 civarında destek kalemine sahipti sektör. Sahaya çıktığımız zaman, konuştuğumuz zaman destekler konusunda karmaşa yaşandığını görüyorduk. Yeni duruma göre bunların dizayn edilmesi gerekiyordu. Biz de bunu yaptık ve 3 ana başlığa indirdik. Bu temel desteklerin bütün ürünlere ki bu ürünler stratejik ürünlerdir. Bu bahsetmiş olduğumuz ürünler Türkiye’deki ekilebilir tarım arazilerinin yüzde 77’sinde yetiştirilen ürünler. İlk etapta bunları baz alarak planlamaya dair ürün üretiyorsa destek verelim, ürün ve üretimle alakalı geliştirme verelim diye 3 ana başlık altında topladık. Bütün bunları yaparken de bizim bir baz almamız gerekiyordu. Almış olduğumuz o baz da gübre ve mazot bedelleriydi. Hangi ürün için ne kadar gübre ne kadar mazot harcıyor iseniz onu baz alarak gitmekti” şeklinde konuştu. "Gençlerin ve kadınların tarımsal üretimin içerisinde olması için yeni destekler ve yeni pozitif ayrımcılıklar getirdik" Gençler ve kadınlara yönelik çalışmalara da değinen Bakan Yumaklı, "Gençlerin ve kadınların tarımsal üretimin içerisinde olması için ilk defa yeni destekler ve yeni pozitif ayrımcılıklar getirdik. Bu konu bizim bundan sonra da masamızda bir numarada olacak. Gençlerin bu bayrağı alması ve tarımsal üretimde olması gerekir. Bunun kolay olmadığını biliyorum ancak biz pozitif ayrımcılığa devam edeceğiz" ifadelerine yer verdi. "Gaziantep’e son 22 yılda yapılan yatırım toplamı 61 milyar lira" Gaziantep ile ilgili çalışmalar hakkında da bilgi veren Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, "Tarım Orman ve Su alanında Gaziantep’e son 22 yılda yapılan yatırım toplamı 61 milyar lira. Bunun 41 milyar lirası su alımında yapılmış durumda. Yine diğer desteklerden ve hibelerden ben çok faydalanan illerin başında Gaziantep geliyor. Orman alanında da yaklaşık 66 milyon Gaziantep’te toprakla buluşturup kazandırmış olduk. Fıstığı, sarımsağı, kırmızı biberi, nanesi ve daha pek çok ürünü ile Gaziantep marka bir şehir" dedi. "Araban sarımsağının da baklavanın da Avrupa Birliği tescili almasından son derece mutluyum" Bir Kastamonulu olarak Gaziantep Araban sarımsağının Avrupa Birliği tescili almasından mutlu olduğunu vurgulayan Bakan Yumaklı, "Bu arada bugün bir sarımsak sohbeti oldu. Bir Kastamonulu olarak bizim Taşköprü sarımsağımız da var biliyorsunuz. Ama şunu kesinlikle yapmıyorum. O ayrı, bu ayrı. Aynı şey pastırmada da oluyor. Orada da söylüyorum. Kastamonu pastırmasıyla Kayseri pastırmasını tabiri caizse böyle bir rekabet oluşturulmaya çalışılıyor. Böyle bir rekabet ben oluşturmuyorum. Her ikisi de bizim, her ikisi de memleketimizin. Araban sarımsağının da baklavanın da Avrupa Birliği tescili almasından son derece mutluyum" diye konuştu. Bakan Yumaklı’nın konuşmasının ardından program soru-cevap şeklinde basına kapalı olarak devam etti.
Diyarbakır Çayönü Tepesi’nde 60 yıllık kazı serüveni sergisi Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde yer alan Çayönü Tepesi’nde 1964 yılından bu yana süren kazılar, göçebelikten yerleşik hayata geçiş sürecini aydınlatıyor. Bu yıl, kazıların 60. yılı anısına özel ‘Çayönü Tepesi: 60 Yıl 60 An’ sergisi düzenlendi. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Müzecilik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Savaş Sarıaltun, serginin açılışında yaptığı konuşmada, “Bu yıl, Çayönü Tepesi’nin kazısının başlangıcından 60 yıl sonra önemli bir dönüm noktasını kutluyoruz. Amacımız, 1964’ten 2024’e kadar olan tüm kazı süreçlerini halkımızla paylaşmak,” ifadelerini kullandı. Sergide, kazı sürecinde çekilen fotoğrafların yanı sıra, arkeologların yaşadığı anlar da öne çıkıyor. Sarıaltun, “Genelde arkeolojik kazılarda final fotoğrafları ön plana çıkar, ancak biz bu sergide insanın içinde olduğu anları yansıtan karelere odaklandık,” dedi. Anadolu Üniversitesi Arkeoloji Bölümü 3. sınıf öğrencisi Şelale Aktaş ise sergiye katkı sağladı. Aktaş, “Bu benim üçüncü katıldığım kazı. Sergimiz, Çayönü Tepesi’nin 60 yıllık serüvenini yansıtmak için düzenlendi. Yaşadığımız mutlulukları ve zorlukları paylaşmak istiyoruz,” diye belirtti Sergiye Diyarbakır İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Sabahattin Genç, Diyarbakır Müze Müdürü Müjdat Gizligöl, ve davetliler katıldı.
Bitlis Ahlat’ta 50 engelliye akülü araç hediye edildi Bitlis’in Ahlat ilçesinde ihtiyaç sahibi 50 engelli bireye akülü araç hediye edildi. Hollanda İHH Vakfı, Adil Paylaşım Derneği, Cros Medikal, Wiki Autos, Avukat Muaz Ergezen ve Hollanda’da yaşayan gurbetçilerin katkılarıyla, Ahlat Kaymakamlığı ile Engellilerle El Ele Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği işbirliğiyle temin edilen 50 akülü araç ihtiyaç sahibi engellilere düzenlenen törenle dağıtıldı. Ahlat Özel İdaresi Şantiye Şefliği Bahçesinde gerçekleşen program saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Burada ilk olarak konuşan Engellilerle El Ele Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Neslihan Akdemir , sunulan imkanın kıymetini paha biçilemez olduğunu belirterek, binlerce kilometre uzaktan araçları gönderen bağışçılara ve emeği geçenlere teşekkür etti. Ardından konuşan İHH Hollanda Vakfı Temsilcilerinden Hüseyin Gündüz, vakıf çalışmalarından bahsederek, program emeği geçenlere teşekkür etti. Kazakistan Fahri Başkonsolosu Avukat Muaz Ergezen de, “Engelli kardeşlerimiz yakından şahit olduk ki engelli kardeşlerimize imkan verildiğinde hayatın içine neler kattıklarına şahit olduk. Bu nedenle elimizden geldiği kadarıyla bağışçı ve ihtiyaç sahiplerini bir araya getirmeye çalışıyoruz” dedi. Son olarak konuşma yapan Bitlis Valisi Ahmet Karakaya’da, “Göreve başladığımız ikinci günde böyle önemli bir program, böyle güzel duygulu bir programla sizlerle bir araya gelmekten büyük bir mutluluk duyuyorum. Gerçekten bir ülkenin medeniyet seviyesini ölçebileceğimiz elbette çok Kriter var. Ama bu kriterlerden en önemlisi engelli vatandaşlarına sağlayabildiği imkanlardır. Eğer bir ülke bir şehir hangi ölçekte alırsak alalım, engelli vatandaşlarının ve onların ailelerinin ihtiyaçlarını, sorunlarını önemli oranda gideremiyorsa geri kalan yaptığı işlerin bir bereketi olmaz diye düşünüyorum. İşte bu sebeple Devletimiz, hükümetimiz, engelli vatandaşlarımız için uzun yıllardır çok ciddi çabalar sarf ediyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın engelsiz yaşam projeleri var. Yine belediyelerimizin çok ciddi bir şekilde fiziki mekanlara yönelik olarak, bu sorunları gidermeye, engelli vatandaşlarımızın her yere erişimini sağlayabilecek bir düzen kurma ile ilgili çalışmalar var. Şimdi bunların hepsi bir araya geldiğinde artık yavaş yavaş görünür oluyor. Son 20 yıllık süre zarfında çok ciddi atılımlar yapıldı. Belediyelerimizin, hükümetimizin çalışmalarıyla engelli kardeşlerimiz sokağa çıkabiliyor. Çok sayıda okullar açıldı. Özel eğitimle ilgili özel çocuklarımız için. İnancımız zaten bunu salık veriyor. Eğer ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın sorunlarına eğilmediğimiz takdirde, dediğim gibi hiçbir şeyin bereketi olmuyor. Şuan 50 vatandaşımızın akülü araç dağıtımı yapılacak. Bunun sayısı ne kadar ihtiyaç varsa gidermek zorundayız. Biz gerek devlet kurumlarımız gerek sivil toplum kuruluşlarımız genel yönetimlerimiz el birliği yapacağız ve bu sorunu önceleyeceğiz. Dediğim gibi işimizin bereketi kalmaz. Ben buradan hayırsever vatandaşlarımıza da sesleniyorum. Hiçbirimiz hiçbir makamın, hiçbir mülkün sahibi değiliz. Hepimiz ancak ve ancak emanetçiyiz. Bu emaneti yürüttüğümüz süre zarfında yapabileceğimiz en güzel işlerden birisi engelli kardeşlerimizin dertlerine derman olmaya çalışmak ve onların yanında olmaktır. Çünkü bu Yapılan faaliyetle, bu güzel kardeşlerimiz adeta özgürlüklerine kavuşuyor. Bu güzel kardeşlerimiz ailelerinin üzerindeki yükü de hafifletmiş oluyor. Dolayısıyla aile içerisindeki sevgi bağlarını da daha da güçlendirmiş oluyoruz. Çünkü sürekli bir arada olmaktan kaynaklı sorunlar var. Empati yaptığımız zaman çok kıymetli bir hizmet. Küçük dokunuşlarla böyle gönüllere girmek ancak bu şekilde olur. Bu programa projeye emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi. Konuşmaların ardından Vali Karakaya ve beraberindekiler, akülü araçlarını teslim alan engelli bireylerle bir süre sohbet etti. Hediye töreninin ardından dua edilerek, çekilen toplu hatıra fotoğrafıyla birlikte program sona erdi. Akülü araçlarını alan yürüme engelli bireyler kendilerine akülü araç hediye edilmesinden duydukları memnuniyeti dile getirerek destek olanlara teşekkür ettiler.